3 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

3 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Amerikada bitaraflık kanunu Bugün bütün dünyanm nazarları Moskova ile Vaşingtona tevcih edilmiş bulunuyor. Çünkü şimdiki cihan siyaseti üzerinde büyük tesir yapabilecek teşebbüs ve hareketlerin meydana gelip gelmiyeceği Moskovnda İngiliz fev- kalâde elçisi ile Sovyet baş komiseri Molotof arasında devam eden temaslarla Vaşingtonda Amerika müttehid hükümetleri umumi parlimeentosu kon- grede cereyan etmekte bulunan münakaşaların neticesine bağlı bulunuyor. Amerikada hükümetin başında bulunan Gümhurreisi Roosevelt ile Ka- binesi erkânı kendisi gibi demokrasi rejimine tâbi İngiltere ile Fransaya müttefik olmasa bile hiç olmasza bir harpte silâh ve mühimmat ve diğer eşya vermek suretile yardım etmeğe yani hayırhah bitaraf olmağa tarafdar- dırlar. Fakat âyan ve mebusan her şeyden evvel Amerikanın Avrupa ve As- yada çıkacak her hangi harpten mutlak surette uzak kalmağı tasmim etmiş Pariâmento tatili yapmazdan evvel Amerika hükümeti bir harp zama- mında bilâistima umum muharip devletlere silâh ve mühimmat verilmesini bulunmuştu. Fakat Rooseveltin gerek kendisinin tarafdarı demokratlar gerek cüm- huriyetçiler Amerika bir defa silâh verdikten sonra arkasından asker dahi vermesi icab edeceği düşüncesile bu tadilâta razı olmamışlardır. Neticede Cümhurreisinin teklifleri reddedilmiştir. Mebusan fheclisinde verilen bu karar şimdi Ayana gelmiştir. Memleketin harici siyaseti üzerinde nüfuz ve salâhiyeti daha geniş olan âyan meclisinde hükümetin tadil tekliflerinin terviç edilmesi pek muhtemel değildir. Hattâ âyan meclisi Reisicümhurun doların Altın kıymetini değiştirmek salâhiyetini de fazla bulduğundan âyan ve mebusan muhtelif komisyonunda AKŞAM Yaman bir dolandırıcı Sofyada birçok tanınmış kimseleri dolandıran bir serseri yakalandı Bofyada çıkan Zarya gazetesinin. yazdığına göre, Bulgaristanda garip bir dolandırıcılık yapılmıştır. Bu do- iandırıcılığa Sofya zenginlerinden tanınmış bazı kimseler kurban git- miştir, Bunların arasında bir dok- tor, maruf mimarlar ve yüksek dev- let memurları vardır. Dolandırıcılığı yapan 40 yaşında Kiril Nikolov Fetvaclevdir. Varnada bir sinemanın sabık sahibidir. 935 senesinde Kiril Fetvaclev İvan. Roben namında bir doktorla tanış- mıştır. Bu doktoru kendisinin «Ver- ni Robis isminde bir Amerikan fir. masının mümessili ve Amerikada üç milyarder Bulgardan miras kalan 3 milyar levayı, Bulgaristanda 40 has- tane, sanatoryom, sinema vesaire Bibi binaların inşa edilmesi için selâ- hiyet sahibi olduğuna kandırmıştır. Fetvaciev, inşa edilecek hastans ve sanatoryamlara bir direktör te- yin etmek lâzım geldiğinden bahisle bu vazifeyi doktor Robev'e vermiş- tir. Yuakrıda isimleri geçen mües5056- lerin, plânlarını hazırlamak için Fet- vaclevin oltasına tanınmış sofya mimarlarından K. yakalanmıştır. Bu hayırlı inşaat dalaveresine yük- sek bir devlet memuru da iltihak et- #miştir. Mimar K, ile doktor Robev haftalarca içellerde dolaşarak hasta- ne ve sanatöryomlarım kurulacağı yerlerin tesbit edilmesi için beledi- yelerle mukaveleler akdetmişlerdir . Hatta Varnada doktor Robev bu hayırlı inşaat için «Karadeniz - Çer- no More gazetesine beyanatlada bulunmuştur. Hastane ve sanatoryomların kuru» iacakları kazalarda ne kadar hasta hakkında malümat top- lanmış, istatistikler (o hazırlanmıştır. Ve bu vesilelerle Fetvaclev doktor Robevi 42000 leva, yüksek devlet xnemurunu 50,000, mimarı 270,000 leva dolandırmıştır, En nihayet dolandırıcı Fetvaciev &ivli polis teşkilâtının eline düşerek tevkif edilmiştir. * Garibi şurası ki, Fetvacisv bu üç "sene zartında diğer bir dolandırıcı. ık suçile mahküm çeri umumi hapishaneye girmişse yukarı. daki en büyük dolandırıcılığı sonu- na kadar devam ettirmesine mani Clmamıştır. Hapiste iken arkadaşı ve ortağı sayılan doktor Robev ken- disini hapishanede ziyaret ettiği hal Ge yine kendisinden şüphelenme- miştir, Polis tahkikatına göre Fetvaciev, muhtelif vesilelerle Ziraat Nezareti pin sabık başsekreleri V. Kumano- ya muhtelif çekler imzalattırmış ve ondan da 40,000 leva dolandırmıştır. yon leva kadar dolandırmış, bunla- rı, Sofyağa Amerikanvari ölçüde 10 katlı büyük bir sinema binası yapı- lacağından bahisle aldatmıştır. Bu hinada, otel, restorantlar, ma- gaza ve salonlar da dahil buluna cakmış. Sofyada bulvar kurtancı Çar ve Benkovsi ve Aksakov cadde. leri arasında inşa edilecek olan bu muazzam binanın plânlarını iki ta- nınmış mimara yaptırımıştır. Büyük gayretler sarfedilerek hazırlanan bu muazzam bina ve apartımanın plân. ları şimdi polis müdürlüğünde » bu. lunmaktadır, Binanın o kurulmasi için dolandırıcı Fetvaclev bir teşek- kül vücuda getirmiş ve buna «Sine- ma Kolumbiya» ismini vermiştir. Para çekmek için doktor ve mi- marları bu kadar yoran ve.onlara aylarca hastane, sanatoryom ve A. merikanvari sinema binaları plânla- rı yaptırılan ve bunları içellerde köy köy ve kasaba kasaba dolaştırarak hastane ve sanatoryom yerlerinin tesbiti için belediyelerle mukavele akdettiren ve netlecde bunları ve yüksek memurlara varıncaya kadar birçok kimseleri dolandıran Fetva- cievin daha birçok enteresan dolan- dırıcıklarının meydana (çıkarılacağı tahmin eğiliyor. Çapa kız muallim mektebinde Dün taleb vuleriks muvaf- fakıyetli bir müsamere verildi Dün Çapa kız muallim mektebin de talebe velilerine bir müsamere tertib edilmiştir. Müsamere salonu, mektepten bu sene mezun olan 108 talebenin akra- bası ve güzide bir davetliler heyeti ile dolmuştu. Müsemereye İstiklâl marşı ile başlanmıştır. Son sınıf ta- lebesinin üç ses üerinden ve koro halinde iştirak ettiği milli marşımız, ayakta ve hürmetle dinlenmiştir. Bundan sonra, yeni mezunlardan Fikriye Tüzün, sahneye gelerek mü- samereye gelenlere ve hocalarına şükran duygularını ifade etmiş, al- kışlanmıştır. Fikriye Tüzünden sonra son sınıf talebesinden Ahdar, Betho- ven'den parçalar çalmış, Cemal Reşid ile Adnan Saygın'ın halk şarkıların- dan muhtelif parçalari muvaffaki- yetle okumuştur. Müteakiben talebe- İer tarafından Gadayosk dansı, zey“ bek ve Kandere milli oyunları oynan- mıştır. Oyunlardan sonra mektebin İngi- lizce muallimi Vecihe Karamehmed tarafından İngilizden adapte edilen | (Fatma) isimli bir komedi muzikal oynanmış ve çok alkışlanmıştır. Nevyork sergisinde Türk sitesi “ Aslan südü,, ve türk yemekleri Amerikalıların nazarı dikkatini celbetti | Bir Amerika mecmuası : Nevyork sergisindeki devlet pavi- yonundan bahsetmiştik. Sergide bun- dan başka Türk sitesi denilen ikinci bir paviyon daha vardır. Bu paviyon serginin katalog mimarisinin tesirin- den uzak kalmış, milli üslüp taşıyan nadir binalardan biridir. Alt katın- da lokanta, bar, kahve, çarşı, İnhi- | sarlar kısmı, Eti Bank kısmı ve Hacı Bekir'in satış yeri bulunmaktadır. Üst katı vakit vakit açılan sergileri- mize tahsis olunmuştur, Türk sitesinin fiskıyeli havuzları ve kuşluklarına alıştırılan beyaz gü- vercinler burasını serginin en ferah verici ve cazip yeri haline getirmiştir. Avluya bakan duvarları Türkiyeye sid manzaralara süslenmiştir. Bura- daki fotograflarımısın mevzuları ve nefaseti çok alâka uyandırmaktadır. Ecnebi görüşile Türk sitesi Türk sitesi hakkında Amerika gö zetelerinde pek sitayişkâr yazılar çıkmıştır, Amerikada çıkan gazetele- rin pek büyük bir adede beliğ ol- duğu düşünülürse paviyonlarımız hakkında yazılanları hulâsa etmenin bile müşkül olduğu anlaşılır. Lehi- mizde yazılan yazılar hakkında bir fikir vermek için bunlardan bir kaçı- nın bazı parçaları aşağıya alınmıştır. New York Times gazetesinden: «Türk paviyonu wen esrları dolduran Türk kültürü ile garp dinamizminin ahenkli imtizacını canlı bir şekilde ifade etmek- tedir. Çini ile örtülü harici sathı ve gü- — iç avlusu İle serginin en ziyade dik- #elbeden binalarından biridir. Servi Mimi gölgelenen fıskiyeli havuzları, haricin güneşli ve mcak aokaklarile terad teşkili etmekte ve insana serinlik ve ferah- Uk vermektedir. Güzete bundan sonra «İstanbulun çarşısını andıran güzel bir pazar diye vasıflandırdığı Sümer Bank'ın idare ettiği satış kısmındaki seçme eşyayı birer birer anlatmakta Et Bank kısmında da şu sözün nazarı dikkati celbettiğini oyazmakladır. «Maden amelesinin yaşayış şartlarını daima daha ziyade iyileştirmek 'Tür- kiye Cümhuriyetinin içtimai progrâr muna dahildir» Gene ayni gazete, teşhir ettiğimiz müze eşyasını birer birer anlattıktan ve Türk sitesinin cephesindeki Se- billeri ve paviyonumuzun karşısında inşa edilmiş olup pek beğenilen Türk çeşmesini tarif ettikten sonra Devlet paviyonumuzda ifade olunmuş olan Türk idealleri üzerinde uzun uzun durmaktadır. World Telegram gazetesinden: Sergiyi aiyaret eden muharrir şöyle yaziyor: «Bü- mem &iz sergide en çok beğendiğiniz yeri seçtiniz mi? Bana sorarsanız Türk pavi- yonu üzerinde herkesle bahse tutuşmağa hazırım. Çini ile örtülü cephesi ve güzel kemerleri ile bence Türk paviyonu sergi- nin en güzel yeridir.» New KRecord gazetesinden: «İnsanı tes- hir edecek güzellikle olan Türk paviyo- nunun bizim İçin mimarlık bakımından istifade edilmeğe lâyık tarafları vardır. Meselâ mallarını iyi göslermek için teş- bir elmek istiyen ticaret müesseseleri Türk paviyonundan türlü türlü fikirler alabilirler. Orta büyüklükle bir şehrin bir Gcarethanesi için bundan ideal bir yapı şekli olamaz. Altı köşeli şekli ile âzami derecede tabil ziya temin etmekiş ve an- cak iç taraflarının tenvirine ihtiyaç kal- ka ve zevkinizi temin edecek bir çok gey- lerle doludur. Paviyonun kendisi eski Türk mimarisinin güzel bir nümunesidir. Duvarlarındaki resimler, mogayikler, ber tarafındaki havuzlar, iç avlusunun 6- rabh manzarası sizi teshir öder. Yukarı katta baha biçilmez halılar ve diğer mü- ze eşyası vardır. Aşağı kattaki lokanta- nin yemekleri fintço muledildir. İnsana egsolik bir zevk temin etmektedir. New Yorker mecmuasından: sÂçılma hususunda birincilerden biri olan Türk paviyonunu keşfettikten sonradır ki ser- Bi reisi Mr. Whalen'in kaç aydır Türk neden bu kadar şevkle bâh- nen tekrar etmeniz lâzımdır. Türk pavi- yonu serginin en iş açıcı yerlerinden biri- dir» Türk sitesinde bir aylık faaliyet Sitenin her kısmı büyük alâka uyandırmıştır. Türk lokantası de- vamlı bir alâkanın mevzuu olmuştur. Bu hususta heyetimizin râporundâ şöyle denmektedir: «Türk lokantası serginin en beğe- nilen ve rağbet gören lokantaların- dan biridir. Bunun delillerinden biri olarak sergi münasebetile Nevyorkta bulunan Belçika elması tacirlerinin, Belçika pâviyonunda çok güzel bir lokanta olduğu halde, Nevyork mü- cevhercileri şerefine verdikleri yüz elli kişilik ziyafet için bizim lokanta- mizı tercih ettiklerini zikredebili- rim.» Amerikan matbuatının lokantamız hakkındaki neşriyatına bir örnek ok mak üzere de, Nevyork halkının boş vakitlerini iyi geçirmesine rehberlik eden haftalık bir mocmuadan şu satırlar alınmıştır: «Türk lokantası- na gidince rakı ısmarlayınız. Yalnız şunu da unutmayınız ki Türklerin kendileri de buna «Aslan sütüs adını veriyorlar. İlk rakı sizi şeytanlarla karşılaştırır. İkincide aslan kesildi- ğinizl duyarsınız. Üçüncüyü tavsiye etmeyiz, çünkü kendinizden geçme- niz ihtimali vardır. Anasonun ma- sum kokusuna aldanmayınız, sert şeydir. Türk sergisi sizi teshir ede- cektir. Buraya bir defa gittikten son- ra başka yere gitmeğe arzunuz ve vaktiniz olmuyacaktır. Hesabınızı Türk sergisinden doğruca eve gilmek üzö- re tulunuz» Lokantamızdaki Türk yemekleri Amerikada dikkati celbetmiştir. Ga» zete ve mecmualar lokantamızdan bahsederken yemeklerimizi uzun uzür dıya tarif etmektedirler, Sigara ve rakılarımız Sergide sigara satışlarımızın ümid- lerin fevkinde bir seyir takip ettiği, heyetimizce bildirilmektedir. İnhisar İdaremizin Nevyorkta imal ettiği hususi ambalâjlı paketlerden maada Türkiyede imal edilen sigaralar da, yüksek olan mamni tütün gümrüğü- nün inzmamma rağmen oldukça biliyetimizin nümuneleri halinde ne- silden nesile intikal ederek hâlâ ya- şayan tarihi sanatlarımızı tanıtmak gayesile elişlerimizin en iyileri ve ' leşrin. “ Türk sitesine bir defa giren başka bir yere gitmeği arzu etmiyor,, diyor en güzelleri bir heyet tarafından 58 çilerek sergiye gönderilmiştir. Bu eş- | yanın mübayas veya emanet sureti- | | le sevki ve sergide satışı gibi | muameleler Sümer Bank tarafından - : deruhde edilmiştir. Amerikanın ne geniz ve iştira ka- - biliyeti yüksek bir pazar olduğu dü- şünülürse elişlerimizin bu piyasada o tanınmasının ve tutunmasınm bir | çok küçük sanat ve elişi şubelerimiz için ne derecede mühim olduğu ko- laylıkla takdir edilir. Bu itibarla | elişlerimizin sergide Türk sitesinin çarşı kısmında o teşhirinden böyük | Bi faydalar beklenmektedir, Elişlerimiz nefasetleri bakımından — pek takdir edilmiştir. Ancak bunla“ gümrük resmine tâbi tutulmuş oi maları dolayısile mayısın son haftar sındaki satışlar matlüp derecede in- kişaf edememiştir. Bu vaziyet karşısında sergi heye timiz, Nevyork'un yüksek ve zengin tabaka halkını, büyük mağazaları v8 matbuatın bu nevi sanat işlerine aid | sütunlarını idare eden muharrirleri- © ni çarşımızla alâkadar etmek için te- | şebbüslere girişmiştir. Bu tedbirin | iyi neticeler vereceği ümid edilebilir, Türk sitesinde Eti Bank madenle- rimiz ve maden siyasetimizi tanıt mak üzere çok muvaffak bir teşhir yapmıştır. Hacı Bekir mamulâtı: Bu beynel- milel tanınmış firmanın Nevyork'ta — sergi haricindeki bir mahalde beee dan ustalar ve kazanlar götürmek suretile yaptığı imalât sergide büyük rağbet görmektedir. Periyodik sergilerimiz Sergide memleketimiz ve pariyon- larımız etrafındaki alâkayı daimi surette canlı tutabilmek için tasay- i vur edilen hareketli teşhir tarzı İle alâkalı tedbirler arasında tertip müd- detleri de dahil olmak üzere biri #ki, diğerleri birer ay müddetle devam edecek periyodik sergiler tertibi dü- şünülmüştür: J 1 — Müze eşyası ile eski Türk sö- natları 25 haziran - 30 nisan, A 2 —'Turizm gergisi 1 - 25 temmuz, 3 — Türk mimari sergisi 1 - 25 ağustos. 4 — Çini motifleri sergisi 1-25. eylül. İ 5 — Yarının Türkiyesi 1. 30 ilk. Kabotaj ne demektir? Deniz bayramı münasebetile kabo- taj kelimesi sık sık tekrarlandı. Bu söz ispanyolca (coğrafi mânadinki) «burun» muadili olan «cabo> kelime- sinden alınmıştır. Uzun seferlerin - «esfarı baide> nin - aksine olarak, memleketin muhtelif iskeleleri arâ- sında yapılan deniz seferlerine kabo- taj denir. «Büyük kabotaj», eküçük kabotaj» gibi farklı tabirler varsa de bizde kul. lanılmıyor. «Büyük kabotaj», daha ziyade, anavatandan hariç müstem- lekelerle seyrüsefen müâmasınadır. ... Eskiden Türk limanlarında ecnebi vapurları işlerledi; meselâ İzmirden İstanbula yük ve yolcu taşırlardı. Bu da denizciliğimizn inkişafına mani olan bir kapitülâsyon belâsıydı. Lozan muahedesi her türlü kapi- tülâsyonları (okaldırmakla beraber kabotaj hakkını da Türk bayrağına hasreti. Şündi bir öçnebi geri muh» - telif Türk limanlarına uğrıyabilir; © hariçten bize, bizden harlce yolcu gö- türebilir; ikin iki Türk limanı ari- sında nakliyat yapamaz. İşte b tal tan bugünkü ticaret filomuz d muştur ki muvaffakiyetini Toni rinde işlemek hakkını veren memle.

Bu sayıdan diğer sayfalar: