9 Ekim 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

9 Ekim 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Teşrinlevvel 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Söz ve Fii üz” Hitlerin muhtelif tarihlerde ver- key, öelerle sonradan giriştiği hare- tiği ç © hasıl biribirini cerh ve makzet- ag aram tablolar halinde dünya yo latında intişar etti. ührer son nutkunda hayret edi- yor; *Ben Ve bi Yor; l Mİ verdiğim sözü tutmamışım!» ? haptedici cevab vermeğe kalkı- “Versay muahedesini ortadan kat ğımı söylemiştim, Onu yaptım.» i henüz bitmediği için bun- die Ne derece muvaffak olduğunu | hüzdeki sulhname gösterecektir. Kagan liderinin ne garib bir tece ei ki, pek çoklarını hâlâ inandır. | adır. Hattâ bin bir tecrübe sahi- er ve hadisatı ekseriyetle reybi " a > karşılayan . Velid Ebüzziya- Gi bile, dünkü makalesinde şu cüm- Sarfediyordı “Alman Deyi e. 1 vardi vlet re nin çok bariz bir vas- ve hü- ani . lediği bası esaslı Dazgı,,hemehal yapan yeğine adam a. azı adamlar falcı meraklısıdırlar, Sanat erbabının olduklatı yerlere ne PA taşmırlar, Falcılar kendileri- > muhtelif şey söyler. Bunlar N, «seyahate çıkacaksın!», «sarı bir kız seni seviyor!», «siyah saçlı aka seni düşünüyor!», «canının Cağı bir şey işiteceksin!., «bir vi? alacaksın!» «iyi bir haber du- | alk, Pia » tarzında cari hayatımızla ir U ar işlerdir, On tanesi olmazsa | Gi a behemehal başımızdan ge Me, vtekidler, bütün tahakkuk ef- e tefeülleri unuturlar; kazara dul Saçlı kızın muhabbetine nail ol Ar mar; — İşte! » dememiş miydi! - diyerek Haşarlaz, ber» de B. Velidin inanışı buna zetiyorum, bayi karıda bahsettiğim tablolardan iğ Ulus refikimiz tercüme etmiş. n erin ne deyip ne yaptığını göster. üzere sade bir misalini gelişi gü- oradan alıyorum: Mea91s 1936 da Rayhıştar önünde gunları yi: eBol üyük düş- benim için en büyük şereftir. bolşevizmin müttefiki olma- i olacağım. Çünkü bu yol onu SÖZ: Fiil anya ile Sov- asında anlaşma yapılmıştı. S . Porda kollektif mesuliyet) ÜN pazar su ii a Mathanda. olduğu için geceleyin >— Bu hütta ne vardı? - diye spor Muharei; ö Miriri arkadaşımız Şazi Tezcana rüya, > 5 — İki Miley derecede ehemmiyeti olan Sn “ cevabımı verdi. | #i vu Ay öğrenmek istediğim o de- | ginruk, tekme filân? Ak Şükür olmadı! tenkiğingi geçen haftaki maçların Büke, © gene bu eski hastalığın İğini okumuştuk. Bu sefer höy- sız bir hafta geçmiş olması bir iç hadise teşkil ediyor; istisnai MİŞ intibamı veriyor. EST taraftan; gelen haberlere göre, Türk at- © day, Müh, a n MN netice -, Borum, İğne dam, Mümeter, letleri; lar İN Balkan oyunlarında aldık» Pek de parlak değil. zdaki hastalığın devam et- phe yoktur, Fenalık a'razını arşımızda buluyoruz. İyilik ine raslıyamıyoruz. de ei için, getüyorum ki, dayaklı maçlar “ mesuliyetten ziyade klüp Mes Yeti cihetine gidilse daha iyi i Gürültü çıkaranlar Ramazan cumartesi günü Sahife 3 ŞEHİR HABERLERİ iSergi binası Harbiye mektebinin arkasındaki sahada yapılacak Eminönü kemerinin etrafını açmak için de yeniden bazı istimlâkler yapılacak Taksim bahçesinin arkasındaki bir kısım bostan geçende istimlâk cdil. mişti. Dolmabahçe stadyomuna ka- dar uzanan bu bostanlarda bir lüna- park vücuda getirilecektir, B. Prost, Harbiye mektebinin ar- kasındaki sahayı müstakbel sergi bi- nası İçin müsaid görmüştür. İlk dü- şünülen şekle göre sergi binası Tak- Sim kışlası arsasında yapılacaktı. Fa- kat bu saha, şehir, matbuat, ticaret klüplerine ve şehir oteline tahsis edileceğinden sergi İçin Hart tebi arkası muvafık görülmekledir. Sergi binasına Taksim kışlasının ar-. kasındaki Mete caddesi uzane Şimdi Prost sergi binası sahas tafsilât plânını ve âyni zan da ser- mahkemede Kaçarlarken jandarma kendilerini yakaladı Mahınev adında bir kız bir müddetten- beri Şükrü adında birisile birlikte yaşı makta ve Şükrünün diğer zevc: ocuğuna bakmakta idi , Mahunev'in annesi Kadri- ye 14 yaşındaki . oğlu Nezihi ile uyurken övlerinin önünde bir otomobil durmuş ve biraz sonra da ev kupis yumruklanmağa başlamıştır. Şükrü, bir taraftan kapıyı vururken bir taraftan da sAç kadın, sans iıyordu. Kadriye, olomobilin içinde getirdim» diye k ve kızl mış görünce içeriy Bunun üzeri katlamağa bi Kadır ni gırdığını işitenler vaka dir. Bu sirada bekçi Şubun du vaka yeri- ne gelmiş. Şükrüyü yakalamak istemiş- tir, Şükrü bekçiyi de bıçakla tehdid ettir. ten sonra, otomobile binerek kaçmak iste- miş, bu sırada devriye gezen Jandarma- lar tarafından yakalanmıştır. Mahinev, rezalet çıkarmaktan, Şükrü de memurları bıçak ile tehdidden, haneye taarruzdan muhakeme altına alınmışlar- dir, İstanbul müftülüğünden: Birinclteş-| rinin ön dördüne müsadif cumartesi günü Ramazanı şerifin iptidâsı oldu- olunur. bir netice alınmaz mı? Oyuncusu bir | pot kırmış spor teşekkülü afaroz edil- mek âdet hükmüne girerse, klüpler, adale kadar karakter seçimi yapmak mecburiyetinde kalacaklardır. Spor- cu ferdlerde - âdeta vatan muhabbe- tine benzeyen - bir klüp aşkı olduğu için belki mensup bulunduğu camiaya zarar vermemek kaygusu hâkim olur da, asabi yumruklar sıkılmaz, gözleri duman bürümez! «Her koyun kendi bacağından asi- lr!» prensipi her yerde doğrudur. Sporda müstesna, Zira spor, kollektif bir şeydir. Hattâ yalnız klüp kollekti- fini değil, milli camiayı ilgilendiriyor. Balkan sonunculuğu ile tekmeli oyun. ları biribirine bağlı görmemeğe imkân (VA -Nü) Küçük haberler: gi binasının plânını hazırlıyacaktır, B. Prots, İstanbulun nazım plânını hazırlarken Eminönünden başlamak suretile bazı yolların istikametini çiz mişti, Nafla Vekâleti bu yollardan mü- him bi ” etmiş, ancak Eminönünden lıyarak Topkapısa- rayı önüne çıkacak yoluri istikameti- ni doğru bulmamışıtı. B. Prost, bu yo-. lun istikametini geçen kış yanan Ha- san Ezca deposu arsasından ve Dör- | düncü Vakıf hanının arkasından ge- çirerek Sirkeci şimendifer istasyonu. hun arkasından Demirkapıya doğru uzatıyordu. Nafia Vekâleti, bu yolu Bahçekapıdan sonra postane önün- den geçirerek Ebussuud caddesinin bir kısmını istimlâk etmek suretile Halkın dilekleri İşkembeci dükkânında yeni boyanmış iskemleler Eminönünde b na çorba İç: yeni mi boy , yoksa boyası #m f2- na bilmiyorum, açık renk pantalonla oturduğum iskemleden kalktığım 22 man elbisemin arkası tamamen boya içinde kaldı. Halbuki müessese sahibi iskemlelerini yeni boyatmışsa bundan müşterilerini haberdar etmesi, eskiden böyle im bu halin önüne geç- mesi menfaati iktizasından değil mi- işkembesi dükkân irdik, İskemleter arar gör- olmak lâ- Nuri Kaya memesi zamdır. Karısını yaraladı Kadının feryadnm. yetişenler kocayı yakaladılar Ayvansarayda oturan kıpti Karakaş Şev- ki, bir meseleden dolayı k kavgaya tutuşmuş, ka çağını çekmiş, karısı Şi muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Kadının feryadı- na yetişenler suçluyu yakalamışlardır. Ya» rah Mus nesine kaldırılmıştır. Türk tarih kürumu neşriya- tına aid sergi açılıyor Şehir İnkılâp müzesi ve kütüphaneri mü- | dürlüğü, Türk tarih kurumu neşriyatina ald bir sergi tertip etmiştir. Mühim- bir | kısmı satışa çıkarılmıysn eserlerden mü- rekkep olan bu sergi, münevverlerimize tarih kurumunun faaliyetini gösterecektir, Sergi ayın 10 peu salı gününden ayın otuzuna kadar devam edecektir, 4 Yeni hazırlanmakta olan Belediye za- bıtası tallmatnamesine * bilhasta bakkal dükkânları hakkında esaslı kayıdlar ko- nulacaktır. Yeni tallmatnamede bakkal dükkânlarının ne gibi şartlara tabi ola- cakları gösterilecektir. Harbiye meydanı karanlık- tan kurtuldu Harbiye tramvay tevakkuf mahallinde bir elektrik lâmbası olmadığından şikâyet etmiştik. Neşriyatımızı nazarı dikkate alan elektrik müdümüğü buraya bir limba koymak suretile meydanı karanlıktan kur- tarmıştır, Demirkapıya çıkarmağı daha muvafık görüyor. B. Prots, şehrin tafsilât plânını çi zerken bu yolun istikametini yeni den tesbit edecektir. Bu itibarla Y3- nicami civarının plânında da bâzı tadilâta lüzum görülmektedir. Prost, | Yenicaminin etrafını açmak için ke. mere bitişik binalarla karşısındaki dükkânları kaldırmağı muvafık gör- müş, fakat kemerin iç kısmında, yani kemere bitişik Osmanlı bankası şu- besi ile yanındaki dükkânları muha- faza etmişti. Açılacak olan yeni yolun istikameti kısmen kemerin yanından geçeceğinden tramvay caddesindeki binalarla beraber iç kısımdaki bina- ların da kaldırılması münasip görül. | mektedir. Polisin işine karışmış Mahkemede 25 lira para cezasına mahküm oldu Evvelki gece, kadının şine takılan bi: akkında tutmak isteyen polise, adında müdahale etmiş, bunu gören Abdülm adında birisi de İzzete: « — Sen polisin işine ne diye karışıyorsun. Haddini bil diye ihtarda bul bu yüzden iki kişi arasında kavga Bu fırsattan istifade eden sarhoş ka- çinen polis memuru İzzet ile Abdülmecidi yakahyarak karakola götürmüştür. Dün, sulh cozada yapılan muhakeme para cezasına ve masrafi öden © Eminönü meydanı pe- bit Belediye kendi vesaitile tan- | zim için izin istiyecek mında Eminönü de vardı. Fakat münaki bir müteahhld tali, ada bu işe hiç ından meyda» di ve 98 bin liraya yenid konulmuştu, Fakat bu münakasaya da b bir talip çıkmamıştır Belediye, E ü me vel düzeltmek tikrindi lediye kendi vesaiti ve meydanı tanz neten yapılar yakında hü- perişan olani kendi eeektir. Eminönü meydanının zimi için müsaadı Fransadan mimar, ressam ve mühendis gelemiyor M. Prostün gösterdiği lüzum üzerine Be- lediye Imar müdürlüğünd şmak üzere s ve mimarlar celbine karar veril: usta hükü- metin de müsaade: tirtilmeleri kararlaştı sısları harp dolayısilı varifele- t edildiklerinden Türkiyeye gsl- ,melerine imkân bulunamamıştır. Yangın başlangıcı Dün 1550 de, Modada Beşbüyük sokağın- da B, Asafa üil üç katlı kâgir binada beri- zin parlaması yüzünden yangın çıkmış, (t faiye tarafından ü vesaltile tan- İSTANBUL HAYATI Bizim dostlarımız Meğer, bizim de birçok samimi dost- larımız varmış ta farkında değilmişiz. Eskiden, yakın lanıdığımız dostlar bi- le, her hangi bir mevzu üzerinde ko- nuşurken lâkırdı biraz uzar, bele mevzua fazlaca alâka gösterip birkaç sual sorm kalkışırsak, muhatabi- mız hemen işi şakaya boğarak: — Darılma amma, azizim, ben bu hususta fazla konuşmakta mazurum. Malümya, gazetelerle pek sıkı fıkı konuşup fazla açılmak doğru değil dir, Sonra ne olur, ne olmaz Diye lâfı keserdi. Hele resmi İmü- esseselerde kapidan bir gazeteci girdi mi, bütün ağızlar kapanır; muhatap- larımız, şahsi bir işimiz hakkında sor- duğumuz sunle dahi cevap vermekte tereddüd ederler. Hiç unutmam; bir gün bir müessesede yüksek vazifeli bir dostumu ziyarete gitmiştim. Açık- göz kapıcıya ismimi bildirerek baya haber vermesini söyledim. — Ne iş yaparsınız?... Diye ısrar etti ve, gazeteci olduğu- mu söyler söylemez, birdenbire göz- lerini açarak ellerini kaldırdı: — Olmaz bayım, olmaz. Ben gaze tecilere beyanatta bulunmam. Diye dayattı, içeriye de girip haber vermedi. Fakat son zamanlarda Avrupa ah- vali karışıp harp başlayınca vaziyet birdenbire o değişiverdi. Gazetecilere karşı samimi dostluk izhar edenler günden güne çoğalıyor. Demek ki, bizimkiler, kara gün dostları imiş Vaktile sadece selâm verip geçen bir- çok dostlar, şimdi sokakta (tesadüf edince karşıdan iltifata başlıyorlar: — Oooo, maşallah bayım, çoktan- beri görüşemiyoruz. Eh, ahvali âlem- den ne var, ne yok?... Sizin kulağınız deliktir, Vaziyet nasıl? Siyaset âle- minde neler oluyor Diye koluma girip sualler sıralıya- rak uzun ürun sohbete dalıyorlar. Geçenlerde şahsi bir İşim için bir müesseseye girdim. Muamele esnasın. da gazeteci olduğumu öğrenince karşımdaki derhal kâğıdı, kalemi bi raktı kulağıma eğildi: — Dünya ahvali ne vaziyette ba- um?... Siz bu işleri iyi bilirsiniz. Diye sohbete başladı, Öteki mas&- larda oturanlar da yanımıza sokuldu- lar, derhal hepsile samimi dost olu- verdik. Sabahleyin matbaaya gelirken bi- rine rasladım. Dostluğumuz sâdece selâmlaşmaktan ibarettir. Bu defa beni görünce koluma yapıştı: — Hah, iyi oldu da sizinle görüş- tüm. Şu dünya vaziyeti ne halde? Al lah aşkına biraz izahat ver, Lâkin, şu Finlândiyanın Sovyetlere verdiği red cevabına ne dersin? — Evden yeni çıktım, henür gazete okuyamadım Dedim. Müstehziyane güldü: — Ne söylüyorsun âzizim? Gizin için gazete okumağa ne lüzum var? Sizin kulağınız deliktir. Her şeyi her- kesten evvel haber alırsınız. Diye zorla kolumdan çekerek bir kahveye götürdü. Çay ikram etti O günkü gazetelerde çıkan ve henüz benim okumadığıni havadisler ctra- fında ısrarla izahat istedi, Bilmediği- me inandıramadım. Mecburen kendi. sine ezberden izahat verdim. Böyle- likle aradaki samimiyet kat kat kuv- vetlendi, Cemal Refik m — aa m —— Bay Amcaya göre!... A — ma Bir çocuğun bir günlükten on dört ya- | w Hiç çosuk bakımı bilmiyen biri bunu « Doktor, böyle bin eserle nüfus siyaseti B. A. — Evet, fakat ana - babaları ç0- ak doktoru Ali Şükrü Şavlı eğrelti bay Amca... okusa mükemmel dadı olur! — Bilhassa yeni damatlara tavsiye piunuri... mize pek büyük bir hizmet etmiş sayılır!... | cuk bakmaktan evvel çocuk yapmak lüzu- şına kadar geçireceği devrelere ait fenni İ muna İnandıracak bir eser yazsaydı!.. İ tarsiyelerle dolul..

Bu sayıdan diğer sayfalar: