9 Ekim 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

9 Ekim 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sövyatig rin Baltıktaki muvaffakıyetleri - Almanyada endişe uyandırdı Almanya Memeldeki tahkimat işlerini tatil etmeğe mecbur oldu Sovyet Rusya, Almanya - Letonya hududu Moskowa & — larında daha iki noktayı işgal da ç Süyorlar. Akdedilen muhhede- Sovyet kıtalarının tesis edilecek si üslerine deniz yolile gidecekleri ka Ydedilmişti, Sovyetler gönderilecek tâların Estonya topraklarından geç- | Mesini de istiyorlar. | ii Wi Mmahafilinde söylendiğine gö- | » SOWYet bükümeti, Almanyanın Şimdi harekete geçecek bir vazi- b bulunmamasından istifade ede- Sovyetler Birtiği veya himuye- dey aklığı milletlerden biri büyük bir i İrt tarafından tehdide maruz kal iğ takdirde Soryet ordusunun Litu- | Anya topraklarından geçmesini ve ih- Sovyetler, Estonya boyunda asker bulundurmak istiyor İMAlki Alman - Lituanya hududu bo- Bi Yay gümizon halinde kıtalar bu- n urmak ve hududu tahkim etmek akkını istiyecektir. Ecnebi nidler Sevytler Birliği- P afından İğ- Ealine İyi bir gözle bakmadığını ve bu- — belki de Memel civarında askeri | »P ÜS tesis etmek suretile Almanya. Mn bu ileri postasını zararsız bir le getirmek istediğini beyan etmekte- dirler. Litvanya heyeti Moskovada A8 (A.A) — Litvanya mu- Tahhas heyeti, Kaunasa yaptığı kısa vu seyahatten dönen Hariciye Nazırı | rbsys, Başvekil muavini Rizanskos ve Litvanya ordusu kumandam gene- Tü Rastikisden mürekkep olarak 7 İlkteşrinde Moskovaya gelmiştir. He- Yete bir çok mütebassıslar refakat et- mektedir. Tayyare meydanı Sovyet ve Lltvan- Ya bayrakisrile donatılmıştı Alman hududunda istihkâmlar yapılacak Amsterdam 8 'Teleğraph gazete- sinin haber aldığına göre Sovyetler Lituanyadan Alman hududunda Ma- ginot hattı gibi istihkâmlar yapmağı Ye Memle 2) kilometre mesafede de Sabil müdalan istihkâmları vücude getirmeği istemişlerdir. Sovyetler Le- tonyanın garp sahilinde 70 kilometre genişliğinde bir erazi parçası talep et- Mektedirler, Gelecek hafta yapılacak Müzâkerelerden sonra bu sahanın İŞ- Gal edilmesi muhtemeldir, Estonya, Letonya ve Lituanyada Femme Sovyet kıtalarımn mevcu- inlah m va her birinin mü- vweth PVC ü dei eri mevcudunu kat kat Bk Birliği bu tedbirlerin bü- tera Sevilet, tarafından yapılacak zlere karşı mukavemeti kolay- devletlerinin vaziyetlerini gösterir harita Yaştırmak maksadile alındığını açıkça | bildirmekte ise de Sovyet matbuatı Baltık denizinde Sovyetlere karşı ge- | lecek devletin ismini zikretmemekte- dir. Estonya itiraz etmiş Stokholm 8 (A.A.) — 'Talin'den Af- tonbiadet gazetesine gönderilen bir habere göre, Estonya. Sovyetler Birli- ğinin bilâhare yaptığı daha şümullü taleplerine karşı mukavemet göster- mektedir, Estonya, Sovyet - Estonya | Mmuahedesine riayet edilmesinde ısrar elmekteğir. Almanyada endişe Amsterdam 8 (A.A.) — Sovyetler İ Birliği tarafından Baltık denizinde el- | de eğlen muvaffakıyetlerin Almanya. yı endişeye düşürdüğü Alman gazete- lerinin verdiği karışık izahattan an- laşılmaktadır. Kölnissche Zeitung diyor ki: «Sov- | yetler Birliği ile Estonya arasında im- za edilen muahedelerden maksnd Bal- tık sahilinin Sovyetler Birliğine karşı yapılacak bir taarruzun hareket nok- tası olmasına meydan vermemekti, Sovyetler Birliğinin Aland adalarının tahkimatından korkması için ortada bir sebep kalmamıştır. Çünkü yeni muabedeler imza etmiştir, Şimdi Sov- yetler Birliğinin bu hususta endişeleri zall olmuştur.» Almanya Memelde tahkimat işlerini durdurdu Kaunas 8 VA.A) Almanyanın Memel Timanında yapmakta bulun- duğu tahkimat işlerini tatl ettiği ha- | ber verilmektedir. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Bu günlerde eserleri ve şahsiyeti münakaşa edilen Teyti tik F Rumelihisarındaki evini | n almış. Bu münase- Pikret Türk edebiyatının en mü- sından biridir. 1870 de İstanbul- Ave goddu Asa) adı Mehmed Tev- i Fünuna İntimb ettikten son» Ta Farıları : tar ların Tevfik Fikret imsnsile yazmış. . Dk tahsilini Aksaraydaki Mahmudiye gide rüştiyesinde yapmış, 1882 de Gela- İlk 4, Sesinden birinci olarak çıkmıştır karş; irlerini-de 14. 15 yaşlarımda, Galta. ey köçük mwflarında vkurken yazdı. Yepdrleri muallim e Feyzi efendi düzeltin stiyr, <eKlepien çıktıklan sonra hariciye mü odasına d A başladı. Sonra vag Mektüpçuluk kulemine girdi, san. da ty Pak ile Gnlatasaray ilk sınıfların. hocası oldu. Bu sanada muhtelif Fünun mecmuasının | © muherrirliğine getirildi. Ter Bahalara Samimi İ Çocuklarmıza “MİN tecrübelişini de çocuğunuz usanıp Şair Tevfik Fikret yeni bir hava getiriyordu. Tevfik Pikretin Berveti Pünunda çıkan şiirleri (Rübabı Şi- keste) ağile basıldı, büyük bir rağbet ka- sandı. ertesi sene tekrar tabedild! Baltanat idaresi 1901 de Serveti Pünun- daki edebi hareketi durdurdü. Bunun fze- rine Fikret aynı zamanda türkçe hocalığı nı yaptığı Robert Kollejin eteklerindeki 4 «Aşiyan» adım verdiği küçük evine çeklidi. 1908 inkılâbına kadar kendi âleminde ya- sıyan Fikret «Sin, «Bir Miheni teshihur» gibi Abdüiham'd istibdadına karşı hayki- ran, «Tarih! kadime gibi taassubu, dini bas- kıları kırmağa çalışan munsumelerini, ya- zıyardu. Neşri yasak edilen bu eserler el- den ele dolaşıyordu. 1908 inkılbından sonra Fikret ile Bü- seyin it Tanin gazetesini tesis etti- ler. Fikret bir müddet sonra burudan larak Galatasaray sesine müdür oldu ve bu mektebi mükemmelleştirdi. Fakat na- zır Kmrullah efendi Te arslarında çıkan bir MUMU üzerine oradan da çekildi, Siyuxi ihtirasları hicveden şiirler yazdı. aRubabın cevabın, «Halikun defteris ve çocuk şürle- rinden mürekkeb «Şermin: ! bu devirde Bir Nasihat lisan öğretmek İsterseniz genç yaşta başlatınız. Muak ve bilhassa iyi Türkçe bilenini arayınız; aksi takdir. yarı yolda kalır. Fransızca lisan mütehassısı profesör Angel, Bahçekapı, Tramvay yolu Selâmet han, | | İ tirildi. Bunun üzerine de kilimle, yas | Kadaşım yanaşacağı iskeleyi bir tür- İ mendilinin arasına sokuncaya kadar| i ve güllerle süslü Polonez köyü me- AKŞAM Polonez köyünden bir Asırlarca evvel fenerini yakıp in san arayan İ0ozol bugün sağ olsay- dı acaba yer yüzünde hürriyetine tamamile sahip olan kaç Polonyalı Wulabilirdi? Dünyanın en hür Polonyalıları Is- tanbuldan bir muhacir tsrabasile âki | buçuk sautlik mesuhede oturuyorler. | İşte biz bu hür Polanyalıları görmek için Polonez köyüne gidiyorduk. Pa- şabâhçeden bineceğimiz yaylı arab& hazırlanıyor... Uzun tahtaların Üze- rine dar bir karyola somyası yerleş- dıklar atıldı. Evvelâ bize manzarası pek rahat görünen arabamız yola çıkınca hiç ümid edilmedik bir va- ziyetle karşılaştık. Bozuk yolların üzerinde tekerle- nen araba bizi v derece havaya zıp- latıyordu ki boşluktan tekrar otur. duğumuz yeri twtturabilmek için âşağı yukarı bir cambaz mehareti göstermeğe mecbur oluyorduk. Bir aralık mendilini çıkaran nezleti ar- | Yü tutturamayan acemi 'bir kaptan gibi, sarsıntıdan burnunun ucunu akla karayı seçli, kan ter kaldı, Yarı yolda Meşhur «Işık suy menbaına rasladık, Ve Paşabahçeden tam iki buçuk saat sonra da çiçekler içinde | zarlığı göründü. Arabamızın gürül tüsünden garip sesler çıkararak et- rafa kaçışan domüz yavrularile dolu yolda indik. Arabacımız: — İşte, dedi, muharebeden evvel oğulları Polonyaya giden Reji ailesi burada oturuyor... İlerledik. Tahia parmaklıklı bir kapıyı ittik. Yaprak- larla dolu bir bahçeye girdik. Bir tahta masanın etrafında oturan bir Polonez ailesi bizi büyük bir misafir perverlikle karşıladı. Kendimizi te- nıttığımız zaman ihtiyar bir kadın: — İşte, dedi, dün Polonyadan ge len bir delikanlı... Zavalı canını nasıl kurtarmış bir anlatsın da din- eşimiz... Ateş içinden gelen bir delikanlı, çalılarla garip bir surette çizilmiş bereler içindeki elini uzatırken ken- disini bize takdim etti; — Kazmir Dobjenski!... Ev sahibinin pişirdiği kahveleri içerken Kazmir Dobjenski tüyler ür- pertici macerasını anlatmağa başla- dı: — Muharebe başlamadan bir müd- det evvel Polonyada büyük askeri ha- uırlıklar yapılıyordu. Lâkin Almanla- yın bu kadar eni taarruzunu hiç ümid etmiyorduk. Biz Alman hu- duduna çok yakın olan oturuyorduk. İki eylül sabalı idi. Bir ! rilmemişti. Bombardıman i hirde tayyare hücumlarını bildi.en İ içinde idi. Günde altı yedi defa düş- Sahife 5 Dünyanın en hür Polonyalıları “ Polonyadan on yedi kişi çıktık hududa ancak yedi kişi gelebildik,, “Tayyare hücumları o kadar çoğalmıştı ki manzara, burada yaşayanlar ve muharririmizle görüşenler çalışırlarken gökte bir sürü tayyare / belirdi. Hepsi de Polonya renklerini | taşıyordu. Tarlalarda birçok kimse. | ler gözlerini havaya dikmilçer tay- | yareler hakkında birbirlerile münea- kaşa ediyorlar: «Bu bilmem hangi modell», “Şu | bilmem kaç model... diye mütalâa yürütüyorlardı. Birdenbire Çenste- hofo müthiş gürültüler ve sarsıntılar içinde kaldı, Gökte Polonya renkle- rini taşıyan tayyareer şehri bom- bardıman ediyorlardı. O zamana Kadar tayyare hücu- munu bildiren tehlike işaretleri ve- başladığı dakikada her tarafta düdükler çal- mağa başladı. Şehirdeki (okarışıklık tarif edilmiyecek bir halde idi, Çün- kü hiç kimse tehlikenin bu kadar ani bastırscağım ümid etmiyordu O ginmden sonra tayyare hücumları aşağı yukarı birer İkişer saat farı- lalarla devam etmeğe buşladı. Artik iş © raddeye gelmişti ki şe tehlike: işaretinin verilmesine lüzum görülmüyordn. Çünkü her önkika tehlike vardı. Bir ormanın içine sığınmıştık. Ar- tık bütün ümidler kaybolunca başı- mızın çaresine bakmamız hakkında emir geldi. Romanyaya kaçmak için 17 kişilik bir kafile halinde geceleyin yola çıktık... Gündüzleri saklanıyor, geceleri gidiyorduk. Kazmir Dobjenski sustu. Yüzüme baktı ve bana sordu: — 17 Kişiden, hududa kadar kaç kişi kaçabildik biliyor musunüz?... Tamam yedi kişi... Ötekileri yolda öldüler, Bazan trene binebiliyorduk. Fakat trenler bir mahşer kalabalığı man tayyarelerinin bombardımanına uğruyorduk, Batmbardıman zamanla- rında tren derhal durdurüluyor. Yol- cular İndiriliyordu. Herkes bombar- dımanğdan kurtulmak için etrala, or- manların ve fundalıkların arasına dağıhyor, saklanıyordu. TTayyareler uzaklaştığı ve tekrar tröne döndüğü- müz zamen içimizden birkaçının ek- #ik olduğunu görüyorduk, Bizimle beraber seyahat eden ço- cuklu bir kadın, bir de İstanbula ge- len Genyo Kartovsky adında bir ka- dıncağız vardı. Bunların hali büsbü- tün berbaddı. Bir kere trende yer bulamamış, en arka vagona sıkışmıştık, Bir sabah, henüz ortalık ağarırken: — Düşman tayyarelerii. — Bombardıman... sesleri ile uyandık. Tayyareler bombardımana başladılar. Ön vagonların hepsi ha- rap olmuştu. Yalnız bizim en arks vagon yoldan çıkmakla (Kalmıştı. İM Möğ e mm Hemen kendimizi vagondan aşağı ! caya kadar attık. Saklandık. Bu suretle hayati. mızı kurtarabildik. Kendimizi Polonyadan dışan atün- yüzlerce defa ewraiile bürün buruna gelğik... Bundan sonra muharebeden biraz evvel Polonyaya giden Stajo Reji, Eğvin Rejinin anneleri derdli derdi; — ikisi de aslan gibi idiler. dedi, hiçbir hâber alamıyorum, Mektup yollamak, telgtaf çekmek istiyorum. İmkânı yök ki... Yollar kapalı... Son- ra şimdi kim bilir onlar nerededirler? Polonyalı snne sustu, Gözleri Heride- İ ki mezarlığa giden yapraklı yola daldı. Köyden Zigmonü adında bir deli- kanlı da muharebeden biraz ewd Polonyaya gitmiş ondan da hiçbir haber yuk!... Lâkin asl derdli olan Stajiska adında bir genç kızdır. Onun nişan- Lısı Zafi Mohoskiden 26 ağustos ta- rimi bir mektup gelmiş... Bundan sonra genç adam hakkında hiçbir malümat alınamamış. Zaten köye gelen enson mektup ön bu... Uzaklardaki nişanlı bu meklubun- da: «Muharebeyi her dakika bekliyo- ruz. Hazırız, Bu işten yüzümüzün sikile çıktığımız zuman hemen İstan- bula geleceğim. O zaman evlenece- Biz.» diyormuş... Polonez köyündeki hür ve mesut Polonyalılar buradaki hayatlarından son derece memmnundurlar, Köyü se- neden seneye güzelleştiriyorlar. Bir iikmektep yapmışlar, Cümhuriyet meydanını açmışlar... Her evin üs- tünde bir Türk bayrağı dalgeleni- yor. Ekserisi burada doğma büyüme- dir ve Türk tabiiyeline geçmiştir. Bütün yiyeceklerini, (İçeceklerin, etinden suyuna, ekmeğinden yağına kadar kendileri çıkarıyorlar. Vaktile Kırım muharebesinde bu araziyi Polonyalı prens Adam Çartu- riski satin almış ve buraya Polonya- Uu muhacirleri yerleştirmiş... Biihas- sa çocuklar arasında pürüzsüz Türk. çe konuşanlar çok... Hikmet Feridun Es Başına atılan rakı şişesile yaralandı Cibalide oturan 12 yaşımda Ekrem, yöle Gan geçerken başına böş bir rakı şişesi isa. bet etmiş, yaralanmıştır. Yapılan tehile katta Takı gişesini Kâmil adında birinin ate tağı anlaşılmıştır. Koço oğlu Orosya adında birisi de, din» deki boş rakı kadehini Kalyoncuda oturan Panayot oğlu İstaforos'un başına atmış, ya» Talamıştır. Elile otobüs camina vurarak yaralandı Sotularda oturan Mehmed dün sarhoş olarak Mustafanm ilnresindeki 8065 nu- marah otobüs camına elile varmuş, yara- Yanımıştar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: