21 Ekim 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

21 Ekim 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bütün dünya Ankarada imza edilen muahedeyi büyük ehemmiyetle karşıladı (Baş tarafı 1 inci sahifede) * İngiliz gazetelerinin makaleleri Londra 20 (A.A) — İngiliz mat- buâtı, Büyük Britanya ile Fransaya karşı olan taahhütlerine uygun düş- mediği için son Sovyet tekliflerini kabulden imtina etmiş olan 'Türkiye- nin bu dürüst hareketini - sitayişle zikretmektedir. Bütün. matbuat, Türkiyenin bu kararında, hüsnü ni- yetinin ve beynelmilel taahhütlere sadakatinin güzel bir.nümunesini görmektedir. Evening Standard, baş- makalesinde diyor ki: «Akdenizin şark muıntakasında İS- tikrarın teessüsü, halihazır harpte belki kati bir âmil olacaktır. Türki- ye, kendi tarafından yapılan bu hiz- metin ve bu şerefli hareketin bizim için ne kadar kıymetli olduğunu bil- melidir. Kemal Atatürk, büyük bir millet yetiştirdi ve hürriyeti taziz eden dünya, bugün de onun eserini alkışlamak hususunda, bizzat Türk milleti kadar haklıdır.» Star gazetesi, o başmakalesinde, Türkiye tarafından başarılan güzel diplomasi işini tebarüz ettirdikten Sonra ilâve ediyor; «Türk, sadık bir dost ve kuvvetli bir muhasımdır. Harp meydanında Türkle karşılaşmış olanlar, onun ce- sâteline, erkekliğine ve tahammülü- ne karşı büyük bir hürmet besler. lera Fransız gazetelerinin makaleleri Paris 20 — Gazeteler, İngiltere ve Fransa ile karşılıklı yardım muahe- desini imzalamış olan Türkiyenin dürüstlük ve cesaretini müttefikan meth ve takdir ediyorlar. «Bu muahe- denin Şarki Akdenizde sulh ve em- niyeti ve Balkanlarda müvazeneyi idame ve muhafaza etmek hususun- daki akisleri sayısız olacaktır» diyor- lar. Ere Nouvell gazetesi diyor Ki: «Türkiye, dürüstlüğünün parlak bir delilini daha göstermiştir. Ayni za- manda müttefiklerin davası, hak ve ödület davası şimdiden neticeleri pek büyük olacağı görülen bir mu- vatfakiyet kazanıyor. Bu, Alınan diplomasisi için bir muvaffakiyetsiz- lik teşkil eder, Alman Ticali bunu takdir etmekte ve gizlemeğe bile lüzum görmemek- tedirler. Almanyanın merkezli ve Şar- p plânının ön mü suya düşmüştür.» aro gazetesinde B, D'Ormesson | ereye ve Fransaya karşı gi ği taahhütlere sadık kalması, Türki- yenin lehine kaydedilecek bir şeref ve haysiyet meselesi olduğunu kay- | dettikten sonra diyor ki: «Dün imza- lanan muahededen dolayı, bilâkay- dü şart memnun ve müteşekkiriz. Bu muahede, İngiliz - Fransız ittifakını kuvvellendirmekle beraber, Akdeniz. de ve Şarki Avrupâda bir sulh ve is- ikrar âmili teşkil eder, Bunun, Av- Tupanın bu kısmında mevcut olup Kargaşalıklardan ve çılgınca sergü- zeştlerden nefret eden bütün devlet. lerin temiz ve sağlamı bir kütle teş- kil etmesinin nüvesini teşkil etmesi lâzınıdır.» Madam Tabouis, Oeuvre gazete- sinde şöyle diyor: «Türk ordusunun halihazırda birinci sınıf bir ordu oldu- gunu söylemeğe lüzum yoktur. Türk askerinin cesareti, ve şeflerinin ener- jisi mücerteptir, Türk malzemesi mükemmeldir. İngiltere ile Fransa- nın Türkiyede sadık bir -müttefik bulduklarını anlamak için münferi- den sulh akdetmiyeceklerine dair bir taahhüde girişmelerine lüzum yoktu.» 'Temps gazetesinin makalesi Paris 20 — 'Temps gazetesi başma- — Kalesinde diyor ki: «Türk - Fransız - İngiliz anlaşmasının imzası çok mü- © him hâdisedir. Bu pakt Almanya için büyük bir siyasi hezimettir. Al manya, Baltıkta yaptığı fedakârlık. © lara mukabil Yakın Şarkta ve Bal. © kanlarda taviz almak istiyordu. Pakt buna imkân bırakmamaktadır.» New - York Times'in bir makalesi Nevyork 20 (A.A.) — Nevyork Ti mes gazetesi, garp devletlerinin İn- giliz - Fransız - Türk misakı ile esas- hı bir kazanç temin etmiş olduklarını yazmaktadır. Bu misak, onların har- bin başlangıcındanberi elde etmiş oldukları ilk muvaffakiyettir. Birçok hayal inkisarlarından ve muvaffaki- yetsizliklerden sonra bu pakt çok iyi olarak karşılanacaktır. Yunanistanda memnuniyet Atina 20 (A.A.) — Türk - Fransız - İngiliz muâhedesinin imzası Yunan efkârıumumiyesince (o fevkalâde İyi karşılanmıştır. Bu sabahki gazeteler müttefikan memnuniyetlerini izhar etmekte ve mezkür muâhedenin metnine ve im- zasına aid uzun tafsilâf vermektedir. Arab efkârı umumiyesinde li sevinç Şam 20 (A.A.) — Arab efkârumu- miyesi Türkiye ile müttefik devletler arasında dün imzalanan muahedeyi derin bir sevinçle karşılamakta ve bu suretle emniyetin Yakın Şarkta artık kati olarak teessüs ettiği mütaldasın- da bulunmaktadır. Gazeteler, bu muahedenin imzasını <harplenberi en mühim hâdises ve müttefikleri nihai zafere götürecek esaslı bir âmil olarak telâkki eyle- mektedir. İskandinavya mahafilinin mütalâası Amsterdam 20 (A.A.) — Skandi- giliz muahedenamesinin imzasından dolayı büyük bir memnuniyet izhar etmekte ve bu muahedenin Finlân- diyanın Sovyetlere karşı olan vaziyeti! üzerinde iyi bir tesir yapacağı müta- lâasında bulunmaktadır. Hollanda gazeteleri de bu muahe- denin imzasına fevkalâde ehemmiyet vermekte, garp devletlerinin büyük bir muvaffakiyeti ve Akdenizde en mühim istikrar âmili olarık karşıla- maktadır. Yugoslavyada sempati Belgrad 20 (A.A) — (Havas;) Se- lâhiyettar Yugoslav mahtilleri 'Türk- Fransız - İngiliz anaişmasını yalnız endişesiz karşılamakla kalmamış, ay- nı zamanda sempati İle de karşıla- mışlardır. Bu mahfiller, bugünkü va- ziyette mezkür anlaşmanın Bâlkan ve Akdeniz barışının idamesini an- İ cak kolaylaştıracağına kanidirler. Bulgaristanda Sofya 20 (A.A.) — (Havas): Anka- ra muadesinin imzası üzerine Bulgar efkârı umumiyesinde! ilk intiba, paklın akâ'ndeki süratin tevlid ettiği sürprizdir. Bugün bütün mahfiller bu hadise- nir Fransa ve İngiltere için diploma» tik bir muvaffakiyet teşkil ettiğinde müttefiktirler, Gazeteler henüz tefsirat neşretme- mekte ve fakat yabancı muhabirlerin haberlerini ve bilhassa Alman hoşnut- suzluğunu gösteren Berlin haberleri- ni geniş mikyasta dercetmektedirler. Bulgar halkı, Rus aksülâmelinin henüz malüm olmaması sebebile, bü- tün ihtilatların bertaraf edilmiş olup olmadığını henüz bilmediği için, va- ziyet almakta mütereddit bulunuyor. Menkul eşya satış ilânı: 939/101 'Tereke, Sultanahmet 5 inci sulh hukuk hâkimi. Sultanahmet Mektebi sanayi sokağında 10 No. kendi İsmine olan apartmanında muş olan avukat Sadullaha sit ev eşyası- nin 27/10/9$9 tarihine müsadif cuma günü #axi 14 den 16 ya kadar açık arttırma sy- retile mahallen satılacağı ilân olunur. M. 2119 TİYATRO TENKİDLERİ: Azrail tatil yapıyor (Baş tarafı 3 üncü sahifede) İşte tiyartoya * bu hülya ile gittik. İtiraf edelim ki inkisarı hayalimiz pek büyük olmadı. «Azrail tatil yapı- yor» yeni bir tarz, orijinal bir buluş- tur, ancak dünya kadar eski bir da- vayı görüyor: Aşk ölümden kuvvetli- dir! Modern İtalyan müelliflerinin de kuvvetli eser veremediklerine «Azrail tatli yapıyor» bir delildir demekle be- raber, müellifin hayli usta sanhe oyunlarile dinleyici ve seyircilerini sürüklemesini bildiğini de ilâve ede- lim. Fakat eserin zaaflarıda zikre değer: İnsan hayli zaman mütereddid kalıyor: Acaba bu eser hızlı gitmesin. ler diye şoförlere, otomobil sevk ve Idare edenlere öğüt olsun diye mi ya- zılmış?... Acaba çok hizli giden bir otomobilde Azrail karşılaşan genç kız hıza âşık olduğu için mi ölümede Aşık olmuştur? İnsanlar arasında ge- zen Azraile gülmek mi lâzımdır, ürk- mek mi?... Komedi gözile bakarsak, tüyler ürperten soğuk bir şaka, dram gözile bakarsak eski bir iddianın gülünç bir tezahürü, »Azrali tatil ya- pıyor» u birdenbire bastırılan bir sof- râya benzetiyoruz: Misafir umduğu- nu değil, bulduğunu yermiş!... Biz de bulduğumuzla iktifa etik ve pek gayri memnun kalmadık. H. Kemal korku, telâş ve endişesini fazla mü- balâğa etmese, Neclâ kendisine çeki düzen verse, Azrall rolünde Sami söy- lediklerini benimsese, Cahide bar ar- | tisline benzemese, Hadi Hun Romeo navya mahafili, Türk - Fransız - İn- | Jülyetteki papaslıktan kurtulsa, Roda Fanin rolünü oynıyan yeni sanatkâr acemi balerin tavırlarını bırakabilse ve sahnede söylenenleri işitip anlıya- bilsek, temsil hiç de fena bir temsil sayılmıyacaktır. Selâmi İzzet Sedes Sohbet (Baştarafı 3 üncü sahifede) kimseler de her kitabı, her şiiri mu- hakkak beğenmek arzusu ile okuyor- ? lar, Onların yaptıkları daha mı doğ- ru? Kariğde titizlik bulunması lâzım- dır; ancak o suretle onun beğenip be- | ğenmemesine ehemmiyet verilebilir. Her şeyi beğenen, hoş gören, müsa- maha ile bakan insanlar, hakikatte hiç bir şeye itibar etmiyor demektir. Asıl garibi öyle her şeyi beğenenle- | rin, gerçekten güzel eserler karşısmda titizlikleri tutuyor, onları beğenmeme- ğe kalkıyorlar. Kim bilir? belki de dai- ma hata etmeğe mahkümdurlar da ondan, Nurullah ATAÇ 20 Birinciteşrin 939 ESHAM ve TAHVİLÂT 10.20 19.70 20,29 Ergani Sivas - Errurum 1 Sıvas - Erzurum HE PARA ve ÇEKLER Kapanış 5.24 140.025 296815 6.65375 203475 605425 En yukarı 1 Bterlin 100 Dolar 100 Frank 100 Liret 100 İsviçre Pr. 100 Florin 2105 o 15015 1.1825 ENENENEENNEMNNNEN| ————aAA-L amm ME MAN HAN MA MN OE MER Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Ka Kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde pullu kutuları ısrarla isteyiniz. İ muştu, İlk treni irk Düyek doal (Baştarafı 1 inci sahifede) Hariciye Vekili Tophane rıhtımın- da muzıka, bir müfreze asker, polis, büyük bir halk kütlesi, Romanya se- firi, konsolosu, Sovyetlere mensup büyük bir kalabalık tarafından istik- bal edilmiştir. B, Şükrü Saracoğlu rıhtımdan doğruca Perapalas oteline gitmiştir. Hariciye Vekili saat 16,30 da Pera- palas'la malbuat erkânına aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: «B. Potemkin'in Ankara'ya vaki olan ziyaretini iade etmek ve Türki- ye ile Sovyet hükümetini alâkadar eden meseleleri görüşmek üzere Mos- kova'ya gitmiştim. Her birile şahsen tanışmak fırsatını bulduğum Sovyet ricalile bu işler hakkında görüşmele- rimizin gayet samimi bir hava içinde cereyan ettiğini ve bu ziyaretimin her iki millet arasında eskidenberi mev- | cud olan dostluğun bir kat daha art- masına vesile olduğunu sizlere söyli- Moskova'da, İleride konuşmalarımı- za devam etmek üzere iyi intibalarla ayrıldım. Bu ziyaret, birçok dostluk tezahürlerine vesile teşkil etmek iti- barile de ayrıca faydalı olmuştur ka» naatindeyinr. Moskova'da gördüklerim arasında bilhassa yeraltı treni ve Volga kanalı her millet için gurur duyulacak birer eserdir. Henüz temelleri atılmış olan Sovyetler sarayı da Iki, üç sene sonra bu müvaffak eserler arasına karışa- caktır.» B. Şükrü Saracoğlu, gazetecilerin Ankarada imzalanan © anlaşmalar hakkındaki suallerine şu cevabı ver- miştir; «Dün oİmalanan mukaveleler memleketim ve milletim için çok ha- yırlı neticeler verecek mühim vesi- ; kalardır kanaatindeyim. Yine kaniim ki bu mukaveleler Türk - Sovyet dost- Tuğu üzerinde en ufak bir ağ i sir yapmayacaktır.» Hariciye Vekili ile kalemi cil. müdürü dün gece 19 da ekspree bağlanan hususi vagon ile Ankaraya gitmişlerdir. Kruvazör kumandanının , ziyareti Kruvazörün kumandanı dün öğle- den sonra Vali ve Belediye Reisi B. Lütfi Kırdarı ziyaret etmiştir. Vali ve Belediye Relsi saat on beş buçuk- ta kruvazöre giderek ziyareti lade et- miştir. Vali kruvazöre çıkarken 13 pare top atılmıştır. Geceki ziyafetler İstanbul kumandanı general Halis Bıyıktay limanımızda bulunan Sov- yet gemileri kumandanları ve zabit- leri şerefine dün akşam Perapalasta, efrat şerefine de Yedek subay oku- lunda birer ziyafet vermişlir. Yedek subay okulu Türk ve Sovyet bayrak- larile donatılmıştı, Ziyafetler çok . dostane bir hava içinde geçmiştir. Petit Parisien'in bir makalesi Paris 20 (A.A.) — Petit Parisien gazetesinde Bourgues diyor ki; «Türk Rüs müzakerelerinin talik edilmiş olmasına rağmen, Ankara, 20 sene- denberi Türkiyenin harici siyasetinin mütearifesi olan Rusya ile dostluk münasebatını herhalde muhafaza et- mek arzusundadır. Bu vaziyet, Lon- drada, Pariste tamamen tasvip edil. mektedir. Muahedenin akdi, Mosko- vada, nahoş hiçbir akis yapmamış- tır. Bu da gösteriyor ki Sovyetler, bu müahedede Rusyaya müteveccih hiçbir mahiyet (o görmemektedirler. Buna mukabil, Berlinde büyük bir inkisar mevcuttur.» Erzurum -Sıvas demiryolu (Baştarafı 1 nci sehifede) zuruma gelen trenimiz, göze korku veren uçurumların kenarından bütün süratile ilerlerken duyulan zevkin hududu yoktur, Karşımıza Fıratın her çıkışında, çelik köprüler bizi bu deli suyun üzerinden âşırıyor geçid vermez dağların ardındaki köylere, kazalara, vilâyetlere ulaşıyorduk. 'Trenimiz Erzüruma sabahleyin 9.30 da vardı. Parlak bir güneş şehri ay- dınlstıyordu. Her türaf bayraklarla donanmış, müteaddid tâklar kurul görmek için köy- lerden gelen halkla Erzurumun nü- fusu üç dört misli artmıştı. Bayraklar ve defne dallarile süsle- nen tren muzika sesleri, halkın emsalsiz sevinç tezahürleri arasında gara girdi, Nafla, Münnskale, Maarif, Adliye Vekilleri, Parti Genel sekre- teri, davetliler, vilâyet erkânı vebin- lerce hülk tarafından karşılandılar. Merasime, Belediye reisinin bir nutku ile başlandı, bundan sonra Nafia Vekâleti Belediye inşaat dai- resi relsi Razi ve vali Haşim heye canlı nutuklar söylediler. Türk mil- letinin, Türk ordusunun yüksek kah- ramanlik ve fedakârlığı ifade edildi, Ebedi Şef Atatürkün eşsiz kahraman- lığı ve aziz hatırası yadolundu. Mili Şefin adı minnetle anıldı. , Müteakiben Nafia Vekili general Ali Fuad Cebesoy bir nutuk irad et- ti: — Büyük Türk ulusunun yeni bir mashariyetini kutlamak için burada toplanmış bulunuyoruz... Diye söze başlayan Nafia Vekili nutkuna şöyle devam etti: . — Eski idare ve yıllarda umran- dan geri kalmış olan bu diyarlara refah, hayat ve saadet getiren yeni demiryolu şarkın bü güzel bölgeleri. ni milli bünyemizin feyyaz kaynağı olan hükümet merkezine ve garp vilâyetlerine bağlamış ve yukınlaş- tırmış bulunuyor, Bu vesile ile çok ' eski zamanlardanberi şarkta Türklü. gün şerefli bir merkezi olan ve bu gün yepyeni bir medeniyet manzu- mesi halinde yeni bir umran hayatına kavuşan Erzurum ve havalisindeki yurddaşlarnmıza büyük Cümhürrgisi- miz İsmet İnönünün selâmlarile iyilik dileklerini ve sayın Başvekilimiz Re. | fik Saydamın sevgilerini sunmak be- | nim için de ayrı bir bahtiyarlık teş- kil ediyor, Bu şerefli vazifeyi fahr ile ifa ederken aziz ülkemizin çelik ağ- larla örülmesi için cümhuriyet hü- kümetleri zamanında alınan isabetli tedbir ve teşebbüsleri hürmetle yad etmek ve bu mevzu üzerinde geçiri- len merhaleleri kısaca göz önüne gö- tirmek de yerinde bir hareket olur. Narla Vekli 16 yıl önce vatan hudud- e azimkâr elile başlıyan demir- yolu siyasetinin de kısa bir zamanda bü- yük bir inkişafa mazhar olduğumu ve bu- yeniden 30191 kilometrelik edilmiş bulunduğunu söy- Nafia Vekili şöyle devam etmiş- Fakat, demiryolunun Erzurama varmış olmasile Cümhuriyat hükümetimizin ve Milli Şefimizin bu mevzu üzerindeki gaye- leri öamamlanmış değildir. Sivas - Brrurum demiryolunun buraya varmasile memleke- timizin garp ve şarkı birbirine kavuşmuş olmakla beraber Kusurum - Sarıkamış ara» sındaki dar hat yerine normal hal yapıl- ması ve Karsın o kismundaki geniş hattan da normal hale getirilmesi kararlaştırı!- mıştır. Bu suretle şark bölgesindeki, yol- cn ve eşya hareketlerinin normal hatlarla aktarmasız olarak şark hududumuza ve büyük dostumuz Sovyet hükümetinin de- mizyolu şebekesine kadar mütekabilen te- mini mümkün olacaktır ki, bu maksatla ihzarı muktazi kati haritalar için de ara- zi üzerinde mesahalara başlanılmış bulu- maluyor, Bundan başka Adapazarında başlıya- rak Boludan geçmek ve Irmak - Filyos hattının İsmetpaşa istasyonuna müntehi olmak üzere aynca bir hattın yapılması da derpiş edilmektedir. Bu arada şark ve cenup demiryollarımızın son inşa sahala- rına da temas etmek çok faydalı olacak- tır. Diyarbakırdan itibaren 173 üncü kilo- metrede kâlin Roşan mevkiine kadar müş- terek bir hat halinde e demiryolumuz oradan iki istikamet takip edecektir. A — Reşandan ayrılan bir hat Bitdiş - Tatvan yolile ve Tatvan - Van arası feri- botla geçilmek suretile Koturda komşu ve dostumuz Iran hududuna varacaktır. B — Röşandan ayrılacak diğer bir hat da Cizre yolile komşu ve dostumuz Irak hududuna kadar gidecektir. Diyarbakır- dan İran hududuna kadar olan mesafe Tatvan - Van feribot hattı hariç olmak üzere 316 ve D. Bakirdan Irak hududuna Kadar olan mesafede 314 kilometredir. İran hattının Tatvanâ ve Irak hatlının Irak hududuna kadar etüdleri ikmal edilmiş ve D. Bakırdan 159 uncu kilometreye kadar olan kısmının inşaatı da ihale olunmuğ- tur, Nafia Vekilinin nutku çok alkış lanmıştır. General Ali Fuad Cebesoy saat 11 de kordelâyı kesti ve iki tren, iki tak altından düdükler çalarak al- kışlar arasında geçtiler. Şu dakika- da Erzurumun her mahallesinden davul, zurna sesleri geliyor... Şevket RADO

Bu sayıdan diğer sayfalar: