21 Ekim 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

21 Ekim 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugünün harbi tam manasiyle malzeme ve makine harbidir Harp ilmi ve tekniği ile uğraşanla- | rın hazar meşgalelerinden büyük bir kısmı da gelecek harbin nasıl olaca- ğımı tahmindir, Bunda muvaffakıyet | gelecek harbin icaplarına en uygun | şekilde . hazırlanmayı da mümkün kıldığından zafer için en mühim âmillerden biri olur, Fakat ekseriya bu tahmin ile gelip çatan hakikat arasında farklar olduğundan yeni harp bir sürü yanılmalara, değişik- diklere sebep olur. Nitekim Avrupa ordu kılıçlarını kınlarına koyalı ancak yirmi bir sene olduğu ve bu- günkü harbin bir motör makine harbi olâcağını h edip durduğu halde yeni birçok sürprizler getirdi, umulmadık hadi- seler meydana çıkardı. Bizzat devam | etmekte olan harbin âkibeti ve ordu- ların yarınki şekli bunlara duğu için araştırmak faydalı olur. Geçen senelerin ileri atılan nazari- | yelerinden en mühimmi şu id | Büyük harp, o zamanki silâhların basit tar ini gösterdiği için bu ve garpte, Çanakkı ve taarruz silâhları er şısında bile p şarkta gibi müdafaa | sında mühim adı, kurtula t sürati , yani motörlü silâhlar böyle değ Bunlar sipe- rin karşısında ktar. “Artık hârpler mevzi , hareket harbi olacaktır, Bu iddianın hem doğru, bem yan- | uş olduğunu gördük. İyi müdafaa edilemiyen, açık ve geniş sahalarda koca bir ordu (Polo: ) on beş günde darmadağınık oldu. Fa. kât modem Yaşıtalara karşı tahkim câllmiş, güzel müdafaa edilen siper- lerde ise bu silâhlar, ilk çağın kale. leri karşısında çaresizlik duyan kr hıçlı cengâverler kadar âciz kalmak- tadırlar. İstanbul surlarmın hendek- leri nasıl asırlarca müddet bir sürü mutaarrıza karşı dipdiri durmuşsa, | Maginot veya Slegiried'in tank hen- | dekleri ve mânileri de mutaarrız pi- yadenin biricik ümidi tanıklara karşı o derece müessir görünüyor. O hal de Polonya cephesindeki umulmadık zaferi bugünkü silâbın önünde du- rulmaz tesirinden Ziyade, Polonya müdafaasının bugünkü taarruz vasi talarile mütenasip olarak inkişaf et- memiş bulunmasında aramalıdır. Ya- ni motörlü silâh da kara ordusunun yere bağlı olmasından dolayı biza- bihi haiz olduğu birçok güçlükleri tam olarak yenememiştir. Buna karşılık hava silâhı da henüz kahir darbeler vuracak ve kara or- dusunu diz üstüne getirecek mükem- meliyette olmamakla berâber bu he- defe doğru alabildiğine inkişaf et- mektedir, Bundan birkaç sene el bazı dey letlerin hava ordusu mevcudu 30,000 dendiği zaman herkes bu rakkama hayret ediyor, 3,000 tayyare bizzat en büyük sanayici devletler için bile ulaşılmaz hudud olarak görünü; du. Fakat anlaşılıyor ki hava ordu- ları mevcudu şimdiden 150,000 ve tayyare mevcudların: hiç “değilse 10,000 olarak hesaplamağa alışmamız lâzımgeliyor. | Bir şeyi daha kafamıza sokmak lcap ediyor: Ağır topçunun, motörlü vasıtaların ve tayyarelerin yardımına mazhar olmadan tahkim - edilniş mevzilere karşı yalnız tüfeğile hü- cuma kalkan piyadenin rolü kalma. | mış gibidir. Meselâ garp cephesinde böyle bir şey akla bile (getirilemez. Hattâ ağır topçu ve motörlü, zırhli silâhların yardımına mazhar olmuş | piyade dahi tasavvur edilemiyecek kadar zayiatı göze alr ha- edeme: Bu neticeler ordu de motörlü kıtalar ve hâ- Ya ordusu lehinde müthiş değişiklik- leri mucip olacaktır ve belki A pa hârp sahnelerinde motörlü ve zırhlı birlikler beraber hareket eden bin- Yazan: M. Şevki Yazman dirilmiş hücum kıtalarından başka piyade kalmıyâcaktır. Müdafaa için de artık piyade değil, ya muayyen tahkimat silsilesinde hizmet için mü- tehassıs ve nisbeten mahdud sabit | bir kuvvet ve yahul bindirilmiş ma- kineli tüfek kıtaları kâlcaklır. Bunun da tabii görmelidir. Bugün nasıl bir kuyudan su çekmek için ak lımıza, artık çıkrık çeviren amele de- de elektrikli veya motörlü tulum- ba geliyorsa, Sarıyere gitmek için na sl öküz arabasını değil de taksi oto- mobilini o düşünüyorsak, (odüşmanı mağlüp etmek İçin mümkün olan her kuvveti eli altına almak İs harple ii rüyüşte bacak takati iktifa edilemez, Binaenaleyh bugün eski zamanın kahir sınıfı olan süvari nasıl mu- âyyen şartlar için in oldü. ğu kadar motörle edilm mahdud olarak kullanılıyorsa, piya» e de ayni suretle tlar için, mü Dikilide ve Bergamada ledkikler devam ediyor Heyete bir kaç ilim adamımız daha iltihak etti, çıkan sular da tahlil edildi İzmir (Akşam) — Dikili ve Bergama &a- | zalarında yelzele mıntakasında jeolojik ted- Kikler yapmakta olan ziraat enstitüsü joo- | loji döçenti profesör B. Ahmed Şevket Bir- | ile İktisad Vekâleti mader enstitüsü müdürü profesör B. Salamon Kalviye Ankaradan gelen profesör jeoloz Hâmid ve coğrafya profesörü B. Hakkı rasadhaneye mensup üç ilim adamımız İ- tihak etmişlerdir. Heyet, tedkiklerine ehem» | miyetle devam etmekte ve maden araşlır- ma enstitüsü fotoğraf atelyesi şefi B. Emin i Aziz, tedkikst yapılan sahada fotoğrafiler almaktadır. | Bergamadan buraya bildirildiğine göre tedkikat, zelzelenin tektonik — sebeplerden husule geldiğini ve muhtelif istirametler. deki sahayı bezeyen çöküntü hendekleril: sıkı sıkıya alâkadar olduğunu göstermiştir. Jeolojik temeli sağlam olan yerlerdeki bir çok binalar, varlığını muhafaza etmiştir. Buna mukabil Allöv (dolma, rüsubi) arazi üzerindeki binalar, zelzeleden şiddet- le müteessir olmuştur, Tamamen harap olan | (Kabakum) küyü ba nevi arazi üzerind» ( bulunduğundan yeni inşa edilirken bu kö- yün daha gerideki sartlarda sağlam arazi Üzerinde inşası muvafık görülmüştür. Bakırçay vadisindeki kaynarcalarda zel- zele De alikadar görülmektedir. Bergama - | Dikili arasındaki Ka eden sonra fışkıran ik) hatı bu kabildendir. Bu kaynarcada bilhas- sa kış günlerinde bir kaç yüz kaynaktan duman yükseldiği ötedenberi görülmek» te idi, Tigın çayının bu kaynarcayı batak- Uk hale getirmesinden evvel tâm orta yer- de büyük, sıcak bir havuz bulunduğu söy- lenmektedir. Şimdi burada kaynarcaya ya- n Çamur ılcası ve Kocanba ıhcas âdh İ sıcak kaynak yardır. Yeni fışkıran sıcak | ksynaklar, bunlardan hariçtir, İleride Kay- narca mevkiinin bir sağlık yeri halini aj- mast çok muhtemeldir. Bergamaya üç ki- etre mesafede (Güzellik ılcasıinın su- yü tahlil edilecektir, Bu suyun hararet de- recesi 35 dır. Ayni zamanda Berga külepyo mukaddes suyunun analizi yapıl mak üzere membadan su alınmıştır n hle bu mukadesd suyun, erkeğin kud- tini arttırdığı meşhurdur. Bu suyun ha- t derecesi 17 olarak tesbit edilmiştir. yan terkibine aid evvelce alınmış iki ra- porun suretleri profesöre verilmiştir. He yet Bergama evlerinde ve asari atika hara- belerinde eski ve yeni zelirle tahribatını ledkik etmişlerdir. Akropolun Bergamadan, hatti Askülepyon'dan daha az sarar göre- bilecek sağlamlıkta olduğunu bu tedkikler göstermiştir. Bargamanın sun lelerin en mühimmi 1311 baharda ve gece yarısı : çok şiddetli olmuştu. h minareler devrilmiş ve © vakit zel; müştü, 1335 sonbaharda, genc gece yansına doğru vuku bulan zelzelenin merkezi dag Bergamanin Kevçikli köyü idi. Bu köy ile sivarındaki közler yıkılmış, Soma kazası nın Kadınküy minaresi devrilmişti, Ölenler göktan, girdiği ındakidir. Son ku bulan bu zel- re bindirilmiş ve he: nıflarla ar: daki aleyhine olarak lanılacaktır. Bütün bu söylediklerimizi şu cüm- le ile de hulâsa edebiliriz: Bugünün harbi tam mânasile malzeme ve mâ- kine harbidir. Bu hulâsa bize harbin sonu hakkında bazı tahminlerde bü- lunmak imkânını da verir, Zira ma- kine ve malzeme harbi demek sanayi ve ham madde itibarile üstünlük de- mektir. Sanayi itibarile bugün çarpı- şan tarafları kısmen birbirine mü- savi farzelsek bile ham madde kây- nağı itib le bunu ayni farzetmenin imkânı yoktur. Meselâ gelecek sene bu zaman İngiliz ve Franscızların tayyare yekünunu 10,000 tahmin et- | mek mübalâğalı olamaz. Fakat Ak manlar için bu rakkamı düşünmek ve hele bunları İşletecek benzin ve pi- | Iotun harlanmış — bulunacağını farzeylemek müm dir. Zira pilot ve bilhassa bir mal zeme bolluğu meselesidir. Tank ve zırhlı otomobil, binek otomobili bakı- | mından da ayni tahminleri yapmak aslâ güç değildir. Modem harbin çeh- ni tanımak bu cihetten de bizi ir. ! r halde diğer sr i nisbet kendi zulmuş olarak kul- aydınlata » zelzelenin merke- ahiyesi idi, Şimdiki ce bunun merkezi Di- kilidir. Bu zelzele, hâlâ Bergen man n devam etmektedir. sonra sarsıntalarını berekek geçirmektedir. Kış yaklaştığı yağmurlar artık meydanlarda barınma im- kün bırakmadığı gibi ilk korku ve şaşkin- lıktan kendilerini Kurtatan balk, evlerinin | tamirine başlamışlardır. Her tarafta bir ip-| şa faaliyeti güze çarpmaktadır. Orta ders- cede bir ustanın gündeliği Bergama gibi bir yerde günde iki liraya çıktığı halde gine | başinda aska bu mıyor. Malzeme de pahallan- maktadır. Bergama köylerinde şimdi 160 çadır yar- dır. Dikili gelzelesinin İlk günlerinde Ber- gamadan gönderilen nakil vasıtaları ile eke mek ve sair eşyanın, ilâçların parası, Ki- | zlay tarafından tamamen ödenmiştir. Fen heyeti, yakında tedkiklerini bitir cek, Dikili ie köylerin veni kurulacağı yer- leri tayin edecek, bina inşa şeklini de tes- bit eyliyecek ve Ankaraya dünecektir. Viyana fuarı Bir Alman gazetesi Türk | paviyonunun mükemmeli. yetinden bahsediyor Volkisher Beobahter g; na fuarndaki Türkiyeye mahsus paviyonun çok mükemmel olduğunu yazıyor. Bu güzete hülüsaten diyor ki:| «Türk sergisi ziyaretçiye, Atatürkün | ve halefinin dâhiyane İdaresi altında Türkiyenin iktisaden ve sanayi cihe- tinden mazhar olduğu terakkiyi pös- termekte derin intibâlar husule gelirmektedir. Ayni zamanda bu ser- gi Türkiyenin umumi İstihsalâtı hak- kında bir fikir vermektedir, Türkiyedeki isliksalâttan ne kadar ihracat yapıldığı her memleket ayrı ayrı olarak gösterilerek frafikler can olarak izah edilmiştir. İhracat eşyası arasında buğday, arpa, yulaf, mısır, mercimek, keten ve kenevir gibi ziral maddeler mühim al edi- yor. Ayni zamanda Anadolunun fın. dık, badem, & tin gibi enfes mu mel surette teşhir edil İşlenmiş ve işlenmemiş halde tir. tik, yabani Kedi, kurt, tilki ve emseli av hayvanı derileri, yüksek değerli türlü türlü süngerler, ipek boceği to- humları, bahusus nefis peynirler da- hi pek güzel teşhir edilmiştir.» tesi, Viya- ncir, Üzüm Ye zı Ankaraya Hariciye Vekilinin avdeti amk öğ 1 - Hariciye Vekilimiz Meskova kruvazöründen çıkarken, fe 7 Gi 2 - Selâm kıtası önünden geçerken, 3 . Sovyet sefirinden ayrılıyor, 4 « Kruvazörün refakatinde gelen torpido muhribi Hariciye Vekilimizi İstanbula getiren Moskova kruvazörü sefirile birlikte Hariciye Vekâletinden. çıkıyor gelen Fransız Şark ordusukumandanı General Weygand, Fransıs

Bu sayıdan diğer sayfalar: