6 Aralık 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

6 Aralık 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ER a m aramam Ne İMGttefikler dünyadaki — Bir İngiliz gemisi mi batırmaş?... Benzinleri salın alıyorlar) — Gazeteler — Hayır, çakmağında benzin bulunmuş Bir daha sefere.. Gönlünün bazen pek sıkıldığı olurdu. Böyle yamanlarda tiki elini açar, can ve Yü- rekten dua ederdi: — Yarabbi, bir daha sefere beni falanca yarat! Geçen gün gene İçi sıkıldı, mutad duası- na başladı: — Yarabb!, bir daha sefere beni Kuş ya- rat!.. Fakat düşündü: «Bakalım o zamana kadar göklerde tayyareden geçilebilecek mi?» vaz geçti Bir balık yarat!... dedi. Sonra da «İyi amma a mübarek, diye mırıldandı, daha geçen gün bir balinanın maynla parçalan- dığını gazetede okuyan sen değli misin?.. En iyisi öküz olmuk, dedi, etrafında oiwp bitenlerin farkında olmadan ye, iç, yan gel!.. Fakat o zaman da kesilip kuzu diye sa- tılmak var! Onu da beğenmedi. Gözleri, önünde dü- ran gazeteye ilişti ve kâğıdın son günlerde- Ki itibarını hatırladı: — Bari kâğıd yaratı- layım, dedi. Amma kâğıd bul.. Mutfak rafına da konur, para da olur!... Başmskal? de yazilir, serbes vezinli şiir del... Bu kadar İ oynak bir talihin nesine imrenmeli?.. On- İ dan da vaz geçti, Ve biran muharrir olma- yı düşündü, lâkin daha o gün Süleyman Tevfik babanın ortada kalan cenazesini görmüştü! .. Sokuğın köşesinde sebilin mermer sütü- mu gözüne kestirirken aklını Prost ve ar kazmasi geldi! Tam o sırada sokağa uzattı; Kıl beybesi kalburu elinde, terazisi belinde, kallı bir leblebici - Sanki bu me bir kıyafet, bir tarih, bir dili, bir yaşayış in- kılâbı olmamış gibi- nalçalı kunduraiaı sörüye sürüye geçiyordu. Zaman fırtını heybesinin kılını bile oynatmamıştı. O hâ- lâ Jeblebici operetindeki adamdı!... Yerine oturdu ve İki elini açtı: — Yarabbi, dedi, bir daha sefere Deni leblebiet yarat!... bir ses duydu. Başını omuzunda, Reşsam Halil paşanın ful — Allah yaz: olsun şu jüriden!.. Ölen bir sa natkârdan bahsettirmek Uldfunda bulundu!... e eee (Yazı ve resimler: Cemal Nadir'in) 939 modeli ehliyet!.. Bir devrin çocükları tam Balkan harbine raslamışlardı. o Öğrendikleri manzumeler, söyledikleri şarkılar hep bü kanlı mesele üstüneydi! — İrfan, haydi, hanım teyzelerine bir manzume okn!, Teklifi karşısında kalan çocuk, fesini kaşlarımn üstüne yıkar, yerinde rahat vaziyetinde aya- ğmın birini ileriye atar, bir elinin yumruğile göğsünü döve döve baş- lardı: «Çiynendi yeter varlığımız zulm ile kahre...» Eğer çocuklar birkaç tane ise hep bir olurlar: «1328 de Türk namusu İekelendi of...» diye bir intikam şarkısı tuttu. rurlardı!,. İsveç hareketleri, el işleri gibi mek- tep programlarına yeni giren dersler misafir teyzelere yâpılan gösterişle- rin nevini değiştirdi, anneler: — Reşad, haydi göster hanım tey- zelerine marifetlerini!.. der oldular. zincirler, hanial aylar, sekiz köşeli yıldızlar, telden sepetler, resimtikler, tahtadan kutular, oymalı çerçeveler gibi bir sürü aburcubur, birer birer ve ihtimamla misafir teyzelerin elle. rinde dolaşır: — Fesiibhanallah, kırk bir kere maşallah!.. Takdirlerile ço- ğun ehliyeti tasdik edilirdi!. Mekteplerde keşşaflığın başladığı devrin çocuklarındaki ehliyet de haşka idi. O devrin çocukları misafir tey- zelerin huzuruna el işi marifetlerile değil, başı külâhlı, eli sopalı çıkar ol- dular!... «Ben bir keşşafım, bacağım, kolum. Şarkısile başlıyan ehliyet gösteri: leri sofalarda sopalara dayanıp atla- malarla nihayet bulurdu! Çocuk .neslllerinin içinde ehliyetin en acıklısını gösterenler büyük har- bin kıtlık senelerine raslıyan çocuk- lardır. Anneler o zaman: — Hanım teyzesi, çocuğumun pan- talonuna bak, bahasının eski ceketin- den bozdum da yaptim!. Maşallah pek idareli iz dirhem ekmeği üç gün kuru üzümle iki bardak çay İciyor!.. Gibi çocuklarının riyazat ehliyet- lerile koltuk kabarttılar!.. Aradan geçen devirler o çocuklar arasında bazı anormal ehliyetlerin belirmesine de yol açtı!.. ve çocuklar misafir teyzelerin önünde sökük dik- mek, çorap yamamak gibi garip ehli- yetler gösterdiler! Ehliyetlerin en yıkıcı ve kıncisi Tarzan deyrine erişen çocuklara na- sip oldu!.. Bu öyle bir ehliyet ki hiç bir anne çocuğuna: — Oğlum Çetin, Tarzan nasıl ba- girip atlıyor, yap da teyzelerin gör- sün!.. Demeğe cesaret edemedi, Şimdi, 939 çacuklarında görülen bazı ehliyetler var ki hepsinden ya: man!,. Bunlardan birine bir ahbap ziyaretinde rasladık. Ziyaret o sırasında bahsine döküldü ve sahibinin çocukları dı, Anne bir aralık; — Sungur, dedi, misafir amcaları- Da marifetlerini göstersene!, Çocuklar kitap dolabının alt çek- mesini çektiler, İki kutu çıkardılar, açtılar, bir de ne görelim: Birer gaz maskesi!.. Birini biri, birini biri, baş- larına taktı, başladılar pasif korun- ma marifetlerini göstermeğe!,. Herkes iki maymun yavrusu seyre- der gibi merak ve neşe ile bunları seyretti ve: — Bravu küçük, aferin Sungur!.. seslerile sahneye nihayet verildi. 939 yılı çocuklarındaki bu ehliyet insana parmak isırimakla beraber 950 çocuklarının acaba 5 liyetlere sahip olacakları merakını veriyor!.. lâkırdı çocuk bermutad - ev vülmeğe başlan- nasıl Evet, kimbiir ne acayip ehliyetler; Belki kollarını çırpa çırpa uçacak- lar!.. Yahud başlarına bir külüh giyip gözden kaybolacaklar... Ticarette yen! bir teranel... — Yüz kuruşa palamut olur mu ayol?... — Ne yapalım ablacığım, Avrupada muharebe var, mal gelmiyor: Bir acayip hastalık!.. — Komedi 1 perde — (Perde açılınca bir ruh doktorunun mu- ayene odası görünür. Doktor masanın Üş- tüne eğilmiş, yaptıracağı ikinci apartıma- min hesaplarile meşguldür!. Kapı arala- mir, hizmetçinin beyaz boneli başı uzanır.) Hizmetçi — Acaip bir hasta geldi doktor, Dokfor — Al içeri!.. (Garip kıyafetli bir delikanlı içeri girer. Hem reverans yapar, hem nazi selâmı ve- Kir. Ayaklarında çizme, başında melan vaz- dir.) Doktor — Buyurun, şöyle oturun! (Has- tayı karşısına oturtur) neniz var, anlatın! Hasta — Hem çok geyim var, hem hiç birşeyim yok dokter!i Kendimi hem Kuv- vetli, hem zayıf hissediyorum! Mesel sağ elim kırıp ezmek Istarken sol elim okşamak istiyor!.. Ayaklarım çiğne- mek, dudaklarım öpmek arrusunu duyuyor! Gösüm tok, midem açi.. Hüllan tam biş terzad halindeyim!.. Sanki içimde iki düş- — Bugü — Hayır, Sovyet « F man var, biri ak derse öbürü kara diyor. | dakika sonra çıkarlar) . Bimdi söyleyin, adınız ne?. Aiber Jan!.. (Deftere yazar) Babanızın?... Hasta — Almanyah Vilhelm! Doktor — (Yazar) Ananızn?.. Hasta — İngiitereli Jozefir, Doktor — Nerede doğdunuz ve tebâ Hasta — İsviçrede doğdum. İtalyanım Doktor — (Bunları da deftere yazar) Hasta — CTelkgia) Çok merak ediyorum | doktor, benim hastalığım ne?.. i Doktor — (Ayağa kalkar hastanın önü- | ne giderek elini tutar, ağır bir sese) Buna ? Milletler Cemiyeti hastalığı derler bayım! (Hasta, eli doktorun elinde. düşer, bsyı- ir, perde kapanır.)

Bu sayıdan diğer sayfalar: