27 Aralık 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

27 Aralık 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖZÜN GELİŞİ 60 bin liranın talipleri ibaşı piyangosunun çekilmesi yaklaştığı şa günlerde hepimiz başı muzda bir talih kuşunun dolaştığına inanıyoruz. Sahipsiz bir 60 bin Hranın hayırbah gönüllüleri bilet gişelerine onar lira yatırnak su- retile ceplerini bu servete Amade bulunduruyorlar, Fakat o âcaba hangi cebi tercih edecek? Bir Fransiz falct kadının söylediğine bakılırsa talih dediğimiz şey hemen hergün avucumuzun içinden geçmektedir. Fakat elimiz dalma onu yakalı» yâcük vaziyetle bulunmaz Talihsiz adamın eli talih geçtiği sırada ya tamamen açık, yahud başka bir işle meşguldür. (Meselâ (talih avucu nuzdan göçmek İstediği (sırada siz kalabalık bir tramvayda düşmemek için pencerenin demirini tutmaktasınız; talihsizsiniz. Talihli de diğimiz kimse odur ki elini talih tam avucundan geçtiği sırnda kapar. «Fir- satı kaçırmadı» tahiri de bundan ileri gelmektedir. Yılbaşı piyangosunun büyük ikramiyesini avuçlarda dolaşlıran talihi kim yakalıyacak? Belli değil! Onu belki de biri çoktan yakalamıştır. Fakat piyango çekilinciye kadar bu büyük ikramiye hepimizn malıdır; onu istedi- ğimiz gibi sarfedebiliriz. Nitekim aramızda bu 60 bin Hrayı şimdiden, son meteliğine kadar har- cıyanlar az değildir. Bir ahbabım onun 50 bin lirasını bilmem kaç katlı bir apartımana yatırdı; 10 bin lirasını da ufak tefeğe tahsis etti. Bu, 60 hin lira- yı aklıselim ile harcıyan bir büyük ikramiye namsedidir. Fakat çok kimseler bu aklıselimi muhafaza edemiyorlar. Meselâ bir başkası 68 bin lirayı küsasına yatırıyor ve kendisi de bütün hayatınca sırt üstü yatıyor. «Çünkü, diyor, canlılar arasında vücudü tenbel- liğe en müsald mahlük insandır ve yalmız insanm vücudü arkaüstü yatmıya müsalddir. Tablatin bu arzusunu ömrümün sonuna kadar yerine Diğer bir tanıdığım 60 bin lira ile en aşağı altmış delilik yapılabileceğini iddia ediyor ve beş senelik bir plân hazırlıyor. Sonra? Sonrası Allah kerim imiş, Namzedler arasında para eline geçtiği saman İlk anların şaşkınlığı geç- mesini bekliyecek ve sâlim kafa ile en isabetli yolu bulacak olanlar da vardır. Şu aşağıdaki sözleri de piyango gişesi önünde bileti çantasma yerleştiren bir kadın söylüyordu: «Altmış bin lirayı bana 60 bin gümüş lira halinde vermeğe kalkarlarsa ne yaparım? Doğru saydıkları nereden belli? İşin içinden çıkmak kabil değil? “Allahım sen aklımı muhafaza et!» Henüz piyango çekilmediği için hepimiz şehirde 60 bin liralık vatandaş- tar halinde dolaşıyoruz. Normal halimire ancak yeni senenin ilk günü kavu- | şacağız. O da pek uzak değildir. Şevket Rado | lise NELER SLBVer Pariste bir köprü yıkıldı Kemerin bir kumı petrol gemisine düş Parisin tarih! köprüsü Sen Lui hiç bek- ; lenmiyen bir kazaya kurban gitmiştir. — | > Sen nehrinde yukan doğru çıkmakla olan bir petrol gemisi bir girdaba uğrayıp İ dümenini idars edememiş ve köprünün ayağı üzerine düşmüştür. Ayağın sarsilma- sı kemerin yıkılmasına sebep olmuştur. | müştür. Fakat gemi batmayıp akm ie sürüklenmiş ve ikinci bir köprüye çarpa- rak bunu da hasara uğrutmıştır. Sen Lul köprüsü yıkılırken üzerindekilerden 3 kişl ölmüş, 8 kişi yaralanmıştır. İngilterede cebri tasarruf devam edecek olursa korkarım ki Maliye Nazırı cebri tasarruf usulünü vazedecek- tir Cebri tasarruf fabrikalarda ve müsase- selerde çalışanların aylıklarından ve üc- retlerinden bir kısmının cebren kesilerek tasarruf sandığına yatırdması mânasını ifade eder. İngilterede cebri tasarruf usülü vaze- dilmek üzeredir. İngiliz miki tasarruf ce- mıyetinin rel sir Kindersley gazetecilere yaptığı beyanatla harbin mali ideresi için halkın 400 milyon İngiliz lirası tasarruf edebilecek bir vaziyette bulunduğunu söy- | iedikten sonra şu sözleri de ilâve etmiştir: | «Eğer şimdiki gibi tasarrnfa riayetsizlik | Hayata küsenlere... Aşkı bulamayanlara... Saadete hasret çekenlere... İstikbalden zevk almak... Yeni seneye huzur ve istirahatla neşe ve sürurle girmek istiyenlere nemasında ÇEMBERLİTAŞ Sirnasu Bugün matinelerden itibaren Bu sene bütün gençliği meftun eden LÂLE Filim altın seriden YAŞAMAK ZEVKTİR Yalnız büyük filmlerde gördüğümüz , altın sesi ile mest olduğumuz iRENE DUNNE ve kalbleri büyüleyen DOUGLAS FAİRBANKS Jr. .. Gürün, Haftanın, Yeni senenin zevk fırtınası olacaktır RUTH GHATTERTON VVALTER HUSTON Gençliğine doymamış hayattan tamamile hevesini almamış bir kadının romanı Pangallı AKIN sinemasında 1940 senesini NEŞE ve GÜZMLLİK içinde karşılamak isteyenler için Vatan Hasreti İl Zoraki Asker HARRY RAUR YERNANDEL Ayrca; KENKLİ MİKİ, Gündüz ve gece 845 de 2 Pilm birden, i sahasında ihtikârın önüne Finlândiyada Salla meydan muharebesi nasıl oldu? Paris-Soir muhabirinin gördükleri Henry Danjou tel- grafla bildiriyor: Harekâtını ya- kından takip etti- ğim şimal Fin or- dusu, kutup dai- resinin 150 kilo- metresi dahilinde kutup yolundan inmek suretile ar- kasını oçevirmek istiyen büyük Rus ordusuna (karşı tam bir muzaffe- riyet kazanmıştır. Bu muharebe Sal- la mınlakasında cereyan etmiştir. Muharebe fki gün sürmüştür. İkinci muhars- be gününün gece- sinde Ruslar, 30 kilometre (o çekil mişler ve arkala- Salla Sli cereyan ettiği yerleri gösterir harita rında 2000 maktul, yalnız benim gör- düğüm ve saydığım en az dört beş tank, toplar, birçok kamyonlar, öl- dürülmüş yüzlerce beygir ve orman da darma dağın olmuş askerler bi- rakmışlardır. Muharebe meydanını gezdim ve kaçamayan son Rusların nasil yaks- andığını gördüm. Birkaç gündenberi şimal Fin ordusu kumandanı, bana mühim bir haber vereceğini ihsas ediyordu. Rusların, “önlerinde cum arabaları bulundrak bitmez tü- kenmez kutup yaylalarında İlerle- mekte bulunduklarını ve hepsinin ça. lik miğferi bulunmayan küçük boy. lu Finierin maneviyatı üzerine tesir hü yapmak istediklerini öğrendikçe, şimal | Fin ordusu kumandanından cephe. | deki mevzilerini #iyaret etmeme mü- Tatbiki unutulan bir ihtikâr kanunu İhtikârla mücâdele etmek için ka nuni mevzuat mevcud olmadığından ! bahsediliyor. Halbuki 938 senesinde İ çıkan 3003 numaralı kanunda, mâ mul malların fiatlerini kontrol et- mek için İktisad ve Adliye Vekâletlie. İ rine salâhiyet verilmişti. Bu kanun intişar ettiği tarihtenberi tatbik edil- İ memiştir. Çünkü kanunun tatbik şe- killerini gösleren nizâmnameler yâr pılmamıştır. 938 senesinde çıkan bu kanun tatbik edilmiş olsaydı, sanayi geçmek kabil olabilirdi. Yukarıda yazdığımız İ gibi, ihtikârla mücadele etmesi lir smgelen idare adamları, bu yolda kanunlar olmadığından bahsetmek İ suretile işin içinden çıkmaktadırlar. Demek oluyor ki, sanayi müesese- lerini kontrol ve bu mücsseselerdeki flat artışını tedkik etmek için elimiz- de bir kanun mevcud olduğu halde, nizamnamesi olmadığı için bunu tat- bik edemiyoruz. Acaba şimdiye kadar bu mevkide bulunan idare adamları, neden bu yolda bir nizamname yap- mamışlardır? Gelelim ithalât maddelerine... İb- tikârla meşgul olmak için kanun! mevruata ihtiyaç olduğundan bah- sedenler, Ticaret kanunundaki hü- kümlerden istifade edemezler miydi? Çünkü Ticaret kanunundaki hüküm- lere göre, «mallarını hile ve hud'a İle sürüm temin edenler» bâkkında ağır cera hükümleri bulunmaktadır. İbti- kâr bir bakımdan birnevi hileden başka, bir şey değildir. Muvazaa ile biribirlerine mal salmak, malı gizle- mek, yahut başkalarının üzerinde göstermek, bütün bunlar hile ve hud'a diye telâkki edilemez mi? İdare adam- ları, ihtikârin bu derece geniş biz saade etmesini rica ediyordum. Fin kumandanı, beyaz bir ayının postun- dan yapılmış kocaman kürküne 8a- rınarak o günün de geleceğini ve bir az daha sabretmekliğim lüzum gel- diğini söylüyordu. Beni götüren şoför, kardeşin! harp meydanında kaybetmişti. Genç Fin- ler, ölülerine ağlamak için bile vakit bulamıyorlardı. Ucsuz bucaksız buz ovalarında asker gölgeleri dolaşıyor- | du. Şuruda burada hayvan postları- na sarılmış olan askerler, dolu dizgin kızaklarını sürerlerken orta çağ mu- hariplerini andırıyorlardı. | OBembeyaz kaputlar giymiş nöbetçi. | ler yolları bekliyorlardı. Hareket nok- talarından 150 kilometre ötede mu- attal kalmış dört Rus tankı İle yiye- i cek, mühimmat dolu kamyonlar ka- Kayseriye Relsicümhur İsmet İnönü Kayseriye git- ti. Cenup şark Anadolusunun bu şehri An- karadan 256 kilometre uzaklıktadır. Ercs- Biz dağının şimele bakan eteğinde ve Kı- alırmağın kollerından Karasu'nun vadi- sindedir. Nüfusu eskiden 79 bindi; şimdi 40 bin elvarındadır. Kayseri ötedenberi büyük bir ticaret şeh- posuydu. Şimdi de Kayseri - i seri - Sıvas, Kayseri o Ulukışla demiryol- İarı şehrin iktisadi hayatın: inkişaf ettir. miştir, Bilhassa sucuk ve pastırmalarile meşhur olan Kayseride yasma, oda döşemesi, halı, çarşaf, havlu da yapılır. Ceviz ağacı işli- yen mobllyeciliği; marangozluğu da var- dır. Kayserinin binden fazla küçük sana- yi tenşihlarında son senelerde hâlâ 6100 Kişi çalışır. Kayserililer, zeki, tifeye mütehammll, kendileri de W makla efsane halinde tanınmışlardır. Memleket, Cümhuriyet devrinde iplik, kumaş fabrikalarite ehemmiyet kazandı. Kayseri vilâyeti 13919 küömetre murab- bajdır. Nüfusu 251370 kişidir. Yeni orman işletmeleri Ankara 26 (Telefonla) Devlet orman işletmesi idaresi tarafından Karabük, Alaçam, Belgrad, Eskişe hirde Sonöğen, Boluda Âbâdkerim, Adanada Kraisalı, Şarkta Poz, Dâ day, Çorum ve Giresunda yeni orman etmeleri kurulmuştur. ... mahiyet almasına meydan verme mek için Ticaret kanunundaki hü. kümlerden, 3003 numaralı flatleri kontrol kanunundan istifade edebi- lirlerdi, Halbuki bu hükümlerden is- tifade edilmemiş, idare adamları, böy- nelmilel vaziyetteki tahavvül üzerine zuhur eden hâdiselere karsı, «yeni bir kanuna ihtiyaç vardır» âlye bek- filesi, kesif asker kütleleri arasında uzaktan görünüyordu. Bu, muharebe meydanmın başlan» gıcını teşkil ediyordu. Otomobilimiz yoluna devam ederek bir gün evvel iki ordu arasında metruk mıntekâ teşkil eden bir ırmağın sahiline var- dı. Fakat o zamandanberi, burada ne mühim hâdiseler cereyan etmişti, Irmağı geçtik. Buzlar üzerinde harap olmuş Rus otomobilleri, mitralyözler öteye beriye dağılmış duruyordu. Yo- Tumuza devam etmek için Fin asker- lerinin aradıkları kaçak bir Rus as- kerini yakalamalarını beklemek icap etti Biraz sonra iki Fin askerinin orta- sında kalın bir kürke sarılmış, elle- rini yukarıya kaldırmış bir Rus as kerini gelirken gördük, Orman temizlenmişti Birbirine yığılmış eşya ve sandıklar arasında ilk Rus maktullerini gördüm. Bunla- rın çoğu pek genç idi Bazıları çelik başlıklarile beraber düşmüşlerdi. Çeh- relerinde korku ifadesi okunuyordu. Presmau denilen bu ormanda Rus- larla Finler göğüs göğse çarpışmış- lardı, Fin nöbetçileri gansim mınta- kasının ötesine geç ize müsaade etmediler. Zira Finler civar orman- larda hâlâ araştırmalar yapıyorlardı. Tek tük uzaktan silâh sesleri duyulu- yordu. Mehtap çıkmıştı. Ay ışığı saye- sinde daha birçok Rus cesedi gördük. Kutup dairesi içinde bulunan bu harp meydanının biraz ötesinde kâln bir köyde birçok ganalm daha bulun. muştu. Finler, kaçar gibi görünerek Rusların ilerlemelerine müsaade et- mişlerdi. Fakat evvelki gece pusu kurarak ansızın mühim bir Rus kolu- nun üzerine saldırmışlar ve bunu ikiye yararak pusularının sahasi içinde bulunan Rusları sarmuşlar, art kadan gelen Rus imdat kuvvetini (- rara icbar etmişler ve bir gün evvel Rus tanklarının ateşinden kaçar gi- bi göründükleri 30 kilometrelik bir mıntakayı istirdad etmişlerdir. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Kuş bakışı Kayseri eskiden Kapadokya'nın merke- siydi. Eski ismi Meraka'dır. Koma impa- ralorlarından Tiberius burasını xaptade. rek genişlet. Şehir de kayı Argun tus'urı namına izale edilerek şimdiki mde- nı aldı Pakat &ski Kâyseri dugünkünün yerin- de değildi; yirmi dakika ötedeki yatık te- pelerin üzerinde bulunuyordu. 260 senelerinde Part hükümdarlarmidan. Sapor (Şapur) Kapadokya'yı merkezini yaktı; halkını ir, yan teraftak! düzlükte bunu müten- eniden kuruldu. Lâkin arka arkaya etler biribiri. n Kayseriyi Selçu- Bugünkü Kayseri rf bu Türklerin eseridir dense lania oi- maz. Eski Kayserinin yetinde bir hamam harabesine ve toprak altında kalmış evle- re tesadüf edilir. Yılanlıdağ “Üzerinde de bir kilise ve kale harabesi vardır. Kayseri - nin çarşısı Ti spkaklıdır. Bedesten ile bam hamamlar Osmanlı devrinin yadigirlâr- dir. yıldırım düştü (Akşam) — Geçen gün sağnak halinde dolu yağmıştar. Bu es- nada şiddetli bir gök gürlemesi ile Çeşnigir camisine yıldırım düşmüş- tür. Yıldırımın düştüğü yerden bir duman kalkmıştır. O civarda bulunan bir kadın bayılmış ve hastaneye kaldı- rılmış ise de hastanede yatmasına lü- zum görülmemiş ve evine gönderilmiştin Dün sabah yataklarındaf kalkan- lar Manisa dağını bembeyaz görmüş- lerdir. Soğuklar şiddetini göstermek- tedir, Teşekkür Sevgili annemizin ufulü dolayıslle cena- 28 merasiminde bulunmak mektup ve telg- raf göndermek suretile bizleri kederli za- manımızda teselli eden bütün dostlarımıza sonsuz teğekirürlerimizi sunarız. Ahsen Böngi ve kardeşleri

Bu sayıdan diğer sayfalar: