8 Ocak 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

8 Ocak 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ilmi e Galatasaray, Fenerbahçeyi 2 - O; Beşiktaş, Vefayı 4 -0 yendi Güneş, İ. Sporla 3 - 3 berabere kaldı Dünkü maçlarda Vela linokla Beşiktaş kalesi önünde Hasılâtı felâketzedetere terkedilmek Üzere Beden Terbiyesi İstanbul Bölge- si tarafından tertip edilen yardım açlarma dün havanın çok soğuk ve Yağışlı olmasına rağmen Taksim sta- dında devam edilmiş ve sabahleyin başlıyan maçlar akşama kadar bü- yük bir intizam içinde oynanmıştır. Bir gün evvel yapılan maçlarda elde edilen 600 liralık hasılata mukabil dün de 1700 lira bir varidat elde edil- miş ve 2300 lirayı bulan bu para Mil- A Yardım Komitesine tevdi edilmiştir. Güneş - İ, Spor Günün ilk mâçını İhsanın hakem- İiği altında Günşş ile İstanbulspor takımları yapmışlardır. Kuvvetlerin | müsavi olması yüzünden çok o4kı bir çekişme halinde devam eden bu kar- gilaşma neticesinde her iki takım 8-3 berabere kalmışlardır. Beşiktaş - Vefa ikinci maçi Beşiktaş ile Ve- rasında yapılmıştır. Şazi Tezcanın y resinde oynanan bu maça Beşik. taşlılar Hakkı, Hüsnü, İbrahim ve Şereften mahrum olarak çıktılar. Za- man zaman Vefanın üstünlüğü altm- da geçen müsabakanın ilk devresi 2-0 Beşiktaş lehine bitti. İkinci devre ge ne Vel mühacimlerinin beceriksizliği | De devam etti, Bir de penaltı kaçıran Vefalılar bu devrede de iki gol yiye- rek maçtan 4 - 0 mağlöb çıklılar. Galatasaray - Fenerbahçe Günün son ve en mühim maçı iki €ze'i takib, Fenerbahçe ile Galatasa- tay arasında yapıldı. Ahmed Âdemin hakemliği altında sahaya çıkan ta- kımlar şu şekilde dizildiler: Him - Celâl, Enver, Musa - Boduri, Gündüz, Eşfak, Bedii. Fenerbahçe: Cihad - Fazıl, Faruk - Ömer, Esad, Reşad . Basri, Orhan, Melih, Ali Riza, K. Fikret. Müsabakaya Fenerin merkezden ntağı seri bir hücumla başlandı. Çok şiddetli esen rürgüra karşı oyna- malarına rağmen Galatasaray kale- dini derha! sardılar. Fenerin 15 inci dakikaya Okadar süren hücum- ları o hiç bir semere (o vermedi. Ya, Yaş yavaş Galatasaray da bu akın- Yara mukabeleye başlayınca oyun sü- ratli bir şekli aldı, Henerbahçoliler hücum hatlarından bir netice alabil- mek için Ali Rizayı çıkararak yerine eski Güneşli Niyaziyi aldılar. 25 inci Gekikadan itibaren oyun biraz da çamurun tesirile sertleşmek istidadı gösterdi. Galatasaray hücumları Fenerin en akıllı oyuncuları Esad ile Cihad tara- fından tevkif edilirken Fenerliler yine nisbi bir hâkimiyet teessüsüne mu- vaffak oldular. Fakat muhacim hat Bülend, 85 Inci dakikada ortadan topu ka- pan Gündüzün attığı fevkalâde bir gülü Cibad güzel bir plonjonla kur. tardı, Bunu müteakip Melih ve Basri | miş bir Galatasaray: Osman - Faruk, Sa- ; mubakkak birer gol fırsatı kaçırdık. tan sonra birinci devre Fenerin hâ. kim oynamasına rağmen golsüz ola rak bitti, İKİNCİ DEVRE İkinci devreye Galatasaraylılar baş- Jadı. Bu kısımda Fenerbahçe takımın- da ufak bir tadiiât yapmıştı Fazl çıkmış, Ali Riza müdafaaya, Hayati hafa alınmıştı. Rüzgüri löblerine alan Fenerlilerin bu devrede sayı çıkara” cağı ümid ediliyordu. Hatta ilk dakl- kalarda yapılan bir kaç sıkı hücum bu ümüdleri takviye edecek mahiyette idi. Fakat kale önünde muhecimlerin birbirile beceriksizlik yarışına girme- leri yüzünden bir türlü netice alm- madı, GALATASARAYIN 1 inci GOLÜ Devrenin 6 ncı dakikasında Gün- düz ortadan kaptığı topu Bülende ge- çirdi. Bülendin sıkı şütü Fenerli Fa- ruğun ayağına çarparak Cihadı şa şartlı ve Galatasaraylılar bu suretle ük sayılarını kazandılar. Bu sayıdan sonra Lekrar başlıyan oyun müsavi akınlarla devam eği- yordu GALATASARAYIN 2'net GOLÜ Wi nel dakikada Fenerlilerin hüc, mundan kurtulan top Galatasaraylı Gündüze geçti. Gündüzün bir, iki vü” cud çalınından sonra ğa gönder. diği topu, Eşfak Cihadla karşı karşıya bulunduğu sırada güzel bir vuruşla tekrar sayıya çevirerek takımının 2 İnci golünü yaptı, Bu golden sonra Fenerliler işi gev- şettiler ve bozulmağa başladılar ve Galatasarayın galibiyetini kabul et- şekilde oynamağa başladılar, Bu hal Fenerin artık gol yapmak ü- midini kaybettiğini aşikâr bir suret- te gösteriyordu, Fenerin bu gevşemesinden Galata- saraylar istifade et$iler: Hem yo rulmuş olan müdafaaları dinlenmek imkânını buldu ve hem de hücüm hatları daha gayretli oynamağa baş- ladı. Bu mühim maç ta bu şekilde 2 - 0 Fenerin mağlübiyetile sona erdi. Beşiktaşlıların kır koşusu Beşiktaş kltibü tarafından munta- zam bir proğram altında tatbik edilen kır koşularına dün de devam edilmiş ve 4000 metrelik mesafede birinciliği Rerazi, ikinciliği Necip, üçüncülüğü Todori kazanmışlardır. Macar futbolcuları mağlüp oldu Ankara 7 — Şehrimizde bulunan Macar takımı bugün Ankara Muhte. Hiti ile karşılaştı ve 3 . 1 mağlübol du. Maç çok heyecanlı ve alkışlar içinde cereyan etli. Bedii maçlar İzmir 'T (A. A.) — Hasılâtı felâkeğ- zedelere verilmek üzere bugün yap lan bölge kupası maçlarında Ateş, Demlirsporu 2 . 1 Doğanspor, Yaman. ları 6-2 ve Üçokda, Altayı 4-$ mağlüp etii. Türkiye Italya (Baş tarafı 1 inci sahifede) Zir Türkiye de Akdenizde ve Bak kanlarda sulhun devamına çalışıyor. İngiltere ve Fransa ile ittifakı da sırf bunun içindir. Bu bakımdan, zaman saman Roma mafbuatında hakam tenkidlere uğramış olan Türkiye po- Uilkasının doğruluğunu, dürüstlüğü- mü İtalyada anlamaya başlamış ok malıdırlar. Vaktile Balkan antantına muhalif olan İtalyanın bugün Bak kanlarda sulhu koruyacak (birlikler aramaya temayül göstermesi bunun delilidir. Bu gayretlerin semere ver mesi Türkiye. İtalya münasebetlerine bağlı olduğu inkâr edilemez. Çünkü Balkanlarda Türkiyesiz hiç bir şey yapmaya imkân yoktur. Türkiye - İtalya münasebetleri, os- kidenberi şeklen normal ve doslane dir. «Şeklen» diyoruz, zira iki memle- ket arâsında 1928 #enesindenberi mevcut dostluk muâhedesine, da hiç bir ihlilâfı mesele bulunr masına rağmen soğuk kalmıştı sene evvel, hariciye vekili R, Aras, İtalya hariciye nazırı İle Milano'da görüştükten sonra neşredilen tebliğde «iki memleketi aymıcâk hiç bir ms- sele mevcut olmadığı ve İtalya ile Türkiye arasında ancak karşılıklı em- niyet hisleri mevcut olabileceği, ve fki hükümetin, sulh ve istikrar lehinde. ki iş birliğinin genişletilmesi faydalı olacağı...» İlâve olunmuştu. Bülün bunlara, ve dostiuk mu&- hedesinin © yenilenmesine - arada ihtilâf bir mesele olmadığı halde - Iki memleket birbirine mi olarak ısınumadı, hâkiki bir dost- luk teessüs edemedi, Bunun sebebi, hâdiselerde ve messlelerde değil, iki memleket arasındaki havayı zehirle- yen devamlı şüphe ve emniyetsizlikte idi. Bu şiiphe ve emniyetsizliği yaratan amillerin bizim tarafımızda olduğunu kimse iddia edemez. Türk Met, İtalyadan gelen resmi ve zabiri dost- Tuk teminalına rağmen, bazı hare ketleri ve e Hazırl ikları hayret ve endişe Bunda da haklı idi i «sulh ve istikrar, yolundaki hakiki iş birliğinin teessüsü için, iki memleket arasında havayı ifsad eden amillerin ortadan kalkması, emniyet sizlik yerine itimadın göçmesi lâzım- dı. Bu da İtalyanın asla hayati men- fnatlerine dokunmayan basit dostluk ve emniyet tezahürlerinden - ibaret kalacak, ve busuretle Tür kiyenin em- niyeti aleyhine hiçbir lenmediğini, İtalya i gı istlizara etmeden, isbat edecekti İtalyanın, bügün de, şimdiye kadar sadece tebliğlere ve muahedelere ge çen, yani şekilde kalan samimi niyet lerini biletli isbat edecek bir hareket tarzı, iki memleket arasındaki havayı düzeltmeye kâfi gelir. O zaman, eğer maksad Akdenizde ve Balkanlarda «1997 Müano tebliğinde denildiği gibi - sulhun ve İstikrarın muhafaza. sı ise, yeni blokların teşekkülüne ih. tiyaç yoktur. İki büyük ve kuvvetli devlet, İtalya ve Türkiye, dünyanın bu karmk devrinde, Akdenizin şar- kında ve Avrupanın bu kısmında sulhu el birliğile muhafazaya mukte- dirdirler. Necmeddin Sadak Galatasaraylılar konseri Galatasaraylılar cemiyeti, senelik kongresini cemiyetin lokalinde akdet- miş, yeni iade heyetine Hilmi, Refik Şükrü, Tuğrul Adnan ve Münir inti- hap edilmişlerdir. Zelmele ve seylâip felâketzedeleri menfaatine mektebin konferans sö lonunda Kurban bayramının ikinci günü (âym 21 inde) saat 18 de memle- ketimizin en maruf dan Ömer Refik Yalkaya, Sevin, Bemlha Berksoy, Ferdi fon Ştatser ve Muhiddin Sadak'ın iştirekile bir Almanyadaki işsizler Bem T (AA.) — Havas ajansının bildirdiğine göre, Almanyadaki işsiz. lerin resmi adedi 28 bin olup bunlar. dan yarısı Almanyanın en büyük se kiz şehrinde bulunmaktadır, 4 14 mmm ME üm rağmen | sami- MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIÂLI Yazan; SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur, Tefrika No. 198 Sultan Reşad kızdı: “Tutsunlar sürükilyerek dışarı atsınlar, - dedi Red cevabı aldı. Abdülhamid; (Maslak köşkü Nureddinin, Çağlır yan - Kâğıdhane - köşkü Abidindir.) Demişti. Behice hanım (Maslak köşkünü olsun verini) Teklifinde bulundu. Bunu da ka bul ettiremedi. - Öyle ise, siz çaresini bulunus, Ben çocuğu ne yapayım? Köyden ge- tirmedim ya! diye sulandı. Sultan Reşad buna karşı da: — Ben ne yapayım? Buna vükelâ karışır! Sözünden başka cevap vermedi. Meşhur Maan oğullarına nisbet iddin eden Albus beyin kızı bunu aciz- den de mürüvvetsizliğe hamlede- Padişahın yanından çıkıp vdet eder etmez eşyasını top- İsin almağa lüzum iyerek Nişantaşında valide sul- tan konağına taşındı. Üç gün sonra bu konağın tahliye edilmesi İçin sultan Reşaddan haber geldi. Behice hanım sidırmadı ve çık- mıyacağı cevabım gönderdi. Konağın etrafını polisler beklemeğe başladılar. Bultan Reşad, Behice harımun oğ: lu ile beraber Beylerbeyi sarayında ikamet etmesini istiyordu. Behice hâ- nım ise bu sarayda bir mahpus ha- yatı geçirmeği hiç arzu etmiyordu, sultan Resad, Behice hanımın vailde ppi terketmesi tekrar t i hakkında Ma - kü i önderdi. ice hanım dalin bir mektup ile Selânikte bulunan Abdülham'de bildirdi (Oğlunuz sokakta kaldı. Maslak köşkünün bize verilmesini temin edi. niz.) diye rica etti, Bu mektubu Nu- in adamı Mustafa efen- in muhafızı Rasim be- 4 zamanda büyük şehzade Selim elendiye de bu mealde bir mektup yazıldı. Selim efendi kardeşine bir, iki gün yemek gönderdi. Fakat polisler bunu da menettiler. Behice hanımın açlıkla çıkmağa mecbur kalmaması için taallükatı her gün slerden fırsat gözeterek kapı aralığından içeriye ekmek ve öte, beri verdiler Bu hal İle on gün geçti: Her Reşad hükmünü geçiremediği ve alay- hinde işittiği dedikodulara kulak ver- diği Behice hanımın bu inadına fe- na tutuluyordu; - ağzımdan alışılma- mış şiddetli ve çirkin sözler işitili yordu: — Tutsunlar...' Sürükliyerek dışa- rıya atsınlar! Düzceye götürsünler! Bir gün İstanbul muhafızı Cemal bey ve Abdülhâmidin muhâfızi: Ra- sim bey arâba ile geldiler. Behtos ha- nım ile kapıdan söyleştiler, — Haysiyelinizi muhafaza ederek buradan çıkınız! Tavsiyesinde bulundular. Şehzade Nureddin efendiyi almak İstediler Konak bir hisar gibi polis ve jandar. ma ile sarılmış İdi. Behice hanımın yanında bulunan delişmen bir kız içeriden: — Bizi muhasara edeceğinine gidip Edirne kalesini kurtarın! Diye bağırdı! Behice hanım çocuğunu mzasile vermemekte ısrar ediyordu. Cemsi ve Rasim beyler bunun hü- kümete karşı bir isyan sayılarak ni- hayet cebir istimalile Nureddin efen- dinin alınacağını ve kendi hakkında da fena muamele edileceğini bildire- rek çekilip gittiler. Behice hanım artık na olursa olsun kararını vermişti: — Sajd paşa, Kâmil paşa İngilizle- re İltica ettiler Ben de bir sefarete giderim. Yanındaki kızlardan birisfle emni- yet ettiği tanllükatına haber gönder- di, Bunlar vasıtasile iptida Almanya sefaretine müracast ettiler, Alman elçisi başma böyle bir gülle almayı muvafık bulmıyarak reddetti, Senra Rusya sefâretine bâşvu- amam yi me eke Em >> | ruldu. Rus elçisi İlticayı memnunk yetle kabul etti: — Behice hanım zaten ve âslen Kafkasyalıdır. Ne isterlerse yaptırınısi dedi, Karardan şehzade Selim efendiye de malümat verilmiş, o da bunu taş vip etmişti; ancak o İngiliz elçisine müracast edilmesini muvafık bulk muştu. Bunun Üzerine oraya müra- caat edildi İngiltere sefaretince sabık hakamr bu hüaremile oğluna hüsnü kabul göslerileceği anlaşıldı. Selim efendi İngiliz elçisine hitaben yazılmış bir kaç satır yazı ile doldurduğu bir kart- vizitini kardeşine gönderdi, Abdülhamid büyük oğlu, küçük kardeşi ve Behice h için bu kart- ta elçiye (bazı işler için size mürü- câat edeceklerdir. Kendilerine lâzım- gelen muâvenetin diriğ edilmemesini rica ederim.) Diyordu. Kendi hükümetlerile anlaşamıyan iki şehzâde le padişah hareminin iş- lerine yardım etmesi için bir ecnebi devlet mümessiline böy iracnak- larına tarih çok misal gösteremezi Bu tertiplerden yalnız Nureddin efen- dinin adamı Mustafa efendinin h beri vardı, Akşam ezanına yakın bir saatte Nureddin efendiye bir idi. Ana, oğul çarşaflı valide sultarı ki fa, riş karşıladı. Şehzade büyük kardesinin kartını Beni annemden yi yorlar. Ben İngütere kralına dehalet ediyorum! Dedi - Meseleyi etrafile istiknal r iğrenmiş ölen Fiç Moris bu lere: - Biz ne lâzımsa yaparız! Siz dip Maslakta oturunuz! Diye mukabele etti kavas verdi. Beşinci ikbal ile şehzadesi bü İngi- kavasile birlikte üstlerinde olduğu halde gene Ni. Yanlarına bir düler. Polisler tagil iz kava finde gelen bu İki kadının ü wesine mümanaat suretile şefaretie bir mesele çıkarınağı *muvafık bül madılar! Ana ve oğul o geceyi konak, ta geçirdiler. Ertesi. sabah şehzade: Nureddin elendi mülârım üniformaslle, valide. si de çarşaflı olarak konağın kapısın- dan çıktılar. Kendilerini bekliyen bir otomobile atindılar. Evvelâ Selim efendiyi ziyaret ettiler. Oradan Maslak köşküne gittiler. Piç Moris Mahmud Şevket paşayp giderek şehzade ile validesinin İngit- tere sefaretine mfiracaat ve ziyaretie- rini anlattı; Maslak kö dilerine tahsisini elçi nu etti Mahmud Şevket paşa: — Zaten bir orasını verecektik! Dedi! Nureddin efendi o senelerdenberi Maslak tarafına gezmeğe çıktıkça küşke uğrar, babasının yalak odasın. daki yatağını öperdi, Bugün de köşke girince ilk işi bu oldu. O gece bu yalakta yattı, Otum sene bu köşkü muhafaza etmiş olar çerkes bekçi eşyayı Behice hanıma teslim etti, Hatta bir çekmecede e kiden kalma kahve, şeker bulundu! Köşkün Beyoğlunda meşhur mo- bilyacı Şavenden satın alınmış eşyâ- sı gayet iyi muhafaza edilmişti. Sultan Reşad Behice hanım Mas- lakta yerleştikten sonra: — Kızım inşallah iyidir! Ben ona Maslağı tahsis ettim! Diye habır sordurdu, Badeharabil- Basra İngiliz elçisile madamı da #i- yaret kabilinden birdefa Maslağa uğradılar. İş kapanmış gibi görünü tn, Behice hanım bir müddet sonra Avrupaya bir seyahat etti. Bu seye hat saray ve hükümet muhitinde hiç hoşa gitmedi. (arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: