23 Ocak 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

23 Ocak 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Kânunusani 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA Serveti Fânunun son HKüshası Şu bayram tatilinde hiç çalışmama karar verdiğim için arife nüsha- şahsıma dair yamlan mahud edebiyat bahsi makalelerini bile oku- Mmadım. Beyaz üstünde siyaha bak- Mmamağa azmetmiştim. Fakat azimle de olamıyormuş meğer... Sokakta ge Hişi güzel bir tütüncü dükkânı önün- de durup bir sigara alıyordum ki, tam karşıdan koskoca harflerle ismimi gördüm: Serveti Fünun mecmuasının kapağına , kübik bir kompozisyonla benim gibi birkaç «kudemayız yazmış- lar. Cümlemizin üstüne koskocaman bir «yeter. çekilmiş. Parasını uzatıp: — Bir tane verin! »- dedim, İranlı satıcı dikkat etmemi söyledi: Alanların çoğu Faruk Nafizin, Yusuf Ziyanın ismini görüp onların yazıları Yar diye istiyorlarmış, Bu sayede Ser- yeti Fünunun bu nüshası on misli sü- rülmüşt... Can ve gönülden temenni ederim: Ah keşke içindekileri okuduktan son- ra, halkımızda «daha iyileri zuhur ct- miş!» intiba, uyansa da, Tevfik Fik- retlerin, Halid Ziyaların vaktile par- ladıkları bu mecmuadan yepyeni bir edebiyat uyanışı zuhur etse... Ve bu edebiyat meselesine ilk önce ben $e- bebiyet verdim, mağdur gençlerin ta- rınmasma yol açtım diye de iftihar duysam, Mecmuanın iddialı nüshasını dik- katle okudum: Eski nesle bir açık mektupla baş lıyor... İkinci makalenin serlâvhası «Davamız»... Hah, bu enteresan... Makaleyi: «Acaba nasıl bir edebi mektep kuruyorlar » diye okudtm. Edebiyatı Cedideyi Divan edebiyatın» | dan, yeni lisancıları aruzcu ve terkip- cilerden ayıran farık vasfı bunlarda bulamadım. Bir mektep halinde imiş- ler de ne yapacaklarmış? Müşterek gayeleri velev nazariye halinde olsun | malüm değil. Hattâ iddialı yaznm en ihtimamlı olması iktiza eden par- çasındaki cümle tertiplerini beğen- medim. Bilhassa: «Bizim şeyhin ke rameti olur menkul kendinden!» mısranı (obatırlatacak öğünmeleri «Biz genç nesli temsil ediyoruz» diyen- lere yakıştıramadım! Şu lâfa bakın: «Bugün göğsümüzü kabartarak diye- biliriz ki Sabahaddin Ali, bir Said Faik, bir V., bir Abidin Dino Tür- kiyenin hudutlarını aşabilecek ve başka memleketlerde de okuyucu kütlesi ya- pacak kudrettedir.» İnşallah amma, başkası söylesin, Serveti Fünun, bu nüshasının Ssa- hifelerini bu gençlerin «en kuvvetli parçalarına» tahsis etmiş; bu sebeple tedkiki faydalı buldum. Sabahaddin Ali biraderimiz on beş senedir muharrirler arasında zaten tanındığı kadar tanınmıştır. Onu ge- çelim. Kendisini (oarkadaşlarndan farklı gördüğüm ve beş sene evvel Ha- ber gazetesinde kısa bir zaman teşri- ki mesal ettiğimiz Said Faik'in hikâ yesi İstanbulda çöpçülük eden bir köylüyü tasvir ediyor. - Çehot usulile Yazılmış, 19 wnen asır tipl bir hikâye. Şayet memleketimizin yüzlerce şah- siyeti ayni usulle, fakat daha ince- den inceye ve hareketli olarak edebi haddeden geçirilirse böylece yapılmış bir külliyatın kıymeti olur. Ancak genç meslekdasımız cümleleri o tepe- taklak ederek bundan bir kıymet zü- hür edeceği vehmine kapılmamalıdır. Hoş, her muharrir bir kere tecrübe- Petrol ve benzin satışları Sermaye temin edildi, bir limited şirket kuruldu Hükümet, petrol ve benzin satışlarını bir elden idare edebilmek için limited şirketi kurmağa karar vermiştir. Şirket kurulmuş ve sermayesi Türk Ticaret bankası ile İs- tanbul belediyesi tarafından temin edilmiş- tir. Meskür şirket, benzin ve petrol işlerin- de nâzım rolünü oynayacaktır. Hükümet, muhtelif memleketlerle aktettiği mukave- leler mucibince getirteceği petrol ve benzini bu şirket vasıtası ile piyasaya arzedilecek- tir. Neft sendikata ald tesisat ve tanklar, hükümet ile yapılan bir mukavele muefbin- ce şirkete devredilecektir. Şirket, Bahçe- kapıdaki Kutucu hanında faaliyete geç- miştir. Bir motör parçalandı Bartın Umarına bağlı ve Mustafa kap- tanım idaresindeki yirmi beş tonluk bir'mo- tör yüklü olarak Silivriden İHmanımıza gel- mekte iken Kumburgaz mevkiinde karıya oturmuş ve parçalanarak hamüles! batmiş- tır, İncanca zaylat olmamıştır. Yeni istimlâkler Eminönü civarında bazı bi- naların yıktırılmasına başlanıyor Istanbulun imar fanliyetine sarfedilmek üzere Belediyeler bankasından istikraz edi- len paranın üç buçuk milyon lirası mita- daril sermaye olarak tefrik dilmişti, Müt- davil sermayeden, belediyenin imar plâni- mucibinde yol, meydan açmak üzere iş timlâk edeceği sahalarda yol veya meydan harici kalan arsalar satılmak suretile isti- fade odilecektir. Mütedavil sermaye büt- çeye irad ve masraf olarak gösterilmeye- cektir. Bu şeklin en geniş mikyasta tatbik sahası, Eminönü ile Unkapanı arasında ya- pılacak İstimlâktır. Fakat Eminönündeki istimlâk henüz bu mütedavi) sermayenin bu şekilde kullanılmasına imkân verecek bir mahiyet almamıştır. Eminönünde mea- cid sırasındaki binaların istimliki henüz yeni bitmiştir. Bayram ertesi bu binaların yıktırılmasına başlanacaktır) Bundan başka istimlâk müdürlüğü Ba- lkhane binasından itibaren İleriye doğru beş yüz küsür binanın istimlâk! muamele- | sini netiselendirmek üzeredir. Bunlar da yıktırıldıktan sonta Eminönünde başlıyan sahil yollle buna müvazi olan iç caddenin biraz daha açılmasına imkân olacak ve bu takdirde yola gitmmiyen bazı arsalar kalacak- tır, Yolun bu kısmı açılınca yola gitmiyen arsalarda - plân mucibince - yeni inşaat yapılmasında bir mahzur görülmiyeceğin- den bu arsalar belediyece satılığa çıkarıla” EEE EEE EEE EŞ Eyer , den sonra bu bid'atleri bırakmıştır ya; o da bırakır! Nall V nin çıkartma çıkarır. gibi Nüsimi kopye ettiğini görüyoruz. Âbi- din Dino ise melodram aktörü tarzın- daki fotoğrafının yalnız bir gözünü neşredip ötekini neşretmiyerek bun- dan bir orijinallik ummuş. Mecmua- nın heyeti umumiyesi hakkında şöy- le denebilir: «Şayet on küsur sene denberi Nâzım zuhur etmeseydi, bü- tün bunları sanatkârane, şümullü ve vazih olarak yazmasaydı, belki şimdi bu gruptan yeni bir şeyler çıkacak sa- nırdık. Fakat onlar modernizm eskidikten, hazariyeler top attıktan, atı alan Üs- küdarı geçtikten sonra topal eşekle kervan yolculağuna başlamak istiyor. lar. Beynelmilel namzed vekili «şahe- serlem bende işte böyle bir intiba uyandırdı. (Vâ - Nü) AEŞAM ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin mektupları Sigara içen otobüs şoförleri Otobüslerde sigara içmek memnu- dur. Halk içmiyor? Fakat şoförler bü kaldeyö risyet etmodiklerinden araba- nın içi gene dumana boğuluyor. Kş Bününde bütün camlar kapalı olduğu İçin küçücük otobüste bu hal sıhhati için küçücük otobüste bu hal sıhbati bozmaktadır. N.E Ayakta otobüs yolculuğu Evvel yoktu yahut pek enderdi, amma bu bayram üdet olduğunu gür- dük, Otobüs şoförleri: İ — Ayakta gitmeğe razı iseniz buy- Fün,.. Zaten bir kaç istasyon ötede yoleular inecek! - diye içeriye müşteri almağa başladılar, Korkarız ki bu, huy olacaktır; yakın- da dtobüslörde İskarça tramvaylari dö- $ | necek. Fukal rayda gitmeğe nazaran buzuk kaldırımda gitmek daha sarsın- tali olduğu için vay hemşelhirilerimisin bundan sonra başına gelecekler. Bu uygunsuzluğu daha başlarken ön- demeli, Otobüslere kyakta yolcu alma- malıdır, Şişhanede bir han çöktü 3 kişi enkaz altında kaldı, Mecidiye köyün- deki arsalar Maliye Vekâleti arsaları şagillerine satacak Mecidiye köyü son or, on beş sene içinde İstanbulun en güzel sayfiye yerlerinden biri olmuştur. Ancak, köyün arazisi son zaman- lara kadar tapu huzurunda kanunen ve usulen yapıldığı gibi değil, mabeyin sonedle- rile alınıp satılmakta 1di, Senelerce maliye bu araziye tasarruf İddiasında bulunmuş, vaktile Kırım muharebesini müteakip gelen muhacirlerin İskânına tahsis ediler bu ara- zinin şağilleri tarafından uhara yapılan satışları 19, hattâ üzerinde bir çok yeni tarzda binalar yapıldığı halde bu bina- ları maliyeye ald arazi üzerinde fuzuli in- şa edilmiş öaymıştı. Bon yamırdar maliye bu işi cezri olarak halletmeğe karar vermiştir. Mesidiyeköyün- de mabeyin senedile tasarru! edenlerin elin- de bulunan arazinin sahiplerine, maliyenin tabirince şagillerine, satılması kararlaştı- nilmiş ve metre murabbama üç lira kıymet konulmuştur. Metre murubbaına 3 liradan ko- nan kıymet; bugünkü rayice göre olduğun- dan alâkadarlardan mühim bir kısmı bu mıkdars itiraa etmektedirler. Filhakika id- din edildiğine göre senelerce evvel alelâde bir köy Halinde olan Mevidiyeköyünün bu» günkü mamur halinin sirf buruda arazi edi- dir, Alikadarlar, maliyenin ancak köyün imanından evvelki rayice göre kendilerin- den satış bedel gunu İleri sürmektedirler. Maliye ile köy halkı arasındaki bu satış muamelesi tekemmül ettikten sonra B. Prostun imar plânı tatbik odilecektir. Me- &idiyeköyünün istikbali gözönüne slınarâk ve hususile köy civarında yeni hastane ya- pılacağı da düşünülerek köy medhalinde bulunan şimdiki ortodoks mezarlığının kal- dırılması düşünülmektedir. yaralı olarak kurtarıldılar ev Şişhanede Yüncüzade mahallesinde Lo- rendo hanının arka ciheti, yağan son yağ- murların tesirile birdenbire çökmüş, enkaz altında Isak ve Meri isimlerinde bir karı- koca ile, diğer Mari isminde bir kadın kal- mıştır. Polis ve itfaiye tarafından alınan terti- bat le bu ki kadin ve bir erkek Ankaz al- fından çıkarılmış, Marinin yarası ağir ol“ duğu cihetle hastaneye kaldırılmıştır. Türk - İtalyan ticaret müzakeresi Romada iki heyet arasında cereyan eden Türk - İtalyan ticaret müzakereleri müsald safhayg girmiştir. Yeni ticaret muahede- #inin hangi iktisadi tediye osun üzerine kurulacağı henüz malüm değildir. Muhâk- kak olan şey, yeni 'Türk - İtalyan ticaret Muuhedesinin bu ay içinde olmazsa e Er Nk haftasında mutlaka imzalanacağı- Ir. Yiyecek fiatleri Bazı maddelerde yükseklik, bazılarında ise düşüklük var Buyrüm dolayısile bası perakende yaş sebze finilerinde ve gıda maddelerinde mü- him nisbetlerde değişiklikler olmuştur. Ari- fe günü piyasada yapılan tetkiklere göre, karıdaharın bir adedi, an aşağı 10 kuru- şa satılmıştır. Evvelce 2 kilosu 7,5 a satılan panağın kilosu 18 e, çif kilosu ayni fla- te sallan pırasanın ise Lek kilosu yedi bu- çuk kuruşa yükselmiştir. Kuru yemişlerden fındık, fıstık, balçık hurması kilosu 60 kuruştan verilmiştir. Evvelce kilosu 65 kuruşa satılan Kafkas gruvyerlerinin perakende kilosu en aşağı 70 e fırlamışlır. Buna mukabili de pirinç fntlerinde 2, 3 kuruşluk düşüklük vardır. Evvelce 85 kuruşa satılan halis Edremit balı da 50 kuruşlan verilmiştir. Tahanın kilosu 40 dan 50 ye , tekrar 0 a düşmüştür. Pekmezin kilosu 40 dan 35 kuruşa inmiştir. Tahan helvası ise ceki fi- atlerini muhafaza etmekte, yani 40 ilâ 6) kuruş arasında satılmaktadır. Zeytin yağlarında düşüklük, sağyağla- rında yükseklik olmuştur. Limon, meyva ve et fiatleri ucuzdur. Bu flatler peraken- de iç piyasamızda arife günü tesbit edii- miştir. İhtikârla mücadele kanununun ka- bulü perakende gıda piyasasında derhal tesirini yapmıştır. Yaş mevsim sebzelerinin niçin bukadar pahalıya çıktığı merak edil. mektedir. 2 z Limited şirketler Ömer Âbit hanında yerleşiyorlar Demir ve çelik ithalât iimited şirketi Ömer Âbit hanına taşınmıştır, Limitet şir- ketlerin Kurulması ve muntazam işlemeği Ne meşgul olmağa Ihracat kontrol daire- #i şefi B. Hakkı Nezihi memur edilmişti, İhracat kontro! dairesi memurları “halen ldman hanında çalışmakladır. Limited şir- ketlerin vaziyetlerini kontrol işi, bu daire- nin uhdesinde kalırsa, dairenin de Ömer Abit hanına nakli zarureti hasıl olacaktır. Konirol dairesi mensupları, bayram es- nasında da çalışmasına devam ederek Ji- mited şirketlerin biran önce dalmi yerlerine yerleşerek çalışmalarını temin etmişlerdir. Bayram esnasinda, mühim mıkdarda ıh- raç malımız, kontroldan geçmiş ve sevke- dilmiştir. »ip de inşaat yapanların himmeti eseri- | talep etmeğe hakları oldu- | | j j Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Kurban bayramları Bayramdan bir hafta evvel şehrin dört bucağında kurbanlık koyun sü- rüleri dolaşmağa başladı. Her taraf- ta hararetli pazarlık münakaşaları duyuluyordu: — Şu, sırtı kırmızı boyalı koyunu kaça vereceksin? Koyun sahibi, kendi malını ilk de- fe görüyormuş gibi iki elile hayvanın sırtını, kalçalarını yoklayıp her tara» fını gözden geçirdikten sonra baği- rıyor: — Hay maşallah haanay.. Koyun değil, yağ tulumu. Nerede -otladın be mübarek hayvan?... Şuna bak ba- yım. Koyun derim sana... Tam hedi- yelik mal, Öteki sinirleniyor: — Yahu, Jâkırdıyı uzatmasana. Kaç para istiyorsun? — Baymo,, sen yabancı değilsin. On altı lira ver de al şu hayvanı, Adamcağız kaşlarını çalıp homur- i danıyor: — Ne söylüyorsun yahu? Yumruk i kadar koyuna on altı lira verilir mi? Sekiz lira vereyim şuna, Koyun sahibi omüstehziyane gü- Tümsüyor: — Amma yaptın bayım. Sekiz lira- ya hindi mi satın aliyorsun? Bunu kurban diye sevap işlemek için alı- yorsun. Böyle sevap işlerinde para- dan kaçılır mı? Senede bir defa mü- rüvyet göreceksin. Allah kabul et- sin. Diye kurban hakkında konferansa kalkışıyor. Sokaklarda bacakları ikişer ikişer bağlanıp hamalların sırtına çanta gibi asılmış, Oboynuzları Oyaldız. h, tüyleri çeşid çeşid boyalı hay- vancağızlar başlarını bir yana bü- küp gidiyorlar. Evlerin bahçelerin. den, bodrumlarından koyun meleme- leri duyuluyor. Yeni nişanlanmış bir arkadaşa rasladım. Telâşla kolumdan çekti: — Allah aşkına bana bir akıl öğ- ret, Bizim nişanlıya bayram hediye si olarak ne göndereyim, diye düşü- nürken öteki beriki, «Kurbanlık bir koç yollamak lâzımdır.» dediler, Aym ortasında bütçemi bir hayli sarstı amma, ne yaparsın, on sekiz lira ve- rip bir koç aldım. İçini cekti: — Gelgelelim, şimdi daha büyük bir zorlukla karşılaştım. Koyunun ba- cakları, tüyleri çok kirli. Bu vaziyet- te hediye gönderilmez ya. Evimde kimse yok ki, yıkattırayım. Düşünüp duruyorum. Acaba bir hamama güö- türüp şöyle bir kenarda yıkayıversem müsaade etmezler mi?... Öteki arkadaş cevap verdi: — Yanlış düşünüyorsun azizim. Koyunu temizlemeğe ne lüzum var? Öyle kirli gönder de, nişanlı bayan senin ne sıkintılar çektiğini anlasın. Ahbaplardan biri hamala yüklet(- ği koyunu eve götürürken karşılaştık. z — Maşallah, Demek bu sene kur- ban kesiyorsun. j Dedim. Gülerek kulağıma eğildi: — Adet yerini bulsun işte. Doğru- sunu İstersen buna; «Bayram İçin kurban, küp için kavurma» derler. Cemal Refik AŞ 4 Şehrimizdeki esnaf cemiyetleri heyeti umumiyeleri toplanmaya (başlamışlardır. Oteleilerin toplantısından sonra yarında (çarşamba) berberler, hamallar ve ekmek yapıcıları cemiyetleri umumi heyetleri top- Janacaklardır. — Birim Bergamada geçenlerde bir ha- diss oldu B, Amca: Kadının biri üş gece Ardı ardına rüyasanda bir piri fani görü- Yor, piri fani kadına... göğsünde beş parmak | yayılıyor, Bay Amca ve bir rüya! — Eğer bir deve kesmezseniz Bergama- nin altı Üstüne gelecek!x diyor ve elle güğ- sline vuruyor. e a. Rüya kasıbaya bir ediliyor; , ve güzle & Ya bir deve alınıyor... « eBorgamaya da Erzincan gibi bir AÂki- bet mukgdeer!., İyisi mi beş yaşında bir deve bulunup kurban edilsin!» Derhal ka» Pi kapı pamlar toplanıyor ve yetmiş lira- w Biçare deve kasabanın bir alanında dua ve niyazlarla kurban edilirken hükü- met işi haber alıyor ve suçluları yakalı- yor!,, Bu iş belki de kart bir deve sahibi- nin marifetidir... Yi , . Pukat ne olursa Olsun verilecek ceza halka ibret olmalıdır! Se özle KI bir daha bu çeşid Ri er evvelâ gidip bir kanun ada» mına tabir ettirsinleri,, Ni p“

Bu sayıdan diğer sayfalar: