6 Şubat 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

6 Şubat 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Afrodit davası POLİTİKA Almanya stok yapmağa çalışıyor Balkan Antantı konseyi tarafından verilen kararlar ve bunları İfade eden pesmi tebliğ bir taraftan Avrupanın bü köşesinde hem kendilerinin bem de büyük büyük ve küçük komşularının bugünkü ahval ve şeraite nazaran menfaatleri icabından olan sulh ve sükünu sağlamlaştırmıştır. Almanya harp için muhtaç bulunduğu ham maddeleri tedarikle, Boy- Birliği de Finlândiya gailesile meşgul bulunduğundan Balkanlarân bir mesele çıkarmağa taraftar bulunmuyorlar. Almanyanın bugün en siyade ehemmiyet verdiği iki senelik harp stokunu muhafaza ve imkân buldukça tezyid etmektir. Bunun için Balkanlardan aldığı ham maddeden başka Mus Ehli vukuf verdiği raporda eserin müstehcen olmadığını bildirdi Mahkeme, müddeiumuminin talebi üzerine eserin bir kere de Maarif Vekâleti talim ve terbiye heyeti tarafından tedkik edilmesine karar verdi yadan da ham madde ve bahusus petrol, demir, manganez ve yağ İstih- saline yarayan ay çiçeği gibi nebatlar almağa büytik ehemmiyet vermektedir. Almanya, Rusya ile askeri ittifaklar xiyade birbirinin yaşlarını tamamlıyacak surette iş birliği yapmağı tercih ediyor. Bu hususta bir aydanberi Moskovada bulunan Alman iktisadi heyeti Ile cereyan etmek. te olan müzakerelerin kati neticeye vardığını bugün İngililer de tasdik etmektedirler. Bu vaziyete göre Hkbaharda yahut yazın büyük askeri olursa münhasıran sevkulceyş güyeleri He yapılacağı anlaşılıyor. P.K. a m Ankara gençlik parkı Birinci kısım inşaat bitmek üzere Ankara (Akşam) — Ankara Gençlik parkının birinci kısım inşaatı bitmek Üzeredir. Ksas keşfi üç yüz bin lirayı | tirilmiştir. Gölün cenup cihetinde ya- bulan bu kınma dahil tesisalan başlıca-| pılan ve park sahilile büyük köprü va- ları şunlardır: İhata duvarları, ince su mecrasının tahvili, havuz ve gedik, esas köprü, büyük köprü, ada, Uzunluğu 1770 metreyi bulan ihata duvarları, yekdiğerine müsavi mesa- felerde inşa edilen ayaklar arasına ko- nulan dökülmüş betonarme plâklarla yapılmaktadır. Bilâhare plâklar suni Ankara taş sıva ile sıranacak ve Üzer- lerine sarpuşteleri konulacaktır, Parkın kenarından geçen Ye Yeni- şehirden gelmekte olan İncesuyun mecrası, gölden geçmesini temin ede- cek şekilde değiştirilmiştir. Bu arada İtfaye meydanından gelen suları İn- cesuya vermek Üzere 238 tetre i- Yünda bir galeri de açılmış bulunmak» teir. Parkın kurulacağı yirmi yedi hek- tarlık arazinin altıda birini işgal ve en muhteşem bir parçasını teşkil edecek olan büyük havuz ve gölün taban belonları bitmiş sayılabilir. Azami su derinliği 1,35 metre olacak olan ha- vuz ve gölün suyunu icabında tama men boşaltmağa yarıyacak tahliye ter- tibatı ikmal edilmiştir. Havuzun iki sahilini biribirine bağ- Polonyalı mülteciler Limanımızdan geçerlerken kendilerine yiyecek verildi Sadıkzade Aslan kaptana sid 3300 ton- luk Sakarya vapuru, Romanyadan 1,800 Polonyalı mülteci almış, Filistine müte- weeciheri hareket etmişti. Vapur, dün öğ- ieden sonra llmanımıza gelmiş, istim üze- rinde Salıpazarı önlerinde dürmuştur. Mülteciler Kızlaya müracaat ederek Yi- | yecek istemişlerdir. Vali ve Belediye reisi | de aym sürgün cezası verilecektir. Kaçak- B. Lülfi Kırdarın müşaadesile mültecilere taze balık, peynir ekmek ve diğer yiyecek #eyler verilmiştir. Vapur, Ilmanımızdan Akdenize müteveccihen ayrılmşıtır. Vapur tarife komisyonu toplanıyor İstanbul vapur tarife komisyonu içti- maa çağırılmıştır. Komisyon, önümüzdeki hafta içinde toplanacaktır. Vapur tarife- lerinde bazı tenzilât yapılacağı ümid eği- Jiyor. Münakalât Vekâletinden, liman rejs- Uğine gelen bir emride, İstanbul mebus- larına vapur ücretleri pahalılığı etrafında yapılan şikâyetlerin tedkik edilmesi büdi- Hilmiştir. Malüm olduğu üzere Üsküdar halkından 500 kişi, İstanbul ız Bebeğe kadarki ucuz tarifenin Üsküdar, Kuzguncuk ve sevahili için de tatbik edil- mesini, Beykoz halkı da Çubukluya kadar 715 kuruş olan vapur Ücretlerinin Beykoz için 35 kuruş olduğunu, bunun da indirii- mesi jeab ettiğini bildirmişlerdi Tiyatro Tepebaşında değil, Şişhanede mi yapılacak? Ankaradan bir gazeleye verilen malö- mata göre şehircilik mütehassıs B. Pros- bun hazırladığı plân sahaya uygun olma. dığından Tepebaşı baçesinde bir Tiyat- ro binası yapılmasından vazgeçilmiş, ti- yatronun. Şişhane yukuşunda eski Pano- rama bahçesinde yapılması kararlaştır!- muştır. Ankarada bulunan Vali Dr. LAt& Kırdarın teşebilisleri arasında zikredilen bu karar hakkmda Belediye mahafilinde | sayın generel Ali Fund Cebesoy, cüm- i hüriyetin bütün diğer eserleri gibi iktisadi. ihti. | yan esas köprü ile adayı parka bağ- layan büyük köprünün inşantı da bi- stasile irtibat eden adanın tesviye #ürabiyesi tamamlanmıştır. İleride bu ada üzerinde büyük ve modem bir gü sino yapılacaktır. İnşaatın bu ilk kısmında eltnış bir bin metre mikâbı hafriyat sekiz bin metre mikâbı beton işi yapılmış ve 230 ton demir sarfedilmiştir. Ayrıca kırk dört bin metre murabbâı blokaj, kırk beş bin metre murabbaı çap yapılmış ve 12 bin ton demir kapı ve pencere İmal edilmiştir. l Havuz ve göle barajdan su getirilme si işi müteahhide ihale edilmiş bulun- makta ise de ahvali hazıra dolayısile su malzemesi tedarikindeki müşkülât yüzünden bu işin ikmali biraz gecik. miş bulunmaktadır, Parkın diğer kısımlarınm inşaatına, © aid projeler ve Keşifler taniamen ha- zarlanmış bulunuyor. Mütenkip sene- lerde bunlar da kısım kısım wünaka- saya çıkarılmak süretile bu güzel eser tamamlanmış olacaktır. Nafia Vekili Gençlik parkının da tam ve mükem- mel bir eser halinde olarak ve en kısa bir zamanda başarılması işile şahsen alâkadar olmaktadır, Kaçakçılıkla mücadele Cezaları arttıran yeni bir lâyiha hazırlandı Öğrendiğimize göre kaçakçılığı men ve takip kanununda baz: değişiklikler yapan yeni bir kanun Jâyihası hazırlarımışlır. De. Bişiklik bilhassa cezal tedbirlerin ağırlaş- irılmazına dalrdır, Lâyihaya göre kaçakçı, hik teşekküllerini idare edenler, diğer ceza» lara Hâveten 2 seneden aşağı olmamak üzere sürgün cezasına oçürptarılacaklardir. Bir yıldan fazla hapse mahküm olanlarla kas gakçılığı ticaret maksadile yapanlar işin çılık suçundan üç defa mahküm olanlar, aynen, bir müddes emniyet umumiye ne- sarot pi adar Lâyi- hanın, de kanuniyet k, e iyet kesbetimesi İ İzmirde Üçok şampiyon oldu | İzmir 5 (Akşam) — Dün yapılan lig | maçlarında Demirspor Doğansporu, AL tay da sıfıra karşı iki sayı ile Ateşi yen- mişlerdir. Bu maçlarla İzmir şampiyo. nası nibayetlenmiş ve Üçok (27 puanla İzmir şampiyonu olmuştur. ku yir. mü ikişer puanla Doğanspor ve Altay takımları müsavi vaziyette takip etmek- tedirler. iye Tamir edilecek tramvay caddeleri Tramvay idaresi, tramvay enddelerinde. ki kaldırımların yeniden inşası için biş program hazırladığını ve bu hususta Na- fa Vekkletinin tamdiki beklendiğini yaz- mıştık, Yolların yapılması için tramvay Wiaresi Belediyeden bam malümal İrte- maiştir. İlk önce Birkecider Şişhane yukuşunun üs$ tarafına kadar uzanan tramvay cad- kadar asfalt olarak yapılacak bu cadde Şişhaneye kadar mozaik parke olarak İn- i : i j ein : E RApADeREYİRi Şat Mebus B. Nasuhi Baydar tarafından Pransızcadan Türkçeye tercüme edilen meşhur Fransız edibi Pierre Louys'in Rammar kimli eserinin eman se İdiasile eseri bastırıp satan kitapçı . Semih Lütfi ve kitabı basan matban sahibi B. Kenan Dinçman aleyhlerine müddeiumumilik tarafından açılın da- vaya dün asliye yedinci ceza mahkeme #inde devam edilmiştir. Davanın görüleceğini haber alan ve bilhassa üniversite talebesinden o müte- il beş yüzü mütecaviz dinleyici da- erkenden adliye koridorlarını doldur- muğştu. Sant 16 da başlaması evvelca kararlaştırılan davanın saati yaklaşınca bu kesif kalabalık hep birden yedinci ceza mahkemesi salonuna girmeğe kal kışmış, fazla izdihamdan muhakemenin rüyetine imkân kalmamış, müddeiumu- #milik tarafından getirtilen bir polis müf- Tezesinin bütün gayretlerine rağmen de dinleyicileri salondan çıkarmağa imkân bulunamamıştır, Bu vaziyet karşısında bu salonda davanın rüyeti k olama dağından daha geniş olan birinci ağır Seza mahkemesi salonunda muhakeme. nin rüyeti kararlaştırılmış ve mahkeme- Din davaları bittikten sonra yedinci ceza mahkemesi bu salona nakledilmiştir. Ağır cezanın geniş salonu da kımıl danılamayacak kadar kalabalıkla dol şmuştu. Sant tam İ8 de maznunlar mah- kemeye çağrıldılar ve davaya başlandı. Ehlivukuf eseri müstehcen bulmadı Cehre evvelki karar mucibin- Raporda, eserin baştan nihayete kar dar iyice edildiği . bildirildikten biyat tarihine muharririle ve muharri- rim diğer eserlerile birlikte dahil olmuş” tur, i tasvirler, plâstik kıymeti tebarüz ettirmektedir. Buradaki serbes- lik müstehcen değildir. Sanat eserleri- Bin dini veya ablâki alâkalarla karşılan» maları estetik alökaların uyanmasına mani olur.» deniliyor ve hulâsa olarak; aPierre Louysin B, Nasuhi Baydar ta- rafından tercüme edilen bu nüshası il- mi tetkiklere istinat ederek çok eski bir devri güzel bir la canlandıran kıy» metli bir sanat eseridir. Her ferdin isti- fade ile mütalâz edebileceği muhakkak- Ur.» cümleleri ilâve ediliyordu. Bundan sonra maznunlardan Semih Lâifinin bir hakaret davasından 3 ay hapse mahkümiyetine ve bu mahkümi- yetinin teciline dair cezaevi müdürlüğü- nün tezkeresi ve diğer maznun Kenan Dinçmanın sabıkasının tetkiki için ana ve babasının isimlerinin de bildirilmesi .müş'ir tezkere, bu eserin evvelce Ulur gazetesinde tefrika suretile neşredilme- diğine dair Ulus yazı işleri müdürlüğü nün cevap tezkeresi okundu. Müddeiumumi rapora itiraz etti Maznunlar bir diyecekleri olmadığını söylediler, bundan sonra, yine davaya bizzat çıkan müddejumumi B. Hikmet Onat söz alarak rapora itirarla eblivu- kufun, mahkemece sorulan hususları ayrı ayrı sarih cevap vermediğini, eser hakkında umumi bir lisanla (müstehcen değildir) tarzındaki raporun müddei umumiliğin iddialarını tatmin edemiye- ceğini, iddin makamının talebi veçhile mahkemece sorulan cihetlere esbabı mucibelerile cevap verilmesi İzm gel- diğini söyledi ve: — Evvelki la ar tamamile müstehcen görüldü şimdiki rapor ise müstehcen görülmediğini bildirmek- tedir. Bu suretle iki rapor arasında ih- tilâf hâdis olduğu tezahür etmektedir. Binmenaleyh hem tercüme noktasından bem davamızın esasını teşkil eden elim- İelerin bizatihi müstehcen olup olmadığı noktasından tetkikat yapılması lâzımdır. Bilhassa memleketimizin ilmt ve fikri terbiyesile alâkadar olan bu keyfiyetid yukarı safa kadar adamların da kitapla olan münasebetlerini tetkik etmek icap eder.» diyerek memleketin ilim ve ter- biyesile alâkadar ve salâhiyetli talim ve terbiye heyetince tetkik ettirilmesini ve tercüme keyfiyetinin de vazıh ve sarih surette tesbiti mahkemece tesbit edile- sek bir mütercim tarafından yifotırılma- Buna karşı söz nlan mezunlardan Se- mih Lâtfinin vekili muharrir avukat E- sad Mahmud Karakurt şu sözleri söyle- miştir: — Yüksek iddia makamının sözlerini hayretle dinledim, Her nedense iddia makamı, ehli hibre diye İbrahim Hakkı Konyalıyı ikide bir ortaya atıyor. Hal buki mahkeme bunun ehli hibre olama- yacağına karar vermiştir ve eseti salâ- hiyettar bir heyete tetkik ettirmiştir. İddin makamının mahkemeye verdiği eserde, kendi hatası neticesinde, bizim bastığımız eser değil, başka matbaalar tarafından basılmış kitaptır. B. Nasuhi Baydarın tercüme ettiği eser, şimdi mahkemeye takdim ettiğim kitaptır. Ne hazindir ki, Büyük Millet Meclisi aza- sından B. Nasuhi Baydar, halkın âr ve baya duykularını tahrik edecek mahi- edecek eserler neşreden bir adam dam- gası vuruluyor.» Avukat bundan sonra raporu veren duklarını, bu eserin parça parça değil, heyeti umumisile tetkik (edilebileceğini söyledi ve: — Müddeiumumi edebiyatçı değildir, ÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ zetelerinin de bu davadan bahsettikles yini söyledi, Türkiye hudutlarını aşarak Avrupa hudutlarına giren bu eser hak« kında mahkemenin biran evvel karar vermesini istedi, Mahkemenin kararı Neticede mahkeme, İbrahim Hakki Konyalı imzasile verilen raporda eser« den alınan bazı cümleler birer birer yan zilmak suretile bunların müstehcen ol. duğuna kanaat izhar edilmiş olmasına rağmen İstanbul edebiyat fakültesi pro- fesör ve doçentleri tarafından müştere- ken verilen ehlivukuf raporunda eserin mühim İlmi tetkiklere istinat ederek müsteheen olmadığı bildirilmekte ve fa- kat bir sanat eseri olduğu kabul edilen Ahroditin doğrudan doğruya mı, yok. sa umumi mündericatı itibarile matbuat kanununun 3İ inci maddesinin | inci fıkrasındaki tarifin şümulüne giren ve Türk ceza kanununun 426 ve 427 inci maddeleri mucibince müstehcen sayılan mahiyette mi, yoksa kıymetli bir sanat eseri mı olduğu tasrih edilmemiş ve ha- kikata tam bir itminan ile keyfiyetin bir kere de en salâhiyetli mecri olan Maa- rif Vekâleri milli talim ve terbiye daire. sine tetkik ettirilmesine Jüzum görül müştür. Ve bu eserin kabı üzerinde tü şaheserlerinden; ibaresi yazl mak suretile herkes tarafından okunma m tergip edilmiş olmasına göre ka- Bunun tarifi veçhile umumi münderica- ta itibarile halkin âr ve haya duyyuları- nı incitecek mahiyette olup ol "m ve böyle olduğu kabul edildiği takdirde Km ağ m istifadesini mucip olabile- sanat eseri sayılıp sayılamayaca- ğını ve bilhassa vazn kanunun istihdaf ettiği gaye ve milli terbiye ve ahlâki ve içtimai temayül gibi halkın görüş ve an- layış kabiliyetlerine göre tehalif eden telâkki tarzları göz önünde bulundurul. mak suretile talim ve terbiye dairesinin reis ve azalarından mürekkep heyet ta- rafından tetkik olunarak neticeye göle mütalâa ve kansatlerinin kati zaporla ve tercüme nüshasının ev: Taptedilip gönderilmesine karar verilerek muhake- me 17 şubat anat ona bırakıldı. Aşık Paşa Yunus Emre maruf iki simanın - Âşık man, yahut Süleyman Çelebinin torunu Paşa ile Yunus Emre'nin - ayni şahsiyet | «Âşık Paşa zade» diye maruf olan şair ve oldukları son günlerde MB sürüldü. Bunlar hakkında şimdiye kadar malüm olan hususiyetler şöyleydi; matbuatımızda 116- | mâsirdir. «Derviş Ahmed Âğıkis ismini taşıyan Âşık Paşa zade yukarıda İsmi geçen Selmanın paşa ve Âşık paşa zade | oğlu Seyh Yahya adında bir zatın oğlüdür. ğine sürük etmiştir; paşalık lâkabı değildir; babasının kinayedir. ların zuhurundan İkinci Beyazıt devrine kadar anlatır. Bu eser 1502 de Ikınal edil- Yunus Emre resmi Yunus Emre eski Anadolu lehçesile bir- Yk oğlu olduğundan | çok şiirler, ilâhiler, nefesler yazmış bir halk şairidir. . Boluda, yahut Sivrihisarda değ- Orhan Gazi zamanmda Kırşehirde ta- | muştur. Öldüğü yer sabit değildir. Türk- nınmiş olanı Âşık Paşa, Garlipname isimli | men olan Yunus, bektaşi, yuhut kadiri EEE türkçe, tasavvufi, din! on iki bin beyt- | şeyhlerinden Tapduk Emre'nin müridlerin- manzum bir eser yazmıştır, Gilr kıymeti | dendir. Dergühta kırk sene odun kesip çile olan Garipname, bu yolun ilk kalem | doldurmuştur. Günün birinde, şeyhin em- tecrübesi olduğu İçin türkçenin edebiyat | rile çiirler söylemeğe başlamıştır. Dergâha tarihinde ehemmiyetli bir mevkii haizdir. | iğrilik girmez diye, kestiği odunların doğ- edermiş, ruluğuna dikkat Yunusu ümmi sayanlar vardır; fakat yan pek çok şeyler bildiği anlaşılır. «Gülşeni tevhide terkibi, ötüm tarihi imiş yazılmış” tar. On babla on destanı ihtiva eder. Eser, | Bu hesapça 1439 da öldüğü anlaşılıyor. Fü- müellifinin vefatından üç sene evvel bit- | kat ölüm tarihi münasliündüktir. Bon zamanlarda Bürhan Toprak, Yunus Paşanın oğulları arasında Ulvan | Emre'nin hayatına ve eserlerine dair üç lebi cezbeli bir vinin, her yıl Halkevlerinin açılma me- » E oğlu Sel | eildiik bir eser. z İngiltereye 1smarlanacak vapurlar on bir vapafi İngiltereye ıwmarlanacak rasimi münasebetile sosyal yardım e kilât ve kanunlarımız hak- kında malümat istedi Ankara (Akşam) — Efganistan hü- sıhhi heyetler Yelâketsedelerin tedavileri ve yardım- Jarı için İstanbuldan Ordu ve Giresuns mhhi heyetlerin mahalli vali» emrinde, Bivastaki beyetlerin de Sih- kümeti Hariciye Vekâleti vasıtasile hü-| hiye Vekiletine tâbi olarak daha bir müd- kümetimize müracaat ederek yurdu. | det çalışacakları, hasta, yaralı ve yerdi- muzun mülki, idari teşkilâtı ve kanun- lar hakkında malümat istemiştir. ma muhtaç hiç bir felâketzede kalmadan vazifeleri başından ayrılmamaları alâka- Arivinsa “bah aritmi m

Bu sayıdan diğer sayfalar: