18 Şubat 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

18 Şubat 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Necib Fazıl Kısakürek ve eseri: “Çerçeve,, Şair Necib Fazıl Kısakürek, nesir sahasında da kıymetli | eserler veren nâdir bahtiyar şahsiyetlerdendir. Nâ- dir; zira şairlerin ekserisi, nesir cüm- lesini nazım mısrağı gibi işlemek kay- gusuna düşer. Neticede bir nevi ku- yumculuk, tasannu doğar, Kıymetli edib, son yıllar içinde gün- delik gazeteciliğin «journalisme Httö- raires denen kısmına bilhassa kendini verdi. Belki de artislik insiyakile bu şubenin en hayatiyetli olduğunu keş- fetmiştir. Ben kendi hesabıma öyle sanırım ki, ilerde devrimizi tetkika kalkacak ilim ve sanat tahlileileri bu yılların yazıya aksini en ziyade gaze- te fıkralarında bulacaklardır. Baş makalede de değil, hikâyede de değil; romanda, şiirde de değil. Gündelik yaşayışımızın hakiki sahnelerinden başlayınız; muhtelif vakalar müvace- besindeki ferdi ve kollektif düşünüşümü. ze kadar türlü türlü tezahürlerimiz ekseriya pek samimi ve daima pek konkre olarak şu gözlerinizi gezdirdi. giniz sütunun benzerlerine geçmiştir, geçiyor. Bu yazılara erbabınca her halde vesika kıymeti verilecektir, (Hoş, ileriye ne hacet? Şimdiki de- virde de bütün yazı çeşitleri arasında en çok okunan güzete fıkraları değil | mi?) Fakat Necib Fazıl gibi bir kabiliye. tin kaleminden çıkanlarda elbet ay- rica bir sanat hüneri ve ehliyeti bulu- yoruz, Evvelâ müellifi , bir iki cümleyle, kendi görüşümee tarif edeyim: Her insan, bazan uyanık, gergin Aâsablı, canlı olur; bazan da gevşer, tavsar, mızmuzlaşır. Necib Fazıl Kısa» kürek, bir an bile - hattâ hayat kav. gasında feleğin kendisine oyun oyna- mağa kalktığı devirlerde bile - sinirle. ri bir lâbzacık esnememiş müstesna bir hilkattir. Kaç kere kendi kendime düşünmüşümdür: Acaba bü arkada şımız hiç uyumaz mı? Daimi hareketi, daimi tevettürü temsil eden bu kadar. bariz bir prototip'e dünyanın bir ye rinde rastlamadım. Ve bu uyanık gözler, birer san'at prizmidir... Necib, dünya kelâmı et- mez hissini verir: Alelâde Yaratılmış derler; o, artık bilemem, ültramoderm hikmet ve kimyada di. namizmin unsuru aşlisi nedir; işte ondan halkolunmuştur. Her halde gi. ze, bize, onlara benzemez, Hal ve hareketinin snobizmle bir alâkası yoktur. Necib, w pemacılığının, şu dünyadaki insanları habire biribirinin mukallidi yaptığı tam aşa şehsiyeti mb tir. Cemiyetimizin tuzu biberi mesabesindedir, “ Tanınmış edib, gazetelerde yazdığı İki yüz küsür fıkrasını «Çerçeve» sere Kıskançlıke, «Medhet, madhadeya e KAdır», Hibirini çakiştirmek, Dedik yENİe. BİL Sizlıke, «Disiplin © nefreti, “Dalkavukluk., «Fikir hafiflığı, Sele, Serlevhalarda Eminönünde yeşillik yapılmıyacak ilk kısmın tanzimi 25 Şubatta bitiyor, tarmvay durak yerleri muvakkaten değiştirilecek Prost plânına göre Eminönü meydanı- nın #anzimine ald ilk kısım 25 şubatta ik- edilecektir. akarak örün, inin meydana önün- deki yaya kaldırımlardan sonra Yapılan sedde çıkacak merdivenler en İyi mermer- den inşa edilecektir. Meydan tamamile tanzim edildikten sonra nakil vasıtaları Misırçarşısnın Balıkpazarı kapısı önün- deki alt yoldan geçeceklerinden Yenica- minin duvarları altında bulunan yol, ta- mamlle yayalara tahsis edilecek ve bu su- retle şimdi yapılan sedler birleştirilecektir. Bu suretle Köprüden bakılınca meydanın Asfalt kısmından sonra Yenlcamiye doğru Yükselecek sedli kısım, yekpare mermer basamaklı ve anfiteatr şeklinde olacaktır. İlk düşünülen şekle göre biri şimdi saa- tin bulunduğu noktada, diğeri de Köprü- dan meydanın sol tarafında bu- lunan sahada birer yeşlilik tesis edilecekti. Son yapılan tedkikat neticesinde meydan- daki seyrüsefer faaliyetini müşkülleştir- memek ve geniş bir meydan temin etmek Üzere burada yeşillikler yapılmasından vaz geçilmiştir. Meydanın birinci tanzim safhasi tamam- landıktan sonra Köprünün Eminönü başı da dahil olduğu halde meydanın da 1$ santimetre yükseltilmesi ameliyesine baş- lanacaktır. Bunun için tramvay hatları. nın vaziyeti değiştirilecektir. Bu maksad- la Eminönündeki tramvay tevakkuf ma- halli bir iki güne kadar bozulacaktır. Bu maksadia Köprüden gelecek Beyoğlu trrm- vayları, Yenicami kemerinin önünde, İs- tanbul tarafından Eminönüne gelecek tramvaylar da meydanın Bahçekapısı ta- rafında yeni açılan sokağın içinde dura- caklardır. Bu maksada bu sokağa raylar döşmmecektir. Bu tevakkuf yerleri mu- İ vakkattır. Prost'un plânına göre Eminönü meyda- nırun tanziminden sonra Karaköy ,Köprü- sünün de Halice doğru 50 metre içeriye çekilmesi lâzımdır. Mütehassıs köprünün yerini bu #uretie değiştirmek istemesinden maksadı, Karaköyden köprüyü geçecek olanlara Yenicaminin bütün haşmet ve güzelliğini temaşaya imkân vermekti, Belediye, köprünün 50 metre içeriye doğ- ru alınması için iki yüz bin liraya Ihtiyaç olduğunu düşünerek plânın bu kısmını tatbikten şimdilik vazgeçmiştir. Köprüden gelecek vesalti nakliye için Mısırçarşısının Balıkpazarı kapısı önünden açılan yoldan geçineleri kararlaştırıldığın- dan bu yolun genişletilmesi için Misirçür- Şısının buradaki kapısı yanındaki dükkün- ların istimlâki İâzumgelmektedir. Bu mak- sadla bu dükkânların istimlâkine muteallik muameleye hemen başlanması için emir verilmiştir. Alâmeti farika kararnamesi İktisad Vekâleti birkaç noktayı tavzih ediyor Gazetenizin 9 şubat 1940 tarih ve 7050 sayılı nüshasında Hüseyin Ayni imzası İle | iptişar eden yeni kararname) serlâyhalı yazıda mevcud yanlışların aşağıda İzah edilen şekilde tas- hihine lüzum görülmüştür. | — Ticarette tağşişin meni ve ihracatın mürakabesi ve korunması hakkındaki 1705 bat 1940 tarih ve 4424 sayılı resmi gazete de neşredilen yerli sınai mamulâtın işa- retlenmesi hakkındaki nizamnamanin hü- kümleri sekizinci madde mucibince neşri tarihinden itibaren on beş gün sonra yü- rTümeğe başlayacaktır. Sekizinci maddenin bu fıkrası, mevzuu bahis yazıda iddia edil- diği gibi, yerli sinai mamulât üzerine on beş gün zarfında “tesbit edilen işaretlerin konulmuş bulunmasını âmir değidir. 4424 sayılı resmi gazetede neşredilen işartleri taşıyacak maddeler İcra Vekilleri heyeti kararile tayin ve ilân olunacak ve bu işa- retlerm tatbik şekilleri de tasrih edilecek- ir. Sekizinci maddede yazılı olan or baş günlük müddet mütemmim karamamelerin Beşrinden evvel geçmesi icap eden asgari müddettir. 2 — Yazıda (Alâmeti farika kanunu) iş- mi ile mevzuu bahsedilen ( ir mâ- mulâtı ile eşyayı Hicariyeye mahsus alâ- meti farikalara dair nizamname) de Ay Yıldız işaretinin devlet fabrikalarına tah- sis edildiğine dalr bir hüküm yoktur. Bu itibarla memlektimizde mevcud fab- rikaların devlet veya eşbasa ait olmaları bakımından milli ve gayri milli olarak bir tasnife tabi tutulması mevzuu bahsolma- miştar. 3 — Yerli sinal mamulütın işaretlenmesi hakkında nizamname İle vazedilen hüküm. ler alâmeti farika ittihaz için mevcut mevzuatı tadil eder mahiyette olmayıp ti- Caretle tağşişin meni ve ihracatın müra- kabesi ve korunması hakkındaki kanuna müsteniddir. Keyfiyetin bu yolda tavzih edilmesinin temin buyurulmasını rica ederim. italya ile tiçaret İhracat ve ithalât günden güne artıyor Gerek ithalât, gerekse ihracat piyasa. zestdali Saykan birinek de. recedeki mühim mevkie, İl - mekte olduğu nazarı Mn mii dir. re lik yekünu mühim varan İhracat mallarımızın - sının İtalyaya sevkedildiği etle Se Aynı zamanda, İtalyadan, ithalât piya samızi tatmin edecek derecede eşya da gelmektedir. Bu cümleden olarak dün İtaj- Yadan limanımıza boş çuval; cam, elektrik, amonyak, filtre, balıkçı, fotoğraf, kaynak malzemesi, makine ve radyo ve aksamı, bö- Ya ve vernik, kimyevi ve tıbbi ecza, demir ve çelik eşya, manometre, sütlü un, süt hü- lâsasi, kakao, alüminyöm, lâvha, iâstik, fırça, idrofü gazı, Raym ipliği, yün ve pa- muklu mensucat, gellold eşya, rönteen fil mi, tutkal, gliserin, madeni eşya, mobilye, bisiklet aksamı ğ Bu gama ii piyasamızda birinel mevkii olduğu meydandadır. Bi- bassa, ihtikâr hareketi başladıktan sonra lik defa olarak İtalyadan memleketimize boş çuval, demir eşya, balıkçı malzemesi, manifatura eşyası, tıbbi ve kimyevi ecza Ml Cnei Meze fiatlerde alıcı le- a e Kalyaya en az mal gönderilen gündü. Buna rağmen Yaya dünkü ihracatımız esnasında külliyetii Mikdarda kuşyemi, taze balık, yumurta ve tegpi sevkedilmiştir. Yeni Türk - İtalyan diye anlaşması imzalandıktan sonra bu münüsebalın e; kılâşâc: 5 mektedir. ni” Enn çe Sezar Şehir mütehassısı B. Prost B. Prost, bir kaç gündenberi midesinden rahatsız olduğundan başına gele- memektedir, a te çarpmakta- | (Alâmeti farika hakkındaki | Karilerimizin mektupları G:sbüslerde ayakta yolcu- İuk niçin menedilmiyor? Olobüslerin ayakta yolcu aldıkların- dan gazetenizde şikâyet edilmişti. Bu, nazarı itibara almmadı. Ayakta yol- cusu olan otobüsler seyrüsefer memur- larının ve polislerin yanından geçtiği halde bunlar görmüyorlar, durdurmu- yorlar ve ceza yazmıyorlar, Halbuki manzara farkedilmiyecek gibi de değil. Bu kötü ve rahatsiz âdet şayet huy hükmüne girerse bir daha önüne ge- çilemer. Şimdiden kati surette mâni olmalıdır. ... İçerenköylüler elektrik de istiyorlar Senelerdenberi ihmal edilen Kadı- köy - İçerenköyü ve İçerenköyü « Bos- tancı yolları hükümetimizin büyük himmetiyle yapılmıştır, Büyük' alâka- larından dolayı sayın valimize teşek- Kür eder, biz İçerenköy halkını elektri- ğe de karuşturmasını dileriz. İçerenköy halkı namına mümessil Süleyman Bulan Evlddlık verilmek istenen iki yavrü Fotograflarını yukarıya dercet- tiğimiz Mustafa oğlu, İbrahim ile Wi yanındaki iki yav- , rusu, bedbaht bir İp ailedir. İbrahim, “4 etmiş, ora bele. “i diyesinin yardı- Mi“ ss 0ula gelmiştir. İbrahim, karı- sı öldüğü için biri 8 yaşında Mustafa, diğeri 5 yaşında Süleyman namında güzel, gürbüz iki yavrusunu bakamı- yecak hale gelmiştir. Şimdi Fatihte Malta çarşısında Şe- kerci hanında oturan İbrahim, mute- ber, itimada şayan aileler nezdine bu iki yavrusunu - noter senedile - evlâd- ık vermek istiyor. Semplon aa teehhürle Her sabah 720 de gelmesi mutad olan Bemplon ekspresi, cenubu şarki Avrupa- sındaki kış yüzünden, dün 16 da gelmiştir. Trenin Yugosla' karlara saplandığı edilmemiştir. de 9,5 da Sirkeci istasyonuna gelebilmiştir. : Satye binası Henüz muhakeme safhasında bulunan Satye binasının elektrik idaresi tarafın- dan salın alınması kararlaşlırılmıştır. Elektrik idaresi, binaya 159 bin Ilralık bir kiymet koymuştur. Ancak vakille Nafia Vekâleti binaya 105 bin lira kıymet koy- muşta, Satye binasına aid dava netleelen- diklen sonra mahkemenin kararına göre arada para farkı olursa bu fark, davayı kazanan tarafa verilecektir. Soğukhava depoları Gıda maddelerinin bozulmakta korun- ması için soğukhava depolarının haiz olü- cakları şartlara dair bir talimatname ha- zırlanmıştır. Bu talimatnnme, bugünlerde umumi mecliste müzakere edilecektir. Içkili yerlerin sık sık kontrolü Emniyet müdürlüğü eski bir kararı tabik mevkiine koydu Emniyet müdürlüğü eskiden mescud mu- #ip bir kararı yeniden tatbik mevkiine koy» muştur, Bu da, her polis karakolu mınta- kasında bulunan içkili yerlerle, kahveler ve mümasili mahallerin bilhasa geceleri sik sk kontroludur, Bu gibi yerlerde oturup da vaziyeti şüp- beli görülenlerin üzerleri polis tarafından aranacak, biçak, tabanca ve cmsali mem- ma silâh taşıdıkları görülenlerin bu âletleri müsadere edileceği gibi kendileri de cür- mümeşhud mahkemelerine verileceklerdir, Bu gibi eşhas hakkında kanunda mevcud cezaların azamisi tatbik edilecektir. Emniyet müdürlüğü, bu arama işinde, po- Ms karakollarına, kendi sivi memurlarını da terfik edecektir. Birçok defalar üzerle- rinde biçak, tabanca gibi esliha çıkanlar hakkında daha gedid hareket edilecektir. Hırsız evlâdlık ile ablası mahküm oldu Şehzadabaşında dokuz senedenberi evlid- ık olarak bulunduğu Sadeddinin evinden eşya çalmaktan maznun Ayşe adında bir kızla, bunun çaldığı eşyayı bilerek sakla- maktan maznun ablası Seher dün Sultan- ahmed Ikinci sulh ceza mahkemesinde mu- hakeme bem ibi Muhakeme netice- sinde suçları sabit olanı bu İki hemşireden Ayşe iki buçuk ay hapse, ablasi Seher de üç gün hapis ve Üç lira ağır para cezası öde“ meğe mahküm edilmişlerdir. Tramvay altında parmakları kesildi Sultanahmedde oturan or beş yaşlarında Burhaneddin isminde bir çocuk, Yedikule» den Sirkeciye gelmekte olan vatman Nuri- nin idaresindeki tramvaya binmiş, araba, Sultanahmede yaklaştığı sırada atlamak İ5- temişse de ayakları tekerlekler altına gire- rek parmakları kesl'miştir. Hâdiseye el ko- yan polis memuru yaralı çocuğu Etfal has- tanesine kaldırmıştır. Belediye sarayı Hangi arsada yapılacağı henüz tesbit edilemedi Yeni belediye sarayı için Sultanahmedde tramvay yolu Üzerinde Başvekâlet arşiv dairesinin yanındaki binaların arsası ter- cih edilmişti. Fakat Eminönü İle Sultanahmed arasın- da açılması lâzimgelen yolun #stikameti henüz tamamile tesbit edilmediği için bo- Jediye sarayının arsasını katl surette tes- bit etmeğe imkân bulunamıyor. Bu mak- sadla B. Prost evelâ bu güzergâhi tesbit edecektir. Şimdilik düşünülen, şekle göre başlangıcı Emnlönü meydanı olacak yeni cadde, Arıkara ve Bab:âli caddelerinden ge- çerek Alemdar caddesini solda birakarak Bultanahmed meydanma vasi olacaktır. Mütehassıs bu güzergâh tamatmile çiz. dikten sonra yolun Sullanahmede çıka- cak başına göre müstakbel belediye sa- rayının yerini kati olarak tesbit edecektir. Yeni Belediye hastanesi 800 yataklı olacak Meeldiyeköyü arkasında yapılacak bin yataklı hastanenin biraz dari KOŞAN mek suretile üst katından ikisinin indiril- mesi ıştır. Bu .suretle has- tanenin evvelki plâna göre alacağı bin hasta yerine sekiz yüz hasta Istiab edebil. mesi muvafık görülmüştür. Plân, bu yeni esasü göre tadil edilecektir. Han medhallerindeki dükkânlar. Han medhallerinde dükkân bulunması umumi meclisin Kararile menedilmişti. Bu kararın hatlara mu, pasajlara mu şa- mil olduğu hakkında bir İhtlâr çıktığın» dan tatbikastaki müşkülâk kaldırmak üzere keyfiyelin yeniden umumi mecliste tedkikine lüzum görülmüştür. Ayıp olmasın diye... Kıraathanede sohbet ediyorduk. Arkadaşlardan birinin tanıdığı bir ec- nebi de masamıza geldi. Türkceyi pek beceremediği için Pransıxca konuşu- yordu. Birkaç gün evvel başından geçeri bir hadiseyi anlalmağa başla” dı. İyi Fransızca bilenler alâka ile dinliyerek kâh gülümsüyorlar, kâh başlarile tasdik ediyorlardı. Mektepte bellediği beş on kelime #renkçe ile lisanâşinalık taslıyan, arasıra Paris radyosundan frenkçe dinlemeğe kalkışan bir ahbap da can kulağile dinlemeğe başladı. Göz uci- le ötekilerin hareketlerini takip ede- rek onlar gülümsedikçe kendisi de başmı sallayıp bol bol tebessümler saçıyor; karşısındakilerin biraz kaş- ları kımıldansa o, dilini cıklatarak hayret izhar ediyor, arada bir boynu- nu büküp acayip işaretlerle bahse karşı yakın alâkasını tebarüz ettir meğe uğraşıyordu. Evvelâ sık sık başını ona çeviren ecnebi galiba bizim ahbabın yersiz jestlerinin farkına vardı ve, bir daha © tarafa dönmedi. Hikâye uzadıkça etraftakilerin alâ- kaları artıyordu. Yanımda oturan ve frenkçe ile hiç alâkası olmıyan dos- tumun da bahse kulak verdiğini, öte. kilerin hareketlerine iştirik ettiğini farkettim. Yavaşça kulağına eğilerek; — Galiba son günlerde Fransızca da öğrendin. Söylenenleri anlıyor mü sun bari?... Dedim, Kaşlarını kaldırarak mar). dandı: — Yok canım... Baksana, hepsi can kulağile dinliyorlar. Ben de, ayıp olmasın diye dinler gibi görünüyo- dum. O adam benim frenkçe anlama. dığımı ne bilecek?.. Fransızca meraklısı ahbabı işâret etti; — Görmüyor musun, (H...) da can kulağile dinliyor. Sokaktaki kalabalığı seyre daldı- ğım sırada omuzuma dokundu: — Şu tramvayın haline bak amma da.. O sırada öteki arkadaşlar hep bir- den gülüştüler. Dostum sözünü ta mamlıyamadan telâşla döndü, baş tarafına iştirik edemediği kahkahayı büsbütün kaçırmadı. Ötekiler sustuk- ları halde o hâlâ gülüyordu. Yavaşçaş — Anlamadığın hikâye pek hoşuna gitti galiba dedim. Kulağıma eğildi: — Uzatmasana Allah aşkına, Ya bancı adama karşı alâka gösterme- mek doğru değildir. Ötekiler gülünce, ayıp olmasın diye ben de gülüverdim Bir aralık cebinden saatini çıkardı. 'Tam bu sırada arkadişlardan biri öksürdü. Saate bakan zavallı dostum da, gene ötekiler gülüyorlar zannile gevrek bir kahkaha daha çınlatmaz mı... Başını çevirip de onların hay- retle kendisine baktıklarını ve hiç birinin yüzünde tebessüm eseri bu- lunmadığını görünce şaşaladı, keke- liyerek bir şeyler söylemek, hatasını tasrih etmek istedi; bunu da becere- meyince hiddetle saati cebine soktu. — Hay, bakmaz olaydım şü sante, Ayıp olmasın diye güleyim derken saatin yüzünden kepaze oldum. Diye mırıldanarak kalkıp savuştu. Cemal Refik mm an a /İnhisa rlar Vekilinin tedkikleri Gümrük ve Inhisarlar Vekili B. Ralf Karadeniz, dün üğleden evvel, İnhisarlar umum müdürlüğüne gelerek tedkikatına devam elimiştir. Vekilin, tedkiklerini bitir. diği takdirde pazartesi günü Ankaraya dön- mesi ihtimali vardır. Pazartesi olmazsa sala akşamı Ankaraya döneceğine muhakkak nazarile bakılmakladır, Vekilin Ankaraya gider gitmez teşkilât kanunu ve bira me- #elesile yakından meşgul olacağı tahımın edilmektedir. Dün, İnhisarlar mahafllinde söylemdiğine örer, hükümet teşkilât ka- nununün haziranda neşrini derpiş etmek- tedir. Bu cihetin ne dereceye kadar doğ- ru olduğu Vekil Ankaraya döndükten &0n- ra anlağılacaklır. Bulgur fabrikası kuruldu Memleketimizde ilk defa olarak bir bule gur fabriknsu tesis edilmiştir. Fabrika günde 15 bin kilo bulgur imal edebilmek- tedir. Memleketimizde bulgur sarfiyata mühim bir yeküne baliğ olmaktadır. Ek- seri bulgur stoklarının taşlı ve tozlu çık- masi, İstanbul, Ankara gibi büyük şehir- lerde bulgur sarfiyatını azaltma da memleketin bazı miıntakalarında bulgur, birinci derecede istihlâk edilen mallar aza sındadır, Ticaret müdürlü badema, bul- gür fiatlerini vakından takibe karar vere miştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: