6 Mayıs 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

6 Mayıs 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. SÖZÜN GELİŞİ Dilencilerle mücadele eyazıddaki küllük kah dilencilerinden kurtulmak kabil olsa, cidden güzel Ke dinlenme ari Ağaçların gölgesi altında bir ahbabınızla iki lâf atmak için sandalyelere ilişir ilişmez, dinleyiciler sökün eder: Kar 8mm erkek, genç ihtiyar, zayıf gürbüz, üstübaşı düzgün yahut harap ve perişan bir dilenci kafilesi birer, ikişer dakika ara ile teker teker önümüzden geçerek Petrol araştırmaları 1899 senesindenberi memleketimizin | | olursa, vermek üzere olduğunuz parayı almadan bir atlet gibi, bütün kuvvet lerile koşarak kaçarlar. O miskin adamdaki çevikliğe şaşar kalırsınız Bunlarla şimdiki usul üzere mücadele beyhudedir. Sermayesi başkasının Merhametinden ibaret olan bu süfli işi yapmaya devam lerindeki çalışma kabiliyeti hiç bir zaman uyanmamış edeceklerdir, Vücud- ve uyanmıyacaktır. Dilencilerie mücadele faaliyeti bir kovalamaca tarzından çıkıp onlardaki » lişma kabiliyetini uyandırma şekline girmedikçe fayda yoktur. Bu kabiliy Basil uyandırılır? İşte bütün mesele! Şair Raudelatre'in «Döğün dilen. İni hatırlamıyorum amma esası şu: ilenci miskinane elini uza! vetli bir di çıkar, na bir yumruk atarak gözünü şişirir, bir dilenci yumrukların arka arkaya geldiğini eline sadaka vereceği yerde suratı dişini döker. Evvelâ sakin duran cileri» isimli bir yazısı vardır. Teferrüa- Bir gün © karşısına iriyarı, güçlü kuv- tarak sadaka ister. Şair dilencinin ş di ma öyle bir şiddet görünce birdenbire canlanarak kendini müdafaaya geçer ve öy! Büsterir ki yumıruklarile şairin İki gözünü şişirir, iki dişin kırar ve ayağının altına alıp ezeceğ sırada şair kurtulup lediği birkaç sözle ona demek ister ki: bu kuvvetle hayat pekâlâ kazanılabilir. Bandelaire onun için «Döğün dilenciler!» rmdaki kuvvete inandırmak için başka Bergama kermesi Eğlencelere 25 mayista bene İzmir (Akşam) — Bergama kermes eğlenceleri, 25 mayıs cumartesi günü şlıyacak dört gün devam edecektir. seneki kermes eğlencelerinin, geçen Yıllara nazaran daha parlak şekilde ol: ması için esaslı medh alınmış ve zen” &in bir program hazırlanmıştır. Bilhan zeybek oyunları. en esaslı Slenceleri teşkil etmektedir. 25 zeybe- ğin bizden, usul üzere Harmandalı, Ben- &i. Arpazlı, Güvende ve Dağlı oyunu y oyunu ve Kör- oğlu oyunu da programa ithal edilmiş- tir, Bundan başka kalkan, cirid atma, cop kaldırma, ek, nişancılık, hayvan ko- şusu, hayvan sergisi, kermes piyangosu, saz ve halk türküleri tertip edilecektir. Halkevinde bir çocuk balosu verilecek ve gürbüz çocuk müsabakası yapılacak- tar, Parti genel sekreterliği, okçuluk, ci- sid ve kalkan oyunları sporlarının tami- mi ve inkişaf ettirilmesi için Bergama Halkevine 650 lira yardımda bulunmuş- tur. Bu para ile bu sporlar için öğret Meler tutulmuş, gençlerimiz yetiştiril- Mmeğe başlanmıştır. Kalkane:ların elbise- lerini de parti genel sekreterliği İstan- bulda yaptırmaktadır. Bergamanın Ko- zak yaylâsı efelerinden Hasan Çakı, Bergama Halkevinin zeybek oyunları Ve nsilli oyunlar öğretmeni seçilmiştir. Her akşari, milli oyunlarımız genç- İerimize öğretmektedir. Kermesin bu 9e- e çok güzel olacağı anlaşılıyor. ..... kalkarak dilencinin elini sıkarken söy- Kolunda müthiş bir kuvvet vardır ve diyor. Bu nevi dilencileri kolla- çare de yoktur sanıyorum. Şevket Rado Sipahi ocağında Deneme müsabakalarının al- tıncısı açık manejde yapıldı Sipahi ocağında her ay yapılmakta olan deneme müsal altıncısı dün oca- ğın açık manejinde İcra edildi. Mümtaz bir seyirci kitlesi tarafından büyük bir he- yecanla takip eğildi. İlk müsabaka ocak talebelerine mahsus atlayışlardı, Buna 8 binici iştirak eti. Bayan Cahide, ocağın (Efekızi) ismindeki atı ile birinci, bay Kemal (Murat) We ikin- ci, bay Vedat (Doğan) ile üçüncü oldular. Şimdiye kadar kapalı manejde yapılan bu müsabakalar açik manejde de ayni mu- vaffakıyetle cereyan elaniştir. Zati hayvanları Bahsus parkura Yalnın bir at girmiş, bay Kemal (Murat) ile par- kuru hatası? bitirmiştir. 6 numaralı dre“ saj müsabakasında bayan Roujler (Za- fer) We birinci, bay Kemal (Erol) ile ikin- ci, bay Kon üçüncü oldular. i 1 numaralı kolay dresaj müsabakasında ise bayan Rizo (Tuna) ile birinei, bayan Hamdi (Sarden) ile Ikinel, bay Akgün üçün- cü geldiler. Bu dresaj müsabakalarmdan 6 numa- ralıya 6, ve 1 mumaralıya ise 9 binici işti- rak eteiişlerdir. Gitükçe artan bu binici adedi ocak müsabakalarının biniciliği teş- vik hususunda çok faydalı olduğunu gös- termektedir. Bilhassa bayan Gönül, bay George ve bay Alaf gibi küçük binicilerin güzel binişleri istikbal için ümidler ver- mektedir. Ayrca müsabakalarda atlayışlarla bera- ber dresaj müsabakalarının da icrası bini. cilerin ve atların tam bir şekilde yetişme- lerini temin etmektedir. Gelecek ayın mü- evindeki infilâk gün 5 ölü, 11 ağır, 6 hafif yaralı var e Yukarda infilâkm vekubulduğu ev ve yaralılar alar kazasına tâbi Samandere nahiye- geç Kuma köyünde bir düğünde yukun eisn faciayı dün tafsilâtile yazmıştık, Kar- Sa Jandarmasile müğdelumumiliğinin a die hakknda yaptığı tahkikat dün bit- “)lİr. Buna nazaran; Kurça köyünde ney leri yapılan Osnan İlyasla Ayşe MU- da bulundukları evin yanında g008- Bady, Şumukte olan dokuz yaşlarında 4 nda Mevlüd, Sudi Jukları Sü swpten ii, irdenbire patlam e bunlar küigiler da metrik bir bom- ar, Bombanın ipfi- se, kirk dört yaşlarında Zehra, allı yaşında Mükerrem, on yaşında Ziya, an dört yaşında Muhsine, 34 yaşında Şükriye, 15 yaşında Bass, 58 yaşında Hatice, 65 yaşında Mediha, 12 yar şında Melâhat, dokuz yaşında Sund Te kırk yaşlarında Şerife ağır surette yara- Yanmışlardar. Ou dört yaşlarında Emine, Haşehe, Se“ lâbrddin, Basri ve Aliye de hafif şekilde muhtelif yarmdar almışlardır. Alâkadar memurlar tarafından alman yarahlar Haydarpaşa Nümune hastanesi be getirilmişlerdir. Mahalli memurlar $ab- kikatlarına devam etmektedirler, : taharrivat yapılmıştır. Petrol mühendisi muhtelif yerlerinde sondajlar yapıldı Başvekil Refik Saydam, petrol mınta- k kasından çektiği bir telgrafta diyor kis «Raman dağındaki sondajın bugünkü vaziyeti bir petrol mıntakasmın tezahü- rüdür, ve elde edilen netice mütehasss- larca ümüdli görülmüştür.» Şimdiye ka- dar en selâhiyettar bir devlet adamı ağ- zından, petrol sondajları hakkında bu de- recede ciddi bir haber ortaya çıkma- maştı. Türkiyede petrol araştırmalarıma uzun bir tarihi vardır. Bu işe, ecnebi sermayedarları da karışmış, yurdumu- zun muhtelif yerlerinde tecrübe mahiye- tinde sondajlar yapılmış, imtiyazlar alı map satılmış, hasılı bu iş spekülâsyon bâ- diselerine vesile olmuştur. Bu hâdiseler hakkında bir fikir ver nek için, Türkiyede petrol araştırmaları tarihine bir göz gezdirmeği fayda bu- luyoruz. Şimdiye kadar yapılan tetkiklere göre, 1899 senesinden bugüne kadar, mem- leketimizin inuhtelif yerlerinde on bir- den fazla sondaj olmuştur, Bunlar ara- sında ümid verici hâdiselere de tesadüf edilmiştir. Bütün bu ümidler boşa çık- miştir, Maamafih petrol meselesi, her memlekette bu safhalardan (geçmiştir. Amerikada petrol taharriyatı için, birçok şirketler teşekkül ettiği halde, milyon- lar sarfederek yapılan sondajlardan bir netice elde edememişlerdir. Neticede bn gayeyle kurulan şirketlerin çoğu iflâs etmiştir. Petrol taharriyatı, elinde birçok aksiyonu olan insanların ümitlerini boşa çıkarmış, bir kısım insanları da zengin etmiştir. Bu arada, aksiyon satmak için, sedarların paralarını dolandıran şirket- lere bile tesadüf edilir. Türkiyede petrol araştırma işi bir dev- let işi olduğu için, başka memleketlerde görülen bu gibihâdiselere bizde meydan imis, Nerelerde petrol arandı? Bizde, ilk petrol taharriyatı 1899 senesinde Müreftede olmuştur. Bu ta- harriyatta bir netice hasıl olmamış, 1913 senesinde Avusturyalı bir mühendis Mü- refte ve Şarköy petrollerini yeniden tet- kik etmiştir. 1915 - 1916 da Almanlar hesabına Musul petrollerinde tetkikler yapılmış- tır. Uumumi harp senelerinde, şark vilâ- yetlerinin bir kısmı Çarlık Rusyası ordu- ları tarafından hstiylâya uğradığı zaman, muhtelif mıntakalarda taharriyat yapıl mıştır, Ruslar 1916 - 1917 senelerinde Erzurum vilâyeti dahilindeki Tercan ka- Zasında, Pulk isminde bir mevkide petrol sondajı yapmışlardır. Çarlık ordusu, Hasankalede de pet- rol taharri etmişler, hattâ elde edilen tasfiye edilmemiş petroller, lokomotifler- de, Vangölünde işişliyen vapurlarda ya- kılmıştır. Fakat Çarlık Rusyasının pet rol taharriyatı, esaslı bir sondaj işi değil- di. Ele geçen ham petrolü vapur makine- lerinde yakmaktan ibaretti, Harpten sonra, Tercan, Hasankale ve Van gibi yerlerde muhtelif zamanlarda Anadolu sahili B. Prostun raporu Umumi meclis âzasına dağıtıldı B. Prost'un Anadolu sahilinin nâzım plâ- nini izah eden raporu umumi meclis dza- sına dağıtılmış, tedkik edilmek üzere muh- telit bir encümene havale edilmiştir. Mü- tehazsıs, Anadolu sahilinin şu suretle 0p muhtelif şekil argettiğini kaydediyor: 1 — Köy his ve tesirini veren eski Üs- küdar, İ 2 — Yeni mahalleleri ve Marmara bo- | yunsa uzanan inkişafile şehir ve sayfiye | şeklinde Kadıköy ve Moda, Sahilin vaziyeti ve bü- yük bir kışla ve bir büyük Tise ve bir hasta- nenin mevcudiyeti dolayısile sanayi tesi- safı inkişaf edememiş olan Haydarpaşa. B. Prost Üsküdarı Ankara yolunun son noktam addetmeztedir. Bu yol Bağdad ve Hindistana doğru uzayacağından Üsküda- ra ehemmiyet verilmekte, taühim istimlâk- lere lürum lir. Burası Kadı- köy, Moda, Fenerbahçe, Sundiyeden ayrı olarak imar edilecek, gezinti yerleri yapı- lacak, sahil yolu açılacaktır. Anadolu sahilinde villâlardan mürekkep sayfiye mahalleleri, tülün, odun, kömüy depoları mıntakaları bulunacaktır. Kartalda bir motörde l yangın Karlal limanında, 4 tonlük Akçakoca adında ve Bektaş reisin idaresindeki mo- Kemal Numanın verdiği bir hükme göre, Hasankale ve civarında kaplıcalar rın bulunması, kükürtlü suların akması ve jeolojik şerait, yerin altında zengin petrol bulunduğunu göstermektedir. Va- kın üzeri açık kuyulardan, dere kenarla- rındaki petrol sızıntılarından istifade eden- ler vardır. Ekseriyetle köylü, bu ham petrolü toplıyarak uyuz olan hayvanla- rın derisine sürmektedir. Erzurum havalisinde, yapılan sondaj- lardan aşağı yukarı alınan neticeler şu- dur: Bu petrol sızıntıları milyonlar sar- federek tesisat yapmağa değmez. Evkafa ait petroller Türkiye petrol tarihinde Evkaf daire- sinin de adını unutmamak lâzımdır. Ter- can kazası dahilindeki Maus nahiyesin- GÜNÜN ANS zamanında, buraya Baküden sondaj âlet a Gi. deki arazi evkafa ait olduğu için, bura- da petrol taharri etmek hakkı Evkafındı. Meşrutiyet devrinde Evkaf Nezareti petrol taharriyat hakkını, Hacı Necip bey isminde bir zata vermişti. Fakat bu zat, teminat ükçesini veremediği için im- tiyaz feshedilmişti. Evkaf Nezareti Pulk ve Maus köylerindeki arazide petrol çı- karmak için muhtelif teşebbüslere giriş- miştir. Nihayet Çarlık Rusyasının işgali te, bu âlet ve edevat «bugün bile Erzu- rumdan Tercana kadar uzanan dar hat- k demiryolu üzerindeki Yeniköy isyas- yonunda durmaktadır.» 1922 senesinde Evkaf dairesi bu pet- rolü işletmek için teşebbüslere girmiş, fakat muvaffak olamamıştır. Neticede 1926 senesinde çıkan bir petrol kanunu ile, Evkafa ait olan bu petroller, hükü- mete intikal etmiştir. Mühendis Kemal Numanın hükümlerine göre, bu arazide- ki petrolden ümidi kesmemek lâzımdır. Petrol bulunan yerler Bunlardan başka Sinop Ekinsevan ye- rinde, Rizede Mapavride, Gümüşhane vilâyeti dahilinde, petrol taharriyatı yar pılmış, şimdiye kadar bir netice elde edil- memiştir. Mardin ve Siird petrolleri İktisad Vekâleti petrol taharriyatına daha ziyade ehemmiyet vermek için, Maden arama enstitüsü teşkil o etmiştir. Ensi e ait, Amerikada tahsil gören, mühendislerimiz Mardin vilâyeti dahiliri- de muhtelif yerlerde petrol taharri et- mişlerdir. Bilhassa Mardindeki sondaj- lar, mühendislere büyük bir ümid ver- mişti, Bu ümidler de boşa çıkmıştır. Ni- heyet, yazımızın baş tarafında, Başvekili- mizin çekliği telgrafta ismi geçen «Ra- man» dağındaki petrol sondajı, günler- denberi halkımızın yüzünü güldürmekte- ir, 1899 senesindenberi, muhtelif yerler- de bizi ümide düşüren, petrole nihayet Raman dağının eteklerinde kavuşacak miyiz? Hüseyin Avni İKLOPEDİSİ OPERA Devlet konsereatuarı kanın Jâyihas bütçe eneümenine verildi. Devlet konser- Yatuarının bir müzik, bir de temsil kısmı olacak, Temsil kısımı opöra, tiyatro, balet şubelerinden mürekkep bulunacak. . Bun- dan, Devlet operasına doğru adım atıldığı mânası çıkanlıyor. Opera, italyanca bir kelimedir. «Esen demektir. Manzum dram belinde olan, içinde, he- men hiç müziksiz ve şarkısı; muhavere | bulunmuyan, bam kısımlarına dans giren | Orkestra ile imtizaç etmiş tiyatroları bu isim verilir. Ciddi opera, mevsuu daha ziyade ttaje- diye meyledendir. Kowik opera, kismen ciddi olmakla be- Taber kismen de güldürücü parçaları ihti- ve eder. Burların biraz şarkısız muhave- releri olduğu da vakidir. Operayı doğurun fikir, on altıncı arın sonlarında Floransada bir şairler ve 8r- Üstler grupu tarafından, eski Yunanın mü- 8ikili inşadından mülhem olarak orlaya gtalrıştır. Bunlar basit eserler tertipiiyor- İardı. Pakat heniz musikide modulation dedikleri perdelerin değişmesi ve makamın Seyri sanatına erişmemişlerdi. Monteverde isimli bestekâr, kilisenin ve halk çşarkı- larının tesirindeki iptidailklerin fevkine törde dün tayfa balık pişirirken yangın bam ve motörün bam kısımları yandığı halde ateşi söndürmüştür. çıktı: Modulatlon ile modern Tonaliiö'yi buldu. Bu zatın talebeleri, sana daha Herlettiler, Derken opera denen tiyatrolar bütün İtalyada yayıldı ve bötün Avrupaya | müessir oldu. Fransız operası 187i de Perrain ve Cam- beri tarafından yaratılmışlar, Almanya, yun seneler İtalyan operasını seyrettikten sonra 1678 de Himbursta bir | Alman operas tesis olundu. Fakat bizmi İ Alman bestekirları da bir çok İtalyan ope- raları yapmak mecburiyetinde kaldılar. Moaart ve Beethoven'in baz: eserlerinden sonra, Weber, Spohr, Marsehner ve nihâ- yet Wagner'le Alman operas doğdu ve kemalini buldu. Alman operası, İtalyanlar ayrı bir hususiyet teşkil etti er İtalyan eserlerini seyreden kendilerine has bir opera tipi zuhur edememiştir. İtalyada ve Fransada, on sekizinci asar- da ve daha sonra çok mühim opera beste- kârları yetişti, Operalarda ekseriya tarihi mevzular, eski kostümlerle oynanır, İlalyan operasının en maruf şahsiyeti Verâl'dir. Bazan parlıyarak, bazan sönerek, Opera, asrımıza kadar dovum ettiyse do, artık nadiren yeni eserler yapılıyor. Yalnız Sov- yeter operada yeni eserlere eheminiyet veriyorlar. Dünyanın diğer tiyatrolarında cikseriyetle geçen asırların yadigârları oy- nanıyor, Cazband esasına göre bile yeni ope- ralar yapılmıştır amma, bu gibi tecrübeler nadirattandır. Asrımızda musikili temaşa Ibdsları daha hafif tiyatro eserlerinde ve bilhassa sinemacılıkta tecelli ediyor. Operaların oynandığı tyatro binaları, dünyanın hemen bütün medeni şehirlerin- de en merkezi vaziyelle bulunmakta, bu şehirlerin belli başlı mimari âbidelerinden birini teşkil etmektedir. Bir çocuk güneş çarpmasın- dan bayıldı Dün, Beşiktaşta Abbasağa parkında on altı yaşlarında Nail isminde bir çocuk gü- naş çarpmasile bayılmış ve polis tarafın- dan berayi tedavi Beyoğlu hastanesine kale dırılmıştar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: