8 Temmuz 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

8 Temmuz 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4Mil 8 // 936 Bir kariimizin mektubu KOĞNMN TUR NS LN Yahudiler ve Türkçe Bu mes'ele bütün Türk'leri haklı Cumuniyet surette sinirlendiriyor. (Arkadaşımız Sapan'ın bir yarısı Münasebetile karilerimizden Ekrem Karacaer'den çu mektubu aldık:) Balkan harbinın son günle- rinde — İstânbül'dan — Berüt'a gidiyordum. Bir Nemse vapu- runda idim. Vapur Selânik'e uğradı ilk defa olarak elimiz- den henüz çıkmış-olan bü şi- rin memleketi görmek heve- sine düşerek karaya çıktım. Vapurumuz iki saat kadar te- vekkuf edecekti. Bundan İsti- fade ettim, Beyazkuleyi ve çarşıyı gezdim. Manastır'lı bir dondurmacıda dondurma yi- yordum. Bir faytonda şalvarlı ve kasketli biradamla musevi kadınlarının - kâdife hotozla- rından giymiş bir. Madamın geçtiklerini -gördüm. İstanbul- da şalvarlı ayni zamanda şap- kalı veya kasketli kimse gör- memiştim, Şapkalıların şimdi bizim. gibi. ve -kasketlilerin gene pantalondan - başka şey giymiş - olduklarını görmedi- gim için nazarıdikkatimi cel- b;lli. Hayretle baktığımı ve biraz evel İstanbul'la olup Selânik'i yenigördüğümü söy- lediğim "dondurmacı hayreti- min sebebini anladı ve araba- daki çiftlerin yerli musevi ol- duklarını gücenik ve muğber bir ifade ile anlattı. Eh, ben ayıplamadim. Za- mati sana uymazsa sen zamana uy derler. Onlar da pek tabit olarak zamana üymüşlar, nc âlâl İyi amma ben önüç se- nedir İzmir'deyim. Bugün bir- kaç müsevi Bayan tanıyorum ki İspanyolca'dan mada rum- cayı da İisanı maderzad gibi konuştukları halde Türkçe anrı namina and içerim ya- lan * söylemiyorum) gel deme- sini bilmeyorlar. Hattâ ekmek ve para demesini bilmeyorlar. Eger bu sözüme inanmazsanız kadınlar hayatta ve buradalar ve buralıdırlar; her zaman si- ze göstermeğe hazırım. Bakınız, önbeş günde fasi atıp şapkayı giyiyor. Güzel; birşey denmez; zamana uyuyor. (Birakalım geçen — beşyüz se- Nneyi) ya acaba onüç senelik şu inkilâpta © kadar samimi ihtarlarımıza hiç chemmiyet vermiyerek ne Eger bu lisan kendi özdilleri olsaydı hakikaten bu kıskançlık duymıyacak ve bu yazımı yazmıyacaktım. Bu va- tandaşlar - Mısır'ı, — İspanya'yı bilirler. Arada İtalya, Fransa hattâ - Amerika ve sair mem- leketleri de hatırlarlar. Al- manya, Arabistan'ı da görü- yorlar. Acaba bizi ne için sev- miyorlar, benimsemiyorlar? ki | kendileridir. için hâlâ ya- | bancı lisanla konuşuyorlar? | kadar | cihanda Türk misafirperverliği şöhretinin en- büyük şahidi Bunun — üzerine tuz biber gibi lisan bahsinde bir de bazen gençlerimizin ih- tarlarına gençleri — taşkınlıkla itham ediyorlar. Düşünüyorum acaba bu- vatandaşlar - bizim hâlâ eski Osmanlı Türk'leri- nih “mütefessih saltanat vuhu ile yaşadığımızı mı sanıyorlar? Acaba ruhlarımızın — yıkanıp tertemiz olduğunu, en eski, asil kanımızın gene damarları- mızda deverana — başladığını hissetmiyorlar mı? Bugün ken- dilerine cihanın en büyük me- ziyeti ve en büyük asaleti olan Türk unvanının verilmesine karşı hâlâ şükran borcunu ödemek değil, o unvana lâyık olduklarını göstermek isteyen- ler malâ yütakla aldanacak bir Türk kalmadığını hâlâ - idrak edemediler mi? Yalniz men- faatlerini korumak veya arada bir kendi mevkilerini tahkim etmek için şantaj yaparcasına ortaya bir iki satır reklâm ve- ya bir makale atarak, - yahud oğullarına bir Türk adı koya- rak bizi aldattıklarını sanıyor- larsa, gülerim. Bu hal guru- rumuzu kırıyor. Mısır'da hepsi, hâttâ İstanbul'dan gidenler bile üç günde Arapça öğrenir ve Akapya” kocuşurlar, (kiç Bunu ben tam yirmiüç sene evel gördüm) burada ise, beşyüz | senedir bizim izzetinefsimizle oynıyorlar, halâ bizi ve lisa- nımızı bhiçe sayıyorlar. Bugün Oturduğum mahallede — muse- viler kalabalıktır. Sabahleyin uykudan muhakkak bir musevi | vatandaşın İspanyolca tomates veya biber veya sair sebzeleri satan narasile uyanırım. Bu sözüm belki zülfiyara dokunur amına, ne yapayım? Ben yalan söylüyorsam bir sabah Keçe- | ciler civar sokakla nekkiren gezen kısâ “kekhek 'İçin bir kelimle daha söylüyeceğim. Artık bu hikâye yılan masalına benzedi. Bunun kısası, onlar yavaş ya: vaş dilimizi konuşmağa çalış- | sınlar. Biz de çabuk: çabuk benliğimizi koruyalım. Ekrem Karacaer İstatistik müdürü Vilâyet istatisik müdürlü- muhtelif kazalar kaymakamlıklarında bulunmuş olan Kâzım Deni tayin edil- ğüne evelce î miş ve Dahiliye Vekâletinden vilâyete gelen emri üzerine dün vazifeye başlamıştır. Kâ- zım Deni muhterem ve mük- tedir bir zattır. İzmir'deki yeni vazifesinde de muvaffakiyetler dileriz. U GRETEREAEEA DANRTEZDE ELHAMRA tecton 2573 Bugün İki büyük film birden 1. ŞEN DÜUL Moris Şövaliye — Janet Makdonald 2 -Beyaz Gömlekliler Klark Gabl — Mirna Loy Duhuliye 20 Kuruştur. SEANSLAR : 4.30 da Beyaz Gömlekliler, 6 da Şen Dul, 7.45 de Beyaz Gömlekliler, 9.15 de Şen Dul Köy müuallimi Olacaklar.. Çavuşların köy muallimi ta- yin edilmeleri için Maarif ve- kâletince yapılan tetkikat ne- tiçesinde çiftelerde - Çavuşlar için 100 kişilik bir (Muallim kursu) açıldığını yazmıştık. Bundan başka Maarif vekâ. leti, Ege mıntakasında da bir kuürs açılması için tetkikat yaptırmıştır. Tetkikata memur - edilen Maarif vekâleti müfettişlerin: den Hikmet Türk, Ödemiş ve havalisinde bu mesele üzc- rinde tahkikat ve tetkikatını bitirmiş, raporunu Vekâlete göndermiştir. Haber aldığımıza göre Cu- muriyet devrinde askerlik va- zifesini yaparken, çavuşluğa kadar yükselen yurtdaşlarımız, köy muallimliği kursuna kabul edileceklerdir. - Cumuriyetten evelki devirlerde çavuş olan- ların köy: muallimliğine tayin- leri muvafık görülmemiştir. Soyadı Müracaat eden- lere ne yapılıyor? Soyadı almak için nüfus müdürlüğüne müraâcaet eden- lere, Vali Fazlı Güleç tarafın- dan soyadı verilmesine baş- lanmıştır. Bundan sonra soyadı için müracaat ödenlere, bu suretle Vilâyette Vali ve ka- zalarda Kaymakamlar tarafın- dan söyadi. verilecektir. Nüfus müdürlüğü, kütükler- deki bütün kayıtları arattıra- cak, soyadı almamış olanların Tistelerini hazırlıyacak ve Vi- lâyete — verecektir. Vilâyetçe, bunlara soyadları verilecektir. Ayni zamanda kendilerinden beş İiradan 15 liraya kadar para cezası alınacaktır. Kesilen hayvanlar İzmir, Burnava ve Buca mezbahalarında Haziran ayında- İzmir mez- bahasında kesilen hayvan mik- tarı hakkında bir - istatistik hazırlanmıştır. Buna göre bir ayda 750 Karaman, 1599Dağ- lıç, 9 keçi, 8703 kuzu, 383 oğlak, 9 manda, 151 öküz, 647 inek, 342 dana, 1 malak olmak üzere 12794 baş hay- van kesilmiştir. Bir ineğin ve- rem hastalığından, 2 dânanın cüzamdan, 1 keçi ve 16 oğla- ğın fevkalâde zayiflikten yine- miyecek halde bulundukları görülmüş, bunların etleri imha ettirilmiştir. Burnava mezbahasında da bir ayda 8 Karaman, 10 kı- vırcık koyun, 12 keçi, 293 oğlak; 23 öküz, 19 inek, 83 dana olmak üzere 786 baş hayvan kesilmiştir. Buca belediye mezbahasında haziran ayında 83 koyun, 28 keçi, 267 kuzu, 252 oğlak, 1 boğa, 6 öküz, 37 inek ve 41 dana kesilmiştir. Türkofis müdür vekili Tedavi için İstanbul'a git- miş olan Türkolfis müdürü Ziya Orgon'a iktisat vekâlet- tinden gelen bir emirde tica- ret ve sanayi odası umumi kâtibi Mehmet Ali Eten'in vekâlet edeceği bildirilmiştir. Çeşme'de denizde Gümrük müsademe oldu Kara sülariımızda dört Yunanlı |(mat bekleniyor. . balıkçı tutuldu. Çeşme kazasında kara sularımızda kaçak olarak balık avlı- yan üç Yunanlı kayığı —gümrük muhafaza memurlarımız tara- fından görülmüş' ve yakalanmaları için gümrük motörü gön- derilmiştir. Motör, balıkçıların üzerine gidince kayıklarda bu- | Junanlar tarafından motör üzerine ateş açılmıştır. Müsademe olmuş ve gümrük motörü, sür'atle bunlardan birisine yanaş- miş, muhafaza memurları kayığın içine atılarak dört Yunan- hyi tutmuşlardır. Kayıkları müsadere edilmiş ve kayıkta gene kara ' sularımızda âvlanmış olan mühim miktarda balık - elde edilmiştir. Diğer iki kayık, kaçmıştır. Yakalanan dört Yunanlı, Çeşme kaza merkezine getirilmi; Trabzon'a mahkemeye verilmişlerdir. Bir Davet! Trabzon'da parasız iaşe ve ibate edilecekler. 'Trabzon Valiliğinden şehri- | miz Ticaret odasına geler bır '1 mektupta — ilim " adamları ve | münevverlerimiz, Trabzon 'ha- valisinde parasız seyahatâ da- vet- sedilmektedir. Trabzon Vallliğinden gelen mektuptan şu. satirları alıyoruz: Uzak tarihte İran'ın; Hindis- tan'ın ve bütün “ecnebi Asya- nın avrupaya ve cihana Trab- zon iskelesile açılan en büyük ticaret yolunun - güzergâhını teşkil eden ve şimdi. sadece Trabzon'un dar-bir hinterlândı | olmakla kalan: Erzurum - ve havalisine' ait hepsi — sekiz Vilâyetten — mürekkep Doğu İlleri yaşadığı parlak ve şaşaalı devirlere bugün her zamandan daha - elverişli >bir. vaziyete geçmiştir. Bu Ücra köşelere ikadar uzanan yollarile yurdu demir- den bir ağ-gibi çenber içine alan Cumuriyet hükümetinin varmak istediği gayeler karşı- mızda ve bize intizardadır. | Her bucağında bir taze hayat fışkıran ve * üstelik milli ve tarihi benliğimizde derin izler ve unudulmaz , hatıralar yaşa- tan bu feyyaz ve engin iller Cumuriyet hükümetinin derin kaypaklarından aldığı feyizi canlandırmak ve şahlandırmak iBtiyor. Atatürk inkılâbının beşiği olmak gibi en büyük bir var- lığın doğmasına sahne olan bu| geniş ve zengin illerde mah- | süs ilim adamlarının boşluk- larını — doldurmak ve Şi sınırlarımızın kahraman bekçi- lerine yatak olan bu diyar bir kat daha şenlenmek ve nur- lanmak ihtiyacı içinde kıvran- maktadır. Asırlardanberi iffet ve isme- tine ilişilmemiş hazinelerile, el döymemiş “servet kaynak- Tarile işlenecek ve işletilecek tabit ve iktısadi membalarile doğu illeri Türk gençliğini bekliyor. Tabiatin bin-bir itina ile işlediği bütün güzellikleri için- de doğu illerine kapı vazife- sini gören Trabzon yurdu- muzun diğer herhangi bir ta- rafında sıkışıp -kalan münev- ver iş kitlesine, kültür sahibi gençlerine hitap etmek istiyor: Canlı bir tarih yaşatan ve zenginlik, refah vadeden bu güzel diyarımızı şenlendirecek ışıklandıracak — genç ve — mü- nevver, clemanları, heyecanla- rımı, - duygülarını - beslemeğe ve yaşamağa davet ediyoruz. Yarının ve - istikbalin - sahibi olan Türk gençlerini - çağırı- yeruz. Sevmekte yakından temasın, ğörme ve tanımanın .tesiri de bilinen bir hakikattır. Trabzon, bu vesileyi hazırlamak ve bu | vazifeyi yapmak isteyor. Bu maksatla üçüncü umumi müfettişliğin — direktilile önü- müzdeki aylar içinde her sınıf ilim ve san'af örbabından muhtelif kafileler halinde doğu | yolculu- | illerimize Karadeniz ğünuün masraf temini suretile tertip edilecek seyahatlere iş- tirak edecek olanların yemek ve yatmak hususlarını Trab- zon'da vali temin ve deruhte edecektir. Kafilelerin, ihtisas ve tesbit edecekleri müddet ve diğer şartlara göre tertibi işlerile meşgul olmak üzere Ankara ve İstanbul'da mahsus komisyonlar da teşekkül ede- cektir. Bir cesed daha Menderek içinde bulundu.. Dün sabah saat 6 da pa- saport vapur iskelesile men- derek arasında deniz üzerinde bir cesed görülmüştür. Cesed, derhal bir kayıkla denizden çıkarılmış ve memleket has- tanesine nakledilerek — kime aid olduğu hakkında tahkika- ta başlanmıştır. Tahkikata göre cesed, Değirmendağında muhtâr Hasan ağa. sokağında 3 numaralı evde oturan Kon- yalı Mustafa oğlu seksen ya- şında Ali onbaşı denilen bi- rine- aiddir. Ali onbaşı, öte- denberi mesane hastalığından muztaripti, bir gün evel evin- den çıkıp- bir daha dönmediği anlaşılmıştır. Cesedi üzerinde hiçbir yara ve bere eseri yoktur. Denize nasıl düştüğü ve boğulduğu hakkında tah- kikata devam olunmaktadır. Limanda Kaçakçılık Dün limanımıza gelen Yu- nan bandıralı Katina vapurun- da bir tayfanın, İzmir'e kaçak çakmak taşı - getirdiği duyul- muş ve kendisi tutulmuştur. Tayfanın üzerinde tutulan ka- çak çakmak taşları, müsadere edilmiştir. Depoları.. Devir için tali- Gümrük depo ve antrepo- larının 1 Temmuz - tarihinden itibaren — idarelerinin Liman işleri umum müdürlüğüne ge- çeceğini yazmıştık. Buna dair kanun Vilâyete ve Liman işleri umum müdürlüğüne geldiği halde Gümrük depo ve ant- repolarının tesellümü hakkında hazırlanan talimatname henüz gelmemiştir. Bu talimatname depo ve antrepoların - idare şekilleri de gösterilmektedir. Liman işleri umum müdürlüğü, Gümrük depo ve antrepola- tesellüm — muamelesini yapmak ve idareyi tamamen ele almak için İktisat Vekâle- tinden gelecek olan bu tali- matnameyi beklemektedir. Ta- limatname gelmeyince Liman işleri. umum — müdürlüğünce bunların idareleri için me- mur da tayin olunamamaktadır. 'Terkedilen 'küçük çocuk Anast Karşıya- 'ka'da bulunmuştur.. Karşıyaka'da Çocuk yuvası önüne bir çocuk bırakıldığı görülmüştür. Henüz doğmuş olan bu çocuğun, Karşıyaka'da Hürriyet sokağında 35 numa- ra'ı evde oturan Havva tara- fından bırakıldığı anlaşılmıştır. Havva hakkında tahkikata baş- lanmıştır. rının Dün Çeşme'den İzmir'e gel- mekte olan 9 numaralı kam- yon, İzmir - Urla arasında 24 uncü kilometrede bir kaza geçirmiştir. Kamyonda 18 yol- cu vardı. Kamyoön 24 üncü kilometreye gelince arka te- kerleklerden birisi patlamış ve şpför, birden muvazenesini ve soğukkanlılığını kaybederek kamyonu idare edememiştir. Bu yüzden kamyon, deniz ta- rafındaki hendeğe düşmüşse de nüfusca zayiat olmamıştır. Arazi soruldu Vilâyetlerden bütün kaza kaymakamlıklarına gönderilen bir tamimde kazalarda muha- zinin mikdarı ve kuvvei inba- tiyeleri hakkkında malümat istenmiştir. Polis komiserleri arasında Şehrimiz emniyet müdürlüğü İzmir - Urla yolunda Zararsız bir kamyon kazası — cir barındırmağa elverişli ara- — kadrosunda bazı değişiklikler — yapılmıştır. İdart kısım ikinci M komiseri Faik, birinci -komi- — serliğe terfi ederek Çorakkapı merkez birinci komiserliğine, tetkik hüviyet birinci komiseri Seyret Alsancak merkezi bi- rinci komiserliğine, Kahraman- lar üçüncü komiseri Hamdi, taharri - ikinci tayin ve nakil edilmişlerdir. Kavga Karşıyaka'da Süleymaniye sokağında Adil oğlu Naim ile Müstafa oğlu Mustafa Edip arasında alacak mes'elesinden kavga çıkmış, Naim — taşla Mustafa'yı - başından yi mıştir. komiserliğine — | İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: