18 Eylül 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

18 Eylül 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birinci Fransova BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA Çeviren: F, Şemseddin Benlioğlu Fransa, yeniden Şarlken tarafından üç taraftan taarruza uğradı,, Parlâmento, vaziyete daima hükim olmak için çalışıyordu; kral, şato ve sarayları: hin inşaatını tamamlamaktan birşey düşünmüyordu, Ayni zamanda da, sefirlerle sik sık temaslar yapıyor, Al- h.ınyı fin gayri memnun za- it, asker ve prenslerini kabul Şâı)ordu Kralın ciddi bir istihale geçirdiğine şüphe yok- tu, kral, şimdi eski hovarda- dan ziyade asker bir krala nziyordu. .. İkisi şimalden birisi de ce- huptan olmak üzere Fransa'yı 'in Üüç ordusu istilâya $ Ü Sekizinci Hanri, yerinden bile kımıldamıyordu. Vadını Yerine getirmemek - için bin türlü bahaneler icad ediyordu. Jan Seymura deli gibi âşıktı. Bunun için An dö Boley'in | Sebebi felâketi olmuştu. An, s0n nefesine kadar hassasiyet Ve inceliğinden birşey kaybet- Memişti. Dar ağacından yaz- diği mektupta: *Beni daima yükselttiniz; basit bir bızdım, beni Markiz, markizlikten kraliçe yaptınız. Şimdi beni bir “Azize,, tarihi ir sima yapmak ınıyoısunuı,. diye yazmıştı. Sekizinci Hanri, bu ince ve hazik boynu koparttıktan son- Ta, galip olan tarafın, Fransız | yardımına | Veya Alman'ların Oşacaktı! Şarlken; müneccimlerin bü- Yük bir zafer kazanacağını €velden haber verdikleri Pirene Ordusunun başında idi. Fakat 'öş bir ovadan, yanmış köy- lerden geçiyordu. Kral birinci Fransova, çok büyük bir elem - ve ıstırapla Memleketinin bu kısmını böy- ce ve baştan başa Ettirmişti. Bu suretle düşman Otdusunun bir Fransız askerile karşılaşmadan — mahvını temin | ttmiş olacaktı. Maamafih, üç cepheden hü- füm eden ve evelden hazır- tmış ordulara karşı koymak 4 Fransova için çok müş- küldü, Fransova, Ron üzerinde tah- kim ettiği yerde iki fena ha- 1 Blum bugün Çekoslovakya'nın * aldı: Birisi Dük dö Giz'in ÖLEER Yazan: Orhan Rahmi Go/:çe 12 İki gün evel kendisini ça- Birmış; yüzüne uzun uzun bak- Tiş; — Rizan -Demişti- biliyor- TMüsun niçin muleessırım" O, gülmeğe çalışmış; — Ne teessürü, gene ço- Süklük ediyorsun? iyerek onu teselli ctmeğe ı“"unım Fakat Naim — israr Etmişti: — Öleceğimden mütcessir değilim.. Ysz vıllı Naim, sözünü yarıda bi iştı. Odanın içini ağır h:: sükün kaplamıştı. Rizan, le:lıunın herşeyini söyleye- ü Tâzimgeldiğini düşün- tahrib | * i ! teslim olması, diğeri de Brin. yol — civarında en iyi — iki zabitinin esir düşmesi idi, Fransova, odasında büyük bir düşünce ile mütemadiyen dolaşıyordu. Bu sırada Liyon- dan bir tahrirat aldı; veliahd bir top oyunundan sonra, terli halde soğuk su içmiş ve has- talanmış, iki gündenberi çok fena idi. Hasta veliahd, bu ha-, linde babasının yanına gelmek istiyordu. Ron nehrinde bir gemile bir iki saatta kralın yanına gelebilecekti. Kral, hemen doktor ve cer- rahlarını hazırladı; bunlar oğ- lunu gemiden alacaklar ve tedavi için icabeden herşeyi yapacaklardır. Bu intizar müddetince, kral hep oğlundan, oğlunun mezi- yetlerinden bahsetti, durdu! Fransova'ya göre, oğlu ciha- nın ve Fransız tarihinin en büyük krallarından birisi ol- mağa namzetti! Yalnız, Madam dö DEstrang kendisini yor- makta, doğuş itibarile de dur- gündü. Yani annesi ölen kra- liçe Klod'a benzerdi. Son za- manlarda veliahdın durgunluğu artmıştı. Bu da, hiç şüphesiz veliahdın ve kardeşinin İspan- ya'daki esaretinin elim bir eseriydi. Bunun için kralın kalbinde büyük bir sıkıntı hüküm sü- rüyordu. Epeyce zamandanberi güneş Seven dağının arkasında kay- bolmuştu. Kralın gözleri şehir üzerinde bir aşağı, bir yukarı top ve mermer gülle nakleden ağır dubalara dalmış kalmıştı. | Biraz sonra, dairesine dö- | nen kral, ıstıraplarını unutmak için yazı yazmağa başladı. * * * — Açığal, — Selâm. nois! - Ah.. Monsinyor kardinal Siz misiniz?. Fakat parulanın bu olmadığını bilmiyor mu- »Dofen,, dir Kapalı Şampe- sunuz?. Parula, bu ge Sonu var — Ha L gae Bir kabul Paris, 17 (Radyo) — M. ! Paris sefirini kabul etimştir. ekir S Söyle Naim' Demişti söyle!l.. Bu cümle, bir oksijen gibi Naim'i diriltmişti. Derin çu- kurların içindeki gözleri min- netle yaşarmış, yastığında ha- fifçe joğrulmuş. — Demekki müsaade edi yorsun, söyliyeyim öyle mi? Demiş ve sonra hafif bir fısıltı ile şunları ilâve etmişti: - Senden ayrılacağım için müteessirim, başka değil.. Sen kalacaksın ve ben öleceğim.. Bu sözler ve bu hakikat, Rizan'ın Tuhuna bir hançer gibi saplanmış, kendisini oda- dan dişârıya zor atmıştı... Son akşam da bir başka şey yap- | ANADOLU Mühim söylevler birbirini Iakıbe iyor Un SA Hitler diyor ki: “Almanya'da bugün herkes askerdir.,, ——— Fransız başvekılı de; topraklarını korumak- için Fransa'nın her zaman hazır olduğunu söyliyor. Berlin, 17 (Radyo) Hit ler, 8 inci kolorduyu teftiş et- mek için Bavyera'ya gitmiş ve askerlere hitaben aşağı- daki nutku irat eylemiştir: — İki fikir, senelerdenberi hüküm sürüyordu. Bunlardan biri, Almanya'nın ordusuz ya- şıyabileceği ve diğeri de, hak- kını müdafaa edebilmesi için Alman milletinin kuvvetli bir orduya malik olması lâzımgel- diği hakkında idi. Görülü yor ki, bu noktai nazarlardan ikincisi galebe çalmış ve Al- manya'nın eski askeri haşmel ve satveti ihya edilmiştir. Sulb muahedesi, bizim için yalnız yüzbin kişilik bir ordu | veriyordu. Bugün ise bütün Alman milleti askerdir. Alman'lar! Almanya'nın şe- ref ve haysiyetini muhafaza etmek vazifesi bugün size dü şüyor. Alman ordusunun taşı- dığı bayrak, Almanya'nın his- | siyatını kolaylıkla ilham edi yor. Böyle bir ordunun saf ları arasında bulunmak büyük ve daimi şereftir. Fransa sulh istiyor, fakat bu arzusu, hiçbir zaman kuv- vetsizliğine — delil — sayılamaz. Zira Fransız milleti, icabettikçe Yatanımı Kürumeğa — bazır ol | duğunu diye kadar birçok misallerle göstermiştir. en Fransa, umumi ve çok tah- ripkâr bir hafba mani olmak için sulb istiyor ve bu iste- ğinde samimidir, Paris, 17 (Radyo) — Fran- sız. başbakanı 'Müsyö Leon Blum, bugün saat 19 da rad- yoda bir söylev vermiştir. Le- on Blum, bu söylevinde ez- — —a «& nn — cümle demiştir ki — Biz sulh isteriz, istedi. ğimiz sulh, letlerin -bekledikleri sulhtur. Sulh, hiçbir zaman suiniyet ve hodpesendliğe istinad ede- mez. Fransa, demokrasiye ve bu rejime dayanan prensiplere devamlı n dünya mil- | | ve kollıyan bir rejimdir. daima sadık kalmış ve 1789 tarihindenberi birçok imtihan- lardan muzaffer çıkmıştır. Fran- sa'nın dayandığı demokrasi, | şahsi hürriyeti, söz ve düşün- me serbestisini himaye eden | tere ve Âmerika bu rejim | sayesinde büyük terakkilere | mazhar olmuşlardır Demokrasi ve hürriyet, Faşit tehdidi karşısında' İngiliz Liberaller bunun i için Bir karar sureti kabul ettiler Londra, 17 (A. A) — Liberal partisi konseyi, kabul ettiği bir karar suretinde sulh ve hürriyet devletlerinin Avrupa vazi- | yetindeki vehametc nazarı dikkatini celbetmektedir. Avrupada demokrat hükümet ve hürriyet sistemi, dık!:lor l-.—ıeı ve ko- mariuzdur, i | hükümellere dayanarak kanunu tehdidine münistlerin gazetelerinden ve muhafazakâr )1;1“'—[0) ılı yan.lun görmekte- İhtilâlciler kazanırlarsa faşistler, üç cephede - kaza- dirler. nacaklardır. Ve bu vaziyet, demokrat hükümetlerin, Cemiyetine yardım hususundaki korkakca teşebbüslerinin felâ- uğramasından ayni zamanda Portekiz nezdinde teşebbüste bulunularak Por- ihracatına ambargo koymasını ve İngil;ztay)'an*- lerinin kaçak suretile İspanya'ya gönderilmesine mümanaat | ketli bir akamcte tekiz'in edilmesini istemektedir. Belçika, Fransa ile bera- ber yürümekten ayrıliyor Başvekilin mühim bir nutku, bunu işaret etmektedir. Paris, 17 (A.A) — Belçika başbakanı Van Zeland İnte- ransijan ga önin muhabiri- öğretmenler okusun! İlk, Orta, Lise okullarının bütün kitapları geldi Ahmet Etiman kitap evi değerli ilgil şekil, de Müşterilerinin narak İzmir'e yaraşacak iştir. Ahmet Etiman kıtap evi Kültür Bakanlığımın okul kitapları ile diğer bütün eserleri gi nü gününe takip eden ve en müssit fistlerle » M müşteri- lerini mcınmın edeh İzmir'in biricik kitap ve kırtasiye deposudur Hariçten siparişler iskontolu fiatlerle ve sür- atle gönderilir, Hükümet caddesi No. 58 - 60 — Telefon (2535) L LROEN D mişti: — Rizan çayı, hani çal da dinleyeyim.. Teyzesi ağlıyordu. - Rizan yukarı çıkmış, onun - isteğini yerine getirmişti. Ve sesi, © güzel ve yıldızlı eylül akşa- mında - hıçkıriıklar içinde bu evi sarmıştı. Aşağıya — indiği zaman, Naim'i daha solgun, daha bitkin ve harap bul- muştu. Gözlerini kapamış, de- rin bir dalgınlığa gömülmüştü. Karyolasının yanıbaşına otur- muüştu. Başucundaki — komido- nun üstünde, bardak içinde, sarı bir gül vardı. Gözü ona ilişti. Artık buruşmuş, yaprak- ları açılmıştı. Of, düşünemiyordu. *Bey- ninin içi zonkluyordu... Onun ölümü, temiz bir gökten, be- yaz, küçük bir bulut parçası gibi, gürültüsüz ve sakin ol- muştu.. -Demişti- o par şu senin — parçayı Attığı çığlıkları, şimdi kendi kulaklarında duyuyordu... Sanki kıpkızıl bir kor par- çasını yüreğine dayamışlar ve onu hiç ayırmıyorlar gibi öyle yanmış, öyle acı acı yan- mıştı ki... — Hoca hamım, ağlıyon mu Nerede olduğunu unutmuş, kendinden geçmişti.. Belki ya- rımm zaatten beri ayakla bir put gibi duruyor ve — bunları düşünüyordu. Etrafına bakındı: Oda kararmıştı. Fatma, hâ- lâ dizçöktüğü yerde duruyordu. — Ağlamıyorum Fatmacık! Diyebilldi. — Fatma — kalktı, lambayı yaktı.. Deniz artık ufukla bir olmuştu.. Bağların içinde tek-tük ışıklar yanı- | yordu Ansızın bir ses, bir — gözel ses duyuldu. Bu; genç, güzel ve uzaktan gelen bir sesti ve bir | yal ve askı şarkı | İs; faşist ş ve hükü- İngiliz Milletler doğmüştür. — Liberal parti, ne beyanatında demiştir ki : Fransa'ya karşı olan - vazi- yetimiz gayet basittir. Komşu Fransa'nın kuvvetli ve kudretli olması Belçika'nın menafii ica- bırdandır. Fransa'nın kendi servetini no vasıtalarla temin i yeti Belçika'yı alâ- kadar Fransa'nın da menafii ekonomik, mali, sos ri sahalarda kuv: vetli ve müstakil Bir B yı istilzam eder, Belçika ken- di ordusunu kuvvetlendirmek için icabeden fedakârlıkları yapacaktır. Belçika kuvvetli ve kuüdretli komşusunun hu- dutlarını müdafaa etmeyi ta- etmez. söylüyordu. Fakat çok sürmedi. | Gece aranlığı içinde al- kaybolup- gitti - Bir güzel ses - rıldandı- bir güzel yüz, şey, bir tatlı Tüya ve herşey işte hep böyle kayboluh gvl meğe mahkümdüri Hizmetçi kadın yemeği ge- tirmişti.. Rizan; — Ayşe tej mâ da benim mi: Ayşe kadın güldü. Ben bilirdim de hanım, ondan... çaldı, *Dedi- Fat- hoca Sözün yarısını kapıdan dı- şarıda bitirdi. Sofrada iki ta- kım vardı.. Karşı karşıya otür- dular.. Fatma'da, korkuyormuş gibi bir hal vardı.. Rizan, zoraki bir neş'e ile — E -Dedi- Fatmacık, on başıdan ne haber?.. Fatma bü sunl tuhaflaştı: — Ne olsun haca hiçt.. karşısında hanım, Küçük Haberler İç ticaret müdürü Ankara, 17 (Hususi muha- birimizden) — İstanbul'da bu- lunmakta olan iç ticaret mü: dürü Mümtaz bugün şehri» mize dönmüştür. Peçeta düşüyor İstanbul, 17 (Hususj muha- birimizden) — İspanya ihtilâli dolayısile Peçeta mütemadi: yen düşmektedir. Dün sabah 7,16,38 den açılan piyasa, 7,03,63 ten kapanmıştır. Mülteci diplomat Belgrad, 17 (Radyo) — Ka- bine reisi Pribuçeviç, Çekos. lovakya'da haleti nezihdedir. Bu adam, Çekoslovakya'da mültecidir. Fra sa'da bir çarpışma Liyön, 17 (Redyo) —10i münistler ile Âteş salib taraf- tarları arasında çıkan hâdise- | de 40 Ateş salib taraftarı ya- ralanmış ve asayişi süvari kıta iade etmiştir. Bir ölüm Viyana, 17 (A A)—Tasarruf sandığı müdürü M. Karl Bu- resch kısa bir hastalıktan son- ra ölmüştür. Mumaileyh iki defa Başbakan olmuştur. Amele arasında hastalık Singapur, 17 (Radyo) üssübahrisinin tah: kimi işlerinde kullanılmakta olan Çin'li amele, — işl bırakmağa mecbur kalmışlar- dir. Buü mecburiyet — Çin'li amele arasında çıkan müs- tevli hastalıklar yüzünden ha- sıl olmuştur. Mevlüd 21/9/236 Pazartesi g yatsı namazını müteakip Til kilik'te Hatuniye — camiinde merhum babamız Hacı Os- man uhuna okunacak mevlüdü kendisi sevenlerin teşrifini rica ederiz. anı O:man paşa reli- âarı ahhüd etmiş değildir. Belçi- ka'nın kendi — mes'uliyetleri kendisi ter, Belçika mib letinin ezici bir ekseriyeti bıt üzerinde bir fır- Singapur paş gün Avrupa tına gibi esen komünistliğe muhaliftir. İspanya'da cereyan | eden feci hâdisat bütün -Bol- şevik dehşetini göstermek için kâfi bir ihtlar mahiyetindedir. Roma, 17 (Radyo) — Brük- | sel'den haber verildiğine göre, Belçika matbuatı, Fransa'nın harici ve dahili siyasetini ten- kit etmekte ve Belçika'nın Fransa ile artık teşriki mesai edemiyeceğini yazmaktadır. -- Beni karasevdaya düşü- recek mi imiş?. Ve bir kahkaha attı. kıpkırmızı. oldu - Böyle deme hoca ha- nım!,. Allahın işi h'l'nmcıî Ve Rizan h , gÜ- lüyor. s n bütün :ıkort— Ca , bütün kopukluğu ile g ahkahaları sokaktan, tâ klardan — duyuluyordu. Kendisini zor tapladı: — Peki, Fatma, bu mari- feti nasıl yapacakmış — baka- yım?.. Ondan sonra ben ne olacak mışım? Fatma,nın kaçlığı sual, gene karşısına dikilmişti. Lokması gırtlağını tıkamıştı: — Bilmem ki... — Nasıl bilmem ki © bele hele söyle bak yağlı bıyıklı, şenin ağabeyine kahraman onbaşı neler söy- Küyormuş. fikirleri ne imiş? — Sonu var — Fatma Bilmem kil' n,

Bu sayıdan diğer sayfalar: