2 Ekim 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

2 Ekim 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N | | Sayla 2 DÜŞÜNDÜKLERİM Şöhretlerin kuruluşu Kalıpla Beyin arasındaki nisbet ve münasebetsizlik, şöliretle kuvvet fe hâkikt varlık arasındaki farkın basit ayarda bir dermansız Şöhret, bilhâssa — kültürü fadesidir. hör cemiyotte rast gele bir Cideslin eseridir. Hakiki şöhret bir kafa ve insan — varlığının temel taşın- odan başlıyarak, kendi kendine, mimari bir ahenk dahilinde kuruluşu, yükselişi vo dbideleşmesidir. Yani şökretin mimarı, bizzat şöhreti kurulan “Mahlük veya eserdir. Cemiyetlerin hiçbir hükmünde tam bir isabet yoktur. Cemiyetten doğan takdirin, imüştur. ekseriya mahalline —masruf olmadığı Cemiyet bi vefadır, bugün verir, yarın alır. Cemiyet, bazan mabutlar yaratır ve sonra onu taşa tutar, Çöünkü cemiyetim tam bir fikir ve şuar kunuluşu yoktur. Nerede kaldı ki, onun akordu daima bozuktur önize etmek- zordur. Onu ar. zaman xaman, telletinin verdiği sesler de değişir. Yani; hükmü tamamile ona bırakmamak, inkâra — vefasızlığa mahal valüp dahilinde kurarak, bilâkis şöbreti bir esaslı ve mecal acak çekilde ona kabul ottirmek lâzımdır. Zoru zoruna, imtese de n de, mezardan ses vererek, ül ettirmek! asırların derinliğinden — ayaklanarak Tarihin büyük mütefekkirleri, ekseriyn kendi devirlerinde ışık ver: dür. Çünkü karşılarındaki âlemin bir dıvar halinde yükselen karanlığı buna mani olmuştur. Fakat bir asır, üç, beş asır sonra lerine çöken tozların altındar de verilmemiş bir şöhreti, yalın kılıç maş, almışlardır. Buna mukabil, üilkinip kalkmuşlardır. Yani, vaktin- saldıran cengüverler gibi kopar» sahte şöhretler, cemiyetlerin ibzal ettikleri şu boş r, mağnezyam gibi, muayyon bir an İçinde parlayıp sönmüşler- İ iir. Köc bir kandil titreyişi müteakib neslini üflemiş, söndürm Lâyik olmadığı yere urmanan şöbre e başka zamanlara kalanlarımı da, © cemi- âtür. boş bir ağaç gibi detrile- tir. Onun dibine gelecek olanlar, boyuna posuna, gölgesiz, yapraksız dallarına; çiçek açmayışına, meyva vermeyişine bakarak; — Hey koca kütük hey! Diyeceklerdir. Böyle bir şöhrete sahib olmak felâketini, şöhretsiz faydalı bir insan tavazum içinde yaşamak — saadetine kim torcih edebilir? GĞ. | |İngilterenin Filistin'de al- dığı tedbırler şiddetlidir. Arap’ların barış tema yülü |gösterip gös- termiyecekleri henüz meçhuldür B bondra 30:— Resmi gaze- ŞÜ tey Filistin örfi idare. kanunu: Nu neşretmiştir. — İngiliz'lerin - Filistin kumandanı general Dil — emniyeti ve Filistin müdafaa- sını temin için her tedbir ala- - bilecektir. General askeri mah- — kemeler de kurabilecektir. Bu nizamnameler haritalar — ve fotoğrafiler de dahil olduğu — halde bütün neşriyatı sansöre tâbi tutmak, efradın - tevkifi, hapsi, nefi ve tebidi, limanla- mn, gemilerin, seyrisefainin, — tayyare meydanlarının ve bü- tün nakil vasıtalarının kont- rolü, bazi ahvalde mülkiyet — hakkının kaldırılması, memur- Tar tarafından müerimin hü- ' viyeti tesbit edilmemiş olan- — ların ödeyecekleri para ceza- Jarı tertibi gibi hususlara mü- teallik olacaktır. — General Dille gerek kendisi “tarafından ve gerek murahhas- — ları canibinden ittihaz edilmiş olân karara karşı mahkemeye vaki olacak bütün müracaat- darı menedebilecektir. , Cenevre, 39 (AA) — İs- — panyol murahhası heyeti ecne- — bi devletlerin İspanya işlerine | - müdahalesine mMmüteallik olan Memorandmun'u geri almıştır. | &ku bu Memorandmun Mil- B r cemiyeti tarafından neşri — üsüle müteallik bazı müşkül- | İğre tesadüf etmiştir. Maama- — fih bu muhtıranın başka bir yol ile neşri temin edilecektir. Londra 30 (A.A) — Salâ- hiyettar mahafil Filistinde örfi “idare ilân edilmekle Arab li- derlerinin zevahiri kurtarmak için grevler ve - karışıklıklara komşu — devletlerden - birinin bükümdarını hakem nasbet- mek suretile nihayet vermeleri imkânı — selbedilmemiştir, di- yorlar. Ancak Arablar barış tema- yülleri göstermiyecek olurlarsa İngiltere hükümeti çok şiddet- K tedbirler almağa azmetmiş- tir. Filistine mevcuda ilâve olarak asker göndermek surc- Ptle başlıyan süel hareket sü- künu iade edecek bir çare buluncaya kadar devam ede- cek, olmazsa sükün zorla te- sis olunacaktır. Londra, 1 (Radyo) — Ma- jor Etli, müstemlekât bakanı M. Oruzbi Guray'la bir mü- lâkat yapmıştır. Bu mülâkatta Filistin mes'elesinin görüşül- düğü söylenmektedir. Londra, 1 (A.A) — Royter Ajansının H.—ıyfa dan aldığı bir habere göre, bugün yeniden Filistin'e iki tabur İskoçya as- keri ile bir istihkâm bölüğü gelmiştir. Balkan ve Baltık da. imi hava konferansı. Varşova, 30 (A. A) — Bal- kan ve Baltık devletleri daimi hava konferansı bugün Var» şova'da münakalât Bakanlı- ğında toplanmıştır. Bu konfe- ransa; Polonya, Litvanya, Bul- garistan, Romanya, ve Yuna- nistan'da iştirak etmektedir. Konferans 1 Teşrinievvelden itibaren Atina'ya kadar uzatı- lacak olan Reval-Riga-Varşova- Bükreş ve Selânik hava hattı mes'elesi ile meşgul olmuştur. ELHAMRA Bugün matinelerden itibaren - KANUNDAN KAÇILMAZ H SİLVİYA SİDNEY — En müessir bir aşk mevzuu içinde heyecanlı ve dehşetli ' sahnelerle dolu enfes bir film — Paramunt Jurnalda:: Yeni kadın saç tuvaletleri modası BC * B ANADOLU Fransa'da sağ cenah gazeteleri, Blum kabinesine şiddetle hâcum ediyaorlar : Blum kabinesi bir karışık-: lık unsurudur, diyorlar. Almanya, markı duşürmıyecelıtır. Fakat diğer devletlerle müzakereye girişecektir. Paris, 1 (Radyo) — Frank hakkındaki kanun, âyandan sonra meclisi meb'usanda gece tekrar - tetkik ve münakaşa edilmiş ve Maliye bakanı, âyan- daki nutkunu tekrarlamıştır. Kanun nihat şekilde kabul ve tasdik edilmiş ve hemen mer'iyet mevkine girmiştir. Tekaüd maaşları vesaire gibi kanunların yerine yeni lâyiha- lar hazırlanmış ve meclise ve- rilmiştir. Gazeteler, bilhassa sağcenah ve cumuriyetçi gazeteler halk cephesine hücum etmektedir- ler. Tan, Blum ve arkadaşları hakkında şiddetli bir makale neşrederek Blum kabinesini memlekette kargaşalık çıkaran bir unsur ölmak üzere itham etmiştir. Maten gazetesi: —Şu anda vaziyeti kurtarmak için herşeyden evel süküta ihtiyaç vardır. Memleketi idare edenler bu sükütu temin et- melidir ki, vaziyet normal ha- lini alabilsin! Demektedir. Meclisi meb'usanda, sol ce nah grübu toplanmış ve M. Blum'un nutkunu takdir. et- miştir. Berlin, 1 (Radyo) — AL man milli bankası meclisi hu- zurunda doktor Şaht söz ala- rak şunları söylemiştir: — Paranın kıymetten dü- şürülmesi doğru olmamakla beraber, İngiliz - Fransız-Ame- rika uzlaşmasına uymak lâzım- dır. İngiltere'nin bu husustaki muvafakati mühimdir. *“Şimdi biz markı düşürmek istemiyoruz, bizi bu husasta hiçbir. tatbik icbar edemez. Maamafih kendi arzumuzla bu hususta diğer devletlerle mü- zakereye girişeceğiz. Maksad, cihan ekonomisini ıslâhtır.,, Demiştir. Prağ, 1 (Radyo) — Çekos- Tovakya siyasi mahafiline göre, Çekoslovak hükümeti, diğer devletlerin -hattı hareketini öğrenmeden para üzerinde bir karar vermiyecektir. Hindistan'da Bombay, 1 (Radyo)— Hind hükümeti Maliye Bakanı,'Hind parasında hiçbir tebeddül ya- pılmıyacağını - söylemiştir. Ve Rupyenin Sterlinle nisbeti ayni olarak devam edecektir. Çekoslovakya'da Prağ, 30 — Nazırlar mec- lisi, Frankla diğer paraların sukutunun Çek parası üzerinde ne gibi akisler busule getire- ceğini tetkik etmiştir. Ayni tedbire işlirak edilecek olursa âyan ve meb'usan meelisini toplamak — mecburiyeti doğa- caktır. Çünkü hükümetin bu hususta salâhiyeti yoktur. Felemenk'de Lâhey, 30 — Başvekil Go- lnııı Felemenk altın ıııl:yuını ——— . —— —Fakat para kanununu de- Ziştirmiyeceğiz. Gulden için yeni bir altın partisi tesisini de düşünmedik. Yani kanuni bir kıymet tenzili mevzuubahs değildir. Piyasanın müşevveşi- yeti esasen buna manidir. An- cak dövizimiz, diğer kambiyolar, nisbetinde tabii şekilde düşe- cektir. Bu tenezzülün ehem- miyet derecesi de meçhuldür. Paris, 1 (Radyo) — Frank hakkındaki — kanun, — meclisi meb'usanda ikinci müzake- rede de tasdik edilmiş ve kanun âyana sevkolunmuştur. Bu suretle kanun bugün ka- bul edilmiş ve mer'iyete gir- miş olacaktır. Âyanın tadil rttiği madde, zaruri ihtiyaçlara ait maddeler üzerinde ihtikâra meydan ve- rilmemesi hakkındaki madde- dir. Fiatler yeni maddeye göre, 1936 Kânunuevel sonuna ka- dar aynen devam edecek, an- cak bundan sonra yeni karar- lar verilecektir. Hükümet, ayni — zamanda mahsulât fiatlerini de tuta- caktır. M. Blum mecliste bu ta- dilâtın esas' haricinde tadi- lât olmadığını söylemiştir. M. Blum, bundan böyle çı- kacak iş - sermaye ihtilâfları- nın adli bir heyete verilmesi- ne taraftar olduğunu söylemiş fakat kabineye verilen fevka- lâde (salâhiyeti de kabul et- miştir. Kabine, yevmiye ve ücret- lerde yapılacak tadilâtı da şimdiden derpiş etmektedir, 26 Eylülden evelki mali mu- amelelerde borsalardaki tea- mül dahilinde hal ve tesviye olunacaktır. M. Blum bu akşam Cenev- re'ye hareket edecektir. Paris, 1 (Radyo) — Ayan meclisi saat 21,40 ta frank hakkındaki kararı 351 reyle kabul etmiştir. Muhalif rey verenlerin adedi 227 dir. M. Abel Garde'nin ve M. Kayyo'nun yaptıkları tenkitler ve Maliye bakanının cevabı meclisin nazarı dikkatini celb- etmiştir. Meclis ssat 21 de toplanmış ve âyanın kararını beklemiştir. Berlin, 1 (ALA) — Rayış- bank merkez komitesinin bu- günkü toplantısında direktör Şaht aşağıdaki beyanatta bu- lunmuştur: —Paris, Londra ve Vaşington hükümetleri tarafından Fransız frangının — kıymetten düşürül- mesi hakkında neşredilen teb- liği Fransız hükümeti Almanya 27 Eylülde tevdi etmiştir. Fransız hükümeti bilhassa mez- kür tebliğin beşinci fikrası üzerine Almanya'nın nazarı dikkatini celbetmektedir. Bu îıl:rıdı n:zkur teblığde ııyı- mektedir. Bununla beraber mezkür beyannamede zikredi- len niyetlerle Fransız frangının kıymetten düşürülmesi ve bu- nun tarzı mukayese edilirse görülürki bu tedbir beynelmi- lel para vaziyetindeki emniyet- sizliği pek az değiştirmiştir. Hattâ denebilirki Altın esasına bağlı kalan memleketler hiç değilse kendi hareket sahala- rında istikrarı temin etmekte | iken bugün bu garantide Fran- sız. frangının kıymetten dü- şürülmesi neticesinde İsviçre ve Hollanda paralarının düş- mesi tamamen ortadan kalk- mıştır. Üç devlet arasındaki para anlaşması o üç devlet parası arasında bile müstakar bir nis- bet tesis etmemektedir. Di- ğer taraftan ne İsviçre ne de Hollanda böyle bir nisbet kurmamışlardır. Bu suretle is- tikrarsızlık evvelkine nazaran | daha ziyade artmış bulunmak- tadır. Bugün altın esasına olan bağlar umumiyetle kalk- tıktan sonra Almanya'dan baş- kaca ancak bir memleket var- dır ki paraları sabit bir esasa istinat etmektedir. Diğer bütün devletlerin pa- raları mahdut veya gayri mah- dut —olarak hükümetlerinin keyfi muamelelerine tâbi bu- lunmakta ve bu paraların bü- yük bir ekseriyeti arasında hiçbir mustakar nisbet yoktur, Alman hükümeti ve Alman bankası böyle bir tetkikte bu- lunmuşlar ve bu tetkik - sıra- sında bilâ tereddüt şu hneti- ceye varmışlardır: Ecnebi memleketlerde alı- nan kıymetten düşürme ted- birlerile bir kat daha artan beynelmilel —ticari muamele emniyetsizliğini para — vaziye- tinde yeni bir emniyetsizlik âmili olarak büsbütün artırma- mak lâzımdır. Bizimle ticaret yapan memleketler şunu bil- melidirler ki biz beynelmilel ticari muamele için zaruri esas olarak istikrarı görüyoruz Biz istiyoruz ki bunu yalnız ya- bancı memleketler değil fakat bizzat Alman tasarrufçuları ve Alman işçileri de bilsinler ve emin olsunlar ki - Nasyonal Sosyalist hükümet onların iş- tira kabiliyetini ve mesai mü- kâfatlarını olduğu gibi muha- faza etmek azmindedir. Eğer şurada veya burada markın düşürülmesini arzu eden bazı alâkadar Alman grubları varsa onlara verecek tek bir - ceva- bim vardır. Bu cevabım şudur: Gayri kâfiliğin ve müşkülâ- tın ötedenberi tesellüm et- mekte olduğumuz döviz kont- rol sistemi paranın kıymetten düşürülmesile lüzumlu olmak- tan çıkmaz, Versay adaletsizliği ile yüklenen ağır borçlar ve za iptidaf maddeler gııo/m A öhretleri Günün Telgraf Haber eri Lodos fırtınası nihayet dindi. 3 Motör parçalan- . Ölen yoktur.. İşlınbııl 1 (Hususi) — Üç gündenberi devam eden Lodos fırtınası dinmiştir. Fırtınadan ikisi lmanda ve biri Marmara açıklarında üç kaza olmuştur. Bayram kaptanın idaresindeki bir motör, dalgaların şiddetin- den iki parça olmuş, batmış, ve tayfaları kurtarılmıştır. Kadıköy önünde demirli bu- lunan iki motörü de dalgalar sahile sürüklemiş, — motörler kayalara çarparak parçalan- mıştır. İstanbul Üni- versitesi tedrisatı.. İstanbul, 1 (Hususi) — İs- tanbul Üniversitesi ycdı Teş- rinievel Çarşamba günü sabah- leyin saat onda rektör Cemil bir nutuk irad edecek ve Üni- versite merasimle açılacaktır. Adliye Vekili Sa- racoğlu İstanbul'da.. İstanbul, 1 (Hususi) — Bu- rada bulunmakta olan Adliye Vekili Saracoğlu Şükrü, Meş- hud cürümler kanununun tat- biki dolayısile birkaç gün daha şehrimizde kalacak ve tetki- katta bulunacaktır. Artvin'de yağmur Artvin, 30 (A.A) — Yeşil Artvin Eylülün yirmisinden- beri durmaksızın yağan yağ- murlardan ancak dün kurtul- muştur. Tabiatın bu garip cil- vesi karşısında mahsulünü el- de edemediklerinden dolayı çok acı duyan köylü ve çiftçi dündenberi güneşin — parlak ziyası altında sevinçle çalış- maktadır. külât bizi bu sistemi kulları- mağa mecbur ediyor. Ancak bu külfetlerin hafiflemesidir ki tatbik etmekte olduğumuz dö- viz kontrol sistemini lüzumsuz kılar, Yalnız Almanyanın iktı- sadi refahı değil fakat 70 milyonluk bir piyasanın mev- cudiyetile alâkadar bütün mem- leketlerin refahı işte bu mes- elenin halline mütevakkıftır. Bugünkü beynelmilel para va- ziyetinin bize ağır fedakârlık- lar tahmil etmekte olduğunu tamamile müdrikiz. Fakat hiç- birşey, hiçbir tazyik Alman hükümetini memleketin ve hal- kın menfeatleri — hilâflarında harekete sevkedemez. Buna mukabil Alman hü- kümeti beynelmilel ticaret ve tediye muamelelerinin - hürri- yetini istihdaf edecek beynel- milel müzakerelere iştirake da- ima amade bulunacaktır. Bit- tabi mezkür üç devletin be- yannamesinde de kaydedildiği gibi milli menfaatlerde ayni zamanda gözetilecektir. Eğer üç devletin icraatı neticesinde böyle bir imkân başgösterirse Almanya bunu memnuniyetle karşılıyacak ve mes'eleyi ye- niden tetkik edecektir. Döviz kontrol sistemimiz sa- yesinde mustakar bir ekonomi esasına malik bulunuyoruz. Ve bunu muhafaza edeceğiz. Ge- rek müstahsil ve gerek müs- tehlik için azim bir istifade olan bu keyfiyet döviz kont- rolünün - tatbikinden tevellüd ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: