21 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

21 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K ANADOLU H İhtiyarlıkla mücadele ı'gin ne yapmalı? Fen karşısında ölüm ve bazı hayvanlardaki müşahedeler — ereso: Eğer insanlarda kesilen, ayrılan veya eskiyen uzuvlar tamamlanabilseydi.. Kıyafet derdi Kızınız veya zevce- nizin giyinmesi Insan oğlu ölmez Ebedi hayata kavuşurdu Yazan: Pastör enstitüsünden 8. Metalnikov —-2- Hayvanat zümresi — arasında ölümün bükmüne ve ulvi hay- vanatın fani olmasına mukabil nebatatta, bilhassa yüksek şe- killeri arasında lâyemutluk göze çarpar; bir çok ağaçların asırlar, hatta binlerce ” seneler “yaşadığı vakidir; bunların “fena, sı dai- ma harici tesirlerle vukua gel mektedir. Ne kadar gerib görünse de tabit ölüm sebep ve” şeklini ne- batattan ziyade hayvanatta bul mak müşküldür. Hayvani ölüm lere tabibler ekseriya ihtiyarlığı ölüm sebebi ve şekli addetmek- tedirler. Fakat, otopsi netice- sinde bu şekil altında ölmüş olanlar da daha az veya daha çok fenalaşmış uzuvlara tesadüf mümkün olmaktadır; bunun için de harici sebeplerin icbarile bir | ölüm karşısında bulunduğumuzu ânliyoruz. İnsanlar arasında tabit ölüm şeklini bulamıyan Meçnikof dört ayaklı veya kanadlı hayvanlara müracaat zaruretini hissetmiştir ve bilhassa “arka kemiği olmı- yan İnvertebres , ler arasında tabil ölüme tesadüf etmiştir. Kelebeğin muhtelif uzviyetleri arasında bir fark bulamayınca, Meçnikof bu ölümün mekaniz- masını bizatihi zehirlenme şek- linde tesbit etmiştir. Bu bizatihi zehirlenme, kelebeğin vücüdun- de istihaleden sonra tahassul eden zehirlerden neş'et etmek- tedir. Fakat; bu şekildeki bir ölüme tam manasile ve “tabii ölüm, demek mümkün müdür? Bu ölü- me tabillik, ancak her hangi bir hastalığa veya harici sebebe is. tinâd etmmesi cihetile isnad edilmektedir. İhtiyarlık, tabif ölümün bir başlangıcı addedilemez mi?. Uz- viyet, ekseriyetle tabii şekilde fena bulmazdan evel, ilerleyici bir zayıflık hasebile bazı hasta lıkların ve gayri kabili içtinap parazitlerin kurbanı olur, Bu ihtiyarlama ve ölümle alâ. kadar bütün nazariyelerin kuv- vetli bir mantığı, bunların gayri kabili içtinap ve muhakkak ol duğu merkezindedir. Bununla beraber bu nazariyeler, bu man- tığa muhalif olan * bir hâdiseyi izah etmemektedirler. Meselâ, “arka kemiği olmıyan İnverteb. ris, lerle toprak solucanları için ihtiyarlık ve ölüm biribirinin lâ- zımı gayri müfarikı değildir! Halbuki, bunların da uzviyet- leri diğer hayvanların aynidir. Ayni şekilde hasse, baş, bağır- sak, asabi cümle, erkeklik ve dişilik âletleri vardır. Böyle bir müşabehete rağmen bunları iki- ye bölmek, başını bedenden ayır- mak, kuyruğunu koparmak müm- kündür. Bunlar böyle kesildik- leri zamanda da yaşamakta de- vem ederler. Hem de her iki Salı nüshamızda: Asırdidelerin çok yaşamak ve daima genç kalmak hakkın- daki usullerinden ve Voronof aşısından. bahsedilecektir. parça — hayatiyetini — muhafaza eder ve çok seri bir şekilde ye- niden eksilen uzuvları tamam- laşır. Eğer insanlarda, böylece kesilen, ayrılan ve eskiyen uzuv- larını tamamlamak imkânına ma- lik o'saydılar, hiç ölmezlerdi. Kültüre tabi tutulmuş hücey- zeler en küçük bir ihtiyarlama alâmeti — göstermemektedirler. Bunüu yirmi” senedenberi - sıkı kültüre tabi tutulan hüceyrelerin artma faaliyeti de göstermek- tedir. Su hüveynatı da âyni süratle çoğalırlar. Kırk saat içinde ha- cimlerini “iki misline - çıkarırlar ve birinci sene sonunda - Kar- rele göre - hacimleri on üç ka- tirilyona, yani güneşin hacmin- den fazlaya varır! İşte, bu tecrübelere ederek deriz ki ulvi ha bedeni büceyreleri de ilâ artmak, büyümek hassasını kay- betmezler. Şu halde iki ihtimal karşısın- dayız. Ya, yeni bir mücasir hü- ceyrelerin çoğalmasını icap et- tirmektedir. Yahud organizmde namütenahi — çoğalmayı tahdid eden bir kuvvet vardır. Umumiyet itibarile organizmin hayatta fizik tesirleri ve asabi merkezlerin rolünü hesaba kat- mamaktayız. Fizik kuvvetlerin zayıflamasının sadece bir netice değil, fakat bir çok illetlerin ve vakitsiz ihtiyarlamanın da ge. bebi olduğu muhakkaktır. Bu malümatı elde — ettikten sonra, ihtiyarlık ve — bilhassa vakitsz ihtiyarlıkla mücadelede de, bütün hastalıklara yapıldığı gibi fizik bir aksülâmel vücude getirmek ve tedavi çaresi — lâ- zımdır. En müstacel olarâk yeni istinad bir terbiye, jimnastik usulü kurmak lâzımdır ki bu yeni usul insan- da kendi vücudü üzerine irade saltanatımı — inkişaf — ettirecektir. Tasan ruhunu, bir nevi' — vücud âkimiyetinden kurtarmak ica- bedecektir. Organizmin hâkimi vücud değil, ruhu “Ben, olmalı ve bu “Ben,, de tecrübe ve vu- kuf ile mücehhez bulunmalıdır. Bir çok insanların uzun bir hayata ve genç bir ruha malik olduklarını görüyoruz, bu - biç şüphesiz bir irade, fizik — usulü eseridir. Dünkü daktilo, Bir yıldızdır Rollerinden daima memnundur Çok da kazanır Eskiden, Holivutta en fazla aranan meziyet “Seks-appel,, di. Bu tabire şimdi eskimiş nazarile bakılıyor ve bunun yerine “Gla- mour,, tabiri konmuştur. Bu ta- bir ise, bir kadında mevcud olan her türlü teshir edici va- sıfları ifade etmektedir. En fazla “Glamour, u olan sinema yıldızlarından biri ve belki de birincisi şüphesiz Do- rotby Lamourdur. İşte sırf bu- nun içindir ki, kendisine “Gla- mour Girl, lâkabı verilmiştir. Filvaki bu genç ve güzel yıl- dızı görmüş olanlar, onun, her hangi kılık ve kıyafete girerse girsin teshir kabiliyetinden hiç bir- şey kaybetmediğini takdir ederler. Şimdiye kadar ancak dört fi- lim çevirdiği halde, birdenbire meşhur olan bu genç yıldız kimdir? Bugün her kadının tahayyül edebilecçği en müreffeh bir ha- yata kavuşan Dorothy Lamour Amerikanın cenubunda doğm e- Yıldızlarınkine benzemeli midir? ; Bu husustaki düşünceler Marlen Ditrik ile Katerin Hepburn Hulivudun en iyi giyinen yıldızlarıdır. Bütün kadınlar ve bilhassâ genç kızlar, Holivud dilberleri- ni kendilerine nümune ittihaz etmektedirler. Bu, iyi bir midir? Kocalar, baba veya kardeşler taklid ve haves bundan memnun mudurlar? Bunlar Holivud modalarının istilâsına karşı ne demektedirler? Bu hususta muhtelif şahsiyet- lerin fikirlerini bir Avrupa mec- muasından naklen yazıyoruz: Bir iş adamının fikri: —Ben bu meselelerle meşgul değilim. Sinemaya da - gittiğil yok. Karımın sahnede gördü; bugün tanınmış Dorothy Lamour tur. Tam yirmi üç yaşındadır. O, bugünkü vaziyetine gelme- den (evel bir çok ıstıraplar ve sıkıntılar içinde kalmıştır. “Yeni Orlean, da daktitoluk ettiği sırada bir güzellik müsa- bakasına girmiş ve güzellik kra- liçesi unvanını kazanmıştır. Bu muvaffakıyeti üzerine Şi- kago şehrindeki büyük bir terzi mağazasında mankenlik bulmuş- tur. Fakat tam bu sırada, Ame- rakada iktisadi buhran başlamış ve mağaza kapanınca zavallı genç kız sokakta - kalmıştır. Bunun — üzerine, hâyatını ka- — Sonu 8 inci suhifede — | yıldızların şapka veya elbisele- rini taklid ettiğini ben fark bile etmiyorum. Eh.. Nihayet bir ka- dına, bir oyuncak da bırakma- mal mı?. Bir aile babasının fikri: — Zevcem, şıklık devrinden çoktan çıkmştır, İki kızımdan bü-| bir delilik halini aldı yüğü, sinema âşığıdır. Yıldızların şapka modaları istihalelerini kı- Jacgueline Debbac'de Parisli ştk bir kadın kıyafeti ile tanınmış olanlardandır. zımdan görüyorum. On altı ve on dokuz yaşında bulunan kiz- larımı “Valdem Madmazel, fi minden sonra Danyel Deryonun sadık mukallidi olarak görüyo- Vakıa ben bu vaziyeti güzel ve sevimli buluyorum. — Pa müstakbel zevçleri nasıl b= cak?. İşte bunu bilmiyoruml. Genç bir zevce göre: — Bu anketi açanları kalbi. min bütün kuvvetile alkışlarım. Yıldızlara benzemek bir — iptilâ, Herkes Mârleü Ditrich veya Greta Gar — Sonu 8 inci sahifede — Danyel Derriyö “Maskeli tayyareci,, filminde.. Süsmuş - olduğu zamanlarda pek çok kimselerin canını yakan Danyel Derriyö, “Maskeli tayya- reci, de enfes bir yıldız olmuş- tur. Danyel Derriyö yeniden Ho- livuda dönüyor, diyorlar. Ken- disine: — Doğra mu? Sualini soran- lara: — Yerkcen çıraklığa başlıya cağım. Yeni rolümde 'Sevîfl'ı' mahpus, olacağım.. . Vakıa, şim” diye kadar elli Kadar filimde rol aldım, amma hâlâ kendimdt heves görüyorum. Cevabını vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: