15 Temmuz 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

15 Temmuz 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ 15 Temmuz 1939 Cumartesi : (MHIPI! YAMANLAR KAMPINDA — YURD GÖKLERİNDE DÖRT “17 kiloluk rekor hâlâ kırılamadı BİN KİLOMETRE Maamafih şezlonga uzanıp kartal | Sizi görü gibi İzmiri seyredenler durma- dan kilo alıyorlar 4 nce sapanı bırakıp geldim. Beni, bir uçuruver oğul | Geçenki Türkkuşu uçuşu intibalarından Akşamları mandolin ve kitara seslerine karışan ka- |Bahçesindeki elmaları ceplerime dolduran ihtiyar, seni dın sesleri ta uzaklarda akisler bırakıyor, ka_mp- — ta çok sakin bir hayat hüküm sürmektedir Verem mücadele cemiyeti, mutad olduğu gibi Yamanlar kampını bu yıl da açmış, birçok zayif, istirahat vaya muhtaç vatandaş- ları bir araya, İzmirin bütün güzel Tmanzaralarına hâkim Yamanlar yay- lasına toplamıştır. Denizden yüksek- liği 850 metre olan yayla, milyon- larca çam ağacının süslediği bir dev- lt ormanıdır. ' gidilecek, görülecek bir yerdir. Bayası; süyü Çoök güzel olan Yamân- Tafla Küfşiyaka — arasında 18 kilo- Metre uzunluğunda bir dağ yolu var- dir. Verem mücadele cemiyeti; her yıl Ya Manlar yaylasındaki çam ormanında kurduğu kamp sayesinde pek çok va- tandaşların hayatını kurtarmış, uzun Çalışmalardan sonra yorulmuş olan- ları dinlendirmiş, onlara taze ve yep- Yöni bir canlılıkla işlerinin başına dönmek kudretini vermiştir. Trakya umumi müfettişi general Küzım Diriğin İzmir valjliği zamanın da şimdi İzmir belediye reisi doktor| 5 Behçet Uzun kurmuş olduğu İzmir Verem mücadele cemiyeti, muhetlif faaliyetleri — arasında jik zamanlar Yalrız dispanser faaliyetini göster- Mekle iktifa etmekte, verem hastalı- İ#ihdan korunma ve bu hastalığın te- davisi çareleri hakkında büroşör ve Sazetelar çıkararak dağıtmakta idi. O tarihlerde bir tetkik münasebetiyle At surtında Yamablar Yaylasına çıkan Stneral Kâzim Dirik, B. Behçet Uz Ve diğer bazı zevat, yayladaki müh- İçlif zenginlikleri görerek orada bir kâmp kurmağı kararlaştırmış ve o Yi faaliyete geçmişlerdir. Söylendi- fine göre kamp kurulmadan evvel dt t sırtında yaylaya çıkarak çadır Süran ve orada sağlıklarını kazanan Alleler varmış. Fakat o vakitki tek 'ı*dıııı kamp ile şimdi verem mücade. da *Miyet'nin mümkün olduğu ka- her Közlâ konforlu kampi arasında k halde dağlar kadar fark var. aMp, Karşıyakaya otobüs ve oto SKĞ gaa e ” " Yolla KLD işledi muntazam bi ağlıdır. Yamanlar Köyü ihti h inin müsaadesile köye gi- $me süyundan bir k emir borularla k. meler tesis edil- bir lokanta, bir m " kiler vardır. Tuvalet ma di lerş e "i 3tonludur. Sebebi hem ucuzluğu, ündüzleri hörkes'n açık ha- “hat etmesidir. herkes, kesif gölgeli çam NİN altında ( tânidiklariyle konuşmat MMaktadır. Yaylanın sükü- t etmek- tap ok: Kampta bulunanlardan iki grup beti içinde mütalea, çok zevk'i bir, meşgale teşkil etmektedir. Yamanlar kampında bu sene mü- dürlük vazifes'ni İzmir belediyesi an-| bar memuru B. Atıf Özgiray görmek- tedir. İntizamla, seasiz ve gösterişeiz şekilde çalışan hir zat.. Kampta temizliğe büyük ehemmi. yet verilmekte çadırlarla barakala- rın yanma bırakılan çöp sepetleri her gün temizlenmektedir. 'Yamanlarda hayat: Hi kadın var, Erkeklerin — okseriyetini öğretmen ve işçiler teşkil ediyorlar, İşçiler kampı, diğer ailelerin balan- dukları yerden ayrıdır. Kamptaki, hayat, hem kilo aldırıcı, hem de din- lendirici şekildedir. — Yarım asırlık çam ağaçlarının gölgesi astında A- güstos böceklerinin — şarkılarınden başka süküneti ihlâl eden en küçük bir gürültü bile duyulmuyor. Şehirlerin toz ve mikrop dolu, gü- 1tülü havası yerine burada tam bir ciğerlere İrt |s9künet içinde tertemiz, İkayat yeren, kanı tazeli kolu bir hava esiyor. Kampt: nanlara yatmak için çadır, karyola gibi günde dört defa da ektedir. Bunlar sahan altıları, öğle ve ak: Yemeklerin -mümkün olduğu kadar bol ve çok mugaddi ol- ması da kamp idaresinin en fazla ehommiyet verdiği noktalardan biri. |sidir, Yemek saatları muntazam ve mu- Sabahleyin kamp halkı uyanarak baraka ve çadırlarından çı |kınca ve saat tam sekizde, hafif bir çan sesi, herkesj; kahvaltıya davet |eder. Kampın - lokantasında top nanlar bir taraftan kahvaltı ederken diğer taraftan da muhtelif mevzular| , )üzerinde konuşuyorlar. Daha sonra gazete ve kitaplarını alanlar eöle> 'Yamanlar kampında erkökteri'çok | BĞ Kampta diğer YAZAN: Şahap GÖKSER lll liklere çekilirler Öğle yemeğinden — sonra herkes uykusuna hazırlanır ve iki, üç saat uyur, Bu esnada kamp müdürlüğü, istirahatte bulunanların rahatsiz ol- mamaları için kampta en küçük gü- rültüye müsaade etmez, Saat 16 da çalan ikindi kahvaltısı zili, gene üy- kudan kalkan mahmur kamp sakin- lerini bir araya toplar, Dinlonmiş, kuvvetlenmiş vücudlar, kahvaltıdan kaynaklarına a Kü bir intiba n ;doğra uzanan yolda ilerlerkan bazı gruplar da Yamanlardan çok muh- şem görlünen grubu seyretmek için «Gurup tepesine» — giderler. Genç grüplara iltihak eden kız ve erkek- Wluı'i_ı.ı ellerinde bülunan mandolin ve |kitaralar bu güzel akşam saatların- |da ruhları tehyiç eden bir güzel- likle ses verirler. Bir ağaç altında toplanıp ud çalan gruplar da görünür. Batıyı kızıl alevler içinde bırakan gürup geçtikten sonra kampa avdet yirmi... Akşam yemeği nerede ise başlıyacak... Kampta göce hayatı da çok güzel- dir. Kamp halkı lokantada muhtelif salon oyunları tertip ederek eğleni- yor, dansediyor, — hikâyeler anlatı- yorlar. Gece, kampın har tarafinı ây- dınlatan bir elektrik motörü, durma- dan çalışıyor. Bol-ışik altında dans yerinde saat (28) e kadar danseden |çiftler neşe içinde gülüyor, eğleni- |yorlar: | — İzmir valisi B. Etem Aykut, kampı İziyaret etmiş, orada nasıl vakit ge- diği hakkında malümat almış ve kampa akkümülatörlü bir radyo gön- dermeği vadeylemiş.... Kamp mintakasında içki içmek ya- tenmek sin İzmirden galen birçok | ha D deeen 11-6-1939 pazar günü, Ankara- dan, yurt göklerindeki dört bin k; metrelik turneye çıkarken hepim sevinç ve heyecan — içindeydik. Bu, büyük seyahattte nelerle karşıl: cağımızı nasıl döneceğimizi bilmi yordük.. Yalmız — kuvvetle verilmiş müşterek bir karârımız vardı: Ba- şarmak.. Ümid edilenden üstün bir muvaf- fakıyetle döndük.. — Bütün seyahat yorgunluğunu, bizi karşılamıya ge- len sayın başvekilin ve diğer büyük- lerimizin mütebessim yüzlerinde din- lendirdik.. Başvekilimizi, büyük meş- galeleri arasında meydanımıza kadar get'ren şempati hiasi, kazandığımız muvaffakıyetin en açık ifadesidir. On beş gün.. Yurdumuzun en hey- betli dağlarını, en güzel göllerini, en sıcak sahillerini aştık.. Her gün yeni bir şehirde, on binlerce insanın bizi hasretle karşılamak için bekler bulduk. Burada, Konyanın azami derece bulan coşkunluğunu bilhassa zikret- mek isterim.. Şehri bayraklarla süs- lenmiş bulduk.. Seyahat esmasında gazete ve ajans havadislerini takibe mkân bulamadığımızdan Yurdda bayram sevinci yaratan yeni bir haber mi var? Diye sorduk... Evet dediler; Konyanın bayram var.. Hem nasıl sevinmiyelim.. Ara- mıza kanatlanmış beş Türk kızını da nlarak geldiniz, göklerimizde uçtu. nuz.. Unutmıyacağımız zevkli, he- yecanlı dakikalar yaşattınız. Bunun için sevinçliyiz. Her yerde karşılanışımız ne kadar candan coşkunlukla oluyorsa uğur- lanışımız da ayni coşkunlukla biraz hüzün karışarak şikâeyt ediyorlardı: Bu kadar az mı kalınır? Sizi gün- lerce misafir etmek isterdik. Doyma. dan ayrılıyoruz, gene bekleriz. Bizler gördüğümüz bu iyi karşı- layış ve iyi uğurlayışın gönüllerimize doldurduğu sevgi duygulariyle her Bün başka bir dağın arasında bekli- yenlere kavuşmak için uçtuk.. Bu soyahatte, milli havacılık dava- mıizin, en büyük şehirijden en küçük köylüye varıncaya kadar nasıl şuur- la benimsenmiş olduğunu gördük... İzmir . Konya yolu üzerinde benz'n GA DĞ lll kimseler, kamp hududu dışında ol- Mak şartiyle istedikleri gibi eğlenbi: liyorlar. Kâmpta bir jandarma ka- rakolu vardır. Bir onbaşı idaresinde bulunan bu karakolda jandarma ve bekçiler, güzün her anatinde vazife-| | lerine hazırdırlar. Kampta bulunanların aileleri ef- radı cumartesi ve pazar günleri yay- laya gidip oradakilerle görüştükleri için o günler kampta daha fazla ka- labalık göze çarpmaktadır. Bu seneki kampta muhtelif yerler. de tarhlar, parterler vücüde getiril- miş, belediye reisimizin emriyle bo- saktır. pazar günleri gezmek ve eğ-| lediye fidanlığından çak güzel çiçek- | som — Devamı 8 inci sahifede — ngi a na doğurdu_a kızım, vdiyordu Sağda Nac'ye Toros, solda türnenin haritam YAZAN: Naciye Toro. PİLOT TAYYARECİ yi imizi öpmek İçin nasıl bekleş- tiklerini anlattılar. | Tarlasını, öküzünü, boynundaki |miz sırasında, bütün kaza halkı ve| altınını Hava kurumuna bağışlamak- civar köylülerin hepsi yanımızdan |ta biribirleriyle yarıştılar. ayrılmadılar.. Sevinçten yaşaran göz-| Bir kadın komutanımıza yalvarı |leriyle günlerdir bizi kucaklayıp, tay- — Devamı 8 inci sahife Şşundan-Bundani! Servetini fakirlere da ğıtan Lord Viliam Maris yahut yeni ismiyle Lord Muffild belki de zamanın en büyük insaniyetperver adamıdır. Şimdiye kadar iki buçuk milyar frank &gibi muazzam bir serveti büyük bir görüş ve isabet ile tevzi etmiştir. Şimdi de askerlerin rahatı, istirahatı ve eğlenceleri için iki yüz elli almak üzere indiğimiz (Çivril) kaza- & bu'hakikatin en canlı örneği oldu. Jorada 4 saate yakın kalış müddeti- / milyon frank vermiş bulunuyor. Lord Muffildin bu yeni teberrüünün emilletin sesine, gönüllülerin vermiş olduğu ce n> mülhem olduğunu bizzat söylemiştir. Lord ldin çok şayanı dikkat bir hayatı vardır . ndan bir zaman evvel Vil!lam Morisin Oksfordda küçük bir bisik- letçi dükkâm vardı. Yavaş yavaş ve adım adım otomobi! sanayiine girdi . İngilterede ilk defa olarak küçük halk otomobili çıkaran Vill. ara Morisdir. Orta tabakadaki İngiliz ailelerinin birer otomobil sahibi olmalarını mümkün kılan Lord Muffild bugün İngilterenin en zengin ve en âlice- nap şahsiyetleri arasındadır. Çocuklarını evde yalnızbırakan analar İngilterede Doverde iki genç ans, gece çocuklarını yalnız bırakarak ıstırab çekmelerine sebebiyet verdiklerinden muhakeme edilmişler ve hapse gönderilmişlerdir. Bu iki anadan biri Floronce Mary Goddard, diğeri de Nora Stevart- dır, Her biri üç y hapse mahküm olmuştur. Yalnız bırakılan 6 çocuktan en küçüğü 11 aylık, ve en büyüğü altı yaşındadır. Analarının bunları geceleyin sık sık yalnız başlarına terkederek s0. kağa çıktıkları ve gece yarısından sonra döndükleri şöyle anlatılmış. ır, Müfettişin biri sant 9,80 de mnasını çağıran çocuklardan birinin feryadını işitmiş ve evi nezaret altına alarak madam Goddardın saât 1145 de ve Madam Stlevartır da saat 11,50 de eve avdet ettiklerin! görmüştür. Müfettiş madam God istlevab eti zaman kadın buy işe ehemmiyet vermediğ'ni söylemiş ve çocuklarını yalnız bırakıp çık tığından evde onlara bakacak kimse bulunmadığını itiraf etmeitir. Dovorde Prenses caddesinde oturan madam Kathleen Vilson her ge- ce sast 11 den bire kadar çocukların haykırışlarını işittiğini söylemiş ve bu hususta şahadet etmişi Madam Goddardin kocasının fenalığından dol dam Stevartın müstemlekâtta askerlik eden bil renilmiştir. Neş'e iade edilebilecekmiş Fransadan gelen bir habere göre, Lionlu meşhu: evamlh araştırmalar netico: n ayrıldığı ve müa- ün karısı olduğu öğ- paykanalist her hangi kaybolan neşeyi ! bulmuştur. 115 gizli volcu yakalardı Bükreşten yazıldığına göre ;RI'H İ vap 5 giz'i b. bir hastal, yatın bir çilvesinden dolay iade edebilecek refleksoterapi Mautal usu geçenlerde Köstenceden hareket eden olecu tutulm pürunun — 450 15 gizli y u İstanbulda anla « Çek ve Alman 1 mülteellerin ürlsuz yolcu hak cuların yolcusu; lmaştır. Alâkad |den tt 3 bulund olan © lümat istemiştir. l yol pur Köstence yüzerek yahnt kayıklarla vapura gittikleri, geceleyin de gemiye okukları anlaşılmış

Bu sayıdan diğer sayfalar: