29 Ağustos 1906 Tarihli Balkan (Filibe) Gazetesi Sayfa 1

29 Ağustos 1906 tarihli Balkan (Filibe) Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAKİKAT KUVVETİ Ne acayibdir? Şu alemde herkes hakdan, hakikatden, kendi doğruluğundan bahs eder olduğu halde hakikat kadar acı, hakikat kadar muhakkar bir şey de yokdur. "Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur" derler. Bu çok doğrudur. Fakat ne olursa olsun dünyada hakikat kadar ebedi bir kuvvet yine yokdur. Sözün kadr ve ehemmiyetini yükselden, bir söze bin kılıcın, bin tüfenkin haiz olmadığı kuvveti bahş eden hakikat yani doğruluk değil midir? Demek olur ki sözün tesiri doğru olmasında, hakikat olmasındadır. Bir vicdansıza, bir müraiye vicdansızlığından, haksızlığından biraz bahs edersek, ekseriya hırslanır. Bu hırslanmak sıkılmaktan, müteessir olmaktandır. O vicdansızı sıkan hakikatdir. Nasıl olursa olsun haiikatin insana derece-i tesiri kat'idir. * * * Şu mukaddimeyi ityandan maksadım, hakikatin, doğruluğun, hak tarafdarlığının derece-i tesirini, kuvvetini anlatmak içün ufak bir misal, halden bir misal arz edeceğim. Gazetemiz Filibe'de intişar eylediği ve Filibe'de yaşadığımız içün diğer kasabalara nisbetle sebeb-i mahvımız olan kötü halleri, müslümanlığa yakışmayan şeyleri en ziyade burada görmemiz tabiidir. Biz burada dört aydan beri hüküm süren ve Filibe ahali-i islaamiyesini, Filibe'nin eşraf ve mu'teberanını, ashab-ı namusunu me'yus ve makhur bırakan müftü meselesinden beri öyle şeyler, öyle vicdanhıraş rezillikler gördük ki bu haller karşısında insanın müslüman olduğuna değil insan olduğuna nedamet edeceği gelir. Aman Yarabbi! Beş on kuruşluk na-meşru' bir maaş yeya diğer bir menfa'at-ı hissiye hatırı içün Allah'ı, dini unutmak, mukaddesat-ı şer'iyemizi bir takım Bulgar partizanlarına çiğnetmek, taşıdığı kisve-i peygambereden olsun haya etmeyib, sarığı belinde, sopası elinde din kardeşleri üzerine kelb-i akur gibi saldırmak, ah neler görmedik ki?!.. Bu kötü haller karşısında bir müslüman gazetecisi gibi hakikat-i hali, doğru gördüğümüzü müdafa'aayı vazife bildiğimiz içün bize adüv olan salifü-zzikr partizanların en şerirlerinin yüzümüze karşı yere bakub gıyaben irtikaba yeltendikleri bayağı, mübtezel intikamlar cidden şayan-ı mütala'adır. Allah'dan, peygamberimizden değil dünyada hiçbir şeyden utanmamağa yemin etmiş ve bir iki Bulgar müteneffizanının iltifatına mağrur olan bu imam kisveli partizanlar, Filibe ahali-i islamiyesinin hukuk-u mukaddesesini müdafa'aaya çalıştığımızdan dolayı bizden ahz-u [..] içün ne yapsalar beğenirsiniz? Geçen pazar günki mitingden sonra bazı mutaassıb, cahil Bulgarlara matbaamızı tarumar ettirmek içün [-sayfa biti-]

Bu sayıdan diğer sayfalar: