11 Ocak 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14

11 Ocak 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OL, musiki molasında etili bir nâğmedir. Muhteşem rast maka- mı, tantanalı bir ahenkten sonra, bu nâğme Üzerinde karar verir. Bu itibarla sol notası, musiki ehil ve erbabı arasında pek regli âkin bâtrl itikat sahipleri, bu keli- meden pek Meler Hattâ işlerinin ag gitmediği gün — Galiba bu sabah, sol tarafımdan kalktım. Diye, kabahati sola bulurlar. Sokakta giderken kadınlar/ erkekle- sa sol mı bul rin sağında mı, yoksa solunda lun. malıdır ?.. Senelerce bie enli ga hâlde, bu mesele hallolunma: Sol ellerini Wi anlar, nb (solak) denilmesine kızarlar, Karşıların- dakilere derhal (sa > Beş ee? kalkışırlar... r eli meyd Bi; ad an verilmemek için, traize) ai icat iştir. eçtikçe SE ki (sol), . Galiba ş; artık ondan izel da, tlden AE girmişt izim ihimizde, a kelime pek seal Ancak, İBN ilânından a, li, sik aları ve fırka mü- siyasi is Yİ sonra işitil- altı emma ırlık Osmanlı tarihinde pe mânayı ifade eden bir (istemezük!..) kelimesi vardırki, o pek müthiştir. u kelime ilk dehşetini, (Fatih) in henüz on sekiz yaşında, ilk tahta çıktığı d ksel bu , ge mevkiinden deviri aldı seferinde, Yavua bile, ça- di dırının etrafında aynı kelimeile haykıran Yeniçerilere zorlukla mukabele edebil- mişti. (İsi güğüm sana en kunç bir silâhı uştu. ütün e ve ihtilâller, gi tek kelime ile ifade ediliyordu inci Sultan Osman, bu kelimenin dehşetli uğultuları arasında Yedikule klenerek orada feci bir şekilde ölüme mahküm edildi. Sultan İbrahim de, Topkapı sarayının duvarlarını sarsan (istemezük!..) nidalariyle, taş bir hücreye kapatıldıktan sonra, cellât Ki Alinin yağlı kemendi altında can verdi. ncü Sultan Mehmet, Üçünc Üçüncü Sultan Selim aynı nidalarla Otahtlarından yuvarlandılar. nn: lar. Sultan Aziz ile Sultan Hamitde Fikir sdesesiyle geçmiş gün: 35yıl evvelki İstanbula gelen ilk elekir. m2 imali Dolmabahçe iyiki önünde.. r şey bize, ardan, oruda kalkmaya Kaplarıkten sonra gir GERME,Gi) ana ek TARİHİMİZDE (SOL) aynı silâhın zoruna dayanamâdılar. güz oldukları birçok şahsi müdafaa kuv lerine rağmen mem J hdmi ehşeti karşısında, itaat ve inkiyada mecbur kaldılar Bu Kaltrlede her türlü ni kıran sihirli bir kudret vardı. Padişa bile onun karşısında mağlübi ediyorlar, hattâ e: yetleri bile onun eler kurtaramı- yorlardı. Topkapı li orta kapısı yanın. daki çeşmenin önün. EL olan (İbret taşları) nın kanları bir türlü kurumuyor- du. Bu bodur sütunların üzerinde, hiç bir zaman vezir başları eksik ol SEdİ, ray kapılarında, kan pıhtıları içine” sırıtan kesik kelleler,- hep o te k g Ro > 25 AR -B e B p 2 Ahmet paşi SY pare İl Selliğ Osmanlı tarihinde, iki kuvvet hüküm sml iade? a biri sağ, digeride sol'- du. Sağ, Hükümdarı; erkânı- nın hayat, ikbal ve saltanatlarını ii eden (entrika) idi. o! a, Bm J A, ik dikilmişti tafa paşa, bu bula kadar geldiği hi side bu müthiş silâhın zoru karşısında, gizlendiği barut mahzenini ateşliyerek hayatını feda etti Az kalsın, İkinci Sultan erer da aynı akibete kurban Di vey versinki, artık bu & usanmış. olan milletin e dırdı. O günden itibarende artık (iste- mezük!..) kelimesi, tarihe karıştı. gayri memnunlarada daima (sol) da yer vermiştir. Meşrutiyetin ilânından sonra, tarih bir daha tekerrür etti. İtt e be- ceriksizlikleri karşısında tenkitlere baş- layanlar, derhal (gayri m ei tâbi- riyle tavzif edildi. Bu, açıkça (solcular) demekti. Artık bu tâbir, türlü şekillere gir. meye başladı. yeni işe haini) gibi sıfatlar atıldı. biidir ki, bunların a çlişi Birine nd de vardı. ba, - kirli sarığını bir sırığın z Aca ucuna takarak ve çize apdâalı peşine © Siler Yıldız Sarayına gidip Sultan Ziya ŞAKİR Hamidi yea Vi ortak etmek edeyfi redendi, Buda Ni peri RddlİRbiLE diydi ?. alırsa bizde solculuk, her şhur tarafından, fahiş bir surette istismar edildi, Fakat bunların (solcu) lukları, doğ- rudan doğruya şahsi ihtiraslarından iba- retti. Bunların arasında, Mizan gazetesi sahibi Murat ile Prens Sabahattinde Bi Gas Lâkin bunların (solcu) luk- ları, hiç olmazsa ilmi (tez) lere istinat ediyordu. 31 Mart vak'asından sonra a 1 culuk, alıp yürüyüverdi. İstibdat di Ee senelerce Tina ve Terakki cemiyetinin Manastır şubesi idare ed ralay Sadık bey, ül. sinirini Fill r k iddialarına rağ- Arnavut ihti rlariyle birleşti. sabittir ki, bu hususta çekinmedi en samimi arka ayaklarının altına almaktan Mami unlar hakkında, henüz (solcu) tâbiri iile imdi ted Yalnız li my iktifa ediliyordu. rak Cumhuriyet devrin- de GELENİ ler, bu tâbir ile tav- sif edildi. Ve o zamandan itibaren de, e a gitmedi. N Pip Fethi bey en nutuklarında : — Biz solcu değiliz! Te Ça müdafaa etti. bugün solculuk, gitgide kor- Mü 1 ii ekil alıyor. Bozguncu, baltacı, Ve vatan ihaneti mânasiyle bile tefsir r. Halbuki gün geçtikçe, dünya y ehemmiyeti kalmıyacak. Tarihin büyük hâdisesinin arifesinde iken sağ, sol mü- A ENE mânasız buluyorum. N 'ardır, sol; var olan hakikattir ve onun tak e ileriliktir. BİEN ni /

Bu sayıdan diğer sayfalar: