25 Ocak 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

25 Ocak 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ş m. 3 R baktı. Sonra kasketli ve sırtlan yüzlü | A arkadaşına: KATAR kA Nr iy İY Aİ a re erimeyen KUP PA VAZ mi İçini çekti: Tirende Bir Konu ma — Sorma, dedi. Allah bu Ofisi Ş kahretsin! Kâfir, köylünün ekmeğine yağ sürüyor, Şunu köylüden 18 e al- Mehmet Turhan TAN masa, ben böyle 22den, hattâ 25den, ZUNKÖPRÜDEN tirene bindim. £ madılar be kardeşim! Taş, taş üstüne (Ve hattâ 27den toplamaya mecbur Kompartımanları bir bir gözden (koydular, ağır ağır sivrildi. Kederlen. ( olmayacağım. Vallahi bugün Ofis çe- geçirdim. Nüfusu günden güne azalan (o me birel Biz de zengin olacağız». Ha ( Kilsin, köylüden 5 e, 3e toplarım. öksüz Edirneden İstanbula akan bu (o diyeceğim şu ki, bu sefer de elimde > Ufunet dolu iş mevzuundan usa- tiren: pek tenha... Nihayet pencerenin — biraz küflü fasulye daha vardı. Faik (narak, eğlence âlemlerinin yollarına kenarında, karşılıklı iki kişinin otur- ine suratını astı. Beş yıl evvel, Sul, | Saptılar. Eleninin pansiyonunda 17lik duğu bir kompartıman bulabildim. tan Selimin dibinde anlattığım hika- ( dilberlerle geçirdikleri, iyşü nüş âlem- Dokuz saatlik yolculuğu, iki eğreti (oyeyi tekrarladım. Çürük fasulyeleri lerinden dem vurdular. arkadaşla fikir mübadelesi yaparak (o süreceğime kani oldu. Bir ara kahverengi paltolusu ba- geçireceğimden memnun bir çehreyle bürü, dört ucundan perçinli, (mâ paketini uzattı: kompartımana girdim, Paltomu çenge- o lâvhaları yerinden sökebilecek kud- — Merhaba efendi, dedi, yak bir le, şapkamı ve çantamı (file) ye fırlat- (o rette bir kahkaha tükürdü. Sonra sağ sigaral Kusura bakma! Çok dalmıştık. tım. İki yolcu, bir üçüncünün girdiği- - eliyle arkadaşının pamuklu omuzunu — Kullanmam! i nin farkına varmadılar. Kompartıma- Oo çökertircesine yumrukladı. Sol elile Bir gazetecinin soğukkanlı olması nın muhtelif köşelerine serpili, mana- (de, göbeğinde yarım daire çizen, ço- ( lâzımdır. Fakat, fazla oturamadım. sız yazıları okudum. ban köpeği zinciri kalınlığındaki altın o Paltomu, şapkamı kaptığım gibi diger ki Sigara tebliği tecrit edilmiş gköstekle oynuyordu: kompartımana geçtim, Burnumda hâlâ ğ tirende; hâlâ, «yolcuların yerleri kirlet- — İlâhi Ramazan, dedi. Çok yaşal ( Oranın boğucu havası, kulaklarımda ; Bari bu sefer fasulyeleri sokabildiniz O müteahhitlerin ulumaları vardı. mi Devlet hazinesini, devletin koy- . ? — Elli tonu gitti. nunda beslediği kurtlarla anlaşarak 2 — Nasıl, bildiğimiz gibi mi? nasıl soyduklarını, nasıl sömürdükleri- < şöyle böyle, yarısından (Di; beşyıl evvel on parasız gezerken; ji fazlası işe yaramaz. bugün nasıl binlikler. gevelediklerini, 1 — Yamansın be dostum! kahramanlarımızın kendi ağızlarından — Elimde bir kaç ton daha var ( dinlediniz. Bunlar, zamanın ameli ha- — de onları nasıl sokacaksın ? Oyat (üniversite) sinden mezun yeni Ka engi opaltolu müteahhit, (çarıklı erkânı harp) lerimiz... çi vitrinlerde “etketin okuduğumuz za- ğ l man gözlerimizi dehşete boğan cins- vi e e 2 ten kıravatını düzeltti. Bir memur i - memeleri rica olunur» gibi acayip Pİ- O aylığı tutarındaki ipekli gömleğinin e lâkalar asılıydı. Sigaramı ayağımın © ; yakasını sıvazladı ve tilki gibi sarı 4 topuğu ile söndürürken, tiren ağır ağırj gözlerile muhatabını ezerek: yürüdü. Gecenin buğusu ile silinen — Ali beye fisladım, söz verdi, Uzunköprü istasyonundan ayrılarak Waka din sürecek, dedi, on i karanlıkları delmeğe başladı. Beni MU merinosa (*J patlar gayri, Gi havere çemberlerine sokmayan hodbin Cebinden, Amerikan menşeli yal- GR arkadaşlar; tirenin hareketiyle beraber dızkaplı bir sigara paketi çıkararak 7 seslerini yükseltiler, Kompartımana arkadaşına zati Turnalar geçiyor dizi dizi, . girdiğim zaman fısıltı halindeki ko- ak be ağaml Geçen hafta Hatıralar nasıl geçerse hâfızadan. vi nuşmaları iyice semizleşti. Kahverengi imali gelen İngiliz gemicilerinden Hatıralar nasıl hatırlanırsa! <DEK paltolu, çatık kaşlı, sivri burunlusu; / aldım, 2lira paketi... Yüz paket kadar Buz v tulum peyniri kadar ekşi bir Rumeli | pir şey bulabildim. Kırkınıda Ali o şivesiyle: « beye yolladım, Malüm ya, küflü fasul- i S — Ha bire Cemal, dedi, hiçunut- — yelerin hatırı. Turnalar geçiyor dizi dizi, 3y mam, kırkta (1940) taydı. Üç Şerefeli — Değer doğrusu. Yüz ton çürük, Turnalar ümitten birer kafile. İ ; Sultan Selim camiinin karşısında dur- O küflü fasulyeyi mübayaa ettirecek; Turnalar götürür mü acep bizi? ki muş düşünüyorduk. Ha, şu fasulye © eh eh eh! LE j işinde ortağım Faik var ya; dilini Tiren küçük bir istasyonda durdu, a yutmuştu. Parasızlıktan nutku tutul- Kahverengi paltolusu camı silerek, muştu. Ben ondan daha beterdim. istasyoncuğun duru ve donukışıkları Dizi, dizi... ği Söylemesi ayıptır, pabuçlarımdan par- altında uyuyan buğday ambarlarına Yenik pu iklimde çaküt oi | maklarım dışarı uğramıştı, Elini tuttum: Mermer Ellik igabes erir erke e «Faik bire, dedim. Şu camiyi SÖ daki keçilere kinaye, keçi ile koyunu ayıramı- rüyor musun? Bunu bir günde yap- © yanlar tarafından takılan ad... v © Ferda GÜLEY 202 a AM SL er “a Vr iğ eği e üğ SDU

Bu sayıdan diğer sayfalar: