10 Mayıs 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7

10 Mayıs 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SARHOŞLUĞUN TEDAVİSİ Prof. (E. Erati) den Kemal MÜDERRİSOĞLU E tıp âlemi,” bir gün insan- oğlunu zehirliyen içkiye bir çare bu- lursa, bu, dünyanın en fazla sevine- ceği bir hâdise olur. Bunu tıp fenni, yakın bir istikbalde başaracağını umuyor. Hastalık, sarhoşluktur. Öyle bir dert ki, insanlık (ideal) inin en büyük düşmanı... Bugün sadece Amerikada 2.000.000 sarhoş vardır ki, bunların 600.000 i tamamiyle şuurlarını kay- betmiş (alkolik) lerdir. Amerika Sıhhat Vekâletinin yap- tığı resmi istatistiğe göre bugünkü belsoğukluhu, romatizma, kalb ârıza- ları, asabiyet, akıl hastalıkları, kan- ser, tüberküloz ve böbrek hastalık- “ları, hülâsa en müthiş âfetler içki yüzünden gelmektedir. Şimdilik en iyi ve tesirli tedavi usulü, bir ayyaşın içkiye olan sevgi- sini nefretle karşılaması için «mazi- deki acı hâdiselerin hatırlanması» yle tatbik edilen telkini şekildir. (Boston) hastahanesi başhekimi Dr. (Fred M. Meyer) şu (metod) u kulla- nıyor: İçki müptelâsı, karanlık ve kü- çücük bir odaya konulur. Odanın içindeki tek masa üzerinde çeşitli içki şişeleri... Hastaya karışık (pilokarpin) ve (efedrin) enjeksiyonları yapılır. Sonra hastaya hangi içkiyi alacağı sorulur. Birkaç dakikada hasta, ye- rinde duramaz, oturamaz hale gelir. Bu vaziyetin içkiyle hiçbir alâkası yoktur. Hastanın akli durumu artık bunu kavramıya müsait değildir. Yedi gün müddetle bu tedavi muvaffakiyetle hastaya tatbik edilirse artık hasta içkinin kokusunu bile duyamıyacak bir duruma girer. Bir sene sonra bu tedavi hastaya birkaç defa daha tatbik edilirse, bazı müte- hassıslar hastaların tamamiyle salâh bulacakları kanaatindedirler. Dr. (Meyer) in iddiasına göre, makül içki hastalarının yüzde 70i bu tedavi ve teşhis sayesinde iyileştiril- mişlerdir. Diger taraftan Dr. (Fritz Kant) diyor ki: «Kat'i olarak bir içki has- tası üzerinde birçok mütehassısın tat- bik ettiği teşhis ve tedavi vasıtasıy- le tam bir muvaffakiyet elde etmeği, , yaptığım tecrübeler neticesinde im- kânsız görüyorum. (Vaşington) hastahanesi başhekimi ise, Dr. (Meyer) in teşhisini teyit ve takdir ediyor ve hastanın hangi se- bepten dolayı içkiye müptelâ olduğu anlaşıldığı takdirde kendi kontrolu altındaki hastalardan bu sayede 100 de 50 sinin tam bir salâh bulduklarını söylüyor. (Vaşington) doktorlar cemiyeti, bugün, içki müptelâlarına her türlü nasihat ve yardımda bulunuyor ve ilâçlarımı veriyor. ta RAMİ ENR adına Dr. (Timan) diyor k eangi Römanı okusam? ( David Koperfild ) David Koperfild), her hangi sahada eki olsün, çöcüğuh İstismarına karşı bir nın bir mar hüsüsiyeti vardir * Eser önün kendi ha R bir aydinlik. içinde kâv- ranmaşı İçi n İngilterenin (Balzak) ı denilen Mein) in çocukluk günlerine “doğru eğil- çar rd Dikkens) 1812 de doğdu. Bu devre bir intikal devresidir. Zirai İngiltere, sana- yileşme yolunda gitgide gelişme yolundadır. Nitekim, Tik buharlı Kek 1819'da imalâtha- nelerde görünmüğe b şlar. Bir zaman sonrâ, 1830 da ilk akomot. Pat in çe hâyret çığlıkları arasında, yollarda makinerin zaferini ilân eden a arasta harökete ge- çer. Artık şehirlere i akını başlayarak köyl tenhalaşacak, $ ehirler iştlan dereceles rini n bir insan dia in akınına uğraya- caktır. Bu 19 u Asır tam < (liberalizm) ve (burjuvazi) ahdini Herkesin (ideal) i. zen- ginleşmektir. (Liberalizm) in kazanmak uğru- na her m iyi bülan inancı, yaşlı kadın- ukları da sanayide hizmete çağır- makta Sediimiyeea tir. İmalâthanelerde 12-13 sâat çıkrık dön- düren 6 yaşında minimini işçilere. rastlana- caktır, Fakat bü hali kimse protesto edemez. Devre, (liberalizm) in felsefesinden süzülerek putlaştırılan «bır. apsın, bırak çsin* edası hâkimdir. (Dikkens) küçük yaşta (libe- ralizm) in sanayide en kötü istismarlara ses bep olan; fazla kazanç hırsının kurbanları arasına girdi. Bu aci tecrübe de; şaheser ei fidanlık v Babası (Con Dikkens) eee açtığı «Genç kizlar mektebi» nin borçları yüzünden hapse girince, küçük (Dikkehs) kardeşlerine ve anasına bakmak zorunda kalmıştı. Bütün ev işlerini görür, boş vakit bulunca hapisha- neye, babasını Ziyarete koşardı. On bir ya- 03 «Biz insanlık (ideal) ini yükselt- mek ve hayatı bir insan olarak ya- şamanın yollarını ve Sırlarını göster- mek yolunda Allahın sevgiyle çalı- şan hizmetçileriyiz.» Bir de, kötülük kutuplariyle be- raber iyilik kutuplarına ve teşkilâtına malik memleketler önünde , kendimizi düşünelim : Başkaları, içki iptilâsını kökünden kaldıracak maddi ve ruhi tedbirler düşünürken, biz, devlet eliyle imal edilen içkilerden tonlarla içiyor ve tek teselli olarak kendi kendimizden geçiyoruz. Hepsi bu kadarl.. sia ANEL. şında, uzak akrabalarınin, (Lamer) lerin si- gara imalâthanesine çırak olarak girdi. Or da sigara kâğıtlarını yapıştırmak, Hakleri bağlamak ve etiketlemek işlerini yapardı. İşinde ilerleyip çıraklıktan kurtolunca, pat- reklâm « Küçük (Dikkets) ecâmekânda oturarak kendisini, gelene geçe- ne, şekerlerini yiye yiye (burunlarını cama yapıştırıp bakan Mmâhalle çocuklarına seyret- tirdiği bugünlerin atılarını ömrünün sonuna kadar unutmadı. Öyle bir alçalma duygusiyle yaralı idiki, hiçbir şey saklamayan bir mizacı olduğu balde, bir zamanlar canlı rFeklâmlık ettiğini karısından ve en yakin dostlarından bile gizledi. Bu yüzden (David Koperfild) i yiğağldan önce büyük tereddütler geçirdi. Bu tereddüdün baş düğümünü çocukluğunun utancı ği” ediyordu. rar ve larıdı sbirağ birer yakalay çocuğa karşı duyulan merhametin ihmale uğ- radığı ö er ii devrini bütün müesseseleriyle mahküm eden şaheserini meydana David Koperfild) babasını kaybeden ve anasının fena yürekli bir adamla evlen- mesine şahit olan bir öksüzün hikâyesidir. . Bu adam, (Hurdston), çocuktan euçalmak için zalim bir müdürün idaresindeki tebe lığa verilir; öradaki işi şişelerin üzörine etiket yapıştırmaktır. o Anasiyle babasının ölümü ve işindeki hafif değişiklik istisna edilmek * şartiyle, kes) ın hayatinım bir benzeridir. soüuna do gruş e) de (Dikkens) gibi muharrir olacak (David ölür) 1 in başlıca muvaffa- kiyet sebeplerinden biri, birçok oküyucular tarafından (otobiyografik) hususiliği gözönün- de tutularak, ona hayali değil, yaşanmış bir tecrübenin doğurduğu bir çoğuk apolocyası haysiyeti verilmiş olmasıdır. Vecdi BÜRÜN

Bu sayıdan diğer sayfalar: