12 Temmuz 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10

12 Temmuz 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NİN. Ömer Hayyam : İlâhi anlari ne sen Mi ne de ben Bu m 1 eğ me sen şölenle e de ben Sri a gerisindedir; perde çiereüra ne sen kalırsın, ne de ben ... Onlar ki, fazl ve edebe bol ve tekrar uykuya dalıp gittiler. ... Ey gönül!.. “Gi bilmepeyi isi muvaffak olamıya- Edebiyat tarihi HAYYA eş Hicri 450 sula- e devrini tamamlamış kabul edebiliriz. vel vie A şh dünyaca tanınmış Şark ve airleri arasında, en yyam, ilk gençliğinden sonran Horasan kıtasındaki meşhur beldeleri geziyor; Belh, Buhara, Merv gibi ilim mer- kezlerini dolaşıyor, Bağdada kadar uzanıyor, hattâ bir ri. Hac borcunu da Hayyam'ın zamanının arasında sayılmaya başlamıştır. Selçu- ki Melikşah, meşhur Bağdat mülk, İslâmın en büyük mü- tefekkirlerinden İmamı Gazali ile muharebeleri vardır.Bilhas- sa (heyet), (tıb) ve felsefe ile alâkası derin Melikşah (Selçuki) nin tak- vimi ıslah'için memur ettiği rübailerindendir. İlmin ağır 10 Na mm İİ eme caksın!.. Akıllıların nükteli sözlerini kavrayamıyacaksım!. Gel sen, burada, yakut renkli şarap ile kendine bir cennet yap; Zira cennet dedikleri ye. re ya varacak, ya varamıya- caksın!.. ün ki, bir gün ruhtan ayrılacaksın!.. Ve fenanın es. eksi i nereden gelin Gi iç şa- abı! Ve mademki nereye aş yek bilmiyorsun, “zev- kine bak!., ... Yer yatağında, uykuya dal- yenleri görüyorum RUBAİYA'T Prof. Ş$. Ü. bahislerinden yorulduğu man arasıra söylediği rübai. ler k gözalıer olmuştur. DG © Üz limeler, gayet itina — epi; miş ve mânayı tamamen kav- ramıştır. Kâinat muamması en şüpheli ıstırap- larını -aksettirdiği için aynı nasipsiz ıstırabı çeken büyük bir insan kütlesine hitab et- da ihtilâf Ti Kendine isnad edilen birçok rübai, İbni Sina, Ace ullah Ensari ve Ebu Said gibi diger rübai lerim aittir Mühtelif yazma ve matbu eserlerde, Slüinllü ire dan 1200| e ka. dar rübai isnad edilmiştir. Fakat yapılan tetkikler neti. cesinde ilk zikredilen rakamın hakikate daha yakın tl; zannedilmektedir. e Hayya evvel vefat etmiştir, Mike Dir da si İmamzade Mahruk'un türbesi Son Za- türbenin nakledilerek r âbide inşa edil- Hayyamın şiirindeki ruhi seciyeyi ve muhteva kiyme- tini, hayatının sair safhala- - beraber bundan sonra göreceğiz. Prof. Ş.Ü. EŞİL: (Promete) — Eskiden görür. lerdi, ama adli görürlerdi. Es- kiden işitirlerdi, ama ne işittik- lerini anlamazlardı, Rüyalarmızda- ki hayaller gibi, uzun zaman, her şeyi karmakarışık bir hale geti- rirlerdi. Güneş altında tuğladan evleri «tanımıyorlardı. o Tahtayı Güneşten uzak rinden ayırabiliyorlardı. Bir şey- ler yapıyorlardı, fakat düşünme- den... Nihayet ben onlara, doğan ve batan yıldızlara dikkat etme- nin çetin sanatını öğrettim; Hesa- bı, bu harikulâde “bilgiyi onlar için icat eden im. Ayrıca harflerin terkibini, (Müz ) lerin annesi “ve 'âleti olan bu hafıza yardımçısını ben buldum. Ve ben en vahşilerine kadar hayvanları boyunduruk altına almanın sihrini Zincire Vurulmuş Promete) Yazıldığı ve temsil edildiği tarih meçhul olan bu eserde, K ünyanın isçi sk löteslikini Güya (Zeus), iebeltikamisda Mardi Ni âsi (Titan) ları kahrettikt. sai ö künü klein. i stemişti. O zama (Promete),” (Titan) ) lar arasında tek şahıs, — karşı durmağa karar verdi. (Promete), ilâhların kıskançlıkla “sakladığı ateşi gök- ten çaldı ve yeryüzüne indirerek ondan bütün sanatları doğurdu. (Zeus) vk zincire vu te bu tablo, (Eşil) in gözönüne sermek İste- diği en derin ruh ukdesi olan (Promete'nin ; ıstırabı) levhasıdır. Başlangıçta (Promete), (Zous)- kızlarına, “yaptığı iş ve güttüğü gayeyi anlatan si satırları, eserin rühünu e çiz dan sonı Mü (Promete) evlâdı, (Herakles), (Promete) yi kurtarmağa teşebbüs ediyor. (Pro- mete) bu yüzden (Herakles) in kendi hürriyetini (o kaybettiğini yorgunluklardan ben, gerdunelere, dizgin altında itaatlı atları koşdum. Atlar ki, rurun ve çevikliğin örnekleri... Denizler üstünde tayfaları gezdi- ren yün kanadlı arabaları icat eden benden başkası değil... İşte faniler için bütün yaptıklarım, bulduklarım, bulüştarduklarım... hiçbir çare bulamıyor! ZİNCİRE VURULMUŞ (PROMETE) Salih Zeki AKTAY — etin, (Promete) nin, kendisini teselliye gelen Okyanus kızlariyle, Okya- nusun kendisine, dâvasını ve gayesini o anlattığı (satırlardır. Eserin belkemiği diye göstere- o parça... Bu parçada bütün bir ilim ve müşahede humması, eşya ve hâdiseleri saran kanunları (fethetmek ( hamlesi, Ivi bir mefküre halindestecelli etmektedir. İşte Garp1.. ölçüsüz öfkesi (Zeüs)u-kızdırıyor; babası, gi zere riyor. (Promete) göklerin; haber- cisine hakaret ve onun tehditle- riyle alay ediyor. gi hak- e ve eikleteliimesdii ayıplarkeh us) birdenbire ele yıldı. rım gönderiyor “ve (Promete) 'ile > ye e kayayı yakı kre ing — Promete), başka akn z iran . ibda 1 i mi esind. sekeri Sn ve.ulvi; ii. ma ilâhların kümdur. < — kendi kendine meydana çıkan nefsani ve keyfi “ceberut, o devrin, mutlak hayr, mutlak adalet ve muğlak kudret halinde bir ilâh a ne kadar uzak olduğunu gösterir. Büyük ve ulvi vasitier. ikinci deremele ki bazı ilâhlara ve alelâde insa lara daha a yakıştırılmıştır. (Eşil), bu masalda, işve eserin acıklı kanunlarını ve hazin mes- ye göstermek istemişti anlığa ilmi, faydayı v. e iyiliği eötireieki “ steyen sözde ilâhın, bizzat mahküm : edildiği acılar, terakki've kemalin yalnız ıstırap ve asına 8 alına- VE ei ilân eden müthiş bir Idir, İşte eserin mevzüuyle fikir belkemiği | Salih Zeki AKTAY

Bu sayıdan diğer sayfalar: