12 Temmuz 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3

12 Temmuz 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Evvelâ saygı ve müsamaha Şimdiye ka- dar ismini an- cak kitap ve nâzariyede gördüğümüz, fakat tatbikat- ta en ufak bir eserine (o bile rastgelmediği- miz hakiki bir demokrasya inkılâ- bına girişmiş bulunuyoruz. Çeşit çe- şit partiler kuruluyor, kanunlar tâdil ediliyor, tek dereceli seçimler yapılı- yor. Ve daha bunlar gibi demokrat ei Aya gelişmesini sağlayacak bir- çok ferah ve ümit verici tedbirler. Bunların hepsi iyi, hepsi güzel bag Tek partili rejimler yüzün- eskidenberi alıştığımız çok kötü bir itiyadın hâlâ aramızda devam et- ” tiğini gönen hiçde iyi bir tesir hasıl; etmiyor. Memleketi dilediği şekilde idare etmek inhisarını elinde: bulunduran iktidar partilerinin, bütün fazilet ve meziyetleri kendilerine hasrederek, kendilerinden ( olmıyanlara © şüpheli gözle bakmak, etrafa çamur atmak âdetinden artık vazgeçmeliyiz. De- mokrasyayı kabul etmekle, şüphesiz, medeniliğin bu en tabii lâzimesini de yerine getirmek ye kar- şılaşmış bulunuyor Meşrutiyet al sonra, idare başına geçen bütün iktidar partileri kendilerini dev aynasında görmenin ii ğu korkunç, hattâ gülünç bir benlik buhranına tutula- rak tereddi etmişlerdir Bu inhiraf yüzünden bizde mu- vafakat, daima vatanseverdir, hami- İm ni Jsve Hedef : Allah Belânı Versin ! Ne köt Nimetlerin bir elde birikmesi ! Halbuki Allah, Onları bütün kullarına bağışladı. Nimetler dağıtılırken Bir nasip yolu vardır. Amma Onları ellerinde tutanlar, Hakkı unutanlar, Tıkıyorlar pay yollarını; Ve yıkıyorlar, Sağlarını ve sollatını. Hürriyet de bir nimet; Onu benden nasıl esirgersin ? Birşeycikler demem sana Allah belânı versin 1.. Kâzım Nami DURU yet sahibidir, her şeyi bilir, her işte muvaffak olur, hatadan salimdir, ka- rarlarında daima haklıdır, âdildir, ze- kidir, hattâ dâhidir! Evet... İnsan- üstü bir takım yüksek vasıflar ki, iktidar partilerinin en cahil, en ah- lâksız,. en: budala mensuplarında bile bol bol vardır! Buna mukabil, kendilerini tenkit cüretinde bulunan en namuslu, en vatanperver, en zeki ve muktedir vatandaşlar da dahil olmak üzere bütün muhalifler, ya vatan haini bir alçak, ya menfaat düşkünü bir ah- lâksız,. liyakattan mahrum bir cahil, fena kalpli bir hilekâr, yahut elinden iş gelmez bir sersem, bir budala İktidar partilerinin bu kaba | ve hoyrat benlik dâvasından, dar kafa- lılığından, itiraf edelim ki, memleket, telâfisi imkânsız çok büyük zararlar görmüştür. Muhalefetin bir fenalığı görülmüş ise, bu her halde iktidarın bilerek veya bilmiyerek memlekete yeri fenalıkların yanında hiç kalır. kafa, bu sakar zihniyetle ha- ii eden iktidarın, muhalefeti aşa- gılaştırmasından daha tabii ne olabi- lir? Hakikatte bazı kötülük hâdiseleri ve münferit vakalar dışında, bizde muhalefet, daima mağdur ve mazlum vaziyette kalmıştır. Onları bazan ümitsiz teşebbüslere icbar eden de yine, iktidarı elinde bulunduran tara- fin hak tanımaz, müsamaha bilmez, tenkit « ve en korkan ta- hakküm ve zoru olmi İktidarın Deli ses hodgâmane sarhoşluğu içinde, her işte olduğu gibi insanlık fazilet ve meziyetlerini de inhisara aldıkları ci- hetle, teşkil ettikleri küçük. akalliye- tin haricinde başka fazilet ve liya- katlerin mevcut olabileceğini . havsa” lalarına bir türlü sığdıramadılar. Bilâkis, iktidarın bütün vasıtalariyle muhalefetin üzerine hücum ederek bin türlü hile ve desiseyle onları bednam.etmek, mahvetmek yolunu tuttukları görülmüştür. Bu hareketlerini haklı göstermek gayretinden (o kurtulamıyan iktidar partileri, muhalefete düşman. olmadık- larını, ancak, samimi ve namuskâr bir tenkit ve muhalefete her zaman taraftar. olduklarını halka daima tek- rar edip durdular, Fakat, Meşrutiyet- tenberi hiçbir muhalif partinin yaşa- madığına bakılırsa, memlekette mu- vafıktan başka namuslu vatandaş bulunmamak” icab eder ki, bu netice müthiştir. Hayırl.. Bu âdi bir de- magocyadır. Türk vatanını dolduran milyonlarca vatandaşın vicdan ve (A lo “ ahlâkından e etmeğe kimsenin hakkı yoktu İçine meni çalıştığımız demok- rat hayatın ilk şartı, fertlerin hak ve hürlüğü kadar, vatandaşlar arasında görmek istediğimiz karşılıklı saygı ve müsamahadır. Bu olmadıkça ha- kiki bir demokrasyanın teessüsüne inanmak için sebep kalmaz. İşlerin tanzim ve idaresinde, ten- kit ve 'müahazelerin iktidarı hedef tutması, onun aynı zamanda birçok mesuliyeti yüklenmek: mecburiyetinin tabii bir neticesidir. Bu itibarla mu- halefet ve tenkitlere müsamahâ gös- termek, bilhassa iktidar partilerine düşen bir vazifedir. Nitekim muhale- te e bu salâhiyete malik olduğu nı. vazife ve mesuliyetlerle Tapa İçi kan ağlayarak tenkitlere ya- rım yamalak tahammül göstermekle, şuurlu bir saygı ve müsamaha ârâ- sındaki farka talibiz! Adesenin gözüyle her hafta bir iş ve hedef: (Büyük Doğu) fotoğrafçısı di. yor ki: Sokaklarda pislik... Mektep talebesi- nin bakışında boşluk... Davarlarda seçim lis. teleri... Halkta bezginlik ve ümitsizlik.

Bu sayıdan diğer sayfalar: