16 Ağustos 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16

16 Ağustos 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i (iğ TÜRKEE e LÜGATÇEMİZ Dilimize girmiş ecnebi keli- meler; ve karşılıklarının ne ol- masi Vie ereisi iği : Karşılığı mep- cut: Almak, tatmak, taah- hüt etmek... Bunu kullan- mtyacağız / Angaje Şi Tam “Türkçe- ngarya leşmiş kelime. Ansiklopedya şeklinde Türk- çeleştireceğiz! Karşılığı: An. laşma... Bu Ansiklopedi Antant kelimeyi kul- lanmayacağız! Aynen alıp Anten halk şivesine Karşılığı: Baş- lık... Bu keli- meyi kullan- mayacağız! Antet Tam Türkçe- leşmiş kelime... Sezal Eski zaman... Bu telimaği 'KüF lanmayacağız! Karşılığı: Se- vimsizlik... Bu kelimeyi kul- e, Antika Antikite A e ek na a varmi lan Za GİRL ll lal > e 2 — 3 Antipati Antisepsi Türkeleyirmek lâzım... Küreği Bek- leme odası. Bu kelimeyi a Antişambr re alip e farkıyi Apandisit Türkeleyirek daki şive ii kına göre kul- lanmak lâzim.. Apartman m 7x E i Apaş mal, Pa lanmayacağız! Karşılığı; Tat- bik... Bu keli- meyi kullan- mayacağız. Aplikasyon Felsefe tâbiri... Apriyori Bu - kelimeyi kullanmayaca» ğizl Dilci GİSİZİNLE BAŞBAŞA“ BU ŞEHİR Görmeden, yedi tepe üzerinde Kurulmuş bir şehir tanıdım; Büyük annemin dilinden. Büyüdüm, yedi türlü felâketin Kaynaştığı bir şehir tanıyorum; Gözlerimle görerek. Ve seneler sonra; Bir şehir duyacak mıyım? Adı; Pompei ve Herkülanum'larla yanyana... Ellerimi, göklerin namütenahiliğine kaldırıp “Sen kâdirsin Allahım, diyebilecek miyim ?. Seza UMURKENT BAHAR Taşıdılar körpe kuşlar kanatlarda hevesi, Bahar ufku, hulyalara bir sevgili nefesi. Ümit yüklü cıvıltılar, rüya dolu tomurcuk, Sabah kokan ağaçlarda sallanıyor bir çocuk. Akşam olur, güneş batar, ufuk yollar bir gece, Mehtap ile sevişirler kimsesizler gizlice. Âşık olan ayrı çalar her mevsimi sazında, Gönül ister neş'elenmek baharında yazında... Çiçeklere âhenk olur renkler içinde sarı Bir karakuş, bir tomurcuk müjdeliyor baharı!.. ÖMÜR Kuşlar gelir eri e Ve, saadeti getirir bize Allahın göklerin. Allahın klerinden... Kuşlar gider Pi Ve, ümitler götürür bizden Allahın göklerine, göklerine... F. BULVER Seni Beklerken Elbet bir bahar akşamı Geleceksin, Yıldızlardan Mısralar düşen bahçemize, İşte o zaman, * Öğreneceksin Kuşların neden cıvıldaşmadığını Ve güllerin solduğunu... Nihayet Yudam yudum içtiğim “ Ağrının sonsuzluğunu * en, Sen' yokk. Sadettin ÇULCU Burhanettin ŞAVLI SEVİNECEK İNSANLAR Bulutlar egibi ben de, Dua edeceğim Tanrıma. düşecek avuçlarına. Meçhül meyvalar Sevinecek insanlar. Esad TOZKOPARAN Yarın Gene bugün olduğu gibi Şüpheyle karşılayacağız yarını. Ellerimiz merhamet dilenecek h'dan. ele tesaliri bekliyeceğiz, Uzaklardan Belki Ni ga Annemizin babam Me Belki ölü doğacak çocuklarımız... Lâkin ne çıkar, tahammül ederiz buna da İnsan değil miyiz ? Etten kemikten?.. Zahit ÖZAK Sahib ve Memis Necip Fazıl KISAKÜREK “BÜYÜ Ku Neş. Müdürü: Kâzım Nami DURU Ci Yün ve nl kadi müdürü : Fethi KARDEŞ D O U İdare : Acımusluk So. No. 15 Cağaloğlu. İİ li mili! ' yele Horoz Yıllık abone : 12 Mira — Altı aylık : 6'lira — Üç aylık : yok İLÂN KA BU L E EIM EZ Bizim el sıkışımız Evet, bizim el sıkışımız ne kendi kendimize uyar, ne de Garp muaşeret kai- delerinel.. Garp muaşeret edebince el sıkmanın kai- aş sıralarsak bu nok- ı gayet iyi anlarız: evvelâ, o yaşça veya mevkice büyük ola- nın el uzatması beklenir. Bu hareket vaki olmazsa, küçük, elini uzatmaz. 2 — Bir kadına asla el uzatılmaz; ancak kadın elini uzatırsa mukabele edilir. 3 — Akran, yahut ak- ran vaziyetine yakın bulu- nanlar arasında, evvel ve sonra el uzatmakta mahzur ren Kalabalık bir mu- hal herkesin çepçevre ve ayrı ayrı elini sıkarak bütün bir merasim sıkıntısı do- gurmak mânasızdır. O kala balığın mümessili veya ev sahibi mevkinde bulunanın elini sıktıktan sonra umu- mi bir selâm bu vazifenin yerine geçebilir. 5 — El sıkarken muba- lâgalı tavırlar ve gülünç eğilişler çirkindir. Karşı- sındakinin elini çok yük- sekten veya çok aşağıdan sıkmak çirkindir. Karşısın- dakinin elini, hususi bir se- bep yokken dakikalarca kendi eli içinde hapsetmek çirkindir. e Karşısındakinin elini, çok hafif ve kibirli bir temasla veya çok kuv. vetli ve sert — tarzda ME mak çirkind 6— Eldivenli kadın, is- ter kadına, ister erkeğe e asla eldivenini çıkar. ma 7 — Eldivenli erkek, el sıkarken mutlaka eldivenini çıkarır; sıkışık vaziyetteyse af diler. 8 — Kadınların eli sıkılır. ken, ancak tutulur ve hiçbir kuvvetli temas tatbik edil- mez. Bunlar, işte herkesin bil. diği, yalnız bizim bilme- diğimiz Garp muaşeret ka- ideleri... Bizimkinin ne ol. ması gerektiğini göreceğiz. Neslihan KISAKOREK

Bu sayıdan diğer sayfalar: