18 Nisan 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12

18 Nisan 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dan birinde Paradi... Pa- adi ne demektir irin Şii ADEBAŞI tiyatroların- bilir misiniz ? onun en ucuz, fakat ma ve NM mâna- siyle en Sekiz Buraya Yirmi Bü kuruşa Yâni bir (kuş gözü)“ haddinizse girin! ne candarma, ne Fakat daha ata- orasını yalnız âzasına mahsus bir yer zannedersiniz. Hakikaten oraya girenler, ha- vada :pelerinleri uçuşan bir Senato âzası ven omuzlarına yah ceketleriylr, ie ve ta- adla genizinde saklı müş- terek bir ruh ve msşrebe ME iirümelebdir alışkın adımlarla reddütsüzce yerleşir Tıyatro ja aş zaman Paradi, ortasında iki çukur parlayan bir sürü ka- fanın bir at şeklinde istif edildiği esrarlı bir mah- keme (jüri) sine benzer. e bir mahkeme ki, Oradaki yüzlerce kafa tek bir baştır ve yüzlerce insan aynı manevi vücudu un, birlik yâni tiyatronun damına yakın bir mevkie oturtulmuştur. nd herkes, yüzü sah- neye doğru, değişmeyen bir- kaç hareketten ibaret dar bir oturuş öç an sıkışmış, kan ter içinde o un başlaması- nı beklerken, başım döndürüp hür Paradiye kmak benim için bir zeyktir Kimi sahneye arkasını ver- miş, kimi Paradinin balko- vi sk hay km sarkıtmış e oldukları için güzel ve hâlistirler. Bakarsınız, yeli sıcak- tan bunalan birisi ceketini çıkardığı gibi omuzuna vurur. âfi gelmez, Bu sefer m eek eğer varsa fanilâ- çıkarır, Bellerinden de esasem o görünmeyen GL Ahmet Abdülbati'den bu mahlükların yukarısı tam bir in Analarından böyle doya bu çocuklar» böyle > kai ve öldükleri zaman da böy çırılçıplak ölürler. Askılarını çrplak tenleri üzerinden çaprazvari geçirir- er, kollarını göğüslerinin üzerinde okavuştururlar ve beklerler. Bir kıvılcım kadar ufak e parlak gözleri ateş emmi leri gibi havada, bir ora bir buraya, m erir çizer. Kulakları, en hafif çı- tırdıyla sesin geldiği akk dönüveren cins ar. a kulakları gibi, mıtdahışında sansin. bu- lan hassas bir Mr alener. Burunları (vis) t büyümüş, esrarlı bir a gibi uzun ve iştihalıdır durmaz dinlenmez men Kas A ağızların çiğn Sakız leble bisi ve fıstık ibi İçtikleri de bardak bellrinden ndı Den ebilir ki, hayatlarının hemen her kısmında bu şeys lerden başka yiyip içecekleri bir şey de yoktur. Fena ve mr > mührü yüz- I cede keskin hatlarla Pei Gıdası işte dar yükselmişlerdir ki, otururlar ve tepede öyl emrederler : — Oyu n başlasın ! Bu ei evvelâ meçhul kahramanlar gibi şerefli sahi- bi belli olmayan hafif bir Bir hikâye ayak patırdısı, yahut küçük bir ıslıktır. Peşinden yırtıcı, paralayıct ıslıkların; ulumalar, kişnemeler, malar, tepinmelerin; sıra, Ne mle ve ba tülerinin birbiri sıra akını nde böyle oldu. Pa- perde açılır açılmaz meydana, küçücük bir sahne ve bu sah- nenin arkasın güya bir prensin ağaçlıklar arasındaki şatosunu gösteren uçuk, kötü, gülünç bir dekor çıktı. Paradi hükmünü verdi : — Yuu, yuu!. Bahçey bak! Şato... Hayt şato... ceresinde bayrak da Kulislerden pırıltılı Paradiye kadar uçmak ister- cesine havada bir kere zıpla- dıktan sonra elini çenesine yakın bir yerde durdurarak ve hastalıklı bir sesle olması lâzımgelen bir yaşladı. hemen ve de Pen- Paradi birbirine girdi. Ar- tık ogöğüslerden ne olduk- ları anlaşılmıyan karmakarı- şık savtlar fışkırıyordu. Para- di kelime esaretinden kurtul- nuş, heyecanlarını ses infi- lâklariyle ifade devresine gir- mişti, Paradi hayran mıydı, yoksa nefret mi ediyordu? İkisi birden. Paradi sevgisine ol ne ; ve nefretten hayranlığa, haki- kalten alaya ve alaydan faci- aya doğru, üzak iki hiskut- (©j. Z at- ayana beyacanlarılar en pe yüğünü tattırır. O, yalnı heyecan için yaşar ve barik vermesi k kei bir hey ecan duyması kâfid tekim o gün de öyle olülm. a bu heyecanı duydu ve çocuklarından birini Tela etti. Kanto yn kadın şar- kısını bitirmiş “ve perde aşa- ğıya doğru mİ yavaş inme- başlamış u, Kadı ın, sahne- oyunun RAL lğn everansımsı bir vaziyet yapışık kısmından bir hırıltı duyuldu — Sen > ne sandın be aval! daha herkes başını se- sin geldiği tarafa döndürecek kadar vakit bulamadan hava- da makas gibi bir vücudun aş aşi sılı kaldığı ve küt Koy sahney ye düş- tüğü görüldü. Vücut tam ka- dının ayakları dibine düşmüş- tü. Sahneden müthiş bir toz bulutu kalktı. Kadın, oksijenli saçlarını kavrayarak kireçli yüzünü geren iğrenç bir kor- kuyla donup ka İmişt tı, Kendisini yukardan atan sürüklene kadar g abanarak kalkrigii ri gibi bir hareket yaptı. Beceremedi. Başını yat- tığı yerden Paradiye doğru kaldırdı. Yüzlerce baş, ortala- inden Dirse kleri burkuld koyun im üzerine bıraktı. Ağzından bo- n kan, şıp şıp, GARI piyanonun üzerine akıyo O anda tiyatro birbirine uşakla inen- mek isteyenler. koşuş mi şenler, Moi Be söğüşenler. anda boşalmış Kapıdan çıkarken gözlerimi süzerek bu man gd ye bir dram (finalini ibi baktım. Yanıbaşımda bir oi i olmuş ya Ne diye bük Yi sersem Paradiden ? — Bilmem ki re Atla- yamazsın diyen bir arkada- şiyle iddia mı eti ne?

Bu sayıdan diğer sayfalar: