18 Nisan 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3

18 Nisan 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(C.H. P.)nin al- tı okla gösterdiği altı yol ağzında bir an duralım: 1 — Rejim Cumhuriyet ol duğu halde, onun birinci şartı ve icabı olan mille- tin hâkimiyeti ve bürlüğü esası ha- yatımızın dışında kalmıştır. Elli sene evvel Abdülha- mide karşı açılan hürriyet odâvası bugün tersinden tek parti sistemine ve zihniyetine karşı mücadele halin- dedir ! 2 — Vâkıâ, prensip olarak halk- çılık kabul edilımiştir. Fakat, tatbi- katta halkın hak ve menfaatleri daima ihmal edilmiş, yakın zamana kadar ne işçinin, ne köylünün, ne fa- kir tabakanın ihtiyaçları lâyıkıyle dü- şünülmüş, ne de âmme vazifelerinde halk en ufak bir kolaylığa ve saygıya lâyık görülmüştür | Görüyorum ! Ben ki, Dağları keklik, kırları kekik dolu, Toprak yolları kıvrım kıvrım, Kıyıları erik dolu, Mis kokulu gülleri; Çileyen bülbülleri; Bereket ocağı Ve nimet bucağı, Yerler gördüm! en ki, Irmaklar gibi taşan, Dağlar, ovalar aşan, Gükriyen, sağnak gibi, Sınırları bekleyen, Zaferlere zafer ekleyen; Diye bir şey öğrenmiş, Nefsini kökünden yenmiş Neferler gördüm. Ben ki, Bugün yetmişe dayadım merdiveni; Elli yıldır merdivenden çıkanı ve ineni Gördüm ! Ve neler gördüm! Bir de bugünü görüyorum | Çiğnenmiş köpekler — gövdemi Kaldırımda sürüyorum Mezarım daha ilerde mi * Ve yürüyorum ! Görüyorum | Kâzım Nami DURU 3 — Milli benliğin iki ana kayna- ğı dil ve tarihtir, Böyleyken m gerçek tarih levs ve çirkinlik içinde gösterilmek suretiyle maziye karşı gençlikte husumet ve istihkar hisleri uyandırılmağa çalışılmıştır ! Öte yandan dil ıslahatı namı al- tında, vicdan birliğinin en kuvvetli bağını teşkil eden Türkçe parçalana. rak evlât babanın, baba evlâdın di. linden anlamaz oldu. yetçilik denildi ! 4 — Lâiklik; Dinin, dünya iş- lerinden ayrılması demek olduğu hal- de bu malüm esastan ayrılarak, sinsi ve teşvik edici bir ihmal ile dinsizlik hâlini almış. lâakal, ahlâk ve mukad. desata karşı lâubalilik, hürmetsizlik şekline girmiştir. Bünun vicdanlarda hasıl ettiği boşluk Millet Meclisinde akisler yapacak kadar derin ve şü- müllü oldu. 5 — Devletçilik: Gayesi bakı- mından iktısadi sahada adalet ölçüle- riyle halkın refahını sağlamaktır. Böyle olduğu halde. devlet, tamakâr bir tüccar zihniyetiyle halkla reka- bete girişmiş; inhisar vaziyetinden istifade ederek, işine, ekmeğine mâni olduğu halkı, hazine menfaatine istis- mar yolunu tercih etmiş, tasarruftan uzak bayaa ie halkın sefaletine e olmuştur ge ri İçtimai bünye- nin ei ihtiyaçlar ve zaruretler çer- çevesinde şuurlu bir dinamizma ile hamleler : yapmasıdır. Halbuki işleri. mizde inkılâpçılık, satha ait basit bir şekilcilik derecesinde alelâde bir tak- lit ve fantazi idrakinden ileri geçeme- miştir. Buna da milli- Adesenin göziyle her hafta bir iş ve diyor ki : İşte bizde asrt dilencilik usülü!.. . GZI Asırlar boyunca garptan ayrı bir köke, uzun bir tarih ananesine malik Türk cemiyetinde inkılâbın tezatlara düşmemesi, kat'i hamlelerle gelişmesi için fazilet ve âhlâkın meşalesini vicdanlara rehber edecek küvvetli bir imana ihtiyaç vardı, Ancak, bu imandır ki, her türlü yalandan, mür- railikten, sefil ibtiraslardan ruhları yıkiyarak bizi fikrin hakikatine eriş- tirebilirdi, Halk Partisinin, inkılâp esasların- da bu kadar derin ve feci tezatlara düşmesinin başlıca saiki, kendi bünye- siyle fikir ve prensipler arasında veh- det, insicam ve ahenk temin edecek bu iman yokluğudur. Camiası altında daima zıt fikir ve kanaatlerin cünbüş ettiğini gördüğü- vecdini ruhunda duymadığı için, tabiatiyle maddi te- sirlerin nüfuzuna ehemmiyet vermiş, şahsi menfaat bağlariyle birleşmiş Kısır bir zümre tesanüdü kadrosuna baş vurmuştur. Memleket işlerini bu dar görüş zaviyesine göre yürütmenin mesuli- yetini tarih düşünsün !,, Fakat, şahıs hırsı ve hodkâmlığı yüzünden göste- rilen kötü misallerin ahlâk üzerindeki tesirini kim giderecektir ?) Her yolun bir nihayeti, her inkı- lâbın- bir gayesi vardır, Prensipler tam değer ve ölçüleriyle tatbik edil. medikçe gayeye varmak mümkün müdür ? Altı okun ucunda altı yol... Evet; bütün yollar Romaya çıkar; doğru! Fakat, o yollar bazan ne uçurumlara ulaşır ! hedef: (Büyük Doğu) fotoğrafçısı Bazı gazete ve çiçek satıcıları...

Bu sayıdan diğer sayfalar: