18 Nisan 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14

18 Nisan 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hele zamanlardaki harp mağ- lubiyetlerimizden doğan sıkıntı- lar, Kırım muharebesinde, omalüm7 devletlerle elde edilen ittifakın neti- celendirdiği galibiyet yüzünden fe- rahlığa dönmüş; ve halkta, devlet erkânında ve padişah ve sarayda bir rahat arzusu başlamıştı, Böylece bir ferah, inşirah devri açılmış oldu, Kırım muharebesindeki ittifakın sebep ol- duğu siyasi, idari, askeri, içtimai te- maslar (birdenbire memleketimizde Avrupa medeniyetine karşi bir tema- yül ve yaşayış tarzımızda bir yenilik merakı kaz Ape arba uygun bir tar yaşanmaya ve yalıları, köşkleri, von aki yaptırırken, hem mimari, hem de tefriş tarzı clarak Avrupa usullerine intibak aranmaya yol açıldı, Alafranga sofralara, sazlı ve sözlü şaşaalı ziyafetlere heves, işte bu tarihten başlar. Bu hevesin eserleri her gün biraz daha ziyade ışıldadı ve bir zamanların helva söoh- betlerine bedel, Beyoğlu ve Galata taraflarında çeşit çeşit GAM eğ- lence omüesseseleri ; -; başladı, Hele 1273 ve 74 senciöiiide Nişantaşında sarayca iki defa tertip- lenen sünnet ve zifaf düğünlerindeki Da Pa DİN R 19 uncu ASIRDA İSTANBUL harikulâde şehrâyinler ve eğlenceler, halkın zevk ve eğlence öne büsbütün revaç vermiş oldu; ve böylece milletin cismine bir sefahat illeti yapışmış olarak vaziyet Lâle Devrini aşacak bir mikyas kazanmaya doğru gitti. EĞLENCE YERLERİ (Onüçüncü Hicri Asırda İstanbul Hayatı) isimiyle yazmakta olduğum bir seri yazıda, İstanbul halkının zevk ve eğlence tarzını, velev üstünkörü bir tarzda, gelecek nesillere bildirmek iekeğiğini için, o zamanki eee ve sıl ne gibi zevk şekillerine rağbet göster- diklerini iki fasla ayırarak belirtece- ğim: Behçet Kemal her tarafı gezip Necip Fazılın kazanmaması için faaliyet sar- fediyor; acaba muvaffak olacak mı?» «Parti idare heyeti (jüri) kararını bozmak gibi görülmemiş bir vaziyete düşebilir mi ?> Bu mevzuda Parti umumi idare heyeti erkânı ve mensuplarının sözleri Faik Ahmet Barutçu : ( Genel sekreter muavini ) — Bu işe asla siyaset karışamaz | Mesele, bugünlerde toplanacak olan idare heyetinin işidir. Tahsin Bangoğlu : bürosu reisi ) ( Halkevleri — benim büromdan geçmiş ve gereği yapılmış olarak Genel Sek- reterliğe verilmiştir. Başka bir şey bilemem! Mehmet Emin Erişirgil: idare heyetinden ) — Parti idare heyetinin kararı ze eğ hayalde bile yer yoktur. ti Atuf Kansu: (Eski genel ( Umumi eti imdi de bir şartname işi mi çıkmış diyorlar, ne? Memduh Şevket Esendal : genel sekreter ) — Ne bu, ne şu, azizim; tenbellik !., İçlerinde bir de Bakan bulunan hükümet erkânından bir kaçının sözü : (Eski sadece — e bir skandala imkân ve ihtimal dele ei ! Nihayet Perşembe günü umumi idare heyeti toplanıyor; ve âzasından hemen hepsinin imkân ve ihtimal gör- mediği hâdiseyi imzalıyor ! Çocukları bile güldürecek bir-mantık oyuniyle bir şartname babanesi icat ederek, ararını (jüri) nin suratına çarpıyor. İşin “içyüzü? şudur ki, Parti umumi idare heyetinden hemen her ferdin mutlaka tasdiki icap ettiğinde mütte- fik olduğu karar, ilânıma takaddüm eden ilk günlerden itibaren birdenbire başlangıçta ustaca idaresini mümkün kılmadan en son dakikada, her şey olup bittikten sonra zuhur edivermiş, dünyanın neresinde olsa artık tevil ve idaresine imkân birakmıyan vaziyet böylece insanoğlunun olanca mantik ve cür'etini iflâs ettirici mıkyasta tepetaklak edilmiştir ! Zira: «1940 dan sonraki eserler, 1940 ın hulülün- den sonraki eser demek değildir de, 1941 den sonra yazılmış eserler de- mektir | !l» Her şeye rağmen Necip Fazıl, sadece bu mevzuda, Parti umumi eyeti âzasından hiç- birinde - hâlisiyetsizlik, samimiyetsizlik ve her emr ve telkini kabul vaziyetin- den başka - hiçbir güna suç ve ka- behat bu'mamakta, yâni kendilerini mazur görmektedir. Be - De No Balıkhane Nazırı merhum Ali Rıza Bey — İstanbulun seyir, seyran ve eğlence yerieri, tarih kitaplarında yazılı oldu- ğu gibi, Lâle Devri kahramanı Sad- râzam Damat İbrahim Paşaya ait umran devrinin bakiyelerinden ibaret- tir. İbrahim Paşa, mesirelerin ve tanzimine pek çok himmet sarfet- miş ve Haliç, Üsküdar ve Boğaziçi muhitlerinde, (Nevbünvad), Ferah), (Mirâbad) ve buna benzer isimlerle birçok kâşane vücude getir- mişti, Çırağan yalısını, Sâdâbâd kas- rını, Çağlıyanları, ilk olarak İbrahim Paşa düşünmüş ve yaptırmıştır. Sefa- retle Parise giden Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet efendi, Parisin (Pale Ruayal) denilen parkları hakkında İbrahim Paşaya birçok tafsilât vermiş, Paşa da bu tafsilâttan haylı faydalanmıştır. Şimdi burada geçmiş zamanlara doğ- ru bir başımızı çevirelim : Çırağan yalısını ilk olarak yap- tıran İbrahim Paşanın öldürülmesi sene geçer geçmez şehit edilmiştir. Üçüncü Selim'den sonra İkinci Mahmut, tekrar yalının tamir ve inşası işine girişmiş, fakat tamam- lamaya muvaffak olamadan Çamlıca'da vefat etmiştir (Devam edecek) Eski Balıkhane iHazırı Se rütbesi rica» linden merhum Ali Rıza Bey, başlangıcından Meşrutiyet seriyi ve merhum kelime saleleştirerek ( Büyük Doğu ) ya ver- miş Bilhassa tarih noktasından küyük bir hâdise... bulunuyorlar . içtimai üslübundan dinliyeceksiniz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: