18 Nisan 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

18 Nisan 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

G Evvelâ şahsını, sonra bütün Doğu âlemini kur- tarmasi, daha sonra da çepeçevre yeryüzüne ve in- sanlık kadrosuna sahip bir kurtuluş ifadesine var- ması için Türk milletine bir yol vardır. G Bu, şimdiki emmeli. <3 Türk inde ME Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! . Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak : Durun, yer üstümüze inecek tepemizden, Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden ! * Çekiyor tebeşirle yekün hattını âfet; Alevler içinde ev, üst katında ziyafet! Durum, durum diyorlar, buyrunuz size durum : Bu toprak çirkef oldu; bu gökyüzü bodrum ! Bir şey koptu benden, şey, her şeyi, tutan bir şey... | Benim adım bay Necip, babamınki Fazıl bey; Utanırdı, burnunu göstermekten sütninem, Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem. Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina ! Evde cinayet, tramvay arabasında zina | Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil, Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil! Ve kanun, kumardaki dört kıralın buyruğu ! Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu ! Geçenler geçti seni, uçtu papucun dama, Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma! # » s Öttür yem borusunu, öttür, öttür, borazan ! Bitpazarında sattık, kalkamaz -artık kazan! Allahın on pulunu bekliye dursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul... Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa ! Kubur faresi hayat, meselesiz, şe iz; Heykel destek üstünde, behi hum desteksiz. Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç. Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte Hiç Bülbüllere emir var: lisan öğren vakvak Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan ! Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde ! Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde ! Mezarda a babamın iskeleti, Ne yaptık, ne yaptınız mukaddes emaneti ? Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap! Bir şapka; bir eldiven. bir maymun... ve...... Topyekün eser, ucuz bir dekor ak Mkü, Ve kurtuluş, çıkmaz ayın son çarşambası... İecip Fazıl KISAKÜREK | ala ş istemek gibi bir şeydir : Kafdağının tepesindeki z pzıp cüsseli kar parçası kendi üzerinde döne döne eş dağın bütün kar mevcudu derecesinde işecek, nihayet koskoca Kafdağını dize getirici bir azamet kazanacak... Hayaller içinde, bu, en ham en kdba olanı, öyle mi? © Halbuki, giy içinde en olgun ve en ince bir tanesi de var : Türk milleti, bütün tarih boyunca kaderinin Müzeliri ihtar ve ifşa edişleriyle meydanda olduğu gibi, ya olunca her şey olmaya, yahut ola- münde, Türk milleti için, arslan maiyetindeki kara- kulaklardan biri olmaya mahsus ikisi.ortası bir mu- vazenecik yoktur. O, bizzat arslan gibi, ya orman- ların hâkimi, yahut Iagfeslerin mahkâmu kalacek ; birinci halde karakulaklar onun sığıntısı, ikinei halde de, o, karakulakların maskarası diye yaşa- yacaktır. © Demek ki, bizim kendi kendimizi, kendi dar ve pek hudutlu çerçevemiz içinde dahi kurtarabilmemiz I için, bağlı olduğumuz dünya parçasını da beraber kurtaracak ve o dünya parçasının bütün yeryüzüne üstünlüğünü gösterecek bir kudrete ulaşmamızlâzım... Yâni biz, dünya çapında kurtarıcı olamadan, bu çapta kurtarıcılara mahsus bir hamle ve hazırlık sahibi bulunmadan, bu küçücük zatımızla bile kar- tulamıyoruz. © Evvelâ şahsın , sonra bütün Doğu âlemini kur- tarması, daha sonra da çepeçevre yeryüzüne ve in- sanlık kadrosunda sahip bir kurtuluş ifadesine var- ması için Türk milletine gereken yol, er girift, en mahrem, ve en iç kavranışiyle İslâmiyettir. © Gerçek ve büyük ifadesiyle 600 küsur senelik devletimizin yarısında tam ve sıhhatli bir arslan, yarısının ilk yarısında dişleri ve pençeleri iltihap içinde bir arslan benzeri, yarısının son yarısında da ne'dişi ve ne pençesi kalmış bir kafes arslanı Kayatı süren milletimize, hele son bir asrın sahte ve büsbütün kaybettirici birkaç davranışından sonra düşecek en sağlam, en yeni ve en ileri şuur, ruhu- nun röntken camını hangi çöplüğe atm ş<a bulup çıkarmak ve onu bugüne kadar yapılmış her teşhisin yanlışlığı ve yalancılığı adına Yirminci Asrın güne- şine tutmaktır. 8 İslâm vecd ve imanının, ana sütünden dâka be- yaz ve daha temiz çarşafı üzerine Yirminci Asır dünyasına ait şifalı ve zehirli ne kadar yemiş varsa hepsini silkeledikten “sonra, bizden olan her şeyi çekici ve bizden olmayan her şeyi itici bir ana kıyas vahidine sahip, sağ elimizde Allahın kul parmağı girmemiş biricik Kitabı ve sol elimizde insanoğlu- nun olanca fikir ve iş kütüphanesi, bir şahlanışta kendi kendimizi bulmak!.. Kurtuluşumuzun ve dünya çapında kurtarıcılığımızın reçetesi sadece budur; ve bu reçetenin temel unsuru İslâmiyettir. İşte bu- günden başlayarak kendimizi isbatına memur bildi- ğimiz muhteşem ve bir o kadar mahrem hakikat! İdeolocya örgüsü — BÜYÜK. DOĞU pi

Bu sayıdan diğer sayfalar: