10 Ekim 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 11

10 Ekim 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| j i 7 J Mep fağl KSORMER i “Yaşa, yeŞR bin yaşa!,, YASOFYA meydan heyetinden sağa sapan paket taşı yol... B kül rengi bir arsa çıplak- lığı üzerinde, iki yanını mn evlerin sadece hi nazariyesini ihtar eden bir boşlukla biraz ilerledikten sonra birkaç seyrek ve nisbetsiz damaltına rastgeliyor ve sola kıvrılıyor. İnsan, üç beş adım ei bütün bir manzara iklimi döğiştirmiğtir. Bir ân evvel İstanbul'un, son derece yerli ve gayet şahsi bir meydanındaydınız. Şimdi, sanki belediyesi, bücür ve bodur tarafından (kübik) yapıların hazin ve ucuz talâkatine düşkün bir taşra kasabasındasınız. Ayasofya meydanının kenarına yapışık bu yamada, ayrıca her nokta, birbiriyle kay- naşmaz yamalar halindedir. Alaturka bir konak helâsı büyüklüğünde, tek katlı (modem) veya (moderen) ev maskaralığının etrafında, üç beş kalas ve gaz tenekesiyle kuruluvermiş zerzavatçı dükkânı, kemik ve sırada hastalığına müptelâ ahşap ev, camekânları sinek vatanı bakkal, yeldirmeli kadın, şortlu kız, bütün canı ve haysiyeti ipek taklidi ot kıravatında altmışlık müte- kait, (duglas) bıyıklı ve (favori) li külhanbeyi, Türk (Don Joze) si mağrur candarma onbaşısı, bedbahtlık Pele içinde bezgin ve hissiz dilenci, ve falan ve filân ve İşte, sola kıvhılan paket taşı yolun sol köşesinden itibaren yüksek bir dıvar; ve «İttihat ve Terakki» devri Milliyetçilik anlayışının, vakıf hanları, Büyük Postahane binası tarzında meydana getirdiği kırma uslüp a kışlamsı, hastahanemsi, depomsu, hangarımsı bir çatı manzumesi!.. Tam bir hangar ağzı hissini veren; ve birbirinin elinden tutarak yanyana üç ve birbirinin omuzlarına basarak üstüste dört, yâni on iki canbazın ra- hatça geçebileceği bir en ve boy gösteren ahşap kapı, müthiş!.. Kapının tepesinde, âdeta nazik ve edebi ol- masına gayret edilmiş, e bir münevverin (kart dö vizit) ine benzer bir lâvha İstanbul Ceza ve Tevkif EVl Bu kapı bana «Güliver devler memleketinde» yi onun bir kanadı üstünde, orta cüs- sede bir adamın ancak (o geçebile- ceği, ev damında ev maketi gibi, ayrı bir kapıcık var. Devin sara- daha nice ben. zerleri, işte bu kapıcıktan (işle. yecektir | a, içeriye zaman büyük ka- pının açılması icabeden dev; o nerede ve kim? O, göze görünür bir nesne midir ki ?.. Onun ismi hükümettir ! Gözüm oniğiürefi, dev kapısının karşısındaki arsaya ilişti. Bu arsanın gerisinde, yarıbelinden yukarısı görü- nen çukur bir kahve var, Arsada, eski potinler gibi her biri ayrı bir ruh haleti belirten kırık dökük ma- salar, iskemleler; bir kenarda, çenesine kadar buran. dadan bir kefen örtülmüş bir otomobil ölüsü; ve arsa- ya bitişik, yol kenarında, arkası kahvehaneye ve yüzü hapishaneye doğru bir candarma kulubesi... Beyaz gü- eri sandal li açıkgöz ve şık garson, masalar arasında seğirtiyo — Gazoz, bilir 1 Ve vi kahvehanenin görünmez bir çukurundan, müthiş üthiş, ikea Ki nişterleyen bir gramofon plâğı Melmeldai ge vk yaşa, bin belek la taşra gazinosu tipli kahvehanenin gramofonu bile (modern) veya (moderen) i «Yaşa, yasa, bin yaşa Gramofon plâğında, sesi i diknli ve e bir saz şairi, Halkevleri bilmem ne kolundan alacağı dolgun o şerefine, kemen irsi İma tellerini kamçıla- rak can havliyle bağırmak şa | dev api cücelere mah- sus İller beni içeriye soktula Ali İhsan Sâbis ayakta ve daradar, dimdik durabilme- üksek duvarlarla çevrili olan yerde büsbütün ba şka bir hayat, başka bir âlem e gördüm: Meğer burası, başlı hayat üniversitesiymiş... Fikir erba- aç burada tahsillerini bütünleme- leri, burada A ve bilgilerini artır- maları lâ Başımdaki facianın üç senedenberi süren muhtelif safhaları, gözlerimin önünden bir sinema filmi gibi geçti: 23 Mayıs 1944 akşamı hasta bulunan avukatımın evinde kendisiyle görü- şürken bir polis hafiyesinin beni ça- ğırması, evimin ben yokken aranması, geceyarısı Polis Müdürlüğünde pa z polis Kanununun 18 inci madde dayanan hareketler, oradaki mermi ların «tabut» dedikleri ve bir insanın Ma ; şına bir ameli - bozmaları ve sonunda tepeden inme mahkümi- et tasdiki ve işte in altmış beş e sikim zindan yağın uu Kulan üye sale teksüt öm ve 65 ya- şında zindana atılm ak saçlı ka- fa başka nasıl düşünebilir ? ke ve üstelik, senelerce emek ve hizmet mahsulü olan tekaüt aylığımdanda mahrum edilişim!.. vet, le. 1932 senesinde Tekaüt kanununun 53 üncü maddesine eklenmis bir fık- ra, an fazla hapse mahküm bütün emeklilerin tekaüt aylıklarının kesileceğini ihtar eder. İşte, Anaya- saya aykırı, ferd haklarını çiğneyen kanunlar arasında bu da yer bulmuş .. k tasavvur “edi. 55 Ya ei da Pakistan isimli , sine ancak işkence dolabı, 90 milyon nüfuslu büyük bir ve bazı satırları izel tan gelen dayak sesleri ve insan Müslü üman “devleti kurulduğu tabii 24 May 197 de, bana, simdanm Çile, ayet Toplançde, #oğan mallmınaz.. geli, orada Türklie o ve Müslüma i arı ke ir peri ir Sr çün ifşa cesaretinden yi e den onbir o bulabilirim pall Evvel. rin Ema ce Efganistan'a gitmem is mev- zuu olmuştu. Fakat hizmet imkânla- rmı vatanımda daha iyi bulabilirim diye düşünmüştüm. Tabii olarak mem- leketimin o yükselmesine, en eski devirlerdeki haşmetini kazanmasına çalışmak başlıca emelimdi. Faka Ali İhsan SÂBIS a harbinde Muzaffer 6 ıncı Savaşında 1 inci Ordu Ko- General Ali İhsan “ 1944 Dün Ordu ve İstikl, değerli yazılarını ve tarihi e kA bundan böyle (Büyük Doğu) da göreceksiniz

Bu sayıdan diğer sayfalar: