19 Mart 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12

19 Mart 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

API komşum bir İsmet Efendi vardı, benim... bazı Fransız film. süslüyen: Karnaval geçitlerindeki leylek adam- lar kadar uzun ve mektep müzelerinin: Sırıtkan iskelet» leri kadarda etsizdi, Çok iyi padişah masal- ları anlatmasını. bilen din dar iri karısı ile, döküm bakımından tamamen ken- disine benziyen salak ve koca dişli bir kızından baş- dünyada .. kâtipti; saat ve gramofon tamiratındâan anlardi. “Karı- sından çok sevdiği tanbur, yahut.da. alaturka musiki dediniz.mi; .Allah canını alıverirdi onun | edi NE Mönü olduğu için, bir geçerakçe tahsili -vardı denemezdi. Fazla merak ve ilimlere karşı duyduğu emniyetli sevgi sayesinde, çok şey- ler öğrenmişti . hayattan... Liselerde tabiiye . okutan bir dişçi öğretmen . kadar şiryanlardan,. deniz kesta- nesi ve kalb tulumbasından anlar, Türkçeyi birçok bay- ram hatiplerinden daha düzgün konuşur ve piyasa romancılarından çok daha cazip bir ustalıkla iyi hi- kâyeler anlatabilirdi. (Hayat Mektebi)ne; * ken- di tabiti ile: İdâdi'den sön- ra devam etmişti Bu tah. sil sisteminin — yetiştirdiği tanıdiıklardan başta (Gorki) yi (ki ondan bir sütleğen “ kadar zehirli, fakat deha!.. diye bahsederdi). *(Napole- on) u, (Pastör) ü ve yerli- lerden de büyük. elçi pa- yesine. ulaşmış birkaç ka- vun kafalıyı sayardı. — Azizim! derdi;. okul, mutlak yediğini eriten, gör- mesini bilen ve tutkal ça- nağına benzer bir beyni ,olan insan için şart mıdır? , Fakat evet, okulu inkâr etmek de ,saçma olur. Sayısı milyon- vi arı, bulan koca kâinat ko- ,uSU, günkü okullarda in- “çeleniyor. Pis bir (koküs)ten i © “dev ger gedana ve güneş sistemin den Şu hayal elek. 3 “tonu NUN a kadar herşey, kâi- ği” ru küçük kopyası Haya erime istenen, okul ,örslerimizde döğülü- yorl,.Ben işte, ilim dediğiniz o fazla yaldızlı çiviyi böyle bir örste. bu sert kafa- ciğima çaktıramadım ama, asıl: hayat atölyesinin en gürültülü konularında ye tiştim. Ve sokaklar çok şeyler öğrettiler bana.. Ba. zilarına ahaj'bâzılârına ek mek elan sokaklar 1. Hakikaten çök ! bilirdi... Fakat bu bilgi ne de olsa dağınıktı; vepâra ; kuvve: tiyle değilde, ricaya daya» narak elde edilen bazı; pul meraklılarının serpme kol leksiyonlarımı andırırdı.. İn- ce konular. üzerinde fazla uzun durmazdı, Böyle ânlar da, yokuş ortasında «pes» diyen soluğan. bir..beygir haliyle dipsiz. bilgisini na zarımda örlebilmek şekille- e settirmemeğe çalışırdım. Fazla tedaileri, çok za: man kendisini maksadından uzaklara götürürdü. Uzun kış gecelerinde, «ii yaşa mak» esasindan başka hiç bir felsefi izahı yapılamı- yan mânasız hayatın girift icaplarından kendimi siyi rabilmek düşüncesiyle evine gittiğim zaman, iki saatın içinde binbir. konunun ke. lini bükerdik. Çok zaman Beyazsaray'ın insanca mü- samahasından. demokrasi ve asker Almanya'dan açı- lan konu arımız, asırlardır egzama için ebegömeci kul- lanan köylümüzün ne vakit güldürüleceği; yahut da. A- tebrin'in Kinin kadar Türk sıtmasına müessir olamadı. ğı karariyle sona ererdi.. O anlatırken müdahalele- rimi hayvan sürücülerin si- hirlii çomaklari kadar ye- rinde : kullanırdım ve. dile- diğim “istikameti katiyen kendisine o kaybettirmeme- ğe çalışırdı Kadrosuzluk (o yüzünden uzun yıllardanberi terfi gö- remiyen İsmet efendi, son baremden faydalandı. Asli maaşına bu müsait kanu nun eklediği binyüz kuruş, fakat, bir uzak kasabanın zabıt kâtipliği göreviyle düştü uzun ollara,.. Yüz kirk beş kilometrelik kış yoluna «ufl» demedi Yo. Ta çıkacakları sabahın ge- cesinde geç vakitlere ka- dar oturduk.. Fin muhare- belerinden © açılan konu, (Vazife) ve (Milli Terbiye) yi yalıyarak halimize atla- di. Oradan (İstikbal) e. son: S2 sim ki ra geyik-avına, daha son. ra İktidar Partilerimizden (Süzinâk) makamına geçtik. Ayrılmamız, vazife. hük- münü alan sabbe vedalaş. maların topundan uzak ola- rak bitti, .Kesik.kesik ko- nuştuk; gözleri yerde, bir mektep müzesi iskeleti ka- dar sakin, . uzattığım ki. tabı 'derin bir sevgi ile ka- (Fo e diye “o. kedu ve' sordu — Nedir bu? — Müthiş bir kitap. nm? Hem de (Fa. şizm) in'romanı!., Güldür- iy; abin eğlendireh bir; şah —iyil.. gitti! . Nefesleri bıyıklarında nu cılız iki, beygirin: çektiği.perde- siz ve yaysız bir arabayla... İlk mektubunun ilk cüm- lesi : (Sefalet dostum!) .di- ye başlıyordu. . Ortalara doğru insanlara: gözler -a- çıkken; hoş'rüyalar gördü. ren ümitten ve sonra (insan beynini genişleten kitap 'tan bahsediyordu; »: Sonralara doğru kısaca yelda üşüt- tügünü, uki gündür evden SERA yattığını ilâve ediyor Yaddiyi teselli dolu ce vabimı belki de okuyama- dı... İşittim ki, İsmet efen. di. yağlı göbekleri bile de. İip geçen sinsi soğuklardan biri yüzünden hastalandı ve öldü... Satiliğa ilâyık”eşyasıme- yanında, sadece ; sapı. püs küllü ENR para etmiş- tir ber hal nu düküdürkün cebim. irkaç la şimdi A ke gö- &e büyüyüverdi : — «Biz bu ii ga- liba yaşamaya değil de, yaşamanın m ün ölma. dığım' şöyle -biranlar ' gibi olup arabayı çekmeğe ge- liyoruz, Yaşamak ah ya- amak!.» Hatırıma b nun bir sözü ge Beybi Kat nâmevcüt «nâmevcut» miyen talebe hakkında | yi lanılır. Yani, varken yo line 262

Bu sayıdan diğer sayfalar: