19 Mart 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3

19 Mart 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© KOMÜN ZMA ÖNCÜLERİ Bütün içti. mai kıymetler gibi. ahlâki de- ğerler de, mü- sait bir plât- form üzerinde gelişir, (o Fikri değerler, aynı anu betlerine, cemiyetin diger rinden, belki daha çok bağlı kalmak mecburiyetindedir Bilhassa, yirminci yüz yılın başından beri, kompleks bir içtimai sistem olarak cemiyetler bün- yesine etiketini yapıştırmağa uğraşan komünizma, felsefi mânada ahlâki bir içinde, hadiseler göstermiştir ki, ko- münizma, çıplak bir doktrin halinde, cemiyetlerin kapısını çalmadan önce, varmak ve hasım olmak istediği mu- hite, bu fikri âlemin hazırlığını yapa cak, ilk bakışta taze, canlı ve bilhas- sa yeni gibi görünen bir takım kıy- met hükümleri göndermektedir. Komünizmanın. bir değer halinde tekevvünü için, o cemiyet bünyesinde vâsi ve müsait bir değerlendirme sa- hasının vücud bulması zaruridir, Ko- münizmayı değerlendirecek, ona fev- kalâde bir kıymet göziyle baktıracak olan ihzari kıymetler, fuhş adiyle, Masonluk adiyle, Nihilizma adiyle ka ba maddecilik, aşırı dinsizlik şekille riyle cemiyete sokulmakta ve tıpkı kumaşı yiyen, kemiren güve gibi, bu mikroplar da, cemiyetin içtimai bün- yesini yiyip kemirmektedir, Komü- nizma, ancak, bu unsurların hazırladı. ğı sosyal satıh üzerine rahatça çıkıp oturabilmekte ve zamanla, bu sosyal sathın umkunda tahtını kurmaktadır. Bakışlarımızı , Türkiyemizin mânevi hiştir: Komünizma, cemiyeti soysuz laştırmak Üabitesini üzerine almış, öncü fikir kıymetlerini mânevi dünya- mızın mihrakına kadar sokabilmiştir. Fuhş, Türkiyemizde almış yürümüş. tür, Fuhşa karşı olan temayüllerin artması, komünizmayı kuvvetlendirir, Eski terbiye sisteminden kurtulan nesiller, bugün şaşırmış haldedirler. İslâmi akidelere, cemiyetin örf ve âdetlerine bağlı insanlar müstesna, yeni yetişenler, zevklerini dar bir ka- ıp içinde hapsetmeyi lüzumsuz ve budalaca bir taassup saymakta, zevk- lerini tatmin için, her türlü şekil ve vasıtayı meşru ve mübah görmekte. dir. İçinde bulunduğumuz haysiyet hercümercini, bir takım komünist ajan- larının sinsi sinsi, fakat çok sistemli bir tarzda idare etmekte oldukları bir vâkıadır. Öte taraftan, uykuda bulunan Ma- sonluk da, her nevi tabrike müsait olan şu sözde demokrat havayı mü- sait bularak ve yine komünizmanın us- ta teşvik ve tahriki ile olduğu mu- hakkak bulunan bir davranışla, tek- rar «hayatı faaliyet» e girmiştir, Ma- sonluk, pri ahlâkta korkunç şekil- de müsamahacı, milliyet bahsinde müthiş inle din vadisinde tam bir düşmandır. Nihilizma, gittikçe genişleyen bir mevce halinde, cemiyetimizin bünye derinliklerine doğru tesirlerini yay mağa başlamıştır. Belki. (Lenin) za- manındaki Rusyada olduğundan daha tahripkâr bir inkârcılık ve hiç birşe. ye inanmamak, bağlanmamak fikir ve temayülü, bir kısım genç ve züppe muhitlerin korkunç sistemi olmuştur. Cemiyete inanmamak, milllyete inan mamak, ahlâka inanmamak, dine inan- mamak, şeref ve fazilete inanmamak, hiç bir şeye inanmamak... Bu günü. birlik hayat telâkkisinin şümul ve de- ğer ölçüsünü bulmak vazife ve tak dirini, halis Türk ve Müslüman münev- verlere terkediyoruz Kaba maddecilik, harb sonu ce- miyetlerinin, ve bu arada masum Türkiyemizin geniş şekilde müteessir Se bir tayfundur. Paranın her şey olduğu küfrünün, bu derece hâkimiyet tesis ettiği bir başka ta- rih çağı gösterilemez. Apartıman, otomobil, astrag i yonlar, bir istiva hattı güneşi gibi, ruhun asil muhtevasını günden güne eritmektedir. Dinsizlik... Bu komünizmanın, en çok istismar ettiği hazırlık unsuru- dur, Müthiş bir sistem şuuru ile, zaptedilmek istenen cemiyet bünye. sinde, devamlı bir dinsizlik propa- gandası yapılır. Nihayet öyle bir ân gelir ki, yeni yetişen nesiller, ya dinsizdirler; dini imanı istihza ile karşılarlar; yahut da, dini kıymetlere karşı tamamen alâkasız ve lâkayt- tırlar, Geçenlerde, memleketimizi ziya- mi genç nesillerin ve okur yazarların, 1 3. dine karşı son derece lâkayt olduğu- nu. hayretle müşahede ve itiraf etmişti. Bu kadın, Sudan'dan değil, memleketi olan İşveçten gelmekte. dir. Şu muhakkak ki, son yirmi beş sene içinde. lâiklik adı altında, dine karşı imhacı bir takım manevi hare- ketler vukubulmuştur. Bu hareketler, mukaddesat sistemimizi feci şekilde zedelemiştir. Komünizma ise, boşalan vicdanlarda, rahatça yer edebilir. Din, tek başına ve kendi kendisine yeter bir antikomünist unsur ; ve tek başına komünizma mikroplarını kö- künden kurutucu bir vasattır. Görülüyor ki, komünizma, müba- rek Türkiyemizde bağdaş kurup otu- rabilmek için, manevi sahada, bütün öncü fikirlerini ileriye sürmüş ve bu öncü muharebesinde muvaffakiyetli neticeler almıştır. Şimdi, cemiyetimi- zin. bizzat komünizma fikriyle, daha geniş bir cephe üzerinde savaşmak zamanı gelip çatmıştır. Bu son gaza- da, Allah, Müslüman Türklerin yar- dımcısı olsun. Adesenin göziyle her hafta bir iş ve hedef: (Büyük Doğu) fotoğrafçısı diyor ki: “Ecdad yadigârı şaheserler, ihma- lin elinde küflenirken, özenti beton ve asfaltla sözüm ona bir şehir yapıyoruz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: