8 Mayıs 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

8 Mayıs 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Maı 1930 TIP Çocuklarla başbaşa ••••• • ' • • . ^ ı * ' » . ' Tarihte büyük adamlar Anne şefkati Anne şefakti dünyanın bütün mahluklarının tabiatinde çok derin yerleşmiş bir kuvvettir. tnsanlarda olduğu gibi bayvanlar da da vardır. Hatta çok defa bir çok vahşi hayvanların, kurtların, ayıların yavrularını kurtarmak icin kendi canlarını feda ettikleri görülüyor. Bizim annelerimiz de çocuklannın iyi veya fena tabiatli olmalarına bakmadan ayni şefkat ve muhabbetle onlan bağrına basmıyor mu Kaplan avcıları Bir kazaya mı uğradık, biri mi Hâmi Beyle Sami Bey avcılığa hususile vahşi hayvanlar avlamağa pek meraklıdırlar. Geçen sene Mısır'ın cenubundaki çöllerde kaplan avına gittiler. Tüfekleri sırtlarında cesaretle sahraya dalmışlar Jan Jak Ruosu (Jean Jacques Rousseaux) en büyük Fransız e^'nlrinden biridir. Maamafih o sade güzel yazıları ve doğru fikirlerile değil insanların iyiliğini ve müsavi olmalarını temine calısmasile de meşhurdur. Fransa'ya hürriyeti getiren büyük ihtilâl Rouso'nun kitaplarından doğmustur. Jan Jak Ruso inkılâpçıların, halk kahramanlarının, Cumhuriyet taraftarlarının piri, hocasıdır. Rouso 1712 senesinde İsviçre'de «Cenevre» şehrinde doğdu. Babası esasen Fransız'dır. İsviçre'ye rnuhacir olarak gelmişlerdi. dı. Annesi çok nazik ve malumatlı Uzaktan bir kaplan bunlrı görün bir kadındı. Ruso'nun insaniara karşı derin bir muhabbet hissetmece puslayı saşırdı. Çiinkü ikisinin sine en ziyade bu kadın sebep olde yaman birer atıcı oldukları muştur. gözlerin belliydi. Ruso, çocukluğunu ve gençliğini serseriyane geçirdi ve o arada bir İKAY Jan Jak Ruso MEMLEkETL»»C ÇOCUKLAR. dövdü, hasta mıyız, paralanarak, çırpınarak bizi teselliye çalışan, ; mdadımıza kosan odur. Annclerimizdeki şefkat ve evlât r<uhabbeti onların etlerinin her kıvrımına, ruhlannın her teline, kanlarnın her damlasma sarılmış ve karışmıştır. Fakat bazan ana sefkatinin fazlalığı cocukların istikbaline fena bir tesir yapabilir. EvIS^'nı cok sevdiği için onu yanınd^n ayırmak istemiyen, mektebe fitöndermiyen ve neticede cahil kalıp sefil olmasına sebep olan anneler de yok değildir. Bu kadar şefkat ve s"'giden Allah saklasın.. Onun ici nanneler evlâtlanna gösterecekleri şefkat ve muhabbeti daima onların iyilikleri uğruna sarfetmelidirler. Çocuklarının istikballeri uğrunda lâzım gelirse muhabbetlerini fedadan çekinmemelidirler.. Küçüklerin de bu derece şefkat ve sevgiye mukabil annelerinin her sözünü dinlemeleri ve onlara daima hürmet göstermeleri icap ettiğini söylemeğe bile lüzum yok sanırım. Kurşunu yemekten nasıl kurtulmalı? Hemen kaplanın aklına bir kurnazlık geldi. Kendi kendine: Şurada bir ölü gibi uzanip yatayım, dedi, belki dönüşte almak üzere geçip giderler. Hemen yere serildi. Hâmi Beyle Sami Bey hiç beklemedikleri bir manzara karşısında kahnca birbirlerine sordular: Bu canım kaplan postunu hangi avcı unutmuş acaba?.. Kim unutursa unutsun hazır yorgunuz, gel şunun üstünde biraz oturup dinlenelim.. İkisi birden çöktüler. Hâmi Beyle Sami Bey yüzer kiloluk şişman adamlardı. Kaplan bu yükiin altında «gık!» bile demeden can verdi. Hâmi Beyle Sami Bey işte o gün böylece tek kursun atmadan öldürdükleri kaplanı sırtlayıp birer kahraman gibi oturdukları şehirden içeri girdiler. Fokır®!!©!?3 Çocuk aklı Küçük Rıza'ya annesi dedi ki: Bunu yalıvr bası^\ pek yapa Oğlum inşailah büvü de sana komsunun kızı Sabahat'i alavım.. mazsınız. Ablanız, ağabeyinizin yardım etmesi lâzımdır. Rıza bir dakika düşündükten Sîk bir hindi kıvafeb're «nrip misonra cevap verdi: safirleri güldürmek için size evve Olmaz anne.. Niçin? Sabahat bizim akrabamız değil ki.. Ne demek istiyorsun.. Baksana sen babamla, eniştem halamla, dayım yengemle evlenmişsiniz, içimizde hiç yabancı var mı ı ©TUNCAKLAR K<mıldatıcı ses Bir mukavva parçasından 1 inci şekilde görüldüğü gibi haçvari bir parça kesiniz. Bunu 2 inci şekilde olduğu gibi su dolu bir bardağın iistüne koyunuz. Mukavvanm A ve B noktalarını kıvınnız. Yalnız uçları kıvırdığınız zaman bunun bardağa sımsıkı yapışmamasına, biraz serbest kalmış olmasına dikkat edniz. Hidi hâkkâkin yanıra çırak olarak girdi 26 yaşmda Paris'e gitti. Fakat asabî ve geçimsiz olduğu için kimsenin yan'nda çalışamadı, devamlı bir iş tutamadı. Tesadüfen tanıdığı kibar bir kadının delâletile Paris'in yüksek tabakası arasına karıştı ve fikirlerile herkese kendini sevdirdi. Yazdığı yazılarda o zamanki insanların mürailiğinden, zulmünden sikâyet eder, böyle yalan üzerine kurulmus toplu bir hayat yaşamaktansa tek basına vahşiler gibi serbestçe ömür sürmenin daha iyi olduğunu söylerdi. En meshur eserleri «Emil yahut yeni terbiye», «Yeni Heloiz» ve «Içtimaî mukavele» dir. Ruso 1778 senesinde 66 yaşında iken «Cenevre» de öldü. 16 sene sonra da kemikleri Paris'te Fransa'nın en büyük adamlarının yattığı «Panteon» denilen türbeye tasıtıldı. IIIIIIIIIIIIMIIIinMIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIMlllllllllltlllllllllllllllMIIIIIIII Şu yukarıki resimde şörcTüğünüz İngiliz polisi kıyafetindeki çocuk Con Harison isminde Londra'lı bir yavrudur. Babası polis müfettişi Mister Harison'un meslekine şimdiden âsıktır.. Her sabah dadısile birlikte Lon dra'nın çocuk bahçelerinden birine bu kıyafette gelir ve orada kendi yaşındaki arkadaşlarile oynarken kendisi muhakkak polis olur, onlan idare, nizama, kanuna, itaate davet eder. Büyüyünce de tabiî babasımn yerini tutacak demektir. * * * Yan tarafta gördüğünüz şiri ıüsabakasında birinciliği kazanıp yavru Italya'da Milân şehrinde cocuk güzellik kraliçesi ilân olunan «çocukları koruma cemiyeti» tara «Yolanda Beneventoni» dir. Hefından yapılan gürbüz çocuklar nüz dört vasındadır. bez sarınız.. Bu, hindinin basıdır. Gagası niyetine bastonun kıvrık yerinin ucunu boş bırakınız. O siyah bezin iki tarafına ıki narlak düğme iliştiriniz. Bu da «özleri.. Sonra üste ve alta biraz kırmızı bez ekleyiniz.. 3u da ibiği ve boğazı.. Oyuı Ayağınıza da siyah çoraplar giyn ve ış dikten sonra sağ elinize bastonu aKüçük Ahmet kahvaltıdan sonra lıp ileri doğru uzatınız. Sol elinize babasına dedi ki : de tüy sinekliğ alıp kuyruk gibi a Babacığım, bugün de işe gitşa^ı tarafta tutunuz. me de evde kal beraber oynıyalım.. Renkli carsaf veya şal ta basto Olmaz oğlum. nun ucundaki başm altından kuy Niçin? ruğa kadar uzanmak ve meharetle İşe gitmezsem para kazanaTavşan (kendi kendine) Bu çocuk ta amma tabansız sey ha.. iliştiriJmiş olmak şartiyle sizi örtmam... Benden övle korkuyor ki.. melidir. Para kazanamazsan ne olur?. lâ bir sal yahut büyük bir bohça Hindinin ağır ağır ve iki tarafa veya renkli bir yatak örtüsü lâzım Aç kalırız.. sallanarak garip şekildeki yürüyü f İlâhi baba senin de düsündü dır. Sonra ucu kıvrık bir baston, şünü taklit ederek bu kıyafette miğiin şeye bak.. Şimdi sofradan sonra da toz almak için tüyden ya safirlerin önünden geçerseniz, herpılmış bir sineklik.. sürmedi mi? Tavukların yaşı kalktık.. Daha karnımız acıkmadi Bu hazırlığı yaptıktan sonra arBastonun kıvrık yerine siyah bir kes gülmekten katıhr. Samim Ben biraz yardım etki.. Muallim Oğlum tavukların nıiNinıııııınnıımııııııııııııııııiHiııııınınııınnıııiNmıııııııııııııınııınıııııiııııııııııııııııııııııııııiıııııııiMiııııi ııııııı ıııııııııııııııııııııııııuıııııııııı IIIIIIMIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIII IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIII kadaşlarmıza diyiniz ki: tim muallim bey.. ^ v»«sı nerden T>»11i olur? D Ben bu haçvari mukavvayı O Dört ayakhlar * hiç elimi dokundurmadan döndüreceğim!.. Muallim Sacmalama, tavukMuallim Oğlum dört ayaklı Hiç şüphesiz bazılan inanmıyann disi yoktur. hayvanlardan bir kaç tane söyle caklardır. O vakit bir elnizle bardaNecmi Onların disi voksa bi '•»akalım. ğın dibinden tutup öteki elinizin m var ya V«.rUAn r»*»V^1â anlarız. Sakir At, inek, eşek, köpek,, işaret parmağile bardağın A B kedi.. i Kfm vaptı? noktaları hizasında ve arasmdaki kısmı uğuşturacak olursanız husuMualim Daha.. Daha.. Muallim Doğru sövle Samim, le gelen ihtizaz haçvari mukavvayı Şakir CBiraz düşündükten bu vazifevi kim vaptı? derhal hareket ettirir.. sonra) iki tavuk iki ördek hocafenSamim Babam hocafendi. Siz de muvaffakiyetinizi gösterj Muallim Baska kimse elini di. miş olursunuz. oeo •rt T<

Bu sayıdan diğer sayfalar: