20 Ağustos 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

20 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

^ 4 20 Afcustos 1930 Sabbek Hanım İçi dışı ne âlemdir, onların, bilirsiniz.... Sahanlıklarında birbirle • rile ahbap olup tatlı tatlı konuşanlar kadar boğaz boğaza kavga edenler de bulunur. Kanapelere oturanlar belki ayaktakilerden daha muztariptirler. Sade yolcular değil, konduktör, kontrolör de sarsıldı mı, sıkıştı mı onların üzerine yüklenirler. ö n sıralara doğnı ilerilediniz mi, şapkalı, başı bağlı, çarşafh, man tolu, bülüzlü, entarili hanımlar, madamlar, dudular üstüste ya çene yarıştınrlar yahut ta bir par mak daha fazla yer için atışıp çatışırlar.. Vatmanın yanında hemen ayni dava her sefer de tekerrür eder: Arkadan efendiler!. Yer yok.. Bu tramvay yürümez.. Kolum işlemezse makineyi nasıl kullanı *nm!. Basamağa asılanlar, hortuma takılanlar, bilet almadan inenlerin arasına katılırlar.. Velhasıl tramvaylar Türk'ü, Ermeni'si, Rum'u, Yahudi'si, ecnebisîyle akvam nümunesi, bir Babil kulesi; sarhoşu ayığı, ihtiyarı genci, erkeği kadını, kızı kızanile sanki Nuh'un ikinci bir gemisidir. ¥ * * Yavuz'da bir gün: Sihirkâr üfurük! On iopu bir^en ateşliyen ve 3000 kiloluk demiri ve ateşi 20 kilometroya fırlatan üfürük! !V.UKUAT. Bandırma'lı Vahdettin Efendlnin 325 11rası mantarcılık suretile çalınmıştır. Cemlle lsminde sabıkah bir kadın, küçük bir cocuğun boynundan bir altın İle süslü bir madalyonu çalmı? İse de yakalanmıştır. » 1 Duşmanın hüviyeti, 2Düşmanın toplara, hem de Topçu Kaptanına gene otomatik surette bildirilir. Bir hafta merak içimi yedi bitir mevkil, mesafesi, rotası ve sür'ati, 3 Taretlerde toplar doldurulmuştur. NiRüzgârın sur'ati ve istikameti, 4 Hadi. Ancak hikâyeyi anlattığım ve vanın rutubeti, 5 Kendi gemimiztn şancılar, kendi toplarınm ustündeki evi tarif ettiğim dostum bu muam mevkii, rotası ve sür'ati. kadranlarda yani muş'irlerde bu cdrise» Topçu santralına verilen bu malfimat, ve «mesafe» rakamlarını mutemadiyen mayı halletti: A.. Dedi, Sabbek Hanım tanı atışın kanaviçesinden ibarettir. Oradaki gorur ve bu rakamlan toplara tatbik topçu zabitlerile onların idare ettikleri maz mısın.. Halbuki bütün tram makineler bu kanaviçeyi işliyerek atışı ederek onlara gore namlıları sağa, sola çevirir, yukarı, aşağı indirirler. Topçu vay, vapur, şimendifer yolcuları o Janzim edeceklerdir. Bu malumat ilk ve kumanda kulesi arızaya uğrarsa topçu muvakkat atış anasırıdır ve vurmak için santralı gene toplara bu nişan rakamlanu bilirler.. ömründe tstanbul'dan dışan kâfi değildir. Filhakika her iki geminin rını vermekte devam eder. Şunu da ilâde ufkl ve şakuli bir surette müteharrik çıkmadığı halde her gün yanında olmaları hasebile hedefe isabet temini ve edeyim ki topçu kumanda kulesi ile topçu santralı ve toplar birbirlerine ayki hizmetçisine böyle hayalî seya için ona nişan dürbünlerinde gördüğunüz rıca telefonlarla da merbutturlar. Bütün hat maceraları dinletir durur.. Bi vaziyette &teş etmek kifayet etmez, mer atış. esnasında telefonlar kulaklara takılı minin nazarl olarak isabet edeceği za durur. raz oynaktır. manda, hedefin bulunacağı nokta ve Ahmet Hidayet Topçu santralı, diğer bir gemiden telvaziyeti de tayin etmek lâzımdrr. Yoksa attığınız mermi hedefin meselâ 500 met sizle hedef veya duşman hakkında lâzım re başma veya kıçına, bilmem ne kadar gelen malumatı da alabüir. Yalnız, heda yakinine veya uzağına düşer, tam üs sap yaparken o gemiye nazaran kendi bulunduğu mesafeyi tenzil veya ilâve tüne duşmez. eder. Atışlarda yalnız hedefin ve atanın hareketlerini hesap etmek te kâfi değildir. Artık topçu zabiti Kenan Bey hesaplaDünyanın dönme hareketi, rüzgârın terını bitirmiş ve toplara tebliğ etmiştir. siri ve havanın rutubeti yüzünden merTopların nişancıları, muş'irlerde muteHüsrev Bey dün kendisile görüşen bir minin maruz kalacağı inhlraflan da he madiyen değişen rakamlan akabinde ( Birinci sahifeden mabait ) saba katmak lâzımdır. Dünyanın döntoplara tatbik etmektedir. Ateş etmek Dahlliye Vekill Şükrü Kaya Bey de ya muharririmize şanu söylemişîir: mesi, gayet az olmakla beraber mermiye c Yarın akşam (bugün) Yalova'ya zamanı gelmiştir. Kim ateş edecektir? nn Yalova'ya gelecektir. Iran hududu ve tesir eder, şarka doğru giden bir mermi, giderek Hariciye Vekili Beyefendiye garbe doğru atılmış bir mermiden daha Münferit ateşse topun nişancısı, toplu Şark mes'eleleri üıerinde nlhaî bir kaateşse, yani salvo ise yukardaki Topçu rar verilmesi ve bunu takiben icap eden mülâki olacağım. tcap eden talimatı te ağır gider. Kaptanı.. * • • lekilde harekete geçilmesi muhakkaktır. lâkki ederek iki gün sonra avdetle ayın Topçu Kaptanının kullandığı nişan tran maslahatgüzarı; hükmetinin al yirmi beşinde Istanbul'dan hareket eden Şlmdi yukardan aşağıya yant Topçn ttalyan vapurile mahalli memuriyetime Kaptanından topçu santralına bildirilen aletleri, elektrikli ateşleme tertibatı ile dığı müessir tedabirden, tahdidl hndut topları ayni zamanda ateşliyebilir. komlsyonunun mesaisinde devam ettl gitmek üzere Batum'a müteveccihen yo malumat üzerinden santralın, lâzım geBütün topların ateş anında hazır ve len hesapları yaparak Topçu Kaptanına ğinden bahisle Hüsrev Beyln Tahran'a la çıkacağım. dolu bulunabiimesi için, atış sür'ati, yani Tahran'a gider gitmez bir müddetten ve toplara bildirmesi lâzımdır; hem de vannasuu müteakıp müzakerata devam kaçar saniye fasıla ile atış yapılacağı beri müzakere ve muhabere edilmekte azamî sür'at ve sihhatle ... Bu andan iti daha evvel telefonla topçulara bildirilir. olunacağını, ikl htikumet beyninde muhaberatın devam etmekte olduğunu söy olan hususatın sür'atle neticelenmesine baren topçu santralmm vazifesi başlaBu suretle geminin on büyük topu, sefine çalışacağım. Hükumetimizin göstermek mıştır. Geminin derinlikierinde Topçu Kaptanının bir düğmeyi çevirmefe lemiştir. tehlikeden te olduğu hüsnü niyetin İran hükume batıncıya kadar her türlü sile hep birden ateş eder, siz odanızdaki " Cenup hududunda emniyet masun olan topçu santralı hiç bir şey tince de gösterileceği şüphesiz olduğu elektrik lâmbasım ne kadar kolayca yaFransız hükumetlnin iş'arına nazaran görmez, fakat herşeyi işitir ve bilir. Bukıveriyorsanız o kadar kolaylıkla... cihetle esasen ehemmiyeti haiz olmıyan raya, atış lâboratuvarı diyebilirsiniz. LâSariye hududu üzerinde bütün emniyet Bu atışlarda taretlerde ve top başınve mevzil mahiyette bnlunan, fakat ha boratuvar yukardan aldığı malumatı esbabı temin edilmiş, ve şüpheli reisler veya rekâtı askeriye icrası lüzumunu gösteren tahlil eder. bu muta ve malumlarla meç daki nişancıların vazifesi, hedefi lçeriye püskürtülmüştür. düşmanı görmeden sadece topun ustünhodut mes'elesinin müşterek muvafakat hulleri keşfeder. hk ve muvakkat atış Hüsrev B. in beyanatt ile kat'l snrette bir neticeye bağlanaea anasırını kat'î atış anasırı haiine getirir. deki müş'irlere bakarak oradaki rakamlara gdre topunu yana çevirmek ve yukaTahran sefirimlz Hüsrev Bey dünkü ğından eminim. Buradaki topçu zabitleri ve gedikli zarı kaldırmaktan ibarettir. Müş'irlerin ustrenle Ankara'dan şehrimize gelmiştir. bitleri baremler, atış cetvelleri ve hesap Esasen bu mes'ele o kadar şayanı e tünde biri kırmızı diğeri siyah iki ibre Büsrev Bey bagun Yalova'ya gidecek makineleri ile toplara verilecek kati rave İran'a verilecek son cevap hakkında hemmiyet değildir. Ve mutiaka dostane kamları sür'atle hazırlarlar. İşte topçu vardır. Bunların siyahını topçu santralı elektrikle çevirir. Bu siyah ibrenin gösGazi Hazretlerile tsmet Paşadan talimat surette halledeceğiz. luk mütehassıs genç ve esmer yüzbaşı Memduh Şevket Beyin hareketi doğterdiği rakamlara bakarak top nişancısı almak üzere bugün şehrimize gelen HaKenan Bey, yukarda Topçu Kaptanı Neru değildir. Ben sefareti kendisinden riciye Vekili Tevfik Rüştü Beye mülâkl devir ve teslim aldıktan sonra hareket cati Beyden aldığı malumatı kan ter topa nişan aldırırken topa merbut olan kırmızı ibre de döner. Her iklsi üstüste olacaktır. tran mes'eleslnin son safhası edecektir. İran hükumeti henüz sefirini içinde arkadaşlarile beraber son sistem geldi mi top nişan almış demektir. Bu onları „ şöyledir: Iran tekrar ettiği cevapta Ağrı tayin etmemiştir. Hudut komisyonu var hesap makinelerine tatbik ve takdirde top nişancısının ibrelerin gösisleterek hesap ediyor. De civaruıda bulunan ve hududumuza dır, lâkin faaliyete geçtiği veya geçe terdikieri rakamlan okumalarına bile Bu hesaplardan bulup çıkaracağı, lüzum yoktur. Sadece bir makine daim! surette tecavüzlerde bulunan eş ceği hakkındaki haberler doğru değil gibi Uyanm tedlp ve tenkili için müşterek dir. Komisyon ancak hudutta emnivet Topçu Kaptanına ve toplara vereceği ibreleri üstüste getirmeleri kâfidir. hareketi kabnl etmiyor ve herkesin ken ve sükun tekarrür ettikten sonra işe malumat ikidir: Topçu Kaptanı yukardan ateş ederken 1 Drise rakamlan. yani topları ne ya toplar hazır değilse diyeceksiniz. Topdi arazisinde tenkil harekâtmda bulun başlıyaeiktır. kadar sağa veya sola çevirmek lâzımdır? çu Kaptanı topların vaziyetini hem teP masını Istlyar. Halbuki emsalile görüldüBitlis Valisi ne diyor? Bu, derece iledir. lefonla öğrenir, hem de topçu kumanda fü üzere İran şimdiye kadar buna muk Bitlis 19 (Hu. Mu.) İsyanı haber 2 Mesafe rakamlan. yani toplara kulesinde topların hazır olduklarını göstedir olamamıştır. İran hükumeti sim vermiyen memurun Bitlis Valisi Zeyneldilik hndut üzerindeki bir kısım aşiret abidin Bey olduğu neşriyatı üzerine Va ne kadar irtifa vermek lâzımdır? Bu da, teren otomatik küçük lâmbalarla... Lâmmetro iledir. baların hepsi yanıyorsa toplarm hepsi leri çeri çekmiş ve kavvetlerini takriye li beyle görüştüm. Kat'iyyen böyle bir Bu hesaplar, hesap makinelerinde bir hazırdır. Topçu kaptanının top etmiştir. fey vaki olmadığm, söyledl. Sabri ikere yapıldıktan sonra, her an otomatik ları tertibatı da son ateşleme Böyle olduğunu bile bile geçen akşam tıklım tıkhm bir Harbiye tramvayına önden atladım. Kapıya gerilip içeriyle dışannın münasebetini kesmiş şişman oksijene saçlı bir hanım arkasındaki sadakor entarili, saz şapkalı esmer kuru bir kadınla başını geriye döndüre döndüre konuşuyordu. Ihtimal onlar da yeni binmiş olacaklar ki: Ah Feride'ciğim, diyordu, bilmezsin seni ne kadar göreceğim geldi. Hani her memlekette, her şe hirde güzel bir şey gördükçe seni hatırlamadım dersem yalan söylenais olurum. Sofya'da, Belgrat'ta durmadan geçtik. Fakat Budapeşte'de on giin kaldık. Tuna kenarındaki o geniş ovaya yayılmış şehir doğrusu çok hoşuma gitti. Macar lisanını öyle sevdim ki.. Ya hele Viyana'yı görme.. O ne sokaklar, ne binalar... Şirin r i şirin.. Tiyatroları, kahveleri bütün dünyada meşhur.. Oradan ver elini Berlin,. Işte ilk 'defa bu büyiik ve kalabalık şehirde başım döndü. Aman o ne kadar çok insan, ne kadar çok otomobil.. Ne geniş caddeler.. Ne ucu bucağı bulunmaz yer... Ya Paris.. Hakikaten san'at, ilim merkezi oldugu kadar zevk ve se fahat kumkuması.. Fikret: «Ingiltere'ye tspanya'ya 'da geçelim, istersen ta Amerika'y» da uzanahm!» Dedi amma ben artık hem yorulmuş, hem de seyahate doymuştum. Daha ileriye gitmek için gönlümde arzu duymadım!. Şişman Hanım Taksim'de inenlere binenlere yol vermek mecbu l riyetinde kaldığı için biraz kenara çekilip sözünü kesti. Bütün erkekler ve kadınlar Al lahm bu mes'ut kuluna hayretle karışık bir gıptayla bakıyorlardı. Çünkü evvelâ yavaştan başladığı halde gittikçe sesini yükseltmişti. Herkes vaız dinler gibi bu hikâyeyle zoraki alâkadar olmuştu. Arkasındaki esmer kuru kadı nın da belki bizden daha az bir dikkatle bu sözleri hareketsiz, hiç sual sormadan, mütalea ilâve etme den dinliyordu.. Harbiye'ye gelince tabiî hepimiz indik. Ben Şişli'ye gidecektim. ö teki tramvayı beklemek için mev • kifte kaldım. Fakat bu seyahat meraklısı hanımla gayriihtiyarî fazla alâkadar oluşum onun gittiği yeri uzaktan bana gözlerimde takip ettirdi. Pangaltı'ya doğru yürüyüp kayboldular. Tramvayım gelince rahat bir sigara içmek için arka sahanlığı tercih ettim. Hamam istasyonundan kalkıp ta yürümeğe başladığımız zaman ön Yavuz tam yolla seyrederken (Y amndaki Berk'in Yavuz'un dalgası taraftan ayni sesi duymıyayım mı? Bugün yazıma başlar Ah, bilmezsin Feride'ciğim! ken Yavuz'un tamirinde Ve arkasından gene Peşte, Viya büyük himmetleri sebkat na,, Berlin, Paris lâkırdıları.. Kar •tmiş olan Bujuk Erkânı Harbiye ile Mîllî Mudafaa şısındaki ayni sadakor entarile Vekâletinin ve Deniz esmer kuru kadm.. Musteşarlığının bu işle aŞişman Hanım noktası noktası lakadar devair ve rüesasına deminki hikâyeyi ara sıra tram meği bir vavay daki yolculann yüzüne manalı zife telâkki ediyorum. Bu daireler rüesasının teknik manalı baka baka anlatıyordu. mesaisi sayesindedir ki Küçük istasyonda sözleri bitti. Yavuz bugün en mükemOnlar da indiler.. Daha ileri gide mel vesaitle teçhiz edil cekken ben de arkalarından fırla miştir. dım. * ** Hissettirmeden onları takip edi Dün sizl Yavuz'un yor, konuştuklarına kulak veriyor topçu santralında bırakdum. Bu şişman oksijenli Hanım mıştım. Bu sıcakta biraz kimdi? Niçin bu seyahat menkibe zahmetli de olsa bugun siYavuz'un direğinde mevcelenen sini zavallı arkadaşına tekrar din zlnle tekrar oraya inece ğiz. Yukardaki topçu ku fanlı tancağımız letiyordu. manda mevkiinden aşağıdakl topçu san bir surette bilâinkıta tashih edilir. YuFakat sözlerinden tek kelime tralına verilen iptida! malumatı geçen karda gemilerin vaziyeti ve mesafeleri bile duymadım. Yalnız girdikleri yazmiştım. Bunları bir daha bulA. elde edilen rakamlar, ayni zamanda hem sa edeyim: evi mimledim. 325 lirayı aşırdılar Çocuğun boynundan altını aşırmış Dun sabah son derece sarhoş bir halde bulunan Yunan'lı Menda sustaü. çakı ile kendini cerhetmlştlr Sarhoş Sen Jorj hastanesıne nakledilmiştır. Bir sarhoş kendini bıçakladı Temyız mahkemesl mumeyyızlerınden Şerif Bey, Kadıkoy vapurunda bir fenalık geçirmiş ve Tıp Fakultesıne nakledilirken kalp sektesınden vefat etmiştir. Kalp sektesinden vefat Dükkâna taarruz eden babalık Baba Mustafa lsminde biri Fener'de bir dukkâna taarruz ettiğinden yakalanmıştır. Bu babalık pollslere de çıkışmış ve kendisinın de polis olduğundan bahsetmiştlr. 250 lira çalan hırsız Kadıköy'de hamal Aplle ve Hamza Aftaların odalanna hırsız glrmış ve 250 lira çalmıştır. "Raşit Rıza,,heyetinde hazırlklar ile yalpa ettiği görülüyor) Güzide ar tist Raşit Rıza arkadaşları ile beraber Bursa turnesine çık mıştı. Uzun Şark seyaha tinde halkın kendisine karşı yakın kalplili Raşit Rıza B. ğini ve samimî alâkasını gören san'atkâr yüksek merkezlerimizden biri olan Bursa'ya kıymetinden bir nebze tattırmağı ihmal etmedi. Raşit Rıza heyeti Bursa'da 8 temsil vermiş, Bursa'lıların alâka, muhabbet ve takdirile karşılanmıştır. Son oyununu Ocak menfaatine veren Rasit Rıza dün tstanbul'a avdet etti. Şimdi gelecek temsil mevsimi ve turneler için hazırlanmağa başladı. San'atında hakikaten kudret sahibi Türk kadınlarının azlığını gören artist ayni zamanda millî bir ihtiya.ça çevan vermiş olmak Uzere mustaıt Turk kızlarını sahne ıcın hazırlamak, bu suretle bir deçir bir çok olacağına iman ettiği müstak bel temaşa elemanlarına rehberlik etmek emelindedir. Mevcut sahne vaziyetinin ihtivaç ve hatta ıztırabmın mühim bir kısmı bu nokta altında bulundusuna göre Rasit Rıza'nın bu tesebbüsile en büvük bir ıslah voluna ayak bastığı şünhesizdir. Kendisi sahn^ve alışmak ve calısmak arzusunda bulunan Türk kızlarının (Bevoğlu posta kutusu 36) adresir»e mektuola müracaat etmelerini rica etmektedir. derece mukemmeldir. Dalgaü havalar için otomatik ve jiroskoplu ateşleme cihazı vardır ki gemi bir tarafa yatıp ta toplann ağzı havaya dikildiği zaman kat'iyyen ateş etmez ve gemi, topların tam nişan vaziyetine geldiği zaman funyalan ateşler. »** Üstat Huseyin Rahmi Bey, eski bir, romanında, ihtiyar bir kadının Boğaziçi yahut ta Kadıkoy vapuruna binişini tasvir eder. O zamanlar, kaptanlar, makineye bir muhabere borusile kumanda verirlerdi. Kaptan bu boruya ağzını dayar ve aşağıya bağırırdı. Romandaki ihtiyar kadın, kaptanın aşağıya üfliyerek nefes kuvvetile çarkları çevirdiğini zannettiği için, koşa koşa koprüye geldiği zaman vapurun kalkmak uzere olduğunu görür, kaptana hitaben: Aman, oğlum, üfleme! dur, ben de bineyim! Diye bağırır. Cahil kocakarının boş kafasındaki bu gülünç üfleme hikâyesi, şimdi bakikat olmuştur. Dimağın emrini, elden ziyade, ona yakın olan ağzın daha sür'at ve sühuletle ifa edeceğini düşünen ve bu kadar hassas makineler vücude getiren fen, üfürükle top ateşliyecek kadar terakki etmiştir. Yavuz'un Topçu Kaptanı, elleri durbünler ve nişan aletlerile meşgulken ağzile ateşleme cihazına bir üfürüşte on tane koca 28 liği ateşliyebiliyor ve bu üfürük tam 3000 kilo sikletinde bir salvoyu, korkunç bir demir, ateş ve ölüm yağmurunu 20,000 metreye fırlatıyor. Fennin ufuruğü ne muthiş değil mi? AB1D1N DAVER Hüsrev B. Tahran'a gitmek üzeredir Bu yazüarı yazıp bitirdikten sonra, içime bir şuphe duştü. Yavuz'un atış manzumesinin esrarını faşettiğimi zanneden• • •••••!, ler bulunacak,tel'ine uğnyacağım ve bel j ki de muhakemeye verileceğim. Avni za ( Mekteplere nasıl girilir? ) manda Yavuz'un topçu zabitleri de, bana bu malumatı verdikleri zannile muahaze İ Ticareti Bahriye mektebî ve belki de tecziye edilecekler. Böyle bir Bu mektebin derecesi yuksektir. Gayesi zan ile mahkemeye gidersem yuzde yüz tticcar gemilerine kaptan ve makinist ye beraet edeceğim muhakkak ise de alâ tiştirmektir. Mektep leyli oldujhından talebenin iaşe, kadarları heyecana ve endişeye düşüribate ve ilbası mektebe aittir. Bikes tale memek için şimdiden söyliyeyim ki yaz beye aynca muavenet edilir Taşradan müdıklarımda esrar namına hiç bir şey yok racaat edeceklerin yol masraflan temin otur. Hepsi dünya bahriyelileri arasında lunur çoktan malum şeylerdir. Yukardaki maLise mezunlan imtihansız âli birinci sılumat, Yavuz'un topçu zabitlerinden de nıfa kabul edilir Bunlar için muddeti tahsil ğil, Avrupa eserlerinden alınmış ve sa iki senedir. İki seneden ibaret olan tâli sinıflara da dece Yavuz'a tatbik edilmiştir. İcap enaklen ve yahut o derece tahsil görduğu derse mehazlerini de gösterebilirim. liselerin onuncu ve on birinci sınıflaxından Esasen öyle olmasa bile bu atış man alelusul tasdik edilmiş talebe alınır. Mektep mezunan için mecburî bir hizmet zumesini yapan Simens bir ticaret müessesesidir ve bunu Yavuz'a yaptığı gibi yoktur. Yalnız mektep tahsilini ikmal eyAveroff'a da yapar. Bu atıs tertibatının lemek şart olduğundan terki tahsil edenleesrarı, manzumenin yaptığı işlerin ka rin iaşe ve ilbas masraflarını maa faiz öbataslak tarif ve tasvirinde değil; biz demleri lâzım ve taliplerin mektebe girerken bir taahhutname vermeleri mecburidir. zat makinelerin kendisinde, plânlarmMektebe girmek arzusunda bulunanlann da ve imalindedir. hüviyet cüzdanmı. aşı şehadetnamesinl, ^ % f ••.»il«iil«fHt»«»»«»»»»" *" 1 Alâkadarlar endişe ve heyecana dıiş mektep tasdikname veya şehadetnamelerimesinler diye bu izahati vermeğe luzum nl, polisce musaddak husnühal ilmühaberIerini ve dort adet vesikahk fotoğrafını isgördüm. tidalarına rapten tesrinievvelin birinci güA. D. nune kadar Ortakoy'de Çırağan Sarayı ittisalinde kâin mektep mudulruğune mura caatları lâzımdır ÖtUFüUl Zonguldak Maden mektebi müdiriyetine bir mektup yazarak anlamanız lâzım geliyor Belki sizi ımtihana tabi tutacaklardır Saf f et Beye Maruf san'atkâr bu akşam son eserlerinden Çiftlik parkında bir konser verecektir. FİKRİYE HANIM KİRALIK HANE Düyunu umumiye civannda Mengene meydanmda Şevki Paşa hanesi denmekVazlfe esnasında aldığı yaralardan dolayı sakat kalmış ve 533 kuruşla tekabul edilmiş le maruf iki salon, yedi oda, terkos ve olan Polis M Nuri Ef. diyor ki: «Sakat kaldıktan sonra ailemi geçlndir elektrik, hamam ve mutfağı şamil gayet mek için lıman dahilmde seyyar bakkallığa kullanışlı ve muşambah hane kiralıktır. başladım. Ecnebi Hsanlarını ve paralarını Talip olanlar içindekilere müracaat etbildiği için yanıma Hayım isminde bir musevıyi aldım Zabıta buna mânı oldu. Bıtta sin bi ticaretimi terkettim. Muarcaatım uze Kadıkoy Süreyj'a sinemasında rine Hayim hakkında tahklkat yapıldı ve PARİS KOKORTL'VRmahzur gorulmedl. Vesıka verilmesi zabıtadan Ticaerti bahriye müdiriyetine yazıldı. Harri Litke Bu defa orası reddetti Ben alilim, rızkıma Pazar ve çarşamba akşamları ıkı filını mâni oldu. Şu halde biz olelim nu?. gecesıdır. Hayat ile eğlenilir mi?

Bu sayıdan diğer sayfalar: