11 Eylül 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

11 Eylül 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Fy'ul 193U MASAL unun 2 .. [Geçen hafta çıkan baş tarafın hulâsası: Vaktile Nur baba isminde fakir bir oduncu, bunun da Naciye isminde giizel bir kızı vardı. Naciye bir gün eski bir çeşmenin yanında odun toplarken: Naciye benimle evlenir misin? Diye bir ses işitiyor. Gidiyor bu işi babasına anlatıyor. O da ortada kimse olmadığı halde bu gaipten gelen sesin sahibine kızını vermeğe razt oluyor. Bir sabah uyandıkları zaman kulübelerinin önünde yemişle ve fnücevherle dolu sepetler buluyorlar.] Bu ilk nişan hediyesi onlara istikbal için çok büyük ümitler vermisti. Naciye ve annesi yavaş yavaş siikunet ve teselli bulmaya başlamışlardı. * ' ' Kararlaştırılan günde Naciye ile annesi ve babası çeşmeye doğru gittiler. Etrafta in cin görünmüyordu. Oduncu şaşkın şaşkın bağırdı: Ortada damat yok, kızımı kime vereceğim? Köleler yavaş yavaş yürümeğe başladılar. Naciye'nin zavallı annesile babası kızlarına son bir veda nazarı daha f ırlattıktan sonra mahzun ve müteessir kulübelerinin yolunu. tuttular. Fakat hayret.. Kulübelerini bir türlü bulamıyorlardı. Onun yerinde güzel bir konak yapılmış, içi kıymettar mobilyelerle döşenmişti. Sayısız hizmetçiler, uşaklar kendilerini: Buyurun, buyurun! • Diye karşılıyorlardı. O günden itibaren rahat ve bolluk içinde yaşamağa başladılar. Onları keyiflerinde bırakıp biz gelelim Naciye'ye.. Naciye, kölelerin omzundaki tahtırevanda az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti. Akşam güneş batarken gayet muhteşem bir sarayın önünde durdular. İçerden genç, siyah sakalh bir adam çıktı: Ben kocanım. Yeni Bilmecemiz Bu şehrimizden son günlerde çoh bahsolunuyor. Ortadaki üç harfi doldurarak S le başlıyan ve S le biten şehrimiz hangisidir, bulun bakalım. Bu bilmecenin esasını Alman Ticaret mektebinden Osman Muhittin B. göndermiştir. Doğru halledenler arasında çekilecek kur'ada birinciliği kazanana beş lira mükâfat takdim edilecek ve resmi gazetemize basılacaktır. lkinciden yüzüncüye kadar muhtelif şık hediyeler. Cevaplar eylul sonuna ka dar «Cumhuriyet çocuk sahifesi muharriri» adresine gönderilmelidir. Bu adrese gönderilmiyenler ve geç gelenler kur'aya sokulamazlar. s s Başka memieketlerde çocuklar * Tarihte büyük adamlar Şair Nedim Şair Nedim'in şiirleri Türk zevkindeki inceliğin ve zarafetin en mükemmel bir nümunesidir. Hahlanmızdaki, çinilerimizdeki oyma sedeflerimizdeki nakışlar nasıl bütün dünyanın hayretini celbediyorsa Nedim'in eserlerindeki san' at ve kuvvet te ayıi şekilde herkesin takdirine mazhar olmuştur. Nedim, iki asır evvel Istanbul'da yaşamış ve yaşadığı devrin hayatı Amerikada garip garip müsaba kalar yapılıyor ya... Bu sefer de çocuklar arasındazıpzıp oyunun da en mahir nişancıyı seçmek için bir müsabaka açılmıştır. Bunda retmini gördüğünüz « Ohyo » Cumhuriyetinin Kolombiya şehrinden 13 yastnda Ceymis %Li isminde bir çocuk kaza nmıştır. Müsabakayı tertip edenler buna mükâf at olarak bütün Amerika'yt baştan aşağı dolaşmastnı temin etmişlerdir. Bu da başka müsabaka... Gene Amerikada Lus* gra eyleti dahilinde yerli kırmtzı derili Amerika kabileleri tarafından tabancayla bir atıctlık mö* sabakası yapılmıştır. Ne dersiniz bu müsabakada birinciliği resmini gördüğünüz beyaz Amerika'lı lardan 13 yaşındaki Arlayn Bravn kazanmtştır. Ka bile reisi bunun üzerine bu marifet li yavruya kabi* lesinin en kıymettar nişanı «kartal gö'zü» nü miş ve ona ait külâhım da başına giydirmiştir. OYUNLAR Kedi ve fare Evvelâ iki oyuncudan biri kedi ve biri fare olmak üzere aynlır. Diğer bütün çocuklar elele tutuşarak büyük bir halka teşkil ederler. Kollarını mümkün olduğu kadar gerip aralarında fazla açıklık bırakırlar. FaytİBİı bilgiler j Süt Süt, sade küçüklere değil, bü • yüklere bile çok fsydalı bir gıda dır. Bilhassa mimmini yavrulann ilk zamanlarda bununla beslenip büyümesi ondaki kuvvet ve gıdaya büyük bir delildir. Onun için «îz de artık büyüdü ğünüzü zannedip süt içmemezlik etmeyiniz! Süt insana neş'e, sıhhat verir. Tenini parlatır, güzelleştirir. Tekertekler R şeklinde 15 santimetre uzu» luğunda ve 6 santimetre enliliğfa> de bir kutu alınız. Adi mantardan A B şeklinde kesilmiş tekerlekleri C telile birbirine iliştiriniz. Çeşmenin musluğundan çıkar*gibi işitilen ses buna şöyle mukabele etti: Sen ortada kimse görmediğine bakma.. Şu taşın üstündeki nişan yüzüğünü kızımn parmağına geçir.. Nikâh oldu bitti demektir. Hakikaten on ande çeşmenin yanındaki taşın üstünde bir altın halka peyda olmuştu. Nur baba yüzüğü alıp kızımn parmağına taktı. Uçü de geri döner dönmez ar'^'irında kurulmuş gayet süslü bir çadır, mükemmel bir sofra ve çeşit çeşit yemekler gördüler. Diyerek enu muhabbet ve şefkatle karşıladı. Gece geç vakte kadar konuştular. Sonra yattılar. Fakat Naciye ertesi gün gözlerini açtığı vakit kocasını yanında bulamadı. Ve bu hal daima böyle devam etti. Kocası sabahleyin güneş doğmadan ortadan kayboluyor ve güneş batmadan evve! tekrar meydana çıkmıyordu. Naciye'nin yemek, içmek, giymek ve süslenmek hususunda hiç bir sıkıntısı kalmamıştı. Kocası hemen her akşam ona çok kıymetli ve eşi emsali güç bulunur elmaslı, incili mücevherler hediye ediyor, yüzlerce hizmetçi karşısında emirlerini bekliyorlardı. Yalnız kocasının ondan ricası saraydan ve bahçeden dışarı çıkmamak, içeriye de hiç bir misafir kabul etmemekti. Hemen o tarafa seğirttiler, sofranın başına geçip bir mükemmel karınlarını doyurdular. Tam yemeklerini bitirmek üzere idiler ki iki kölenin omzunda fevkalâde müzeyyen bir tahtırevan çadırın önünde durdu. Eski gelinler böyle tahtırevanla giderlerdi. * * Ana kız ayrılırken çok ağlaştılar. Babasr da goz yaşlarını güç zaptetti. Genç kız bütün bunlan gördükten sonra esrarlı kuvvetlere sahip bir kocaya vardığını anlıyordu. Buna rağmen tantırevana bindi. Kalbi heyecan içindevdi. Her taraf ı zangır zangır titriyordu. nı bütün teferrüatile şiirlerinde göstermiştir. Fare ile kedi halkanm dışarısınNedim o hassasiyetile hangi milEğlenceli tercübeler et arasında yetişmiş olsaydı bütün da aralarında beş altı metre mesacihan için iftihar edilecek bir şah f e olmak şartile muayyen bîr yerde BeİKı ışıtmışsınizdir. Yediğimiz Resmimizde gördüğünüz veçhi siyet olurdu. otururlar. şeylerin kuvvetleri ve vücude ya le arkadaşlarınızdan birini T maNedim bundan 253 sene evvel rayıp yaramadıkları kaloriyle he sasının köşesine kon L şişesinden doğmuş ve 50 yaşında iken yobaz4, 5 metre uzakta durdurunuz. O sap edilir. ların, cahil ve müteassıp serserile Şu cetvele bakarsanız sütün ka şişenin ağzına da B mantarını o rin ayaklanıp öteye beriye hücum> lorisi en fazla gıdalardan biri ol turtunuz. ları esnasında diğer bir çok münevŞimdi mes'ele yürüyüp şişenin duğunu görürsünüz. ver ve meşhur kimselerle beraber 100 srram süt 70 kalori yanından geçerken bir fiske vurup gram öldürülmüştür. mantarını C istikametinde fırlat a 50 bir yumurta 75 » Nedim şiirlerindeki güzellikle evmaktır. 100 100 et velâ zamanının sadrazamı «Ali» 100 100 balık Paşanın nazarı dikkatini celbetti. 250 100 ekmek Uç sene kadar onun himayesinde Oyunculardan biri üçe kadar sa 100 350 hamurişi yasadı.O öldükten sonra kendisine yınca fare kaçmağa başlar. Fakat Neticede şu çıkıyor ki bir okka «Damat îbrahim» Paşa gibi daha o suretle ki mütemadiyen oyuncula süt sekiz parça pirzolaya, dokuz k büyük bir hami buldu. # k\JLtr£z=A ^~= rın kollarının altmdan geçerek hal yumurtaya, üç okka sebzeye muaŞiir ve musiki o devirde Türk'ler dildir. arasında çok yükselmişti. Her yer kanm içine girmeğe ve tekrar çıkde âlemler, lâle eğlenceleri yapılı mıya mecburdurlar.Kedi de onu koyordu. Onun için o zamana «Lâle valarken ayni yollan takip etmezse devri» denildi. oyun bozulur. Nedim'in şiirlerinden bir çoğu bestelenmiştir. Çalgı âlemlerinde Bu, ilk nazarda insana kolay göİlk zamanlar kocasının bu küçük gazel ve şarkı şeklinde okunur. rünürse de bütün tecrübe eden ararzusunun haricine çıkmamak pek kadaşlarımızın vuracağı fiskelerin güç gelmedi. Çünkü sarayın içinde ekserisi mantara değil, daha biraa onu öğlendirecek binlerce eşya, Resmini göryükseğindeki boşluğa, yahut ta şibahçede çeşit çeşit çiçekler, yemişdüğünüz yavru şenin boynuna tesafüf eder. Herler vardı. ' yedinci müıa keste bu beceriksizliğe gülmekten Fakat bunlardan hevesini aldıkbakamızda bi kırılır. tan sonra yavaş yavaş canı sıkılmarinciliği kaza ğa başladı. nan Sivas lise Kuyruğu yok Bu suretle kedi f areyi yakalayınSaraydaki eşyaflar, bahçedeki çi sinden 146 nu cıya kadar oyun devam eder. Fare Küçük Mehmet annesile misafir •] çekler onu eğlendirmek için kâfi marah Bedri yakalandı mt başka bir çift fare ve liğe gitmişti. Bir aralık gözden kaj gelmemeğe başladı. Konuşacak, Beydir. Kendikedi olurlar. boldu. Baktılar ki mutbakta otur anlaşacak bir insan, kendine bir si bize adresidert ortağı arıyordu. muş ağlıyor. Ev sahibi hanım soı Fakat oyun devam ettiği esnada ni değiştirdiğini Hususile kocasının hiç dışarı çık yazmış. Fakat 5 lira mükâfatı da halkayı teşkil eden oyuncular da Muallim Oğlumannenin ipek du: y a ş maması hariçten kimseyle görüş Niçin ağlıyorsun yavrum!. ondan evvel, 14 temmuzda Sivas yerlerinde çakılıp durmazlar. Hal elbiselerini temin eden hangi bömsmesi için olan tenbihi onun böy İhi ihi tencereyi bağlıyama taki adresine gönderilmiştir. Eğer kayı mütemadiyen döndürürlerse cektir? le bir arkadaşa temayülünü büsbüTalebe (Biraz düşündükten dım teyze.. Sizin köpeğin kuyni{ şimdiye kadar almadıysa Sivas oyunu daha eğlenceli bir şekle sotün arttırıyordu. yok.. sonra) Babam, HocafendiL. postananesinden sordurup aratma kulmuş olurlar. Arkası gelecek haftaya sı lâzımdır. Bu şekilde 5 veya altı tane çîftö tekerlek vücude getirdikten sonra, meselâ S giib muayyen bir mesa • feden R kutusuna D gibi bir değ nekçik vasıtasıyla arka arkaya a « tınız. En çok tekerleği kutuya at mağa muvaffak olan bu oyuncakla oynanan oyun kazanmış olur. yavru

Bu sayıdan diğer sayfalar: