25 Eylül 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

25 Eylül 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Ev ul6 1930 Camhariyet Reisıcumhur intihabının şekli değişmiyecek Dün akşamki «Son Posta» gazetesi Isveç telgraf ajansının verdiği bir haberi neşretmiştir. Bu habere nazaran, guya Fethi Bey, Gazi Hazretlerine bir mektupla müracaat ederek kaydi hayat şartile Reisicumhur intihap edilmelerini ve bu suretle fırkaların fevkında tnilletin mali olarak kalmalarını teklif e tmiştir. «Son Posta» nın Ankara muhabiri Fethi Beye müracaat ederek bu haber hakkında kendisinden malumat talep etmiş, Fethi Bey keyfiyeti tekzip eylemiştir. Fethi Bey ilâveten, Reisicumhurun doğrudan doğruya reyi âm usulile millet tarafından intihap edilmesi prensibini istilzam ettiğini beyan etmiştir. Dün bu haberi okuyunca telefonl a Ankara muhabirimize müracaat ettik. Muhabirimiz tahkikat yaptı v e gece geç vakit bize şu haberi verdi: Ankara 24 (Telefonla) Tahki kat yaptım, bu haberin aslı yoktur. Fethi Bey de keyfiyeti tekzip etmiş, tir. Esasen Reisicumhur intihabt teşkilâtı esasiye kanuniyle taayyün etmiştir. Mevcut seklin değiştirih mesi için hiç bir aebep yoktur, mev zuu bahis dahi değildir. irEÜGRAFLAR Belediye intihabatı [Postanın lâkaydisi ne zamana kadar sürecek? Bütün devlet ve millet işlerinin, si«yasî, iktisadî, hulâsa bütün hayati k mes'elelerin mihrakını teşkil eden Ankara'ya posta gibi vasıtalarla mer. but bulunuyoruz. Fakat mübrim, aarurî ihtiyaçlar bu vasıtalar karşısında bu rabıtaları tekemmül ettirmek mecburiyeti hasıl oluyor. Ekspres yapılıyor, telefon konuyor. Bu sür'at [ve tekemmül gazeteleri şiddetle alâ| kadar etmektedir. Lâkin her nedense ) posta idaresi bu hakikatten gafil buİlunuyor. Ankara'daki muhabirimiz | son hadiselere ait bazı fotografileri sayın yirmi ikisinde postaya veriyor.| ıve yinnl üçünde İstanbul'a vasıl olu,,,, [yor. Müteaddit müracaatlarımıza gelmedi! cevabile mukabele ediliyor. Milliyet muhabirinin gönderdiği } fotoğrafiler ayın yirmi dördünde intişar ediyor, biz, neşredemiyoruz. 24 eylul sabahında idaremize teslim edilen | fotograf ların üzernide İstanbul 23 ey|lul tarihi vardır. Belediye intihabatı her tarafta devam etmektedir. İstanbul'da henüz intihabata başlanmamış olmakla beraber hazırlıkların mühim safhası bitmiştir. Müntehiplerin cetvelleri bugün mahallâttan indirilecek ve isimleri yazılmamış olanlarm itirazları bugün saat 18 den itibaren kabul edilmiyecektir. Edilen şikâyetlere göre bir çok kimselerin isimleri cetvellere yazılmamıştır. Bilhassa Şişli taraflannda bir çok aile ler unutulmuştur. Bunların bir kısmı itiraz etmişlerdir. Belediye reis muavini Hâmit Bey de isimleri yazılmıyanların şikâyet ettiklerini ve bunların cetvellere yazıldığını söylemiştir. İntihabata 5 teşrinievvelde başlanması için her türlü hazırlıklar ikmal edilmiştir. İntihap rey puslalan tabolunmuştur. Bu pusla intihap sandıklannın yanında bulunacak, müntehipler buradan bir pusla alarak intihap edecekleri kimseleBu teahhurun mes'ulü kimdir? 23 te I gelen resimlerin teslimi niçin ertesi rin isimlerini yazacaklardır. Vali muavini Fazlı Bey dün gazeteciıgüne bırakılmıştır? Resimlerin günlük hadiselerle alâkadar olması, teah lere intihabat hakkında şu beyanatta hurun vehametini arttırdıktan başka bulunmuştur: vaktü zamanile neşredememek te « İntihap tam bir serbestî dahllinde gazetecilik noktai nazarından çok' cereyan edecektir. Herkes istediğini ve . hazin bir vak'adır. ] istediği fırkayı kazandırmak için propa• Posta idaresi, şikâyetimlzi bir gaze ganda yapabilir. tecilik asabiyeti telâkki ederse çok întihap kanunu, ne gibi şeylerin müaldanır. Çünkü bu, daha mühim ihdahale olduğunu ve intihabatta ne gibi mallere de yol açabilecek lâkaydî eşeylerin cürüm teşkil ettiğini tesbit etseridir. miştir. Bir mektup, bir paket Ankara'dan bir günde geliyor, fakat tevziat datntihabata fesat kanştıran klm olursa iresinde bir gün kahyor. Hükumet olsun takibattan kurtulamaz. merkezi ile /stanbul gibi Türklye'nin İntihabattan şikâyet edenler makamıen mühim şehri arasında böyle gemıza ve kaymakamüklara müracaat etcikmeler, kayıtsızhklar, ihmallere, melidlrler.» Intizamsızlıklara acaba ne zaman niCevdet Kerîm B. geldi hayet verilecek der ve Belediye intihabatı münasebetile ÇaBu suale cevap isteriz! talca ve Silivri'ye giden fırka erkânından Cevdet Kerim Bey dün avdet etmiştir. Defterler bugün indiriliyor, itirazınız Fazıl Ahmet Bey... Fazıl Ahmet Bey arkadaşımız, varsa bugünden istifade ediniz * malum ya, meb'ustur. Fırka grupu, nun içtimaında söz almış ve hükumetin icraatını methetmiştir. Ga i zetelerde bu haberi okuyunca vaktile mizah muharriri iken yazdığı şu beyit aklıma geldi: Methu sena kaplarını Fazıl verdi kalaya! Ondan dua bekliyenler avcunu yalaya! HEM NALIN; MIHINA Anlaşılan muhterem dostumu zun kapları kalaydan geri gelmiş olaca.'i! * ** Erenköy istasyonunda Belediye intihabatl için hazırlanan cetveller asılmış... Ben Erenköy'ünde yaz* lık oturduğum için oradaki cet vellerde ismimi aradım. Esasen, cetveller, hiç bir sıra takip etme den isimler karma karışık yazıl mış olduğundan ismimi aramıya kalkmak, üstüste bir iki tren kaçırmıya malolacağı için aramıya da lüzum görmedim. Bir dost, kendi ismini ararken benim ismimi de görmüş, numarasını hatırında tutmuş, geldi, bana söyledi. Dün sabah cetvele baktım, ismimi bul dum. Yas hanesini pek karıştırmıyorum. Fakat meslek veya san'at hanesine koskocaman bir «Tercüman» oturtmuşlar. Arasıra kitap tercüme ettiğim için «Mütercim» deseler haklı olurdu ama tercü manlığı bilmem nereden çıkarmışlar? Fakat ben bu kadar yanhşlığa razıyım. Ya bu sütunun başhğma bakıp ta «Nalbant» Bir yanlışlık! Adana ve Aydın'da Adana'da intihabat dün başiadı, Aydın'da tehir edildi Adana 24 (Hu. Mu.) Belediye intihabatı bugün başladı. Sabah halkın fazla tehacümü ve belediye binasımn darlığından öğleden sonraya ocak sinemasında devam için tehir edildi. Saat birde tekrar başlandı. Karşı fırka namzetlerini ilân etti. H. F. listesindeki bir kaç zatı da listelerine ithal etmişlerdir. Bunlar mahallî gazetelerde itiraz ettiler. Karşı fırkanın kamyon ve otomobillerle yaptığı propagandaya karşı H. F. nın ağır başlıca hareketi ve listesinde kuvvetli zevatın mevcudiyeti kazanacağından emin olduğunu gösteriyor. İntihabat hararetle devam ediyor. Gazi Hz. nin buraya geleceği haberi büyük memnuniyet tevlit et miştir. hararetle devam ediyor. İki tarafın heyecanlı faaliyeti şayanı zikirdir. Kadın erkek bütün Aydın'lılar intihapla yakından alâkadardırlar. Hükumet bitaraflığı muhafaza ve bir hâdiseye sebebiyet vermemek için çalışıyor. Taşkınlık yapanlar derhal menediliyor. S. Fırkalılar intihapta serbestî olmadığını ileri sürerek noter vasıtasile protesto ettiler. Bir suretini vilâyete verdiler. Protestoda mevzubahis yolsuzlukların tahkikine başlandı. Tahkikatın hitamına kadar intihabatın durdurulduğu vilâyetten ilân edildi. Halkçılardan on zat fırkadan ve namzetlikten istifa ettiler. Daha bazı istifaların vuku bulacağı tahmin ediliyor. İntihap encümenlc rinden istifa edenler de var. Yerle Ankara'da Belediye intihabatl intibalarından: Şükrü Kaya B. reyini vermek için sıra beklerken.. avdetine bugün intizar edilmektedir. İzmir'de 50 bin kişinin isimleri unutulmuş mu? Öz Türk tabirind en maksat ne idi? Ankara'dan verilen habere göre sabık Adliye Vekili Mahmut Esat Beyin mahut nutkunda kullandığı «öz türk> tabirl Ankara'da bulunan ecnebiler mehafilinde fena bir tesir bırakmıştır. Bu sebeple Başvekil Ismet Paşa. Mahmut Esat Beye çektlgi bir telgrafta «Öz Türk> tabirinden maksadı ne olduğunu sormuştur. Bunun üzerine Mahmut Esat Bey bir kaç gün evvel gazetelerde intişar eden tebliği neşretmiştir. Mahmut Esat Bey Ankara'ya avdetinde İsmet Paşayı ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında tsmet Paşa kendisini bu nutukta kırdığı pottan dolayı şiddetle tahtie etmiştir. İzmir'den verilen bir habere göre İzmir'de belediye intihabatında, elli bin müntehibin isimleri defterlere geçmemiştir. S. Fırka bunun üzerine Dahiliye Vekâletine şikâyette bulunmuş ve belediye namzetlerinin ilânını tehir etmiştir. Bu haberde mtibalâğa olsa gerektir. Elli bin rakamı dile kolaydır. Bu miktar İzmir'deki müntehiplerin heyeti mecmuası demektir. Demek oluyor ki İzmir'de tek lsim bile ilân edilmemiş! İsimleri defterde olmıyanlar Dahiliye Vekâletine, gazetelere, şuraya buraya değil, doğrudan doğruya belediyelere ve encümenlere gidip isimlerini kaydettirmek hakkma maliktirler ve ettirmeHakkı Şinasi Paşanın da Edirne'den lidlrler. Sanayi erbafaı Lokantacıların senelik kongresi Muamele vergisi yakıp kavuruyor Fabrikatörler verginin lâğvi için hükumete müracaata karar verdiler İstanbul erbabı sanayii dün birlik bina sında fevkalâde bir içtima aktettiler. Bu içtimada fabrlka sahipleri, faaliyet ve inkişaflarına sekte veren cihetleri izah etmi^. ler ve bilhassa muamele vergisinin pek ağır olduğundan bahsetmişlerdir. 937 senesi haziranmdan itibaren alınan muamele vergisinin büyük bir yekun tuttuğu, hatta fabrika ve imalâtanelerin kapanmak tehlikesine düştüğü iddia edilmi; ve bunun tahfifi için hükumet tarafından verilmek istenilen primlerin kuvvet ve tesirinı kaybede, ede bu senede prim verilmediği beyan edilmiştir. Ezcumle azadan biri §u sözleri söylenügtir: « Fransa gibi müthiş bir harbin ağır lıklarından yeni kurtulmuş bir millette sanayi pek kuvvetlidir. Ve en küçük bir san'at müessesesi bile bizim fabrikalarımızın çok fevkindedir. Şimdi Fransa'da ancak yüzde iki olan muamele vergisi son zamanda yüzde bire tenzil edilmiştir. Almanya ve Italya'da ise muamele vergisi kâmilen lâğvedümiştir. Komşu Bulgaristan'da bile muamele vergisi yoktur. Bizde muamele vergisi muamelâtımızı ifade etmez. Zararımızdan bile muamele vergisi veriyoruz, bu tarzm devamı mevcudiyetimiz için bir tehlikedü\> Neticede 928 senesinin tecil edilen muamele vergisi olan yüzde beş borçlannın 928 ve 929 seneleri primi olan 2 milyon lira ile mahsup edilmesinln ve kendilerine «obligasyon» verilmesinin hükumetten temenni edilmesine karar verilmiştir. Bundan maada bütün Türkiye fabrikalarından ahnan muamele vergisinin ancak 3 milyon lira tuttuğu ve bu 3 milyon liranın nısfını da devlet fabrikaları verdiğine göre efrada ait rginin ise ancak bir buçuk milyon lira olduğunu ve hükumetin bu miktardan sar. fmazar etmesi kabil olduğundan muamele vergisinin lâğvı hakkında teşebbüste bulunulmasına ve bu hususta hükumete bir lâyiha verilmesine ve şimdilik keyfiyetin telgrafla H. F. grubu riyasetine tebliğine ka'rar verilmiştir. Aydın'da intihabat tehir edildi • O4 <II« M«.) l»*iKabat Jrine başkalan geçti. ""'i«"niMllllHIIIII!lll|IIHIIinit!IIIHIIlll(nilllllllinilllllllım»ııııiHiw..iM....... Istihlâk resminin ekmek ve suya kadar teşmilinden şikâyet edildi İtalya tayyarecileri Atina'da feci bir kaza geçirdiler Orhangazi'de bir hâdise Keçeci oğlu Ahmed'in evinde 114 paket fes, 85 pa' ket püskül bulundu , Bursa 24 (Hu. Mu.) Or| hangazi intihabatında, «Serbest # f ırkaya rey atarsanız şapkalar,, ^ kalkacak, fes giyilecek, medre#seler yeniden açılacak, Cumhurif yet yerine Arabistandan Halife Şgelecek» diye propaganda yaf pan muhtar hacı Hüseyin, hüf kümetçe yakalanarak muhtarf hktan çıkarılmıştır. f Bursa intihabatında tahrikât yapanlardan iki kişinin hareketi Müddeiumumilikçe cürüm telâkki edilerek mahkemeye *rerilmişlrdir. Serbest fırkanın Bur sa intihabatından çekilmelerini Fethi Beyin tenkit ettiği haber ahnmıştır. Bursa 24 (Hu. Mu.) Orhangazi'deki tahrikâttan sonra hükümet Keçecioğlu Ahmedin i evini taharri etmiş ve 114 paket ] fesle 85 paket püskül bulunarak l müsadere etmiş ve bu şahıs Adliyeye teslim olunmuştur. Musa Bir tayyare düşerek parçalanmış, pilot derhal ölmüştür Atina 23 (Hususî) Dün öğle den sonra İtalyan tayyareleri Hava Nezaretj müsteşarı M. Zanas ve Harbiye Nazırı M. Sofulis'in ve ahaliden bir çok kimselerin huzurile akrobatik talimler yapmışlardır. Bu talimler büyük bir alâka uyandırmış ise de müessif bir kaza ile neticelenmiştir. 9 numarah tayyare beş numarah tayyareye çarparak yere düşmüş ve parçalan • mıştır. Tayyarenin pilotu anî su • rette ölmüştür. Bu müessif kaza üzerine ttalyan tayyarecileri şerefine verilecek olan ziyafet tehir edilmiştir. Serbest Fırkanın bir tekzibi Ankara 24 (A.A.) Serbest Cumhuriyet Fırkası kâtibi umumiliğlnden tebliğ olunmuştur: 18 eylul cuma güntt S. C. F. Beşiktaş kaza ocağının resmi küşadında iradı nutkeden Şükrü Beyin fırkamız namına söz söylemeğe hiç bir salâhiyeti yoktur. Kendiliğinden söylediği nutkun fırkamız efkârını asla temsil edemiyeceğini tasrih eylerim. Rumca gazetelerîn tenkitleri Rum'ca gazeteler, sabık Adliye Vekilinin öz Türk tabirile ecnebileri değil, fakat Türk olmıyan diğer unsurlan kastettiği yolundaki beyanatını şiddetle tenkit ederek mumaileyhin böyle bir söz sarfettiğine inanmak istemedlklerini, yirminci asırda esaret mevcut olmadığını, böyle bir tasnifin Türkiye Cumhuriyetinin barlz bir vasfı mümeyylzi olan müsavat ve liberalizm prensiplerile ve teşkilâtı esasiye kanunile kabili telif olLokantacıların dünkü madığını ve Rum'lann esaretten ise İstanbul lokantacılan dün senelik içmuhacereti tercih edeceklerini yazıyortimalarını Ankaar caddesinde Faik Belar. yin lokantasmda aktetmişlerdir. Cemal Bey kongreye riyaset etmiştir. M. Venizelos Ankara seyaha Lokantacılar hususî iatihlâk resminti hazırlıklarına başladı den şikâyet etmişler ve müskirat satışı Atina 24 (Hususî) M. Venizelos Ankara nisbetir.de almması lâzım gelen bu re&seyahati hazırlıklanna başlamıştır. Atina mehafilinde, ticaret mukavelenamesi, ika min satılan ekmek ve suya kadar teşmil met mukavelenamesini de ihtiva edeceğin edilmeslnin vaztyetlerini müşkulleştirden mukavelenamenin akti için istical gds diğini iddia etmişlerdir. terilmektedir. Teşrinievvelin on beşine kadar Bundan sonra lokantacüar şiddetle ber iki mukavelenamenin akti için cereyan etmekte olan muzakerat hitam bnlmadıgı garsonların aleyhinde bulunmuşlar ve takdirde M. Venizelos Ankara'da yalnız dost bunlardan ne kendileri ve ne de müşteluk misakını imza edecektir. rilerinin memnun kaldığını söylemişlerAtina 24 (Hususî) Burada salâhiyettar mehafilin tahminine göre Ankara'daki si dir. Neticede garsonlar için bir kurs açılyasî vaziyet hesebile Türkiye ile Yunanistan m~sı aMâılannm ı&bit ve rabıt altına arasında aktedilecek ticaret mnkavelename alınması İçin idare heytinin teşebbüste si müzakeratı teahhura uğrıyacaktır. bulunması muvafık görülmüştür. Gümrük tarifleri hakkında henüz hiç bir Bundan sonra bütçe müzakeresine gekarar ittihaz edilmemiştir. Yunanistan bilbassa şaraplanndan bir kısmının Türkiye'. çilmiş bir senelik hesap raporu okun ve ithalini arzu etmektedir. muştur. içtimaından bir intiba Kâtibi umuml ve muhasip maaşlanna ticaret müdiriyetince yapılan zam mes'elesi uzun münakaşatı mucip olmuş ise de içtimada hazır bulunan esnaf cemiyetleri murakıbinin müdahalesi üzerine münakaşa bertaraf edilmiştir. Neticede bu mes'elenin idare heyeti tarafından tetkikine karar verilmiş ve hesabatm tetkiki için üç kişilik bir heyet tefrik edilmiştir. Ahşap traversler Ankara 24 (Telefonla) Adapazarı ormanlanndan 200 bin abşap travers hazırIamağı taahhüt etmiş olan müteahhit bu ay nihayetine kadar traverslerin son kısmını da teslim edecektir. Devlet demiryollan idaresi, bn sene yeAydın'da yağmurlar başladı niden 300 bin ahşap travers imal ettirecekAydın 24 (Hu. Mu.) Devamlı yağmurlar tir. yagıyor. İncirlerde yüzde otuı zarar vardır. yordu. O, mahalle işlerine karışmıyor, ayrı bir muhitte yaşıyordu. İmam onu nüfuzu altına alamadığı için rahat durmuyor, fırsat buldukça mahalleliyi onun aleyhine tahrik etmekten vazgeçemi yordu. Servet, Zehra Hanımın olduğu halde, zavallının evde hiç bir ehemmiyeti yoktu. Kocasımn büyük ve pek akıllı bir adam olduğuna kani idi. Emri altında yaşamaktan bahtiyardı. Safiye güzelliği babasına benzediği gibi, babasının ruhundan, ahlâkından da müşabih kuvvetler almıştı. Haristi, kıskançtı, cesurdu. Evde babasından sonra kuvvet ve nüfuz onda idi. Cahildi, babasının mektebinden yetişmişti. Zorla biraz Kuran okuyabilirdi. Gazete, kitap okuduğu yoktu, fakat her şeyi bilir, her' havadisi duyar, ince işlere de aklı ererdi. Evde oturmaktan sıkılır, günde bir iki defa sokağa çıkar, komşuları gezerdi. Çok söyler ve söylemesini bilirdi. On yedi, on sekiz yaşlarında bir kız olduğu halde anası ve bütün mahalle kadınları ondan korkarlardı, hiç biri onunla çene yarıştıramazdı. Yusuf hocanın Safiye'den sonra doğan iki çocuğu yaşamamıştı. Safiye'nin ait yanı Seyfi ondan altı yaş küçüktü. Şimdi on bir, on iki yaşlarında idi. O, cismen anasına benzerdi. Kısarak boylu, adeta şişmandı. Sevinısizdi. Yüzü bütün çil ile doluydu, gözlerini kısarak fena bir bakışı vardı. Bu çocuk cismen ve ahlâkan bir ucube idi. Durmaz, yorulmaz, bazan akıllıca, şeytanetkâr işler görür, bazan pek budalaca şeyler yapardı. Muvazenesizdl. Son derece haşarı ve merhametsizdi. Eline geçen hayvanlara, kuşlara işkence etmekten zevkalırdı. Babasından ziyade ablasından korkardı. Onun küçüğü Nazik dokuz yaşlarında idi. Babasının güzelliğini, anasının aczini almıştı. Güzeldi, fakat safdildi. Evde sesi işitilmez, Seyfi'nin istipdadı altında yaşardı. En küçükleri Haşim altı yaşında, sevitnli bir çocuktu. O da babasına benziyecek iri yarı güzel bir genç olacaktı. Safiye diğer kardeşlerinden ziyade Haşim'i sever ve şimartırdı. Onu kendi evlâdı gibi büyütmüştü. Haşim de anasından ziyade ablasını sever ve ona sokulurdu. MtLÜ ROMAN: 13 MÜHACiR Yazan: FAZLI NECtP arkasına iple asılmış koca bir tokmağın tazyikile gıcırdadı, kapandı. Şimdi ev içinde de bir yokuş tırmanıyordn. Etrafı, çiçeklenmtş ağaçlar sarmıştı. Havludan küçük bir ırmak gibi berrak bir su akardı. Sağ tarafta bir yol ve müntehasında koca bir mutfak vardı. Dar yolun üst tarafı tahta parmaklıklarla ayrılmış bahçe idi. Evin sofasına kadar giderdi. Fatma ilerliyerek merdivene yaklaştı. İki basamakla birinci katın sofasına çıkıhrdı. Divanhane ile bahçe arasmı büyük bir havuz ayırırdı. Bahçe ve havuz önünde biraz yüksek bir sofa vardı, üç tarafı minderler, yastıklarla döşenmişti. Merdiven başına kadar gelen Fatma etrafa hakındı. Tahtalar fırçalanmış, camlar silinmişti. Evin tezyinatı, temiz ' dine damat ve sonra imam olabilecek { görmedi. Zaten iyi anlıyamadığı, zevkallik ve teravetti. Sofanın sol tarafında ders görmüş softa yoktu. Bunu Karafer madığı ders kitaplarını dolaba kapadı. yükarı çıkılan tahta merdiven, karşıda ye'de aramağa mecbur oldu. Orada Tu Mağrurdu, şeref ve ikbal için ziyade haiki oda görünüyordu. snf hocayı buldu. Kızını verdL risti. Ağustos islâm cemaati arasında Fatma ortada hiç klmse göremeyînce Yusnf hoca, gençliğinde uzun boylu, kendisinden zengin ve gözü açık kimse sağ elini sol elinin içine vururken ses büyük kara gözlü, yakışıklı bir delikanlı yoktu. Bütün cemaati nüfuzu altına allendi: idi. İmamm kızını tehalükle kabul et mak için uğraşmağa başladı. İki kahve Zehra Hanım hn!... Kimse yok mu mişti. İmam epeyce zengindi. Bağlarm cemaati birbirinin aleyhinde idi. dan, dutluklarmdan senede elli, altmıç canım bu evde?!. Hoca hiç bir fırkaya intisap etmiyeYukardan ayak sesleri işitildi. Önde altm iradı vardı. Sonra ayda iki üç lira rek her iki kabveye devam etti. Kendisi hocalığından için ayrıca bir fırka yaptı. Senelerce merdivenlerden yuvarlanırcasına, gü da imamlıktan, mektep yoruldu. Mer'ayi kiralamak, tarlalara su rültü ve sür'atle inen Seyfi göründü. O kazanırdı. Yusuf evlendikten sonra da medreseye verdirmek, bekçileri tutmak işlerini ele nu Nazik takip etti. Daha arkada ökçesiz terliklerini merdiven basamaklarına devam etti. Ağustos'ta hiç bir işi yoktu. geçirmeğe muvaffak oldu. Diğer fırkalamanlarını ları istediği gibi ezdi. MahaUede teferrüt şaklatarak basan Zehra Hanım ve niha Askerlik korkusu ile ders yet, Haşim'in elinden tutmuş Safiye in Karaferye'de medresede geçirir, senenin etti. daha büyük kısmını Ağustos'ta karısının di. Menfaatine muvafık gördüğü aklının üçüncü erdiği fikirleri şeriat namına ileri sürer, İmam Yusuf hocanın karısı Zehra yanında yaşardı. Evlendiğinin Hanım kırk yaşlarında, kısa boylu tom senesi büyük kızı Safiye doğmuştu. Ba terviç eder ve ettirirdi. İslâm çocuklarının amelelikle fabribul idi. İki tarafa sallanarak yürürdü. basına benziyordu. Kuvvetli, ve pek güzel bir çocuktu. İmam efendi karısı to kalara gitmesine din namına şiddetle Âciz bir kadındı. zavallı muhalefet göstermiş ve muvaffak olİki saç örmüş, üstüne lâcivert bir krep runları için bayıldılar. Fakat gitmeğe bağlamıştı. Yollu basma entarisi üzeri imam torununun sefasını süremedi, he muştu. Çocuklar fabrikalara ne şal taklidi bir hırka giymişti. Ağus nüz Safiye bir yaşında iken büyük baba başlayınca zaten bir şey öğrenemedikleri tos'un en kibar islâm kadını sayıhrdı. sı öldü. İmamhk Yusuf hocaya tevcih mektepte talebe kalmıyacak, mektepten ettiği istifade mahvolacaktı!. Babası da imamdı. Başka evlâdı olma olundu. Softa Yusuf, imam ve mektep hocası Kasabada çekemediği bir adam vardı: dığı iein hnamlığı kendisine bırakabileceği bir damat aramıştı. Ağustos'ta ken olunca artık medreseye devama lüzum Kurdali... Kendi gayreti ile zengin olu

Bu sayıdan diğer sayfalar: