21 Kasım 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

21 Kasım 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

=21 Tesrinîsani 1931 CumRuriyet KÜÇÜK KÖŞE: SON TELGRAFLAR Millî iktisadiyatı koruma vergısı Yeni kanun bugün Meclise sevkediliyor, hafta içerisinde çıkarılacak.. Ankara 20 (Telefonla) Yeni ihdas olunacak vergi projesi yarin «bugün» B. M. Meclisine sevkolunacaktır. Verginin adi «Millî îktisadiyatı Koruma Vergisi» olacaktır. Bu verginin 1 kânunuevvelden itibaren tatbikına geçilmesi muhtemeldir. Eski mütekaitlerden başka hiç bir müesseye mensup olmayıp ta is buldukça şurada burada çalı şan serbest amele de bu vergiden istisna edilmektedir. Yann «bugün» Mecliste fsmet Paşanın beyanatta bulunması şüp helidir. Bu beyanatın pazartesi veya perşembe vaki olacağı tahmin edilmektedir. Yann Mecliste müzakere edilecek mevat olmadığmdan celse açılıp kapanacak ve müteakıben Fırka Grupu içtimaına başla nacaktır. Yakın mazide Meshur «Abdi» ler, Bodur Abdi Paşa Abdi Patnuk Abdi Komik Abdi Eşek Abdi Abdi Tevfik. ILMI MUSAHABE Darülfünun niçin yükseiemiyor? Çünkü kendisine lâyık ma hreçlerden mahrumdur, ve yüksek programları hazmedecek talebe yok! HEM NALJNAI M»HINA| Paylaşamadıkları şeref! Karadağ'dan tutunuz da Japonya'ya, Amerika'ya, Çin'e varıncıya kadar bütün dünyanm ittifakmı temin ettikleri halde, ancak bin rnüş • külâtla mağlup ettikleri Aimanya ve müttefiklerine karşı kazandıklart zaferin şerefini, İngiliz'lerle Fransız'lar bir türlü paylaşamıyorlar. 1918 denberi 13 sene geçmîş olmasına rağmen, her gün yeni bir vesile icat ederek zaferin şerefi kendî lerine ait olduğunu münakaşa e diyorlar. Bir kaç gün evvel «Yeni Gün» de, dün de «Vakit» te, bu vadide ortaya atılan yeni bir ve kurnazca bir İn giliz tafrafurusluğundan bahsedildiğini gördüm. Umumî harbi bitiren adam, ta • arruz plânlarını hazırlıyan Fransız Mareşalı Foş deşrilmiş ta, simdi İngiltere'nin hücra bir köşesinde polis komiserliği eden bir küçük zabit imiş! Bu küçük zabit, arkadaslanndan birile yaoarsın yapamazsın diye bahis tutusmuş ve bir zırhh otomobile athyarak Alman cephesinin içerilerine bir baskm yapmış, bir fir« ka karargâhına girerek oradakileri korkutup kaçırmıs ve bütün bul • duğu evrakı topîayıp müttefikm orduları başkumandanlığı karar gâhma getirmiş, orada evraki tetkik etmisler, Foş bu evraka bakmış, yanındaki Amerika ordusu başkumsnda^ıına hitaben: Orrayt demiş, bu dakikadan h tibaren Hindenburg ile Ludendoref hapı yuttular. Meğer, bu evrakın içinde Alman ordusunun bütün taarruz plânı varmış! Bu hikâyey: yazan tngiliz gazetesi «harbi bitiren adam» diye bu kahraman tngiliz çavuşuna beş bin İngiliz lirası vermiş! Simdi, tngiltere, Fransa ve Amerika'da, bu iş doğrudur, yalandır diye harıl harıl münakaşa ediyorlarmış! İngiliz gazetesinin yazdığı sinema mevzuu olarak çok doğru, güzel ve parlaktır, fakat tarihî hakikat olarak sıfır... Çünkü askerlik itibarile ihtiyatkârlığm timsali olan Alman'ların bütün taarruz plânını, cephenin ta içinde bulunan bir fırka kumandanma kadar bildirmelerinde ne lüzum ve ne de fayda vardır. Böyle bir hata belki harbin bidayetinde olabilir • di, fakat dört senelik tecrübeden sonra asla. . O fırka kumandamnda ancak kendi fırkasının bulunduğu mahdut sahaya ait emirler ve plânlar olabilir, o kadar... Sonra, bu küçük zabiiin bulduğu evrakı, cepheden en az yüz kilometre geride bulunan Foş'un karargâhına ve baş kumandana kadar bizzat götürmesi de askerliğin «silsilei meratibe ri ayet» usulile hiç alâkası olmıyan, gene sinemavari bir harekettir. «Harbi bitiren adam», muhakkak o küçük zabit değildir ama, bu işi ortaya atan İngiliz gazetesi, mu hakkak «turnayı gözünden vuran gazete» dir; çünkü beş bin İngiliz'i feda etmek ve böyle bir hikâye uydurmak suretile bütün İngiltere ve Amerika'da okunmak gibi fevka lâde bir reklâm çaresi bı?ı> .!<•*.r. Yunanistan'da Taklibi hükumet mi? Basta Jeneral Papulâs'm oğlu olmak üzere bir çok zabitler tevkif edildi Atina 20 (Hususî) Jeneral (Papulas) m oğlu dün Tesalya'da tevkif edilmiştir. Hükumet bir müddettenberi Tesalya'daki kolordu • da bir takım taklipkâr tertiplerin yapılmakta olduğunu istihbar eylemiçti. (Papulas) m tevkifi bu hareketlerin başmda bulunmasından ileri gelmiştir. Bundan maada Tesalya'da bir çok küçük rütbeli zabitan da tevkif olunmuştur. Bütün tevkif edilenler şekli idareye karşı taklip hareketi hazırlamak cürmile mahkemeye sevkedilmişlerdir. Matbuat devletin huzurunu ihlâl etmeği istihdaf eden bu gibi hareketlerin mutasavvır ve mütecasirleri hakkında şiddetli tedibat ya pılmasını talep etmektedir. Selânik'li muharrir ve memur Abdi Tevfik Bey hocamız ölmüş. Gerçi onun ölüşü kendisi için çok iyi oldu, fakat bana ve benim gibilere çok elem verdi. Bu vakitsiz, fakat isabetli, yerinde ve zamanında olüm bana başka Abdi'leıi hatırlattı. Yakın mazimizde adı Abdi olanların hemen, hemen hepsi kendilerine göre birer şöhret sahibidirler. Meselâ benim burada hatırliyabildiğim altı tane meşhur Abdi vardır: Bodur Abdi Paşa Abdi • Pamuk Abdi Komik Abdi E şek Abdi AbdI Tevfik... 1 Bodur Abdi. Bunun göbekadı Sultan Abdülâziz'dir. Yerden yapma, enine vermis, tepesi sivri kulaktan geçme fesli, kurumu çalımı pek iptidaî birisiydi. Oburluğu, pehlivanlısh, kakavanhğı, sertliği, israfı, batakçıIığı. kancıklığı, ve ilk devir hüküm darlığı ile meşhurdu. Padişahlıkta iki ayaklı öküzlük mucididir. 2 Paşa Abdi. Tath, babacan bir asker pasasıydı. Paşalığının kaç onbaşılığa bedel olduğu bilinmezse de atıcılıktakî şöhreti dillerde destandı. Her çeşit silâh'a her hedefî gözün den vururdu. Tevatür ederler ki kapsollu tabanca ile duvarda koşan kertenkelenin başını uçuruvermiş. İyi adamdı. 3 Pamuk Abdi. Asıl adı Ab dülezel Paşaydı. 313/897 Yunan harbinde galiba Dömeke hücumunda *>Inından aldığı iki gıra kurşunu ile şehit olarak Eğriboyun Ethem Paşanın ebedî şöhretinî kendi kanı ile temin etti. Çok mükemmel bir kahraman, ve çok mükemmel unutumluş bir a damdır.Kocaman ak sakalından ötürü Pamuk Paşa derlerdi. Büyük mason üstatlarındandı. Masonlukta Serdan Ekrem Abdülkerîm Paşa ile Gazi Osman Paşaya kalfalık etmiş • tir. (*). 4 Komik Abdi. Arapçalaştırılmış adı Abdürrezzak'tı. Sahnedeki gaz tenekesi, süpürgesi. boyalı kasları, ve dilinmiş takkesi ile meşhurdu. Sonraları Mabeyn'e aldılardı. Kadir bilinmezlikten ve sefaletten öldü. Bugünkü Darülbedayi'în ağababasıdır. 5 Eşek Abdi. Selânie'in, belki bütün Rumeli'nin en meşhur ada mıydı. Aşçılık ederdi. Dünyanm en nefis yemeklerini pişîrirdi. Tramvay caddesinde dükkânı vardı. Ayni za manda sahici bir filozoftu; dünyadaki şöhretlerden yüzde doksanmın eşek olduklarını bildiği için kendine kendisî Eşek Abdi derdî, ve demiyen!ere pek kızardı. İkinci şöhreti de Osman adında enayi bir evlât yetiştirmesidir.Eşek Abdi, çok iyi insanîardan birivd«", teicere başında şöhret aldı. Oğlu da iyidir ama enayiliği yüzünden tencere başında top attı. Babasma rahmet, oğluna geçmiş olsun. 6 Abdi Tevfik. Onun ruhu, kirli ve eski bir kutuya kapanmış has pırlantaydı. Abdi Teyfiğ'in şöhreti dördüzlüdür: Memurlukta, muhar rirlikte, ıztırapta ve suspuslukta. O bir örnek memurdu, bu kıymetini yetmiş sene ve son nefesine kadara muhafaza etti. İhtiyar ve çok hasta olduğu zamanlarda bile çalıştı. Kendi mesleğine girmek için gelen gence gönüllü rehber olur ve yetiştirirdi. Ben bile eski hâmi ve üstadım Hacı Adil Beyin himayesi ve Abdi Tev f ik hocamın usanmaz himmetile gümrükçülük etmiştim. Hiç imutmam, gümrük imtihanı verirken bir (ardiye) kelimesi geçmişti, ben o güne kadar böyle bir lâf duymamıştım, ardiyeyi (dal) ile yazdım, meğer (dat) Ia yazıhrmış ve depo manasına gelir • miş. Bu dehşetli hatamı tashih etti ve o dakikadan itibaren gümrükçülükte, birakıp gidinciye kadar bana hocalık etti. Muharrirlikte, tercümede, edebiyat kaideciliğinde de meşhurdu. Tür < kiye'nin en eski ve en parlak, bilhassa hür gazetesi olan (Asır) gazete • sinde kıymetli telifleri, tercümeleri vardır. Abdi Tevfik hocamızın bu tarafmı da muhterem Fazlı Necip Bey üstadımız yazsın. Iztıraptaki sahici şöhretine şu tek misal yeter: Bütün Millî mücadele senelerinde Ankara matbuat dairesindeydi ve altmışında olduğu halde idea list, gürbüz bir gençten fazla çalıştı. Hocam ömürdü vesselâm: Büyücek bir masası vardı ki gündüzleri ya • zıhanesiydi ve geceleri pufla döşekli yatağı. Evet, o bütün mücadele se • nelerinde Büyük şair Kemalettin Kâmi gibi bir masa üstünde yata rak vatan vazifesini yaptı. Eğer beyaz kurdelâlı bir İstiklâl madalyası is (•) Bu tarihî vesikalarla notlar; uzun kordonlu, slyah ve eski bir evrak çantası içinde, Adliye Nazırı merhum Manyasi zade Refik Beyde idi. Ben bizzat görmüşümdür. Bu zengin çantayı merhumun mirasçüarında bulmak kabildlr. A.G. Darülfünun Hangî fakültelerin Narına yanıyor? Darülfünunda ıslahat yapmanın iüzumuna dair simdiye kadar gazetelerde hayli yazılar yazıldığı malumdur. Vaktile benim de iştirak etti ğim bu cereyan son günlerde yeni den tazelendi. Bütün iddialar bu külliyenin kendinden beklenilen, ruhî, ilmî ve içtünaî hizmetlerin hiç birini ifa edememesi üzerinde toplanıyor. Evet belki kısmen doğru olan bu iddiaları yalnız âleme üân et mek ten ehemmiyetli bir fayda elde edilemez. Islahatm en muvafık şeklini bulmak için hata ve noksanları ilmî metodlar dahilinde tahlil ve teşhis et mek lâzımdır. Mes'elenin nezaket ve ehemmiyeti inkâr edilemez. Bütün dünyayı hayrette bırakan Türk inkılâbının fikrî, felsefî, içtimaî tekâmüllerini hazır layıp idare edecek ve aramıza karışmalarını dörtgözle bekiedifimiz, ruhî ve millî terbiye ile mücehhez gençleri yetiştirecek, bu nur ocağının üzerine kıskanç bir alâka ile titremek en hassas vazifemizdir. Asabî ihtilâçlar içinde ıslahat, ıslahat, diye çırpınan ve yürekleri memleket aşkı ile yanan asil ruhlu mütefekkirlerimiz bu mühim mes'ele etfj»f!nda serin kanla metot dahi linde çahşsalar hakikati daha çabuk görmeğe muvaffak olurlar. Usul dahilinde ilk yapılacak şey bu müessesenin neden belini doğrultmadığının ve bütün gayretlere rağmen taşıdığı büyük nama lâyık bir mahiyet almadığının hakikî sebep ve illetlerini aramaktır. tlletin doğru teşhisinden evvel tatbikına kalkılan tedavilerin faydadan ziyade zarar getirdiklerini söylemeğe hacet var mıdırBenre hatanın en can alacak noktasını kavramak için alınacak en güzel tedbir, Darülfünunu kül halinde değil, muhtelif fakültelerini ayrı ayrı tetkik hurdebini altına koymak • tır. Eğer böyle hareket edilecek olursa kusurun hangî fakültelerde ol • duğu derhal meydana çıkar. Teklif ettiğim bu tetkik tarzı, tekâmül kanunlannın zarurî neticeleri olan bazı ehemmiyetsiz noksanları ufaktefek himmetlerle düzelebilecek raddede bulunan (Tıp) ve (Hukuk) Fakültelerinin kıymetlerini meydana çıkaracak, di^er fakültelerin narına yanmak yüziinden umumî teveccühü haksız olarak kaybettiklerini isbat edecektir. Tababet ve hukuk taümile meşgul bu iki irfan ocağımızm hayli eski »e şerefli birer mazüeri vardır. Arasıra idare şekülerinin değiştirilmelerine rağmen, takip ettikleri ilim dallarına lâyık birer âli mektep olmak mezi yetini olsun daima muhafaza etmişler, memleketimize bir çok kıymetli tabip ve hukukşinas yetiştirmişler dir. İlim ve edebiyat doktorlarımızın da bu ehemmiyet ve liyakati kazandıklarını görmek beklediğimiz en büyük saadettir. Darülfünuna yapılan haklı ve fakat müphem hücumların asıl müsebbibi Fen Fakültesidir. Bu fakülte vaktile bakasından emin olmadığmdan önüne rasgelenlere kapısını açmış, yüksek muallim mektebini sa kafı altına aldığı gibi orta tahsili sekizinci, dokuzuncu sınıflarda terketmiş çocukları da talebesi meyanma kabul etmekte mahzur görmemiştir. Bu çok yanlış hareketi yüzünden uğradığı sukutun bugün seyyiesini çektiği gibi, mensup olduğu külliyenin de şerefini tehlikeye düşürüyor. Şimdi insaf ile düşünelim, müte rakki memîeketlerin darülfünunlarına ancak (12) sene lise ve ikişer se ne de (Classe mathematiaue, spesiale, P. C. N.) tahsili görmüş talebe ka bul edilebilirken bizim Fen Fakültesi, Hselerimiz dokuzuncu sınıf talebesini liyakatli bir darülfünun mezunu seviyesine çıkarabilir mi idiü Hâlâ mi mucize peşinde koşmak suretile halkı aldatacaktık? Darülfünunumuza ıslahat namına tatbik edilen seylerin matlup semereleri vermemesindeki (sır) işte buradadır. J İlletin mahiyetini daha vazih bir surette anlatabilmek için en yüksek ; bir Garp darülfünununun bütün müderrislerile birlikte memleketimize | getirildiğni farzedelim. • Bizim Av | rupa'dan mütehassıs getirmek sure • tile yapacağımız ıslahat bundan daha mükemmel değil ya 14 sene mükemmel lise tahsili görmüş talebe iş gormeğe alışmış bu güzide talim heyeti bizim on bir senelik liselerimizin mahsulü olan çocuklarla neye muvaffak olabileceklerdir? Müderris ne kadar yüksek olursa olsun karşısında kabîlî hitap anasır bulamadikça ne yapabilir? Ehemmiyetine binaen bir daha tekrar edeyim, Darülfünunumuzun matlup dereceye yükselmemesinin en kuvvetli sebebi, kendisine lâyık mahreçlerden mahrum olması, bir de yük • sek programları hazmedebilecek olgun talebe bulunamamasıdır. Bazı müstesnaları olsa bile darülfünun talim heyetlerimiz arasında pek güzide zatlarm bulunması in kâr edilemiyecek bir hakikattir. Bunların arasma bir kaç ecnebi müte hassısın da ilâvesi elbette daha hayırlı olur. Fakat asıl illeti teşkil eden liselerin mühim noksanları telâfi edilmedikçe, Darülfünun ve bahusus Fen Fakültesi yerinde saymaktan kurtulamaz. Maarif Vekâletinin, bu sene tatbik ettirmek istediği kitap ve program • Iardan, liseleri ilimden ziyade hayata tevcih etmek istediğî anlaşılıyor. Vakıâ memleketin bu nevi ihtiyacı da çok büyük ve hayatidir. Maamafih ilmi sırf ilim için tahsil edenleri de ayrıca düşünmek liselerimizin bîr kacını darülfünunlarla âli fen mekteplerine talebe yetiştirebilecek mahi yete sokmak ihtimali hiç caiz olmı yan zaruretlerdendir. ABDÜLFEYYAZ TEVFİK ÇinJapon muharebesî Tokyo sefaretimiz tarafmdan şayani dikkat bir tebliğ neşredildi Tokyo 20 (A.A.) (Japonya'nm bamdan alınan haberlere göre Ja • ponya sefiri bugün öğleden sonra M. Türkiye sefareti tarafmdan tebliğ edilmuttîr: Briand'a Mançuri'de tahkîkat yap • Alınan Hk resmî tebliğe nazaran mak üzere teşkili muhtemel komisyon Nonni muharebesi şu suretle cereyan hakkında bir nota verecektir. etmiştir: Japon hükumeti bu notasmda bu Nonni'dekî Japon müfrezesi Çin'komisyonun askerî ve siyasî mahi lilerin taarruzunu kabul ederek 18 yette bütün vak'alar hakkında tahkîteşrinisanide gün ağırırken Ma Chang ordusunun sağ cenahına mukabil bir kat yapması lâzım geldiğini beyan ettaarruz yapmıştır. Çin'liler uzun miid miş, bu komisyonun vâsıl olacağı neticelerin Mançuri'nin tahliyesi ile bir det mukavemet edememişler ve sa münasebeti olmıyacağını kaydettik bahleyin saat 10,30 a doğru ric'ate ten sonra demiştir ki: başlamışlardır. Japon miifrezesinin başlıca kısmı «Mançuri'nin Japon askerlerinin tahÇin'lileri Anganki Tsitsiker'da deliyesi hususunda yalnız Tokyo hükumiryolunun garbine kadar kovala • meti hakem vaziyette bulunacaktır. mıştır. Ceneral Ma Cban ordusu AnMançuri'nin tahliyesi Japon tebaasıganki'nin şarkmda ve ilerisinde ev nın ve bunların can ve malının emnivelce tahkim etmiş olduğu mevkîyeti hususunda başlıca Çin hükumede tutunamadığından şimale doğru tinin, Japonya'nm arzusu veçhile, Jakarmakarışık bir surette kaçmaktapon hükumeti ile umumî bir mua dır. Tsitsîkar'dakî telsîz istasyonu saat hede akti için müzakereye giriş4,30 dan sonra neşriyatını kesmiştir. mek ve böyle bir muahede yap mak Japon'lar Fransa'ya bir nota verdi hususunda gösterdiği hüsnü niyete bağlı bulunacaktır.» Paris 20 (A.A.) Japon mem .iH.ımımınııııılllllllllllIIIIIIIIHIIIIIIIHIIİİIIIinifflill!IIHHmımııııı.i"iı,,n >rnnNiMimııııl)(nifl|||ll!IIIIIIIHIIIIHItl!llllllflHllımwıııtıı M. Grandi'nîn Amerika seyahati İngîltere'de tthalâtın tahdidi ingiliz Veliahtına bir müsaade Londra 18 (A.A.) İngiliz mamulâtı için radyo vasıtasile propaganda yapmak için İngiltere'nin en büyük sanayi merkezlerinden olan Birmingham'a gitmiş olan İngiltere Veliahti Prens Degall yolda yakalandığı hafif bir rahatsızlığa rağmen dün avdet et miştir. Prens alelâde bir yolcu gibi Amesrika Hariciye Nazı Avam Kamarası yeni kanunu kabul etti n resmî bir tebliğ neşretti Wa*hington 20 (A.A.) Hariciye Nazın M. Stimson neşrettiği bir tebHğde kendisile M. Grandi arasında cereyan eden samimî mükâlemele rin beynelmüel malî vaziyette istikrarın iadesi, hükumetlerin birbirlerine olan borçları, tahdidi teslihat ve bey• nelmilel kambiyo muamelelerinden mütevellit mes'eleler hakkında cereyan ettiğini bildirmiştir. Londra 20 (A.A.) Gayritabiî surette artan ithalâtı tahdit hakkmdaki kanun lâyihası Avam ve Lortlar Kamaraları tarafmdan kabul edilmis, Krahn da tasdikma iktiran etmiştir. Bunadn dolayı bu lâyiha artık kanun halini almıştır. Londra 20 (A.A.) Lortlar Ka • marası gayritabiî surette artan it • halâtın tahdidi hakkındaki Iâyihanın bütün kanunî safhalardan geçerek bugün kat'iyet kesbedebilmesi içîn dahilî nizamnamesinin ve mü zakere usulünün muvakkaten tat bik edilmemesini tasvip etmiştir. Amerika'da faşist aleyhtarlarının tahrikâtı Filâdelfiya 20 (A.A.) Bugün öğleden socnra NewYork'tan avdetle buraya gelecek olan M. Grandi'yi kabul etmeğe hazırlanan İtalyan başkonsolosu Marrki Ferrante'nin ikametgâhı civarında pathyan bir bomba mühim hasarat yapmıştır. Polis, bu bombanın mfilâkım faşist aleyhtarlarının teşebbüslerine atfetmektedir. Ankara Bazeteciler Birliğinin içtimaı Ankara 20 (Telefonla) Gaze • teciler Birliği bugün îçtima ederek diğer gazeteci meslektaşların kaydına mey dan verebflmek için gelecek hafta tekrar içtima etmeğe karar vermiş ve geçen haftaki içtimada prensip noktasından defterin esas hrtulması dolayısile geri kalan muameleyi ikmal ederek Aka Gündüz Beyin Birliğin tabiî azası olduğunu müttefikan ve alkıslarla kabul etnuftir. M. Grandi NevvYork'a döndü NewYork 20 (A.A.) İtalyan Hariciye Nazın M. Grandi New • York'a bu sabah avdet ettiği zaman hemen kemen bütün şehir halkının istirakile hararetli bir surette kar sılanmıstır. Üç dört gün evvel şehrimize gelen Bulgar operet tiyatro*u kooperatifi perşembe akşamından itibaren Fransız tiyatrosunda temsillerine baslamıştır. Bulgar opereti perşembe geceher günkü ekspresin birincî sınıf vasi Viktorya isimli eseri ve dün akgonlarından birinde seyahat etmiş tir. Ona gösterilen yegâne müsaade şam da Grafin Mariça'yı temsil etmiş ve çok beğenilmiştir. Bulgar küçük köpeğini, ağzına ısırmamak ioperetinin hemen bütün artistleçin ağızlık takmak şartile berabe ri kısmen türkçe bildiklerinden rinde bulundurmasından ibarettir. mühim bir kısmı •tlll tliIMII llllll tlMIJIIIIIl II IIIMl I1MMIII llillllf [IMMIIIIIIII tri III [IIIIIIIIM11IİIMIIIM lllll llirriltlllll ril I rilirilf IIIII Illll Mİ I MTMIIİflllllIIIIII Jltlllltlltfllllllll muhaverelerin tiyecek kadar sesi çıksaydı, hemen talihsizliği vardır: türkçe geçmektedir. vermiyecek hiç kimse bulunmazdı, Pek sevdiği oğlu adı galiba ŞefViktorya isimli piyeste trupun fakat o (sadece vazifemi yaptım) de katî'dir) avukat oldu. Hayatta ne haprimadonnası Mimi Balkanska di ve sustu. zin tecellidir, talihsiz babalar avu • ile Melle. Tinka çok muvaffak Suspuslukfaki şöhreti şöhretlerin kat evlât yetiştirirler, ve talihsiz in en mükemmelidir: Hayatında hiç bir sanlar avukat olurlar. Bütün dünya olmaktadırlar. Bulgar artistleri zaman müstahak olduğunu isteme da avukathktan fazla hazin meslek içinde sesi çok güzel olan kadınmiştir. Pek çok ihtiyarladığı, hatta yoktur. Zavalhcıklara çok acırım; lar da vardır. Bulgar'ların en büçalışamıyacağı günlerde bile ağzını hayatı, bir cilde istif edilmiş maddeyük tenoru M. Taçef evyelki gün açmamıştır. lerle beş on temyiz kararma uydurBugünkü Anadolu Ajansı o günkü mağa çahşırlar. Hayat bu mudur ya?! şehrimize gelmiştir. Hayatta (hukuk) denilen şey var mıekiptir, ve yeni olarak başlarmda M. Taçef uzun senelerdenberi Muvaffak Bey gibi kıymetli ve kadir dır yaü İnanan öte gitsin, inan Almanya'da muhtelif stütyolarda bilir birisi vardır. Anadolu Ajansına mıyan benim gibi beri gelsin. birçok alafranga plâklar yapaçık teklif yapıyorum: Hayatında hiç Vatandaşları, Memurları, muhar mıştır. bîr şey istemiyen bu mücadele ve me rirleri, ve toprağa suspus iş görenleri, M. Taçef burada Bulgar operet sai arkadaşlarma bir kerpiç mezar ölen Abdi Tevfik için bir dakika sütrupuna iatihak ederek temsil yapsınlar. kuta davet ediyorum. Abdi Tevfik hocanın yalnız bir tek AKA CÜNDJZ verecektir. Londra İS (A.A.) Avrupa'nın en meşhur mütefennin ve muhterilerinden profesör Francis Reid'in yalnız oturduğu evden bir kaç gündsnberi çıkmaması komşularuun merakını mucip olduğundan polise haber verilmiş tir. Eve girildiğ: zaman profesörün baygın bir halde yerde yattıgı görü!müştür. Profesör hemen hastaneye kaldırılmıştır. Hayatı tehlikededir. Reid dumansız barutun muhteriidir. İcat ettiği diğer şeyler arasında ez cümle Linoleum ile simanarmeyi zikretmek lâzımdır. Kendisi bir çok makineleri ıslah ve evvelce gayri mevcut olan müteaddit yeni san'atları ihdas eylemiştir. Meşhur bir muhteri Bulgar Opereti Temsillere başladı Muhaverelerin bir kısmı türkçe geçiyor!

Bu sayıdan diğer sayfalar: