24 Ocak 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

24 Ocak 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cttmfu İstanbul sinemalarında bu hafta gösterilen ve gösterilecek olan filimler Kora Lynn'la evlenmek istiyor. Fa kat bunun için karısı Marguritte Moreno'yu cürmü meşhut halinde ya kalayıp ondan kurtulması lâzım. Bir polis hafiyesi olan Marcel Valle'ye müracaat ediyor. O da Marguritte Moreno'nun guya Pierre Bertin'in evinde birleşip eğlendiklerini öğreni yor, bunu gelip Baroux'ya haber ve riyor. Adam sevinerek Pierre Bertin'e koşuyor. Fikrini açıkça söylüyor. Pierre Bertin Baroux'yı sevistiği genç ve güzel kadın Jeanne Helbing'in kocası zannederek razı oluyor ve mes'eleyi Jeanne Helbing'e açıyor. Genç kadın kocası Baron Fils'in bu zevksizliğine hayret ediyor. Çünkü aşçısı elli yaşında kaknem bir şişkodur. İşte bu yanlışlık yüzünden çok gülünç bir takım nâdiseler cereyan ediyor ve neticede Baroux aşçısmı, Jeanne Helbing de âşıkını elden kaçırıyorlar. Çünkü Pierre Bertin'Ie Kora Lynn sevisiyor ve beraber yaşamağa baslıyorlar. AIM/İKLOPEDI/İ Harf inkılâbındanberi memlekette neşredilen kitapların yekunu 1000 rakamını doldurmuyor. Bütün bu kitapları alıp kütüpanenize kosanız bile okuma ihtiyacınızı tatmin edemezsiniz. Bu kitapların çotju sizin alâkadar olmadığınız mevzulara aittir. Yeni kitap neşriyatı de pek azdır. çıkan ve şimdiden sonra da çıkacak olan bütün kitapların ihtiva ettiği bütün mevzuiar hakkında malumatı havidir. Hayat Ansiklopedisi'ne sahip olmakla tam ve zengin bir kötiipane elde etmiş olacaksımz. HAYAT Halbuki Hayaf Ansiklopedisi geçen dört sene zarfında 1 şubatta çıkıyor AN/İKUOPEDUl HAYAT . Jeanne Helbing, Baron Fils ve Pierre Bertin «Aşçı Güzeli» înde Haftanın filimlerine ait intibalar Çanakkale Çanakkale f ilmini görmeğe giderken, doğrusunu söyliyeyim, oldukça bedbindim. İngiliz'lerin, Tiirk kah ramanlığınm en yüksek bir misali oIan bu şecaat ve hamaset dasitanının muhtelif sahnelerini az çok kendi lehlerine tebdil etmiş olduklarını ve bizimkilerin de ilâve ettikleri par çalarda bu propagandaya mukabele etmeğe çahştıklarım zannediyordum. Filmi seyrettikten sonra çok ya nıldığımı anladım. Çünkü Ingiliz'ler Türk'Ierin bu tarihî celâdet menka besini hiç tahrif etmeden olduğu gibi filme çekmişler, bizimkiler de çok mütevaziane ve mahviyetkârane kısımlar eklemişler. Yalnız şunu ilâve edeyîm ki İngiliz'lerin bu düriistlüğü, sırf hakikat mufrabbetinden ve bizim lehimize bir kordelâ yapmak temayülünden ileri gelmemistir.BiIAkis bu filim İngiliz'lerin, tngiltere hükumetine karşı asikâr bir sikâyeti, bir sitemidir. Yani «biz re fedakârlık gösterdik, netice ne ol du?s> demek istiyorlar. Zaten filmin isminde de bu gaye mündemiçtir. Eski Yunan'hların «İsparta'ya git söyle!» hitabesini takliden «tngiltere'ye git söyle! Tell Englan'» ismini koymuslardır. Buna rağmen «Çanakkale» sade tngiliz ve Türk değil, bütün dünya gençli&i için nihayetsiz ibret levha larını ihtiva ediyor. Fedakâr bir milletin cehennem ateşleri saçan gemiler, ordular karsısında vatanının topraeını müdafaa için nasıl canını siper ettiğini gösterirken istilâcı bir dev letin hırs yüzünden ne mecnunane hareketlere teşebbüs ettiğini de nazanmızda canlandırıvor. Biri ne derece kalbimizde ulvi hisler uyandı nyorsa öteki bütün ruhumuzu nef retle sarsıyor ve Ingiliz gençliği manasız bir gaye uğrunda heba olup gidiyor. Filimde Çanakkale muharebete rinin bütün dehşet ve azameti ku • sursuz canlandınlmıstır. Esas kordelâda iki İngiiiz gencinin hayatını takiben Londra'dan kalkıp harp sahnesine kadar geliyoruz. Senaryo iyi tertip edilmis. Yalnız harbin ilânı anı lüzumu kadar he yecanlı canlandırılamamış. Bir de iki gencin siperin mahfuz noktasında geçirdikleri zamanlar hareketsiz ve uzundur. Bizim ilâve ettiğimiz kısımlara gelince bunlarda san'atkârane bir iddia olmadığı için tabiî o noktadan tenkidine girişmiyeceğiz. Yalnız gönüi îsterdi ki son kısım ingiliz'lerin Çanakkale'yi tahliye edişi, bize sade duman ve çıplak tepeler tarzında değil, hiç olmazsa Boğazın, Anafar ta'lar, Seddülbahir, Anburnu ve sair noktaların, hatta mümkünse oradaki Türk şehitliğile, İngiiiz mezarîı&ının bir panoraması seklinde gösterilmeliydi. O vakit ruhlarda toDİanan heyecen, kalpleri sıkıstıran halecan suyu bitmiş bir musluk gibi anide kurumaz, seller gibi akar ve şelâleler gibi çağlardı. İşte Şen mülâzimde de Lubiç «Vals rüyası» nın fazla hisse hitap eden noktalarını bunun için hazfetmiş. Maamafih, görgüsüz prensesin şi marıkhkları, saray hayatının saçmalıkları, Şen mülâzimin nabızgirliği hepimizi ne kadar güldürdü ise Kledet Kolbert'in aşkını feda ederek sarayın nihayetsiz dehlizinde mün • kesir ve nevmit uzaklaşışı ruhumuzu sızlattı. «Şen mülâzim!» de diğer nazarı dikkati celbeden bir nokta da Lu biç'in teferrüatta düşündürücülükten biraz daha haf if liğe kaçması halk tabakası nüktelerine yaklaşmasıdır. Bu, Lubiç'in san'atından fedakârlık etmeğe mecbur olduğunu ifade et mekle beraber filimlerini daha commercial yapmağa çalıştığını da gösteriyor. Şen mülâzim rolü Maurice'in nes'eli ve çapkın ruhu için nasıl bicilmiş bir kaftan idise Franzi şahsiyeti Clau dette Colbert'e o kadar yakışmıştı. Memleketimizin pek az tanıdığı Miryam Hopkins te görgüsüz prensesi mükemmelen yaşattı. Mükâleme ve sarkıların ne az, ne çok karar bir miktarda olması da Sen mülâzim filminin başlıca meziyetlerinden biridir. Viktorya ve Husarı Artistik'te Çarşamba akşamı «Artistik>> sinemasında başlıyacak olan «Viktorya ve Husarı» hissî bir operettir. Mev zuu: Viktorya isminde güzel bir Macar kızı Koltay isminde genç bir Hussar zabitle nişanlıdır. Zabit u mumî harbe iştirak ediyor. Mütareke ilân olunduğu halde kendisinden haber ahnamıyor. Sevgilisinin öldüğüne HAYAT ANSiKLOPEDiSi 1 şubat tarihinden itiba en çıkmağa başlıyacaktır. '5 günde bir cüz neşrolu ıacaktır. Renkli tabloları bulunacaktır. Her cüzün fiatı 25 curuştur. Bir fikir edinmek üzere karilerimize bedava vermekte olduğumuz broşörden bir tane almak istiyor sanız sağ taraftaki kuponu doldurup adresimize gönde rınız. Hayat Ansiklopedisi Matbaacılık ve neşriyat Türk Anonim Şirketi Gumhuriyet Muesseseleri Istanbul'da Dmunuumumıye karşısınd. ı Hayat Ansiklopedisi için ha zırlanan bedava broşürden bir tane adresime göndermenizi re ca ederim. isim: Adres: Amerika ve Tahdidi teslihat Vaşington Paris'in fikir lerfrıi beğenmiyor tvan Petroviç Viktorya ve Husar'ında kani olan genç kız yaşlı bir adamla evleniyor. Bu zat Pekin'e Amerika sefiri oluyor. Halbuki Koltay Rus'lara esir ol muş ve bir kolayını bulup Sibirya'dan kaçmıştır. O da emirberile beraber Pekin'e geliyor. Bir müsamerede sabık nişanlılar karşılaşıyorlar. Tabiî bu tesadüfün iki genç kalpte uyan dıracağı ıztırabı tahayyül edebilir siniz. Vaşington 23 (A.A.) Amerika, teslihatın tahdidinden evvel emnü selâmeti taleo eden Fransız tezine itiraz etmemekte, fakat bunun için Amerika'nm teminat vermeğe davet edilmemesi şartını ileri sürmektedir. Maamafih, Fransa'nın önümüzdeki Lozan konferansında ileri sürmek tasavvurunda bulunduğu bahrî teslihatın tahdidi teklifi bir nebze hayret tevlit etmiştir. Amerika kara teslihatmın tahdidini zarurî addetmekte ve FransızItalyan bahrî itilâfının tahakkukunu temine âmade bulunmaktadır. Fakat Amerika büvük zırh'ılar hacminin 35,000 tondan aşağı indiribnesine muhalefet eyliyecektir. Amerika, Fransız Meb'usan mecli sinde meb'uslar tarafından ileri sürü len bir Fransız Amerikan mütekabil muavenet misakı akti teklifini «hav salaya sığmaz» telâkki etmektedir. SEYAHAT MEKTUPLAR1: Napoli neş'esizt.. Sokaklarda bir çok kapalı dükkânlara rastlanıyor, dilenciler de çok.. Napoli, kânunusani (Hususî) | Takriben dört sene evvel görmüs olduğum Napoli île şimdiki Napoli arasında bazı farklar var kî nazari dikkati bilmecburiye celbediyor. Dört sene evvel hemen her köşede bir kaç faşist milisine tesadüf ~di lirdi. Sırtlarında karabineler bu genç çocuklarm sokakları dolaşması garip bir şeydi. Bunlar şimdi görülmüyor. Bundan başka hemen her adımda tesadüf edilen siyah fes ve püs küllü faşist teşkilâtı mensupları da mevcut değil. Bilmem biraz benim ha yalim midir, nedir, Napoli hal • kı bana neş'eli görünmedi. Herkesin yüzünde biraz keder var. İşlerine giderken hep düşünceli, düşünceli gidiyorlar. Eskiden gamsız bir hayat geçiren Napoli halkmda şimdi bir durgunluk var. Faşist idaresinin temin ettiği in tizam her yerde görülüyor. Tren ler muntazaman işliyor. Herkes tramvaylara bir kaide dahilinde binip ini'or. Her halde İtalyan'larm pek ziyade muhtaç oldukları bir idare intizamı mevcut. Yalnız bu muntazam idarenin evvel ce menettiği dilenciler pek ço ğalmış. Napoli'nin pek meşhur olan Galeri Hombertosunda bir kahve içerek biraz dinlenmiştim. Parayı verip kalkacağım zaman karşıma siyahlara bürünmüş, elbiseleri lime, lime bir kadın heyulâsı dikildi tste işsizliğin bir timsalini karsımda görüyordum. Bu meshur galerinin bir çok dükkânları kapalı îdi En faal ve kalabalık caddelerde de kapslı dük kânlara tesadüf ettim. Limana indim. Yük vapurlaruun bulunduğu mahalle doğru gittim Orada boşta gezen bir çok gençlere, amelelere rastladım. Bu hal dahî bariz bir surette işsizliğe delâlet ediyordu. Muazzam sarayları, mu kemmel parkları ve bahçeleri. mtıh teşem kiliseleri havi olan Napoli gayet fakir bir kısım halkı da barındırıyor. Sehre civar maVıaHe)erde sakin olan bu biçareler zemin» top • raktan oda'.ar içinde yaşıyorlar Biçare çocuklarm renkleri sapsarı, bacaklan kuvvetsiz ve iğri, karınlarının hakkile doymadıği vazıhan görülüyor. Faşist idaresinin bugün en ziyade ıslaha çalıştığı bir mes'ele de bu çocuklardır. Gayet mebzul çocuk yetiştiren İtalyan'larm bu çocukları bakımsız bırakmaları nasıl tecviz edilebilir?. Hareket edeceğim gün rıhtımda iki Italyan transatlantiği gördüm. Onlartn bizdeıı evvel harekete hazırlandıkları anlaşılıyordu. Biri Franceska Krispi, diğeri Aussania. Aussania, Sitmar kumpanyasına aittir. İki bacal' yeni, muazzam bir vapur. Pek yakın olduğu cihetle salonlarmın lüksünü görmek kabîl oluyordu. En yüksek güvertede barın arkasmda rengârenk Venedik fenerIeri yanıyordu. Her taaraf parıl, parıldı. Lüks.. Lüks.. Lüks.. Bu muazzam ve lüks vapurların, İtalyan'lar tarafından inşası bana hesapsız bir hareket gibi gözüktü. Acaba bunlar memleketin kuvvei maBuraya yatırılan para fa izini ödiyecek, işleme masra fını koruyacak mı? Böyle bîr gemi ne ucuz çıkar ve ne de idaresi ucuzdur. Bunlar bu buhranlı za manda Italya için ayrıca bir masraf kapısı olmıyacak mı? Varidatının haricinde masraf yapmak; işte hali hazır buhranmın mühim sebeplerinden biri de budur. Yeni başlıyan ve başlıyacak o!an filimler Tunus haydutları Glorya'da Glorya sinemasının geçen haftaki programını «Prensin eğlenceleri» filmi olarak kaydetmiştik. Halbuki sinema müdiriyeti bu husus gaze mize ihbar edildikten sonra başka bir karar ittihaz etmiş ve göstermekte olduğu filimleri bir hafta daha temdit etmiştir. «Prensin eğlenceleri» Bu sırada Koltay'ın emirberile Vikbaşka bir zamana talik edilmistir. Dün aksamdan itibaren mezkur sine torya'nın hizmetçisi arasında da bir aşk macerası başlıyor. mada «Tunus haydutları» geçmeğe baslamıştır. Onlar hoş ve eğlenceli zamanlar Bu kordelâ baş rolünü Ellen Richgeçirirken Viktorya ile Hussarı mütter'in oynadığı bir macera filmidir. hiş ve işkenceli bir hayat yaşıyorlar. Mevzuu: Rene isminde bir genç TuHatta Koltay, Viktorya'nın koca nus'ta maden işletmekte olan amcasına sadık kalmak hususundaki ıs • sının ocaklarına yerliler tarafından rarı karsısında ümitsizliğe düşerek vaki olan tecavüzü defetmek için okendisini takip eden Rus askerlerine raya mühimmat ve saire götürmek teslim oluyor. üzere hazırlanıyor. Madenin plânlarına ve sairesine ait mühim evrak Fakat Amerika sefiri vaziyeti kavta üstündedir. O gece sokakta bir hırrıyor. Neticede ayni şahsiyetleri Masızın taarruzundan kurtardığı bir ka caristan'da hep bir arada buluyoruz. dının evine gidiyor. Kadın buna ik • Sefir kendi elile Viktorya'yı Hus ram ettiği şampanyanın içinde uyku sarıyla evlendiriyor. Emirber de sevilâcı verip uyutuyor. Evrakı çalıp gilisi hizmetçiye kavuşuyor. kacıyor. Koltay rolünü İvan Petroviç, VikSonra da pişman olup getiriyor. orya rolünü de Viyana Operası san'atTunus'a birlikte hareket ediyorlar. kârlarından Friedel Schuster, emirMarsilya'da başlarmdan başka bir ber rolünü komik Ernest Verbes, hizmacera geçiyor. Nis'e, Ceneve'ye uğmetçi rolünü Gretel Theimer, Am*ruyorlar ve oradan vapura biniyor rika sefiri rolünü de Mikael Bohnen lar. Tunus'ta da bir hayli mücade oynuyorlar. leden sonra Rene, amcasmın rakibi Filim almanca sozlü ve şarkılıdır. tarafından tertip edilmis bu teca Mmikisi hoştur. vüzü defe muvaffak oluyor ve genç kadınla ev'eniyor. Fransx£lar ne diyorlar? Paris 23 (A.A.) Excelsior gaze tesinin bir muhabirine beyanatta bulunan M. Paul Boncour, tahdidi teslihat konferansında müdafaa edilecek fikirlerin hükumetin veya bir sîyasetin isi olmadığım belki, Fransız siyasetindeki 1 devamı «îösterme'te, "^ ~ " '" ~> r?~lemistir. Mumaileyh demistir ki: « Konferansın hiç olmazsa, dün yayı yeni uçurumlara götürmek tehlikesini arzeden teslihat müsabakasına ve bilhassa bazı memleketlerin daha ziyade ele geçirilemivecek bir sekilde olmak itibarile daha tehlikeli olan gizli teslihat müsabakasına bir fasüa vermek gibi bir neticeye vâsıl olmasını temin için her şey yaomak icaD eder. Fransa, bu konferansa her zamanki gibi vazıh, mantikî ve doğru bir fikir ile istirak etmektedir. Nasıl ki tamirat bahsinde aldığımızdan fazla&ını ödivemi • yeceğimizi sövlüvorsak tahdidi teslihat bahsinde de beynelmilel emnü selâ • metin teminatı nisbetinde her türlO teslihatı tahdide amade bulunmaktayız.» O.S. Amerika'dan çıkan altınlar Nevyork 23 (A.A.) Yirmi milyon 474 bin dolar kıvmetinde altın Fran sa'ya RÖnderilmek üzere vapura yükletilmistir. Bu alhnın sekiz milyon 473,800 dolarlık bir kısmı darphanede işlenme mistir. Ve kambiyo muamelâhna mahsustur 12 milyon dolarlık diğer kısmı ds FranM7 Bankan hesabma gönde • ril mistir Bundan baska Isviçre'ye aît olmak üzere 230 bin dolat kıymetinde diğer bir altiR hamul«i de vapura yükletil • Aşçı güzeii Melek'te önümüzdeki çarşamba gününden itibaren «Melek> sinemasında gös terilmeğe başlanacak olan «Aşcı güzeli* geçenîerde Maurice Chevalier'nin oynadığı Paris'Ii kahvecb nin müellifi Tr'stan Bernard'ın bu isim deki eserinden iktibas edümis bir komedi, daha doğrusu bir vodvi'Jir. Mevzuunu piyesteki isimlerle değil mümessillerinin hakikî isimlerile nakledelim de bu suretle ayni za manda aktörlerinin de kim olduğunu ayrıca zikre hacet kalmadan anla mıs olursunuz. Lucien 8aroux genç ve güzel aşçısı Elhamra ve Opera «Elhamra» sinemasında «Şen mülâzim!» ve «Opera» sinemasında «Çanakkale» filimleri birer hafta daha devam edecektir. Şeı mülâzim! Bir filmi Lubiç idare etsîn ve onu Chevalier oynasın da hosa gitmesin imkânı yok. Sen mülâzim, bütün seyirciler gibi beni de çok eğlendirdi. Hatta bir arahk ta müteessir etti. Çünkü Lubiç filimlerini tıpkı mahir bir kokteyl mütehassısı gibi vücude getirir. İçine neş'e, his, hayal ve hakikatten lüzumu kadar koyar ve siz onu nefis bir içki gibi kana kana dikersiniz. Varşova'daki sefarethanemizde bir resmi kabul Amerika'da 3 şehir Varşova 23 (A.A.) Türkiye se firi Cevat Bey sefarethanede tertip ettiği resmi kabulde Başvekil ve nazırlar, meb'usan ve âyan reislerile basta Fransa ve Ingiltere sefirleri olmak üzere bütün siyasî mümessiller Varsova'nın mülkî ve askerî bütün erkânı hazır bulunmuslardır. Protokol müdürü, davetlileri Türkiye sefirine ve Madam Cevat Beye takdim etmiştir. Briand eğlence döşönüyor Paris 23 | A A . ) Malikânesine a* zimet) dolavısile ecnebı seftrlert, bu »aban Haricive Nezaretm. gidfoek M. Briand'a tfknnı«ît» bnlunmn^iardır. M. Bn'and «efırlerle g&rfishiğu sırada Cocherol malikân«>«ınde geçir«ceği İS tirahat RÜnlerınden bah«ederek en b8« vük eğlenc'inm Britanya lahtîlermde bi'hassa nek enteresan olan yelkenli Ierle denizde dolaşmak olacağmı lemiştir. Harat> oldu Nvyork 3 (A.A.) 3 şhir harap olmuştur. Acote Mango ve Agua Fuego volkanlarının zelzelelerle müterafik olarak indifaat yapmaları dolayısile Guatemala'nın dahilinde büyük hasarat vukua gelmiştir. Mezruat ta ciddî surette zarara uğramıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: