16 Temmuz 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

16 Temmuz 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Camhariyet 16 Temmuz 1932 Takdirsizlik Terzıden geien yeni beyaz müslin tovaletini acele giydi. Aynanın önüne yecti, belini, kalçalarını, eteklerini düzeltti. Omuzlarını oynattı, sağa. sola kıvrıldı; aynadaki aksine gütiümsedi: Güzel olmuş! Perizat Hanımın, sevinçten kal brae gıcıklayıcı çarpıntılar gelmişti. Döndü, konsolun üzerindeki saate 4>akf ı: Beş buçuk! Feyzi bir saate ka«lar gelir. Tekrar soyunmadı; kocasını yeni, cici elbisesile karşılamağa karar verdi. Yüzünden bir pudra tamponu geçirdi, dudaklannın allığını daha kızarttı. Tırnaklarınm cilâsını ha fifçe tazeledi. Gitti, apartımanm sokağa bakan penceresinin öniine oturdu, Feyzi'yi beklemeğe başladı. Ihk bir bahar akşamı idi, rüz gârın şişirdiği perdeler, odayı yelpazeliyordu. Genç kadın, eli çenesinde sokağa bakarken, dıişüncelere tlaldı. Feyzi gelince evde oturmıyacaklar, hemen sokağa çıkacaklardı. Gün 3geç kararıyordu. Bir iki saat dola sır, taze, serin bir hava alırlardı... Sokaktan, giinün saatlerini tanzime memur imişler gibi daima muayyen fasıla ve zamanlarda böğüre, hüngiirdeye geçen ayak satıcıları genç kadına vakti, dakikalan ihtar edi yorlardı. Perizat Hanım, köşe başından çıkan aksakallı yoğurtçuyu görür görmez yerinden fırladı: Saat yedi mi olmuş? Kabil deHemen yatak odasina koş*u, kon"solun üzerindeki saate baktı; ye diye on vardı. Kendi bilek saatîni kontrol etti. Yediyi beş geçiyordu! Genç kadın, kollarını kavuşturarak ayakta rfurdu: Peki, Feyzi nerde kaldı? Birbirini tutmaz mülâhazalar bir saniyede şimşek gibi zihninden geçiyordu: Arkadaşlarile lâkırdıya tu tulmuştur! Ah, bu arkadaşları! BiJiyor ki evde, onu bekliyorum. Tekrar pencerenin öniine otur «ra; için için homurdanıyordu. So kağın elektriği yandı, ayak saticı Jarınm bağırtıları, paslı gıcırtılar gibi duraklıya duraklıya aksediyordu. Odanın kapısı açıldı, genç kadın, fimit ve korku ile sıçradı, f akat hiztmetçinin sesi, onu oturdHığu yere eskisinden daha zebun, daha bitik Jttr halde perçinleyiverdi: Saat sekiz buçuk! Yemeği hapnlıyayım nn ? Genç kadın, rfisleri arasından kınk kısık bağırdı: Daha, bey gehnedi! Beyef endi, gelecek olsaydı, bu #aate kahnaz, gelirdi. Bu cevap, Perizat Hanımı büs bütün kızdırdı; topuklarını yere yurrfu: Budala, ne zaman gelip gi deceğini, sen, benden iyi mi bile ceksin ? Peki hanımcığım! Hizmetçi, korkak adımlarla çe • kildi, çıktı. Genç kadın, artık ye rinde duramıyordu. Feyzi'nin, böyle geç kalışma ne mana vermeliydi? Şimdiye kadar böyle ihmal ettiği olmamıştı. Arkadaşlarile bir gazinoda oturmuşlar, içikiye mi dalmışlard1! ? Hayır! Feyzi'nin içki ile o kadar başı hoş değildi... Acaba arkadaşları, ayarttılar da onu bir eğlentiye mi götürdüler? Genç kadın, dlşlerini bhbirine geçiriyor, yumruklarını sıkarak ol duğu yerde tepiniyor, hıçkırıyordu: yordu: Ah, bu arkadaşları . Ah bu arkadaşları... Saat on bire gelmişti, hâlâ Feyzi görünmemişti. Genç kadın, civar evlerin, komşu apartımanlann kapı çıngıraklarına kadar biitün seslere kulak kabartıyor, sofadan pencere ye, pencereden yan odaya koşuyor, bir yerde durup dinlenemiyortfu. Gece saat bir olunca, Perizat Hanımın sinirleri bozuldu, gevşedi, gözlerinden sıcak yaşlar dökülmeğe başladı: Hayır! diyordu. Muhakkak başına bir felâket geldl... Bir kaza olamaz nn? Otomobil, otobüs çarpar... Yahut birile kavga etti, öldürdüler! Genç kadın, bu ihtimali düşü nürken durdu, beyninin içi parla yıverdi: Evet... Mutlaka öldürmüşlerdir... Kıskanan, bir iki değildi ki... Evet, öldürdüler, hem de benim yüzümden, benim için... Artık hıçkıra hıçkıra ağlıyor, tırnaklannı avuçlarına batırıyor, saç larını yoluyor, ellerile, tırnaklarile, dişlerile yeni beyaz müslin tuvaletini didık didik parçalıyordu... Hizmetçi sabahleyin yatak oda sını bojf görünce salona koştu. Genç kadını, saçlar darma dağınık, esvaplar lime lime halının üstünde, bitap yatıyor buldu. Koştu, Perizat Hanımın başını kaldırdı: Ne oldunuz hanımcığım? Genç kadın, şaşkın şaşkın etrafına bakıyordu. Hizmetçi, bir kâğıt u zattı: Size bir telgraf var, şhndi getirdüer. Perizat Hanım telgTafı açtı, y«ksek sesle bir hamlede okudu: «Son vapuru kaçırdım. Valdemde kalmağa mecbur oldum. Merak et me. Feyzi» Genç kadın, telgrafı, hiddetle buruşturdu, odanın bir köşesine fır lattı ve yattığı yerden silkinerek kalktı: Zalim... Ham... Alçak... ölmetniş... Benim için, benim yüzümde ölmemiş... Halbuki ebn, onun için yepyeni beyaz müslin tuvaletimi parçaladım, ditfikledim!... flfkusat ispanya, Türkiyeye ticarî Bir heyet gönderiyo Madrit 15 (A.A.) İspanya şark ticaret odası ticarî münasebahn inkişafı için Teşrinievvelde şarka ve bilhassa Türkiye'ye bir heyet göndermek için hazırlık yapmaktadır. Atina ticaret mümessilimiz Ticaret ofisine gönderdiği raporda, Yuna • nistan'da Türk kömürünün rağbet gördüğünü bildirerek ihracatı arttırmak için çareler tavsiye etmektedir. Ofis bu hususta bazı tedbirler ittihaz etmişir. Attilâ Dasitanî bir sergüzeşt Muharriri: Marcel Brion. Naşiri Matbaacılık. ve Neşriyat Türk Anonim Şirketi İstanbul • 1932. Fransız muharrirlerinden M. Marcel Brion'un yazdığı Attilâ (1) unvanlı büyük eser, türkçeye tercüme edilerek, evvelce gazetemizde tef rika edilmişti. Ahiren matbaacılık ve neşriyat Türk Anonim şirketi bu eseri, nefis bir surette basmış ve kitap şeklinde satılığa çıkararak millî harsımıza çok hayırlı yüksek bir hizmet yapmıştır. Büyük Türk tarihinin en parlak ve şerefli bir sahifesini teşkil eden Hun İmoaratorluçunun en yüce Padişahının hayatı: Harikalı, heye canlı, akıllara şaşkınlık verecek şanlı safhalarla baştan başa doludur!.. Bir Türk evlâdı tasavvur etmem ki, millî tarihin bu çok şaşaalı sahifelerini, derin bir yürek çarpıntısı ve haklı bir gurur ile okumasın!.. En hayal perest romancınm muhavyilesin den çıkan müheyyiç vak'alar ve binbir gece masallarını geride bırakan en cür'etli tasavvurlar, bu hakikî tarih yaprakları karşısında ne kadar sönük kalıyor!.. Attilâ'nın hayatı bizim gibi cüce insanların manasız sergüzesti değil. Fevkalbeşer bir Türk dâhisinin dünyaları sarsan ve devirler doğuran şaşaalı ve coskun macerasıdır! Bunun içindir ki, bu eseri, büyük, küçük, zengin, fakh*, bütün Türk'lere candan tavsiye ederim. Fiatı ucuzdur. Bu itibarla herkes bir Attilâ kitabı satın alabilir. Bu eser okundukca, millî mefkurenîn, millî benliğin ne mucizeler doğurabildiği f^hrü ibretle görüle cektir. Evet. milâttan bes asır sonra, dâhi bir Türk evlâdı, Avrupa ve Asya'ya hemen kâmilen hâkim ve hükümdar olmus, eski garp mede niyetlerinin besiği ve ocağı sayılan Bizans ve Roma Imparatorluklarını temellerinden sarsmış, Türk atlarını Fransa'nın Sen nehrinde sulamıs ve bütün însanlığa yepyeni bir mede nîyet vermek istemiştir. Bizans ve Roma'nın: Riva, yalan, irtişa, fiskü fücur gibi mezelletlerini ortadan kaldırmak, onun yerine Türk*Kiğün tabiat kadar sâf, riyasız, tekellüfsüz, temra yaşayışnu geçirmek ve bSylece muztarip ve müteellim beseriyeti yeni bir idare tarzile mümkün mer tebe bahtiyar kılmak!.. İşte, Attilâ'nın, büyük fütuhat ve büyük mef kure arasmda takip ettiği insanî gaye... Uncuk oğlu Attilâ (M. S.) 437 tarihinde kardeşi Bleda ile birlikte Hün tahtına çıktı. Payitahtı Tuna ırmağı üzerinde, bugünkü Buda şehri civarında olan Avrupa Hun devletinin idaresi, az zamanda, münhasıran ve kâmilen Attilâ'nın elinde kaldı. Hün tarihi malumdur. Hunlar, yani Kun(1) Marcel Bridn La vie d'Attılâ Librairie GaJlimard. Parisl 1928. Koyun (Koyunlular) (2) biz Türk'lerin ilk atalarımızdır. Hün'Iarın, Türk'lerin ecdadı olduğu kat'î surette tahakkuk etmiştir. (3) tkinci a sırda (M. E.) dünyanın en kuvvetli devletini teşkil eden Hun'lar üç dört yüz senelik bir satvet devrinden sonra Asya'da zâfa düşmüşler ve hü kümdarları Balamir'in idaresinde Avrupa'ya göç etmişlerdi. (M. S. 375). Hun'lar o zamanki Rusya'yı ve Tuna havalisini kâmilen ele geçirmişlerdi. Attilâ mukaddes tmpara torluk kıhcını kusanırken kırk ya sında idi. Koca dâhi, evvelâ, bütün Türk ülkelerini ve beyliklerini bir bayrak altında topladı. Milletin birliğini bir emri vaki haline getirdi. Kocatnan Hun İmparatorluğu, yekpare bir kaya gibi, Çin Seddnden Rhin ırmağına kadar uzanan bir büyük devlet oldu. O derecede ki, o zamanki Şarkî Roma tmparatorluğu, (Bi zans) Attilâ'ya haraç ve yıllık vergi veren bir tâbî menzilesine inmisti!.. Attilâ'nın Roma'ya karşı, önce Fransa'nın Samoanya ovalarında yedi yüz bin kîsilik korkunç bir kuvvetle indirdiği darba, ve sonra ttalya yolile doğrudan doğruya açtığı sefer, başl basına birer şehnameye tnevzu ola cak kadar harikalı ve yüksektir. Taf silâta girismeğe, makalenin dar çer çevesî mânidir. Asıl maksadımız, ma ceranın dasitani azametini ve kita • bın değerini anlatmaktır. 453 sene sinde (M. S.) payitahtında ölen At tilâ'nın mucizeli meziyetlerini gene < ecnebi muharririn diğer bir eserin den naklen kaydediyorum. (4) «Attilâ, bir devlet adamına lâzım olan butün evsafa malikti: Feraset ve zekâ, hars, iabır ve tahammul, inat ve sebat, basiret ve durendılşik > *#* *''' Bu güzel eserden mühevviç bir ka< parça nakletmek isterdim. Su ulvî lev ha ile iktifa edeceğim: ( 5 ) *Hun karargâhında heyecanlı ve muaz zam bir hazırltk vardı Hun'lar vıillî ve an'anevi kahramanltk ve yığıthk dus ttırlanmn en yüksek en fedakâr, en vahş bir hukmunü icra eylemeğe hazırlant . yorlardf Eğer ertesi günü, Roma'lüar taarrüza geçer ve Hun ordusunun, mustahkem si perlerini yarmağa muvaffak olurlarsa, bütün mallar ve servetler yaküacak, ka dtnlar ve çocuklar bizzat kocalart ve baba ları tarafından kesılecek, ve son nefere ka dar, Roma'lüarla dövüsulecekti'.•> YUSUF OSMAN (2) M. Şemsettin Bey . Mufassal Türk tarihi. (cilt 2 s: 19). (3) M emsettm Bey. Mufassal Türk tarihi (cılt 2). (4) Marcel Brion La vıe des Huns (s 141). (5) Attilâ (s 232). Bu akşamki program ÎSTANBUL: 18 Gramofon plâklan neşriyatu 19,30 Saz: Hafız Ahmet Bey heyeti. 20,25 Ajans haberleri, doğru saat. 21 Saz: Hafız Ahmet Bey heyeti. 22 Orkestra; program: 1 Orpheus in der untenceU. 2 Faust. BERLİN: 16 05 gramofon 17,45 sıhhi musaha'be. 18,10 konser 20,05 haftanm hikâyesi 20,35spor havadisleri 21,15 Carnaval op. p İSchumann) 21 40 Alman nüfusu hakkında konferans 24,05 havadisler ve dans musikisi. VİYANA: 17,50 konser 18,55 hafif müsikt 21,25 iki piyano üe konser 22,05 havadisler . 22,20 (çay masasında) üç perdelik komedt24,05 havadisler 24,20 hafif musikL BUDAPEŞTE: 18,05 çocuk saati 19,05 edebî program20,05asfcerî marşlar 22,05 operet parçala. n 1,05 bir lokantadan naklen: Tsigan musikisi. VARŞOVA: 19 05 tsigan musikisi 20,25 hafif tnü siki 22,05 akşam konseri 23,05 tefrika 23,20Jfconsere devam . 24,10 Chopin'in eser' 23 20 konsere devam . 24,10 Clopin'tn eser Türk kömürü revaçta Şişe yerine üzüm, incir Bir Leh müessesesi memleketi mize boş şişe ithal ederek mukati linde Türk üzüm ve inciri almak üzere teşebbüse girişmiştir. Diğer bir müessese de İstanbul'da bir ampul fabrikası açmak fikrindedir. Bu hususta tetkikat yapılacaktır. Mersin'de hububat satışları Mersin 15 (A.A.) İhracat mevsimi başlamıştır. Dün borsada üç kuruş 62 buçuk santimden yirmi ton arpa, 4 kuruş 12 buçuk santimden iki vagon çavdar, 16 kuruş 12 buçuk santimden iki yüz çuval yerli susam satılmışhr. Zincirlikuyu'da Feci bir Otomobil kazasî Bir hususî araba ağaca çarptı, sahibi öldü Zincirlikuyu'da müthiş bir otomobil kazası olmuş, bir kişi ölmüş, iki kişi de yaralanmıştır. Kaza gece saat 22 raddelerinde vuku bulmuştur. Harilaos Ef. isminde bir zatın sahibi bu. lunduğu ve bizzat kullandığı 1035 numaralı hususî otomobil.son sür'atle Zincirlikuyu karakolu yakinındaki virajı dönerken otomobil yanlış bir manevra neticesi bir ağaca çarpmış, devrilmiş ve parça parça olmuştur. Içinde bulunan Ayaspaşa muhtari Fehmi Efendile Vandorf isminde bir genç kız haf if surerte yaralanmışlardır. Harilaos Ef. çok ağır surette yaralanmış, ifadeye gayrimuktedir bir halde kaldırıldığı hastanede sabaha karşı vefat etmiştir. Zincirlikuyu jandarması tahkikata devam etmektedir. Piyanko talihlisi Neler yapacak ? Son tayyare piyangosunün 200,000 liralık ıkramiyesinin tzmir Belediyesi cenaze otomobili şoförâ Halfl Efendiye çıktığı yazılmışh. Halü Efendi kendisine çıkan 20 bin liralık servet karşısında hemen hemen hiç şaşalamamış, değişmemiştir. Hâlâ vazifesine devam etmekte olan talihli adam bu para ile tavukçuluk ve sığırcüık yapacağını söylemek tedir. Vaktile eniştesmin çiftliğinde bulunmuş ve bu işlerden zevk ahrmış. Şimdi bekârmış, evlenip evlenmiyeceği sualine de manidar bir cevap vermîş.. Halep hapisanesinde kanlı arbedeler oldu Halep'ten bildirildiğine gore, mahkumlarla gardiyanlar arasmda kanlı arbedeler olmuştur. Mahkumlar tedarik ettikleri kama ve bıçaklarla evvelâ kendi aralarmda kav gaya başamışlar, sonra gardiyan lara saldırmışlardır. Hâdiseye ye tişen jandarraalar işin telniRt =ve ihtarla bastırılmıyacağmı gö»üı»c» m. teş açmışlardır. Neticeds bir, kaç mahkum ölmüş, yüzden fazlası yaralanmıştır. / Evlenme merasîmi Bıçaklı biletçi Tramvay biletçisi Kemal seyyar yo ğurtçu Süleyman ve Şükrii'yü sustalı çakı ile yaralamıştır. Kemal yakalanmıştır. Selânik'li Nihat Beyin kerimesi Nflüfer Hanım ile Malîye Vekâleti müfettişlerinden Hadi Rıza Beyin evlenme merasimi 14 temuz perşembe günü akraba ve tanıdıklannm huzurue icra kılınmıştır. Taraeyne saadetler temenni ederiz. MAHMUT YESARİ Otomobii kazası Aksaray'da tramvay beklemekte olan Adapazar'lı Halide Hanım Alman te beasından Alfar'ın idare ettiği 1/254 numarah hususî otomobilin altında kalarak yaralanmıştır. Umumî blTsOnnet dOğOnO 23 temmuzda Darülfünun bahçesinde Beyazıt mahallesi tarafından terüp edilen mukellef sünnet düğününde çocuklannı sünnet ettinnek istiyenler hergün Beyazıt mahallesi ihtiyar heyetine müracaat edebilirler. , Feci ve tuhaf bir ölum Bursa ( Hususî ) Muradiye mahallesinde Hamdi isminde bir işçi bahçesini temizlerken üst tarafınd'a bulunan (600) okkahk büyük bir kaya koparak üzerinden geçmiş ve Hamdi'yi ezerek öldürmüştür. Şayani hayrettir ki, bu muazzam taşın bir silindir gibi vücudünü çiğneyip geçmesine rağmen Hamdi'nin vü cudü hali tabiidekî vaziyetinde, haricen; sapasağlam kalmış, fakat ciğer, kalp, mide, bağırsak gibi azası didik didik olmuşcasma parçalan nnştır. Tabibi adlî Salih Haşim Bey bu ölümü tarif ederken: (Taşın tazyiki; ayni zaman da Hamdi'nin vücudünün harice karşı icra etmekte olduğu tazyik anına; yani ciğerin sehik ve kalbin muhite kan sevki sanîyesine tesadüf ettiğinî, onun için vücudün ezildikten sonra tekrar bu vaziyete geldiğini) söyliyor. h. izmir'de iki cinayet Izmir'de kereste fabrikasında çalısan 18 yaşlannda thsan isminde bir amele arkadaşlanndan 35 yaşındaki Arap Ali'yi bir kavga neticesinde öldürmüştür. Gene izmir'de Boşnak İbrahim isminde birisi bir çocuğu döğmüş, buna mâni olmak istiyen Altın Hanımı tahkir etmiştir. Altın Hanımın oğlu Bayram ve damadı Firuz bu hakaretten çok alın mışlar ve bir gün İbrahim'in yolunu keserek döğmek istemişlerdir. Boşnak ibrahim bıçağını çekmiş, oğlu Salih te bir balta ile yardıma koşmuştur. Bo ğuşmanın sonunda Altın Hanımın oğlu Bayram balta ve bıçak darbelerfle paramparça olarak öhnüştür. Katiller yakalanraıştır. Arkadaşını yaraladı Karagümrük'te oturan Yaşar, ma halleli» tsmaü ile kavga etmiş ve sustalı çakısını çekerek Yaşar'ı sol kulağmdan yaralamıştır. V^alova güzelleşiyor Kaphcalarda ucuz oteller ve zarif tesisat rağbeti daha fazlalaştırdı Şark'ta Darülfünun Tesis edilecek Memlekette âli tahsil seviyesini yükseltmek ve devlet makanizmasında Darülfünun mezunu gençler çalıştırmak esasım tatbika karar vermiş bulunan hükumetimiz Ankara'da bazı fakülte ve âli mekteplerle bir Darülfünun temelî kurmuştu. Şimdi de şarkta bir Darülfünun tesisi tasavvur edilmektedir. Bu suretle şark vilâyetlerinde yapılan teşkilâta unsur yetiştirilmis ve irfan merkezleri • mize uzak olan o havali gençliğine tahsil yurdu hazırlanmış olacaktır. Şark Darülfünununun Diyarbekir veya Elâ ziz'de kurulması muhtemeldir. Hergün 15 dakikanızı Veremez misiniz ? On beş dakika, her gün israf ettiğimiz saatlere nisbetle ne • dir? Fakat on beş dakikanın kıymetini bilirseniz, bunun si zin için, büyük bir ehemmiyeti olduğunu anlamakta gecikmezsiniz. Her gün on Heş dakikanızı muntazaman ve devamh bir surette ayni maksat için sarfetti ğinizi düşününüz. Bu muntazam ve mutemadi sây önünde boyun iğmiyecek bir müşkül tasavvur edilebİlir mi? Fakat biz size on beş dakikanızı en faydalı surette sarfet menin sırrını oğreteceğiz. Hayat ansiklopedisi'nin çıkan cüzlerini yataçmızm yam na koyunuz. Her akşam yatma dan evvel ve yahut sabah kal kınca, on beş dakika Ansiklo pedi okuyunuz. Bunu bir itiyat haline getirmeğe çalışınız. On beş gün içinde bir cüzü bitire bilirsiniz. Bu suretle her cüz çıktıkça evvelki cüzü okumuş olursunuz. Ansiklopedi bittiği zaman siz de bütün Ansiklo pediyi tamamlamış ve bir Da rülfünun mezunundan fazla malumat sahibi olmuş olursunuz. Fazla değil, günde yalnız 15 dakika. Bu geceden itibaren bu fikri tatbika baslayınız. Bilecigin fahrî hemşerileri Biledk Belediye meclisi son içtimaında Bilecik meb'usları Salih, tbrahim ve Hayrettin Beylere fahrî hemşerilik unvanının tevcihine karar vermiştir. Alt çenesinde üç sıra diş çıkan çocuk Adana muhasebei hususiye tahsildarlarından Abdülkadir Efendinin 8 ya smdaki oğlu Fahri'nin alt çenesinde üç sıra diş bulunmuş ve diş tabibi Süleyman Fahrî Bey tarafından muvaffakîyetli bir ameliyat yapılmıştır. Çocuğun yaşı gelidiği halde süt dişleri değişmemiş ve bunu takip eden ikinci ve üçüncü sıra dişler arke arkaya nesvü nema bulmuştnr. Hâdise tababetîn kaydetmediği bir gayritabiiliktır. Malatya'da bir cinayet MaJatya 12 Burada feci bir cinayet olmuş, boyacı Mehmet isminde birisi, ayni zamanda ticaret ortağı olan teyzezadesi Hacıyı, kalbine bir bıçak sokarak öldürmüştür. Katil yakalanmıştır. Ziraat Bankasının alacagı buğday Ankara 1 4 Ziraat Bankasının köylüden satın alacağı buğdaylar haksndaki talimatname haftaya kadar ikmal edilecektir. Yalova'da yeni ve şirin eserîerden Haziran iptidasında açılmış olan Yalova kaplıcaları bu sene geçen senelere nazaran daha fazla rağbet görmektedirler. Yalova iskelesinden kaplıcalara giden yeni yolun kaplıcalardan başIıyan tarafı çok zarif bir şekle ko nulmuş, burada Sedbaşı namile ayrıca güzel ve çok ucuz f iatlarla yeni bir gazino yapılmıştır. Kaphclar parklarmda park lokantası önünde park havuzu, Kaynak civarında dağ havuzu ve hepsinden zarif olarak ta yeniyol methalinde şelâleli havuz namile üç te havuz yapılmıştır. yeni yol methalinde şelâleli havuz Dokuz parçadan ibaret ve suları şelâle halinde bir parçadan diğerine dökülerek aşağıya kadar gelen bu havuz İstanbul'da eşi olmıyan bediî bir eserdir. Kaphcalarda bulunan ve Roma, Bizans devrine ait olan asari atikadan bir kısmı temizlenmiş, bulunan sü • tunlar kemerin önüne rekzedilmiştir. Otel ve yemek fiatlarınm geçen senelere nazaran çok ucuz olması, müşterilerin istediği yerde yemek yemekte serbest bırakılmaları Yalova'ya gidenlerm fazlalaşmasını te min etmiştir. SındırgıAkhisar yolu Yoksuzluktan dolayı iktisadî vaztyeti pek düşük olan Sındırgı kazası ile Ak hisar arasmda yeni bir yol yapılmıştır. Manisa ve Balıkesir vilâyetlerinin müşterek mesaisi ile viicude geurüen bu yol Sındırğı'nın hahlarını ve nefis tütünlerini ihraca yardım edecektir. Urfa çiftçilerine yardım Ankara 1 4 Urfa'daki kurakhk hasebile halka Hilâliahmer yardım edecek ve Ziraat Bankası da to • humluk verecektir. yanın çobanlan ömer ve Sadettin ko yunları Kuruköylü Kâni'nin tarlasına soktuklarından korucu Mahmut ve Kâni ile aralarmda kavga çıkmış, çoban ömer bıçakla Mahmud'u öldürmüş, Sadettin de sopa ile Kâni'yi yaralamıştır. Küçük Yozgat'ta Mehmet oğlu Ahmet bost&nına giderken pusuya yatan köy lüsü Ahmet oğlu Behzat tarafından öldürlülmüştür. Uşak'ta bir facia Uşak'ta Hacıhıdır mahallesinde oturan Peder oğlu Ahmet isminde biri, Rcc* birdenbire, uykudan uyanarak eline geçirdiği bir balta ile evvelâ kansmı tehlikeii surette yaralamış, sonra çocuğunun parmaklarnu doğramışhr. Ahmet Efendinin cînnet getirdiğine hiikmedilmpktedir. Mecruhlar hastaneye, katil tevkifhaneye götürülraiislerdir. Denizli'de böyiikbir yangın Denizli'nin Kadıköy nahiyesinde vuku bulan bir yangın mühim ha sarata sebebiyet vermiştir. Zarar ve ziyanın bir milyon lira olduğu tah • min edilmektedir. iki cinayet Yalova'nın Ak köyünden Salih kâh •

Bu sayıdan diğer sayfalar: