16 Temmuz 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

16 Temmuz 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Temmuz 1932 Bu kralların üçü de, krallıkları da. Ahmet, tamamile intizamdar. çıkmış hilinde, Roma papahğının dinî müolan Mısır'.» tnyin olunan yeni bir va messilleri idi; o halde, bunlar, papaliye, nizam ve intizamın iadesinde yardımcı ">îar.>.': Bağdat'tan •z'ânde nm himayesinde bir nevi siyasî iiçlü birlik yapamazlar mıydı? Işte bu rilmişti. Yeni vali de Ahmed'in ü maksatla, senelerce (844851) müvey babası olmuş olan 3ayık Bey teaddit konferanslar yapıldı; bu kon. adında bjr Tü.k idi. feranslarda, üç kralın birbirine tam Ahmet, dört sene geçmeden Mı »ır'ın Efendisi oldu: fakat, Ahmet ne müsavi olduğundan, onların kardeşçe birbirine bağlanacaklarından ve davali namına ve ne do Bağdat halîfesi ha bir çok güzel hislerden bahsedenhesabına çat'.şivcrdu. : Ahmet, rejtıen halifeyi reddetm « ler işidildi; fakat, konferans salo nunda bu sözler söylenirken kraîlar, olmamakla beraber kendi nam ve kulislerde, birbiri aleyhine taraftar hesabına miis'akil hükümdar olarak arıyorlardı. harekete başlamış bulunuyordu. Bu »ayede Mısır, çok seneîerdenberı g'ârmediği bir refah ve saadet devri ne kavuştu. Ahmet, Mısır topraklarını yaptır«Jığı kanallarla sulatarak ihya etti; kumandan ve zabitlerile beraber çoğu Türk olan kuvvetli bir ordu yaptı, etrafına kıymetli insanları topladı, bu suretle, Ahmet, az zamanda, Mı•ır'a civar olan mıntakaiarda hâkim vaziyete geçti; onun hâkuniiği garpte Kırvan Emirliğine yani Aglep oğulları hudutlarma ve şimalde Palestin ve Suriye içerilerine kadar gidiyordu. Ahmet, 877 de Antakya'ya kadar Suriye'yi zaptetti; yedi sene sonra blmeseydi, mutlaka şimal istikame tinde zaferine devam ederdi. Tolu'nun oğlu Ahmed'in Mısır ve Suriye'de kurduğu Türk devleti o kadar kuvvetlenmişti ki; devletin başına geçen oğullan X uncu asrın ilk senelerine kadar vaziyeti kolaylıkla muhafaza edebildiler. * * * Arkadaşlar; Eyaletlerin, Bağdat'tan ayrılmalarınm, biraz can sıkıcı olan tarihi, geniş islâm imparatorluğunun diğer eyaletlerinde de, hatta, meselâ, Abbasî halifeliğini kuran ihtilâlin be şiği olmuş Horasan gibi, halife ta rafından tamamile kazanılmış görünen eyaletlerde dahi, hemen ayni tarzda tekrarlandı. Memun zamanında, Horasan'da kumandan bulunan Tahir adında bir Türk, Bağdat ile rabıtasını kesti, ilk Türk müslüman devletini kurdu; bu idevlet, halifenin hutbe ve para çı karma hakkını tanınmakla beraber, Horasan'da IX uncu asrın sonuna kadar hüküm sürdü. 868 de de, bir İran'lı, Horasan cenubunda, Seistan'da, 908 tarihine kadar devam eden Saffariye devletini kurdu. Eyaletler, birer birer, istiklâllerini kazandıkça, halifelerin hâkimiyeti Bağdad'ın etraf ında, bir avuç toprağa sıkışıyordu. Her cihetçe, IX uncu asrın sonunda, Abbasî İmparatorluğu siyasî bir varlık olmaktan çıkmış bulunuyordu. *** Muhterem meslektaşlarım, Emevi saltanatı bir ihtilâlle yıkılıp yeıine, Abbasî saltanatı kurulurken, hemen ayni devirde, Avrupa'nın garbinde de, buna benzer bir hâdise oluyordu. Malumdur ki, Merove nammda birinin oğlu olan Frank Kralı Şilderik, babasının adına nisbetle Merovenj sülâlesini kurmuştu; bu sülâlenin son tenbel kralları zamanında, I inci Pepen'in oğlu II inci Pepen saray nazırı bulunuyordu. Bu zat Merovenj'lere isyan etti, onları bir muharebede mağlup etti ve Merovenj kralhğına hâkim oldu; bunun Ölümünden sonra vaziyete hâkim olan, onun oğlu, Puatiye'de ta nıdığımız, Şarl yahut Karl Martel olmuştu; fakat kral unvanını takınmamıştı; bunun adına yani Karl'a nisbet edinen, Karolenj sülâlesinden, ilk kral unvanını alan, kısa Pepen olmuştur. (768814) Karolenj sülâlesinin, en parlak şahsiyeti oldu; İ talya, tspanya, Germanya seferleriie saltanat sahasmı genişletti, Avar Türk împaratorluğunu mağlup et mekle kuvveti rattı. Pirene dağla .!uJ.fn O d e r l r m a 8 " » a kada uzıyan büyük bir imparatorluk kurdu. Şarhman, artık imparator olmuştu; Roma împaratoru, yahut kendisînin kullandığı tabirle «Roma İm paratorluğunu idare eden impara tor.» Görülüyor ki, Şarhman, yalnız Frank'ların kralı olmaktan çıkmıştır; o, kendisini başka mahiyette, bir devletin reisi görmüştür. Şarhman'dan sonra, baba oğul ve kardeş kavgaları ve papas entrika lan ile seneler geçti (814843); nihayet Verdiin muahedesile, Şarh man İmparatorluğu ülkeleri üçe bölündü (843): bu muahede Şarılman împaratorluğunu tarihe görnmüş ve Avrupa'da, Fransa, Almanya ve İtalya'nın doğmasına yol açmıştır. * * * Arkadaşlar; Şarhman tmparatorluğu ölmüştü, fakat, »mparatorluk fikri henüz yaşıyordu; bu fikri yaşatan papaslar idi, cünkü onlar, menfaatlerini hırstiyan garbin, kendi tesirleri altmda olmak üzere, birlijnnde görüyorlardı; bu sebeple, papaslar neye mal olursa olsun, bîrlik prensibini yürütebil mek için, daha yarım asır uğraştılar. Verdün muahedesile anlaşmış o îan Sç krald'an Mrî (Loter) Imparatoru unvanını taşımağa devam etti. n Üç kral, biribirinin memleketle rini gasbetmek için filî hareketlerden de geri durmuyorlardı. Papa, henüz ümitsizliğe düşmü yor, krallara gücenmiyor ve onları barıştırmağa çahşıyordu. Fakat, hıristiyan olmıyan kavimlere, hususile, müslümanlara karşı, hıristiyanhğın müdafaasız bırakılmakta olduğunu gören papa, çok hiddetlendi; hele Aglebî devletinin Berber müslümanlarının 846 da Senpiyer kilisesini ziyaretleri, papayı, krallar aleyhine ateş püskürtmüştü. Bu vak'adan sonr?, Papalar, her şeyin üstünde olmak üzere, krallardan kendi maddî emniyetlerini is tiyorlardı. Bir taraftan, kralları, bir impara tor vasıtasile, papalık etrafında toplamak gayretinden de geri durmuyorlardı. Nihayet, Cermanya Kralı Oton, Italya'ya indi, Romi'ya girdi ve îrr.paratorhık tacını giydi (962); mu kaddes Roma German İmparator luğunu kurdu; hrisliyan âlemi üze rinde şahsen yüksek rüfuz kazandı. Papalar, bu neticeden memnun kalmadılar; buna elbofts hayret ediîmez; gerçi onlar, irrparatorluk ve imparator istiyorlar ve bunun için çahşıyorlardı; fakat, kendi kuvvet ve nüfuzları artmak şartîle; halbuki netice kilisenin nüfuz ve hâkimi yeti aleyhine ,oldu. Demek ki, papaların ve papaz ların, dini korumak bahanesile, hristiyan garbi birleştirmek gayrelteri, kendi nüfuz ve hâkimiyetlerinî kurmak içinmiş; kralların da. süphesiz papaya hürmetkâr ve din muhafızı ve hâdimi görünerek başlprına im paratorluk tacı giymeğe çshşmilar!, kuvvet ve nüfuzlarmı arttırmaktan başka gaye için olamazdı. min için Islav'Sarla çok çetin bir harba giriştiler; bu harp, «Omurtag» tan sonra onun halefi «Malamir» zamanında da devam etti (831836). «Malamir» den sonra Bulgar tahtına geçen «Presiyan» Bizans'ta tekerrür eden yeni karışıkhklardan istifade ederek, Rodop Balkan'larfle Arnavutluk arasındaki, dağltk mmtakaya yü rüdü (838); bütün Vardar vadilerini, Uhri ve Prespe gölleri mmtakasını îşkodra gölüne akan Drin nehrine kadar zaptetti: sonra şimale yürüdü, Morava vadilerine kadar hemen bütün, bugünkü Yugoslavya cenubunu, Buîgar Kralığma ilbak etti; ondan sonra tekrar Makedonya cihetine döndü; maksadı Kavala Hmanını zap. tetmekti; fakat Bizans'hlar şarktan, Trakya tarafından Bulgar hudutlarma taarruza başladıklarından, onlara karşı geriye dönmeğe mecbur oldu; binaenaieyh IX uncu asır ortasın. da, Bulgar hükümdan, cenupta, sahile inmeğe muvaffak olmadığı gibi Balkan'lardaki Islav'larm hepsine hâkimiyetini de tanıtamadı. Bundan sonra hükümdar olan birinci Boris, Bizans'ı zaptetmekten vaz geçerek onunla bir ittifak muahedesi yaptı. Bulgar Türk'Ier, işte bu I nci Boris zamanında ve bu muahede icabı olarak Bizans misyonerleri vasıtasile hiristiyan olmuşlardır. Buîgar'ların bu din tebdil etmeleri kendi tarihlerinde olduğu gibi, Islav tarihinde de mühim bir hâdisedir; çünkü bu münasebetledir ki, Islav dili Bulgar'Iarm kat'î olarak resmî dili oldu. Boris'ten sonra «Vlâdimir» i ve onu takiben de «Simon» u Bulgar tahtında görüyoruz; bu «Simon:> Bulgar krallarının en meşhuru oldu; onun za manında Bulgar devleti büyük Bulgarya adını aldı (927); kendisine de «Çar»> unvanı verildi. Boris zama nına kadar, Bulgar Türk hükümdarları umumiyetle bütün Türk hükümdarları gibi Han unvanını taşırlardı. Bundan sonra Bulgar'lar, Şarkî Avrupa'nın siyasî tarihinde, Islav'larla karışmış ve Islav dili konuşur bir mevcudiyet olmuştur. **• Posta Başmüdürlüğünün izahı Karilerimizden bir zat Kızıltoprak postı merkezinden şikâyet etmişti. Posta ve telgraf baş müdiriyeti bu şikâyetin muhik olmadığı hususundaki esbabı berveçhiati izah ve beyan ediyor: Kızıltoprak tek müdürlü bir merkezdir Tek müdürlü merkczlerin mesaisi ise 9. 1 ve 14, 20, 19 olarak tahdit ve tesbit edilmis tir. Bu çalışma saatlerine nazaran miişte kinin müracaatı tatil zamanına tesadüf ediyor. Tatil zamaıılarmda ise muameîe yapılamıyacağı tabiidir. Merkezlerin kadro ve mesaiîeri muhitin vaziyet ve ihtiyacına göre tayin edildiği için bu merkez mesaisinin temdidine de imkân görülemiyor. Konya Merkez Beîediye Riyasetinden: 1 Konya'da; mevcut proje, fennî şartname ve mukavelena mesi mucibince inşa ve 19 temmuz 932 tarihine müsadif cumartesi günü saat 15 te kapalı zarfla ihale edileceği ilân olunan fennî mez baha inşaatının ihalesi taîiplerin esaslı surette tetkikat yapmalarına zaman bırakmak maksadile 6 ağustos 932 tarihine musadif cumartesi günü saat on beşe bırakılmıştır. 2 İşbu inşaatın bedeli rnüteahhidin mezbahayı ikmalinden itibaren varidatı kendisine terk ve tahsis edilmek şartile teklif edeceği muayyen bir isletme müddetiîe cdenecektir. 3 Talipîer lâakal elli bin liralık maîî bir kudrette bulunduğunu ve bu işi ikmal edemediği takdirde on beş bin liralık tazminat vereceğini mübeyyin muteber bir bankanın kefaletnamesini Belediyeye itaya mecburdur. 4 Müteahhit inşaat başında mes'ul bir mühendis veya mimar istihdam ve Tüıkiye dahilinde bir defada lâakal elli bin liralık inşaat yaptırdığına dair vesaik ibraz edecektir. 5 Talipîer teklifnamelerini ihale günü oîan 6 ağustos 932 tarihine musadif cumartesi günü ihale saatinin huTulünden mukad • dem vermiş buîunacaklardîr. 6 Talipîerden arzu edenlere Konya Belediyesinden verîlecek proje fennî şartname ve mukavelename suretleri mukabilinde beş fira alınacaktır. Karacabev'li bir karümiz diyor ki: Karacabey 1338 de bir ev kalmamak şar tile yakılmıştı. Bugünkü Karacabey istirdadı mes'udu müteakıp yeniden yapıl mıştır. Bu meyanda tütün inhisar idaresi için alınacağı söyîenen bina da fennin en son icaabtına göre yapümıs kârgir, sağlam ve Karacabey"in en iyi binalnnndan biri. dir Binaenaieyh evvelce gazetenize bu bapta makus olarak vuku bulan ihba^lsr asıîsızdır. Karacabey'de Eşref Yüksek Iktisai ve Ticaret Mektebi MüdürlüğünJen: Ahiren Ticaret Lisesine tahviî edilen ve evveîce (Yüksek kısım) unvanını taşıyan kısımdan mezun olanlara tedri$atla bulunuîmak üzere 20 temmuz 932 çarsamba gününden itibaren 20 eylul 932 ta • rihine kadar iki ay müddetle mektep binasında hususî kurslar açılmıştır. Bu kısmın eski mezunîanndan devam etmek istiyenlerin 20 tem muz 932 çarsamba gününe kadar kayıtları yapılmak üzere Mektep Müdürlüğüne müracaatleri ilân olunur. Köy mekteplerinde tedrisat Köy mekteplerinde tedrisata dair olan gazetemizin bir başmakalesi üzerine ka rilerimizden Tekirdağı köy muallimlerin. den Peyda Özdil imzasile alman mektuptan su satırlan iktibas ediyoruz. «Köy mekteplerinde teşkili artık bir zaruret halini alan 'toprakta ameliyat dersleri» mektep mefhumunu köylü taraf mdar daha mııavyen bir tarzda telâkkiisni mucip olacak. onlara en kestirme yoldan köy mektebini sevdirecektir. Köylü yapıldıgı iddia edilen bir işin maddî neticesini görmedikçe ona inanmaz. Sözden ziyade işe sarılan kâğıttan çok toprağa ehemmiyet veren temiz yürekli aziz Türk köylüsü köy mekteplerinin bu toprak üzerindeki amelî tedrisatmı büyük bir alâka ile karşılamakta gecikmiyecektir. çiftçi ve çoban bu millet için unsuru aslidir. Vecizesi hakikatin yerli yerinde inkişafını bu su . retle teselsül ettirecektir.» İstanbul C. Müddeiumumîliğinclen: îstanbul umumî hapisane ve tevkifane hastaneleri için muktazi süt, yoğurt münakasaya vazedilmiştir. Taîiplerin şartnameyi görmek üzere Adîiye levazımma ve münakasaya iştirak etmek üzere 27 tem muz 932 çarsamba günü saat 15 te Defterdarlıkta müteşekkil komisyonu mahsusuna müracaatleri. Papalcrla Cermanya İmparator larının çarpı&mast Bu, ikî tarafça anlaşıldıktan sonra, baş vurulacak iki cihet yardır; menfaatlerde uyuşarak anlaşmak. ve yahut, kuvvet parçalanmaz diyip, onu parcalarjak: istiyeni parçalamak. Birinci cihet, yani uyuşmak, îki taraf ta çarpışmak için kendine güvenemediği zaman müracaat olunur bir çaredir. İki taraftan biri veya her iki tara^ talihini tecrübe edecek kuvvet ve cesarette ise, çarpışma, muhakkakhr. Papalarla, Gremanva împaratorları arasmda, bu dediğimiz ikinci hal vuku bulmuştur, çarpışma! Bu çarpışma asırlarca devam etti. * * * Arkadalşar; Garbî Avrupa vaziyetine temas etmişken, aşağı yukarı Avrupa'nın şarkında ayni devirde, faaliyetlerıle dikkati celbeden bazı mevcudiyetlerden de bahsetmek münasip olur; meselâ Garbî Bulgar'lar. Bulgar'Iarm Avar'larla müşterek faaliyetlerinden, Tuna cenubuna indiklerinden bilmünasebe bahset miştik. Şimdi söylemek istediğimiz Bulgar'Iarm Avar'lardan ayrıldıktan sonraki siyasî ve askerî faaliyetlerine dair olacaktır. Arkadaşlar; Çar Simon'un zamanında Bulgar,lar Balkan yarımadasında kuvvetli yerleşirken Tuna'nın şimalinde henüz «Prat» ve «Teis» nehirleri ara sında, hâkim unsur olarak yaşamakta bulunan Isîav'lar, X uncu asırda uzak şarktan gelen yeni Türk kabilelerinin akınları önünde eriyip gidiyorlardı; bu yeni gelen kavimlerin önünde Macar'lar dikkati celbeder; bunlar nisbeten kısa bir zaman içinde Ahnanya'nm, İtalya'nın, Fransa'nm zengin kıt'alarmda şedit akınlar yap. tıktan sonra «TeLss ırmağı ve Orta Tuna ovalarmda, bugünkü vatan • larında yerleştiler. Macar'larm Rusya cenubunda, ilk göründükleri zamanda, dillerine ve onların cismanî teşekküllerine, ahlâklarına, teşkiiâtlarına dah dikkatli bir tetkik gösterir ki, Macar'lar Al tay'lardan çıkmış «Op» (Ob) ve İrtiş ırmakları arasmda bir müddet kal dıktan sonra garbe yürüyerek, Ural dağlarını «Seuil d'İekaterinburg» denilmekte olan geçitten geçerek, Volga ırmağına doğru yürümüşlerdir. Macar'larm Hun'lar gibi tamamen ve hakikî olarak Türk olduklan şüphesizdir. (1) Macar'lar yeni kabile halinde idi; tehlikeli zamanlarda bu ka. bilelerin reisleri birleşirlerdi; fakat alelâde zamanlarda, umumiyetle kendi hesaplarına hareket ederlerdi. Birleştikleri zaman demir gibi bir inzibata tâbi olurlardı; hayatîarı, binicilikleri, cengâverlikleri, Hun Türk'lerinin ayni idi. Bu Türk kabileleri IX uncu asrın başlarmda «A zak» denizi şarkına gelmiş bulunu yorîardı. Tensikat yüzünden Ben Loit Tiryestino kumpanyasmda ca. lışırken tensikat münasebetile hariçte bırakıldım. Kumpanyada bir cck ecnebi müstahdem olup yalnız biz Türk'ler fazla addedilmiş oluyoruz. Kumpanyanın Türkiye"deki merkezinde bir ecnebi meselâ bir Yunan'h kullanılacağma bu hizmete bir Türk daha lâyık değü midir Bunun nazari dikkate almacak bir mes'ele olduğuna hacet yoktur sanırım. Beyoğlu'nda Firuza'da 69 numarada Ali Hasan Devolardan ilâç Bir kariimizin mektubundan telhisen şu fıkralan ahyoruz: Depolardan ilâç almması menedilmiş. Depolar perakende satış yapmıyacaklar. Bu karar sırf eczacıların menfaatlerine hâdimdir. Bazı ilâçlar var ki eczacılar buna kıyasıya para alıyorlar. Geçende gazetelerde doktorlardan kazanç vergisi alına. cağı havadisini okudufum zaman kork tum. Çünkü bunun neticesi gene hasta lardan çıkacaktır. Vergiler ağırlaşmadan doktorlarımızın viziteleri yüksek bulunurken vergiler yükselirse kim bilir ne isti yecekîer... Bundan maada bir de kitap derdi vardır. Hulâsa bir aile şu üç müşkül karşısmda . dır Dcfetor. ilâc, kitap parası. Dört cocuğum var. Hepsi de sınıf geçtüer. Daha şimdiden kitap paralarını nasıl verece ğimi düsünüyorum. Şefik Kraüçenin saç tuvaletini yapan müessesedir. Saçlarınızı bsze yaptırınız. N a h m u t v e Mihail İstiklâl caddesi Tünel meydanı Foto Süreyya içinde No. 509 İstanbul Dördüncü ğundan: İcra memurlu Kadın Perukâr Salonu Poli Anna ?a!I Aniiâ'aın Ger.. j Bu eser en cansıkıcı ve üzucü hareketleri neş'elenecak bir hale getirmek için yaratılmıştır. Poli Anna muhitindekî en betbin ve en neş'esiz insanlara bile nikbinlik ve neş'e aşılıyarak onları mes'ut eden bir kızdır. Bu kitaplar her aile için en Iüzumlu eserlerdir. (Poli Anna) ve (Pcli Anna'nin Gençliği) kitaplar Mp.^anc.lık ve Neşriyat Türk Anonim Şirketi tarafından neşrolunmuştur. Maarif Vekâleti Talim ve Terbîye daîresi bu iki eseri fevkalâde takdir et • miştir. Her iki eserin de fiatı 75 ve ikisi 150 kuruşur. Tevzi mahaHeri: 1 Cağaloğlu'nda (Cumhuriyet müesseseleri). 2 Ankara caddesinde Kanaat kütüpanesi. Beyoğlu Dördüncü Sulh Hukuk mahkemesinden: Beyoğlu'nda Firuzağa'da Krespi apartım?nında 5 numaralı dairede sakin iken müptelâ olduğu akıl hastah ğından dolayı Balıklı hastanesinde te davi edilmekte olan Avram Kosti Efendinin haricine ve mezkur apartımanda sakin zevcesi Madam Sofya'nın vasi tayinine 13/7/932 tarihinde karar veril, miştir. Keyfiyet ilân olunur. İstanbul Uçüncü İcra memurluğundan: Tamamına (9000) lira kıymet takdir olunan Fındıklı'da Selimehahm mahallestnde Osmançavuş sokağında atik 13 13 maralarla cedit 15 17 15/1 nu murakkam üç bap hanenin ve Şikâyet haklı dsçil mi? Büyük Fatih yangınmdanberi kücük yollar şöyle dursun ehemmiyetlileri bile hakkile yapılmamıştır. Meselâ Topkapı tramvay caddesi YusufPaşa'dan Şehremini'ne kadar yangında yanmıştır. Bunun mühim kısmı ancak altı senede tesviye ediidi. Edirnekapı caddesi ikmal edildikten sonra orasının ne kadar şeref ve rağbet bulduğu meydandadır. Topkapı caddesi de ayni himmete mazhar olsa bu taraflarda da yeni yeni evler yapılacaktır. Halbuki bu. ralarda bazı sokaklardan insan gündüz leri bile geçmekten korkuyor Belediye mizden bu cihatlerin ıslahı ve imarı bekleniyor. Şehremini sakinlerinden Ahmet Bulgar Türkler Bulgar Türk'Ier, bir asır süren gayret ve faaliyetleri neticeslnde bütün Balkan'lar mıntakasında hâkim bir vaziyet teminine ve bu mıntakaiarda yayıînuş ve dağmık bir halde bulunan Islav unsurlarım gönül rızala • rile ve yahut zorla hâkimiyetleri altına almağa muvaffak oldular; bü yiik bir imparatorluk kurdular. Za manla Makedonya'nın büyük kısmı, Arnavutluk, Sırp memleketleri bu imparatorluğa ithal ediidi. Nihayet, Şarkta Edirne'ye Makedonya'da Selâniğ'e yaklaşıîdı ve Tesalya ve Epir içerüerine girildi. Bu devirde Bizans İmparatorluğu zayıf ellerde ve anarşi içinde idi. 802 de Bulgar devleti hükümdarı olan «Krum», bu vaziyetten istifadeyi kaçırmadı; her istikametrte devletinin hudutlarını genişletti. Bizans İmparatoru Nikefor «Nicephore) ordusunu «Virbitsa» da (Varna garbi cenubisinde) bir gece baskım ile (26/27 temmuz 811) mağlup etti; Krum'dan sonra (814) yerine geçen oğlu «O murtag» babasmın parlak zaferlerile iktifa ederek, Bizans ile kendi lehinde bir muahede yaptı. Fakat, bununla beraber boş durmadı; henüz ftsi olan Islav'ları itaat altına a'makla meşgu.l oldu. «Şarhman», Avar împaratorluğunu yıktıktan sonra, bu imparatorluğun şark mıntakasında oturan Is lav'Iara temas etmişti; bu Isîav'lar, Frank'Iara dayanarak, Bulgar, hâkimiyetind'en kurtulmağa teşebbüs ettiler. Bulgar'lar hâkimiyetlerinî te Macar'larm Orta Asya'dan ayrılmaları Macar'larm Orta Asya'dan ayrılmaları sebebini VIII İnci asırda, yani büyük Gök Türk İmparatorluğunun göçmesinden sonra ve Arap'larm Sey. hun . Ceyhun'daki Türk ellerine saldırdıklan devirde Orta Asya'da görülen karsşıklıkta aramak lâzımdır. Macar'lar Azak şarkına geldikleri zaman Cenubî Rusya çoktan Hazar Türk'lerinin hükmü altmcla bulunu yordu. Macar'lar Hazar devletile anlaşarak < D n ve «Kuban» ırmakları ? o» arasmda, Azak şarkında yerleştiler. Fakat IX uncu asrın ikinci yarısında yerlerinden oynatıldılar. Bunları yerlerinden oynatan «Peçenekler» oldu. Peçenekler dahi Macar'ları takiben Orta Asya'dan gelen büyük Türk ailesinden bir parça idi. Hzar'îar Peçenekler'Ie muharebe etmeğe mecbur oldu ve onları Vclga garbine sürdü; Peçenekler de Macar'lar üzerine yüklenerek onları evveîâ Don ve sonra Dinyeper garbine sürdüler. Garbe göç etmeğe mecbur olan Macar'lar süvarüerini çoktan uzaklara, ta Cermanya'ya kadar sürmüşlerdi (862). (yarın devam edeceğiz) (1) Konferansımı hazırlarken kaydettğim mülâhazalarda ve tesbit ettiğim hüküm . lerde, bazı zevatın noktai nazarlarından istifade ettiğim gibi bu bahiste misafirimiz âlim Zayti Ferençie de istişare etti Şiml kaydetmek isterlm. Bu âlimin benimle hemfikir olduğunu memnuniyetle söyliyebillrlnı. Akşam gazetesinin 13 haziran 932 tarih ve 4911 numaralı nüshasının 11 inci sahifesinin 4 üncü sütununda ve Milliyet gazetesinin 13 haziran 932 tarih ve 2270 numaralı nüshasının 5 inci sahifesinin 4 üncü sütununda ve Cumhuriyet gazetesinin 13 haziran 932 tarih ve albncı sahifesinin 4 üncü sütununda da iremize ait 926/6291 numaralı ilânında tamamı beş bin sekiz yüz yetmiş beş lira kıymeti muhammeneli Arnavutköy'ünde Kilise sokağında 4,4 mükerrer atik ve 6 cedit numaralı gayrimenkulün ta mamı 16/7/932 tarihine musadif cu martesi günü saat 14 ten 17 ye kadar dairemizde müzayedeye konulacağı ilân edilmiş ise de mezkur günün resmi ta tile tesadüf etmesi hasebile işbu gay rimenkul satışma 18/7/932 tarihine tesadüf eden pazartesi günü sat 14 ten 17 ye kadar dairemizde icra edileceği keyfiyeti 92616291 dosya numarasile ilân. olunur. Ticaret davalarma da rüyete mezun İstanbul Asliye mahkemesi Birinci Hukuk dairesinden: 7 Galata'da Karamustafa sokak 29 numarada Lavboviç Efendinin Eminönü'nde Rıhtım hanında 2 numarada Kolçak zade Nusrat, Musa re:szade Ahmet ve Nafi Beyler aleyhlerine ikame eylediği alacak davasından nnın meçhuliyeti dolayı müddeaa . anlaşılması hasebile Ieyhlerden Nafi Beyin ikametgâhı hazınamına tastir kılınan davetiyenin H. U. M. K. nun 141 inci maddesi htikmüne tevfikan ilânen tebliğine karar verilmis ve emri muhakeme 20/9/932 salı saat 14 te muayyen buîunmus olduğundan mumaileyh yevm ve vakti mezkurda mahkemede hazır bulunmadığı veya bir veki! göndermediği takdirde muamelei gıyabiyeye devam edüeceği ilânen tebliğ olunur. Alaca'da Hâmit Beye Mektubunuzda yazdığınız mes'ele aidi diyeti hasebile gazetelerde münakaşa edilemiveceğinden varakanızı maalesef der. cedemiyoruz. tamami açık arttumıya vazolunmuştur. 1/8/932 tarihinde sartnamesi divan haneye talik edilerek 22/8/932 tarihine musadif pazartesi günü saat on dörtten on altıya kadar İstanbul üçüncü icra memurluğunda birinci açık arttırma surelile satılacaktır. Arttırmıya iştirak için yüzde 7 teminat akçesi alınır. Müterakim vergi ve beîediye ve vakıf icaresi müş teriye aittir. Hakları tapu sicillerile sabit olmıyan ipotekli alacakhlar üe diğer alâkadarlann ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarmı hususile faiz ve masa irfe dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün zarfında evrakı müsbitelerile bildirmeleri lâzımdır. Aksî halde hakları tapu sicillerile sa, bit oJmıyanlar satış bedelinin paylaş masından hariç kalırlar. Alâkadaranın icra ve iflâ« kanununun 119 uncu maddesi ahk&mına tevfikan hareket etmebri Iüzumu ve daha fWîa malâmat ahnafc istiyenlerfn »3Î/1S8İ n m n muriyetiınlze i » memüracaatleri ilân olunur. Kcnya'da Ztvarık nahiyesinde Sülevman, Hafil, Ahmel ve İbrahim Eferdiîere Şahsa ecavüz mahiyetinde olan varakaların dercine imkân yoktıır Karilerimiden Rahmi Beye Şikâyet mektubunuzn aldık. Muvazzah adresinizi göndermenize intizaren tevkif ediyoruz. Şikâyet varakaJarmda müstekiler hüviyetlerini tamamile izhar etmektedirler Esbak gümrük amhanr memurtt müteveffa Faik Etendinin zevcesi Hatice Hanıma Dr. Hafız Cema! Dahiliye mütehassisı Cumadan Divanyolu'nd* ve tedavi eder. maada her gün saat (2,30 dan 5 e) kadar (118) tstanbui'da numarah kabul Zevcinizden dolayı tahsisini istediğiniz aile maaşı hakkmda malumat almak üzere matbaamıza müracaat etmeniz lâzımdır. Matbaaya gelemediğinJz takdirde nerede oturduğımuza dair muvazzah adresinizi yazarak bir mektupla gönderin. hususî kabinesinde hastalarını Telefon İs. 22398.

Bu sayıdan diğer sayfalar: