5 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

5 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

™ 5 Eylul 1°23 * Ne istiyor? Moda Zaman zaman, nereden estigi bilinmiyen bir moda salgını, büün bir fehir balkının başını döndürüyor, sinirlerini sariyor, ve kesesini, esrarengiz bir kurt gibi yi yiyor.. Bir gün bakıyorsunuz, gramofon modası çıkmış.. Artık tek katlı, çarpık saçaklı mahalle evle • rinden çatısı bulutlara değen yeni apartunanlara kadar, îstanbul'un bütün pencerelerinden çeşit çeşit farkılar, türkürer, fokstrotiar, tangolar yükseliyor!.. Bir gün bakıyorsunuz, gramo • fon modası geçmiş, radyo modası çıkmış.. Bu sefer de, gene şehrin bütun binalarından, ayni esrarengiz ağız ayni havayı söylüyor!.. Bir gün bakıyorsunuz, bütün Istanbul halkı, sar'ası tutmuş dervişler gibi odalarda, salonlarda, korkunç hareketler, müheyyiç çırpınışlarla tepiniyorlar: Dans modası!.. Bir başka gün bakıyorsunuz, şehrin bütün sahilleri yan çıplak insanlarla dolu.. Suda yıkanıp güneşte kurulanan vücutler kara • kınmzı.. Kollarda, bacaklarda, yer yer yanık lekeleri: Plâj mo jdaıı!.. f Hasıli efen'dim, Ker sene, her mevsim, hatta her ay yeni bir moidanm sihirli parmakları arasında renkten reoge, şeküden şekile giriyoruz» Acaba yakm istikbalin mo'da sî ne olacak dersiniz?.. Doktorların, gıda diye halka zeytiny'ekmek, kavun, karpuz tavsiye edislerine balalırsa... Kadmlann, kızların, erkekle rin, gençlerin, çorapsız bacak, şapkasız baş, gıravatsız boyun, kolsuz gömlek ve ceketsiz olarak sokağa çıkışlanna dikkat edilir•e... jYakln istikbalin modası oruç ye çıplaklık olacak! iktisadî buhrandan şikâyet eclenlere müjde: Yeni moda im • datiarına yetisiyor! Akbaba Gazinoda otarurken bir ar kadaşa rast geldim mi mutlaka aşağıdan alırım. Çünkü yüksek şeylere kesem müsait değildir. Gene öyle olda. Bebek bahçesirf de oturuyor dum. Bir de bak ttm kars'dan geliyor. Çaresiz masama çağırdım. Ikram et • tim. * Kabadayı Mifon, oğlu Salamon'a an • lattyor: Ben, yencliğimde çok cesur, çok kaba dayı bir ada mım.. Hiç unut mam, bir yan, bir herif i pa taklamak için yürüye yüriiye dört gaatlik yola yittim... Sonra nasıl yeldın baba? Sediye ı len!.. DiKODl) Saçlar firİiaİİİ! Beyöğlu'nun sigara dümanın • Han sis altında kalmış pastaha nelerinden birinde iki kumarbaz başbaşa vermiş hararetli hararetli konuşuyorlardı: Azizim, geçen cuma kumarhanede bir hiylebaz yakaladık ki, sorma. Herif herkese birer ful, birer kare veriyor. Kendisi de royal alıyor.. Tabiî derbal kapı dışarı etmişsinizdir. Yok canım, ne münasebet.. Daha bütün marifetlerini öğrenemedik ki!.. Şadan Hanımefendinin kabul günü.. Bugünü beklemiyen kim var?.. Her pazartesi, Isatnbul'un bütün şık otomobilleri, Şadan Hanımefendinin apartımanı önünde durur! Kadınlar, en zarif tuvaletle » rini, en ince hareketlerini o gün teshir ederler. Erkekler, en nazik tavırlannı, en zeki tebessümle rini o gün takınırlar! İşte, gene salon, şıklıkta, suhlukta, gençlikte, kızlarile yanş eden annelerle dolu.. Kahve içer İşte, gene oğullan kadar dinç, misin? neş'efi ve kıvrak görünmeğe çahAşkofsun Kahve isşan, yüzleri en keskin usturalarla tki eski ah tetnem. beyaz kıllardan temizlenmiş babap, uzun bir balar... Cay? ayrılıktan *onİşte, Ferdane Hanımefendinin Çay da isra karştlaştılar: kızı Gülyiiz de geldi.. Ferdane temem. Yahu, ne Hanımefendi ile Şadan HammeAnlanldi. Arkadaşımın bu relerdesin.. Se fendi hem can dostu, hem can düşmamdır. Senelerdenberi ta gan bir şey iç ni kaybettik... nışan bu iki âsina, son aylarda, mege niyeti yok Paris'te iihtiyar gönüllerini ayni gence tu. Kibarlık bendim azizim.. kaptırmanm azabı içinde biribiri< de kalsrn diye Ya...Nasd\ ne yan bakmağa başlamıştılar! I bir yüksekten oratt? İyi mi? Bugün Gülyüz'ün yalmz gelmeatayım dedim. Enfes mem si, Şadan Hanımefendiyi hem se* Sodalı bir leket azizim, en vindirdi, hem şaşırttı... Onun gelviski? fes.. Zengin ol meyişinden, Cemil Bey de telâşa Dostum gnl • mak ister misin? düşmüştü. Cemil Beyin kim ol dü: duğunu bildiniz tabiî: Gençliğini Doğru Paris'e Soda istetakma dişli iki ağza gıda eden git! mem! dedi. zat!.. Telâşla sordu: Yok canım. Cüceler Valde hanımefendi nerede • Vallahi... Taksim bahBen Paris'e git ler efendim! Gülyiiz gülümsedi: çerinde, bir kaç tiğim zaman ce Şimai^ gelecek efendim.. haftadır oyun bimde iki yüz Perukârda, saçlarını yaptırıyor... lar veren cace frangtm vardı... koluna, muharBu cevap üzerine, Şadan Ha Şimdi? rir Sadri Ethem nımefendinin yüzündeki buru • Şimdi iki Beyin teşkil etşuklar tatlı bir tebessümle açıldı Erkek Elektrikçi, taksiti veremediğimiz için bugün ceryanı kesti.. yüz bin frank tiği haber alınve Cemil'in kulağına iğilip fısıl • Kadın Daha iyi.. Sinema mevsimi geliyor, gözlerimiz karanhğa alışır! borcum var! mıstır. dadı: Kuvafürün saçlarını yap • Tedbir! ması, kendisinin gelmesine mâni Doğru sözj değildi ki... Perukâr, saçları sonVak'a Napolyon zamanında Salamon, doğru söyle: Bu cereyan etmiştir. Fransız askerteri radan da gönderebilirdi!.. elbisenin her tarafı halis yün müÇimdik o sayısız harplerinden birinde fedür? ci bir bozguna uğramışlar, kaçı Yok, ben Allah'tan korka Ne ses! yorlardı. Bir arahk zabhin göziirim... İYalan söyliyemem. DüğmeBahir Bey çocuğunun yaş günü ne ordudaki bir Musevi askerin leri kemiktendir! garip kıyafeti iHşti. Diğer asker diye bir müsamere tertip etmis, lerin yalmz göğüslerlne taktık • uzak yakm bir sürü dostu o gece Salomon'un duası! evinde toplamıştı. Yenildi, içil ken başmıza yanm okka bnz koyunuz.. On bef yirmî ki»i kadar vardılar. Biiları zırhı bu zat hem göğsüne, Salamon Efendi, bir gün ibadet di, konuşuldu, görüşüldü, gülüyücek bir masaya sıralanmışlar, hem ye Efendim buz ağrıyı teştit eder. hem sırtına geçirmisti. esnasında şöyle dua ediyordu: şüdür. Fakat vaktin hayli ilerte mek yiyorlar, hem hafif tertip «âlemi Bugün fennen malumdur ki... Zabit merak etti, sordu. Dilerim Allahtan hiç evlen ab» eyliyorlardı. Bol yıldızlı pabrduu mesine rağmen kimsede gitme Müsaade ederseniz bir sey de ben Niye zırhı iıem göğsüne. hem ğe benzer bir hareket yoktu. tşin bir aguctos gecesidi. Etrafta uzaktan meyim! söyliyeyim... Malumu âliniz kafa Oe sırtına taktın? ozağa sürüklenen bir iki köpek ulumafecaatini sezen Bahir Bey karısını] Eğer evlenirsem, hiç aldan nndan başka ses, bir iki yıldız sek mide arasmda daimi bir münasebet var» Musevi nefer, korkudatı titribir köşeye çekti, usulca kulağına mesinden başka hareket yok gibidi. Kra dır. Ispanak ile pırasa bu işe bire birdir. mayım! yen dudaklarımn arasından mı fısıldadı: Sarmısak dururken ıspanak ile pı Eğer aldanırsana, hiç bilme liçflDİn gazelliğinden başlıyan çeki^tinnerıldandı: Karıcığım, gece yansı oldu. rasanın lâfı mi olur? ler, tzzet Mdib Beyin jıklığmda nihayet yim! Nasıl olsa kaçıiacağını bili Kimsenin gitmeğe niyeti yok.. Biı b\ılmuftu. Aşağı yukarı beş dakikadanVe münakasa bu minval üzere bir hay< şarkı söyleyiversene! yordum! Eğer bilirsem, hiç aldırma beri bir »ey söylenmiyor, susuluyordu. li devam etti. Fakat şayanı hayret... HtîîlKLÂVÎflE İhtisasa dair C yım! Misafirlermin canım sıkmak istemiyen Vacit Bey, ev sahibi sıfatile ortaya bir lâf afanayı vazife bildi: Kış geliyor.. Ne odun aldım ne kömür... Kabahat sende.. Aşkından yananları kül etmeseydin! Ooooof!.. Dedi, }u basağnsmdan bir türlü knrtulamadım gitti. Dün gece bir samye uyku uyumanuşbm, bugün de bir lâhza rahat nefes alamadun.. Vadt Beyin sözleri bomba gibi patladı. Sağdan soldan herkes başağrısına flâç tavsiyesine başladılar. Arbk münakasa 3e beraber yemek te Asprin ahnız! ,' bitmiş, davetliler Hayır, asprin salonu terketmiş • iyidir ama mideyi' lerdi. En son ola • bozar. Ayaklan rak ayağa bu iki nızı sıcak suya kosükutî zat kalkmısyım daha iyL. b. Bir arahk öyle Canım ayak I bir vaziyet oldu ncak suda durar Eylul.. Gene yapraklar kızardı agaçlarda,' ki, gayriihtiyarî yek mu ? Derhal nasir 1 Gene hlcran eslyor eteklerde, saçlarda, lar kabarmağa bas Gene ağlaşanlar var sahilde, yanraçlarda/ diğerine çok yakm döştüler. Ve kenlar. Bir dostum da Gene hicran esiyor eteklerde, saçlarda! dOerini birbirlerme geçenlerde bn usu* •* şöyle takdhn et lii tedaviye müra I Demir parmaklıklardan son güUer dötfler: kulüyor, caat etmişti. Biça Bendeniz dokrenin iki gün zar • ' Dudaklar bükülüyor, boyunlar buküluyor, l Mevsimde yuzler ağlıyorken güluyor, tor AbiL. fmda pabr patar Bendeniz dabrnaklan döküldu. i Gene hlcran esiyor eteklerde, saçlarda! Y. Z. hüiye mütehassın En münasibi şodurtj Hüsnüt.. O. N. Akşamlan yatar Bütün sofrada bulunanlar bir şey söy • ledikleri halde karşı karşıya oturan iki zat başağrısına dair bir kelime söyle • memişlerdi. îlâç tavsiyeleri esnasında, üvey bir çocuk masumluğile boyunlannı bükmüşler, muhakemede müekkilini müdafaa için bir kulp bolanuyan acemi avukat aczile mütemadiyen susmoşlar dı. İ Şarkı Dün çantamı düşürdüm.. İçinde bir pırlanta yüzükle iki lira vardı.. Vah vah, yazık olmuş iki liraya!

Bu sayıdan diğer sayfalar: