25 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

25 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Ni«ra 19*5 Cumhuriyet TELGRAF MÂBERLERİ Tuna konferansı Öğünülecek bir netice MeeeL Konferansa Bulgaristanla Orta Avrupa devletlerinin silâhlanmalarına henüz karar verilmediği için yalnız birkaç devlet çağrılacakmış Roma 24 ( A . A . ) Reuter ajansı muhabirindenr Italya hükumeti, Tuna konferansı na aid davetiyeleri, henüz gönderme miştir. Konferansm haziran başında toplanacağı zannediliyor. Buna, yainız Avusturya ile bazı komşu milîetler iş tirake davet olunacaklardır. Romanta ve Polonya gibi diğer devletler, ancak Macaristan, Bulgaristan ve Avustur yanın silâhlanmalan mcselesi mevzuu bahsedildiği takdirde çağınlacaklardır. Halbuki henüz buna karar verilmemiştir. Davetiyeleri, Italya ile Fransa müştereken göndereceklerdir. Ingiltere, bu ~"«nmımııwnıwmmilillt)ltfnmilTHl T konferansta bir müşahid bulunduracaktır. General Ludendorf Mare • şallık asasını reddetti Berlin 24 ( A . A . ) Harbiye Nazın General Fon Blomberg tarafından kendisine teklif olunan Mareşallık asasını reddeden General Ludendorf: « Bir insan Mareşalhğa nasbo lunur, fakat büyük kumandan doğar» demiştir. Bazı askerî mehafil, General Lu dendorfun bu reddinden çok incinmişlerse de teessürlerini gizlemişlerdır. Ludendorf, vermiş olduğu yukanki cevabı, küçük bir mecmuada bizzat neşreylemiştir. llHtnHltmınrııımra» ((Her şeycîen evvel/ sükuna muhtacız» Eıilgar Başvek'lî ecnebi gazete muhabirlerine beyanatta bulundu Sofya 24 cHususî muhabirimizden telefonla) Başvekil Toşef, Bulgar matbuatı ve ecnebi gazeteler mü messillerine şu beyanatta bulunmuş tur: c Yeni hükumetin vazifeleri, Kral tarafından neşrolunan beyan namede serahatle gösterdiği gibi, dahilde ve haricde banşı muhafazadan ibarettir. Bulgaristan gibi küçük bir memleket harb esnasında aldığı ya • ralan tedavi eylemek için şüphe yok ki, her şeyden evvel intizama, ve sükuna muhtaedır. Benim ve Adliye Nazınnın müştereken hazırlıyacağı rruz yeni teşkilâtı esasiye kanunu hem Bulgarların an'anelerini, hem de bugünün siyasal ve ekonomik ihtiyaclannı gözönünde tutacaktır. Ordunun 19 mayısta başladığı ıslabat programına devam edilecektir.» Başvekil Toşef, dış siyasasmdan bahsederken Uluslar Kurumuna Bulgaristanın merbutiyetini işaret ettikten sonra, Bulgaristanın gerek Bal kanlarda ve gerek Avrupada daima bir sulh amili olarak kalacağını kaydetmiştir. Yeni Bulgar hükumeti, bütün ecnebi hükumetlerle ve bilhassa komşularile harsî ve ekonomik münasebetle r ; r n Hn'VPtiendi'Tnek azmindedir. Habeşistanm hazırlıkları İtalyanlara karşı sirf kadınlardan bir ordu teşkil edilmiş Milano 24 (A.A.) Habeşjstan Imparatorunun nutkunu mevzuu bah seden gazeteler, Italyanın ihtiyat ted birleri Almağa devam mecburiyetinde olduğunu yazmaktadırlar. Gazetta del Popolo, Habeşistanda sırf kadınlar • dan mürekkeb ordu vücude geürildiğini yazmaktadır. aşralarda eskiden âdetti: Y e ni kurulan bir ev, tamamlan dığı takdirde, sahibinin mutlaka öleceğine itikad edilerek, binalar natamam bırakılırdı. Hâlâ, bazı vilâ • yet merkezlerimize gidecek olursanız, görürsünüz: Birçok evlerin ya bir odası, ya çahsı, ya duvan, muvakkat kaplamalar veya payandalarla, öylece, nazarlık diye durur. V e bu bittabi, çok çirkin bir manzara teşkil eder. Bizim Istanbulda bu batıl itikada ehemmiyet veren olmadığını samrsanız, aldanırsınız. Zira ben size iki misal gösterebilirim: Biri Evkaf, diğeri Be lediyemiz! Haydi, diyelim ki Evkaf, esasen Kurunuvustadan kalma, ve ergeç modernizm cereyanmın Önünde yok ol mağa mahkum kohne ve bu asırda pek lüzumsuz bir kurumdur. Kendisinde bu gibi itikadlann buluıunası bu iubarlar tabii göriildbilir. Lâkin Belediye için ne mazeret bulalım? Zira,' Belediyemizin böyle, en ha • yırlı işleri, behemehal bir cihetten aksattığı muhakkak. Buna delil isterse niz, işte size göstereyim: Istanbul Belediyesi, Karaağacda bir mezbaha yaptu Bu mezbaha, en modern, en müterakki, en mütekâmil bir müessesedir. Hemşerilere temiz ve sıhhî et yedirebilmek için, herşey dü • Cemal Reşid Viyanada musikimiz namına hakikî bir zafer kazandı! Güzide san'atkârla bir mülâkat Geçenlerde kendi eserlerini çalmak ve çaldırmak üzere Viyanaya giden san'atkâr Cemal Reşid birkaç gün evvel geldi. Viyanada büyük bir mu vaffakiyet kazanan kıymetli musiki şinasunızın oradan getirdiği taze intı t a ve tehassüsleri öğrenmek için ken disine müracaat ettik. Güzide artist beni neşeli, aydınhk ve sıhhatli bir yüzle karşıladı. • Radyo ile verilen konserinizin birisini maalesef buradan iyi dinliyemedik, dedim, çok parazit vardı. Fakat Viyanada hakikî bir haz kazandığmız adeta gözlerinizin parılnsmda görünüyor. Bu Viyana seyahatinin nasıl hazırlandığım lutfen söyler misiniz? • Geçen $ene profesör Marks burada iken bir gün evime gelmiştL Kompozisyolanmdan bazılannı kendisine çalmışbm. O vakit her zaman Parise konser seyahatine gittiğim halde Viyanaya hiç gelmediğim için sitem et miş ve Viyanaya da gelirsem bizzat meşgul olarak orada iki konser orga nize edeceğini söylemişü. Böylece bu seyahat kararlaşmış oldu. Ve arkadafim Hasan Ferid Alnarla beraber gittik ve çok mükemmel bir karşılık gördük. Konserlere hangi eserlerinizle iştirak ettiniz? Konserlerimizden birisi ki radyo ile verilmişn' bir senfonik konser di. Viyana senfonik orkestrası şef dorkestr (Osvvald Kabasta) mn idaresinde çaldi. Bu konserde piyano için yazdığım ve solist olarak bizzat çal dığım (Konserto Kromatik) ve (ins tentanees) ismini verdiğim kendi memIeketimden mülhem bir intıbalar (Su ite) i vardı. İkinci konser, (Viyana kompozitörler birliğinin) her hafta verdikleri konserlerden birinin yerini işgal ediyordu. Bu konserde en son yazdığnn eser olan bir yaylı sazlar kuvarteti meşhur (Galimiz) kardeşler ku Tarteti tarafından çalmdı. Ayni ak |am Anadolu temleri üzerine yaptığım piyano kompozisyonlanmdan üç tanesini gene kendim çaldım. Bayan Vahdet Nuri de dört melodimi söyledi. Viyanalı musikişinaslar eserini zi istediğiniz gibi çaldılar mı? Aman ne diyorsunuz? Istediğim gibi değil, istediğimden âlâ! Bilirsi • niz ki Viyananın senfonik orkestrası dünyanın en mükemmel orkestralann dan birisidir. Bu hakikate bir defa daha kani oldum. Şef M. Kabasta büyük bir şef dorkestr olduğundan maada gayet münevver, anlayışlı, hassas ve geniş görüşlü bir san'atkârdır. Kompozisyonlanm onun için tamamen yeni olmasına ve ilk defa görmelerine rağmen benim anladığım ve duydu ğum gibi icra ermeleri şayanı hayret tir. Düşününüz ki manen olduğu ka dar teknik itibarile de hiç kolay olmıyan bütün programı bu senfonik or kestra istediğim bütün inceliklerile yalnız üç provada hazırladı ve çaldı. Hem de ne çalış! Galimiz kuvartete gelmce. Bunlar biri erkek üçü kız, dört kardeştir. Erkek birinci kemancıdır. Bütün Avrupada çok tanınmış ve sevilmiş bir he yettir. Günde on iki saat çalışır ve birbirlerinden hiç aynlmazlar. Hususiyetleri bilhassa modern eserleri çal maktadır. Muvaffakiyetlerini söyle anlatamam. Dinlemek lâzımdır. Melodileri söy liyen yüksek Türk mugannisi Bayan Vahdet Nuri büyük ekspresyonla mükemmel bir kontr alto sesile ve sıcak bir kampramanla büyük bir muvaffakiyet kazandı. Bu kıymetli san'atkânmızm yakında Viyana operası artistleri arasına resmen girecegini söyler sem kudreti hakkında hiç olmazsa nazari bir fikir edinebilirsiniz. Bu bizim Yîrmî üç nısan Yeni devlet, 1920 nisanınm yirmi üçünde, Ankaranın sarp ve yalçın bağnnda kurulmuştur. O gündenberi, A tatürkün yanında ve uzağında, yurd ülküsüne özverib, halk için çalışan her cumuriyetçi, on beşinci 2 3 nisan bayramını, vicdan ve gönül ferahlı ğile kutluluyabilir. 1920 den bugünkü Türkiyeye doğru, baş dönmeksizin bakılamaz. Düşman yalnız ateş boyunda değil. An kara sırtlanna kadar, bütün kırlarda, yollarda, şehirlerde ve köylerde idL Sade düşmanın kim olduğunu değil. düşmanlığın da ne olduğunu bilmiyorduk. Bütün topraklanmız, son karışına kadar, adım adım, boğuşularak, geri alınacakh ve o gün işlerirrrizden ancak birini bitirmiş olacaktık: Bu topraklar üstünde, son köye kadar, herşey yeniden ve temelden yapılacakh. Osmanlı haznesinin asırlarca albna boğduğu îstanbulun bile nasıl harab, yıkkm ve bakımsız olarak yurda katılmış olduğunu düşününüz. On dokuzuncu asn buharsız, yirminci asn elektriksiz geçiren Anadoluya, teknik kelimesi bile yeni devletle beraber giıecekti. 23 nisancılar, bu savaşın, birbirinden dolasık, çetin ve zorlu çeşidlerinden hiçbiri karşısmda irkilmediler. Çünkü bu geçidlerden her biri, özgenlik ve egemenliğe doğru giden tek yolun üstünde idi. Davamızı, gündelik insanlar gibi çahşarak değil, destan kahramanlan gibi döğüşerek kazanabilirdik. Bütün imkânsızlıklar, 1920 Ankarasının sarp ve yalçm bağn gibi, yu muşamıştır. Ot vermiyen toprak, şimdi her tarafta bir bahar rüyasının çiçekleri ve kokulan içinden bize gülüyor. 1935 yirmi üç n:#ınında Ankaradan hangi yönette uzaklaşırsanız, demiryollanmız üzerinde bir sürü bacalar tüttüğünü, yeni fabrika iskeletlerinin Türk betonile kaplandığını göreceksiniz. N e genclerimiz, ne de halkımız çağda; zanaahn ince ve güç tekniğini bir gün bile yadırgamadılar. Ekonomi ve tanm işlerimizin nasıl toptan gelişmekte olduğunu her gün istatistiklerden öğreniyoruz: Bunlan 1925 te bile peri masalı denecek kadar hayal sayanlann ne kadar çok olduğunu bili Güzide san'atkârımız Cemal Reşid için çok iftihara değer bir hâdise olacakbr. Radyo konserinde programdan ev vel söz alan ve gerek Hasan Ferid Alnar gerek benim eserlerim hakkında ince bir tahlil yapan profesör Marks sözlerile dinleyicileri eserlerin havasına hazırladı. Viyanalılar eserlerinizi nasıl karşıladılar? Dinleyiciler büyük ve hakikî bır coşkunlukla karşıladı. Kendilerinı şahsan tanıdığım Avusturyalı meşhur bestekârlar (Alban Berg), (Krenek), ( G a l ) , (Welletz), (Pisk), (Kaniç) ve diğerleri şimdiye kadar yeni Türk musikisini tanımamış olduklanndan dolayı derin bir samimiyetle teessüf etmekte ve bundan sonra Türk bestekârlannın eserlerini dikkatle takib etmcnin kendileri için bir vazife olduğunu söylemekte idiler. Bu büyük san'at kârlardan şahsan gördüğüm alâka ve takdirin derecesi tasavvurun fev kindedir. Avrupa musiki âlemile bu gibi tamaslan çoğaltmak ve intizama koymak için ne yapılmahdır? Bütün dünyada her medenî memleketin dahii olduğu uluslararası bir Uluslararası Musiki Birliği vardır ki bunun merkezi Londradadır. Bu cemiyetin vazifesi aza olan memleketle rin san'at verimlerini yaymak, mübadele etmek ve birbirine tanıtmaktır. Bu nun için her sene sıra ile bir memle • kette büyük müziksel feslivaller tertib edilir. Bu festivalleri dinlemek üzere dünyanın her yerinden seyyah geliı. Bestekârlar da bu festivallerde biıbir • lerini ve eserlerini tanırlar. Bizim memleketin bu cemiyete dahil olması arsı ulusai musiki hareketlerinden dışan da kalmamızdandır. Fakat şimdi artık bu hareketlere kanşmak zamanı gel miştir. Viyanada arkadaşım Hasan Feridle verdiğimiz konserlerin verdiği müspet netice bunu pekâlâ ispat eder. Oradaki musikişinaslann hepsı Ulus Iararası Musiki cemiyetine inçin Türkiyenin girmediğini merakla soru yorlardı. Bu suali biz de kendi kendimize sorabiliriz ve bu teşebbüsü kül tür işlerine ve memleketimizin haricde san'at sahasmda tanınması noktasına çok ehemmiyet veren hükumetimizin yapmasını bekleriz. Bu suretle Türk bestekârlan arsıulusal teşkilâta girmiş ve böylece eserlerini tamtmağa daha kolay ve tabii imkânlar bulmuş ola cakhr ki bu teşkilâtın gayesi de zaten bundan ibarettir.» Kıymetli bestekân daha fazla yor mak istemedım ve gelecek mevsim yapacağı yeni konser seyahatlerine hazırladığını zannettiğim yeni eser lerile onu yalnız bırakarak aynldım. Cemal Reşid ve Hasan Feridin Viyanadan gelmeğe başhyan ilk konser kritıklerinden birkaçının tercümelerini de yakında neşredeceğiz. Bulgar Kralı Londraya gîdiyor Bükreş 24 (Hususi) Bulgar Kralı Boris Hazretleri, Romanyadan geçerek Çekoslovakya ve Almanya yoluyla Londraya gidecektir. Kral Hazretlerinin seyahatleri yakın bir za manda olacaksa da tarihi henüz belli değildir. Bu seyahate ehemmiyet ve rilr'ektedir. şünülmüş, Avrupai tesisat namına ne tasavvur edılebilirse burada vücude getirilmiştir. Hulâsa diyebilirim ki, Ka • raağac mezbahası görülecek ve övü • nülecek bir kurumdur. Salâhiyettar fen adamlannın nezareti altında ve sıkı bir muayeneden geçtikten sonra kesilen ve kapalı kamyonlarla şehrin yedi bucağma dağıülan etleri, gözünüz kapalı yiyebilirsiniz. Ve yedikten sonra da, Istanbul gibi, me denî bir ülkenin ikinci şehrine yakışır böyle mütekâmil bir mezbahayı kuranlara bol bol dua etmek te borcunuz dur. Gelelim şimdi, işin aksak tarafına.. Sabah, saat alu buçuk, yedi. Bey oğlunun, dörtyol ağzı diye tanılan semtine civar olan evinizde, uyku denilen paha biçilmez nımetin en Utlı safhasına henüz dalmıssınız. Meee! Hay Allah lâyıgmı versin! Ga • liba, viranede keçi yavrusu unutmuj • lar.. Meeee» Tuh! Bir tane de değil de, birçok hem de.. M e e e ! mee! Bir türlü arkası kesdmiyen bu inceli. kalınh melemeler adamda uyku mu bırakır? Uyandınız, gitti. Hem böyle münasebetsiz uyanışlann bais olduğu aksilik, tinyozluk ta, akşama kadar üzerinizden gitmemek şarüle uyandınız. Ne o? N e var? N e oluyor?. Pen cereye gider, bakarsınız ki, bir ucu Tophanede, öbür ucu Tepebaşmda olmak üzere bir sürü kuzu, kepenekli, sopalı çobanlann, kadana kadar ço • marlann muhafazaîi altında, Beyoğ lunun bütün o saatteki âmedüşüddünü felce uğaratrak ve caddeyi amuden katederek geçiyor. V e bu manzara karşısmda kcndi kendinize şu suali sorarsıruz: «Pasin ovasmda mı, yoks« Uzunçayırda mıyız?.» Kesilmiş koyunlan kamyonla sev • keden, gürültü ile mücadeleye girişen Istanbul Belediyesi bu canlı hayvan lan da Tophaneden Karaağaca sala puryalarla sevkedemez mi?. Eder, eder ama, dedim ya: Işini tamam gördü müydü, başına bir kaza gelmesinden korkuyor galiba! Insan nekadar medeni olsa, gene bazan babl itikadlara kapılıyor. ..»" ' Ercümend Ekerm TALU lbrahim Taü Ankarada Ankara 24 (Telefonla) Trakya Umumî Müfettiji lbrahim Tali bu sabah sehrimıze geldL Burada Trakyada göçmenlerin iskânına aid işler hakkında Vekâletle temas edecek ve bir iki gün sonra Trakyaya döne cektir. Trakya Müfettişi Umumiliği Bas, • müşavirliğine tayin • edilen Dahiliye Vekâleti Idarei Umumiyei Vilâyat müdürü Sabrinin de lbrahim Talile birlikte yeni vazifesine gitmesi muh • temeldir. riz. 1 S&bık Dahilive Nazin orduda vazife almak utiyor Sabık Dahiliye Nazırı miralay Kolef Bulgar ordusunda muvazzaf bir miralay sıfatile dün Harbiye Nazın General Senefi ziyaret etmiştir. Miralay Kolef, ordudan azledilmediği için şimdi kendisine gene orduda kıdemile mütenasib bir vazife vermek lâzımdır. Harbiye Nazın, kendisine Sof yadaki harita dairesinin müdürlüğünü teklif etmişse de miralay Kolef bunu reddetmiş ve yalnız askerin doğrudan doğruya kumandasile alâkadar bir vazife alabileceğini söylemiştir. Miralay Kolefe liva kumandanlığı va^ifesi vermek lâzım gelecektir. Ankaradaki valiler Ankara 24 (Telefonla) Bursa valisi Fazlı bu akşam Bursaya hare * ket etti. Kütahya valisi Hazım yarm dönecekür. Istanbul valisi Muhitn'n bir iki gün daha kalacaktır. îdarî tayinler Ankara 24 (Telefonla) Bolu mektubcusu Faik Trabzon mektub culuğuna, Trabzon mektubcusu Nuri Boluya, tsparta mektubcusu Mem duh Orduya, Ces nahiye müdürü Hüsnü îsparta mektubculuğuna tayin edilmişlerdir. Baymdırlık ülküsü bütün memle keti hava gibi sarmıştır. Bu yıl kültür savaşınm can daman üstündeyiz. Onu da biz başarmalıyız. Şimdi, her işte oîduğu gibi, ilk zorluklan çoğumsıyanlar, 1940 gazete ve kitablannı okurken, dil davasmın aldığı hıza, gene kendileri şaşacaklardır. Bir dili, on on iki asnn yosunluğu altında unutulup giden kaynağına ka\usturmak, ona, az zamanda, kendi özlüğünü, ve erkinliğini vermek te, ancak, 23 nisancılar kafasile düşünülebilirdi. Devrim, bir bakımdan, büyük işler devri, bir bakımdan, tam ve bütün işler devri demektir. Eskisini temeline kadar yıkan hız ve ateş, yenisini çaüsına kadar kuran yaratıcı bir enerji olarak kullanıldığı zamandır ki uluslar yalnız tarih değil, talih te deği?t«Tolurlar. (Ulus) Falih Rıfkt ATAY Memduh Talât TEZEL Ekonomi Bakanhğı binası Ankara 24 Ekonomi Bakanhğı 8 mayıstan itibaren Yenişehirdeki yeni binaya nakledilecektir. Emniyeti U mumiye müdürlüğü mayıs ortalannda Vilâyetler Evine taşınacaktır. özvermek Vakfı nefsetmek özgenlik Hürriyet Egemenlik Hâkimiyet Yönet Istikamet Tanm Ziraat Bağlıhğı değiştirilen nahiye Ankara 2 4 (Telefonla) Çad" kazasma bağlı Gökoğlan nahiyesinin merkezi şimdiki bulunduğu Kınkan köyünden kaldınlarak Keçeli köyüne bağlanmıştır. Çorum vilâyeti merkez kazasma bağlı Yeniçamhca nahiyesinm mer kezine kaldınlmıştır. Kule kazasma bağlı Kafacalar köyü bu kazadan alınarak Kir kazasma bağlanmıştır. Çubuk kazasmın Şirkeli nahiyesine bağlı Mahmud köyü Ankara mer kez kazasmın Badlum nahiyesine bağlanmışür. Fransız Rus anlasması niçin geri kaldı? IBaşmalcaleden mabaıdl gansızdır. Şimdiden görülen gerçek sonunc bu olunca bu anlaşmanın o şartla pek büyük anlamı olamaz. Burada Uluslar Derneği Kunımunun varlığmdaki çürük, yıkılabilhr, kınlabilir noktalarla karşı karşıya bulunuyoruz. Eğer Ulusîar Derneği hakkile ve bütün kuvvetile var olsaydı hak bakımmdan herkes oraya bel bağlar. başka düşüncelerle üzülmeğe hatta yer bile vermezdi. Bir kere Uluslar Demeğinin aslmda o kuvvet yoktur. Sonra da Kurumun gelecek günlerde ve her iş önünde en doğru karan alabileceğine inanılmryor. İlk zor ve zayıf nokta buradadır. Sonra yapılacak işe son peresede Fransız Rus anlasması denilmekte dahi yanlışlık yapılmışbr. Bu anîaşmanın ilk adı Doğu andlaşması idi. Uluslar Kurumunun zaten bildiği ve şimdiden kabul edebileceği bir usul. Böyle bir andlaşma yaparak Uluslar Derneğine vermek, onun karar ve mırvafakatini şimdiden almak demek olurdu. Bu zamanda gerçekten eski elbirliklerini (ittifaklan) diriltecek yöntem» de bir anlaşmayı kimse hos, görmezdi, ve hoş gÖrmemekte herkes haklı olur Kayseriye kar yağdı Kayseri 2 4 ( A . A . ) Beş gün dür süren yağmurlar kesildi ve bugün hava açıldı. Yağmurlar devam eder ken Kayseri civanna kar düşmüşse de tutaıamıştır. Fransada bir Ermeninin cinayeti Paris 21 (Hususi) Bugün öğ leden sonra Grönobl civannda Craix Rauge ismindeki sanayi mmtakasmda, ismi henüz bilinmiyen bir Ermeni, o turduğu evin sahibini, ev sahibinin kansmı ve daha başka bir kadmı öldürmüş, sonunda da kendisi ölmüştür. Zabıta tahkikat yapmaktad». Gazeteciler Kongresi Ankara 24 (Telefonla) Ankarada toplanacak gazetecilik kongresi mayısın yirmi beşinde içtima edecek tir. Kongre ruznamesi alâkadarlara bil dirilmek üzere şimdiden tesbit edil miştir. Kongrede Türkiyedeki bütün gazeteler, mecmualar temsil edileceklir. Aynca Istanbul istihbaratında çalışan gazetecilerle Ankara muhabir leri de birer murahhasla temsil edile ceklerdir. Rus artistlerinin konserleri Ankara 24 (Telefonla) Sovyet artistleri bu akşam Halkevinde bir konser verdiler. Artistler yann akşam Sergi Evinde umuma mahsus dave tiyesiz büyük bir konser daha vere ceklerdir. Yumurcağm muzibliklerî [Eski bir îngiliz Alman askeri an'anesi ihya edildi Londra 2 4 ( A . A . ) Yeniden ihya edilen eski bir askerî an'aneye tevfikan iki îngiliz zabiti, dün birkaç haftalık staj yapmak üzere Almanyaya hareket etmişlerdir. Uç Alman topçu, piyade re süvari 2abiti de ayni şekilde staj yapmak üzeic îngiliz alaylannda hizmet edecek • ler dir. Dün geceki yangın Dün gece saat onda Mahmudpaşa civannda Yeşildirekte Direklihan sokağında 3 numaralı Naimin trikotaj fabrikasından yangın çıkmıştır. Yangın fabrikanın ahşab olan üst katından çıkmış ve fabrika yandıktan sonra başka yere sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür. Fabrika sigartalı olduğu için yangının sebebi tahkik edümektedir. du. YUNUS NADt

Bu sayıdan diğer sayfalar: