April 25, 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

April 25, 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Cumhurivet 25 JVİsan 1935 enizelosun Yaotıklan Yazan: Sabık İntelîices Servis Şefi Sir Bazil Tornson Ege mmtakasında ;Dış îşlerî Bakanımîzın çok mülıîm yapılan tetkikler beyanatı MahsuIIerimiz standardize edilecek ve bir teşkilâta bağlanacak İzmir (Husu sî) Ekonomi Bakanlığına bağlı bir heyetin incir, üzüm mah sullerimiz üzerinde tetkikat yap mak üzere buraya geldiğini tel grafla bildirmiş tim. Tetkikatın iki bellibaşlı hedefi vardır: Standardizasyon ve teşki lâta ihtiyac olup iztnîr Türkofis olmadığı.. müdilrü Ziya Son yıllarda mahsul ihraç eden memleketlerin hemen yüzde doksanı, standardizasyona ehemmiyet verme ğe başlamıştır. Bizde şimdiye kadar buna ehemmiyet verilmeyişi, sadece mahsulün umumî nefasetinden ve toprağın müsaadesinden ileri gelmiştir. Yoksa ziraî teknik hatalan mevcuddur. Üzüm ve incirimizin, yahud diğer hangi bir mahsulümüzün te miz, nefis ve kuvvetli oluşu, bizim, istihsaldeki teknik yüksekliğimize delâlet etmez. Bunu biz tabiate borcluyuz, mahsulün kendi oluşuna, toprağa, iklime, havaya boreluyuz. Fakat bugün eski bazı rakibler, istihsal işini tamamile teknik bir şekle dök müşlerdir. Bu meyanda standardizasyona verilen ehemmiyet çok büyük + "". ^Tf%rıi yeni ortaya çıkan rakiblerin en kuvvetli istinad<*âhfe.ıı ta kendısidir. Binaenaleyh, mahsulümüzün bugünkü piyasa ve mahsul telâkkileri içinde, rakiblerinden daha değerli olabilmesi için, bizim de standarizasyona ehemmiyet ver mekliğimiz lâzımdır. Ancak bu sa » yededır ki, eski mevkiimizi muhafaza edebileceğiz. Ihracatın teşkilâtlandınlmasına gelince, bunun hakikî manası şudur: Müstahsili, ihracat tacirlerinin elinden kurtarmak, mahsulün değerini tacire değil, müstahsile takdir ettir mek ve binaenaleyh müstahsili ka zandırmak. Yoksa bizim ekonomik sistemi miz, müteşebbis ve aktif sermaye yi inkâr ve ihlâl etmiyor. Tacirin de, sermayenin de bir çalışma sahası vardır, onun da hürriyeti kabul edilmiştir. Ancak bu hürriyet ve çabş manm, müstahsil ve cemiyet men faatlerile telif edilmesi lâzımdır. Bugün, müstahsil zayıftır, tacir kavidir. Işte bu zafiyetle kuvvet ara sında, iktısadî bir adalet, bir kazanc muvazenesi temin ettiğimiz gün, vaziyet hemen değişecektir. Tacirin mutlak hakimiveti, yani piyasada dilediği gibi hareketi ve mala istediği şekilde fiat biçebilmesi şunlardan ileri geliyor: Müstahsil borçludur, alacaklı bekliyor. (Bat tarafı Jrtrtnci sahifede) çimiz istasyondaki nazırlar sal&nuna çekilip orada yanm saat görüştüler. Ekspres Sofya istasvonunda ancak on dakika kalıyordu. Başvekilin emri üzerine Dış îşleri Bakanımız için bu defa 20 dakika fazla kaldı. Gene ayni zevat tarafmdan teşyi edilefı Tevfik Rüştü Aras Sofyada yarım saatlik bir görüçmeden sonra 17,20 de Istanbula harc'et etti. Kra! Konstantin, yalnız General Sarayın değil, Fransanın da şerefini kurtarmıştı! Selânikteki Yunan ordusu kum?n danı General Moskopulosun hatırala nndan aldığımız şu parçalar, o mühim ve korkulu günleri aydınlabnağa kâfi dır. «21 birincikânun 1915 Ricate mecbur olduğundan dolayı General Saraya teessür ve taziyetlerimi beyan ederken Kralın şahsî müdahalesmı de bildirmekle mes'ud ve müftehir oldu ğumu söyîedim. Bu müdahale olma saydı Itilâf ordulannın Selânikteki vaziyeti çok tehlikeli olacağmdan ve se ferin akim kalacağından bahsettım. Saray, cevaoen bana, Kralın şahsî müdahalesinin kıymetini takdir ettiğmi ve ona karşı minnettar olduğunu söy ledi. Yirmi gün kadar sonra, 13 ikinci kânun 1916 da, bir Fransız istihkâm bölüğünün Demirhisar köprüsünü berhava ettiğini resmen haber aldım. Er tesi gün Sırb konsoloshanesinde Sara yı gördüm. Aramızda şu muhavere cereyan ettı. Ben General, muharebe etmek istemeyişinui müşahede etmekle mü teessifim. Saray Bunu nereden anladmız general ? Ben Çünkü, muharebe etmek istiyen bir kumandan, münakale vası talannı tahnb etmez, bilâkis artınr. Saray Emin bir membadan öğ rendim ki Almanlar ağır topçu getiri yorlarmış. Ben Olabilir, general; fakat o zaman Almanlann Yunan arazisinden geçmeleri lâzım gelir. Saray Onîan Yunan toprakla nna girmekten kim menedebilir ki? Ben Krivolak meydan muha rebssinden sonra kim menettiyse o... Saray (Hiddetten kıpkırmızı o larak omuzlannı silktıkten sonra) Bu köprüyü kısa bir zaman zarfıiKİa ye niden yaptıracak vesaitim var. Yunan generalı, habratmda bu muha\erenin sonuna şu mulâhazayı ilâve etmiş. Bu köprünün berhava ednmesini Kral Kostantine karşı yapılmış en kara ve kaba bir nankörlük telâkki ede rim. Kral, yalnız, Krivolak meydan muharebesinı kaybeden Itilâf ordusu Başkumandanı Sarayın şerefini değil, ayni zamanda Fransanın da şerefini kurtarmıştı. Muhakkaktır ki Kralın müdahalesi olmasaydı Selânık seferinin feci akıbeti, Fransız ordusu tarihın de siyah bir leke teşkil edecekti.» Alman Başkumandanı Fon Fal kenhayn, Berlinden aldığt dur emrinı kabul etmek istcmedi. O elde ettiği muvaffakiyeti genişlebnek, Sarayı de nize dökmek fikrinde idi. Fakat Yu nanistan, Bulgarlar hududu geçtikleri takdirde, bitaraflıktan vazgeçeceğini Almanyaya sarahaten bildirmiş ve buna ancak bazı şartlarla müsaade edebileceğini anlataıışb. Bu şartlar, Al manyanm Yunan arazisinin tamamiyetini tekeffül etaesi, Bulgar ordusunun Yunan şehirlerine girmesine mâni ol ması ve Yunanistana diğer mühim bazı tavizlerde bulunması idi. Bu şartlara riayet edilemiyeceği aşikâr ve tabiî olduğundan ve Alman Başkumandanlı ğmm fikrince Saraya hücum etmek suretile epey kuvvetli Fransız Ingıhz kıtaatının Selânikten garb cephesıne nakli mukabilinde bu cephede clde edilecek faydanın azlığından dolayı, Almanlar hududu geçmemeği tercih etbler. 2 4 mart 1916 da Falkenhayn. Skuludise verdiği cevabda diyordu ki: «Yunan hükumeti, müttefıklerimizle bcraber harbettiğimiz için, onlan ta mamen veya kısmen bazı askerî hare kâta işu'rak ettirmemekliğimiz miim kün değildir. Onun için, Yunan ara zisıne ginnekten muvakkaten vazgeçi yoruz.» Falkenhayn habrabnda bu işin hakikî sebebini şöyle yazıyor: «Selâniğe taarruz plânından martta vazgeçildi. Harbin umumî sevk ve idaresi bakımından 2 0 0 ilâ 3 0 0 bin kışiyi. Fransız cephesine dönmelerindense, bu uzak mıntakada tutmak daha faydalı görüldü.» (Alman harb tarihlerinin tetkikı Selâniğe taarruz bahsinde, Alman, A • vusturya Macar Başkumandanhklan ve ayrıca Bulgarlar arasında bir ta kım askerî ve siyasî ihtilâflar çıktığını, buradaki Itılâf kuvvetleri denize dökülürse, mühim bir kısmınm garb cephesıne döneceği ve buna mukabil başka bir cepheye sevki imkânsız olan Bul gar ordusunun işsiz kalacağı ve Bul garlann karşısında mühim bır Itilâf ordusunun kalması, Almanyanm askerî menfaatlerine daha uygun olacağı diişünülmüş ve onun için Selâniğe taarruzdan vazgeçilmişlir. Yunanislana fazla ehemmiyet verdmemekle beraber, bu memleketin de düşmanlar safına geçmesi de istenilmemiştır. Selânikteki I b'lâf kuvvetlerinin denize dökülmemesinı tenkid edenler de vardır. Bunlar diyorlar ki Yunanistanın, Itilâf ordusu nun tazyikile günün birinde, Romanya ile bcraber harbe gırectği rauâakkaktı. Selânikte kuvvetli bir duşman ordusu nun bulunması Romanyaya da cür'et veriyordu. Hem Yunanıstanı ele ge çirip, bütün Yunan sahillerinde de nizalb geıruleri için deniz üsleri yapmak, hem de Romanyanm cesaretini kırmak için Selâniğe taarruz etmeli, orada 1918 senesınde ilk bozguna vesıle teşkil eden bir cephe bırak mamak daha doğru olurdu. Hâdısatm sonradan aldığt şekle göre bu fıkir de büsbütün yabana aülamaz. Cum huriyet) Rusyanm Paris sefiri Izvolskinin, birincıkânun 1915 tanhli bir telgrafı gösteriyor kı Briand, Yunanıstana karşı zecrî tedbirler almak için Ingıltereyi tazyik ediyordu. Faransız Hariciye Nazınna göre, Lord Kiçnerin, Selâ niğin tahliyesi projesini Kral Kostantine faşetmemesı gerekti; çünkü bu suretle Itilâf devletleri arasında bir a henksizlik olduğunu meydana vuru yordu ve Yunan Kralınm tahliye es nasında Itilâf ordusunu himaye tekli finde bulunması haysiyet kıncı birşey di. Izvolski Rus Beyaz kitabında çıkan bu telgrafnamesinde Fransızlar i çin, «onlar şimdi Yunanistana yumruklarını gösteriyorlar» diyorlardı. Fakat Ingiliz Hariciye Nazın Lord Grey asla bu fıkırde değildi. {Arkası var) Iki lise arasında dün bir spor bayramı yapıldı Taksîm stadyomunda G. Saray Haydarpaşa Liseleri sporcuları muvaffakiyetli müsabakalar yaptı Dış îşleri Bakanımızın mühim beyanatı Dış Îşleri Bakanımız, kendisini Sofyadan itibaren teşyi eden Bulgar gazetecilerine şu beyanatta bulunmuş tur: * « Yeni Başvekilinizi daha tsmet Paşa ile Sofyayı ziyaret ettiğimizdenberi tanıyorum. Daha o zaman kendisile Türk Bulgar münasebatı hak kında uzunuzadıya görüşmüştük. Yeni Hariciye Nazırınızla da eskiden tanışıyorum. Biz, sizin dahilî siyasetinize karışamayız. Onun için de şimdi size yeni kabineniz hakkında birşey söyliyemem. Fakat bugün harict siyasetinizi idare edenler hakkında şimdi Sofya istasyonundan en iyi intıbalarla ayrıldım. Gayet tabiidir ki, haricî siyasetinizi idare edenlerle tanışık çıkarsak yarınki dostluğumuza da o V~Air ivi n?7arla r1 a h^V^biliriz. Türk Bulgar dostluğu Beni istasyonda Karşılamak lutfunda bulunan sabık Hariciye Nazırınızla yeni Başvekiliniz ve Hariciye Na zırınızın şahıslarında ancak birer dost buldum. Başvekiliniz ve Hariciye Nazırmızla bugünkü mülâkatımızda onlar bana yeniden Bulgaristanın Türkiyeye karşı gösterdiği dostluk his lerini teyid ettiler ve şimdi Sofya mülâkatmda biz, bu dostluk siyasetine daha azimkârane bir surette devam etmeğe karar verdik. TürkBulgar dostluğunun devamı hakkındaki Bulgar hükumetinin beyanatmı Ankarava varır varmaz hükumetime teblığ edeeeğim. Bu mülâkatımızda Bulgaristanm Balkan Misakına girmesi meselesi mevzuu bahsolmamıştır. Biz, Balkanlarda sağlam hükumetler kurulunca sevinmelijdz. Çünkü ancak böyle hükumetler sulhu temin edebili^r. Muahedelerin tadili meselesi Almanyanın hattı hareketi haKkında herkes Cenevrede fikrini söyledi. Biz de söyledik. Şimdi bunlara ilâve edecek bir şeyim yoktur. Cemiyeti Akvam konseyinin önümüzdeki içtimama artık Litvinof rıyaset edecektir. Yugoslavya Bulgaristan münasebatı Cenevreye gıderken Belgrada uğramıştım. Orada Yugoslai'ja Başvekili ve Hariciye Nazırı Yevtiçle, bizi alâkadar eden meseleleri gorüştük. Tabii bu meyanda Bulgar Yugoslavya münasebatmı da gorüştük. Sizi kat'iyetle temin edebilirim ki, Yev tiç te Bulgaristanla dostluk münasebatı için diğer Balkan devletlerinin düşündüğünün aynini düşünüyor. Yugoslavlarla beraber diğer bütün Balkan devletleri de Bulgaristanla hakikî bir surette anlaşmak istiyor. Bu arzu umumidir. Arada büyük ihtilâflar yoksa da bunun için daha çalış Bankası Bursada yeni bir bina yaptırıyor Yeni binantn temelatma Bursa (Hususî muhabirimizden) Ziraat Bankasının şehrimizde Cum huriyet Halk Partisi merkezinin ya nında yaptıracağı Bursa şubesi bina • sının temel atımı merasimle yapılmışür. Davetlıler banka direktörü Hiis nü Alevle banka memurları ve bina • nın müteahhidi Nuri Bakkalbaşı tarafından karşüanmışlardır. Bankanın hukuk müşaviri Kemal Ziya güzel bir nutukla müessesenin tarihçesini yapmış, müteakıben Vali veküi ve muavini Edib; elüe ilk te merasîminde bulananlar meltaşını koymuştur. Davetlilere, hazırlanan büfeden pasta ve limona talar ikram olunmuştur. Öğrendiğime göre Bursa Ziraat Bankası 71 senedenberi hep kira ile oturuyormuş. Şimdi yapılmağa baş lanan ve önümüzdeki Cumhuriyet bayramında açılacak olan bu bina hem Atatürk caddesini süslemiş ola cak hem de Ziraat Bankasmı binlerce lira kira vermekten kurtaracağı gibi ayrıca gözönüne ve işlek bir yere de getirmiş olacaktır. Müstahsil, aile sahibidir, geçinmek için para ister. Gündelik ihtiyaç denilen şey, beklemek bilmez. Müstahsil, geniş kredi müessese lerine malik olmadığı için, yeni yıl Bükreşte toplanacek Balkan hazırlığım, ancak elindeki malı bir an evvel satmakla yapabilir.. konferansı Bu defa Beigraddan geçişimde yalBinaenaleyh; başka alıcı ve satıcı nız Yevtiçın muavinile görüşebildım. olmadığma göre, kendisini tacirin kuMayısın onunda Bükreşte toplanacak cağma atmağa mecburdur. Ama za rarına, ama kârma.. Çünkü başka ça i olan Balkan misakı konferansma yetişebilmek için acele ettiğımden bu re yoktur. defa Belgradda kalamadım. Bükreş Eğer müstahsili, kendi ziraî mah konferansmda siyasî meselelerle birsulleri üzerinde, bir araya toplıvan lıkte iktısadî meseleler de görüşüle satış kooperatifleri olsaydı, bu te cektir. Bükreşe giderken Bulgaristanşekküller, dan geçip geçmiyeceğimi bilmiyorum. A Piyasaya hâkim olurdu. Malm i Çabuk olsun diye belki de tayyare ile ilk değerini biçerdi. gidenm. B Müstahsilin malma karsılık Türkiye • Bulçaristan ticaret para verir, malı depo eder veya samuahedesi tardı. Türkiye ile Bulgarıstan arasında C thracat tacirlerile, varlıklı bir bir ticaret muahedesinin akdi için cemüessese olarak muamele yapardı. reyan eden müzakerat tabiî yolnu taD Dışan piyasa ile de doğoru kib etmektedır. Ankara sefiriniz Pavdan doğruya temasa geçerdi. lof, İktısad Vekilimizle bu hususta E Müstahsile lâzım olan alât, edevat, ilâç ve saireyi toptan ve ucuBoğazlar meselesi za temin eder, kredile dağıtırdı. Lozan muahedesinin asierî ahkâ Halbuki bugün vaziyet öyle değilmının da kaldınlması ve Boğazların dir, yukarıda yazdığım gibi, bir za tahkimi hakkmdaki noktai nazarımızı yıfla bir kuvvetli, karşı karsıya bu Milletler Meclisinin konseyinde söylunuyor. Zayıfm mukadderatını ta lemiştim. Şimdi buna ilâve edecek yin eden, karşıdaki kuvvetli tiptir. birşeyim yoktur. Diğer muahedelerin askerî ahkâmı düşünce, Lozan muaBunun halli ise, müstahsilin satış kohedesinin askerî ahkâmı da düşmelioperatifleri etrafında toplanmasile d'r. Türkiyenin noktai nazan budur. mümkün olur. Bu takdirde ihracat Rusyanra •Iduğu yerde biz de vanz çıların çalışma sahası kapanmış ol Rusya ile olan münasebatımız ga maz. Yalnız, kooperatife doğru te yet dostanedir. Rusyanın olduğu yerveccüh eder. de biz de vanz ve bizim olduğumuz yerde Rusya da vardır. Yakında dostHaber aldığıma göre, bu hususta luöumuzun 15 inci yıldönümünü tes'id Kamutaya verilmek üzere bir 14yiha edeceğiz. Gayet tabiî olarak Rusya hazırlanmaktadır veva hazırlanmak Balkan meselelerile de yakından alâüzeredir. Kooperatiflerin mecburî kad?'" olmaktadır. veya ihtiyarî mi olacakları eiheti ise Rus • Yugoslay münas«bab henüz belli değildir. Yuçoslavvadaki meb'us intihabın dan sonra Yugoslavya Rusya arasınYeni Ofis müdürü Ziya Orgon gelda da münasebat tesis edilecektir. di, işe başladı. Tetkik heyeti, kendi Memduh T*lât TEZEL süe uzun uzadıya görüşmüştur. tporcalan geçıd retnu yaparken Taksim stadyomunda dün Galata* saray Haydarpaşa Liseleri arasmda büyük bir spor bayramı yapılmışbr. Bayrama saat 11,10 da iki lisenin izcileri, atlet ve futbolculannın yaptıklan güzel ve muntazam bir geçiel resmile başlanmışbr. Haydarpaşa lisesinden Faik, Galatasaray lisesinden de Muslih bu bayramm lüzura ve ehemmiyerinden Wahsebnişlerdir. Bundan sonra atlerizm müsabakalanna baslanmışbr. 10 merro koşu: Fikret (G. S.) birinci2. 1/10, Afif ( C S.) ikinci, Nejad ( H . P.) üçüncü. 200 metro koşu: Fikret (G. S.) birinci 24. 4/10 saniye, Taha (G. S.) ikinci. 400 metr. koşu: Taha (G. S.) birinci 58. S ' 1 0 sanive, Nejad ( H . P . ) ikinci, Mehmed (G. S.) üçüncü. 1500 metro koşu: Mualli (G. S.) birinci 4.51 dakika, Cemal (G. S.) ikinci. Akın ( H . P.) üçüncü. Gülle abna: Etem (G. S.) birin Gütlt atmm md»mbmkasmJan.bîr intıbı ci 1 1,18 merro, Behzad (G.S.) ikinci, lisesi sag müdafii 27 nci dakikada kenNecdet ( H . P.) üçüncü. di kalesine ilk sayıyı Galatasaray heDwk atma: Necdet ( H . P . ) brrinsabma kaydetb. Biraz sonra Necdetci 32,77 Hietro, Reşad (G. S.) ikiaci, ten aldığı bir pası Gündüz güzel bir Lârif ( H . P.) üçüacü. şütle Galatasaraya ikinci sayıyı kazanCirid atraa Necdet ( H . P.) bidırdı. rinci 42.75 metre, Tahsia ( H . P.) îkinci devrenia ortaUnnda Galataikinci, Kesim (G. S.) ÜCÜBCÜ. saray kalesine yapılan bir hücumu haYüksek atlama: Necdet ( H P.) talı bir surette durduran Galatasaray birinci 1,65 merro, Sacid (G. S.) ikinmüdafaasına bir serbest vuruş verildu ci, Lâtif ( H . P.) Gcüncü. Haydırpa^ahlar bundan istifade ede4 x 1 0 0 bayrak birinci Gaîahtsarav rek ilk gollerini yaoblar. Bu sayıdan tikunı: Haluk, Ferruh, Fikret, Afıf tonra Haydarpaşahlar beraberliği te 48,6 saniye, ikiıci HarJan»»şa takı min icin eahstilarsa da Galatasaray mı: Bahri, Selim. Tahsin, Faruk. otuz beşinci dakikada Necdetin üçünAtletizra müsabakalarmda 51 sayı eü folünü, k'rk üçüncü dakikada da ile Galatasaray birinci olmuş, HaydarMünevverin kuvvetli bir vurusile dördüncü sayılannı kazandılar.. Bu su paşa lisesi de 34 puvam almışbr. retle Galatasaray 41 galib ?eldi. Atlerizm müsabakalanııdaa sonra Atlebzm ve futbol müsabakalann iki lisenin en küçük takımlan aras<n dt muvaffakiyet kazanaalara da müdaki futbol maçma başlanmışhr. Bir k'^tlar da^ıtıldı.. saat devam eden bu raaç birbire beraDayak hâdisesi tahkikatı bere birmisbr. Feııer Libertas m*cmd?ki dayak îkinci takımlar arasıadaki maçı Hay; hâd «esi hakkında îç Îşleri Bakanlıgıdarpaşa lisesi bir sıfır kazanmıştır. rıa tstanbul Vilâyetinden istediği maBüyük takımlar arısındaki maça saat 1 7 de Suphinin hakemliğile baş landı. Galatasaray tak'mı: Sacid, S'.ıphi, Reşad, Kadri, Fahir, Hayruüah, Necdet, Münevver, Gündüz, Fethi, Yu suf. Haydarpaşa lisesi: Saim, Sedad, Abdi, Zeki. Cevdet, Tank, Muam mer, Ali, Mustafa, Muharrem, Se mih. Galatasaray birinci takımmda yer alan oyunculann mekteb takımmda bulunması daha ilk nazarda takımm ağır basacağmı anlahnıştı. Nitekim •yunun başlangıcından pek az sonra Galatasaraylılar Haydarpaşa lisesi kalesini sıkışbrmağa başladılar. Bu hü cumlardan kurtulamıyan Haydarpaşa lumat düıı tönderilmişbr. Aldığımız malânıata aazaran polis vilâyete ver diği raporda hâdiseye ehemmiyet vermemiş ve vak'a faüleri de gizli kal mışbr. Hükumetin bu işe verdiği e hemmiyet p:k yerindecür. Bu, herhangi bir kulüblücükten ziyade bir memle ket meselesidir. Memlekchmizde fena «uaraeleye maruz kalan ecnebi sporculani nyapacaklan fena propaganda yalnız bir kulübe değil, bütün bir mem leket halkma raci olacakbr. Esasen bu hâdise, maçm hakemi tarafından va ki beyanat ve Fenerbahçe kulübünün beyannamesile de itiraf edilmiştir. Buna ragmen binlerce kişinin gozü önünde cereyan eden bir hâdiseyi saklamaktaki manayı anhyanuyoruz. Iki Raenîn gene MSaabahmlttrt takib tden

Bu sayıdan diğer sayfalar: