2 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 11

2 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Mayıs 1935 Nelere sinirlenirsiniz? Nezihe Huhittin «Birçok şeylere, diyor; hele şu İstanbulda toplanıp sulhu biz yapacağız, diyen kadınlara...» (Bas taraft birinct sahifede) fenerjisiz kalmış demektir. Bu din lenme ve tükeniş iyi mi? Bence; in san daima sinirlenmeli ve didinmeli dir.. Soğukkanlılığı hiç sevmem ve beğenmem.. Sinirlenmenin şiddeti, muhite karşı duyulan alâkanın ölçü südür. Bana ne? Neme lâzım!.. Kadar topluluk yaşayışında kötü bir g'diş olamaz.. Doğruluğu ve faydalı gerek liği ortaya çıkaran ateşli münakaşa lar hep sinirlenmenin; yani alâkanın görünüşleri değil midir? Evet insan daima sinirlenmelidir... Fakat bir de anormal sinirlenme vardır. Meselâ; kediden, fareden, böcekten, gök gü rültüsünden, şimşekten, zelzeleden, daha ne bileyim? Modaya uygun gi yinememekten sinirlenenler vardır. Ben, kedi ve fare görünce çığlıklar kopanp bayılanları, gök gürleyince kaçacak delik arıyanlan, zelzele o lunca aklmı kaçırma derecelerine gelenleri çok gördüm.. Ama yalnız ba yanlar arasmda değil ha! Böyle bay 1ar da çoktur. Bunlara benzer şeylerde soğukkanh olmağı tercih ederim. Bu istemekle olmaz, olur. Ancak irade kudretile olur. Bu da yaratılış ve terbiye meselesidir. Demek sen bu şekilde sinir lenmezsin? dedim. Geçen büyük zelzelede evde yapayalnızdım. diye cevab verdi. Şez longon üstüne uzanmış birşey yazı yordum.. Birdenbire kanape beşik gibi gidip gelmeğe başladı. Önce, üstüme düşecek birşey olup olmadığını araştırdım, olmadığını anlayınca hafifçe doğrularak zelzelenin geçnıesini bekledim. Tabiî korktum, fakat sinirlenmedim. Ikincı defasında ar tık yerimden kımoldamadım. Çünkü nereye kaçsam orada da zelzele var dı... Içinde yaşadığım çevreye karşı çok duyguluyum.. Fakat tehlike ve güclükle yümadan ve yorulmadan mücadele etmekten sonsuz bir zevk duyarım. Dsmek sinirli bir insanım. yahıız aczin iç acısıdır. Bence, ben liği kudretli bir insan haksızlığa te nezzül etmez. Haksızlık bir nevi zâ fın hilesidir. «Hak kuvvetindir» na zariyesini yanlış buluyorum... Ha yatta sinirlendiğim daha ufaktefek şeyler: Beklemek.. Yapmak için elime aldığım şeyi çabuk bitirememek.. Bir de yakm çevremde intizamsızlık.. Boljevizm ve kadınlar kongresi Dünya hâdiselerinde seni sinirlendiren nelerdir? cBolşevizm» le, şu İstanbuldaki kadmlar kongresi.. Mü*aade ediniz de size anlatayım: Bolşevizm eski ma sal.. Bunu bir türlü aklım almadı ve alamıyacak.. Bir topluluk içinde tam bir müsavat tesis ederek saadet ya ratmak! Bu mümkün mü? Tabiat kanunlarında bile cömerdlik yok.. Dünyaya çıplak gelen ve çıplak yaşıyan ilk insanlar bile müsavi değillerdi: Kimi daha kuvvetli, kimi zayıf, ki • mi güzel, kimi çirkin, kimi zeki, ki mi budala.. Tabiat, saadeti, denksiz likle beşere tattırmış.. Nerede kaldı ki bir iki insanm iddiası bunu yaratabilsin! Işte bu boş didişme beni titizlendiriyor. Olamıyacak şeyler karşısmda boş iddialardan biri de kongredeki ba yanlann sulhu biz yapacağız! Diye nefes tüketmeleri idi. Gazetelerin bir sütununda kürsüde sulh yapacağız diye iddia eden bir bayanın resmile, yanındaki sütunda, kuvvetli bir hü kumet adamının, etrafma askerlik i çin topladığı binler ve binlerce halkı kumandanca selâmlıyan fotoğrafı hayli garibdL Bir tarafta da âlimlerin ve silâh fabrikalarınm amansız öldürü cü yeni keşifleri!. Siz gazeteciler bu bayanlara sulhu nasıl yapacaksı nız? diye sordunuz. Elcevab: ço cuklanmıza sulh ninnisi söyliyeceğizdediler. Yani kedinin yolu samanlığa kadar!. Bu ateşli bayanlardan hiçbiri: Mademki harb içtinabı müm • kün olmıyan bir beşer felâketidir, hangi millet haksız bir taarruza uğ rarsa dünya kadınlığını onunla be raber müdafaaya davet edeceğiz. • Diye bir insaniyet dostluğunun duygusunu gösteremediler. Çocuklara ninni söylemek kolay, fakat faydasız, belki de zararli. Zaten hiçbir mille tin ferdleri kendi başlarma harb yapmağı istemez, bir ana kadar bir baba da çocuğunun kanını görmeğe gücü yoktur. Fakat yurd müdafaasında sulh ninnisile çocuğunu posa haline getirmek bence duygusuzluğun en korkuncudur. Hele biz Türk kadın ları. Çocuklarımızı ancak «koruyucu» yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Çünkü yeni yaptığımız körpe ve düşrnan şerrinden koruyacak birçok eserlerimiz var. Bilhassa ulu devrimimizin bir asker zaferinden sonra doğduğu daha bugün gibi göz önünde dururken... Bakınız.. Yıllardanberi parlamen to kürsülerinde haykıran Alman kadmlan Hitlerin bir işaretile süklüm büklüm evlerinin yolunu tuttular. Ben feministim ama elimin hamurile i Cumhurîyet 11 Iğdırda hayat Sovyetier iyi fiatlc pamuk alıyorlar Iğdır (Hususî) Bundan bir ay evvel Sovyetlerin buradan pamuk almak üzere müracaat ettiklerini ve kilo başına 39,75 kuruş fiat verdikleri i çin uyuşulamadığını bildirmiştim. Şimdi Sovyetler tekrar Iğdır tüccarlan na müracaat ederek 46,25 kuruş fiat vermişler ve 16,000 kilo pamuk için mukavelc de yapmışlardır. Bundan başka bir hafta sonra tekrar ve daha fazla fiatle 320 bin kilo pamuk daha alacaklannı bildinnişlerdır. Iğdırda kültür ifleri Kazamızda kültür işleri iyi gitmcmektedir. 67 köyile birlikte 26,700 nüfusu olan Iğdırda ikisi köyde ve biri de merkezde olmak üzere yalnız üç mekteb vardır. Mektebsizlik, Iğdınn okumak istiyen çocuklannı tahsilden mahrum ediyor. Halbuki küçük bü yük bütün Iğdırlılar okumağı ve ya hud çocuklannm okumasını candan istiyorlar. Bu cümleden olmak üzere kaza merkezindeki mektebde okuyan fakir talebenin bir senelik okuma mas rafını karşılamak üzere memlcketin zenginleri 350 lira vennişlerdir. Maarifi bu kadar seven Iğdır için Kültür Bakanlığımn bir tedbir alma sını bekliyoruz. Bulgaristandaki hâdiseler (Bas tarafı birinci sahifedei miktarda beyannameler dağıtıyor lar ve halkı 1 mayısı tes'id etmek için greve, sokak nümayişlerine davet ediyorlardı. Birçok evlerin du varlanna da geceleri boya ile muh telif komünist umdeleri yazılmıştı. Dün akşam komünistler, Sofya nın birkaç noktasında nümayişler ve mitingler yapmak istemişlerse de vaktinde yetişen süvari polisler bunlan dağıtmıştır. Komünistler bu sabah birçok yerlere kırmızı bayraklar asmışlar dır. Büyük bir komünist bayrağı da Sofya mezbahasmın yüksek baca sının üstüne asılmıştır. Bu bayrak oradan geçen herkesin nazari dik katini celbediyordu. Sofya îtfaiyesi bu bayrağı baca nın üzerinden alabilmek için öğle ye kadar uğraştı. Komünistlerle hükumet kuvvet leri arasmda en büyük çarpışma Kızanlık kazasına tâbi Enina köyün de olmuştur. Burada komünistlerle hakikî bir harb olmuş ve bu harbde iki jandarma ve on köylü maktul düşmüştür. Yaralılann miktan henüz belli değildir. Bu köy eskidenberi bir ko • münist köyü olup komünistlerin köy kalelerinden birisiydi. Geçen rejimlerin bu komünist kalesini yıkabihnek için sarfettikleri bütün uğraşmalar boşa gitmişti. Dün akşam köyün meydanında toplanan komünistler, 1 mayıs mü nasebetile bir miting yapmak iste mişler, köyde bulunan iki jandar ma, bu mitinge mâni olmağa çalışmışlarsa da köylüler jandarmanın emrine itaat etmiyeceklerini bildirmişlerdir. Bu suretle jandarma lann mitingi dağıtmak için sarfet tikleri gayret te boşa gitmiştir. Ni ' hayet jandarma silâh istimal edip toplantıyı dağıtmak istemişse de köylü karşı kovmuş ve köylü tara fından atılan kurşunlarla jandar malar öldürülmüştür. Bunun üzerine nahiye müdürü Kızanhktan imdad istemiş ve der , hal köye kamyonlarla asker gön ı derilmiştir. Zabitlerin «evlerinize gidiniz!» emrine köylü itaat etme ı miş, bunun üzerine askere ateş em ' ri verilmiş, köylü de diğer taraftan ' ateşle mukabele etmiştir. Bu su retle askerle komünist köylüler arasında bir harb başlamıştır. Köylü, askerin ateşine mukavemet edememiş, kaçmış, fakat harb sahasında 10 maktulle birçok yaralı bırakmıştır. Askerler köyde birçofc kimseleri tevkif etmişlerdir. İşe Müddeiumumî vaziyet etmiş, istiçvablar başla mıştır. Komünistler Bulgaristanm diğer yerlerinde de nümayişler ve mitingler yapmak istemişlerdir. Polis müdiriyeti bu akşam gaze telere bu hususta bir resmî tebliğ verecektir. Memduh Talat TEZEL Yeni bahriyelilerimîz Deniz Lisesinden 40 talebe dün merasimle Hamidiye kruvazörüne geçti {Ba* tarafı birinct sahifede) Saat 2,45 te diploma tevzi merasimi başlamıştır. Kumandan genc zabitlere diplomalannı verdikten sonra onlara şu sözleri söylemiştir: « Çocuklanm, yannm komutanlan, Bu sene liseyi bitirdiniz. Şimdi şehadetnamelerinizi de aldmız. Ceminiz karşıda sizi bekliyor. Hepinize uğurlar olsun! Bugünden itibaren deniz talebesi oldunuz yavrularım. Yavrulanm, donanmamız az, fakat özdür. Onun içinde yılmaz bir irade ve azim mevcuddur. Siz yannm ko mutanlan, muvaffak olmak için son derece çalışmak mecburiyetinde olduğunuzu tabiî takdir ediyorsunuzdur. Denizcilik gücdür ve hoştur. Sizler de fırtınah dalgalar gibi çetin olacaksınız. Eski amirallanmız ve komutan Ianmız yelken ve kürekle ummanlan aştılar, bütün dünyayı titrettiler. Siz de yann öbür gün karşınıza çıkacak her düşmanı tepelemek için fevkalâde hazırlanacak ve öyle yapacaksınız Haydi şimdi uğurlar olsun çocuklar!» Bu sözlerden sonra mektebi bitiren sınıf bir geçid resmi yaptı ve mekteb nhtımına yanaşan flikalara bindiler. Mektebin küçük sınıf talebeleri deniz kenanna tekkol olmuşlardı. Hepsi yüzlerini denize çevirerek mektebi bitiren arkadaşlarınm şereflerine üç defa şa5a, şa diye bağırdılar ve ağabeylerini uğurladılar. Yeni mezunlar Diploma alan talebeler şunlardır: Muhittin Hakkı, Turgud îhsan, Kâmran Cafer, Mithat Hayrullah, Sezai Şükrii, Daniş Haydar, Necati Fethi, Kemal Fazıl, Nazım Abdurrahman, Orhan Affan, Celâl Salih, Sadık Ali, Doğan Ferid, Ahmed Hasan, Şehab Hikmet, Şemsettin Rahmi. Ahmed Ali, Neriman Müeyyed, Ahmed Lâtif, îsmail Hakkı. Abdurrahman Enis, Salâhattin Fehmi. Faruk Fethi. Mehmed Ali. Enver Ahmed. Süleyman Gıyasettin, Mehmed Mahmud, Gaffar. Sedad Ulvi. Fevzi Hakkı. Zihni Âdil. Fuad Cemil. Mümin Mehmed. Bahri Hakkı. Narmk Refik. Abdülkerim Ahmed. Mithat Osman, Doğan Ahmed, îsmail Ahmed.. Barbarosun büstü Bundan sonra deniz harbiyesi üçüncü sınıfı tarafından Güzel San'atler Akademisinin heykeltraşlık şubesinden îsmail Gökçeye yaptmlmış olan eski ulu Amiral Barbarosun büstünü açma merasimi yapılmıştır. Büst açılmadan evvel yüzbaşı Nami Ali şu söylevi söylemiştir: « Üçüncü sınıfın muvaffakiyetle okulu bitirerek. donanmaya çıkması dolayısile, bugün yapılan sevincli toplantıya. büyük Amiralımız Barbarosun büstünün açılması daha canh bir var lık kazandınyor. Dört kurun evvel dünyaya ün salmış, ve Türk deniz üstunlüğünü yapmış olan Hayrettin Bar barosun bu anımı, bizlere ne mutlu bir kıvancdır. Denizlerimizde birer kahramanhk destanı yaratmak için, and içerek atıldığımız sevgili mesleğin, en büyüğü karşısmda duyulan heyecanımız son suzdur . Ulu Atatürkün manevî huzurile, dünkü, ve bugünkü, büyük komutanlanmızm karşısmda bu heyecanı du yarak, yannm deniz savaşlannda, kanımızı, seve seve, akıtmağa and ettik, ve and içiyoruz. Bu şerefli açımı büyük komutanı mızdan saygılarla dileriz.» Kumandan Şükrii Ültanır da demiştir ki: « Ulu Amiralımız Barbaros Hayrettinin büstünün açılışmı yapmak benim için büyük bir ündür. Sizlere bu ünü bana verdiğiniz için teşekkür ederim.» Kumandan talebeye dönerek: « Yavrulanm sizler de ulu Amiralımız Barbaros gibi olunuz. Ondan örnek alınız.» demiştir. Bundan sonra büst açılmış, Talebeden Nahid bir nutuk söylemiş ve merasime nihayet verilmiştir. Bundan sonra mektebde müteferrik ealenceler vaoılmıshr. Iğdınn ekonomisi Nüfusça bir hayli kalabalık olan Iğdır senelerdenberi bakımsız kalmış ve kalmaktadır. Buna rağmen iklimin bahşettiği imkânlar sayesinde kaza mız oldukça müstahsil bir ülkedir. Senede 1000 ton pamuk, 500 ton çcltik, 50006000 ton arpa ve hernevi sebze ve meyva ve bilhassa üzüm yetiştir mektedir. Fakat çok zamanlar alıcı buluna • maması yüzünden mahsul para etme mektedir. Bereket versin bu sene Sovyetler yüksek fiatle pamuk almakta dırlar. YENİ ESERLER Hafta J Haksızlığa karşı En çok sinirlendiğim şey haksız lıktır. Olamıyacak şeyler karşısında budalaca iddiaya da kızanm. Fakat haksızhk dünyada o kadar çok yapı lan birşey ki insanın yaşı ilerledikçe pjşkinleşiyur ve buna mümKtin oi4uğu kadar alışıyor. Genclikte böyle meşelelere çok sinirlenirdim. Hatta bu yüzden birçok kere menfaatlerimi çiğneyip geçtiğim olmuştur. Bunun misallerini söylemek uzun olur. Hakkı müdafaa için kendimi seve seve zarara atabilecek feragati içimde duymuş bir insanun. Bu atılganlığı bu dalalıkla tavsif edenler vardır. Ne yaparsm Suadciğim? Uzunlar biraz ahmak olurlar. Estağfirullah dedim, o beni dinlemeden devam ettL Fakat buna rağmen hayatta hiç haksızhk yapmadım diye öğünebilir miyim? HayırL Hayatımda pek nadiren, benden kuvvetli şeyler karşısında haksızhk yaptığun olmuştur. Ama çok acı gözyaşlarile onlan ödemişimdir, bu gözyaşlan pişmanlık değil, Bandırmada 16 bin liralık suiistimal Bandırma (Hususî) Bandırma Hususî Muhasebe idaresinde mühim bir suiistimal meydana çıkarümış ve Muhasebei Hususiye Memuru Nâzımla tahsildar Ahmed ve Osman suiis timalle alâkaları görülerek vazifele rine nihayet verilmiştir. Memur ve tahsildarlarm zimmetle rine geçirdikleri paranın tutarı on altı bin lira olduğu anlaşılmaktadır. Vilâyet hususî muhasebe tahsil müfet tişi Ibrahim Bozok buraya gelmiş, hâdisenin tahkikatile uğraşmaktadır. büyük işlere karışmamak şartilc Çünkü gülünç olur. Temenni ve nü mayiş var, bir de biz yapacağız! diye baştan büyük bir iddia var. Matbuatta neye sinirlenirsin? En çok sevdiğim matbuattır. Matbuatta ikiyüzlülük gördüğüm za • man titizlenirim. Fakat sevdiğim i çin çabuk hoş görürüm. Nede olsa ben de insanım; yani egoistim; sevdiğim şeyi çabuk bağışlıyorum.» Suad Dervif Haftanm 56 ncı sayısı da zengin bir mündericatla, birçok resimlerle süslü olduğu halde çıktı. Her sayısmda biraz daha ilerilediglni gördüğümüz (Hafta) da bilhassa Peyami Safanın (Körler ve idealisüer) yazısı tetkike değer. Munderl catı arasmda birçok callbi dikkat fıkra . larla (zehlrli gaz ve tayyare), (Bogazlar Türk hakimlyeti altmda), (Yırtıcı hayvanlar nasıl kapana düşürülür?) başlıkü yazılar da var. Bunlardan başka roman, hikâye, harb tefrikası, fotoğraf tanış ması ve bilmece mecmuayı çok zengin leştirlyor. Okuyuculanmıza hararetle tavsiye ederiz. Yanmay Her ayın Mrinde ve on beşinde çıkan bu alle mecmuasınm 6 ncı sayısı çıfcmıştır. Gerek kapa&mda ve gerek içinde bulunan renkli tablolar çok güzel basıl mıştır. Mündericatı seçme ve alâka u • yandırıcıdır. Tavsiye ederiz. Havacılık ve spor Havacüık ve Sporun 141 inci «ayısı her okuyanda bilgi uyandıracak konu larla dolu olarak çıkmıgtır. «Günün en güvenll taşıma vasıtası>, «Hava huku ku>, «Havada olup bitenler>, Nüzhet Haşimin «Yedlden yetmişe kadar» yazısı, «Yelken uçuşu», «Motörsüz tayyare ha berleri>, «Sporda yas», «Bir İngiliz tayyareclsinln anlattıklan>, Server Ziya Gürevinin bir şiirile bir hikâyesl, Ankara ka yakçılarının Uludağ gezinüsl gibi çeşldll yazılardan başka okurlara parasm bir «tayyare modell» de verilmektedir. Osmanlıcadan türkçeye karsılıklar kılavuzu: 3 7 Suud = Ağım, yükselif Sual = Soru Sühulet = Kolaylık Sülâle (Bak: Hanedan, silsile) Süluk etmek = Girmek, tutmak Sünbüle = Başak Süreyya = Ülker Sürud (Bak: Nağme) Sib'ur = Sevinç Süst = Gevşek, aolpük Sütre = örtü Siitun = Diki, direk, dirkeç, bölme (gazete terimi) Süvari = Atlı, ispahi, binici Şâb = Ganç Şâd, fadan, çadgâm, sadman = Sevînçli Şa<fetmak = Sevindirmek Şâ<Tolmak, şadan olmak = Sevinmek Şâdi = Sevinç Şafak = Tan Şafak sökmek = Tau atmak, tan ağarmak Şafi = îyilertirici, onultucu Şifa = lyileşme, onulma Şifa bulmak, şifayab olmak = İyîlesmek, o Şifa vermek, şifabahş olmak, teşfiye etmek = İyi leştirmek, onultmak Şah, şahsar = Dal Şahid = Tanık = (Fr.) Timoîn Şahadet, «ahidlik = Tanıklık Şahadet etmek = Tamklık etmek Şahadete tânetmek, fahidi cerhetmek •= Tayındur* mak Şahika = Dikmen = (Fr.) Sommet Zirve = Doruk = (Fr.) Cime k Şahm = tçyağı Şah, = 1 . Kifi, klmse, 2 Şahn (T. Ko.) (Fr.) Pertonnç Örnskler: 1 Üç şahıs geldi = Üçfcfjigeldi. Z Tanımadtğım bir şahrsttr = Tanımadtğım bir kimsedir. 3 Şahstna hürmet ederim = Şafısım sayantn. Şahsî = özel, çahsiğ = (Fr.) Pertonnel Şahsiyet = özlük = (Fr.) Peraonnaliti Şahsiyet = Şahsiyet, uzki;i Örnek: O mühim bir şahsiyettir =s O önemli bir mkifidir. Şahsen = Kendi, kendince = (Fr.) Peraonellement Örnekîer: 1 Şahsen oraya gitU = Kendi oraya gitti. z Şahsen Ira meselede mutalâam judur = Kendimce bu sorumda oyum şudur. Şaibe = Bulaşık, leke Şair = Sair (T. Kö.) Şiir = Şiir (T. Kö.) Şak = Yarık, yarma, çatlak Şakketmek = Yarmak, yırtmak Şakkı çefe etmek = Ağız açmak Şakî = Kasak, haydut Şakavet = Kasağlık, haydutluk Şakîka = Yarım baş ağnsı Şakkd = 1 Izdemen (Tilmiz anlamtna) = (Fr.) isciple, 2 Okulalı (Mektebli ardamma) = (Fr.) E*oUer, 3 Irdemen (üniverrite talebesi) = (Fr.) Etudiant Şakul = Şavul Şâm = Akşam Şâmil = Kapsal = (Fr.) Qui embratte Şâmil olmak = Kapsamak = (Fr.) Embratter, t'itendre a Şümul = Kapsama Şamme = Koklam Şemim, şemme = Kokn Şemmetmek = Koklamak Şan = Şan Şanlı = Şanh Şöhret = Un Şöhretli, meshur, müftehir = Unlü Şane = Tarak Şâpâs = Alkıç Şark = Doğu Şark rüzçan = Doğu yeli Garb = Batı Şimal = Kuzey Cenub = Güney Şart = Şart (T. Ko.) Şa'çaa = Panlb Şahr = Şen Şataret =» Şenlik Şatbıyat = Şaka, alay Şayan = Yaraşır, yakıçır, değer Şayanı hayret = Şa^ılacak, şaşılır Şayanı ihtiram = SaygKleğer Şayanı hürmet = Sayılır, »ayılaçak Şayanı itimad = Güvenilir, güvenilecek Şayanı mechamet = Acrnacak Şayanı takdir = Beğenilir, beğendeğer Şayeste (Bak: Şayan) Şayet = Eğer, Ue, *e Şâyi = Yayılmıç = (Fr.) Repandu Şayia = Yaymtı = (Fr.) Brmt Şâyi olmak, şüyu bulmak = Yayılmak Şüyu = Yayılma Saz (Bak: M&stema) = Ayram Şeair (Bak: Şiar) Şeamet = Uğnrsuzluk, yümsüzlük Meş'um = Uğursaz, yümsÜT Şeb = Gece Şebab, febabet = Ge»çlik Şebhun = Gece ba»km» Şebeke = Ağ Şebib. = Benzer Şebnem (Bak: Jale) Çiğ Şebpere = Yarasa Şebtab = Yıldız böceği Şecaat = YiğitliV Şeci = Yiğit Şecer == Ağaç Şecere = Kütük Şedid = Sert, çetin Şiddet = Sertlik, çetinlik Şef = önder Şefaat = ötün Şefaat etmek = ötünmek = (Fr.) Intereeder Şef e = Dudak Şeffaf = Saydam Şefkat = Sevgenlik Şefik = (Bak: Müffik) = Sevgen Şefkat göstermek = Sevgenmek Şehab = Ağan, ağma Şehadetname = Diploma Şebamet (Bak: Şecaat) Yigitlik Şebbal = Kanad Şehka = Hıçkınk Şeblevent = Baylu bo»Iu, taylan Şebper = Kaaad Şehr Şehir Şebirci = Şehirci, ürbanUt (Tmrim) Şehircilik = Şehircilik, ürbanizm Şehirciliğe müteallik = Urbanik Belediye = Şaıbaylık Belediye reisi = Şarbay Şehrah = Anayol Şehrâyin = Donanma Şehrî, sehriye = Aylık Şehvet = Kösne Şek = İşkil, şüphe Tereddüd = Duruksa Tereddüd etmek = Duruksamak Şekl = Şekil Şelâle = Çağhyan Şem'adan = Çırakman Şemail = 1 Kılık, 2 (Bak: Seciye) Şematet = Gürültü, patırdı Şems = Güneş Siperi çem* = Güneşlik Şemsâbâd = Güneşli Şenaat = Alçaklık Seni = Alçak Şer = Kötülük, %er Şer* = Şeriat, yol, noma Şeref = Şeref Şerif = Şerefli Şehr = Genit = (Fr.) Commentaire Şerhetmek = Genitmek = (Fr.) Commenter Şerha = Dilim Serik = Ortak = (Fr.) Asaocii Şirket = Ortaklık, »osyete = (Fr.) Aatodation Şerir = Kötügen Şerm (Bak: Hayâ), = Utanç Sermsar, şermnâk, şermende = Utangaç Şetm (seb, kadh) = Sövme, sövgü Şevk = Şevk (T. KS.) Şevket (Bak: Azamet, kadret) Şey = Şey (T. Ko.) Şeyda = Çılgın Şeyh = 1 Koca, ihtiyar, 2 Baba (tekkede) Seyhuhat = Kocalık, ihtiyarhk Şeyn (Bak: Ayb) Şeytan = Şeytan Şeytanet = Şeytanlık Şiar = Uyak Şifahî inotihan = Sözlü smaç y, Şikâf = Yank şikâf = Yaran Şikak (Bakı Nifak) = Aynlık, ara Sikâr = Av

Bu sayıdan diğer sayfalar: