15 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

15 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dımfıunyft 15 Mayis 193f < Eloğlu Ercttmed Ekrem Taln Göçmen akını gene başladı Bulsfaristandan soydaşımiz geldi Edirne (Hususî) Trakyaya göçmen akını yeni bastan baslanmısbr. 5 mayıstanberi Delionnanm Kemal'er kasabasından ve koylerinden 232, tsperih köyünden 95, Nigöl, Pilevne, Razgrad, Tirnovo, Rusçuk ve KızanJık kasaba ve koylerinden 417 göçmen gelmiş ve muameleleri yapılarak Lüleburgaza gönderilmişlerdir. öğrendiğüne göre Romanyalı goçmenlerin Köstenceden lstanbula ka dar olan nakil ücretlerini ağır bulan hükumetimiz sınırlanmıza kadar kendi paralarile gelen bu soydaslanmızın daha ucuz fiatle yolculuk edebilmelerinin teminini Trakya Umumî Müfettisliğine bırakmı; ve bunun üzerine umumî müfettiş doktor Tali Deniz Ticaret mü dürlüğü ile muhabereye geçmiştir. Bu muhabere neticesinae göçmenlerin Köstenceden lstanbula kadar iki, iki buçuk Iira noksan bir ücretle gelebilecekleri tahmin edilmektedir. Diğer taraftan göçmenlerin sıhhî vaziyetlerine de fevkalâde bir ehemmi yet verilmektedir. Gelenlerin iyice muayenelerile elbislerinin dezenfekte edil meleri için her türlü hazırlıklar sona erdirilmiştir. Sıhhat Bakanlığı bu işler için sari hastalıklar mütehassıslanndan doktor Kemali Trakyaya göndermişb'r. Hükumet bugünlerde, Trakyaya daha iki mütehassısla bir sıhhiye müfettisj gönderecektir. Berberlerin derdleri ve istekleri Dün kazanç meselesi görüşüldü Şehrimizdeki berberler meslekle rine aid bazı mühim meseleleri görüş mek üzere 2 ! mayısta bif içtima yap mağa hazırlanmaktadırlar. Bu toplanbdan evvel îstanbuldaki kadm berberleri ayn ve umumî bir toplanb yapa caklardır. Dün bir bsnn berberler Cemiyetler müşterek bürosunda bir toplanb ya • parak bu hususta görüşmüşlerdir. Kendisile konuşan bir muharririmize Berberler Cemiyeti reisi tsmail Hakb ju izahab vermiştir: « Büyük umumî içtimamuzdan evvel şehrimizdeki kadın berberleri bir toplanb yapacaklar. Son zamanlarda şehrimizde kadın berberliği büyük bir buhran geçinnektedir. En küçük bir berberin bile ele geçirmeğe çalışbğı permenand (alb aylık ondüle) makineleri lstanbul bayanlannnt saçlanoı süratle ondüle yapb. Bunun neticesi olarak kadın berberlerinde bir ijsizlikbr başladı. Birde permenand Avrupada olduğundan büsbütün başka bir tesir yapb. Başka memleketlerde saçmı alb ay lık yapbran bir bayan hiç olmazsa haftada bir defa berberine uğrar ve saç lannı tanzim ettirir. Halbuki bizde permenand alb ay değü. hatta bir sene berbere uğramamak için yaphnlıyor. tki sene evvel 20 liradan başhyan permenand şimdi 2 liraya yapılmağa bajladı. Kadın berberleri aralannda bu va ziyeti görüşeceklerdir. Derdlerimizden en büvüğü de ka zanç vergisi meselesi... Biz berberle ri kazanç kanununda kabznnallar, çalgılı gazinolar, oteller ve saire ile beraber <Ç) fıkrastna koymuşlar. Halbu • ki bütün san'atkârlar bizim yerimizde (C) fıkrasındadır. Bu yanlışlığın tashihini btiyoruz. Rka ederim bizim kabzımallarla ne münasebetimiz var? 21 mayn içtimaınuzda buau da fŞrü|efc* ceğiz.» „ Venizelosun Yaptıkları Yazan: Sabık lntellicen» Servis Şefi Sir Basü Tomaon 45 Ingiliz gîzli istihbarat memurlan, Giride geldiği zaman, Venizelosu allas'amak üzere, bir sürü serseriyi para ile tutmuşlardı! Fransızlar yanlış kapı çaldıklannı ve yanlış kafa kırdıklannı anladılar. Fransız askerleri tarafından bitarat bir devlebn vatandaşlarına yapıian bu çeşid suikasdlcr kolayca unutul maz. Fransız parlâmento komisyonu ta rafmdan açılan teşnî tahkikatta yüz başı Şamonann şehadeti üzerine, Venizelos devrinin, Rokföy ile Fransız senrinin müşterek hareketleri netice • sinde, açüdığı tamamile meydana çıkmışbr. Bu iş diğer sefirlere de haber verilmiş, fakat onlar harekete geçmekten istinkâf ebnişlerdir. Amirala ge lince, onun hiçbir şeyden haberi yoklu. O, yalnız 21 eylul 1916 günü. Fransız sefirinin kendisinden Jurien kruvazörünü, hadisab takib ebnek üzere Giridin Suda limanma gönder mesini istediğini biliyordu. Jurien kruvazörünün kumandanı, Sudaya, gidince, Ingiliz gemilerinin karaya bir müfreze çıkardıklannı ve hiçbir kanşık lık olmadığını gördü. Ingiliz gizli is • tihbarat memurlan, Giride geldiği zaman Venizelosu alkışlamak üzere, bir sürü serseriyi para ile tutarak zemini hazırlamışîardı. [ 1 ] aynen «milletin davetine icabete tneebur olduğunu», yoksa kendisinin bir ihtilâlci ve asi olmadığını bildiriyor; «hareketim Krala ve hanedana karşı yapılmış bir hareket değildir» divor du. Halbuki bu telgrafın mürekkebi kurumadan Fransız sefirine yazdığı mahrem mektubda bakınız, ne diyordu: «Harekeiimin Kral Kostantin uleyhinde olmadığını ilâna mecbar oldumsa, bunu ancak lülâf devleÛerini memnun etmek için yaptım. Kendi fikrime gelmce, ben Kraltn kali suretle Al manyanm taraftna geçtiğine kaniim.» Bir sureti Fransız Hariciye Nezareb* evrak mahzeninde bulunan ve bir kopyası Rus sefiri lzvolski tarafından alı nıp Petrograda bildirilen bu telgrafında Venizelos şunu da ilâve ediyor du: «Teskiline çahşmakta olduğum koU ordunun bir ktsmım Âtina üzerine göndereccğim.» Fakat onun kolordu teşkili için sarfettiği bütün gayretlerm tamamen su ya düstüğünün en salâhiyettar şahidi General Saray olmuştur. tld kadın, ula çmarlana golgeledigi çeşmenin başmda. güyümlerini yere bırakmış. çene yanşbnyorlardı. Yolun Gstünde. aşağıdan doğru, değneğinı kakaraktan. ağır ağır gelen yolcuya gözleri ilişti. Bir tanesi. bu adama seslendi: Eloğlu!. Sen misin? Bitirdin mî mahpusluğunu?. Yolcu, sıska, uzun boylu bir adamA. Bütün kışı, serserilik suçile hapisa»ede geçirmiş olduğu için, yüzü biraz »an idi. Açık havada. yıldızlara baka baka uyumağa ahşmış bu adam, hapisanenin kapalı ve rutubetli koğuşunda romatizmalı olmuştu. Şimdi bütün vüeudünü, aradasırada, yabani ağac kökleri gibi oraya buraya dallanıp bu • daklanan ağnlar tanyor, göğsüne bir takım acayib hayvanlar kıskaclannı daldınyorlarmış da yüreğini deşiyorlarmış gibi oluyordu. Maamafih, hapisaneden hoşlanmışh. Zira, orada kendisile meşgul olan, hal ve habr soran insanlar bulmuştu. Eloğlu kimsesizdi. Ve bu köyün İçinde onu herkes, her zaman kimsesiz bilmiş, adını sanını öğrenmek zahmetine katlanmamışb. Ondan dolayu köyde adına Eloğlu demişlerdi. Çeşmeye yakm gelmce, o deminki kadın, Eloğlunun gülerek, yuzünc bakh. Tebdilhava sana yaramamış, ellâlemi. dedi. Bu nüktcye öteki kadın da güldü. Hava sıcakta. llkbahar., yaza daha kolay kalbolmak için eriyor gibiydi. Ağacın üzerinde bir böcek cazırdadı. Urakta bir horoz öttü. Eloğlu çeşmenin yalağina oturdu. Erimiş billur gibi, lüleden akan suya tahassürle baktı. Bakıslan henüz hürriyete alışmamış gibiydi. Çmar yapraklan meltemin hafif nefeslerile sahndıkça, yere dökülen gölgelerden ürküyordu. Oooh! dedi; burası iyimiş, be! Biraz evvel kendisine söz atan Keziban kadın güyümünü aldı, lülenin ağzına dayadı. Suyun boş bakıra değ dikçe hasıl ettiği gürültü, çınann da lında cazırdayan boceği sustunnuştu. Eloğlu da susuyor, geldiği yola bakıyordu. Bu yol, yepyeni. güzel bir şose yolu idi. öküz arabalannın ağır tekerlek leri henüz taşlan oynatmağa, hen^kler kazmağa vakit bulamamışlardı. Ta, yukanlara, bağlara doğru uzanıyordu. Baş kaldınlmca, onun yeşilliklcr aranndan kâh kaybolup, kâh meydana çıkan beyaz kıvnmlan görülüyordu. Biraz ileride, »ığırtmaclan görün • miyen bes. alb tane inek, kenardaki böğürtlen çalılanna arada bir upuzun dillerile iltifat ederek, salına salına İnivorlardiEloğlu değneğini yanma bırakta. Biran için serbest kalan çeşmeden kana kana bir gu içti; ağzmdan sızan damlalan elinin tersile sildi. Ne güzel yol! Yeni mi yapıldı?.. diye sordu. EveL Sen giderken başlanıyordu.. Ne iyi! Ayağnnız incinmez gayri, sivri çakıllann üstiinde.. Kendini nekadar hür hissediyordu. Ve sanki göz alabildiğine uzanan bu yol kendisini yürümeğe davet ediyorDin gibi, yüzüne gülüyordu. Keziban kadın dolan güyümu bir tarafa koymuş, evine kadar nasıl tapyacağını düşünüyordu. Arkadaşi Halime kadın da, çınann gövdesine da • yanmış karsj yamacda yayılan davarlan seyrediyordu. Keziban serseriye gene hitab etti: Bir yerde çali|mıyacağuı mı bu tş bulursam elbette ki çalışacağım. Ben, kim çağuırsa giderim. Bu köyde hepsi de beni tanır. Yeter ki iş olsun. Bilmem ki bu yıl ekinler nasıl?* Bolluk mu>. lyi maşallah! Bir iki dakika sükut eden kadın, hemen tekrardan lâkırdıya devam etti. Sen hiçbir zanaat tubnadın mı, Eloğlu? Hiç senin evin, barkın oünadı mı? Eloğlu başını salladL Oldu.. dedi. Başunda ateş yandığı zamanlardı o zamanlar.. Başında ates, mi yandı? Ne ate Kanm oldü. Sonra da evimi, tarlamı satblar. Ben, taşlannı teker teker toplryarak, kurmuştum o evL. Alnımın teri ile de, o tarlayı kanş kanş sabn almıştım. Kanmı da, malımı da kaybedince, üzerime bir durgun • luk çöktü. Çocuğum vardı bir tane. Ona bakamadım. Kanmın anası gelip, onu benden aldı, götürdü. Ortada bir ben kaldım. O zaman vurdum işi serseriliğe. Düştüm yollara.. Ağacda gene, bocekler cazırdamağa başlamıslardı. Güneş huzmeleri, yerde, çapkın çapkın cilveleşiyoriardı. Bir müddet, hayalata dalar gibi go rünen Eloğlu devam etti: Amma yer gezdim. Köy köy dolaşbm. Bedava ekmek bulamazsam, boğaz tokluğuna rençperlik ediyor dum. Nasılsa vaktile öğrenmiştim: Elünden, az çok, demircilik te geli yordu. Panayır kurulan kasabalarda nalbandlara yardım ettim. Gece, çitlerin dibinde yatbm. Pınarlarda yı kandım. Böylecene derdlerimi avutuyordum. Her gün, derdimle benim arama bir köy daha, bir bağ daha, bir dağ daha giriyordu. Ve sanki bütun bu köyler, bağlar. dağlar benimdL. Biliyor musun, abla: Derdli olmak, derdile kapanıp ta başbaşa kalanlar içindir. Malı olan, sevgisi olan derdli olur. Benim ne mahm, ne de sevdiğim kimse olmadığı için, derdim, tasam yoktur gayn. Keziban kadm, gözlerini açmış, dinliyordu. Ne tuhaf söylüyorsun, Eloğlu!. dedi. Evi olmak* çoluğu çocuğu olmak bahtiyarlıkbr! Eloğlu, yalnız aa acı güIümsedL. Iddiasmın doğru olduğuna, hakikatte, kendi de kani değildi. Ancak, Keziban kadm da, yavaş yavaş hissediyordu ki, bahtiyarlık sandığı bütün o şeyler, ikide birde kendisini yürek çarpmbsma uğratan, gönlüne endişe veren bir takım fâni varlık Iardan ibarettir.. Ercümend Ekrem TAl.U ADLÎYEDE Bir seneye mahkum oldu Çemberlitaşta oturan Hayriyenin evine zorla girerek Hayriyeyi banyo • dan çıkmış bir vaziyette görüp namusuna tecavüz etmek istemekle suçlu Mehmedin Ağırceza mahkemesinde devam ebnekte olan muhakemesi dün bibniş; cürüm teşebbüs mahiyebnde görüldüğünden bir sene hapsine ka rar verilmiştir. Kansını döğmek isterken Îsak ve Roza isimlerinde iki Mu * sevi kan koca arasında açılan boşan ma davasına dün üçüncü hukuk mahkemesinde bakıldıktan sonra iki taraf ta dışan çıkmış; bir aralık Îsak asa • biyetle Rozanın üzerine yürümüş ve söylenmeğe başlamışbr. Münakaşa tehdid mahiyetini aldığından işe polis müdahale ederek îsakı yakalamif ve is • tintak hâkimliğine vermiştir. MÜTEFERRÎK Tahir Ankaraya da gidip gelmiş MenB bulunduğu Malkaradan şehrimize gelerek burada yakalanan Şeyh Saidin kardeşj Tahirin bir müddet ev vel lstanbula geldiği ve affı için te • şebbüsatta bulunmak üzere buradan Ankaraya gidip geldiği anlaşılmışbr. Haber aldığımıza nazaran Tahirin bu vaziyeti nazan dikkati celbebnif ve Malkaradan muhtelif zamanlarda ne suretle aynldığı tahkik ve tesbit edil • nüştir. lç Işleri Bakanlığı bu hususta müsamahan görülenleri tecziye edecektir. Talebe Birliğinin broşürü Talebe Birliği tarafından «Genclik var» ismile neşredilen bir broşür mecmua mahiyetinde görülmüş; ruhsab alınmadığı için Birlik ruhsatsız mec mua neşrebnek suçile ceza mahke • mesine verilmiştir. Dün bu davaya başlanmış ise de bazı cihetler tetkik edilmek üzere başka güne kalmışbr. Hamallann ucreti fazla mı? Son zamanlarda hamallann fazla ücret aldıklarmdan dolayı her taraf tan şikâyetler çoğalmağa başlamışbr. Şikâyetler bilhassa eşya krymetlerinin düşmesine mukabÜ taşuna ücretlerinin hâlâ eski vaziyetinde kalması nokta sında toplanmaktadır. Bu husustaki şikâyetler Ekonomi Bakanlığına ka • dar intikal ebniştir. Şehrimizdeki alâkadar daireler bu husustaki şikâyetleri dikkate değer bulduklanndan tetkikata başlamışlardır. Belediyenin de bu j \ üzerinde noktai nazan sorulmuştur. On senedir ölü gösterilen adam! Yedînci kolordu mimarlığından mütekaid Mehmed Esad Halid dün Müddeimumumiliğe bir istida vermiştir. Bu istidasmda, eniştesi Kemal ile, kızkardeşi Zahire tarafından kendisini Nüfus kürüğünde ve Tapu dairesinde on senedenberi ölü göstermek suretile mallarmı satbklannı bildirmiştir. Müddeiumumilik işe el koymuş ve Beşiktaşta Köyiçinde Şairnedim sokağında 16 sayılı evde oturan suçlu ka n vc devam Venizelos, kendisi de Giridli ol • duğu için hemşerilerinden korkusu Selânikt* maoakkat hâkâmet yoktu. Burada hiçbir muhalefete ma5 birinci teşrin 1916 da, Venizelos ruz kalmazdı. Kumandan Şamonann ltilâf harb gemileri refakatinde Selâ fehadetine nazaran: «Yunan mUîetmin ehseriıjeli hiç ol niğe vâsıl oldu ve orada «Yunan mil • mazsa eski Yunanistanda, lülâf iev Ieti namma» fakat General Sarayın letlerine karfi lâkayddt; fakat açık • himayesi albnda, kendi muvakkat hü • ça Venizelosa iüşmandu Onun tfeti kumetini tesis etti. Sarayın bu hususdar mevkiinc gelmesi, harb demek oltaki düşüncesi almağa değer. duğunu bilmiycn yoktu. Efkârt umttmVenizelos Selâniğe 9 birindteş miye, Venizelosun Krala açıklan açı • rinde geldi Kral Kostantin onu tevkif ğa muhalefel ettiğini ve lülâfçılann da onu tuttuğunu b'ğrcnince müiiefiklere ettirebilirdi. Fakat Atinadan harekeüne müsaade etti. Niçin?» karşt gösterilen lâkaydi, husumele münkalib oldu. Şimdiye kadar Vem (Arkan var) zelosa düşmanhğmt gösteren Yunan [1] Yunan bitaraflığının bu suretle milleli. bundan sonra, lülâf deolctle ihlâli bir Ingiliz zabiti tarafından çok rine de açıktan açıŞa düstrian kctildi. açık ba surette itiraf edümiştır. Bu Rokföy ile onun fiktrlerim kabul eJen tngılım M J M U *€. J C İJ«WTJOn ISOTinFranttz teftnnm gutlükleri tiyasamn de biridlr, ki harbden evvel Kembric ük neticesi bu oldu.» Üniversitesi erkânından iken harb • de, muvakkaten, tnglliz bahriyesi gizFransız Amiralı Dartige de Four • li istihbarat teşkilâtına memur edilnet, Fransız ataşenavalinin, kendisine miştır. Lavvsonun 1920 de «Ege Enkarşı gösterdiği hiyanetin çok aşikâr trikası» ismile neşrettigi kitab, her bir misalini zikretmektedir. Yunan hüokuyan îngilizin yüzünü kızartacak kumeti, kendi telsiz istasyonlannm mahiyettedir. Rokföy pibi, bu Lawson kapab'masma ve telgraf hatlannın 1bda, vazifesinin kendi dairesi için ha ber toplamak degil, bitaraf bir dev Iâfçılar tarafından kontroluna razı olletin dahilî işlerine kansmak oldu * muştu. Bu meselede şöylece sudan bir ğunu sanıyor ve kendi şahsi politıkaprotestoda bulunmakla iktifa etmişti. suun muvaffakiyetini temine çahşı Hatta Yunan donanması başkuman yordu. Yunan işleri hakkındaki ce danı, her türlü havadis sızmalanna mâ haleti yüzünden yeminine sadık her ni olmak için, küçük harb gemilerinin kral taraftan Yunan zabitinin «Al antenlerini tahrib ebneği kendiliğinden man altını» ile satın alınmış oldugu kanaatinde bulunuyordu. Bu adam, teklif edecek kadar ileri gibnişti. Rus sefiri, Yunan amiralından, Rus kitabmda bircok vahim hatalan iti raf etmiştir. Bu meyanda, alınan eyanın Îstanbuldaki sefirine çekilecek mirlere rağmen birçok masumlarm nüstacel bir telsizi Yunan telsizile çek hapse veya üsera karargâhlanna atümesini rica etmiş, amiral da, hükume dıgı da yazılıdır. Serigo Adasmm Ve tinden müsaade istediktea. sonra elçi nizelosçulara iltihakını bir marifet mi? gibi bunu «Serigonun fetbi» dinin arzusunu yerine gebrmişti. 48 saat ye bir böburlenme vesilesi addediyor. sonra, Fransız amirah, Fransız BahriHalbuki 1920 de tngiliz istihbarat za • ye Nazın Lacazedan, telgraf kon bitinin kitabı basıhrken yapıian inti trolunun ebikliğinden şikâyet eden bir habda, Venizelos, Serigoda da inhizatelgraf almışb. Rokföy. Rus sefirinin ma uğruyor, Kral taraftarlan kaza • nıyorlardı. telsizini zaptebniş ve bunu Amiral DarBu kitab ispat ediyor ki îngiliz gizli tige de Fournete haber vereceğine, heistihbarat zabitleri ve bilhassa bun men Bahriye Nazınna sikâyet etm^ti. lann Rokföy gibi, denizalü gemileri Venizelosan tarihi telgraft?!.. korkusu illetine tutulanlan elmamif 27 eylulde Taymis gazetesi, Veni olsaycb, îngfliı donanması daha bu • zelosun «tarihi» sıfabnı verdigi bir telyök hi2metler görecektL Bazil Tomsonun nottt. grafıni neşretti. Giridli bu telgrafında Torbah gençleri Selçuk harabelerinde Tekaüdiye kanun lâyihası Inhisar tdaresi memurlannm teka ütlüklerile koruma sandığı teşkili hak kında hazırlanan lâyiha projesi Ka mutayda müzakere edilmiş, fakat hazırlanmış olan şekil muvafık görülmiye rek memurlar lehine bazı tadilât ya pılmak üzere encümenlere iade olunmuştu. Bu lâyiha projesinin de Devlet dejniryollan memurlan hakkında tatbik olunan tekaüdiye ve koruma lâyihası esaslanna göre tadil edilmesi takarrur ederek tekrar fnhisarlar Bakanlığına geri gönderilmiştir. Lâyiha projesi tnhisarlar idaresin deki mütehassıslar heyeti tarafından yeni baştan hazırlanarak Ankaraya gönderilmiştir. Yeni şekle göre memur Iardan kesilmekte olan yüzde be; tevkifat nisbeti azalblacak ve tekaüdlük vaziyetinde maaşlanmn yüzde eüifi aisbetinde bir tazminat verilecektir. Köstencede biriken göçmenler Köstence ve Varnada mühim mik ' tarda göçmenin biriktiği ve bunlann memleketimize gelmek üzere pasaport istedikleri haber verilmektedir. Trakya Umum Müfettişliği yerleri hazırlanmadan bunlann nakillerine tataftar değildir. Hergün bir eenebi karikatöri Süvari zabitlerimiz Berline davet edildiler Nisteki beynelmflel koşulara işb* rak eden zabitlerimiz Berline davet oluranuşlardır. Bunlann haziranda gelmeleri muhtemeldir. tki Japon zabiti geldi POIİM memura Çırağtnız MSsyS Duponta oksürük ilâct yerine xm • hir vermiş, Mösyö Dupont oldü. Avusturya Başbakam Eczact €çtrağtntr> İşittin mi Roma 14 ( A A . ) Avusturya Pol?.. Sen beni iflâs ettirecektin, Başbakam M. Şuşnig, dün Filoransamusterilere boyle hizmet ederten dan Viyanaya gibniftir. onlar buraya bir daha gelirler mi? Evvelki gün lstanbula gelen iki Japon zabiti dün Romanyaya gitmis, • lerdir. Torbah «Hususî» Torbalı gencleri bir gezinti yaparak Selçuğa gıtmİslerdir. Muallim Cemal, genclere kılavuzluk yaparak har.be ler hakkmda izahat vermiftir. Gönderdiğim resim gencleri harabolerde göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: