15 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

15 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

= 15 IVIayıs 1935 mhuriytt YENÎDEN CEMİYETE DOĞAN ÇOCUKLAR Facialar için yaratılmış bir artist: Helen Tvelvetre Helen hayatın verdiği istırabları çekmeğe her an hazır ve kalbindeki endişeleri yüzünden belli olan bir aktristir "Bize; artık çalmadan yaşayacaksın, dediler,o gündenberi hayatımız böyle,, «Kimsesiz Çocukları Kornma Yurdu» nda insanlıklarının fena tarafları büyümüş betbaht yavrular tedavi ediliyor ve iyi birer vatandaş yapılıyor Ceeelerini köprü attlartnda geçiren kimteta yavrular c Bize, «artık çalmadan, ceb delmeden, yankesicilik etmeden, esrar Helen Tvelvetre Robert Ame$ ile füimlerinden birinde ve Helenin hakifd çehresi keş kahvelerinde vakit geçirmeden, Bundan birkaç sene evvel dünyanuı | ile beraber çevirmektedir. Helen Twelmım taştyor. Rolph Luurphy tarafm İena adamlarla oturup kalkmadan yabirçok yerlerinde güzel bir filim gösşıyacaksmız; namuslu kalacaksınız; vetrees, fakir ve sade ruhlu bir genç dan mcydana getirilen bu filim evvelâ insan gibi gezeceksiniz» demişlerdi. terildi. Her sınıftan halk bu filmi bekızdır. Fakat haydudlann elinde oyunPanamanın kabaralannda başlıyor ve ğendi. cak olan avukaa doğru yola getirecekhatn üstüvanın ormanlannda devam edi Bizi; yaradıhşta fena, hırsız, talihsiz çocuklar olmadığımıza, belki biricik tir. yor. Bu filimde erkek rolünde Charles Mevzu, Antil adalanndaki liman kabahatimizin, fena bir ana ve bir baRickfordun dürüştlüğü tamamen He Sahne vazu Georges Orchanboud lardan birinde bir kabarada geçiyor banın çocuğu olduğumuza inandır lenin yumuşaklığı ile tezad teşkil etmek mışlardı. Onun için artık hırsızlık yafilmi mükemmel surette idare etmiştir. du. Bütün artistler âdeta rollerini ya tedir. tkinci filim «Panama dansözü» na şamış gibi oynuyorlardı. Aralannda o pamadık. Tramvaylarda, kalabalık lardan istifade ederek, ellerimiz serzaman tanınmış olan Ricardo Cortez best serbest yabancı ceblere girip den maada tanınmamış iki artist daha çıkamadı. Yaşamak için, açlıktan öl vardı. Erkek Philipps Holmes ismi memek için, Yıldıza gittik. Askerle ni taşıyordu. Kadın Helen Tvvelvet rin döktükleri artıklarla yaşamağa çarees nammda sevimli, çok ıztırab çekMeksikalı yıldız Lupe Velez aile saadeti için lıştık. Orada böyle yaşıyan başkala mijve Jtabaralarda kaybolmuş zaval rı da vardL Fakat onlar bizim gibi dekavganın en iyi çare olduguna kail lı bir genç kızı yaşatan birisi idi. O ğildi; onlar, üç köpekti. Bu yeni üç zamandanberi ikisi de epi yükseldiler. arkadaşla ancak iki gun vakit geçîrebildik. Bize öğrettikleri, insan haya Helen bir yılbaşı gecesi Brooklynde tının bu, olmadığını çok çabuk anla • ( Türkiycd* nmşri hakkı yalıtıs doğdu. Lise tahsilini bitirdikten sonra dık; kazanarak yaşamak istedik. Fa • Cıımhurty*l« Tiyatro Akademisine girdi ve meshur kat nerede ve ne iş bulabilecektik? Stuart Walker kumpanyasına dahil Aklımıza bir fikir geldi: Çam koza [Holiüuita gene boşanmalar bir oldu. Başlangıçta uğradığı inkisarlann laklannı toplayıp satarak para kazanbirini takib ediyor. Johny Veissmüller haddi, hesabı yok. Bir akşam yorgun mak.. Hemen işe başladık. Çiviler bulile Lupe Velezin de yakmda ayrda argın evine döntnek üzere iken hayaduk. Balmumcu çiftliğindeki çamlara caklarından bahsediliyor. Bu haber bu tında büyük bir rol oynıyacak olan çaka çaka ağaclara çıktık. Kozalakları toplıyarak götürdük; sattık; on beş karı kocanın hususî hayatlannvn saf' adama rastgeldi. kuruş kazandık. Bu on beş kuruşla halarım bilenler için pek şaşılacak bir Helen Twelvetrees kulislere da iki gün yaşadık. Daha fazla mümkün haber değildir. Çünkü vücud ve gü • yanmış düşünürken bir ses kendisini çaolmadı. Mektebden kaçtığımıza pişi zellik iü'barile birbirine tam denk ol ğırdı. man olduk. Tekrar döndük, müdüre muş olan bu delikanlt ile bu kadımn geldik, müdür bize hiç darılmadı ve Biraz buraya gelir misiniz? Genç huyları kat'iyyen birbirine uymuyordu. affetti.» kadın hayretle sordu. Johnny oldukça aksi idi. Lupe ise pek *** Kim? Beni m: çağınyorsunuz? başı dikti. Onun için aralarmda münaGalatada eski «Iskoç mektebi» nin Evet. kasa, mücadele kat'iyyen eksik olmu • yerinde üç sene evvel kurulmuş olan Kendisini çağıran adama yaklasm yordu. Fakat ilk zamanlar Lupe buna Belediyenin «Kimsesiz Çocuklan ca eline bir kâğıd tutuşturdu. Bu kâ mümkün mertebe çare buluyordu, yazKurtarma» yurdundayım. Kurumun ğidda yazılı olanlan ezberleyin, bir dığı şu küçük makalede onu anlat müdürü Kâzım Zafir, yanımda du saat sonra sizi tekrar çağıracağım, demaya çalışıyor.] ruyor. Karşımızda henüz on dört yaşdi. Helen kâğıdı aldı. Bu Dreiserin lannda iki yaramaz var. 79 îbrahimle Herkesin bizim hayaamıza aid bilmeşhur «Amerikada bir facia» namm42 Vahdet... îfade edemiyeceğim ka diği şey şudur: Her gün karı koca kavdaki piyesinden bir parça idi. Bir saat dar samimî bir çocuk masumiyetile ga ediyoruz ve dövüşüyoruz. Evli olsonra adam gene yanına yaklaşn. fakat rabıtasız cümlelerle anlatıyorduğumuza göre bu yaptığımız pek te Johnny Veittmüller küçük yıldız lar: Üç sene evvel babaları, Kurum Verdiğim işi yapabilecek mi ayıplanacak bir şey değil zannederim. Ceki Kaperle birlikte müdürü Kâzım Zafire babamız di siniz? diye sordu. Ve Helen öyle bir Kavga ve dövüş ediyorsak hayanmızı faaliyetimizi bitirir bitirmez karşı karyorlardı onlan, birini Galatada, bir surette kabiliyetini gösterdi ki meşhur diğer çiftlerin hayanna benzetmek isşıya geçip taştan yapılmış köpekler gikahvede, diğerini de Beşiktaşta dileHorace Liveright tmpresario derhal b'yoruz demektir. Fakat bu kavga ve bi oturamıyorduk. Yaptığımız şey saanirken görmüş, buraya, kimsesiz ço kendisini angaje etti. Amerikada bir dövüşlerden sonra banşmak o kadar detimiz içi nmücadele idi. cuklar yurduna getirmiş. Bu yurdda faciadan sonra Yen, Roulette, Broa tatlı oluyor ki! Öyle hükmediyonız ki îşin garibi gerek Jhonny ve gerek iki sene kaldıktan sonra, birgün öteki duray piyesleri birbirini takib etti ve bu tatlılık ebedî olarak sürecek... Buben bazan kavgayı kızışbrdığımız halarkadaşlarile kavga etmişler. Ikisi genc kadının şöhreti gittikçe yükseldi. nu öyle sürdürmek için her defa yeberaber kaçmağa karar vermişler. Fakat sonra, dışanda artık eskisi gibi çeşme oluklarında, çöp sandıklannın dibinde, uluyarak yatamıyacaklannı, hırsızlarla, yankesicilerle, esrarkeşlerle beraber oturup kalkamıya caklarını anlayınca tekrar yurda dönmüşler. îkisinin de gözlerinde bir zekâ izi, yüzlerinde insanlığa bir susamışlık mânası okunuyor. Üç sene evveline gelinceye kadar esrar çe ken, kokain kullanan, sokaklardan topladıklan izmaritlerle sigaraya o lan iptilâlarını tatmin eden, hırsızlık eden, bu betbaht, çocukların, hangi terbiye sisteminin tatbikile bu derece değistiklerini biran için kavrıya mıyorülnl ^lüessese müdirile beraber jimnastik salonuna docru yürüyoruz, Jim Karı Koca saadeti Yazan: Lupe Velez gayritabiilik arzediyor. Bu 28 Süleymandır. Yurd müdürü izahat veri yor: « Süleyman ıslah kabul etmiyecek derecede fenalığa sapmıstır. Mü • lâyemet, muhabbet, şefkat, her türlü insant muameleler kendisini ıon derece kızdınyor. Muhabbetle kendisin» hitab edildiği, lnsanl hislerin telkinine çalışüdığı vakit yüzünün mânası büsbütün değişiyor; gözlerinde uçuk luk, renksizlik dalgası dolaşıyor. Du daklan titriyerek bağınyor: «Benden ne istiyorlar? Ben hiç adam olur muyum? O kadar dayak yedim ki, artık yalnız o bana zevk veriyor» diyor. 26 Süleymanın yaşadığım anlıva»bilmesi lçin mutîaka günde bir **'<'<. kadar tazib edümesi lâzımdır Kimsesizler Ymdunda gİydirilen ve hayata kavaşan çoeaktar nastik, bu müessesenin, bu, istihale ettirmek kabiliyetine malik olan kurumun en fazla kullandığı bir ilâcdır. Burada günün en fazla kısmı jimnastik ve sporla geçer. Çünkü bu rası, bir mekteb olmaktan ziyade bir tedavi evi, bir kurtarma yuvasıdır. Jimnastik salonunun kapısında karşımıza on sekiz, yirmi yaşlarında bir delikanh çıkıyor. Yüzü, gözleri, ilk gördüğümüz çocuklarla kıyas edile miyecek derecede sönüklük, abdallık, Işte Fröydün tâbiri veçhile Nazo hist bir tip. Fakat 26 Süleyman bu yuvada bir türlü tatmin edilemiyor. Çünkü burada yegâne yasak olan şey dayak ve çocuğa sert muamele yapmak. Başka herşeye müsaade vardır. Kokaine, sigaraya, esrara bile... Hayret etmeyiniz. Çünkü burada ruhiyat kanunlan daha fazla tesir yapıyorlar. Kokain mf"la'i", esrarkeşlerin geçirdikleri haller marazî safhalarile beraber müptelâlarına gösteriliyor. Yapüan telkinler sayesinde bir müddet son ra bu betbaht müptelâlar, bis da^a kokain, esrar kullanmıyacaklaruı.. min ediyorlar. Müdürün odasma dönüyoruz. Ru hiyatç^ doktor bir dolab açıyor. Bana müteaddid dosyalar gösteriyor. Bun lar, çocukların ruhî tedavi seyirlerı ni gösteriyor. Atatürkün irşadı ve Vali Muhiddin Üstündağın himmetile meydana ge len bu müessesenin yaptığı hizmetler sayüamıyacak kadar çoktur. Fakat maatteessüf memleketın bütün betbaht kimsesiz çocuklarım kucağına alamıyacak kadar dar bir bütçe ile idare ediliyor. Ancak mevcudlanndan bir kısmını cemiyete müfid birer uzuv olarak mal ettikten sonra diğer betbahtlara elini uzatabiliyor. Bu kurumun, daha fazla bir betbaht yeku nunu koynunda yaşatabilmesi için bütçesinın, genişletilmesi lâzımdır. Her içtimaî kurumumuz bunu ken vazife bilmelidir Y. ZİYA ÇENK Sahne ile stüdyoyu ayıran bir adımhk mesafedir. Helen bu mesafeyi aşarak Foks kumpanyası ile bir kuntrato yaptı ve Hollivuda giderek birçok filim ler çevirdi. Başlıcalan: «Mavi Gökler», «Bölünmüş» Kalb» dir. Sinemadaki şöhreti gittikçe artar ken nihayet kendisine mühim bir fi limde baş rolü verdiler ve o günden itibaren Helen yıldız unvanını aldı. Bundan sonra tiyatroyu tamamile terkederek Santa Monikada güzel bir köşk aldı ve orada sırf sinema ile meşgul olarak sade bir hayat geçirmeğe başladı. Helen Twelvetrees bilhassa facialar için yaratılmış bir kadındır. O hayatın verdiği ısbrablan çekmeye ha zır, kalbindeki endişeleri yüzünde pek belli olan bir arstistir. Biraz sonra bu güzel artisti iki yeni filimde daha göreceğiz. Kanun namma ismini taşıyan birincisi bir faciadır. John Barrymore min ediyoruz. Heyhat, huylanmız gayriihtiyarî tekrar çarpışmaya başlıyor. Şimdi bana belki de şöyle bir sual soracaksınız: Sen kavgayı, kavga olduğu için mi seviyorsun? Buna cevab vermeden evvel ben de size bir sual sorayım: Siz, tabiati otmata benziyen koca gördünüz mü? Beni sorarsanız, ben böylesine şimdiye kadar tesadüf etmedim. Yemek, içmek, uynmak ve biraz da eğlenmekten ibaret bir hayat ile nasıl iktifa olunur? Ben bir adamı sade vücud ve ahlâk güzelliği için sevemem. Onun fikirlerini kavga ederken bile müdafaa ede memesine tahammül edemem. Bir insan çahşnğı zaman kendisini işgal eden şeyden başka bir şey düşünemez. Biz de gündüzJeri stüdyodaki de ne için münakaşa ettiğimizi unuturduk. Fakat ekseriya Johnny benim fazla dekolte elbiselerimi çekemez, ben de onun çiy renkli kıravatlanna sinirlenirdim. Avrupaya gittiğimiz zaman kocam, beni çok sevdiğim elmaslanmı beraber gbtürmekten menetti. Onlann vapurda çalınmak ihtimalinden bahsetti. Ben ise buna karşılık dedim ki: Sen dev gibi kuvvetli bir adamsın. Onlar çalmacakmış diye kafan da yoktan bir efsane icad edeceğine beni ve elmaslanmı hırsızlara karşı müdafaa için hazırlansan daha iyi eder sın! Tabiidir ki patıru gene çıkta. Lâkin gayet samimî olarak söylüyorum. Gerilmiş olan sinirleri bastır mak için yegâne çare mükemmel bir kavga etmektir. Kan kocanın başka türlü uzun zaman mes'ud olacaklannı ümid etmiyorum. JCimsectAer Ymdunun »akinleri beden terbiyesi dernndi

Bu sayıdan diğer sayfalar: