19 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 13

19 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Msn» 1933 •COT YAŞnfAN MEÇHUL ASKER Vüzlerce gencve ihtiyar kadın bağırışıyorlardı: " Hatırla bizi, tanı bizi! „ Mangîn şaşkmlık ve korku içinde durmadan basını sallıyordu. Nihayet bitkin bir halde mmldandı: «Yetişir... Yetişir!» istanbui Borsası kapanış fiatleri 18 5935 ' N UK U D I Sterlio I Dolar t'ransız 10 Uret Fr, *> Belç.ka Fr. 30 Drahmı A» İsvıçre FL JJ Leva l Flor.n i ) Çek krena 1 Avuscurya Şl, I t^çeto l M rk I Zloti 20 U y 20 Dınar iü Rnble 1 Yea 9 tsviçre krona 1 lurk altını I Mecıdiye Banknot Os. B 613, 123. IM. 204 JW. 23, Mt. 2İ. 83, 16 43. 22, 25. ı5. Sİ! 3İ. 32. 990 44S.SO ş batış 617. 15. 16». 206 91. ii. €06. Habeşler yedi vilâyette seferberlik ilân etmişler Ayni zamanda harb için makinelitüfek, tayyare ve zehirli gaz stokları hazırlıyorlarmış (Baştarafı 1 inei tahifede) leri gezmiş ve savaş dualan yapılmasını emretmhtir. Italya, 1911, 13 ve 14 sınıflanndan 900,000 askeri silâh altında bulundurmaktadiT. Muntazam ordunun 3 fırkası ve siyah gömleklilerin iki fırkası savaşa hazır bulunmaktadır. Doğu Afrikasına asker yollamalan 11 fubattanberi muntazam şekilde de vam etmcktçdir. Bütun donanma, asker ve askeri eşya taşunakta kullanıl maktadır. 24,000 tonluk Conte Bianchamano, 12,000 tonluk Gange ve Clombo vapurlan ile 20 ye yakın büyük nakliye gemileri de Afrikaya asker taşı maktadırlar. Alaylar gönderildikçe yenileri te?kil edilmekte ve kendilerine 1915 te Genel Savastaki numara ve bayraklan verilmektedir. Afrikaya gitmeden evvel, askerler. hususî kamplarda bir antrenman devresi geçirmekte ve çadırda yatmaktadırlar. Süel mehafili, Habeş savaşına baçIanması için 200,000 asker gerek ol duğunu soylemektedirler. Diğer taraftan yagmur mevsiminin geçmesini beklemek lâzımdır. Süel bakımdan ilk çarpışmalann eylulden evvel başlaması miimkün degildir. Gelecek dört ay içinde ttalyan Habeş davasmdan doğan butün me seleler ortaya atılacakbr. Münaka • şanın sonuncu, savaş ile banştan hangisinin ihtiyar edileceğine müessid olacaktır. Diplomasi yönünden: 1 îtalya, 1906 da Fransa ve îngiltere ile Habeşistan hakkında bir uzlaşraa imza etmiştir. 2 1928 de Habeşistan ile bir dostluk andlaşması akdetmiştir. 3 7 sonkânun 1935 te Chibuti demiryollanna iştirak etmek hakluni Fransadan almısur. 4 Gerek îtalya ve gerek Ha beşistan, Uluslar kurumunun üylerin dendîrler. 1906 tarihli uzlaşmanın hükümie rine göre, îtalya, îngiltere ve Fransa devletlerinden hiç biri, önceden bir birlerine danısmaksızın Habcşistanda hiç bir işe girişemezler. Bu sebebden, îtalyanın Habeş» tanda yapacağı süel hareketler, în gilterenin nzasına bağhdır, îtalya, Mavinil kaynaklannın üzerindeki nii • fuz bölgesine dokunmadıktan sonra* îngiltere, kendi müstemleke menfaatleri bakımmdan bu hareketlere itiraz etmemektedir. Ancak, lüzum gördüğü taktirde 1906 tarihli uzlaşmaya dayanarak müdahale edebilir. îtalvanro fikri şudur ki, Eritre ve Somali sömürgelerini tehlikede görduğü andan başlıyarak özgür davranmak hakkıdır. 1928 îtalya Habeşistan dostluk andlaşmasında, anlaşamamazlık olun lar, orada alışık olduğu Gaubertin koluna yapışarak korku ve heyecan içinde bekliyen meçhul askerin yanına gidiyorlar, hummadan yanan, titrek, terli ellerile ona dokunuyorlar, onun gözlerinden daha şaşkın gözlerle ona bakıvorlar ve yalvaran seslerile hep ayni kelimeleri tekrar ediyor • lardı. Bizi tanı! Hatırla bizi! *** Bu kadmlar ona çocukluk hatıra • larmdan bahsediyorlar, çan kuleleri tarif ediyorlar, şimdi gerçekten top rak altında uyuyan silâh arkadaşlannın kalbinde gömülü kalan hatıralan onun yüreğinde canladırmağa çalışıyorlardı. Bazan, kadınlardan biri, 8fke ve yeis içinde hastanm üstüne atılıyor: Mahsus yapıyorsun! diye bağınyordu. Beni nasü tanımazsın, buna imkân var mı? Kendilerini tanıtamıyan anneler, sonunda aile esrarını, dullar, zevci • yet nrlannı hatırlatmağa çabalıyor lar; o, şaşkınlık ve korku içinde dur madan başını sallıyordu. Bu aileler arasında içeri girip onu sessiz sessiz seyrettikten sonra a§lıya ağlıya gidenler de vardı. Bunlar inkisari hayale boyun iğmesini bilenler dL Gece oldu. Mangin artık bitkin bir halde, yalnız:: Yetişir, yetişir, diyordu. Timarhanenın loş koridorlannda dolaşan deliler, dudaklarında o ebedî tebessümle, sinir buhranları içinde çırpınan bu sıvah duvaklı kadın ka ı füesinı sevredıyorlardı. ' (Arkan var) ca, bir uzlaşma komisyonu kurulacağı yazılıyor. îtalya, Oruntaklannı tayin ederek, adlannı 10 mayısta Habeşistana ve 14 mayısta Avrupa devlet lerine bildirmiştir. Habeşistan da oruntaklarım tayin etmis bulunuyor. Fakat îtalyan hükumeti, bunlann Habesistan uyruluğunda (tabiiyetinde) bulunmadık'annı ileri sürerek itiraz etmiştir. Bu komisyon Ualual hâdisesini yoluna koyacakbr. Fakat îtalyan hükumetmin fikrine göre, bu hâdise, îtalyan Habeş ilgilerinin (münasebetlerinin) ancak bir parcasıdır. V e uzlaşma komisyonunun bu ilgileri, yeni bir esas üzerine kunnak için etkesi (salâhiyeti) yoktur. Yedi sonkânun 1935 tarihli Fran sız îtalyan andlaşmasında, îtalyanın Chibuti demiryollanna iştiraki yazılıdır. Fakat bu anlaşma Habeşistanın bu demiryolu ile silâh taşımak hususun » daki hakkını kabul eden arsıulusal statüsünü değiştirmemektedir. Bugün, Habeşistana giden silâhlar bu yoldan geçmektedir. Nihayet, Habeşistanın Uluslar Kurumunun üyesi bulunması, diğer üyelere her hangi bir anlaşmazlığı ortadan kaldımnak için işe kanşmak etkesini vermektedir. îtalyada Habeşistanın birçok bolgelerinde (mıntakalannda) hâlâ de vam eden kölelık ve söbürme (ist» mar) nin Uluslar Kurumunun prentiplerine karşı olduğu ve bu yüzden U luslar Kurumunun bu ijte ancak bir nezaret hakkı bulundugu söylenmek tedir. Uluslar Kurumu, 2 0 mayısta toplanacak ve görünüşe göre, yalnız uzlaşma komisyonu üyelerinin tayin edildiğini kaydederek, yüklendikleri işi başarmalannı dileyecektir. Romanm fikrine göre, süel bir vasıtaya müracaat etmeden diplomasi yolu ile, Habeşistandaki rejimi değiştirmek k^bildir.» Gunun bulmacası ! !•!• 1 1 1 1 1 İB E !• 11 •A İ*. 84, M. 45. 24, 25. 15. 54. 34. 33, Ml. 47. 232, 17. 1 ııımı 9 10 1 ,•1 1 1•1 • 1 • |B !• 1 1 •1 !• ÇEKLER Londra Nev Yori Paris MiUao Bruksel Atma C«Bcvr« Solya Amsterdam Madrtd Berhn Varşoyt Bndapeşte Bukre; Bclgrad Vokohamı Moskova Sıokhoiın Açılıj O.7W1 12.0» 4.6980 83.843: «3.123 1.173) 19.0490 4^ 1.9:3* «180 4.4915 78.0975 35.2044 .',4154 IO»7. 5 3.1334 9L632S 12.05 83 635 2.451*5 1,17 19.0115 4.^225 5,81 1.9/32 4,2075 4.4ı 77 90^5 35.1168 .4U90 1100 3.1225 Kapamş 9.50 9,M) 24,70 ESHAM Açılıj 7O6O •,90 24,70 j BanUsı mBessls „ hamilme .\nadol« D.M. Trarnra» Somontl Nektar Hejı Aslan çtmento Merkez Baokası Soldan sağa: 1 Hçrkesin itaat etmesi lâzım gelen kaideler, öz türkçe kanun. 2 Üye, cürnle. 3 Onunla başımızı tara m, bir renk. 4 Çevirme, çok bilen. 5 ö z türkçe meydan, kaba adamla nn birşeyi gösterme kiçin kullandıkları tabirlerden biri. 6 Durmaktan e» mir, parlakhk. 7 öz türkçe memnu, ev. 8 Senenin on ikide biri, tutmaktan emir. 9 Eşya koymak için duvara yapılan şey, bir çeşid toprak. 10 tstanbuldaki bir vapur idaresi, so ğukça. Yukandan aşağı: 1 öldürme, bıçak veya kurşunla vücudde açılan delik. 2 Serbest bı rakma, dövme. 3 Sarhoşun bağırma», öz türkçe akıl, nota. 4 Şark vilâ yetlerimizde bir dağ. 5 Bir çeşid maden, köle. 6 Zaman. 7 Müthiş, transızea rıhtım. 8 Türkistanda bir göl, zenginin aksi. 9 Bir şeyden dolayı neş'elenen, bir sıfa tedatı. 10 Eı kiden fakirlere bedava yemek da ğıtılan yer. 1 1 •I i 1 1 1•1 • 1 1 1• Haatahane postacın mektttblan artık «X arabasile getiriyorda. Direktör ve mahasebeci mektub yığım içine gömüldüler (Cihan Harbi esnasında, ctphe lerde oldükleri tesbit edilemiyen bir çofc efrad, kayıblar listesine geçirtZ • mişlerdi. Bu kaybolan efradm aile • leri arasında birçoklan hâlâ çocvk lanrun, kocalannm, yahut babalart • ntn yaşadığını ümid tdiyor ve avunuyorlor. Anlattığımız olmuş vak'anın kah ramant Fransanm bir köşesinde bir triMyet timarhanesinde bulunan ha • ftza«m kaybetmiş bir atkerdir.) 4 Zat işlerinin Mangin hakfanda 7a • pılmasını emrettiği tahkikat 1922 yıll iptidalarında başladı. Bu tahkikat, Mangimn şahsı üzerinde yapılan tetkikat ve başmdan geçenin, memleketin en kuytu köşelerinden bile duyulacak şekilde etrafa ilânı suretile iki cepheli idi Tuluz adliye hekimi profesör dok tor Sorel, Mangini muayeneye me mur edildi Muhtelif tarihlerde, has ta hakkında başka başka mütalealar yürüten yirmi eksperden ilki bu doktordur. Hasta, o zamana kadar hep askeri doktorlar, bir de, onu bir meczub telâkki eden Rodez hastanesi müdürü M. Faynazo taraiından tedavi edil • mişti. Bu yeni doktorun gelişi Mangini çok endişeye düşürmüştü. Hastanede herkesin hürmetle selâmladığı bu sakin adam ona sual sormuyor, coğlum» diye boynuna sarılmıyor, ona çikolâta getinniyordu. Fakat daima yarnnda hazırdı. Birdenbire onun odasına giriyor, muhafız Gaubertle konuştuklannı dinliyor, merhametli Madam Ma zendn ziyaretlerinde bile yanlannda oturacak ve haraketlerini tarassud edecek kadar saygısızlık ediyordu. Arasıra, Mangini kolundan tutarak onu bahçede uzun uzun gezdiriyordu. Yavaş yavaş bu hafıza yoksulunun itimadını kazandı. Cevab almak için ısrar etmeden onunla konuşuyor, ona kâğıd veriyor, üzerine resim yaptın yor. Ayni cumleyi yahut ayni ismi yirmi defa yazdırıyordu. Doktor üç hafta sonra gitti. Mangin çok müteessir oldu. Sorel hiçbir netice alamamış, bu avare şuuru hiçbir mevzu üzerinde tesbit edememişti. Koyduğu teşhis şu idi: «Erken bunama> hastahğile ma» lul olan Mangin, tam bir «hafızasu» sayümaz. O daha ziyade hiçbir şeye inanmıyan bir «negatinist» tir. Bu adam, evet demek imkânını kat'î surette kaybetmiş bir hastadır. Hakikî ailesi karşısma çıkarılsa, kalbinin en derin köşeskıden hafif bir kıvılcım, en küçük bir hatıra gölgesi canlansa ve evet demek için ağzını açsa bile, belki gene (hayır) diyecektir.Bu teşhis tetkikatı kolaylaştıracak mahiyette değildi. Bununla beraber gene araşürma devam ettL Manginin, cepheden, yandan, her türlü fotoğraflannı aldılar ve şu izahaü ilâve ede rek Paris ve vilâyet gazetelerine gönderdiler: «1,64 boyunda, koyu kestane rengi saçh, taknben otuz yaşında görünen, sağ bacağında bir yara izi bulunan ve Mangin ahengindeki bir isme cevab verebilen piyade nejeri. tyi bir iptidai tahsili vardır. Kolaj/UJçla ve hatta zarif bir ifade il* konuşuyor ve yazıyor. Birkaç kelime ingüizce biliyor. Harbde ailenndenfcoytbtolan kimteler, bu eşkâîin kendl kayiblarının eşkâli ol • duğunu tahmin «ttikltri tdkdirde Rodez timarhanesi mUtemmim malumatı vermeğe hazırdır.» Manginin resmi erteri gunden tti baren her masanın üstünde, her gazeteci dükkânında dolaşmağa basla du Fotoğraf, fena kâğıd üzerinde bulanık görünüyordu, izahat noksandı. Yirmi dört saat içinde Rodes hasta • nesine dört yüz bin mektub birden yağması lâzımdı. Fakat feleğin aülcani yemia feliketzede aileler birdenbire harekete geçmediler. Sevinç haberi, memlekete yavaş yavaş yayıldı. Dört yüz bin ailenin döt yüz bini de bu tecrübeyi geçirdi. Mektublann arkası hâlâ alınamadı, on üç seneden beri her gün, muntazaman geliyor. Fakirler daima daha hassas olduk lan için bu haberi ihtiyatla adeta ürkerek karşıladılar. Birçoklan, inki sari hayale düşmemek, umidlerinl kabil olduğu kadar fazla müddet muhafaza etmek, onun kendi sevdiklerl olmadığı haberini almamak için, mek tub yazmakta uzun müddet tereddüd ettiler. Lâkin, ilk hafta içinde gene bir kaç bin mektub geldi. Bu hücumu karşılamanın güç olacağını hesaba katmamışlardı. Hastane postacısı mektub dağıtmağa çıkarken bir el arabası almağa mecbur oluyordu. Direktör ve muhasebed mektub yığını içine gömüldüler. Herkes kolları sı vası. Deliler, mektublan zarftan çı karmağa yardım ettiler. Hastabakıcılarla kapıa, beş dakika vakit bu • lunca mektub tasnifine koşuyorlardı. Yardıma. memur almağa, bunun için de gazeteye yeni bir ilân vermeğe mecburiyet hasıl oldu. Hastaneye mektub yazan aileler, o tarihten iti baren kendi kayıblanmn eşkâlini de bildirmeğe mecbur oldular. Bu sayede mektublan ayırmak kolaylaştı. Mektub sahibleri içinde: *Alfredimin boyu 1,80 di. Esmerdi, sol kolunda bir işaret vardt. Fakat, gazetede gördütjüm resme nazaran zannediyorum ki » Diyen safdıllere hemen cevab ve riyorlardı: • jşa, <lsrar etmeyiniz, resmin sahibi sizin aradığıntz kimse değildir.» îlk haftalar zarunda yığılan mek tublar arasmda birid bir tasfiye yapıldıktan sonra geriye üç yüz kadar mektub kaldı. Bunlann sahiblerine Manginin büyütülmüş, parlak birer fotoğrafı gönderildi. Bu sefer yüz mektub kaldı. Tekrar mektublar teati edildikten ve Harbiye Nezaretindeki dosyalardan her biri üzerinde tah kikat yapıldıktan sonra, kala kala elli aile kalmıştı. 9,89 9,95 5*25 Dfinku bulmacanın halledümif şekli i • ı •> v ıo İ S T İ K R AZ LAR İMi Tork borcv Afihş M.&1B 41,4*5 96 Kapanış •8.47B •t 85 • • 2 » > 8 Crgaoi '/„ r SivaıEcznrom ıstıkrui Dahilt % 5 Hazine % 2 Hazine c DeflrmencıÜk ?ırk OeJirmenziUV Jnua Slgoru bunbol Telelon A|K O|C A|K B!S|U YİA FITİA A'LÎA]» N'AILJBIRIA NİBİHRı MZ'PİT l|A'Z|A'B!B'M A B E RTBTETRİİIKIEİS aı TAH V I L A T Rıhtım toadota AİB^İTIIİR'MIIİKII U' IAİY U'SlB'HlnlSİEİRıİiN F I A B A'SİAİO'B'B! fttntl • 1 D. r I 1U 43.SS 51,45 .V. 43,25 48 83 51,25 Italyanlann tckzibi Roma 18 (AA.) Iklimin agırIığı dolayısile başgösteren hastalıklar dan ötürü doğu Afrikasına gönderil • miş askerlerden yüzlercesinin îtaiyaya geri ahndtğına dah* olan rivayetlerin aslı olmadığı söyleniyor. Bilâkis »ıhhî tedbirlerin çokluğu yüzunden mevcud hastalıklann azaldığı gorülmüştür. Doğu Afrikası kıyüannda iki has tane gcnisinin bulunduğu da yalandır. • Mümessıl Frengi ile mücadele Fr«Bfi ve belsoğukluğundan Ice nrnmak için asrî Teksayt prezervatiflerini eczanelerden arayımz. Zayi Haydarpaça almaa 1068 No. 20/12/934 tarihli ticareti dahiliye beyannam««ile 189 No. ve 15/9/934 tarihli ayniyat makbuzu zayidir. Yenileri alınacağmdan eskilerin hükümü yoktur. Antalya Nakliyatı Umumiye Şirketi MÜDERRiS K. KÖMÜRCÜYAN Mekteb, banka, firket ve kütüpaneler« mahaıu asrî kitablar: Yeni harf1er!e: • Tenzilli bedeli Kr. Amclî ve tatbikî kambiyo 35 Yeni mvkaaebe usulü 122,5 Ticarî malumat ve bapkacılık 105 tktuad Umi 87,5 thtuas muhasebeleri 175 (Şirket, sanayi, ziraat ve banka) ticarî ve malî hesab 70 Lugaritma cetvelleri (y«ü rakamlaria). 56 Batlıca aatıs yeri: tkbal kfîtübhanesi yetle kendisi karşılaştı. Memleketin dört bucağından Bri tanyadan, Paristen, Korstan, Puatu dan, Cezayirden koşup gelen hepsi siyahlara bürünmüş bu ailelerin içinde hotozlu köylü kadınlarından işçi kadınlara, ipek çorablı şehirli kadınlara vannaya kadar her sınıf insan vardL Hiç ses çıkarmadan birbirini gözetliyen, daha şimdiden birbirine düşman olan bu insanlan, hastane nin en geniş yeri olan yemekhaneye doldurdular. #•• KIMYAGER " " ^ Dr. Cevad Tahsin IDRAR, KAN. KAZURAT Koridorda bir ayak sesi oldu. Man gin, elinde mavi bezden kasketini çevire çevire, endişeli gözlerle bakı narak içeri girdi. Arkasından muha • Ûzı Gaubert göründü. Üç saniye süren ıstırablı bir sessizlikten sonra, doktor Fenayro siyahlar giyinmiş grupa dönerek sordu: Tanıyan var mı? Ayni zamanda, yirmi çift kol birden ileri uzandı, hıçkırıklar, feryadlar arasında: Tanıdım, odur, odur!.. Sesleri yükseliyordu. Bu güruKü ve kargaşalık beş da kika sürdü. Sahne çok acıklıydı. Mangin, rengi sapsan bir halde duvara dayanmış duruyordu. Muhafız vaziyetin daha kötüleşmesinden kor karak onu dışarı kaçırdı. Direktör etrafını kuşatan, üstünü başını çekiştiren kadınlann bu mu Fakat bu elli aile kat'iyyen fikrin vazenesiz hareketlerini bin güçlükle den dönmek istemiyordu. Direktör, teskin ettikten sonra Mangini, her biişi kestirme yoldan halletmek için risine ayn ayrı göstereceğini, herkebu elli ailenin hepsini bir günde dasin talihini denemesi için birkaç davet etmeğe karar verdi Bu umumî kika müsaade edeceğini söyledL karşılaştırmadan birçok şeyler umuTecrübe bütün gün sürdü. Ziyaretyordu, fakat hiç ummadığı bir vazi çiler, kalem odasına nöbetle giriyor v« saırenın tahlillerini yapar* • Adisababa 18 ( A . A . ) HabeDivanyolu ortasında. Tel. 23334 şistan Dış îşleri Bakanı, kendi hükumetinin îtalyanın son notasına olan ** UROLOO • DOKTOR karşıhğını buradaki îtalya elçisine vermiştir. Habeşistan hükumeti Ualual hîdiısı [ sesi için hakem usulüne müracaati mut I Idrar yollan hastalıkları mütehassısı Iak surette kabul etmekte, lâkin arada • • Beyoğlu imom sokak No. 5 ki anlaşmamazlığın esas unsuru olan sızı delege göstermiş olması, yanlış bir Somali hududlanna dair 1908 tarihli şeydir. Bu seçim, değiştirilemezse, Îtalandlaşmanın tefsiri hakkında tam bir yada büyük bir hoşnudsuzluk uyaadıhüküm elde etmek için uğraşmakta deracak ve Fransız hükumetini sıkınnh vam edeceğini söylemektedir. bir duruma düşürecektir. Habeşistan hükumeti hakem olarak îngiliz kabinesinin karan M. Lapradel ile Pittman Benjamcn Petteri seçmiştir. Londra 18 (A.A.) Mahsus suHabeşistan, hakem komisyonunun, rette toplantıya çağnlmış olan îngiliz toplanacağı yeri bizzat seçmesini is kabinesi, Roma büyük elçisi Sir Erik temektedir. Drumondun îtalyan Habeş dunnnuna dair gönderdiği raporu okumuş ve Paris 18 Matin gazetesinin RoCenevrede bulunan M. Edene verecema muhabiri, Habeşistanın uzlaşma ği taliman hazırlamıştır. komisyonuna delege olarak ecnebileri seçmesinin, Italyanlann memnuniyet Sir Con Saymonun izahah da dinsizliklerini uyandırdığım yazmaktadır. lendikten sonra, kabine, 1906 tarihli ve Muhabire göre, îtalya, gösterilen de üç taraflı uzlaşmayı imza edenlerin alegeleri kabul etmiyecektir. raya girmelerine lüzum bırakmadan» meselenin Uluslar Kurumu tarafından îtalya ile Fransa arasmdaki dostluk halli lâzım geleceği sonuncuna varauf bağlan, düşünülecek olursa, Habeşis tanm uzlaşma komisyonuna bir Fran Hakem komisyonu [Celâl SONAT RADYOLİNİ En BUyük sergilerde 18 diploma 48 madalya kazanmıştır. Böyle güzel dişler yalnız RADYOLiN kullananların dlşleridir. uîş tabibleridiyorkh "Dijleria ve agzın sıhhati sabah temızlemekle kabildir. „ 2 defa ve akş am RADYOLİN. bilkimya saf kalaylı lüplerded*

Bu sayıdan diğer sayfalar: