23 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 11

23 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Mayıs 19!5 Cumhurfyet Tarihsel izlere gore Mısır sıkıntılı ve karışık Beş milyon azası olan günler geçiriyor Topkapı Sarayındaki Hitler gençlik teşkilâtı Ingîlizler Kralın muvafakatine rağmen 1923 köşkler ve değerleri temel yasasımn iadesine razı olmuyorlar, Nasyonal Sosyalist partisi artık yaşhlara kapalıdır; fırkaya ancak çocuklar ve gencler girebilir kabine müşkül vaziyette (Baftarafı 1 inci tahifede) bakan, bütün siyasî hayan esnasında ciddiyeti ile tanmmış olduğundan, herkes onun vadınc inanmış, bu ıtibarla, muvaffakiyeti için kendisine daima muzahir olmuştu. Kuvvetle zannolunuyordu ki, Tevfik Nesim Paşa, Başbakanlığı kabul etmek için ilk şart olarak temel yasasımn iadesini şart koşmuştu. Kral Fuadm birkaç gün ^wel, te mel yasasımn iadesine muvafakat et miş olmasmdan da pekâlâ anlaşıhr ki, Başbakan evvelce bu hususta alâka darlarla anlaşarak hareket etmiştir. Fakat, görünüşe nazaran, Ingiüz fevkalâde komiseri Sir Maylz Latnpson bu işin henüz lâyıkile pişmedi ğine kanidir. Bunun içindir ki. Başbakanın talebleri henüz terviç edilmemektedir. Bu hal, bittabi uzun müddet devam edemiyecektir. Çünkü; Tevfik Nesim Paşa vadi ni tutamazsa, Başbakanlıktan çekile cektir. Ciddî, ağırbaşlı ve daima sö zünün eri bir şahsiyet olarak tanındı ğından ric'at etmiyecektir. lngilizlere gelince: 1923 temel yasasımn iadesine bu sırada muvafakat etmeleri biraz müşkül gibi görünmcktedir. Çünkü, Ingiliz menafii noktai nazanndan 1923 temel yasasına avdet edilmesi mahzurludur. tngiltere hükumeti, son istatistiklere nazaran, Mısırda iktısadî bakımdan müşkül vaziyettedir. Ve Ingilterede bu mevzu münakaşa ve tenkidlere sebeb olmaktadır. îngil terenin Mısırdaki iktısadî mcnfaatleri, diğer devletlere mütefevvik olması icab ederken, birinci plânda başka millet lerin isimlerine tesadüf edilmesi. ve bu halin temadisi, îngilterenin zaranna olduğundan Britanya hükumeti, bundan böyle Mısırdaki iktısadî menfaatlerini ihmal etmiyerek, inkişaf ettirmek az mindedir. Londraya, Hafız Afif Paşa riya setinde bir heyet gitmesi ve Ingiliz îkhsad Nezareti ile temasa geçmesi, ahıren teşkiline karar verilen Ticaret Nezareti ve bu nezarete tam ve geniş salâhiyetle bir Ingiliz müsteşannm tayini hep, Ingilterenin iktısadî menfaatlerini gözetmek gayelerine müstenittir Ingiltere hükumeti; mevzuubahs menfaatlerini temine karar verdiği bir zamanda, parlmanter hayata avdet edi lerek, vakitli vakitsiz ihtilâf ve ihti lâtlara sebebiyet verilmesi, ve bir ta raftan da Vefdin parlmanter hakimi yetinin kabul edilmesi muvafık mı dır?... Ingiliz noktai nazan tetkik edildiği ve meseleye onlann göriiş zaviyesin den bakıldığı zaman, birkaç sene içın iz'ac edilmemeleri, parlmanter haya tın sürprizlerine meydan verilmeî/ıesi lâzımdır. Acaba, bu endişeleri bertaraf etmek suretile, parlmanter bir hayat temini kabil midir?.. Görünüşe nazaran böyle bir kombinezon vücude getirmek gayri kabildir. Çünkü, serbest bir inuhab netice sinde Vefd ekseriyet kazanarak parlmanter bir hakimiyet tesis edecektir. Bu fırka millete, bir takım taahhütlerle bağlıdır. Kendi prensiplerine, taban tabana zıd ve aykın kararlan, efkân umumiyenin teveccühünü ihlâl edece ğinden korkarak tasvib edemiyecek tir. Işte bir taraftan Vefdin bu nazik vaziyeti, diğer taraftan, Ingilterenin ik tısadî menfaatlerini inkişaf ettirerek açığım kapaması zarureti karşısında temel yasası bir türlü iade edilememektedir. Her halde, Tevfik Nesim Pasa mücadelenin en hararetli günleriıü vaşa maktadır. Müspet veya menfi netice ler bugünlerde belli olacaktır. Bu münasebetle gazetelerin yaptıklan neşri yata da bir göz atalım: Elcihad gazetesinden: «Kral Hazretleri, meşrutl ıcTarenin avdetine muvafakat ettiği halde, kabi nenin bu işi geciktirmesi muvafık de ğildir. Kabinenin karşısma dıkilen eagellerin mahiyetini takdir etmekle be raber, bu fnukaddes vazifeyi başarma sını kendisinden beklemek halkımızdır. Çünkü, istiklâlimizin temel ta^lanndan biri 1923 temel yasasıdır.» Ciddî havadisler vermekle maruf Elehram gazetesinden: «Ingiliz makamatı, meşrutî idarenin avdeti hakkında, hükumetçe ızhar olunan arzulara muhalefet göstermekte • dirler.» Kevkebüşşark gazetesinden' «Millet hükumete itimad ederek bekledi. Ona yardım etti. Kra! meşrutiyetin iadesine muvafakat etti. Fakat henüz ortada lâftan başka bir %ey yoktur. Kabineye karşı gösterilen bu itimadm devam edip etmiyeceğinde efkân umumiye tereddüde düşmüştar.*> Elşuab gazetesinden: ı «Bir gün Tevfik Nesim Pasa münhezimen evine dönerse, bu beceriksiz liğin sebeblerini kendinde aramalıdır.» Essiyase gazetesinden: «Kabine bir çıkmaza girmişrir. Buradan kurtulmak için çare .miîleti o landan bitenden haberdar etmektir. Ancak bu takdirdedir ki, Tevfik Nesim Paşa, vicdanıâmme müvacehesin'ie beraet edebilir.» Mısmn maruf yazıcılanndan avukat Fıkn Abazenin Elmusavverde munte şir başmakalesinden: «Paşa biraz konuş. Konuş ta millet ne yaptığını, nasıl yürüdüöünü cğrensin. Temiz olan hayatı siyasiyeni, manasız bir sükut ile berbad etme. Konuş, konuşalım ve bep bir likte dertleşelim.» Almaaya Inttbaları 11 Revan köşkü niçin yapılmışb? 3 Hitlerci genclik teşkilâtma mensab çocaklar, Münihteki Parti kvtrbanlart anıttmn (abidennin) Snünde olülerin hattrastnt telâmhyorlar [Münihte ıkl caddenin aynldığı bir köşede buLuman bu anıt, 9 ibrinciteşrin 1923 günü Hıtler ve taraftarlarınm tertib ettlkleri lhtilâlde ölen nasyonal sosyabsüerin, namına dlkllmiştir. Bu lhtilâlde Hltlerln arkadaslanndan on altı kisl ölmüs, Hıtler de Ikl sene İçin hapse atılmıştır. Anıtın üstünde «slz berşeye rağmen mavaffak oldunuz> sözü yazılıdır. Gece gündüz İki siyah gomlekli S S. neferlnin nöbet bekledlğl bu daima çelenkler dolu amtı, caddeden geçen her. kes kolunu uzatarak selâmlamakla mukelleftir. Bu anıtın önünde yapüdığı blnanın duvarlaıında Ihtilâl gunü olenlerln kan lekeleri silınmemis, hâlâ durmafc. tadır.] Alman Nasyo nal Sosyalist par tisi, parti bakı mından iyi bir ş ey yapmıştır. Bundan sonra partiye yaşh a dam almamak... Hitler ve arka daşlan düşün müşler ki bir partiye iktidar mevkiine çıktık tan sonra giren lerin samimiye tine pek inan olmaz. Bunlann çoğu fikir ve ülkü içın değil; külâh kapmak için partiye girmek isti yebilirler ve partinin manevî kuvvetini zayıflatır lar. Onun için, Almanyada Nas y o n a l Sosyalist partisine a r t ı k kartlaşmış adamlar giremezler. Revan köşkunden bir gorünüş Saraybumunda bugün bütün güzelliklerile gözleri şenlendiren üç mühim köşk daha vardır ki, onlar da Revan, Bağdad ve Sofa köşkleridir. Revan ve Bağdad köşkleri hakkında Kâtib Çelebi diyor ki: «Ve seferi hümayuna azimet buyunıldukta has oda kurbünde olan havuzun mukabelesinde iki kasn âli bina olunmak ferman olunmuştu. öyle mükellef kasır ki her biri vüzera camisi kadar vardı. Bir senede tamam oldu» (1638). Filhakika Topkapı sarayının san'at ve tezyinat noktasından en güzel binalan bunlardır. O tarihte Başmimar Hasan Ağa olmasma nazaran bu iki nefis eseri ortaya koyan, odur. Revan köşkü Aslanhane hizasındadır. Aslanhane veya Arzhane tarihi mizde mühim vak'alara sahne olmus tur. Aslanhane önünde pek çok kişilerin kafası kesilmiştir. Meselâ, Dördüncü Murad zamamnda «sipah zorbalanndan Çerkes AIi Ağa sarmır kürkile Aslanhane önünde» asıldı. Maanoğlu Fahrettin «Bostancıbaşı hapsinden götürülüp Aslanhane önünde boynun urup» ölüsünü Atmeydanına getirdilcr. Uçüncü Süleyman bile kardeşinin yerine tahta çıkacağı zaman «Aslanhaneye uğramayıp: Beni bunda mı öldürürsüz?» diye bağırmıştı. Keza, Revan köşkü de, inşasını muteakıb pek mühim hâdiselere sahne olHu. 1730 isyanmı idare eden Patrona Halil Revan köşkünde idam edilmiş tir. Revan köşkü Topkapı sarayının an'anevî merasiminde de büyük bir ehemmiyeti haizdir: Ramazanın on ikinci günü Peygamberin hırkasının bulunduğu sandık Padisah ta hazır olduğu halde yerinden cıkarılır, Revan odasına getirilirdi. Keza Peygamberin, Ebubekir, Ömer, Osman ve Alinin kılıdan da buraya getirilir, iki gece burada bırakılır, bu esnada tülbend ağaIan ve Silâhtar ağalan Hırkaişerif dairesinin tozunu ahrlardı. Revan ve Basdad köşkünde iki kütübhane vardı. Bu kütübhanelerdeki kıymetli kitablann tozlannı almak ve fersude olanlannı kaplatmak vazif^si hazine kethüdasma aiddi. Veziriazamlarla padisahlar arasında telhislerin alınıp verilmesi Revan odası yakınmda icra edilirdi. Bu vazifeyi evvelce KızIaraSası görürdü. Çorlulu AIi Paşanın silâhtarlığmda bu vazifenin Aslanhane ve telhislerin teati olunması yüzünden de Arzhane denilen yerde yapılması usul tutulmustu. Revan köşküne sank odası da derlerdi. Sankcıbaşı padişaha mahsus muhtelif sanklan yamaklarile beraber burada sarar, köşkten girilince sağ tarafta ve boğaza nazır mahalde muhafaza ederdi. Revan ve Bağdad köşkleri, Türklerin Kafkas ve Dicle serhadlerinde kazandıklan zaferlerin iki nefis abidesiydi. Bu abidelerden birincisi Hırkaişerif dairesi karşısında, öbürü boğazın mavi sulanna nazır yüksek bir taşlık üzerinde idi. Dördüncü Murad bu köşklerin ya » pılmasını, Kâtib Çelebinin dediği gibi sefere giderken emretmiş. O zamanlar Revan, Emirgüne oğlunun idaresinde idi. Türkler Revanı almak için hiçbir fedakârlıktan geri durmadılar. Türk or dusu Revan önlerine geldiği zaman, etrafı toz, duman bürüdü. Kale, uzaklardan görünmez oldu. Nihayet Revan kalesi önüne yaklaşıldı. Türkler, kalenin zapünda büyük bir celâdet gösterdiler. Hatta Dördüncü Murad. yeniçeri ağasını yanına çağırdı, ve şu sözleri söyledi: « Baka Ağa. Istanbulda kol gezip sorhoş ve şehirli döğmek hüner değildir. Işte erlik bunda olur. Cümle yeniçeri kullanmla metriste ne güne cenk edip Revanı almakta ne mcrtebe hizmetin müşahede olunur, göreyim seni!» Bu ihtar bütün asker için kâfi geldi. Türk ordusu çelik bir kütle gibi hareket etti. Revan kalesi Türk hücumu karşısında sarsıldı. Ibrahim Ağa namında biri, kale kapısına kadar gidip mızrakladı. Asker için şerbetler hazırlanmıştı. Düşmandan baş getirenlere bardaklar dolusu şerbetler sunuluyordu. Cerrahlar saf saf dolaşıyorlar, yaralılan çadırlara getirip tedavi ediyorlardı. Türkler Revanı aldılar. Dördüncü Murad Emirgüne oğlunu da bırakmadı. Onu da birlikte Istanbula getirdi. Boğaziçinin yeşil korulannda Emir güne oğlu için köşkler yaptınldı. E mirgân, Revan zaferinin hatırası olmak üzere asırlarca namını muhafaza etti. Emirgüne oğluna vezaret verildi. Her zaman divanda o da hazır bulunurdu. Dördüncü Murad, Emirgüne oğlu ile beraber çok sefalı günler geçirdi, ve en son zevk ve işret âlemini de onunla beraber yaptı. Dördüncü Muradın yerine Sultan Ibrahim tahta geçince, Emirgüne oğlunun «vücudü lâzım olmamağla» ortadan kaldınldı. Fakat Revan, uzun yıllar Türk idaresinde kaldı. Kars ve Ardahan kalelerile beraber Türk serhadlerinin en sağlam kaleleri arasında anılmağa basladı. Daha sonralan Evliya Çelebi Revan kalesini görmüş. Kaleyi şöyle anlatıyor: «Kale, Zengi nehri sahilinde olup cenubdan şimale dolanıyor. Gayet ensizdir. Hâlâ duvar ve bedenlerinde Muradı Rabi toplannın tesiri nümayandır». Iste, Revan köşkü denildiği zaman, anılan hâdiseler ve zaferler... AHMED REFİK tır. Bu okullar da, yaş tasnifine gö re, küçüklerin, ortaların ve genclerin Hıtler, kendi ismini taştyan teşkilâta dahil çocuklan, şefleri olmak üzere üç dereceye aytefkilâttn başkanı Baldur fon Şirah ile beraber nlmıştır. »elâmlarken Genclik teşkilâtı önderleri okul Parti 5 ikincikânun 1919 yılında kuhuna uygun bir ordudan mahrum et lan diyebileceğimiz bu müesselerde rulduğu için o vakıttenberi akıllan meğe kalkışmak suretüe bu millete erkekler dört hafta, kızlar iki hafta nerede idi. Eğer partiye hizmet için hasretini çektiği askerliğin ve ordu müddetle önderlik kursu görürler. giriyorlarsa onun saflan arasma çe nun yerine herşeyi, her teşkilâtı as Spor önderleri yetiştiren okullarla beraber bunlann adedi 200 dür. tin mücadele günlerinde girmeli, uğkerleştirmek aşkını aşılamışlardır. Oraşmalı, çarpışmalı, dövüşmeli, hap nun içindir ki Nasyonal Sosyalist parTeşkilâta dahil her Alman çocuğu se atılmalı, ölmeli ıdıler. Yoksa zah tisi bir ordu gibi teşkilâtlandınlmışayda 50 fenik verir (bizim para ile metli günler geçtikten sonra partiye tir. Bu partinin vücude getirdıği her 25 kuruş). Bu parada çocuğun sigorgirmek istiyenler, hazır lüpe konmak teşekkül, gene süel bir ruhla kurul ta ücreti de dahildir. Eğer çocuk bu istiyenlerdir. Bu gibilerin parti ilerimuştur. Meselâ, iş kamplan teşkilâyanm markı veremiyecek kadar fade gene güç ve kara günler geçirmek tı gibi, Hitler genclik teşkilâtı da askirse ya paralı arkadaşlan yahud da mecburiyetinde kalırsa, bozgunculuk kerce teşkilâtlandınlmıştır. çocuğun muhitindeki zenginler, onun etmiyeceklerine emin olmak müm yerine bu parayı verirler. Hitlerci genclerin teşkilâtı şöyle kün değildir. Şu halde partiye, bunÇocukların izci üniformasma ben dir: On beş kişi bir arkadaşlık grupu dan sonra, yalnız çocukları, gencleri ziyen üniformalan vardır. Bunu kenteşkil eder. Üç arkadaşlık bir takım, almak ve bu genclere daha çocuk dıleri yaparlar. Fakirlerin üniformaüç takım bir bölük, dört bölük bir taken tam bir parti terbiyesi vermek sı gene yukarıdaki usulle yapıhr. bur, beş tabur bir ban (yani alay), gerektir. Bu teşkilât, ayni zamanda, Alman•beş ban bir urka, beş fırka, bir mınyanuı ilga edilmiş olan izcilik teşkiPartinin manevî kuvveti, sağlamh taka, beş mmtaka bir başmmtaka lâtı yerine kaim olmuştur. Gencler, ğı bakımından bu fikir yanlış değü teşkil ederler. Bir başmıntakada takdaha disiplinli ve daha siyasî bir izci dir. Onun için, Hitler ve arkadaşlan, riben 500,000 genc veya çocuk var hayatı geçirir, kamplara çıkar, kır kafalan ve ruhları kartlaşmış mühtedır. Bütün Almanya beş başmınta larda dolaşırlar. dilere partinin kapılarını kapamış ve kaya taksim edilmiştir. Hitlerci gencŞimdiye kadar genclik önderleri buna mukabil çocuklara ve genclere lik teşküâtmda bugün beş milyon fahrî çalışıyorlardı; fakat teşkilât ar bu kapıyı ardına kadar açmışlardır. kız ve erkek çocuk veya genc var tık pek büyümüş ve muazzam bir haAyni zamanda Alman gencliğini nasdır. Bunlar aynca yaşlan itibarile üle gelmiş olduğundan önderler artık yonal sosyalist prensipleri ve düşünçe taksim edılmişlerdir: 10 yaşmdan maaşlıdırlar. celerile yetiştirmek için de bu gencli14 yaşına kadar olanlar, 15 yaşından ği sıkı bir surette ele almışlar, Al Almanyada partiler ilga edilmiş ve 18 yaşına kadar olanlar, 19 yaşın manlara has teşkilâtçılık ruhile, gencsınıf farklan kaldırılmış olduğu için, dan 21 yaşına kadar olanlar. lik arasmda hemen mükemmel teş bu teşkilâta her çocuk girebilir. AlSonuncu zümre S. A. yani hücum kilât yapmışlardır: manyada iş cephesi hertürlü çalışankıt'alan teşkilâtı mensublan olup lar demektir. Bu cepheye iş alanlar cHitler genclik teşkilâtı» hakikatte bunlar doğrudan doğruya da, iş verenler de yani kapitalistler genclik teşkilâtma dahil değildirler. Hitler, Hitler's Jugend denilen ve de girebilir. Onun için Hitler genclik Ayrı bir grup teşkil ederler. Hitlerci kendi ismini taşıyan bu teşkilâta ve teşkilâtma giren gencler arasında bir genclik teşkilâtma girmek mecburî onun sinesinde toplanan gencliğe o fark aranmaz. değildir ama öyle kuvvetli bir pro kadar ehemmiyet veriyor ki 1 mayıs Bize önder okullarından iki üç tapaganda yapılmaktadır ki hemen her sabahı, evvelâ onlarla görüşüp ko nesini göterdiler. Erkek önderlere Alman çocuğu bu teşekküle girmek nuştu. Almanya împaratorlannın samahsus olanın bir tanesi bir çiftçi oistemektedir. rayı önünde Lustgardın denilen bü kulu idi. Talebesine hem amelî çift yük meydanda küçük çapta süel kıt'Görüyorsunuz ki Hitlerci genclik çilik hem de parti gencliği önderliği alar halinde mızıkaları, borazanlan teşkilâtı, tıpkı bir ordu teşkilâtma öğretiyormuş. ve fifrelerile toplanmış olan 200,000 benziyor. Tabiî bir ordu yalnız ef Her ikisi de gayet güzeldi ama iç erkek, ve kız çocuk ve genc de o donraddan mürekkeb değildir. Küçük zalerinde talebe yoktu; daha yeni tesis durucu soğuğa rağmen onu dinledi bıtler, zabitler ve kumandanlara da ihedilmişlerdi. Okullar hakkında fikri ler. Hafif ve kısa pantalonlu izci el tiyaç vardır. mi soran Alman mihmandarımıza, biselerile titriye titriye onu şiddetle Anadan doğma asker olan Ver Çok güzel ama içinde kuş olmıalkışladılar. say muahedesinin yasaklarile as yan kafeslere benziyor. Birşey anlı Alman milleti asker doğmuş bir kerlik aşkı büsbütün artan Alman yamadım, dedim. millettir, onu askerlikten ayırmak ismilleti, genclik teşkilâtımn efradmı Şimdi içi kuşlarla dolu olanı da tiyenler Versay muahedesini yapan hazırladığı gibi teşkilâtın muhtelif göreceğiz, dedi. kısa görüşlü, hatta kuş beyinli insankademelerini idare edecek başları da Yazı uzadı; onu da yann yazanm. lar, Almanyayı, Alman milletinin ruyeti§tirmek üzere okullar da açmıg ABlDlN DAVER Normandiya vapurunu yakmağa kalktılar (Baş tarafı birinci tahifede) bah saat 11,20 de yangın Çıkmışhr. Yangmın üçüncü mevki yolcularına mahsus aptesanelerden çıktığı anlaşıl mıştır. Vapurda mevcud son sistem tertibat sayesinde yangın kolaylıkla söndürühnüştür. Yapılan tahkikat neticesinde aptesanelere ve koridorlara gaz dökülmüş olduğu tesbit edilmiştir. Yangın söndürülürken vapurdan kaçmak istiyen iki tayfa şüpheyi cel betmiş, bunlar derhal yakalanarak polise teslim edilmişlerdir. Tayfalar birbirini tutmıyan ifadeler verdiklerin den, müstantik bunlan kasden yangın çıkarmak cürmile itham ve tevkif ettirmiştir. Tahkikata ehemmiyetle devam olunmaktadır. « Suikasdin siyasî mahiyette olduğu söyleniyor. Yangın çıktığı sırada, Pariste M. Gabriel Hanotonun baskanhğ» altında ve Amerikanın Paris elçisinin iştirakile Normandi vapurunun Amerikaya yapacağı ilk seferi kutlulamak için merasim yapıhyordu. ne sokmuş. Korkulu dağlarda bir geçi Uluslar Kurumu işini bitirdi (Baftarafı 1 inci »ahifede) Cenevre 22 (A.A.) Yugoslavya, 10 ikincikânun tarihli Macar notası hakkında bir memorandom vermiştir. Bu memorandom, notanın, konse yin 10 ilkkânun karan ile yapılan Macar tahkikatınm bir raporu değil, fakat konsey kararının bir tenkidi olduğunu söylemektedir. Yugoslavya, ihtilâlci yuvalannı gozetmek icin kullanılan metodun yet mez olduğunu sövlemekte ve Marsilyaya giden ihtilâlcilerin pasaport alabilmelerini tenkid etmektedir. Memoran dom, bu noktalarda yapılan tahkikatın lâzım geldiği kadar ileri götüriilmedi ğini bildirmektedir. Fransa, M. Edene bazı Macar haberlerinın doğru ohnadığını ispat eden bir nota vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: