23 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

23 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cuıuhuııyct 23 Mayıs 1935 Jürklerle Süngu Süngüye No. 192 A. D A V E R Çanakkalede r Dikkatler Kitabcılık böyle olmaz Kitab; üzerinde duralacak, az çok karıştırılacak, ktsacan ahrken iyice dafünülecek bir değerdir. Kitabct, yalnız bilgin olanlann deposu değildir. Bir kitabctda her ytarddaş için kitab bulunabilir. Bir kitabctya girdiniz mi, kısa bir görüsmeden tonra kitab beğenip aldınızsa iyi.. Biraz durakladınız mı, kitabct da hitabları gibi diltiz o luverir. Hele araya bir iki yurddaf da girmis bulımarsa değil sormanız, durup bakmamz bile, kitab • eıyt işinden alıkoyan bir »uç de • tnektir. Işte böyle ne kitabcı kitabını i«tediği gibi tatabilir, ne de almak ittiyen dilediğini seçebilir. Kitablarımızt, bir iki yerde gördüğiimaz gibi, sermeli ve her yurddaça *ergiyi açtk bırakmalıdtr. Kitablart aergi yapmak, onlan dillendir • mek, beni ahn dedirtmektir. Kitab almak için bir düşüncesi olmıyan bile bakmak için girer dm a/mts olarak çtkar. Eğer kitablar böyle camlı dolablarda nrtını çevirip oturnrlarsa veya fçlerini açtp göatermezlerse Ve kitabct da çabuk »öyle der gibi yüzümüze bakarsa kitabet çok bekler ve ne yazık ki; kitablar daha çok bekler. V. Ö. Odemiş dağlanndahazin RADVO ( Bu akşamki program J bir aşk faciası İSTANBUL: Türk kumandanlarının iyi idaresi ve kıtaatın fedakârhğı sayesinde Liman Von Sandersin fena plânı, Hamiltonun iyi plânını mağlub etmişti! Anafartalarda neden galib geldik? Düşmanın büyük ümidlerle girişti gi yeni üırac hareketile Anafartalar meydan muharebeslni her cepheden tetkik ettik. Düşmanın bu yeni ve muazzam teşebbüsü tam bir muvaffaki yetsizlik ve husranla bitmişti. Onla ra, bu akıbcti iki şey hazırlatmıştı: Kendi beceriksizlikleri ve Türklerin gös terdikleri gayret ve kahramanlık. Hamiltonun plânı çok iyi düşünülmüştü ama pek fena tatbik edilmişti. Buna mukabil Liman von Sanders yanlış düşünmüştü ama Tiirk kumandanlarının iyi idaresi ve kıtaatın fedakârhğı sa yesinde onun yanhşlan düzeltilmiş, bu suretle fena plân, iyi plânı mag • lub etmişti. Ingilizler plânlannı azim ve şid detle tatbik edemediler ve 5 inci ordunun sağ cenahmı ve arkasını çevirip Boğaza inmek gayesine varamadılar. Çünkü, ayni zamanda taarruz edememişlerdi; Anafartalara karşı ilerile yen yeni ihrac kuvveti, cephesindeki zayıf müdafaa kuvvetlerimizi, sürat ve şiddetle geri atamamıştı. Bu suretle yapılan baskm, tesirini kaybetmiş, Türk kıtaatı her taraftan yetişmiş ve adeden düşmana faik olmamakla beraber, harikah bir kahramanlıkla tn gilizleri deniz kenarma tıkmışlardı. ber Boğazı, îstanbulu ve Türkiyeyi ikinci defa kurtarmıştır. 6 Atatürk, düşmanın Anafar talar grupumuzu sağ cenahmdan çe virmek için yaptığı son büyük taarruzu da Kireçtepede kırarak orada da düşmanı deniz kenanna çivilemiştir. Bu suretle düşmanın, kat'î b^r za fer beklediği ve 50,000 kişilik taze kuvvetle yaptığı son taarruz da akirn kaimıştı. Anafartalar meydan muhare besi, bizim için zahiren öyle görünmemekle beraber neticei kat'iyeli bir zafer olmuştur. Çünkü bu mağlubiyetinden sonra, düşman Çanakkale seferinden tamamen ümidini kesmiştir. Onlara nazaran tahliye kararını verdiren bu muharebenin kaybedilmesi olmuştur. Güzel Asiye kendisini kaçıran Hüseyine teslim olmamak için boğuştu ve onu bıçakla vurup öldiirdü, Adliye genc kızı serbest bıraktı îzmir (Hususî) ödemiş kasa basma yetmiş kilometro uzakta ve dağda bir köy var: Igdeli; bu köyde de on sekiz yaşlannda Asiye namında genc bir kız. Kara gözlü, kara kaşlı, sarlan iki örgü ile göğsüne doğru uzanmı;, başında beyaz zemin üzerine san atkılı bir ü$tlük, boğazında inciler ve hülâsa, tam bir köylü kızı.. Görenler söylüyorlar: Fotoğrafta pek belli olmuyor, fakat kız, hakikaten güzeldir de... Gün geliyor, Asiye, köylülerinden Hüseyne nişanlanıyor... Fakat Asiyenin kalbi, bir başkasına takılmıştır. Hüseyni sevmiyor.. Bir eniştesi var ki adı Süleyman. Gene Kadir namında biri var ki, o da, Asiyenin eniştesi olmak üzeredir. Bunlann arzusu, Hüseynle arzusu, Asiyenin evlenmeleridir. Fakat ferroan dinlemiyen gönül galib geliyor, Asiye, ardmdan, önünden dolaşan Hüsey ne, hiç ehemmiyet vermiyor. O; Sankaya köyünde ve koye yanm saat mesafede oturan Mehmedi seviyor. Bir gün, Sankaya köyünden bir kadın geliyor ve biraz sonra Asiye ile beraber ortadan kayboluvor.. Güzel Asiye, şimdi Mehmedin evinde... Yani, Mehmede kaçmı;..< Mehmed diyor ki: Asiyt, sen otur, ben gidip köy muhtanna haber vereyim. Her iş kanun yolile olsun!.. Ve delikanh kızı evde bırakarak muhtarı aramaga çıkıyor. Kısa bir zaman geçiyor.. Kapı açılıyor ve içeriye, Asiyenin annesi ile eniştesi ve Kadir giriyorlar.. Bir dayak faslı başlıyor ve kızı alıp götürüyorlar.. Mehmed eve dönünce, kuşunu uçmuş buluyor.. Hüseyinle evlenmek için gene ısrar başlıyor. Fakat beyhude; kız, H ü seyni istemiyor. Bir akşam vaktidir. Dağlar esmer leşiyor. Şu^ada burada hayvanlar ot luyorlar. Asiye, köye götürmek için odun yapıyor, ortalıkta kimsecikler yolt. Ansızın, Asiyenin eniştesi geliyor ve kızı kollanndan, saçlarından yakalıyarak: Sen Hüseyne varacaksın gâvur kızı, Hüseyine! Diye bağırıyor. Tam bu sırada iki kişi daha beliriyor: Eli tabancalı Hüseyinle Kadir!.. Kızı derhal bağhyorlar. sürüklemege başlıyorlar. O yalvanyor: Eziyet etmeyin, ben kendim giderim! Diyor. Bu defa ağzını da bkıyor lar... Dağlan korkunc geceler bası yor. O tepe sizin, bu tepe bizim, başlıyorlar dolaşmağa... Sabaha kadar bu serserice gezinti devam edıyor.. Asiye, vak'anın bundan sonraki ku • mını şöyle anlatıyor: Facianın kahramam Asiye 18 almanca ders 18,30 muhtelif plâklar 19,30 haberler 19,40 seki zinci senfoni, Bethoven plâk 20 tarihçilik ve tarih, Türk aydını (Mazhar Şevket) 20,30 Ay tango orkestrası 21,15 son haberler, borsalar • 21,30 radyo, caz, tango orkes trası. VİYANA: 17,15 gramofon 17,55 öç konuşma18,35 Şan konseri 19,05 iki konuşma 19,30 karışık program 20,15 ulusal neşriyat 20,25 konuşma 21,05 eğlenceli konser 22,30 konser 23,15 gramofon 24,20 rumence konuşma 24,45 cazband takımı. BERLİN: 17,35 keman konseri 19,35 hikâye20,05 genclerin zamanı 20,25 Şan konseri 20,45 günün akisleri 21,05 haberler 21,15 dans havalan 23,05 haberler. BUDAPEŞTE: 18,40 gramofon 19,15 lngflîzce ders 20,40 Şan konseri 21,15 ko medi. BÜKREŞ: 18,05 salon orkestrası 19,20 kon 1 ser 20,35 Bükreş. opera binasında • [ ki temsüin naklL v LONDRA: 19,35 Şan konseri 20,35 büyük konser 22,05 askert bando 21,50 eğlenceli program 22,55 orkestra konseri 23,15 dans havalan 24,05 gramofon. TULUZ: 20,05 skeç 20,25 Viyana orkes •' trası 20,50 operet şarkılan 21,20 hafif musiki 21,35 şarkılar 22,05 radyo fantezisi 22,50 konser 23,25 cazband takımı 23,50 muhtelif sololar 24,05 opera parçaları 24,35 tangolar 24,50 filim musikisi 1,05 radyo fantezisi. VARŞOVA: 17,35 fransızca konferans 17,50 gramofon 19,05 keman konseri 19,50 şarkılar 21,05 hafif musiki • 21,50 haberler 22,05 senfonik kon ser 23,20 hafif musiki ve dans mu Liman Fon Sandersin hataları Meydan muharebesinin muvaffakiyetle bitmesine rağmen Liman fon Sanders, bu defa da yanlış düşünmüştü: Anadolu tarafında bir fırka bırakması lâzımken oraya üç fırka tahsis etmişti. Muharebe sahasından uzak olmasına rağmen, Bolayır berzahmdan korkarak oraya da üç fırka ve 1 müstakil süvari livası tahsis etmişti. Hal buki düşman ne Anadolu tarafına, ne de Bolayır berzahına çıktı. General Hamilton sevkülceyj ve tabiye itiba rile en muvafık noktadan taarruz et mişti. Anafartalar meydan muharebesi hakkında merhum Nihad, Larşerin kitabına yazdığı ilâvede şu mütalealan yürütüyor: «Anafartalar muharebesi Liman Paşanın, Alman sevk ve idaresinin bir daha yanılması, yanlış tertibat almış olmasile başlar. 12,13 temmuzda ce nub grupunda vuku bulan Kerevizdere muharebesinden sonra, hasıl olan nisbî sükun, istihbarat havadisleri, düşmanın, yeni bir teşebbüs hazırlamakta olduğunu göze görünür derecede ih sasa başlamışh. Mesele bu teşebbü siin ne olabileceğini kestirmektL Başta 19 "uncu fırka kumandam (Atatürk) olarak ve belki de müşa rünileyh bu bapta yalnız kalarak du'rbin bir fikirle bu hareketin, îngiliz lerin hakikatte yaptığı gibi, cereyan edeceğini kestirmişti. Liman Paşa ise gene en ziyade Bolayır berzahmdan ve ikinci derecede Anadolu tarafın dan korkuyordu. Binaenaley şimal ve cenub gruplannda, hattı harbde ve ihtiyatta bulunan hrkalardan maada, ordu ihtiyat kuvvetini teşkil eden üç fırka ile müstakil süvari livası Saros grupu namile 16 n a kolordu kuroan danı miralay Feyzi Beyin idaresinde Bolayır berzahmda ve üç fırka da Anadolu tarafında bulunduruhıyordu. Düşmanın hakikî ihrac sahasında yalnız 3 tabur, birkaç batarya ve bir süvari bölüğünden mürekkeb bir müf reze ikame edilmişti. îlk vaziyet düş man için çok müsaiddi. General Hamiltonun elinde en az daha ihrac başlar başlamaz kazanılmış iki üç günlük bir avans vardı. Hamiltonun plânı cidden güzeldi, iyi tatbik ve icrası halinde seferi bi tirebilirdi. Fakat böyle olmadı. Niçin olamadığını is« Larşerin hikâyesinden bile sarahaten anlamaktayız. Türk azmi, Türk sevk ve idaresi bir kere daha tefevvuk etmiş, Gazi vatanı bir kere daha tehlıkeden kurtarmışb.» r Dünkü yazıda sekizinci satırdaki yurddaşları (yurd işleri) olacaktır. YENİ ESERLER Hafta Mavaffakiyetimizin âmilleri Anafartalar meydan muhaıebesindeki muvaffakiyet amillerimizi şöyle hulâsa edebiliriz: 1 Şimal grupu düşman taarruzlanna iyi mukavemet etmiş, 19 uncu fırka kumandam Mustafa Kemal Be yin (Atatürkün) düşmanın Arıburnu cephesi şimaünde çevirme hareketi yapan Avustralya kıtaatı önüne attığı ilk müfreze ve arkadan yetişen 9 uncu fırka vaziyeti ilk defa kurtarmıştır. 2 Vehib Pa§anın bir taraftan cenub grupundaki dü?man nüraayişlerine mukavemet ederken diğer taraf atn elindeki ihtiyatlan derakab tehli keli noktaya, kardeşi Esad Paşanm yardımına koşturması, faydalı ve kıymetli olmuş, düşmanın Conkbayın Kocaçimen tepesine müteveccih ilk taarruzlan durdurulmuştur. 3 Anafartalar cephesinde bulu nan 3 taburluk zayıf Türk kuvvetleri ve bilhassa Gelibolu jandarma taburu kumandam Kadri Beyin kahramanca mukavemeti, esasen gevşek davTanan düşmanı durdurmuş, vakit kazanıl mıştır. 4 Saros grupu kumandam Feyzi Beyin kumandasındaki 12 inci ve 7 inci fırkalar cebrî yürüyüşlerle muharebe meydanma yerişmişler ve Feyzi Bey, sinirli ve aceleci Liman fon Sandersin emirlerine rağmen yorgun ve dağınık kıtaatla taarruz etmiyerek eldeki «on kuvveti muhafaza etmiştir. 5 Feyzi Beyin yerine Anafar talar grupu kumandanlığına tayin e dilen 19 uncu fırka kumandam Mustafa Kemal Bey (Atatürk) 9 ağus tos sabahı bu son kuvvetle düşmana taarruz ederek onu deniz kenanna mıhlamıştır. Bu kahraman kumandan, 10 ağustos sabahı, Conkbayın Ko caçimen tepesi hattındaki İngilizlere karşı yaptığı taamızlarla onlan da tepeliyerek geriye atmış ve Boğaza hâ« kim Kocaçimen tepesini onunla bera Bu eski ve yerleşmiş mecmuanm bu hafta çıkan sayısında Ağaoğlunun bir yazısına Peyami Safanın cevabı, Ağaoğlu Ahmedin bir hassasiyet meselesine dair çok güzel makalesi, Çanakkaledeki büyük taarruz tafsilâtmdan başka şu yazüar vardır: Dünyanın en büyük gemisinin ilk günü; kumarda kazanılan kadın; 14 yaşında bir serseri; Hüseyin, Çocukları Koruma Yurduna düşmeden ev vel; Istanbulun eski bir san'ati dilencilik ve irad sahibi dılencıler; güzel lik kraliçesi olan talihsiz kızlar; el li defa seven yıldız Loretta Yung; geçende ölen casus Lâvrensin hayatı; denizler doluyor; küçük hikâye; ro man ve fıkralar... Bütün bunlara mukabil Hafta gene 7,5 kuruştur. Sabaha karşı Hüseynin evine getirildim. Komşu kadınlar geldiler, beni kandırmağa çalıştılar. Olmaz, olmaz üstüme varma yın! Dedim. Hüseynin anası Fatma; Asiye kız, dedi, benim oğluma gel, senin boynuna altınlar takayım! Ona da, ayni şeyi söyledim. Kocakan bir aralık eşekleri baglıyayım, diye dışarıya çıktı. Ben de arkasından çıkacak oldum. Hüseyin beni tuttu. A nası da kapıyı üstümüze kilitledi. Hü seyin üstüme saldırdı. Ne yapmak istediği belli idi. Ben bir taraftan onunla boğuşuyor, bir taraftan da; Gel Hüseyin, muhtara gidelim de nikâhımızı kıysm, düğünümüz olsun, sonra sana teslim olurum. Diye onu kandırmağa çalışıyordum. Maksadım, aldatmaktı. Fakat dinle medi.. îlle dediğim olacak!.. Dedi. Bu aralık Hüseynin belindeki bıçağın sapı elime geçti. Kendimi, na mıreumu kurtormak r^iıı bı^agl ^ckllm, Perşembe Resimli Perşembe gazetesinln 8 inci sayısı da zengin münderecatla cıktı. Bu sayıda, Ercümend Ekrem, İb rahim Alâeddin, Faruk Nafiz,, Aka Gündüz, Kandemir, Mahmud Yesa rinin seçme yazılan, profesör Maz har Osman, Fahreddin Kerim, doktor Nazım Şakir ve Kadri Raşidin (Hafızasını kaybeden adam) anketine cevabları, Trablus yolunda neler çektik, Nasrettin Hoca îstan bulda, Viktor Hügonun en güzel fıkralan, sinema. mizah sahifeleri, müsabakalar ve dünyada olup biten meraklı vak'alara aid yazılar çok gü zeldir. Perşembenin bu sayısını karileri mize hararetle tavsıye ederiz. Her yerde fiati 7,5 kuruştur. ve onun beline sapladım.. O, gene uğ raştı, fakat sonra doğruldu, kapıya doğru gitti. Bu sırada oğlan kardeşi İb rahim içeriye girdi. Hüseyin, dedi, ben Asiyeyi kollanndan tutayım da, sen yapacağını yap! Fakat Hüseyinden kanlar aktığını görünce geri çekildi, sonra gittiler, karakola haber verdiler. Bıçağı ona saplarken boğuşmaktan yorulmuş, sersemleşmiş bir vaziyetteydim. Aklım ba şımda yoktu... Geceyi uykusuz geçir miş ve bu kadar dayak yemiştim. Biraz sonra Hüseyin öldü, işte her §ey bundan ibaret! Genc kız, nefsini ve namusunu kurtarmak zaruretile bu cinayeti işlediği için adliyece serbest bırakılnu$tır. Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heybeli), Mehmed Kâzım (Bahçekapı), Sırn (ÇemberUtaş), Asador (Gedikpa şa), Necati (CibaU), tsmail Hakkı (Şehzadebaşı), Şeref (Cerrahpaşa), Teofilos (Samatya), Hamdi (Şehre mini), Kemal (Karagümrük), İstefan (Bakırköy), Arif (Fener), Halk (Hasköy), Merkez (Kasımpaşa), Receb (Beşiktaş), Asrî Ittihad (Galata, Okçumusa caddesi), Kurtuluş (Kurtuluş caddesi), Garih (Kumbaracı), Limonciyan (Taksim, Mis sokak), Suad (Muvakkıthane, Kadıköy), Osman Hulusi (Söğüdlüçeşrne, Kadıköy), îmrahor (Üsküdar). M. Hanses Avrupaya gitti Tramvay Şirketi direktörü M. Hanses dün Avrupaya gitmiştir. Şirketin Avrupadaki merkezile temasta bulunmak üzere Avrupaya giden direktör bir aya kadar Istanbula dönecektir. Diğer taraftan Elektrik Şirketi direktörü M. Gindorf ta bu akşam Ankaraya gidecektir. Evvelce de yazdı ğımız gibi, M. Gindorf Tramvay Şirketinin hesablannı Bayandırlık Ba kanîığına gösterecek ve Şurayı Dev letin karanndan sonra şirketin geri vermek mecburiyetinde kaldığı meblâğı tesbite çalışacakür. M. Gindorfa şir ket memurlanndan Cevad Gültekin refakat edecektir. Haliç Şirketinin vaziyeti Halic vapurlan şirketinin kat'î vaziyeti bugün belli olacaktır. Şirketin umumî heyeti öğleden sonra saat üçte toplanacak ve şirketin son vaziyetile imtiyazın Belediyeye devri işini görüşecektir. Şirket idare meclisi reisi Memduh dün bir muharririmize junlan söyle miştir: « Şirketin nihaî vaziyeti yannki (bugün) toplantıda belli olacaktır. Şirketin tasfiyesi veya devri hakkında bugüne kadar verilmiş bir karar yoktur. Mahkeme, ehli vukufun Belediye hissesini verebileceğimiz hakkmdakı karanna karşı olan itirazımız üzerine karannı 19 haziranda tebliğ edecek tir. Bu kararm bizim için büyük bir ehemmiyeti vardır.» Haydar Rifatın Hep Tatan için! Hep millet icin! Cinayet ve ceza SUlin ölüler evinin hatlralarl Basübadelmevt Mev'ut toprak Farmasonhık Devlet ve ihtilâl tfçi »irufı ihtîlâüi Safo Gorio Baba Küçük hikâyeler Felsefe 60 60 75 KONSERVATUARI ORKESTRASI Şef: Josaf Vlack Vruticky 150 125 175 125 100 75 60 (Arhast var) 100 100 100 35 İzmirde 19 mayıs tezahüratı • Zehirlenme tahkikatı Üsküdardaki zehirlenme hâdisesi hakkmdaki tahkikat devam etmektedir. Daha tahlil raporu gelmediğinden bir sonuç (netice) çıkmamıştır. TEŞEKKÜR Vefatile bizleri teessürler bırakmış olan Bay GİDOnun cena ze merasimine iştirak veya beyanı taxiyet lutfırada bulunmuş olan bilcümle zevata teşekkürlerimtzi ib lâğa muhterem gazetenizi tav«fc eyleriz. Bayan Lili Munceri Bay G. Munceri ve «ilesl S A RAY slnetnasmda Programda: Schub«rt» Berodin Davorak Vruticky Senfent) BugCn saat 19 d* i P E K Sinemasında X E S K i M O Senenin en güzel filmî 2 Kurşuna Dizilen Kraliçe ° Bugün saat 14,30 ma tinesinden itibaren Yeniden gbrülecek iki büyük ve guzel tilm Frengi ile mücadele Halkevindeki merasimden bir görünüs vermiş, 19 mayısa takaddüm eden günlerin karanlık hâdiselerini ve o günkü f eci vaziyetimizi, Atatürkün ne gibi dü şüncelçrle ve nasıl. Anadoluya geçtiğini temiz bir dille ve vesikaUra istinad ederek anlatmıştır. Söylev. defalarca kesilmi} ve şiddetle alkışlanmıştır. Frengi v« bel»oğökluğun<l»ı» ko runnuk için asrî Teksayt prerervatiflerini eczanelerden arayımz. SAVAŞ ŞARKISI sinemasında 2 fi?m birden A S R î Sınemada Buçün rnarinelerden itibâren ANNY ONDRA tarafından ve J\CK HDLT, RALM GRAVES, FAY W R A Y uratından sanşırı yıldız tzmir (Hususî) Atatürkün Samsuna ayak bastıgı 19 mayıs tarihinin yıldönümü, îzmir Halkevi salonlannda hararetli tezahüratla kutlulanınışur. Müzika, îstiklâl marşıru çalmış vc ayakta dinlenmiştir, Muallira meklebi müdürii Refet Tok heyecanlı bir löjrieT Sevimli artist GUSTAV EROIHLICH.in caub temsili v« aytKaı Her gÖBİerild'gi y*rd« parlok muvaMakıy*tl«r kazanmif olan ANNY Şoför KARTALLARIN AVDETl Fransızca sözlü film 2 büyük film birden Üskndar Kâle Sînemasında Ekmekçi Kadın îlâveten: Dür^ya havadisleri KUKARAÇA tamamen penkli ve kısa versiyon güzel bir film (Dünyayı dolaşan dans)

Bu sayıdan diğer sayfalar: