8 Temmuz 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

8 Temmuz 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 8 Temmuz 1935 Jürklerle Süngü Süngüye^ No. 239 A. DAVER Çanakkalede Q General Liman, müttefiklerîn yarımadayı zayiatsız tahliye edebileceklerini hiç te düsünmemistiL Değerli atlılarımız büyük RADYO heyecanla karşılandılar (Baş tarafı 1 inci sahifede) Yiğit süvarilerimiz genclerin omuz lannda otomobillere kadar getirildiler. Burada arkadaşımız Ahmed İhsan, ekip şefi miralay Cevdet Bılgişine gazetemi zin, kahraman süvarilerimiz için hazırladığı güzel bir kupayı bir hatıra olmak Tren gara girerken Saat tam 10.30 da kahraman süvarile üzere kendilerine armağan etti. rimizi taşıyan tren göründü. Bu sırada Cevdet Bilgişin kupayı alırken şungarı dolduran binlerce gencin kalbi he lan söyledi: yecanla çarpmağa başladı. Tren gara gi« (Cumhuriyet) e karşı çok derin rerken büyük bir alkış tufanı koptu. hislerle, nimetlerle bağlıyız. Gerek Nis, «Yaşayın, varolun!» sesleri yükselme Ahen ve gerekse Peşte ve Viyanada biğe başladı. zi adeta adım adım takib ederek gösKafıleye Viyanada iltihak etmiş olan terdiğiniz yakın ilgiye karşı çok miiTüm General Mürsel başta olmak üze teşekkir ve minnettarız. Bu hediyenizre ekip kumandanı miralay Cevdet Bil le bizi bir kez daha mahçup ettiniz.. gişin, erkânıharb kaymakamı Saim Ön Gazetenize borçlu olduğumuz en büyük hun, yüzbaşı Cevad Kula, birinci mülâ saygı ve teşekkürlerimizi sunurım.» zim Saim Polatkan, birinci mülâzim EBurada zabitlerimize Halk Partisi, yüb Öncü ve Cevad Gürkan trenden in Millî Türk Talebe Birliği, Halkevi, Spor diler... federasyonu, Binicilik okulu, GalatasaSüvarilerimiz iner inmez arkadaşlan ray kulübü namlarına birer buket vetarafından kucaklandılar. îstasyonu dol rildi ve otomobillerle doğruca Sipahi duran gencler (Varolun!) seslerile et ocağına hareket edildi. rafı çınlatıyorlardı.. Sipahi Ocağında çay Burada Millî Türk Talebe Birliği üyeSipahi ocağı muLcffer ekipimiz şereleri hep birden İstiklâl marşını söyle fine Ocak salonunda bir çay şöleni (zimeğe başladılar. Marşa bütün askerler yafeti) verdi. ve halk ta iştirak etti.. Göğüsler, ulu Çayda, Avrupadaki müsabakalara aid sal kıvanç duygularile kabarıp taşı tath hatıralar konuşulduktan sonra Geyordu. neral Mürsel şu ufak hitabede bulun *' Genclerin heyecam ve I du: söylevleri € Avrupanın en kuvvetli ve eski Bu sırada garda bulunan binlerce binicileri arasmda Türk kanının kud genc coşkun bir haldeydi. Bu coşkunlu retini gösteren genclerimizi huzuru ğa tercüman olan Millî Türk Talebe nuzda tebrik ederim. Az bir zaman içinBirliği Başkanı Rükneddin Fethi Ol de yetişen süvari subaylarımız yabancı caytu trenin penceresinden şu sözleri ülkelerde derhal nazarı dikkati cel söyledi: bettiler. Bundan beş altı ay evvelki Vi« Büyük ağabeyler, genc kahra yana konkurlarma ınazaran fcu sefer aldığımız neticeler Avusturya general manlar, Yabancı illerde Türk sancağmı en üs lerinin bilhassa takdirini mucib olmuşte yücelendirdiniz. Sizin her saniyenizi tur. İtalya, Fransa ve Almanya gıbi bu burada 18 milyon adım adım takib etti. sahada çok ileri gıtmiş memleketler öAt oynattığınız diyarlar sizin dününüzü nünde kazanılan bu neticelerden aldıbilirler, bugününüzü de gordüler, yarı ğımız hızla daha iyi çahşacağız ve genınızı da göreceklerdir. Dörtnala aştı lecek sşfere inşallah daha büyük za ğınız topraklar sizin atlarınızın nalla ferlerle döneceğiz...» rına alışıktır. O topraklarda zaferlerinizi gören atalarınızm ruhu teselli buldu. retmenleri, İstanbul sporcuları buketlerle Sirkeci garını doldurmuşlardı. Süvarilerimizin muvaffakiyetlerini alkışlamak için gelen binlerce kişi de istasyona yakın olan sokaklara dolmuşlar dı. Süvari binicilik okulundan yüzbaşı Abdullah, zabitlerimizi Edirneden, bi rinci mülâzim Sadeddin Erokay ile bir kısım gazeteciler de Küçükçekmeceden karşıladılar. manzara, görenlerin gözlerini yaşartacak kadar heyecanlı ve canlı idi. Aferin gencliğe! Bizim neşriyatımızı nazarı dıkkate ahp bu candan gösterimi (tezahüratı) yapmağa koştukları tiçio kendilerine teşekkür ederiz. (^ Bu akşamki program J VÎYANA: 17.15 gramofonla filim musikisî 18,03 konuşmalar 18 30 konser 19,05 konuşmalar 20,05 haberler 20,15 ulusal yayın 21,05 konser 22,35 opera parça ları ve şarkılar 23,05 haberler 23,15 konser 23,50 gramofonla opera parçaları 24,35 konuşma 24j50 dans orkestrası. Gazetemizin küçük armağanı Eski Almanya Imparatorunun Çanakkaleyi ziyareti: Sağda imparator Vilhelm, solda Enver Paça, önlerinde S inci ordu Erkâmharbiye Reisi General Kâzım (şimdi saylav) Liıtıaıı Fon SandertU. h.tıraUrtndan, p a k a t e jde t a m a m e n emniyet olunabile Vtnidin fevkinde bir muvaffakiyet , «k malÛmat yoktu. İtimada pek az lâ yık kaynaklardan alınan haberler, neticesi ağır olan ve binlerce hayata bağh bulu nan süel kararlann verilmesine esas ola mazdı. Cepheden, doğru haber alabil mek için ne yapmak lâzımsa yapıhyordu. Geceleri keşif kollan ve sesleyici postalar düşman siperlerine kadar yaklaşıyordu. Büyük ölçüde keşif taarruzları da yapıhyordu. Fakat alınan haberler daima ayni idi. Mutad siper gürültüleri, arka sı perlerde ve gerilerde görülen ateşler, ge ceyarılanna doğru azalan ve sonra büs bütün susan alelâde muharebeler, gün düzleri yüzlerce göz ve dürbün herhangi bir değişikliği veya bir çekilme alâmetim sezebilmek için arazinin her tümseğini gözlüyordu. Tayyareler hergün bu sırada takviye edilen düşman tayyare mevzi Ierinden kendilerine daha müessir bir surette ateş açılmasma rağmen düşman mevzileri üzerinde keşiflerde bulunuyorlar, gözden kaçabilecek herhangi bir hareketi tesbit edebilmek için yakından fotoğraflar alıyorlardı. Anadolu cihetinden de Seddılbahre doğru gözetlemiye önem (ehemmiyet) verilmişti. Çünkü yarımada nın cenub kısmındaki ihrac noktalannda herhangi bir çekilme alâimi daha evvel görülebilirdi. Fakat bütün keşif vasıtaları ingilizlerin kat'î bir hareket karşısında bulunduklarına dair malumat veremiyordu. Tepelerin üstünden bakan gözetlem»1 noktalarından muharebe tarassud mevkilerinden düşmanın aylardanben mutad hayatının devam edıp gittiği görülüyordu. Tektük monitorlar ve torpıdolar eskisi gibi denız üstünde aşağı yukarı gezınıyor, Suvla körfezinde birkaç harb gemisi sal lanıyor, ihrac noktalarından bazan çok uzak ve bazan yakında nakliye gemileri yatıyor. Aşağı yukarı koşan sayısız ka yıklar denizdeki mutad manzarayı ta mamlıyordu. İhrac noktalannda eski canlı hareketler oluyor. Insanlar ve kayıklar gelip gidiyor. Gerilerde küçük müfrezeler göze ilişiyor ve işaretlerinden çok iyi bellı olan hasta arabalan bugün de dünkü gibi cepheye işleyip duruyorlardı. Topçu mevzileri gene hep meşguldü. Herneka dar bombardımanlar nadiren oluyor ve ekseriya bir mevziden bir iki top sık sık ateş ediyorsa da bu da nihayet cephede harekât esnasında görülen hallerdendi. Mermi sayısı itibarile topçu faaliyeti hemen hemen azalmış olmadığı için bu noktaya da pek az önem (ehemmiyet) ve rilebilirdL Seddilbahirdeki çekilme harekâtını <onra tctkik etmek üzere, bu Anafarta ve Arıburnu tahliyesi meselesini biraz daha gözden geçirelim. Larşer bu tahliyeden bahsederken diyor ki: «Harekt, ümidin fevkinde muvaffak oldu. Ancak ehemmiyetsiz bazı malze me terkedildi. Arkacılar (dümdarlar) dıhi muharebe etmeden vapurlara binmeğe muvaffak oldular.» «General Liman Müttefiklerin yarimadayı zayiatsız tahliye edebileceklerınf hiç te düşünmemişti. Daha 1915 ikinci teşrininden itibaren «Arıburnu Suvla» cephesındekı düşmanı mahvedecek bir taarruz plânı tertib etmekteydi. Eski tecrübelere istinad edecek olan böyle bir ta arruzun ancak topçu, cepane, tayyare, fennî kıt'alar ve asrî malzeme ile muvaffak olacağını kabul ediyor ve bunları Almanyadan bekliyordu. Binaenaleyh daha henüz taarruza hazır değilken 20 birincikânun sabahı, .saat 4 te İngilizlerin «Anburnu Suvla» cephesini tahliye ettikle rini haber almıştı.» Alman vesaikına göre tahliye » Alman Devlet Vesaik encümeni ta rafından neşredilen büyük eserin Dr. Karl Mülman tarafından yazılan Ça nakkale muharebelerine aid cildi [ l ] bu tahliyeyi şöylece daha giizel anlatıyor: Karl Mülmanuı kitabıadan Ingilterede, olup biten bu vakayiden (yani tahliye müzakerelerinden ve kara nndan) tabiî, 5 inci ordunun hiç haberi yoktu. Bununla beraber boşaltma sözii ortaya çıkmıştı. Tabiyevî ve sevkulceyşî vaziyet Çanakkalenin boşaltılması ihtimalini gösteriyordu. Bundan başka Gelıboiudan asker ahnarak Selâniğe taşındığı na dair de haber haber üstüne geliyordu. nın suretini yazıp size takdim ederim. Devlethanede bulunmazsanız, ahçıbaşıya bırakırım. Vallahi minnettar ettıniz efendim. Ali cüzdanı getirir. Artist 15 kâğıdı çıkarıp verir. Misafir (acele paraları alır, artistin elini öpercesine iğilir) Allah sizden razı olsun. Minnettannızım. Parayı ödemek kolay. Fakat manevî borcumu bilmem ki Rasıl ödiyeceğim.. .Artist Istafurullah efendim! Misafir, teşekkür ede ede çıkıp gicW. Artist Zavalh adam! Perde iner. Ikincî perde yann M Biz genclerin en büyük gayesi Türkü, Türklüğü ve Türk sancağını en üstün görmektir. Bu zevki bize bir daha tattırdınız. Varolun genc kahramanlar! Her zamajıki gıbi bugün de Türklüğümüzle övünürüz, Büyük Atatürkün dediği gibi: Ne mutlu Türküm diyene!» Her cümlesi gencliğin alkışlarile kesilen bu heyecanlı hitabeyi, ayni heyecanlı sözlerle Millî Türk Talebe Birliği ikinci başkanı Lebid Yurdoğlu tamamladı ve dedi ki: « Kahraman ağabeyler, Sizi umudla yolladık, zaferle Kaışıiıyoruz. Siz at üstünde ölmeği ölümlerin en şereflisi sayan, ta orta Asyadan kalkarak A\Tupanın göbeğinde cirid oynıyan atalann çocuklarısmız. Yaban ufuklara ışık saçarcasına şerefli Türk sancağını şeref direğine diken kahramanlık menkıbelerinızi burada sonsuz bir heyecanla takib ettik. Size lâyık olduğunuz kadar bir tören hazrlamadıysak bunu heyecanlanmıza bağışlayın.» Bir uğultu halinde kopan alkışlardan (Arkası vaı) sonra bütün gencler, kahraman zabitle (1) Bu cild, Kastamonu erkek lisesi rimizi omuzlarına alarak onları cumalmanca öğretmeni Mehmed Cemal ta huriyet marşile ve büyük tezahüratla otomobillerine kadar götürdüler. Bu rafından türkçeye çevrilmiştir. BÜKREŞ:. Bu müsabakalara Bulgarlar gel18,05 radyo orkestrası 13,20 Konser • mediler mi? 20,25 gramofonla İngiliz musikisi 21,20 Ahen müsabakalarma gelmişler konser 21,55 şan konseri 22,15 çifte di. Fakat adları bıle anılmadı. Burada piyano ile konser 22,45 haberler 23,05 bizim çocuklar onlardan kat kat faik gece konseri 23,20 yabancı dillerda yanştılar. Bunun üzerine ne Peştede, haberler 23,40 gece konserinin devamı. ne de Viyanada artık onları meydanPRAG: da göremedik. Yalnız bizi seyretmeğe 18,55 gramofon 19,25 almanca ya • » gelmişlerdi. Sonra Peşteye çağrıldık. yın 20,05 almanca haberler 21,45 Burada çok büyük neticeler alınca Vi harpa ve klarinetle konser 22,20 filâryanaya davet edildik. Burada da za monik konser 23,20 haberler 23,35 ferlerimiz birbirini kovaladı. Bilhassa gramofon 23,50 almanca haberler. geçen sene Avrupa yüksek atlama şamTULUZ: piyonu olan Fransız zabiti Kastri gibi 20,05 halk şarkılan 20,25 operet t>rüstadlar önünde Saimin iki metroluk kestrası 21 düetolar 21,20 Viyana ormâniayı hatasız atlıyarak orta Avrupa kestrası 21,35 operet şarkılan 22,05 şampiyonu olması çok önemlidir. Bütün konferans ve eğlenceli konser 22,40 oo diyarlarda çok iyi tesir bıraktığımızı peret havalan 22,50 tFigaronun düğübize gösterilen sıcak alâkadan ve semnü» operasından parçalar 23,25 havai* patiden anlıyoruz. yen gitareler 23,50 cazband takımı * Yüzden fazla müsabakaya giren 24,20 filim musikisi 24,40 dans musiki» atlarımız tapsağlam si 24,50 süel marşlar 1,05 radyo fan* Bizim için en büyük teknik muvaf tezisi 1,25 salon orkestrası fakiyet: 100 den fazla müsabakaya giVARŞOVA: ren sekiz atı da sağlam ye arızasız ola18,05 şan konseri 18,20 gramofon * rak İstanbula getirmeğe muvaffak olu 18.45 oda musikisi 19,20 koro konseri « şumuzdur. 19,50 solistlerin konseri 21,15 KarakuÜç aydan fazla süren ana vatan has dan nakil 21,50 haberler 22,05 senforetini hududa girdiğimiz dakikadan iti nik konser 23,15 eğlenceli konser. baren gördüğümüz Ijüyük tezahüratla dindiriyoruz.» Gazetemiz, değerli atlılanmızı bir daBu gece nöbetçi olan eczaneler şunha kutlular, onlara daha büyük mu *• «.Atatürkün çoctıklarm lar dır: Kendısini Küçükçekmeceden karşılı vaffakiyetler diler. Mehmed (Büyükada), Yusuf (Heyt>© li), Hüsnü Haydar (Eminönü), Fısad (Divanyolu), Belkis (Kumkapı), H. Hulusi (Zeyrek), Asaf (Şehzadebaşı), uursa (Husu Pertev (Aksaray), Rıdvan (Samatya), sî) Bugün KoNazım (Topkapı), Suad (Karagümrük), za Borsasına 120 Hilâl (Bakırköy), Vitali (Fener), Yeni bin kilodan fazla Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasımkoza gelmiş ve sa paşa), Nail (Beşiktaş), Merkez (Galata, tılmıştır. Koza sa Doğruyol), Şark Merkez (Şişli), Mat tışı en hararetli koviç (Tünel), Kemal Rebül (îstiklâl b i r durumdadır. caddesi), Sıhhat (Moda), Rifat (KadıKoza hanma gelen köy, Pazaryolu), İttihad (Üsküdar, Çarkozalar hanın bü şıboyu). yük avlusunu hıncahınc doldurduk İkmale kalanlar için kurslar tan başka Kapalıçarşı boyunca di * Kadıköy Halkevinden: z i 1 e n köylülerin Orta okul ve liselerden ikmale kalmış koza küfeleri çarolan talebeler için 9 temmuzdan 1 eyşıdan gelip geç lule kadar sürmek üzere aşağıda yazıh Dtırsa nuza nanında bir satış giina meyi güşleştirmektedır. Senelerden dildiği anlaşılmaktadır. olan kurslar açılmıştır. İstiyenlerin Kaberi görülmiyen bu hal kosacı Edirne, Adapazarı, Antalya gibi bö dıköy Halkevine gelip kaydolunmalan. lığın 3Tavaş yavaş Genel Savaş se cek ve koza yetiştiren mıntakalar, gü Dersler parasızdır. nelerindeki yüksek duruma doğru git nügününe buradaki Koza Borsasından Riyaziye, ingilizce nebatat, fransızc. tiğini göstermektedır. Fiatler artık is fiat almakta ve bu fiatlere göre oralar fen bilgisi ve biyoloji, italyanca tarib tikrar kesbetmiştir. Maamafıh köylü da da satış yapılmaktadır. fizık, coğrafya, kimya. bu fiatten memnundur. Bu sene mahİlgili zevattan öğrendiğime göre bu sul hem çok iyi hem de çok bereket sene yurdda koza rekoltesinin (2) millidir. Yalnız Bursa ve mülhakatında yon kilodan çok fazla olacağı tahmin (1,5) milyon kilodan fazla koza elde e olunmaktadır. AŞKTAN KORKMA yan bir yazıcımıza ekip şefi miralay Cevdet Bilgişin şunları söylemiştir: c Buradan giderken çok iyi çalıştığımızı ve arkadaşlarımdan emin olduğumu söylemiştim. Niste yaptığımız ilk müsabakalar bizim için adeta bir staj oldu. Rakiblerimizi denedık ve son konkuripiklerde güzel dereceler al mağa başladık. O kadar ki Almanlar Ahende yapacaklan müsabakalann e hemmiyetini artırmak için bizi Almanyaya çağırdılar. Almanyada Saimin birincilik kazandığı an hakikaten görülmeğe değerdi. Halk ve bilhassa Alman askerleri, eski silâh arkadaşlarının zaferini âdeta kendileri kazanmış gibi kutluladılar. Her gittiğimiz memlekette hep bize «Ata türk» ü soruyorlar ve bize «Atatürkün çocukları» diyorlardı. Sahaya çıkınca halk en fazla genclerimizle ilgileniyor (alâkadar oluyor) du. 17,35 denizsporlan 18,05 Ştutgarf tan nakil 19,35 konuşma 20,05 Frankfurttan nakil 20,45 günün akisleri • 21,15 Breslavdan nakil 22,50 konuşma23,05 haberler 23,35 şarkılar ve edebi yayın 24,15 konser: Şubertin eserleri. BUDAPEŞTE: 18,05 keman konseri 19,15 dans or v kestrası 20,15 .konferans 20,30 şan konseri 21,05 komedi 22,50 haberler « 23,15 Çingene orkestrası 23,55 gramo « fon 1,10 haberler. Nöbetçi eczaneler Bursada koza satışi çok hararetlendi Üsküdar Hâle sinâmasında Sonra gülerek ilâve etti: recede şık kadının kibar smıfından oldu Fakat malum ya ben bekânm. ğuna şüphe yoktu. Sir Ralf bir bakışta Zararı yok. yalnız mantosunun 1000 İngiliz lirası Sir Ralf derhal kapının ziline bastı kıymetinde olduğunu tahmin etti. Üzerinde elmas bir gerdanhktan başka mü ve açan hizmetçiye emretti: cevher yoktu. Salonu aydınlatınız! Ateş yani yor mu? Genc kadın mahcub bir eda ile: Yanıyor efendim. Size bir defa Pariste tesadüf et miştim, dedi. Bana bir tiyatronun fouayeSir Ralf salona girerlerken genc sinde takdim olunmuştunuz. kadına dönerek sordu: Sir Ralf hemen ahldı: Size ne takdim cdeyim? Kahve mi, Porto mu? Evet evet.. Opera fouayesinde... Kadın tasdik etti: Kahveyi tercih ederim. Zannederim. Kadın koltuklardan birini şöminenin önüne çekti. Narin ellerini ateşe doğru uErkeğin kendisini derhal tanımasından memnun olmuş görünüyordu. Hal zattı. Sir Ralf'parmaklannda nişan yü züğü bulunmadığını gördü. buki Sir Ralfin onu tanıdığı yalandı. Nezaketsizliğimden dolayı beni ma Arabam bir kazaya uğradı. Hava zur görünüz, dedi. Isminizi bir türlü hao kadar soğuk ki tamirin bitmesini dışa tırlıyamıyorum. rıda bekliyemiyeceğim. Sizin misafirper Istağfurullah, mazur görecek bir verliğinizden istifade edebilir miyim? şey yok. İsmim oldukça çetrefildir. Ben Tercume eden: Yazan: Prenses Raşefskiyim. Sir Ralf hararetle cevab verdi: ner Fehmi Başkuı Edgar Vallas Sir Ralf bağırdı: Bundan büyük bir memnuniyet duSir Ralf şapkasmı çıkardı. Karşısın Evet evet şimdi hatırladım. Şimdi duran *on derecede güzel ve son de yarım. Cı«riMriy«tn in bSUmiı 2 4 gayet iyi hatırlıyorum. Sir Ralf gene yalan söylüyordu. Pariste birçok Rus prensesleri vardı ve onların isimlerini bir türlü haünnda tutamıv yordu. ~~~~^7 • Prenses: ' .' . , . ı ^ . A , Dışarıda sizi görünce şaşınp kal dım, dedi. Acaba soğukta dursam mı iyi, yoksa çıkan fırsattan istifade etsem mi iyi? Nihayet ikinci şıkkı ihtiyar ettim. Sir Ralf hiç değişmemişsiniz. Son defa gördüğüm gibisiniz. Siz, Londranın en büyük iş adamlarından birisiniz, değil mi? varsa söyleyiniz! Derhal yapanm. recek olursam çok memnun kalınm. Size bir sir tevdi edeceğim. Na Sizinle tekrar görüşmenin benim imuslu bir adam olduğunuzu biliyorum. çin en büyük bir emel olduğuna inanınız Ben Londradayım. Fakat bunu bilen prenses. Rahatsız edeceğim. yoktur. Ayrıldılar ve Sir Ralf sevincinden Anlıyorum. kabma sığmaz bir halde yatmağa gitri. Belki parmağımda nişan yüzüğü olmadığını da farketmişsinizdir. Çünkü siz çok anlayışlı bir zatsınız. Dimitri ile kavga ettik. Artık onun yüzünü görmek Altın tren istemiyorum. Sefarete gitmediğim gibi Ledi Moyada bellibaşh iki mezîyet dostlanmdan hiçbirini de görmedim. vardı ki bunlann bir tek kadında toplan Sırrınızın ifşa edilmiyeceğine emin ması pek enderdir: Güzellik ve zekâ. Sir Ralf tevazula < olabilirsiniz. Şimdiye kadar bana tevdi iyi giyinirdi. İyi konuşurdu ve kendisi Eh bazı işler yapiyoruz, 'dedî. • edilen sırların yalnız bundan ibaret ol ni sevdirmesini, ayni zamanda satmasını Mükâleme bundan sonra Parise, Rus madığını söylememe müsaadenizi rica eiyi bilirdi. yaya ve nihayet Londraya intikal etti. derim. Novhamda okumuştu. Bu bir kollejdi Bu sırada kahveler de getirildi. îçerler Size itimad edebileceğimi zaten ken bir hizmetçi gelerek prensesin araba biliyordum, Sir Ralf... Halfman Sitritte ki mezunlarından çoğu hayatı kitablar sındaki bozukluğun düzeldiğini bildirdi. mobleli bir apartıman kiraladım. Hiz arasından görürlerdi. Pek azı da edindikGenc kadın: metçımle beraber orada oturuyorum. Sa leri fazla bilginin tesiri altından kurtul Gitmeden evvel sizden bir ricada at dörtle beş arasında daima orada bu mağa ve ameli olmağa muvaffak olurlar» bulunyama müsaade ediniz! dedi. lunurum. Eğer kıymetli saatlerinizden dı. Ledi Moya bu ikincilerdendi. Prenses, rica ederim. ne emriniz birini olsun benim icin feda ettiğinizi gö<Arka»ı 9ar)

Bu sayıdan diğer sayfalar: