8 Temmuz 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

8 Temmuz 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHTJRfYET 8 Temmuz 1935 KUçUk hlkfiye Doktor Malortik Çeviren: H. Varoğlu Venizelos ölümden korkmuyormuş! Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz O, büyümüş te küçülmüş bir adam ( Acımak, bir şeyi hoş görmemet Doktor Malortik irkildi: Geçen mayısın yedisinde, Sen Viktor dır. Akıl kumkumasıdır. Sanki anasmdan j demektir. Bu da bir düşünceden başka Nasıl? dedi, şayed keşfim doğru Hlsesi eski talebelerinin Kontinantal osüt emmemis te ilim içmiş gibi birşey. birşey değildir. ise mi buyurdunuz? Keşfimin doğru ol[telinde verdikleri ziyafette ben de buHangi bahsi açsan altmdan çıkıyor. Ağ Sence vicdan yok mu? Ldum. Sofrada yerim, eski arkadaş duğunu size ben söyledikten sonra nasıl zından cevahir dökülüyor. Geçen gün Bence, sence değil, hakikatte yok. Geçenlerde Yunan parlamentosunda :an'atkâr esnaf, hu ıdan Lui ile, göğsü lejyon donör ni şüphe ediyorsunuz? Böyle şeyler şa Hekimbaşının yanmda rasladım, vicdan Var olan yaşamak kaygusudur. Beni bir zatm Efrasına tesadüf etti. Bu kaya gelmez azizim... Yarm Varen so Venizelosun kafasını getirene bir milyon [âsa hepsinin mevdiye bir iç terazisini anlatıyordu. [ 1 ] eviren, çeviren hep o kaygudur. Üst takanundan biıtı, yirmi yüdanberi muntazaman de kağmdaki kliniğime gelir misiniz? Keş drahmi verilmesi için bir Yunan saylavı Şehri Mustafayı anmanın şimdi ne rafı masal! vam ettiğim bu ziyafetlerden hiçbiri fimi kendi gözünüzle görürsünüz!.. Mu tarafından bir teklif yapılmışh. Bu haber inin hükmünü çiğnediklerini üân etmünasebeti var? Akıllı ise kendine, bil Iyi ama temiz yaşamak var, kirli itir, sinde görmüş değildim; elli yaşlannda sanm Mezamirinde «gözleri vardır, fakat üzerine Deyli Ekspres gazetesinin Paris giç ise gene kendine! yaşamak var. görmiyecekler» diye bir söz vardır, bi muhabiri Venızelosla görüşmüş ve ne dü 1934 senesinde Fransız topraklarmda kadar, enine boyuna, iri kemikli, mü Ben bunak değilim ki sözün ucu Kirlilik, temizlik görüşe göre deteheyyiç, biraz kır düşmüş uzunca saçlı lir misiniz?.. Ben Mezamir sahibini iki şündüğünü sormuştur. Giridli diplomat ;ütün içmeyi meneden bir kanun çıka nu kaçırayım. Bir yakışığı var ki: Onuğişir. Benim kirli gördüğüme sen temiz katlı tekzib etmeğe muvaffak oldum şunlan söylemiştir: •ılmış ve şimdiye kadar da diğer bir ka amyorum. Ve sakallı bir adamdı. diyebilirsin. Senin temiz dediğine de başYemeğin başlangıcında kendi kendini baylar! Neyse, gelir görürsünüz! Hah, « Bu haber karşısında ne diyeceği nunla bunun hükmü iptal edilmemiş ol Ne yakışığı varmış bakalım? kası kirli der. Fakat sen de o da yaşami soruyorsunuz. Söyliyecek hiçbir şeyinı duğundan tütün içenler bu kanuna karşı ıttı. Sofra arkadaşlığı edeceğim bu hah, hay!.. Söyledim ya, bu delikanh bir iç mak kaygusundan kurtulamazsınız. yok. Ancak Avrupalı geçinen bir milletin hareket etmekte imişler. Jzatın evrensel bir şöhrete sahib göz he Acayip bir gülüşle güldü, sonra: terazisinden bahsediyordu. O terazinin Hırsız olalım, beis yok; iki yüzT |kimi Efraim Malortik olduğunu öğre Müsaade ederseniz ben gidiyo bir saylavının bu rezilâne hareketi karşıiskoçyalının merhametl adı «vicdan» imiş. Insanlarla hay\ anlan lü olalım, beis yok, katil olalım, beis yok. ace çok sevindim. Kendisini liseden rum, dedi.. Acele bir işim var... Karar sında söylenecek sö'zleri medenî dünya ayıran en büyük alâmet te o imiş. Hay Elverir ki yaşıyalım, öyle mi? Iskoçyalıların haItanımıyordum. Bunun sebebini sordu verdiniz değil mi? Yann iki ile üç ara gazetelerine bırakıyorum. Bu vahşice tekvanlar haz alacaklan şeyleri yaparlar, Yaşamak için herşey yapılır. Iyi lifin hükumete mensub saylavlardan hiç dsliği meşhurdur. jğum zaman, gülümsiyerek dedi ki: sonra yaptıklan işi unuturlarmış. Fakat yaşamak yolunda ise haram. helâl olur! sında bekliyorum... biri tarafından protesto edilmediği anlaşı Bu hususta birçok Gayet tabiî, bunu bilmiyecek ne insanlar, yaptıklan işin hazzını, yahud Doktor sofradan kalktı, ellerimizi sık O halde Toramanı hoş görelim. lıyor. Halbuki böyle bir hâdise medenî hikâyeler .anlatır var? Siz bana nazaran daha dünkü ço tı ve çekildi gitti. Arkadaşım, bana: elemini sittin sene taşırlarmış. Çünkü hay Niçin üzülüyoruz? Niçin çene yoruyo ar. Şu vak'a güzel parlamentolarda kıyametler kopanrdı. cuksunuz. Gözlerinizden anlıyorum ki, vanlarda vicdan yokmuş, insanlarda var ruz? Bu işe ne dersin? diye sordu. Fakat ben protesto edecek değilim. Bc bir misaldir: ben okuldan çıktığım zaman siz daha Doğrusunu istersen biraz tuhaf mış. Burada iş değişiyor. Efendilerin Bir kış gecesi, ni öldürmek istediklerini çoktanberi bili yedincide bulunuyordunuz. adamda vicdan bulunur mu ölümünden mi bize menfaat var, yaşa buldum amma, malum ya âlimler bir ne Her Edimburg sokak Doktorun damdan düşercesine ileri vi şair demektir.. Yaptığı keşfin heye yorum. Kat'iyyen korkum yok. Yetmiş iimiş? malarından mı? Biz onu düşüneceğiz. armdan birinde ki yaşındayım. Herhalde daha uzun müdSÜrdüğü bu iddia merakımı celbetti. canma kapılmış olabilir... Şehri Mustafaya inanmak lâzımsa Ah Şehrî Mostafa ah, ne akıllı deperişan kıyafetli bir çocuk hüngur hundet sağ kalacak değilim.» perışan Kiyaıeuı Dir ÇOCUK nungur nun* ' " Tarihleri karşılaştırdık ve iddianın fevlikanlısm? Sen bu keşfe inamyor musun yagür ağlarken, gayet şık giyinmiş bir a, ki renk gibi Lakın saçtakı boya. gözdebulunurmuş. vicdan da çeşid çeşid olur1 Gene mi onu anıyorsun? kalâde doğru olduğu meydana çıktı. ni? Körlerin gözünü açmak, bilmem dam oradan geçiyor ve çocuğa soruyor: Arkadaşım ve ben, bu keskin zekâ amma, bana biraz aykırı geliyor! muş. Geniş vicdan varmış, dar vicdan ' Nasıl anmam. O, yaman adam, Ne ağhyorsun oğlum? ıkarşısında büyük bir hayrete düşmüş., • • r u u ıvarmış, vesveselı vıcdan varmış. • • > Izmir (Özel) Dış piyasadan gelen Ne bilirsin azizim? Unutma ki bu bu bahsi de açtı: Bazı insanlann men jtük. Bu şaşkınlığımızı gören doktor Ma keşfi yapan adam doktor Malortik gibi haberlere göre, üzüm istihsalân yapan di Ah sormayın mosyo. Babam bana „. . . . . . , , • . , faatten başka birşey düşünmediklerini ,, ,. , . , . , . . S lortik etrafına, bir nevi endişe ile bakm büyük bir âlim, söz sahibi bir adam ğer memleketler, alivre satış fiatlerini e altı pens verdı, benı bıra almağa gon ' Bızım bahsımıze bu bahsın Jyakı; ,^ söyledi. O gibilerin hayvandan farkı yokderdi. n Parayı kaybettim. Demindenberi nerede.» j ı L. k r :J ı ; l&ıktan sonra dedi ki: Çeşidi ne olursa olsun, bu vicdan muş. Çünkü hayvan güruhu, ancak ve andır. Gerçi, senin gibi, ben de iddialannı peyce indirmişlerdir. arıyorum, bulamıyorum. Şimdi eve gi Bu intikal süratinin sebebi şudur biraz acayip buldum amma bilinmez ki! Bunun üzerine Izmir Kuru Meyva Ih dince babamdan mutlaka dayak yiye lar; iç terazisi imiş. İnsanlann iyi, kötü cak kendi nefislerine aid menfaati arar fiillerini tartarlarmış. Biz de hünkur işi ve gene nefislerine ilginli olan zarardan ki, ben, göz üzerinde gerek psikolojik, Bundan yirmi sene evvel Markoni sa racatçılar Birliği bir toplantı yaparak vaceğim. ni, efendiler işini şu teraziye koysak nice kaçarmış. Halbuki insanlar başkalanmn gerek fisyolojik noktadan tetkikat yap na radyodan bahsetseydi, nasıl karşı ziyeti gözden geçirmiş, tzmir alivre fiatBu cevaba pek müteessir olan İskoç olur? mağı, ezeldenberi, en mukaddes ülkü lardın? Fen bu! Neler yapmaz ki... lerini de indirmek karannı vermiştir. da menfaat ve zararlannı düşünürlermıj. yalı: edinmişimdir. Insan vücudünün en ha Evet, hakkın var, kim bilir?.. Da Hay Allah sana akıllar versin. Sen darılma ama hayvanca düşünüyor Yeni fiatler çöyledir: Vah, vah, der, bunun bir çaresine Ben de birşey söyliyeceksin sandım. Yarikalı uzvu olan gözün bence meçhul vetine gitmekle ne kaybederiz, gidelim.. 711 numara üzümler için 12, 13, sun. bakalım, senin dayak yediğini istemem. şın kırka geldikten sonra Şehri Mustafakalmış hiçbir sırrı yoktur!.. Ruhun dün Geleceksin değil mi? 14,5. 17. 20 florin. Şehrî Mustafa da bizim yerhnizdfc Ve elini cebine sokar. Çocuk dayak dan vicdan dersi aldm ha! jraya bakan bu pencereleri benim için Ertesi günü için, Rejans kahvesinde Kuşüzümü denilen bir nevi ya§ üzüm olsa hayvanlaşmaktan geri kalmazdı. ;an kurtulduğuna memnun... Fakat şık ardına kadar açıktır. însanlar istesin, is buluşmak üzere sözleştik. öğle yemeği piyasaya çıkanldı. Fena mı yaptım Hasan? Çünkü dava, iyi yaşamak davası! mösyö, cebinden para yerine bir kibrit Ne fena, ne iyi. Yalnız tuhaf. Stemesin, ben, ruhlarma, kendi evime ni beraber yedikten sonra, Malortikin Pirî Halife, birdenbire sesini değiştir kutusu çıkarır, içinden bir kibrit alarak Niçin tuhaf olsun? [ girer gibi girerim!.. Onların kusurla muayenehanesine gidecektik. di. Demindenberi dilinde sürünen elemli kanlar yüzünü ve ellerini lazüa boyaçocuğa uzatır: Çünkü vicdan dediğin şey, hak ahengi bıraktı: ••• I tuıdan, yahud faziletlerinden; düşün mıştı! Al şu kibriti, yak ta öyle ara, belki korkusudur.. Hayvan; yalnız can korkucelerinden, yahud hareketlerinden hiç Ertesi gün, saat iki buçuğa doğru, Seni smıyordum, dedi. îçini görmiDoktorun elleri de kıpkırmızıydı, esu taşır. tnsanlarda hak korkusu da var ye savaşıyordum. biri benim için gizli kalamaz. Ben, her doktorun kliniğinin bulunduğu eski bi linde, gene kana bulanmış çelik bir alet parayı bulursun. Belediyemfze ithaf dır. Fakat bu korkunun geniş zamangünahı bilen bir sırdaşım; hatta bazan naya geldik ve kapıyı çaldık. Sağır bir vardı... Öbürü gülümsedi: larda hükmü yürür. Âşık; haktan evve! : da hâkirn... Ben de seni şevklendiriyordum, ceihtiyar hizmetçi kapıyı açtı. Kartları Gözü çıkan adam odaya girince ko Deyli Herald gasevgilisini düşünür. Para delisi Haktan s aretlendiriyordum. Acaba bizimle alay mı ediyordu? mızı aldı ve bizi, sade döşenmiş, loş, kü şarak bizim arkamıza saklandı. Yalva zetesinde okunmuş evvel altınını, gümüşünü düşünür. Man O halde maslahatı geçelim: Fikrii] ! Bofranın bu ucunda, bize doğru eğilmiş, çük bir salona aldı. İçeride, üçü kadm, ran bir iniltiden ibaret sesile: tur: sab budalası Haktan evvel, minderini dü ne? kıvılcımlar saçan kurşunî gözlerile dik biri erkek olmak üzere dört kişi daha Rica ederim, beni himaye ediniz! tngilterenin en şünür. Hak korkusuna kapılıp ta sevgilidik bize bakıyordu. Biz, âdeta üzüntülü vardı. Biraz sonra hizmetçi kadm tek diyordu. Bu adam delidir diyorum si Açık söyliyeyim mi arkadaş? Kuvasil ailelerinden birine mensub olan Sir sini boşkyan âşık, faizden vaz geçen tebir sıkıntı içinde, şaşkın şaşkm onu din rar geldi .ve .doktor bir operasyonla ze! Adî bir rahatsızlığımı muayene etvet nertifle^Ee ben oradayââ.^ William Hawkslow otomobilini nizaml . liyorduk. ^ Yah?I soyledtn. fakat kuvrea no meşgul olduğu için ]biraz beklememizi tirmeğe geldim, gözümü oydu... Bu a hadden fazla süratle sürdüğünden dolayı feci, minderini bırakan mansab ehli yokDoktor Malortik, hem keskin, hem rioa ettiğini haber verdi. tur. e | ile dam delidir, deli! Ah, gözüm!.. Worcester mahkemesi tarafından 100 înO korkunun adını galiba vicdan koy Bileğimizle, görgümüzle. boğuk, garib ahenkli sesile devam ediSalonda bekliyen ziyaretçilere bak Doktor bize doğru ilerledi ve büyük giliz lirası para cezasına çarpılmış ve umuşlar. Fakat kıymetini çoğaltmamışlar Hele bir tart ta, göreyim. pordu: tım. Bunlardan ikisinin doktorun has bir sükunet, dudaklarında acıyan ve ha zun müddet otomobil kullanmaktan medır. Hem sana birşey söyliyeyim mi? Şimdi ortada iki yol var. Bu yol * Bakış!.. Bu harikulâde kelimeyi talarından olduğu belliydi. Her ikisinin kir gören bir gülümseme ile: nedilmiştir. Hâkim bu kararı suçluya bılYeri olmıyan şeyin vücudü de olmaz. ların birinde Kızlarğası yürüyor, öbürünhiç düşündüğünüz vaki midir? Bakış de iki gözünde siyah birer sargı vardı. Siz bu adamın sözlerine bakma dirdiği sırada: Vicdanın yerini bana gösterebilir misin? de Kapıağaları. Kızlarağası Hünkârı atdenilen bu ölçüsüz, gayrimaddî şeye in Bunlardan biri, hali vakti yerınde bir yınız, baylar, dedi... Anlamıyor.. Anlı<Yeni bir ehliyetname almak istediği Biraz evvel masum devletlilere a mak, Kapıağaları da onu tahtında ahko sanlann isim takmış olmalarını garib ameleye benziyordu; kırk yaşında ka yamaz da!.. Yaptığım operasyon onun niz zaman evvelfmirde mahkememize cıyorum diyordlun, işte o acıyı duyan yup şehzadeleri göçürmek istiyor. Her iki bulmuyor musunuz? Bu kelimeyi, zih dardı. Öteki çok temiz giyinmiş yirmi menfaati namınadır, kendi iyiliği içinmüracaat edip müsaade istemek mecbu vicdandır. yolun yolculan da kendi çıkarlannı an ainizde hiç tarttınız mı? beşlik bir kadındı; bir fam döşambr ol dir... riyetindesiniz. Maamafih üç seneden evNasıl görebildiğinizi şimdiye kadar mak ihtimali vardı. Bu hastalaruı ya Doktor bunu söylerken, öteki adamın (1) Zekâsından, ıstidadından bahso yorlar. Gerçi kendilerine sorarsan haktan vel böyle bir teşebbüste bulunmanız beyJıiç düşündünüz mü, bu suali kendi ken nmdaki kadmlardan biri erkeğin kan feryadı, iniltisi devam ediyordu... Ne lunan bu zat, meşhur Kâtib Çelebidir ki, dem vururlar, din ve devlete hizmet et yapacağımızı şaşırmıştık... Birdenbire, hudedir. Bu üç sene nihayetinde elân o hikâyemizin cereyanı sırasmda henüz mek istediklerini söylerler. Fakat bunlar dinize sordunuz mu? Zarlardan, mayi sı, öteki kadmın kızkardeşi olsa getomobil kullanmak hevesiniz baki ise lâftır, aptal kandırmağa yarar dil yemlelerden, pigmanlardan ibaret bu nazik rekti. Dördü de kederli, elim bir ses doktor, korkunc bir kahkaha attı: , . .. . . ., I gencdi. Türk âlimlerinin en ileri s»* genCdl. İUTK diuıucıiiiuı cu u u ı gelen,.^ ridir. Biz işin içyüzünü biliyoruz. Kızlar Hah hah hay!.. Ölüme mahküm mahkememize muracaatınızın, otomobil :, . , , . . . , azvun, insan vücudünün, hiç şüphesiz sizlik içindeydiler... i f + u r> ^*u; tr» lermden bırı bulunan Katıb Çelebı, Ha ağası, Hünkâra küskündür. Çünkü sün en akıllara hayret verici hâdisesi olan adı Tk/r.,^ Arkadaşım ve ben, salonun bir köşe gözleri muhafaza etmek ha!.. Ne biçim kullanmağa elverişli olduğunuz hakkın cı Kalfa adile ün almıştır. Asıl ^ . Mus güsü düşüktür. Ölen padişah devrinde ol. ,,„ u» v^ı«« A I cgörme» hassasım nasıl vücude getir sindeki divana oturmuş, hem orada bul akıldır bu!.. cGözleri bulunmıyacak, fa da bir tabib raporüe teyid edilmesi şart tafa Efendidir. (1632) tarihinde Ana kat göreceklerdir!..» İşte baylar, yapdiğini biliyor musunuz? Canlı bir mahdolu muhasebesine şakird olabilmiştir. duğu gibi yüz bulmuyor. (Arkan var) duğumuz resimli gazeteleri gözden getır.» | dolu munaseDesuıe şaısjj.u uıauum^.^. ı «e e J tığım büyük keşif budur! Dahilî nur! lukun, bir ak, bir renk tabakası ve bir çiriyor, hem de alçak sesle konuşuyor Anlıyor musunuz? Dahilî nur!... Bu bigöz bebeğinden ibaret uzuv sayesinde, duk. çare bunu anlar mı hiç? Siz merak etrenkleri ve şekilleri nasıl olup ta anBirdenbire, ortalıktaki derin sessizlimeyiniz baylar... Haydi azizim geliniz. Ladığını hiç düşündüğünüz var mıdır? ğin içinde, yandaki odadan gelir gibi geliniz... Size bahşettiği görme hassasmm kıykulağımıza çarpan bir feryad, müthiş metini bildiği için, bir yerine iki göz Aman Yarabbi! Hakikati, o müthi; bir çığlık, bizi yerimizden sıçrattı. vermek suretile bu ilâhî nimetin kad hakikati artık anlamıştık! Gözleri sargüı erkekle kadın, tarifi rini yüz misli arttıran tabiate şükrediOdadaki iki körün ümidsiz feryadları mümkün olmıyan bü>ük bir korku ile yor musunuz? însanlarm çift yerine tek gözü oyulan adamın durmıyan inilti • silkindiler, dehşet dolu yüzlerini yan gözlü olmaları da muhtemel bulundu larmdaki kadınlara çevirdiler... Ve biz leri, kadınlarm sinir buhranları, bayıl ğunu hiç aklınızdan geçirdiniz mi? dördümüz, yani gözleri gören dört kişi, maları arasında doktor Malortiki yan Arkadaşım ve ben, gayriihtiyarî gühiçbir söz söylemeden, ürpererek ba daki odalardan birine sürükleyip kapıyı lümsedik. Doktor, bizi hem ürkütüyor, üstünden kilitlemeğe, kapıcıya, zabıtaya kıştık. hem alâkalandırıyordu. haber göndermeğe nasıl muvaffak ol Biraz sonra, arkadaşım, kulağıma fıduğumuza hâlâ şaşıyorum. O anda ge Gülüyorsunuz baylar, diye devam sıldadı: çirdiğim dakîkalar, hayatımın en müt etti, fakat aldanıyorsunuz... Tabıatin İşittin mi? Ne oluyor acaba?.. hiş anlandır. verdiği nimetin ne kadar değerli olduCevab olarak omuzlarımı silktim. 1*** ğunu anlamak için insan tek gözlü olşimde bir üzüntü peyda olmuştu. Bu Evet doktor deliydi, hem de zır deli! malı! Bu sözlerime, tek gözlüler gülesnada ikinci bir çığlık, insanın ilikle Fennî araştırmalar, inadla devam ettiği t mezlerdi. Ülisin kör ettiği Polifemin ısrini dehşetten donduran acı bir çığlık çalışmalar, asil duygulu hayallerle, ke ! tırabını Öripidden dinleyiniz.. Körlük daha koptu. Arkasmdan, yuvarlanan şiflerde bulunmak gayelerile dolu di > denilen o korkunc illeti soğukkanlılıkla ağır bir koltuğun çıkardığı gürültü ile mağmın müvazenesini bozmuş, delilik,'. hiç düşündünüz mü? karışık homurtulu sesler, küfürler igi aheste aheste, katt ve metodik bir şeUiltonun, ancak bir körün ağzmdan tildi! Yanımızdaki odada gırtlak gırt Mlde orada yer etmişti... Ve biçare âişitilebilecek olan o ulvî feryadını bilir lağa bir boğuşma oluyor gibiydi. Uzak lim, bula bula «Dahilî nur» safsatasını misiniz? ta, bir kapı açıldı... Koridorda bir ko bulmuştu... «Selâm sana, ey mukaddes ışık!».. valama. bir koşuşma oldu... «Alçak!.. Bereket versin ki, onun kur • Doktor, bu sırada, bize doğru daha ziSefil!.. Ölüyorum... İmdad, aman Ya banları evinde tesadüf ettiğimiz üç hasyade eğildi ve hemen işitilemiyecek karabbi!» diye bağıran bir ses işittik. Bu tadan ibaret kaldı. Oldukça şiddetli göz dar alçak sesle dedi ki: sesten sonra, doktorun, teselli veren se hastalıklarile malul olan ilk iki biça İşte baylar, o mukaddes ışığı, si duyuldu: renin gözlerini, dillere destan olan elimenler kendHerinı tamtmışiaraır. öu akorler, benim sayemde göreceklerdir!.. Telâş etmeyin azizim, telâş etme nin çabukluğu ve mehareti sayesinde | l s t a n b u l K ı z Oğretmen Okulunu biti sözbirliği edilmiş ve daha sonra bu yıl rada 42 yıl okulda hiç aralık vermeden Ben karanlıkları mağlub ettim!.. Ya yin rica ederim... Sizin iyiliğiniz içm oyuvermiş, sonra, «tedavinin» sonuna Oğ okulu bitirenlerden Makbule, Şefika, oğretmen ve sekreter olarak çalışan yıllık toplantüarını Çapa Kiz " rm, ,işitiyor musunuz, yann, körlük kuyapıyorum, diyordu. kadar çıkarmamalarını emrettiği siyah retmen Okulunda dün büyük bir törenle Meveddet ve Fikriye öğretmenlik hak Zehra pek çok alkışlanrmştır. ru bir lâftan ibaret kalacak!.. kmdaki temiz duygularmı anlatmışlar Odanın dışındaü duvarın üstünde, sargılan, gözlerinin yerinde kalan kan yapmışlardır. Hayretten, ağzımız açık, dinliyor Okulun eski okullarından Üniversite lı oyukların üstüne sarmıştı. Okulun büyük salonunda okulu ayrı dır. Yeni öğretmenlerden sonra okul eöuk. Doktorun, ismi, şöhreti, yakasm sürtünen, aranan bir el gezindi... kimya doçenti Remziye eski oğretmen En son hasta ise, doktora, gözündeki ayrı yıllarda bitirenler hep birlikte söy debiyat öğretmeni Tevfik Ararad güzel Tarif kabul etmez bir korku içinde idaki rozeti, mistik ve gururlu ifadesi, miyopluğu göstermek için gelmışti. ledikleri İstiklâl marşile törene başla bir söylevle bu güzel günü canlandır Dr. Sabri için bir kabir yapılması hakjnanc gösteren tavrı bizi tesiri altında hepimiz ayağa kalkmıştık... Kastalar kmda çok alkışlanan bir söylev vermiş mıştır. tutuyordu, sözlerine inanıp inanma etrafı görmek için, titriyen ellerile, sar Doktorun birbirini tutmıyan bazı sözle mışlar, Okul Direktörü Tezer yeni yetiBaşkan Huriye, konuîdarın oirbirini ve bu önerge konuklarca candan bir ilgi makta tereddüd ediyorduk. Nihayet de gılarını çıkardılar... Gözlerinin yerin ri, ve yapmak istediği operasyonun şenlerle eski öğretmenlere güzel bir de, kanlar içinde bir çift delikten Laşka anormal şekli ile içinde şüphe uyanan söylev vermiş ve eski öğretmenlerden tanıyabilmesi için herkesin hangi yıl o ile karşılanmıştır. dim ki: hasta, biraz geç olmakla beraber gene Diyarbekir saylavı Huriye toplantıya Bütün konuklar okulda eskiden geçir( Şayed keşfiniz doğru ise, insanlı bir şey yoktu... kulu bitirdiğini ve nerede oğretmen olgeçebilmiş ve delinin elinden başkan seçilmiştir. Bundan sonra Ata Arkasında doktor bulunduğu halde harekete g ç ğa büyük hizmetler eden en yüksek duğunu yüksek sesle söylemesini ileri dikleri güzel günleri anarak çok güzel şahsiyetler arasında yer alacaâınıza hiç I içeri giren adamın bir gözü ojulmuş, gözünün bir tekini olsun kurtarabil türke, İsmet İnönüne ve Kültür Bakanhihna ayrı avn telyazılan. çekilmesine sürmüş ve böylece eski ve yeni öğret bir gün geçirmişlerdir. 1 ici bosalan gözünün yuvasmdan akan jmist' atmeviniz dokton. G. Maurevertten Fransada tütün içmek «72 yaşındayım, daha yasakmış uzun müddet sağ kalacak Parisli bir gaze ;eci Fransızlarm sideğilim» diyor 'asî, hâkim, polis, 3 Ha geçti, 4/ Ha geçiyor Tarihî roman Yazan: M. Turhan Tan îzmirde üzüm fiatleri J ; İ 1 ; Capa Kız Ösretmen okulunda dünkü toplantı

Bu sayıdan diğer sayfalar: